Etiket: Sistemleri

  • OMÜ’de TSE Gıda Güvenliği Yönetim Sistemleri eğitimi sona erdi

    OMÜ’de TSE Gıda Güvenliği Yönetim Sistemleri eğitimi sona erdi

    Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) kalite çalışmalarına yönelik dijital ortamda gerçekleştirilen “TS EN ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemleri Eğitimi” sona erdi.

    Türk Standartları Enstitüsü (TSE) eğitim uzmanı Serhat Canpolat eğitmenliğinde, 3 gün süren eğitimin gerçekleşmesinde katkısı olanlara teşekkür eden OMÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fehmi Yazıcı, “Gıda güvenliği, alanı ne olursa olsun herkesi ilgilendiren, herkesin bilgi sahibi olması ve uygulaması gereken son derece önemli bir konu” dedi.

    “Kalite çalışmalarımız artarak devam edecek”

    Ondokuz Mayıs Üniversitesinde kalite çalışmalarının artarak devam edeceğinin altını çizen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fehmi Yazıcı, “Bizim amacımız sadece TSE ya da ISO belgesi almak, akredite olmak değil. Bundan daha önemlisi, hangi konuda akredite olduysak o konuda eksiklerimizi giderip, gerçekten sahada yansımasını görmek istiyoruz. Bu nedenle düzenlediğimiz her eğitimin sonucunda, Üniversitemizde bazı şeylerin düzelmesi gerekiyor” diye konuştu.

    “İşin vitrininde değil mutfağında olmak istiyoruz”

    Üniversitelerin tabi tutulduğu değerlendirilmelerin, eksikliklerin giderilmesi için bir fırsat yaratabileceğine işaret eden Rektör Yardımcısı Yazıcı sözlerine şöyle devam etti: “Eksiklerimizin bize bildirilmesi, görevimiz gereği bu eksiklikleri gidermek açısından oldukça önemli. İdari ve akademik personelimizin, öğrencilerimizin hatta ülkemizin bir kalite kültürüne ihtiyacı var. Çünkü kaliteyi önemseyen milletler, dünyada önde olan işini iyi şekilde yapan milletlerdir. Bizim de kaliteyi bir bütün olarak algılamamız ve özümsememiz lazım. Bu nedenle kalite çalışmalarımız hızla devam edecek ve işin vitrininde değil mutfağında olmak istiyoruz.”

    OMÜ’nün öğretim üyesi bakımından da oldukça büyük ve güçlü bir üniversite olduğunu ifade eden Yazıcı, kalite konusunda diğer kurumlarla ortak çalışmalar yaparak destek sunabileceklerinin altını çizdi. Eğitimin sonunda Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fehmi Yazıcı, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) eğitim uzmanı Serhat Canpolat’a video konferans yoluyla fidan sertifikası takdim etti.

  • ‘Gıda Güvenliği Yönetim Sistemleri’ eğitimi başladı

    ‘Gıda Güvenliği Yönetim Sistemleri’ eğitimi başladı

    Ondokuz Mayıs Üniversitesi(OMÜ) kalite çalışmaları kapsamında düzenlenen “TS EN ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemleri Eğitimi”, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) eğitim uzmanı Serhat Canpolat’ın eğitmenliğinde dijital ortamda başladı.

    Video konferans yöntemi ile 3 gün boyunca sürecek eğitimin ilk oturumuna; Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fehmi Yazıcı, Genel Sekreter Prof. Dr. Hüseyin Gençcelep, Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Kemal Çayıroğlu, Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanı Güngör Kural ile ilgili birim ve bölümlerden 42 personel katıldı.

    “OMÜ 3 birimde Gıda Güvenliği Yönetim Sistemini kurmayı hedefliyor”

    TS EN ISO 9001-2015 Kalite Yönetim Sistemi, TS ISO 10002 Müşteri Memnuniyeti Yönetim Sistemi belgelerini alan; TS EN ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemleri ile TS EN ISO/IEC 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemleri çalışmaları devam eden Ondokuz Mayıs Üniversitesi; Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı, Tıp Fakültesi Hastanesi ve Ziraat Fakültesi için Gıda Güvenliği Yönetim Sistemini kurmayı hedefliyor. TS EN ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemleri Eğitiminin ilk oturumunda TSE eğitim uzmanı Serhat Canpolat, “Gıda Güvenliği” konulu bir sunum gerçekleştirdi.

  • Atatürk Üniversitesi bilgi sistemleri tek çatı altında toplanıyor

    Atatürk Üniversitesi bilgi sistemleri tek çatı altında toplanıyor

    Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı öncülüğünde yürütülen Yeni Nesil Üniversite Tasarım ve Dönüşüm Projesi kapsamında Atatürk Üniversitesi, dijital üniversite olma yolunda yürüttüğü çalışmaların geri dönüşlerini almaya devam ediyor.

    Bu kapsamda Atatürk Üniversitesi bünyesindeki tüm bilgi sistemleri ve yeni geliştirilen sistemler, birbirleriyle entegre çalışabilecek “E-hizmet Kapısı“ adı verilen yeni bir yapıya kavuştu. Bu yapı üniversiteyi, güçlü insan kaynağı ve teknik altyapı birikimiyle çoğunluğu özgün çözümlerden oluşan sistemlerin erişilebilirliğini, kullanılabilirliğini ve birlikte çalışabilirliğini sağlamak ve veri güvenliği konusundaki mevcut mevzuata uygun hale getirmeyi amaçlıyor. Bilgisayar Bilimleri Araştırma ve Uygulama Merkezi (ATABAUM) ve Dijital Dönüşüm ve Yazılım Ofisi iş birliğiyle geliştirilen E-hizmet Kapısı, üniversite bünyesindeki tüm dijital hizmetleri tek noktada toplamış oldu.

    Hizmet Arama Özelliğiyle Bilgi Sistemlerine Erişim Çok Daha Kolay Olacak

    Akademik ve idari personel ile öğrenciler açısından kullanım kolaylığı sağlayacak “E-hizmet Kapısı” Üniversite Bilgi Yönetim Sistemi (ÜBYS), Öğrenci Bilgi Sistemi (ÖBS) ve E-posta gibi temel hizmetlerin yanı sıra izin ve lojman takip, randevu sistemleri ve birimlerin özel ihtiyaçları doğrultusunda geliştirilmiş başvuru ile takip sistemleri gibi üniversite bünyesinde yer alan çok sayıda bilgi sistemine de ulaşım tek noktadan sağlanacak. Hizmet arama özelliğiyle bilgi sistemlerine erişim çok daha etkili bir şekilde gerçekleştirilecek.

    E-devlet entegrasyonuyla öğrenci ve personelin yanı sıra dış paydaşların da erişimine sunulacak olan hizmetler ile üniversitenin topluma katkısı daha izlenebilir ve yönetilebilir hale gelmiş olacak. Yapılan hizmetlerin daha şeffaflaşması anlamına gelen bu uygulama ile hizmet çeşitliliği ve niteliğinin görünürlüğü de sağlanacak.

    E-hizmet Kapısı, kişisel verilerin korunması kanunu ile bilgi ve iletişim güvenliği tedbirleri konulu 2019/12 sayılı Cumhurbaşkanlığı genelgesi doğrultusunda kullanıcı bilgilerinin ve şifrelerinin daha güvenli bir şekilde yönetilmesine imkân veren kurumsal siber güvenlik tedbirlerinin önemli bir adımı olarak da dikkat çekiyor.

  • Bozdoğan’da “Etkin ve Verimli Sulama Sistemleri” eğitimi verildi

    Bozdoğan İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından çiftçilere etkin ve verimli sulama konularında eğitim verildi.

    Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Kırsal Kalkınma ve Örgütlenme Şube Müdürü Yakup Ezber’in katılımıyla Bozdoğan Yazıkent ve Çarşı Mahallelerinde eğitim toplantısı gerçekleştirildi. Bozdoğan İlçe Müdürü Soner Altun’ un sulamanın önemini vurguladığı genel konuşmasıyla başlayan “Etkin ve Verimli Sulama Sistemleri” eğitimlerinde, 69 üreticiye tarımsal sulamanın bilinçli bir şekilde yapılması, basınçlı sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması, modern sulama teknolojileri konuları anlatıldı.

    Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, “Tarımda Su Kullanımının Etkinleştirilmesi Programı, 10. Kalkınma Planının etkinliğinin artırılması amacıyla oluşturulan Öncelikli Dönüşüm Programlarından biridir. Bu program kapsamında 2015 yılından itibaren tarımsal sulamanın bilinçli bir şekilde yapılması, modern sulama teknolojilerinin çiftçiye benimsetilmesi ve basınçlı sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması amacıyla eğitim ve yayım faaliyetleri gerçekleştirilmekte olup, 2018 yılında da İl ve İlçe Müdürlükleri tarafından söz konusu çalışmalara devam edilmiştir” denildi.

  • Prof. Dr. Şuayib Yalçın: ’’Sindirim sistemleri kanseri, kanserlerin yüzde 50’sini oluşturuyor’’

    Uluslararası Gastrointestinal Kanserler Konferansı’nın basın toplantısında konuşan Prof. Dr. Şuayib Yalçın, ’’Sindirim sistemleri kanseri, kanserlerin yaklaşık yüzde 50’sini oluşturuyor’’ dedi.

    Uluslararası Kanser Kontrol Örgütü’nün desteği (UICC); Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği, Onkoloji Araştırmaları Derneği ve Hacettepe Üniversitesi Kanser Enstitüsü işbirliği ile düzenlenen, Prof. Dr. Şuayib Yalçın’ın başkanlığındaki 8’inci Uluslararası Gastrointestinal Kanserler (sindirim sistemi kanserleri) Konferansı İstanbul’da başladı. 9 Aralık tarihine kadar sürecek olan konferansta sindirim sistemi kanseri ile ilgili her türlü bilimsel gelişmelerin ele alınacağı, en yeni tanı ve tedavi yöntemlerinin tartışılacağı bildirildi. Bilimsel programda 26 oturum, 3 uydu sempozyum, 3 sözel bildiri oturumu ve 1 kursun yer aldığı aktarıldı. Prof. Dr. Şuayib Yalçın, Prof. Dr. Tezer Kutluk, Prof. Dr. Philip Agop Philip ve Prof. Dr. Ilias Athanasiadis kongre ve kanser ile mücadele hakkında bilgiler verdi.

    ’’Sindirim sistemleri kanseri, kanserlerin yaklaşık yüzde 50’sini oluşturuyor’’

    Sindirim sistemleri kanserlerinin tüm kanserlerin yaklaşık yüzde 50’sini oluşturduğunu aktaran Prof. Dr. Şuayib Yalçın, ’’Bu nedenle sindirim sistemi kanserleri önemli bir kanser gurubu. Kolon, kalın barsak, mide, yemek borusu, pankreas ve karaciğer kanserlerini birlikte düşünürsek diğer kanserlerden daha fazla ediyor. Bu kanserle aynı zamanda sindirim sistemiyle alakalı olduğu için oluştukları zaman ve ileri evrede insanın yaşam konforunu bozabilen kanserler. O nedenle bu kanserlerin erken tanınması, tedavi edilmesi ve korunulması önemli bir durum. Bu kanserler konusunda, son yıllarda sadece tıbbi alanlarda değil, cerrahisi, görüntülenmesi, radyoterapisi, biyolojisi ve tanısıyla ilgili monoküler testlerin gelişmesiyle birlikte neredeyse bilgi patlaması yaşadık. Bu önemli gelişmeleri, bu tür toplantılarla bir araya gelerek ve yorumlayarak tecrübelerimizi paylaşmış olduk’’ dedi.

    Toplumdaki kanser korkusuna değinen Prof. Dr. Yalçın, ’’Maalesef birkaç yıl öncesine kadar kanserden ölümler açıklamıyordu. Kullanılan kelime ise ’amansız hastalıktı’. Şu anda toplumda hasta ve hasta yakınlarında kanser kelimesinin bir mit gibi algılayıp, ölümle eş değer tutup ve bu kelimeleri kullanmamayı tercih ediyor. Hastaları ve hasta yakınları duygusal açıdan korumak için destek olmak lazım. Baş etmek için inkar etmemek lazım. Baş etmek için durumu kabullenmek ve bu kabul ile birlikte neler yapılmaması gerekiyorsa doğru kararlar alarak yürünmesi lazım’’şeklinde konuştu.

    ’’Ülkemiz tedavide iyi durumda’’

    Ülkemizde kanser tedavisi hakkında bilgi veren Prof. Dr. Yalçın, ’’Ülkemiz hem bölgede hem de Avrupa’da hekim düzeyi, bilgi düzeyi ve çağdaş tedavileri adapte etme açısından çok iyi bir yerde. Ülkemizde her türlü kanser tedavisi yapılabiliyor. Türkiye’de ve dünyada aynı sorun var; hem bu testlerin maliyeti hem de ilaç maliyeti artmaya başlıyor. Ülkemize bu gerçekten ekonomik bir yük getirecek. Ancak sadece tüketiciysen sana yük getirebilir. Eğer bizler, tüketicilikten üreticiliğe geçebilirsek bunlarla ilgili planlamalar yaparsak maliyetler düşer. Bu sektörde gerçekten de herşey hazır, başlangıç vermek gerekiyor. Bilim insanları bunun için de hem toplumdan hem de devletten destek bekliyor’’ diye konuştu.

    ’’Dünyada 6 milyondan fazla sindirim sistemi kanserleri olan insan var

    Kanser rakamlarına değinen Prof. Dr. Tezer Kutluk, ’’Bütün dünyaya baktığımız zaman 18 milyon civarında kanser görünüyor. Bu rakamın 6 milyondan fazlası sindirim sistemi kanserleri. Dünyanın bütün ülkelerinde kalın barsak ve rektum kanserleri 18 milyon kanserin 1,5 milyon kadarını oluşturuyor. Buna 1 milyon kadar mide kanseri eklerseniz 18 milyon kanserin 2,5 milyonu sindirim sistemi kanseri olarak ortaya çıkıyor. O nedenle sindirim sistemi kanserlerine karşı korunabilecek strateji varsa korunun, erken tanı yorsanız tanıyın ve tedavi edebiliyorsa tedavi edin stratejisi üzerinde dünya bu savaşı yürütüyor’’ ifadeleri kullandı.

    ’’Ülkemizde yaklaşık 100 bine yakın sindirim sistemi kanseri olan insan var’’

    Prof. Dr. Kutluk sözlerini şöyle sonlandırdı: ’’Ülkemize baktığımız zaman çocuk ve erişkin olmak üzere yaklaşık 200 bin kanser görülüyor. Bu rakam içinde sindirim sistemi kanseri yarısına yakının kapsıyor. Kalın barsak kanserine baktığımız zaman tarama yöntemleriyle erken tanısı mümkün. 50 yaşını aşan kandın ve erkeklerde tarama yöntemleri erken tanı ile hayat kurtarıyor. Beslenme ve yaşam tarzında yapılan düzenlemeler, karın barsak kanserinden bir miktarda korunmak mümkün’’.

    Prof. Dr. Philip Agop Philip ise şöyle konuştu: ’’Kanserlerden korunmak mümkün. Toplumun ve bireylerin bu konuda eğitilmesi gerekiyor. Sigara, alkol, hareketsizlik kansere neden olan başlıca unsunlar. Bunlardan uzak durmak gerekiyor’’.

    Toplumda olan kanser savaşına destek çıkılmasını gerektiğini belirten Prof. Dr. Ilias Athanasiadis, ’’Genç nesilleri korumak gerekiyor. Çünkü zararlı hayat alışkanlıklarına daha yatkın oluyorlar. Gençleri sağlıklı yaşam tarzı konusunda desteklemek gerekiyor’’ dedi.