Etiket: Solladı

  • Yılbaşı hindisinin fiyatı çeyrek altını solladı

    Özellikle yılbaşında tüketilen hindinin fiyatı çeyrek altını solladı.

    Yılbaşı sofralarının baş yiyeceklerinden bir tanesi olan hindi satışları Samsun’da başladı. Tavuk etine göre az kolesterollü olan ve yılbaşı sofralarında tüketilen hindi, fiyatıyla da el yakıyor. Ağırlıkları 5 ile 10 kilo arasında değişen köy hindisinin büyüklerinin fiyatı 280 liraya kadar çıkabiliyor. 10 kiloluk köy hindisinin fiyatı 222 lira olan çeyrek altından daha pahalı.

    Hindiye ilgi yok

    Hindiye olan ilginin her sene biraz daha azaldığını ifade eden satıcı Yasin Taşkın, “Bu sene insanlar genelde köy hindisine rağbet gösteriyor. İnsanlar artık çiftlik hindisini tercih etmiyor. Geçen sene yılbaşında 150 hindi sattık. Daha önceki senelerde 300 hindi sattığımızda oldu. Seneler geçtikçe hindi satışları düşüyor. Köy hindisinin kilo fiyatı 28 liradan satılıyor. Hindilerin ağırlığı 5 kilo ile 10 kilo arasında değişiyor. Çiftlik hindisinin kilosu ise 15 liradan satılıyor. Bu sene satışlar biraz azaldı. İnsanların alım gücü düşük olduğu için fiyat biraz yüksek kaçabiliyor. İnsanlar hindiyi yılbaşı yiyeceği olarak benimsemişler. Yılbaşı haricinde de hindi tüketilebilir” dedi.

    Vatandaşlar, yılbaşında özellikle hindiyi bütün halinde fırına verip, içini garnitürle doldurup yapmayı tercih ediyorlar.

  • Kiraz Altını Solladı

    Kuzey yarım kürenin ilk kirazı, Manisa’nın Şehzadeler ilçesinin Sancaklı Bozköy mahallesinde hasat edildi. Geçen yıla göre bir hafta önce yapılan kiraz hasadında ilk kiraz kilosu 200 TL’den açık artırma usulü satıldı. İlk kiraz alımı için Sanacaklı Bozköy’de düzenlenen alım satım törenine Şehzadeler Kaymakamı İsmail Çorumluoğlu, Şehzadeler Belediye Başkanı Ömer Faruk Çelik, Manisa Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Hasan Çebi, Şehzadeler Belediye Başkan Yardımcısı Bilal Demir, kiraz üreticileri ve İstanbul’dan gelen tüccarlar katıldı.

    2016 yılının ilk erkenci kirazını üreten Mehmet Yorulmaz’ın kirazı yapılan açık artırmanın ardından İstanbullu tüccar Celil Görmez tarafından kilosu 200 TL’den satın alınırken, ikinci ürünün sahibi İlyas Coşkuner’in kirazı ise yine aynı tüccar tarafından kilosu 150 TL’den satın alındı. Açık artırmanın ardından Şehzadeler Belediye Başkanı Ömer Faruk Çelik ilk kirazlardan protokole sadece birer tane ikram ederken, bu rakamın sembolik olduğunu kiraz hasadının artmasıyla fiyatların aşağıya düşeceğini belirtti.

    Başkan Çelik, Kuzey yarım kürede ilk kirazın Manisa’nın Şehzadeler ilçesinin Sancaklı Bozköy mıntıkasında yetiştirildiğini belirterek “Tüccarlarımız, alıcılarımız burada. Yapılan çetin pazarlıklar neticesinde Kuzey Yarımkürede üretilen ilk kirazın kilosunu 200 TL’den sembolik olarak sattık. Bu rakam bir gelenek, sembolik bir rakam, üreteni, üreticiyi teşvik amaçlıdır. Bundan sonraki süreçte 200 TL’den satılacak diye bir şey yok” dedi.

    İlk kirazın Manisa’da üretilmesini büyük bir başarı olarak değerlendiren Başkan Çelik, “Kuzey yarım kürede dünyada ilk kirazı üretiyor olmak bizleri son derece sevindirmiştir. Tüccarlarımız da üreticimizi ödüllendirmek için ilk kirazı böyle yüksek rakamla satın alıyor. Sezonumuz tüm üreticilerimiz için, tüccarlarımız için, Şehzadeler ilçesi için hayırlı olmasını diliyorum. Alıcıya da kirazımız hayırlı uğurlu olsun. 200 TL’den kaymakam beye ancak bir tane ikram edebiliyorum” şeklinde konuştu.

    EN ÇOK İHRACAT ALMANYA’YA

    İlk kiraz hasadının sevincini yaşadıklarını kaydeden Manisa Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Hasan Çebi ise şunları söyledi:

    “İlimizde 8 bin 200 ailemiz kiraz yetiştiriciliğiyle uğraşıyor. Bu ailelerimiz yaklaşık 100 bin dekar alanda 3 milyon 300 bin kiraz ağacı ile bu işi gerçekleştirmektedir. Ülkemizde yetiştirilen kirazın yüzde 8’i ilimizde yani 550-560 bin ton kirazın 44-45 bin tonu ilimizde yetiştirilmektedir. Bu kirazımızın da büyük bir çoğunluğunu yurt dışına ihraç etmekteyiz. İlk kirazımız çıkmakta ve Avrupa’nın sofralarını süslemektedir ve ülkemizde de büyük market zincirlerinde hemen yerini alacaktır. Kirazımız bugünden itibaren temmuz ayının sonuna kadar hasadı sürmektedir. Değişik kiraz çeşitleri ile birlikte Erkenci, Orta Erkenci, Geç Erkenci kiraz çeşitleriyle devam etmektedir. Geçen yıl itibariyle 38 bin 500 ton kirazı yurt dışına ihraç ettik. Rekoltemizi bu yıl 44 bin ton beklemekteyiz. Üretimimizin büyük bir kısmı ihraç ediliyor. En büyük alıcımız Almanya’dır.”

    MİKROKLİMA ETKİSİ

    Kiraz üreticisi İlyas Coşkuner de, kirazın ilk hasadına başladıklarını belirterek “8 Nisan itibariyle. Sancaklı Bozköy’de ikamet ediyoruz. Burada kiraz üretimi yapıyoruz. Bölgemizin mikroklimasından dolayı erkenci üretimi yapan Türkiye ve dünyadaki tüm kiraz üretimi yapan yerlerden 8-10 gün daha avantajımız var. Bunu buradaki mikroklimaya borçluyuz, buradaki doğal iklime borçluyuz. Hasadımızı yaptık, rekoltemiz güzel. Güzel bir sezon geçirmeyi diliyorum. Hasatta bir zarar oluşmazsa üretimi iyi bekliyoruz. Geçen sene don zararı vardı. Buy yıl bir zarar gözükmüyor. İyi bir sezon geçirmeyi diliyoruz.”

    İSTANBULLU 250 TL’DEN YİYECEK

    İstanbullunun şuan kirazın kilosunu 250 TL’den yediğini kaydeden İstanbullu kiraz alıcısı Celil Görmez, “İstanbullu kirazı şuan 250 TL’den yiyor. 100 gramlık şaliler halinde satılıyor. Şalisi 20 TL, 25 TL civarında satılmaktadır. Bu kâr amaçlı değil. Maksat Bozköy’ün kirazı alıcı bulsun. Şali halinde 100 gramı 25-30 TL’den satılıyor. Fiyatlarda artış olabilir. Bu yıl erkenci kirazda mahsul biraz kıt görünüyor. Onu zaman belirleyecek.

  • İzmir Konut Fiyatı Artışında Avrupa’yı Solladı

    Merkezi Londra’da olan ve dünya çapında 417 ofisi bulunan İngiliz emlak şirketi Knight Frank’in araştırmasına göre, konut fiyatlarının en çok arttığı 20 şehirden 3’ü Türkiye’de bulunuyor.

    İzmir’de inşaat sektörünün önde gelen aktörleri, konut fiyatındaki artışın nedenlerini, nüfus artışı, iç göç, yeni arsa üretilememesi ve üst segmentteki konutların piyasa fiyatlarını yükseğe çekmesi olarak sıraladı.

    Knight Frank şirketi, Küresel Konut Şehirler Endeksinde 156 kentteki fiyat değişikliklerini hesapladığı raporda, Türkiye’de en çok artışın görüldüğü İstanbul yüzde 25 ile dünyada 3’üncü şehir olurken; İzmir yüzde 16.5 ile Türkiye’de 2’nci, dünyada 6’ncı sırada yer aldı. Aynı listede Ankara yüzde 12.4 ile dünyada 13’üncü sırada kendine yer buldu.

    Tüm dünyadaki konut fiyatı artışı ortalaması ise yüzde 4.4 olarak belirlendi.

    İZMİR TÜM AVRUPA’YI GERİDE BIRAKTI

    İzmir’de inşaat sektörünün önde gelen aktörleri de, konut fiyatındaki artışın nedenlerini, nüfus artışı, iç göç, yeni arsa üretilememesi ve üst segmentteki konutların piyasa fiyatlarını yükseğe çekmesi olarak sıraladı. Endeksin ortaya çıkardığı bir diğer ayrıntı ise İzmir’in fiyat artışında tüm Avrupa kentlerini geride bırakması. Fiyat artışında ilk 20 kentten 7’si Avrupa’da bulunurken, en çok artışın bulunduğu Avrupa kenti 16.3’lük artışla İzmir’in hemen ardında yer alan Macaristan’ın başkenti Budapeşte oldu. Endekse göre, Ege’nin diğer kıyısında Yunan kentlerinde fiyatlar bir önceki yıla oranla düşüş gösterdi.

    Küresel Konut Şehirler Endeksi’ne göre, 121 kentte konut fiyatları 2015’te artar veya aynı kalırken, 44 şehirde düşüş gösterdi. Çin’in sanayi ve ticaret başkenti Shenzhen yüzde 47.5’lik konut fiyatı artışıyla, dünyada konut fiyatlarının en fazla artış gösterdiği kent oldu.

    “ARSA ÜRETİLEMİYOR, FİYAT ARTIYOR”

    İzmir’in konut fiyat artışında 6’ncı sırada yer almasını İzmir’in önde gelen inşaat şirketlerinin yöneticileri ve Müteahhitler Federasyonu (MÜFED) Başkanı Necip Nasır değerlendirdi.

    Türkiye’nin farklı kentlerinden İzmir’e bir iç göç olduğunu ifade eden Nasır, şunları söyledi:

    “Bilindiği gibi İzmir, gerek kent yaşantısı, gerek iklimi nedeniyle bir çekim merkezidir. Çevre illerden olduğu gibi Türkiye’nin farklı kentlerinden de İzmir’e olan bir iç göç gerçeği var. Bu nedenle konutlara olan talep her dönem güncelliğini koruyor. Fakat İzmir’de özellikle kent merkezinde mevcut araziler doldu. Yeni arazi üretilemediği için müteahhitler yüksek arsa bedeliyle karşı karşıya. Dolayısıyla bu durum fiyatlara yansıyor. Yeni arsa üretilememesi kentsel dönüşüm gerçeğini tekrar karşımıza çıkarıyor. İzmir, hep söylediğimiz gibi yüzde 85’i dönüşüme ihtiyaç duyan ve deprem kuşağında yer alan bir şehir. Bu nedenle İzmir’de kentsel dönüşüm konusu ayrı bir önem ve aciliyet taşıyor. Fakat bu yasa aynı zamanda sosyal bir proje olduğu için yasanın uygulatılabilmesi insanları teşvik edecek ve zorlayacak bir tarafı olması gerekiyor. Biz sistemli, ada bazında planlamayla yürütülecek bir kentsel dönüşümün, İzmir’in geleceğine katkı yapacağına inanıyoruz.”

    FİYATLAR İKİYE KATLANACAK

    Gözde Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Op. Dr. Kenan Kalı da, İzmir’de ekonomik ömrünü tamamlamış çok sayıda bina olduğunu belirterek “Yeni üretilen konutların fiyatının bu yüzden çok arttığı düşünülebilir; ama İzmir uzun süredir bu artışı bekleyen bir kenttir. Dünyada nüfusu ölçülebilen hiçbir kentin nüfusu, İzmir’deki kadar hızlı artış oranı göstermiyor. Artan nüfus, talebi beraberinde getiriyor. Bu da bize, fiyat artışının devam edeceğini gösteriyor. İzmir’de hâlâ konut fiyatları normalin altında. Bugün 350-400 bin TL civarında bulunan yeni konutların fiyatının önümüzdeki 2-3 yıl içinde iki katı olan 400-800 bin TL’ye yükselmesi kaçınılmaz. Bu tablo elbette şehir dışındaki yatırımcıların da iştahını kabartıyor. Bu yüzden konut sahibi olmak ve yatırım yapmak isteyen İzmirlilere ellerini çabuk tutmalarını öneriyoruz” diye konuştu.

    “20 BİN İKİNCİ EL SATIŞI YAPILMIŞSA BU CİDDİ RAKAM”

    Kavuklar Gayrimenkul Geliştirme Grup Başkanı Metehan Kavuk ise maliyet ve arsa talebinin artmasının fiyatlara yansıdığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Bakıldığında İzmir’deki artış hızlı gibi görünebilir; ancak İzmir uzun süredir bekleyen bir pazar. Maliyet ve arsa talebinin artması da fiyata yansıyor. Ayrıca pazarda üretimi bitmiş, stoğu en minimum kent. Bu da İzmir’deki konut piyasasında fiyat artışının devam edeceği anlamına geliyor. Önümüzdeki 2-3 yıl içinde önemli artış göreceğiz. Şu anda İzmir konut yatırımı açısından en avantajlı kent. İstanbul’a baktığımızda orta gelir gurubuna hitap eden konutların hızla tükendiğini görürken, üst gelir gurubuna ait konutların satışında büyük bir azalma olduğunu görüyoruz. Fakat bu tablo İzmir’de, hem alt, hem orta, hem de üst gelir gurubundaki konut satışında oldukça üst düzeyde. 4 milyon nüfuslu bir kentte bir yıl içinde 20 bin yeni, 20 bin ikinci el konut satışı yapılmışsa, bu ciddi bir rakamdır.”

    Tanyer İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Münir Tanyer, “İzmir’in, öncelikle lokasyon açısından çok önemli” olduğunu belirterek şunları söyledi:

    “Türkiye’nin batıya açılan kapısı. Coğrafya ve iklim açısından da sakinlerine büyük avantaj sağlıyor. Diğer yandan turizm merkezlerine yakınlığı, çevre açısından diğer illere oranla bakir kalmışlığı ve sanayi tarafından aşırı derecede kirletilmemiş olması da, insanları kendisine çekiyor. İzmirliler’in denize gitmesi için yazlığa gitmesine bile gerek yok. Havası çok iyi. Yaşam ucuz. Sağlık ve beslenme açısından avantajlı. Tüm bu şartları göz önünde bulundurduğumuzda İzmir yaşanacak kentlerin başında geliyor. Daha da gelişeceğini ve fiyatların artacağını düşünüyorum.”

    ARAZİ METREKARE FİYATLARI 6 KAT ARTTI

    Yücesoy Mühendislik Yönetim Kurulu Başkanı Cem Yücesoy da, konuşmalarında şu ifadelere yer verdi:

    “Düzensiz şehir planlaması konut fiyatlarının artmasında en büyük etken. Kentimiz arazi bakımından nüfus artışını karşılayamıyor. Yeterli alan imara açılmadığı ve devamlı nüfus aldığından dolayı arsa fiyatları buna paralel olarak yükseliyor. Şu şekilde örnek vereyim: 2014’te Seyrek’te 150-250 TL civarında bulunan arazi metrekare fiyatları içinde bulunduğumuz 2016 yılında 900-1.200 TL’ye kadar yükseldi. Neredeyse 6 katına ulaştı. Böyle bir artış dünyanın hiçbir yerinde yok. Kısaca fiyat artışının nedeni kentin gelişmesi değil, kentin sıkışması. Bu gidişle fiyatlar önümüzdeki dönem artacaktır. Özellikle önümüzdeki bir iki yıl içinde artış açık bir şekilde devam edeceğe benziyor.”

  • Samuel ETO’o Alman Panzeri Marıo Gomez’i Solladı

    Spor Toto Süper Lig’in 13. haftası geride kalırken Antalyaspor’un yıldızı Samuel Eto’o ligde attığı gollerle Beşiktaş’ın Alman golcüsü Mario Gomez’i solladı.

    Spor Toto Süper Lig’in 13. haftası geride kalırken Samuel Eto’o ligde çıktığı 13 maçta 11 gol atarak gol krallığında zirvedeki yerine korudu. Başarılı golcü ligde en yakın takipçisi Beşiktaş’ın yıldızı Alman oyuncu Mario Gomez’e zirveyi bu haftada da bırakmadı. Mario Gomez 13 maçta kaydettiği 9 golle Kamerunlu yıldız Eto’o’yu takip ediyor.

    13. haftada Eto’o takımına son dakikada bulduğu golle Osmanlıspor karşısında 1 puanı kazandırırken, Beşiktaşlı Mario Gomez bu hafta oynanan Akhisar Belediyespor karşılaşmasında gol sevinci yaşayamadı.

  • Samsun, Prematüre Doğumda Türkiye’yi Solladı

    SAMSUN (İHA) – Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Neonatoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Canan Aygün, “Samsun’da son 2 yılda prematüre doğumlar yüzde 15 arttı. Yani dünya ortalamasının üzerinde prematüre doğumlarımız var” dedi.

    OMÜ Tıp Fakültesi Çocuk Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’nde “17 Kasım Dünya Prematüre Bebek Günü” etkinliği düzenledi. OMÜ Tıp Fakültesi Çocuk Hastanesi Konferans salonunda düzenlenen etkinliğe OMÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Merkez Müdürü Prof. Dr. Recep Sancak, Neonatoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Canan Aygün, Pediatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayhan Dağdemir, hemşireler, Bafra Hasan Çalış Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi Çocuk Gelişimi öğrencileri ve öğretmenleri ile prematüre çocuklar ile aileleri katıldı.

    “SAMSUN’DA PREMATÜRE DOĞUMLAR TÜRKİYE ORTALAMASININ ÜZERİNDE”

    Etkinlikte prematüre doğup, ünitede takip ve tedavi edilmiş bebekler ve aileleri gönüllerince eğlendi. Kutlamada bir konuşma yapan OMÜ Tıp Fakültesi Neonatoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Canan Aygün, “Her yıl dünyada 10 bebekten bir tanesi prematüre doğuyor. Ne yazık ki Samsun’da son 2 yılda prematüre doğumları yüzde 15 arttı. Yani dünya ortalamasının üzerinde prematüre doğumlarımız var. Bu oranları aşağıya çekmek amacıyla İl Sağlık Müdürlüğümüz ile çalışmalarımız var. Prematüre bebeğin doğması hem bebek için hem de aile için çok zor oluyor. Bunları yaşatmak için uzun süre yenidoğan yoğun bakımda yatmaları gerekiyor. Aileler çok zor günler geçiriyorlar. Taburculuk sonrasında da bebeklerde görme, işitme sorunları ve öğrenme zorlukları olabiliyor. Samsun’da prematüre doğumlar 2013 yılından sonra çok fazla arttı. Geçen yıl Samsun’da prematüre doğan bebek sayısı 2 bin 700 tane oldu. 2015 yılı şu anda bitmedi ama geçen yılla aynı oranı tutturacağız gibi. İlimizdeki prematüre doğumlar Türkiye ortalamasının üzerinde oluyor” diye konuştu.

    Türkiye’de her yıl 150 bin bebeğin erken doğduğunu belirten Aygün, “Erken doğumun nedeni annede yüksek tansiyon, şeker, enfeksiyon gibi nedenler olabilir. Ya da tüp bebek gibi yardımcı üreme teknikleri sonrasında ikiz, üçüz gebelikler erken doğumla sonlanabilir. Artık erken doğan bebeklerin yaşama şansları üst düzey tıbbi bakımla daha yüksek. Ancak çok erken gebelik haftalarında ve özellikle bir kilonun altında doğanlarda öğrenme güçlükleri, görme ya da işitme sorunları gelişebiliyor. Erken doğan bebeklerin en az sağlık sorunuyla aileye ve topluma kazandırılması, güvenilir ve deneyimli yenidoğan yoğun bakım ekibini gerektiriyor. Prematüre doğumlar konusunda farkındalık oluşturmak için kutlanan ‘17 Kasın Dünya Prematüre Günü’ için sloganımız ‘Erken Doğan Bebekler Yenidoğan Hekiminin Eline Doğmalı’. Tüm bebeklerimize ve ailelerine sağlıklı, mutlu günler diliyoruz” şeklinde konuştu.

    Konuşmaların ardından prematüre bebekler için hazırlanan pasta kesimi gerçekleşti. Etkinlik sonunda ayrıca Bahçeşehir Okul Aile Birliği Başkanı Ahsen Karatepe ve Okul Müdürü Vedit Köksal, OMÜ Çocuk Hastanesi Yenidoğan Ünitesi’ne 5 bin TL bağışta bulundular.