Etiket: Sloganıyla

  • “Çevrecilik Milliyetçiliktir” sloganıyla çevredeki çöpleri topladılar

    “Çevrecilik Milliyetçiliktir” sloganıyla çevredeki çöpleri topladılar

    Oltu Ülkü Ocakları “Çevrecilik Milliyetçiliktir” sloganı ile yola çıkarak Eğitim ve Kültür Vakfı Oltu Kalesi ve Selçuklu Hamamın çevresindeki çöpleri poşetlere toplayarak çöp konteynere attılar.

    Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Merkezi’nin başlatmış olduğu proje kapsamında, Oltu Ülkü Ocakları Başkanlığı tarihi eserler ve doğal alanlarda geri dönüşümü doğada mümkün olmayan plastik poşet atıklarını temizleyerek önemli bir farkındalık çalışması gerçekleştirdi.

    Oltu Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı Muhammet Öztürk, “Ülkü Ocakları Genel Başkanımız Sinan Ateş’in talimatları doğrultusunda çevre miras değildir gelecek nesillere devredilecek bir emanettir doğrultusunda “Çevrecilik Milliyetçiliktir” sloganımızla bu temizliği başlattık. Bugün arkadaşlarımızla birlikte Oltu’da bulunan tarihi Oltu Kalesi ve Selçuklu Hamamı çevresini temizledik. İlçemizi hep birlikte temiz tutalım. İnşallah bu temizlik kampanyası Türkiye geneli devam eder” dedi.

    Muhammet Can Ay ise ,”Bu proje için Ülkü ocaklarına çok teşekkür ederiz. Tarihi eserlerimizin etrafındaki çöpleri topladık. Bütün insanları duyarlı olmaya davet ediyoruz” şeklinde konuştu.

  • “Öpülesi Eller Başımızın Tacı” sloganıyla YADEM 15 bin vatandaşa ulaştı

    Sakarya Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı’na bağlı olarak hizmetlerini sürdüren Yaşlı Destek Merkezi (YADEM) 2018 yılında 15 bin vatandaşa ulaştı.

    Sakarya Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Müdürü Ahmet Öksüzoğlu, 65 yaş üstü vatandaşlara hizmet sunan YADEM’in, yeni yılda da yaşlıların hizmetinde olmaya devam edeceğini belirtti. Öksüzoğlu, “Öpülesi Eller Başımızın Tacı” sloganıyla 2019 yılında da hizmetlerimizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.

    YADEM çatısı altında yapmış oldukları hizmetler hakkında açıklamalarda bulunan Öksüzoğlu, “Sakarya’da yaşayan, bakacak kimsesi bulunmayan, günlük yaşam faaliyetlerini yapmakta zorluk çeken ve evlerinde bakılmaya ihtiyaç duyan 65 yaş ve üzeri tüm vatandaşlarımızın ev temizliği, kişisel bakımlarını, psikolojik destek, fizik tedavi ve hastane refakati gibi birçok alan ihtiyaçlarını gidermeye devam ediyoruz. Bunun yanında hobi kursları, doğa yürüyüşleri, geziler ve ücretsiz sağlık taramaları da 65 yaş ve üzeri yaşlıların katılabilecekleri etkinlikler arasında yer alıyor” diye konuştu.

    Öksüzoğlu konuşmasının devamında ise, “2018 yılı içerisinde; 845 yaşlımızın ev temizliğini, 672 yaşlımızın kişisel bakım ve hizmetini, 289 yaşlımıza psikolojik destek, bin 675 yaşlımıza fizik tedavi, bin 182 haneye ziyaret, bin 235 saat hobi kursları, 23 doğa yürüyüşü, sinema gösterimleri, geziler, sergiler ve birçok alanda yapılan hizmetlerle 2018 yılını dolu dolu geride bıraktık. İnşallah 2019 yılı içerisinde ‘Öpülesi Eller Başımızın Tacı’ sloganıyla hizmetlerimizi sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.

  • Asker sokakları “Vatan sana canım feda” sloganıyla inletti

    Adana’da Cumhuriyet’in kuruluşunun 95. yıl dönümü kutlamalarından sonra sokaklarda “Vatan sana canım feda” sloganıyla yürüyen askere vatandaşlar da destek verdi.

    Cumhuriyet’in kuruluşunun 95. yıl dönümünü dolayısıyla düzenlenen etkinlikler kapsamında Adana Valisi Mahmut Demirtaş Adana Valiliğinde tebrikleri kabul etti. Vali Demirtaş daha sonra Cumhuriyet Bayramı’nın kutlanacağı Uğur Mumcu Meydanı’na geçerek burada Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü ve 6. Mekanize Piyade Tümen Komutanı Tümgeneral Hakan Atınç ile birlikte haklı selamladı.

    Vali Demirtaş törende yaptığı konuşmada, “Geçtiğimiz yüzyılın başında kadim coğrafyamıza üşüşen; renkleri, lisanları, inançları farklı işgal güçleri, milletimizin cesareti ve feraseti ile bertaraf edilmişlerdir. O gün Sakarya’da, Dumlupınar’da, Başkomutanlık Meydan Muharebesinde bozguna uğrayanlar, vatanımız üzerindeki emellerinden vazgeçmediler. Bunun için ekonomik, siyasi ve askeri pek çok argümanla üzerimize gelmeye devam ettiler. Oyun üstüne oyun kurup, plan üstüne plan yaptılar. Bunların en büyüğünü, 15 Temmuz darbe girişiminde sergilediler. 15 Temmuz karanlığında yaşadıklarımız, yedi düvelin bitip tükenmeyen oyunlarının farklı bir versiyonuydu. Bilinmelidir ki 95 yıl önce İstiklal Harbimizi zafere taşıyan, Cumhuriyetimize can veren ruh, bugün de dimdik ayaktadır. Milletimizin bağımsızlığına düşkünlüğünün, cumhuriyet ve demokrasisine bağlığının en büyük ispatı budur” diye konuştu.

    Konuşmanın ardından öğrenciler Cumhuriyeti anlatan şiirler okudu. Adana Büyükşehir Belediyesi Halkoyunu Ekibi gösteri sundu. Daha sonra ise geçit töreni yapıldı. Halkın yoğun ilgi gösterdiği bayramda, geçit töreninden sonra Ziyapaşa Bulvarı’ndan yaya olarak giden askerler “Vatan sana canım feda” sloganları atınca vatandaşlar da onlara alkış ve Türk bayraklarını sallayarak destek verdi.

    Törene AK Parti Adana milletvekilleri Abdullah Doğru, Ahmet Zenbilci, Tamer Dağlı, CHP Adana milletvekilleri Ayhan Barut, Orhan Sümer, Müzeyyen Şevkin, Adana Emniyet Müdürü Selami Yıldız ile çok sayıda kamu kurum müdürü, komutanlar ve partilerin il başkanları katıldı.

  • Ankara’da “Pıhtıya karşı hareket et” sloganıyla etkinlik

    Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği ile Türk Kalp Damar Cerrahisi Derneği, 13 Ekim Dünya Tromboz Günü nedeniyle “Pıhtıya karşı hareket et” sloganıyla etkinlik düzenledi.

    Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği ile Türk Kalp Damar Cerrahisi Derneği tarafından düzenlenen Dünya Tromboz Günü etkinlikleri, 13 Ekim’de Ankara Üniversitesi Güneş Meydanı’nda yapıldı. Etkinlik, Anıtkabir’den bando ekibi eşliğinde Güneş Meydanı’na yapılan yürüyüşle başladı. Etkinlikle ilgili bilgi veren Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Tankut Akay, “Tromboz, damar içindeki kanın pıhtılaşmasıdır. Bunu, derin ven trombozu veya damar içindeki kanın pıhtılaşması olarak açıklayabiliriz. Dünyada her 4 kişiden birinin ölümünden sorumlu, 37 saniyede birinin hayatını kaybetmesinden sorumlu, trafik kazası, AIDS ve kanser kadar fazla can alan bir hastalıktan bahsediyoruz. Bunun da en önemli sebebi hareketsizlik. Burada toplanmamızın amacı da buna dikkat çekmek ve bir farkındalık oluşturmak, hayatımıza hareket katmak” dedi.

    Akay, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Her yıl 13 Ekim Dünya Tromboz Günü olarak kabul edilmiş durumda ve bununla alakalı çeşitli etkinlikler yapılıyor. Bu sene ülkemizin iki çok güçlü derneği, Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği ile Türk Kalp Damar Cerrahisi Derneği güçlerini birleştirerek böyle bir etkinlik yaptılar. Buradaki ana mantık, ‘hayatımıza bu dijital çağın getirmiş olduğu hareketsizlikle nasıl başa çıkabiliriz ve ofiste, günlük hayatımızda neler yapabiliriz’ bunu insanlarla, dostlarımızla, hastalarımızla paylaşmak.”

    “Sürekli ve uzun süre oturmak iyi bir şey değil”

    Türk Kalp Damar Cerrahisi Derneği Başkanı Rüçhan Akar ise, “Tromboz, ‘pıhtı’ demek. Pıhtıyı oluşturan hücrelerin, trombositlerin bir araya gelerek damar içinde olursa damar içi pıhtı diyoruz. Damar dışında olduğu zaman örneğin bir yerimizi kestiğimizde o kanamayı engellemek için normal bir savunma mekanizması. Kanamadan insanların kaybedilmesini engelleyen bir savunma mekanizması ama bu damar içinde olursa ki atardamar ve toplardamar diye iki tip damarımız var ya da kalp içinde olursa o zaman hayatı tehdit edecek riskleri ölümcül olabiliyor” ifadelerini kullandı.

    Toplardamar ve atardamardaki pıhtıların sebeplerinin farklı farklı olduğuna dikkat çeken Akar, “Ortak olan yönleri var. Örneğin tütün, yüksek derece alkol kullanımı ama atardamarlardaki pıhtı, genellikle kalbin kendi damarlarında olabiliyor ya da beyne giden damarlarda olabiliyor ya da ayak damarlarında olabiliyor. Bugünün konusu aslında toplardamarlardaki pıhtı. Toplardamarlardaki pıhtı da özellikle hareket edemeyen kişilerde, örneğin hastaneye yatırılan kişilerde kalça, diz protezi yapılmış büyük ameliyatlardan sonra hasta uzun süre hareketsiz kaldığı zaman pıhtı önleyici ilaç kullanılmadığı takdirde bacaklarda pıhtı başlıyor, şişlik ve ağrıyla. Ondan sonra bu pıhtı, bazen koparak akciğere gidip hastanın ölümüyle sonuçlanabiliyor” şeklinde konuştu.

    Akar, vatandaşlara şu tavsiyelerde bulundu:

    “Uzun yolculuklarda hareket etmeleri çok önemli. Uzun uçak yolculukları önemli, iki saati aşan uçak yolculuklarında mutlaka ayağa kalkıp yürümek, ayak hareketleri yapmak çok önemli. Sürekli ve uzun süre oturmak iyi bir şey değil. Hastanede yatan hastalarda bu görev doktorlara düşüyor. Hastayı erken hareket edebilir hale getiriyor. Örneğin demin bahsettiğim diz-kalça protezlerinden sonra bile ortopedist arkadaşlarımız, çok erken hastaları yürütmeye başlıyorlar. Bunun tek amacı işte bu pıhtının engellenmesi. Bir de bazı ilaçlar var, pıhtıya neden olan. Doğum kontrol hapları alan hanımefendiler de pıhtı riskinin yüksek olduğunu bilmeleri gerek. Onun için de uyanık olmaları ve belirtileri çok iyi bilmeleri gerekiyor. Bugünü yapmamızın ana nedeni de bu. İnsanımıza bu belirtileri anlatmak, önem paketlerini sunmak, gerisini de doktorlara bırakmak.”

    Erken fark etmesi sayesinde sağlığına kavuştu

    Tromboz hastalığını atlatmış olan Münevver Tuzcu ise, “Bir gece yarısında sol tarafımın tutmadığını hissettim. Sonra yavaş yavaş açıldı. Kontrollerimde sol dizimin yan tarafında pıhtı olduğu teşhis edildi. Geçen sene ameliyat oldum. Pıhtı, lazerle dağıtıldı ve şu anda çok daha rahatım” dedi.

    Hastalık sürecinde zorlandığını ama durumu erken fark ettiğini kaydeden Tuzcu, “Onun için tez zamanda rahatıma kavuştum. Şu anda ilaç kullanıyorum” ifadesini kullandı.

    Vatandaşlara da seslenen Tuzcu, ”Hiç beklemesinler, hemen en yakın damar cerrahi ile görüşsünler, tedavilerini yaptırsınlar. Yoksa başka bir yer atarsa bu sefer ölümle karşı karşıya kalırlar” dedi.

  • Liderler “Sıfır Gıda Atığı” sloganıyla harekete geçti

    Türkiye’de gıda kayıp ve atıklarının önüne geçilmesini hedefleyen Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Sıfır Gıda Atığı Liderler Ağı, ilk toplantısını gerçekleştirdi.

    Dünyadaki gıda kayıp ve atıkları konusunda Türkiye’de de bir girişim başlatmayı hedefleyen Sıfır Gıda Atığı Liderler Ağı, ilk toplantısını Ankara’da gerçekleştirdi. Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu tarafından düzenlenen toplantıya gıda tedarik zincirinin kamu, özel sektör ve akademi ayağından birçok temsilci katıldı. Konuya ilişkin bir açıklama yapan TGDF Genel Sekreteri İlknur Menlik, “Bugün Federasyon olarak İngiliz Kraliyet Akademisi ile birlikte başlattığımız dünyada gıda israfının azaltılması amacıyla Liderler Ağı günlerinin Türkiye ayağında start vermiş durumdayız. Amacımız, tarladan tüketiciye hem teknoloji, hem eğitim hem de operasyonel anlamda sorunların giderilmesini sağlayacak adımları atabilmek. Özellikle küçük işletmelerimize yol gösterecek haritaları çıkarabilmek” dedi.

    Bunun zor bir mücadele olduğunu kaydeden Menlik, “Tüketici çok önemli, tüketici bilinci çok önemli. Çiftçilerimizin bilinçli olması çok önemli, akademik camiamızın aynı şekilde konuya asılması çok önemli. Eğer bir adım atarsak 1 milyar açığı kurtaramasak bile bir kısmını kurtarırız diye ümit ediyoruz” ifadesini kullandı.

    Menlik sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Zincirin tüm halkalarını masaya yatırıyoruz. Tarımdan, topraktan itibaren tüketiciye kadar hangi paydaş grubunda hangi etkinlikler yapılmalı, teknoloji ise teknoloji farkındalığına dönük ne yapabiliriz, tüketici ise tüketiciye dönük ne adımlar atabiliriz ya da regülasyonla yani, bizim burada yönetmeliğe, kanuna, tebliğe ihtiyacımız varsa bunları da net olarak ortaya koymayı planlıyoruz.”

    “En önemlisi ihtiyacımızdan fazlasını almamak”

    Sıfır gıda atığına ilişkin olarak vatandaşlara da seslenen Menlik, “En önemlisi, ihtiyacımızdan fazlasını almamak. İhtiyacımızdan fazlasını almadığımız takdirde zaten en temel adımı atıyoruz, çünkü o fazlayı bir şekilde tüketemediğimiz zaman çöpe gidiyor. Çöpe attığımız her gıdanın da bir açı doyurabileceğini bilmek gerekiyor. Tutumlu olmak lazım, israf haramdır. Dinimiz de bunu emrediyor zaten, bilim de aynı şeyi söylüyor. Dünya gerçekleri de aynı şeyi söylüyor. O yüzden tüketicilerimizden bu konuda duyarlı olmalarını bekliyoruz. İkincisi, ‘tüketim zinciri içinde bu konuda çabalayan işletmeleri birazcık daha görsünler’ istiyoruz. Bu işletmelerin belki de ürünlerini tercih ederek zincirin büyük halkasına onlar da destek olabilirler” şeklinde konuştu.

    “Amacımız, sıfır gıda atığı kültürünü Türkiye’de yaygınlaştırabilmek” diyen Türk-Alman Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölüm Başkanı Dr. Yaşanur Kayıkcı ise şunları söyledi:

    “Özellikle bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde gıda atığı daha çok tedarik zincirinin perakendeden önceki aşamalarında yani, üretim aşaması, çiftlikteki aşamalar, elle işleme, ambalajlama, nakliye ve gıdanın işlenmesi ve üretilmesi, daha sonrasında tekrar perakendeye gönderilmesiyle ilgili aşamalarda son derece fazla gıda atığının olduğunu görüyoruz. Tabii ki bu tek başına incelenecek bir konu değil, tüm tedarik zincirinin geneline bakıp problemlerin nelerden kaynaklandığını ve bu problemleri giderebilmek için hangi çözüm yollarının olacağını ele almamız gerekiyor. Böylelikle de bu atığı bir şekilde tekrar ekonomiye geri kazandırmalıyız.”