Etiket: Sit

  • Danıştay’dan emsal karar: Rüzgar enerjisinin önündeki sit engeli kalktı

    İzmir’de bulunan bir rüzgar enerji santralinin imar planlarının iptaline yönelik açılan davada İzmir İdare Mahkemesi davayı reddederken, Danıştay da kararı onadı. Açılan davanın reddedilmesiyle birlikte doğal sit alanlarında rüzgar enerjisinden yararlanmanın önünde hukuken engel kalmadı.

    İzmir İdare Mahkemesi, rüzgar enerji santralinin imar planlarının iptaline yönelik açılan davada önemli bir karara imza attı. Mahkeme, açılan davayı reddederek emsal bir karar verdi. Mahkeme kararında firmaya verilen lisans kapsamında hazırlanan projenin ilgili idarelerden gerekli izinlerin alınması sonrası plana aktarıldığı, Rüzgar Enerji Santralinin (RES) üretim alanının üst ölçeklerde gösterilmemiş olsa dahi alt ölçekli planlar yoluyla yatırımın gerçekleştirilmesinin plan hükümlerinde olanaklı kılındığı bildirildi. Daha sonra bu karar Danıştay’a taşındı. Temyiz yargılamasında Danıştay, İzmir İdare Mahkemesinin kararını onadı. Davacıların karar düzeltme talebi de İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından yerinde görülmeyerek karar kesinleşti.

    Doğal sitler rüzgar enerjisiyle korunacak

    Doğal sit alanlarında rüzgar enerjisine izin veren kararın ardından açıklamada bulunan Çevreci Enerji Derneği Başkanı Tolga Şallı, ’’Rüzgar enerjisinden yararlanabilmenin ön koşulu santralin ’rüzgar ırmağı’ denilen ırmakların üzerinde kurulmasıdır. Çeşme, Urla ve Karaburun ilçelerimizde rüzgâr ırmaklarının olduğu ender bölgelerimizdendir. Yenilenebilir Enerji Kanunu’na göre Koruma Bölge Kurulunun olumlu görüşü alınmak kaydıyla doğal sit alanlarında rüzgâr enerjisi yatırımları yapılabilmektedir’’ dedi.

    Rüzgâr enerji santrallerinin kapladığı alanlar geniş olsa da bu alanların sadece yüzde 2-3’ünün kullanıldığına dikkat çeken Şallı, ’’Türbin yerleri, kadastral yol yok ise açılan yollar ve şalt merkezi dışında tüm alanda ekolojik hayat devam eder. Mevzuat gereği santral alanı imara kapanarak betonlaşmanın önüne geçilir. Ayrıca rüzgar enerjisi santralleri su tüketmez, suyu kirletmez, karbon salınımında bulunmaz ve atık bırakmaz. Sadece 1 MW rüzgar enerjisi konvansiyonel kaynaklara kıyasla yılda bin 500 ton karbon salınımını engelliyor. Rüzgâr enerjisinin ülkemizin enerji bağımsızlığına katkısı, iklim değişikliği ile mücadelede önemli kaynaklardan biri olması, yarattığı istihdam (şu an ülkemizde 52 bin kişi bu sektörde çalışmaktadır) ve doğal sit alanlarının betonlaşmasını engellemesinden dolayı üstün kamu yararı bulunmaktadır’’

    diye konuştu.

  • Bodrum alevler teslim oldu: 20 hektarlık sit alanı kül oldu

    Muğla’nın Bodrum ilçesinde meydana gelen yangında yaklaşık 20 hektar alan kül oldu. 5 saatlik çalışma sonucunda yangın güçlükle kontrol altına alındı.

    Yalıkavak Mahalesinde bulunan ünlülerin uğrak mekanı bir beach civarında 1. dereceden sit alanı olduğu öğrenilen makilik alanında başlayan yangın rüzgarın etkisiyle hızla büyüdü. Kaya mezarlarını ve sit alanın olduğu bölgeleri etkisi altına alan yangına, 1 ilk müdahale aracı, 3

    4 arazöz, 2 su tankeri, 10 itfaiye aracı ve 40 yangın işçisi müdahale etti. Ekiplerin uzun uğraşları sonucunda 5 saatte kontrol altına alınan yangında yaklaşık 20 hektar alan kül oldu. Yangın bölgesine Akut ekipleride gelerek yardım etti. arazinin taşlık ve engebeli olması nedeniyle ekipler müdahale etmekte zorlandı. Yaklaşık 5 saat boyunca söndürülmeye çalışan yangın kontrol altına alındı. Bölgede soğutma çalışmaları sürüyor.

  • Sit alanında define ararken yakalandılar

    Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde Bizans dönemine ait kalıntıların bulunduğu sit alanında define aradığı iddia edilen 5 kişi jandarma baskınıyla yakalandı.

    Olay, Kermeyan Mahallesi Kale kırsalında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, tarihi Bizans kalıntılarının bulunduğu sit alanında bir kaç kişinin kazı yaptığı jandarmaya bildirildi. Bölgeye giden Malkara Jandarma ekibi, kazma, kürek ve dedektörle izinsiz define kazısı yapan 5 şahsı gözaltına aldı. Kullanılan 2 delici hilti, 1 jeneratör ve 1 dedektöre el konuldu. İfadelerinin ardından serbest bırakılan 5 kişiye idari para cezası uygulandığı öğrenildi.

  • Antalya’da 9 ova SİT alanı ilan ediliyor

    Antalya Valisi Münir Karaloğlu, tarım sektörünün ihracaat rotası ile ürün çeşitliliği konusunda inovasyona ihtiyacı olduğunu belirterek, “Yanı başımızda Ortadoğu pazarımız var ama bu kadar yakın pazara sattığımız miktarlar çok komik. Rusya’nın dışında bölgelere de yönlenmemiz gerekiyor. Tarım sektöründe inovasyona ihtiyacımız var” dedi. Karaloğlu ayrıca tarım alanlarının korunmasına yönelik Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın yürüttüğü çalışmalar kapsamında Antalya’da 9 ovanın SİT ilan edileceğini söyledi.

    Son zamanlarda sıkıntılı süreç geçiren Antalya tarımının durumu ele alındı. Verilerin konuşulduğu toplantıda Antalya’nın tarımdaki ithalatı, ihracatı ve performansları ile yine tarım ürünlerinin yıllara göre üretim miktarları geniş bir yelpazeyle mercek altına alındı.

    Antalya Ticaret Borsası’nın (ATB) başkanlığını yürüttüğü Tarım Konseyi, 2017’nin ilk toplantısını Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Tarım Konseyi Başkanı Ali Çandır ile ziraat odası başkanları, sektör temsilcileri, konsey üyelerinin katılımıyla ATB binasında gerçekleştirdi. Toplantıda, Türkiye ve Antalya’nın tarım sektöründeki durumu, dünyadaki yerinin yanı sıra tarımsal ihracat ve ithalatın kapasiteleri, performansları, yurtiçi ve yurtdışı pazarlarda rekabet güçlerini artırmak için yararlanabilecekleri kamu destekleri detaylarıyla ele alındı.

    “Milli hasılanın yüzde 5’ini karşılıyor”

    Tarım sektörünün zaman ilerledikçe büyüdüğüne işaret eden Karaloğlu, sektörün oluşturduğu milli hasılanın da büyüdüğüne işaret ederek, “Türkiye’ye baz ile Antalya’nın oranlarına baktığımızda bazı ürünlerde ne kadar önde olduğumuzu açık olarak gösteriliyor. Türkiye’nin topyekün milli hasılanın yüzde 5’ini Antalya üretiyor. Bu önemli bir rakamdır. Burası bu denli önemli bir sektörün temsilcilerinin aynı çatı altında toplandığı bir platform. ‘Biz eskiden kendisini doyuran bir ülkeydik şimdi yapamıyoruz’ diyenlerin 1970 yıllarında 40 milyon nüfus, turist 2 milyon olduğunu, bugün ise Türkiye’de 80 milyon nüfus ile 40 milyon turist olduğunu göze önünde bulundurmalı. Nüfus ve beslediğiniz insan sayısının baktığınız zaman 3 katı olduğunu göreceğiz.

    “Çiftçi geleceğini planlayabilecek”

    Tarımın dış etkenlerden çabuk etkilenen bir sektör olduğuna dikkat çeken Karaloğlu, devletin çiftçiye karşı sağladığı teşviklerin önemine değindi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın çiftçiler için planlı bir teşvik çalışması yaptığını kaydeden Karaloğlu, “Bakanlığımız artık, hangi havzada hangi tarımsal faaliyetin yapılacağını ve bu tarımsal faaliyetinin yapılacağı yerde de önümüzdeki 3 yıl hangi teşviki vereceğini ilan ediyor. Siz çiftçi olarak ne ekerseniz önümüzdeki 3 yıl devletin neyle destek vereceğini biliyorsunuz. Bu çiftçinin geleceğini planlaması yönünden önemli bir şey” diye konuştu.

    9 Ova SİT ilan ediliyor

    Antalya’da tarım ve ekili alanların korunmasına yönelik bakanlığın çalışmalar yürüttüğünü de kaydeden Karaloğlu, “Maalesef birinci sınıf taban arazileri üzerine şehirler, sanayiler kurduk, tarımsal alanlarımız, ekilebilir alanlarımızın bir kısmını kaybettik. Bu Antalya’da da var. Ekilebilir alanlarımızı kaybediyoruz. Bu alanlarımızı korumamız lazım. Sanayi ve şehirleşmeyi bir yerlere doğru kaydırmamız lazım. Bakanlığımız 7 ovanın SİT ilanı için teklifi oldu. Ayrıca bizim 2 tane önerdiğimiz ova var. Toplam 9 ovanın korunmasıyla ilgili SİT mevzusu resmi gazetede yayınlanacak. O bölgelerin imara açılması kesinlikle tarım arazileri üzerinde işgal edilmesine izin verilmeyecek” şeklinde konuştu.

    “Rusya’ya bağlı olmamamız lazım”

    Son olarak tarımdaki Pazar ve ürün çeşitliliği konusuna değinen Karaloğlu, Antalya’nın tarımda inovasyona ihtiyacı olduğunu belirterek, “Hem örtü altında hem meyvede çok ciddi üretimiz var. Ama bir taraftan da alışkanlıklarımız oldu. Hem ürün hem de pazarımızı büyütmemiz lazım. Yurt dışında özellikle sadece Rusya pazara bağlı olmamamız lazım. Öyle olunca Rusya’da yaşadığımız sıkıntıyı yaşıyoruz. Yaşandığında da bedelini çiftçi ödemek zorunda kalabiliyor. Onun için pazarı mutlaka çeşitlendirmemiz lazım. Yanı başımızda Ortadoğu pazarımız var ama bu kadar yakın pazara attığımız miktarlar çok komik. Ürünlerde çeşitlilik yapmamız gerekiyor. Tarımda da inovasyona ihtiyacımız var. Alışkanlıklarımızın dışına çıkmamız lazım. 6,5 milyon yabancı 4 milyon yerli geldi 10 milyon insan geldi, bu şehirde yedi içti. Bu şehrin iç pazarı da güçlü. Çünkü Antalya’nın bir potansiyeli var. Turizm de bu sene iyi olacak diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

    “Teşvikten yeterli derecede yararlanamıyoruz”

    Antalya Tarım Konseyi Başkanı Ali Çandır ise Antalya ve Türkiye’nin tarım alanında dünyadaki yeriyle ilgili rakamlar paylaştı. Devletin tarım sektöründeki desteğinden tam anlamıyla yararlanılamadığını kaydeden Çandır, “Toplamda Türkiye’de desteklerin binde 8’ini alıyoruz. Bu konuda yeterli destek ve teşviki alamadığımız açık olarak görünüyor. Bu nedenledir ki Türkiye’de kullanılan tarımsal kredinin yüzde 4’’ünü Antalya kullanıyor. Burada tabi özel bankalardan kullanılan tarımsal kredilerimiz yok. O anlamda bizlerin tarım konseyi olarak el birliğiyle tarımımızı güçlendirecek destekleme ve teşviklere karar vericilerimizden talep etmemiz, bunun uğruna lobi çalışmaları yapmamız gerekmektedir”diye konuştu.

  • Antalya’da sit alanındaki plaj tamamen yıkıldı

    Antalya’da 1’inci derece doğal sit statüsündeki falezlerin ve kayalıkların betonla kaplandığı Bambus Plajı’ndaki işletmeler de yıkıldı.

    Antalya’nın Muratpaşa ilçesinde 1’inci derece doğal sit statüsündeki falezlerin ve kayalıkların betonla kaplandığı Bambus Plajı’ndaki beton alan yaklaşık 1 yıl önce yıkılmıştı. Falezlerin üzerine beton dökülerek oluşturulan Bambus Plajı’nda 10 ay sonra yeniden yıkıma devam edildi. Bir önceki yıkımda sahildeki beton yapılar sökülürken bu kez Muratpaşa Belediyesi Zabıta ve Fen İşleri Daire Başkanlığından 30 kişilik ekip işletmelerin yıkımı için geldi. Çevik kuvvet ekipleri de bölgede geniş güvenlik önlemi aldı. Boşaltma kararına rağmen işletme içindeki eşyaların yerinde durduğunu gören belediye ekipleri, malzemelerin hepsini kamyonetlere taşıdı. Ahşap yapıları yıkan iş makinesi ardından, tuvalet, giyinme odaları, teras, merdiven ve kafelerin yıkımını gerçekleştirdi. Mahalle sakinleri ise yıkım işlemlerini meraklı gözlerle izledi.

    “Kamu hukukunun gereği yapıldı”

    Muratpaşa Beledi Başkanı Ümit Uysal, belediye olarak kıyılarda vatandaşları denize buluşturmak adına önemli çalışmalar yaptıklarını kaydetti.

    Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun yetki verdiği alanların olduğunu ve bu alanların topluma kazandırılmasının önemli olduğunun altını çizen Başkan Uysal, “Buraları insanımızın hizmetine kazandırılması gerekiyor. Geçmişten de gelen hukuk dosyaları var. Onların gereğinin yapılması gerekiyordu. Hukuksuzluğu bir ihtiyat haline getirmemeliyiz. Hukuk dışı ihlalleri, işgalleri bir yaşam şekli haline kamusal hayatta dönüştürmemiz gerekiyor. Toplumumuzun kullanacağı yerse, toplumumuz kullanmalıdır. Bu anlamda biz kamu hukukunun gereğini yerine getiriyoruz. Kıyılarımızı, güzelliklerimizi, doğal alanlarımızı bütün insanlarımızla buluşturmayı amaçlıyoruz. Bunu sağlamak için elimizden geleni yapıyoruz. Tüm kıyılar insanlarımızın kullanımına açık olmalıdır” dedi.

    “Mahalleli sevindi”

    Mahalle sakinleri ise 1978 yılında yapılan plajın zamanla betonlaştığını belirterek, belediye tarafından yıkılan plajın halka açılmasının sevindirici olduğunu dile getirdi.