Etiket: Sistemini

  • Zeyid Aslan Cumhurbaşkanlığı sistemini anlattı

    AK Parti Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Tokat Milletvekili Zeyid Aslan, Düzce’de Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini anlattı.

    AK Parti Düzce il teşkilatı tarafından Düzce Belediyesi Kültür Merkezinde “Düzce Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini Konuşuyor” konulu etkinlik düzenledi. AK Parti Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Tokat Milletvekili Zeyid Aslan’ın konuşmacı olarak katıldığı etkinliğe Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, AK Parti Düzce Milletvekili Fevai Arslan, AK Parti İl Başkanı Hikmet Keskin, Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş, ilçe ve belde belediye başkanları, partililer ve vatandaşlar katıldı.

    Selamla konuşmalarının ardından kürsüye çıkan AK Parti Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Tokat Milletvekili Zeyid Aslan, 16 Nisanda oylanacak olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi hakkında bilgiler verdi. Aslan, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin Türkiye’nin geleceği ve yarınları açısından önemli ve gerekli olduğunu belirterek, “Kalıcı bir istikrarı sağlamak. İki başlılığı çift başlılığı ortadan kaldırmak. Vesayet odaklarını bertaraf edebilmek. Kuvvetler ayrılığı ilkesini tam olarak hayata geçirmek. Daha hızlı ve etkin yönetim anlayışını hayata geçirmek ve uzlaşıyı sağlayabilmek açısından bu anayasa değişikliği önemli ve gerekli bir sistemdir” dedi.

    Konuşmanın sonunda İl Başkanı Hikmet Keskin Milletvekili Zeyid Aslan’a tablo hediye etti.

  • Maliye Bakan Yardımcısı Yavilioğlu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemini anlattı

    Maliye Bakan Yardımcısı Dr. Cengiz Yavilioğlu Balıkesir’de ‘Sistem Değişikliğini Konuşuyoruz’ konulu toplantıda ’Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Anayasa Değişikliği’ni anlattı.

    Memur Sen tarafından düzenlenen ‘Sistem Değişikliğini Konuşuyoruz’konulu toplantıya katılan Maliye Bakan Yardımcısı Dr.Cengiz Yavilioğlu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Anayasa Değişikliği’ni anlattı. Yavilioğlu, bir şeyi kabul etmek için maliyet fayda hesabına ihtiyaç olduğuna vurgu yaparak “Akıl bunu gerektirir faydası nedir? Maliyeti nedir? Karşılaştırırsınız eğer faydası maliyetinden fazla ise doğuracağı fırsatlar daha fazla ise kabul edersiniz. Maliyeti yüksek faydası düşük ise onla ilgili tercihinizi farklı yaparsınız evet demezsiniz. Hali hazırdaki sistemi yaşıyoruz, geçmiştede bir tarihi var bunun, önümüze çıkkarttığı ekonomik, toplumsal, siyasal sonuçları var. Sonuçlarından hareketle sistem bize insan hakları, demokrasi, ekonomik olarak uluslararası güç olarak ne kazandırdı, ya da ne kaybettirdi? Olası potansiyelimiz üzerinden değerlendir yapmayı arzu ederim doğrusu. Bir takım gelişmeler hastalıların belirtisidir. Siyasal olarak belirtilere baktınığınızda 1960 ile 80 arasında hükümetlerin ömrü bize bir şey söyler.71 ile 80 arasında 9 aya düşen ve hükümet eden bir siyasal geçmişimiz var. Bu süre içinde hükümetlerin ne yapabileceğini hangi stratejileri geliştirip hangi politikaları üretebileceğini veya bizim neden vazgeçmek zorunda kaldığımızı anlamanız açısından bu süreler oldukça önemlidir” dedi.

    “Siyasal alanda istikrar olmazsa problem çıkar”

    Türkiye’deki hükümetler hakkında da açıklama yapan Yavilioğlu “Türkiye’de 1950 ile 2016 arasında 66 yılda kaç hükümet kaç başbakan gelmiş başka ülkelerde bu nasıl diye baktığınızda ekonomik olarak hak ve özgürlükler itibariyle demokrasinin gelişmesi itibariyle, kurumsal yapıya geçmiş sistematik devlet hükümet toplumsal hayat oluşturabilmiş olan ülkelere baktığınızda buralarda daha az hükümet, başkan değişikliklerini istikrarlı yapıların olduğunu görürsünüz. Ekonomik olarak istikrarsızlık geri kalmışlık üretir. Türkiye’de bu 66 yılda ne olmuş? 48 hükümet ve Başbakan değişmiş, ekonomik olarak geri kalmışlığımızıda, hak ve özgürlükler demokratik gelişim itibariyle geri kalmışlığımızı bununla ilintilendirmemiz lazım. Böyle 2 tane ülke var 46-58 arasında Fransa 12 yılda 20 hükümet değiştirmiş ve sorunların çözümü için yarı başkanlık sistemine geçen bir ülke. İtalya’da koalisyon ve sık değişen hükümetlerden başı derde girmiş bir ülke. Bu arazıları bir kanun çıkartarak koailisyonları yasaklayarak çözüş oldular. Bütün ülkeler istikrar ararlar.Siyasal alanda istikrar olmadığı taktirde bir problem ortaya çıkar. Darbeler dediğimiz vesayetci kurumların müdahale ettiği o darbeler dediğimiz husus olaylar bu hastalıklı dediğimiz halin belirtileridir. Sistemde arıza olmasa darbeler olmaz. Darbeleri yapanlar nasıl bir siyasal yapı istiyorlar, hükümetin ve meclisin zayıf olduğu dönemler. Hükümet ve meclis zayıf olduğunda darbeye açık hale gelir. Güçlü hükümet ve meclisin olduğu dönemlerde bunu yapamadılar en yakını 15 Temmuz. Güçlü bir hükümet ve güçlü bir lider bunu destekleyen güçlü bir meclis olmamış olsaydı 15 Temmuz başarılı olamazmıydı. Allah korusun olurdu. Lider taşın arkasına saklanırsa, arkasındakiler dağın arkasına saklanır. Liderimiz Cumhurbaşkanımız en önde oldu” şeklinde konuştu.

    “Kendi sorunumuzu kendimiz çözeceğiz”

    Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminede değinen Bakan Yavilioğlu “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini önerenlerin bizlerin de yapmak istediğimiz şey budur. Güçlü hükümet ve meclisler olsun. Darbeleri hep askerlerin yaptığını tezgahjladığını aklımızda oluştururuz. Benim araştırmalarda anlamış olduğum şey şu askerler eşitler arasında en fazla bir parçayı oluşturuyor, daha fazlası değil. Halkın tercihlerine engel olmak isteyen her türlü güç adının başında ister sivil ister başka bir şey olsun vesaitcidir. Halkın iradesinin dışında başka bir şey olamaz. Bu sistemin getirmek istediği en önemli şey budur. Yüzde 50 artı birin desteğini alamayan hiç bir parti, gurup, kesim artık söz sahibi iktidar olamayacak. İstikrarsızlık oluşturan hükümet olamama, kuramama sorunuda bu sistemle çözülmiş olacak. Biz tek partili hükümetlerle yönetilmiş olsaydık ülkenin refahı iki buçuk kat daha fazla olacaktı. İstikrarsızlık bizi potansiyelimizin altında bir yere koyuyor. Hani diyorlarya AK Parti yatırımları yaparken parayı nerden buldu, fazla bir şey yapmaya gerek yok istikrar olsun, halkın tercih ettikleri başta olsun yeterli.Fark burada ortaya çıkıyor, istikrar olduğunda 12 kat daha fazla yatırım yapılıyor. Güçlü hükümet güçlü devlet olmak demek sonrunlarını başkalarının çözümüne synmayan devlet demektir. Kendi sorunumuzu kendimiz çözeceğiz. Cumhurbaşkanlığı sisteminde bir sorun ortaya çıkarsa tek bir adres var oda halk. Ne olursa olsun hakem halk başka kimseye gitmeye gerek yok. Sistem buysa muhalefet ne diyor biz ne öneriyor? Daha özgür, daha demokratik bir anayasamı öneriyor. Bize söyledikleri tek bir şey var statükoya mahkum olun. Önümüzdeki 16 Nisan geleceğimiz, çoluk çocuğumuz için bu ülkede 28 Şubatı derinden yaşayan birisi olarak söylüyorum istikrardan başka bizim bir şeye ihtiyacımız yok, bu sistem bunu sunuyor” şeklinde konuştu.

    Memur Sen tarafından düzenlenen toplantıya AK Parti Balıkesir İl Başkanı Hasan Demiraslan, Sivil Dayanışma Platformu Başkanı Ayhan Ogan, Sivil Toplum Dayanışma Platformu Yönetim Kurulu Üyesi Eczacı Mehmet Şahin, KADEM Genel Başkan Yardımcısı Pınar Kandemir Hacıbektaşoğlu ve çok sayıda STK üyesi katıldı.

  • Maliye Bakan Yardımcısı Yavilioğlu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini anlattı

    Maliye Bakan Yardımcısı Dr. Cengiz Yavilioğlu, Çanakkale’de ‘Sistem Değişikliğini Konuşuyoruz’ konulu toplantıda ’Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Anayasa Değişikliği’ni anlattı.

    Çanakkale Sivil Toplum Platformu tarafından Nedime Hanım Kız Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde düzenlenen toplantıya; Maliye Bakan Yardımcısı Dr. Cengiz Yavilioğlu, AK Parti Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, STK temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

    Moderatörlüğünü Sivil Dayanışma Platformu Başkanı Ayhan Ogan’ın yaptığı ‘Sistem Değişikliğini Konuşuyoruz’ konulu toplantıya konuşmacı olarak Maliye Bakan Yardımcısı Dr. Cengiz Yavilioğlu, Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Şahin ve AK Parti 25’inci Dönem Milletvekili Adayı Av. Pınar Kandemir Hacıbektaşoğlu konuşmacı olarak katıldı.

    Türkiye’de siyasal ve ekonomik anlamda istikrarın olması gerektiğini ifade eden Maliye Bakan Yardımcısı Dr. Cengiz Yavilioğlu, bu istikrarı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Anayasa Değişikliği ile seçilecek hükümette bulacaklarını belirtti.

    Bu sistemin bir iktidar çıkmasına imkan tanıması ile sosyal, siyasal, ekonomik açıdan istikrar imkanı sunduğunu söyleyen Yavilioğlu, “Bu var olan sistem bizi ne anayasal olarak ihtiyaçlarımızı karşılıyor ne siyasal olarak ihtiyaçlarımızı karşılıyor ne de ekonomik olarak ihtiyaçlarımızı karşılıyor. Yani bizim taleplerimizi kuşatamıyor. Kuşatamadığı için darbeler oluyor. En zayıf anlarda darbeler oluyor. Anayasa Değişikliği ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi halkın taleplerini hem hükümeti mutlaka seçmek suretiyle hem de yüzde 50+1’in oyunu alma zorunluluğu getirmek suretiyle sistemi halkın talepleriyle örtüşmesine imkan sağlayan bir sistemdir taleplerini karşılayacak. Başka türlü yaşama hakkı yoktur, mümkün değil. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile biz bir yenilik öneriyoruz. O yeniliğin ana temasını söyleyeyim. Bizi krizlerden, kaoslardan, darbelerden kurtaracak olan bir sistem öneriyoruz. Ve bu sistemin sahibi de siz olacaksınız. Sıkıntı çıktığında başkaları müdahale edemeyecek. Sizin hanenize dışarıdan gelip müdahale edilmesi sizin içinize siner mi? Sizin problemlerinizi anlayabilir mi? Arkadaşlar medeni olmak demek, kendi problemlerine sahip çıkmak demektir. Kendi problemlerini çözme kabiliyeti kazanmak demektir” şeklinde konuştu.

    Bakan Yardımcısı Yavilioğlu’nun konuşmasının ardından diğer konuşmacılar Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Şahin ve AK Parti 25’inci Dönem Milletvekili Adayı Av. Pınar Kandemir Hacıbektaşoğlu da Anayasa Değişikliğini anlattı. Toplantı soru-cevap kısmının ardından sona erdi.

  • Kadir Topbaş: “1963’te başkanlık sistemini yapabilirlerdi, yapmamışlar”

    AK Parti Esenler İlçe Başkanlığı Kadın Kollarının düzenlediği toplantıda konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, “1963 öncesi başkan meclise karşı sorumluydu. 1963 yılından sonra halka karşı sorumlu hale geldi, o zaman başkanlık sistemini yapabilirlerdi ama yapmamışlar” dedi.

    İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Kadir Topbaş, 16 Nisan Referandum çalışmaları kapsamında AK Parti Esenler İlçe Başkanlığı Kadın Kolları tarafından düzenlenen programa katıldı. Dr. Kadir Topbaş, Kültür ve Sanat Merkezinde düzenlenen törene Başkan Kadir Topbaş’ın yanı sıra Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, Pakistanlı heyet, ilçede görev alan Sivil Toplum Kuruluşları Temsilcileri ve çok sayıda ilçe teşkilatında görevli kadın katıldı. Programın yapıldığı salona giriş yapan Başkan Kadir Topbaş, kadınların alkışlarıyla karşılandı. Başkan Topbaş, program kapsamında yaptığı konuşmada, kadınlara referandum çalışmaları hakkında bilgiler aktardı.

    “Bugüne kadar Esenlere 2 milyar yatırım yaptık”

    AK Parti Esenler İlçe Başkanlığı Kadın Kolları tarafından düzenlenen programda konuşma yapan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, “Sadece Esenler özelinde bugüne kadar 2 milyar yatırım yapmışız. Hayal edilemeyecek ulaşım sistemlerinden metrolara kadar her şey yapılıyor. Nedeni bu ülkeyi ve milletini seven insanların yönetimde olmasından kaynaklanıyor. Vatandaşlarımız yurttaşlarımız bu yönetime ‘Evet’ dedikleri içindir. Her dönem sizlere geldiğimiz zaman hamdolsun alnımız açık bir şekilde sizlerden destekler aldık” dedi.

    “1963’te başkanlık sistemini yapabilirlerdi, yapmamışlar”

    Tarihimiz boyunca sürekli olarak yönetim şekillerinin değiştiğini söyleyen Topbaş, “Tarih boyunca sürekli olarak yönetimler şekil değiştirmişler. Şimdi bizler de bakıp diyoruz ki çok çabuk karar verecek bir sistemin gelmesi lazım. 1963 yılına kadar seçime giden halk belediye başkanlarını seçmiyorlardı. 1963 öncesi sadece meclis seçiliyordu, mecliste içinden başkan seçiyordu. O başkan meclise karşı sorumluydu, halka karşı değildi. 1963 yılında çıkan kanunla direk halka sorumlu hale geldi. Beni de 3 dönem boyunca başarılı gördünüz ve devam etmemi istediniz. Yanlış yapsaydım bunu istemezdiniz. 1963 yılında başkanlık sistemi yapabilirlerdi yapmamışlar” şeklinde konuştu.

    “Türkiye’nin belediyelerdeki başarısını hükümette de yapmasını istemiyorlar”

    Halkla hükümet arasında kimsenin olmaması ve direkt işlerin yapılması için referandum yapıldığını belirten Başkan Topbaş, “İşte getirilmek istenen sistemle arada kimse olmasın, Bakanlar kurulu, Başbakan olmasın direkt seçilen kişi hükümet etsin, ülkeyi yönetsin. Böyle bir yasa bunun önüne geçmeye çalışıyorlar. Maksatları Türkiye ekonomik bir güce salip olur, uçuş noktaların merkezi olur, ekonomisi güçlü hale gelir istenmiyor. Türkiye dünyanın merkezi olur bu istenmiyor. İşte bunun için yeni gelişen Türkiye’nin yönetim olarak da belediyelerde ki başarısını hükümette yapmasını istemiyorlar” diye konuştu.

    Referandum çalışmasının ardından Başkan Topbaş, aynı merkezde Esenler Sanatevi’nde eğitim gören çocukların ailelerinin katılımıyla düzenlenen toplantıya katıldı. Ailelerle sohbetler eden Başkan Kadir Topbaş, Sanatevi’nde eğitim gören çocukların hazırladığı gösterileri büyük bir beğeniyle izledi.

  • Uçum, Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistem’ini anlattı

    Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, Zonguldak’ta Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi’ni anlattı. Uçum, 1960 darbesine dikkat çekerek, “Yüzde 50’den fazla oy desteği ile hükumet kurmuş bir partinin genel başkanını ve başbakan, iki bakanını hukuka aykırı bir biçimde yargılayıp astılar” diye konuştu.

    Prof Dr. Muharrem Kılıç, Işıl Ilgın Oktay, Mehmet Şahin, Mehmet Uçum ve Hak-İş Konfederasyonu Başkanı Mahmut Arslan’ın katıldığı panelde Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistem’inin getirdiği yenilikler konuşuldu. 16 Nisan 2017 günü yapılacak olan halk oylaması öncesinde “Halk soruyor, uzmanlar cevaplıyor” konulu panel düzenlendi.

    GMİS Toplantı Salonu’nda düzenlenen panele Vali Yardımcısı Hüseyin Ergi, GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci, TTK Genel Müdür Vekili Ercan Gebeş ile sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve siyasi parti temsilcileri ile davetliler katıldı.

    Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Uçum, mevcut sistemde milletin seçtiği meclis tarafından hükumet seçimi yapıldığına dikkat çekti. Uçum, “Mevcut sistemde halk olarak biz neyi seçiyoruz. Meclisi seçiyoruz. Hükumet meclisin içerisinden çıkıyor. Dolayısıyla biz meclisi doğrudan ama hükumetin seçimini dolaylı yapıyoruz” dedi.

    Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine yönelik değişikliği de hatırlatan Mehmet Uçum, “2007’deki değişiklikten sonra 2014’te halk Cumhurbaşkanını seçmişti. Hükumetin bir parçasını seçti. 7 Haziran günü bir seçim yaptık. Hükumeti kuracak çoğunluk sağlanamadı. 1 Kasım günü bir seçim daha yapıldı. Meclisin içerisinden yeni bir hükumet kuruldu. Meclisten güvenoyu aldı. Ama önerilen sistemde halk meclisi seçmenin yanında Cumhurbaşkanını seçtiğinde hükumeti kurmuş olacak. Aday olduğunda halktan güvenoyu isteyecek. Dolayısıyla halk seçimin yaparken şöyle bir belirsizlikten de kurtulacak. Bir partiyi seçiyor ama o parti çoğunluğu sağladıktan sonra daha sonra bir program hazırlıyor. Sahada söyledikleri açısından, hazırladıkları bir program açısından arada mesafe var. Dolayısıyla ortaya çıkan avantajı şöyle değerlendirebilirsiniz. Bundan sonra meclis üzerinden halkın hükumeti seçme dönemi kapanıyor. Halk hükumeti doğrudan sandıktan seçip ve kuruyor. Dolayısıyla bu iki açıdan baktığınız zaman devletin iki organını halk doğrudan seçiyor. Devletin üçüncü organı yargı. Onun da idaresinde de halkın bir oyunun olması lazım. Çünkü millet adına yargılama yapılıyor. Yargının idaresinde de halka bir ilişki sağlamak lazım ki millet adına yargılama yapmanın meşruiyeti sağlansın. Aksi takdirde bu ilişkiyi sağlamazsanız adı üstünde millet adına yargılama yapamazsınız” dedi.

    “Üç organın da bağlantıları halkla güçlü bir biçimde kuruluyor”

    HSYK’nın üye seçimine yönelik de açıklamalarda bulunan Mehmet Uçum, “Geçmişte olduğu gibi milletin seçmiş olduğu siyasi partileri kapatır, milletin kurduğu meclisten çıkan anayasa değişikliklerine müdahale, milletin kurduğu meclisten Cumhurbaşkanı seçimini iptal eder. Demek ki o sorunu da çözmemiz gerekiyor. O yüzden yargının idaresinin de HSYK’nın üyelerinin seçimini de bir biçimde halka bağlamak lazım. Bunun da iki yolu var. Ya kurulun üyelerini de halka seçtireceğiz. Veya halkın seçtiklerine seçtireceğiz. Gördüğünüz gibi meşruiyet ilkesi açısından üç organda da halkla bağlantı güçlü bir biçimde kuruluyor.Tabii ki her demokraside seçilmiş organların kendi arasında bir takım uyuşmazlık çıkabilir. Demokrasi dediğiniz çok seslidir. Muhalefeti vardır. Böyle bir sistemin tamamıdır. Sorunlar çıktığında sorunları demokraside kim çözmeli? Soruyu soruyorum. Yıl 1960. 27 Mayıs öncesi diyelim ki o mecliste bir siyasi problem var. Varsayalım ki rahmetli Adnan Menderes’in başında olduğu hükumet hata yapıyor. Ki sonradan ortaya çıktığı gibi yaptığı hatalar diye ileri sürülen şeylerin hepsi külliyen yalandı. Orada sorunu çözmesi gereken kimdi? Ya siyaset çözecekti. Çözemiyorsa halka gidecekti. Demokrasinin esası bu değil midir? Ne oldu; darbe yaptılar. Yüzde 50’den fazla oy desteği ile hükumet kurmuş bir partinin genel başkanını, başbakanını ve iki bakanını hukuka aykırı bir biçimde yargılayıp astılar” diye konuştu.