Etiket: Sistemini

  • Hava sıcaklığı düştü, vatandaşlar bağışıklık sistemini güçlendirmek için doğal ürünlere yöneldi

    Hava sıcaklığı düştü, vatandaşlar bağışıklık sistemini güçlendirmek için doğal ürünlere yöneldi

    Diyarbakır’da vatandaşlar, hava sıcaklıkların düşmesi ile birlikte ortaya çıkan mevsimsel gripten korunmak için aktarların yolunu tuttu.

    Diyarbakır’da hava sıcaklığının düşmesi, beraberinde mevsimsel gribi de getirdi. Tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüs semptomlarıyla benzerlik gösteren mevsimsel gripten korunmak isteyen vatandaşlar, aktarlarda satılan ıhlamur, zencefil, zerdeçal, tarçın, adaçayı gibi bitkilere yoğun talep gösterdi. Vatandaşlar sadece grip için değil, korona virüse karşı da bağışıklık sistemini güçlendirmek amacıyla üzüm ürünlerine bağlı pestil, sucuk ve helvalara da ilgi gösterince, satışlar patladı.

    Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde aktarlık yapan Yakup Yolcu, kış aylarında doğal ürünlerin vatandaşlar tarafından yoğun ilgi gördüğünü söyledi. Yolcu, “Korona virüs grip ile karıştırılıyor. Biz gribe çözüm bulabildik ama korona virüse hala çözüm bulamadık. Gribe çözüm karışımlarımız var 12 bitkiden oluşan çaylar, bunu kullanan hastalarımızın tamamı olumlu sonuçlarla dönüyor. Gribi tamamen çözüyoruz diyebiliriz. Onun yanı sıra çay kullanmak istemeyenler için zerdeçal ve zencefilin toz hali harnup pekmeziyle karıştırarak günde 3 defa kullanıldığında kesinlikle sonuç alınıyor. Bunu yıllardır deniyoruz, üzerinde çalışıyoruz, daha iyisini bulana kadar en iyisi bu. Kış aylarında bağışıklık sistemi düşüyor, korona virüse de davetiye çıkarıyor. Korona virüse karşı bağışıklık sistemi güçlendirmenin yolu, pestil, sucuk, pekmez, üzüm helvası gibi kendimizin yaptığı doğal ürünlerden geçiyor. Bu tarz doğal şireli ürünleri hastalarımıza verdiğimizde günü birlik kullanıldığında bağışıklık sistemi güçleniyor. Koronaya karşı savaş açmış oluyoruz, koronanın çözümü diyemem ama bağışıklık sistemini güçlendirdiğini söyleyebilirim. Rağbet çok yüksek eylül ve ekim aylarında taze ürünler gelmiş oluyor, bilen müşterilerimiz hemen gelip alıyor, bilmeyenlere ise tattırıyoruz, kesinlikle içerisine glikoz, şeker hiçbir şey katmadan kendi yaptığımız ürünleri satıyoruz” dedi.

    Müşterilerden Hacı Şık ise 7 yıldır karışım aldığını kaydederek, karışımların iyi geldiğini, ailece karışımı kullandıklarını söyledi. Şık, daha önce korona virüse yakalandığını ve aktardan aldığı doğal ürünlerle bağışıklık kazandığını ve hastalığı atlattığını sözlerine ekledi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Tamamlayıcı emeklilik sistemini 2022’de yürürlüğe sokacağız”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Tamamlayıcı emeklilik sistemini 2022’de yürürlüğe sokacağız”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Sürecin en önemli göstergelerinden olan kısmi ya da esnek çalışma alanında işgücü piyasamızı daha da verimli hale getirecek düzenlemeleri hayata geçireceğiz. 25 yaş altı gençlerin ve 50 yaş üzerinde olanların kolay şekilde istihdam edilmelerini sağlayacağız. Çalışanlara tamamlayıcı emeklilik sigortası sunacak bir çalışma başlatıyoruz. Türkiye’nin istihdam kalkanını hızlıca devreye aldıktan sonra tamamlayıcı emeklilik sistemini de 2022 de yürürlüğe sokacağız” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uzun bir aradan sonra ilk kez yüz yüze toplanan Cumhurbaşkanlığı Kabinesi sonrası önemli açıklamalarda bulundu. Ağustos 2018 yılında başlayan kur ataklarının ve spekülatif saldırıların etkilerini gidermek için verilen mücadeleyi salgın döneminde de başarıyla sürdürdüklerinin altını çizen Erdoğan, “Piyasalardaki belirsizliklerin yerini güvene bıraktığı enflasyon ve faizlerin düşüşe geçtiği makroekonomik göstergelerde önemli başarıların elde edildiği dengelenme sürecinin kazanımlarına sahip çıktık. Bu sayede ekonomik istikrar kalkanı gibi çok kapsamlı bir tedbir paketini hızlı bir şekilde devreye aldık. Dışardan hiçbir yardıma ihtiyaç duymadan, uluslararası hiçbir kurumun desteğini talep etmeden şirketlerimize, esnafımıza ve vatandaşlarımıza destek olduk. Her talebe anında dönüş yaparak ihtiyaç duyulan destek mekanizmalarını devreye aldık. Konutta tarihin en düşük maliyetleri ve en kolay ödeme imkanlarını içeren bir finansman desteğini geçtiğimiz günlerde milletimizin istifadesine sunduk. Aynı şekilde otomotiv ve turizmde de piyasalara destek olacak finansman imkanları sağladık” ifadelerini kullandı.

    “Tamamlayıcı emeklilik sistemini de 2022 de yürürlüğe sokacağız”

    Gerek ekonomik istikrar kalkanı gerekse normalleşme dönemi destekleri ile devreye alınan adımların Türkiye’nin ekonomik açıdan ne kadar sağlam durumda olduğunu gösterdiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Şimdi önümüzde bu kazanımları özellikle istihdamda gerçekleştireceğimiz sıçrama ile taçlandırmak var. Bunun için Türkiye’nin istihdam kalkanı adıyla çok detaylı ve kapsamlı bir reform paketi hazırladık. Türkiye’nin istihdam kalkanı özellikle buradaki amacımız Ocak 2019-Nisan 2020 arasında işsiz kalan vatandaşlarımızın yeniden istihdama katılmalarını sağlamaktır. Kayıpları telafinin ötesinde kur saldırısı ve salgın öncesinden dahi iyi bir istihdam seviyesine ulaşmayı hedefliyoruz. Ekonomik faaliyetlerin azalması nedeniyle çalışanlarını kısa çalışmaya geçiren veya ücretsiz izne ayıran işverenlerimize normalleşme desteği vereceğiz. Çalışma hayatında normalleşmeyi teşvik edecek bir mekanizma kuracağız. Covid-19 salgınının özellikle istihdam üzerindeki etkilerini en aza indirip salgın öncesinden daha iyi istihdam rakamlarına ulaşmak için gayret edeceğiz. Bu kapsamda ilave istihdam içinde teşvik sağlayacağız. Sürecin en önemli göstergelerinden olan kısmi ya da esnek çalışma alanında işgücü piyasamızı daha da verimli hale getirecek düzenlemeleri hayata geçireceğiz. Özellikle genç istihdam için 25 yaş altındaki gençlerin istihdamını destekleyerek beceri ve deneyim kazanmalarını temin edeceğiz. 25 yaş altı gençlerin ve 50 yaş üzerinde olanların kolay şekilde istihdam edilmelerini sağlayacağız. Bunun yanında çalışanlara tamamlayıcı emeklilik sigortası sunacak bir çalışma başlatıyoruz. Tesis edilecek karma model ile işçilerin kazanılmış hakları korunacak. Tamamlayıcı emeklilik sigortası ile aynı zamanda ilave emeklilik desteği alınabilmesini de sağlayacağız. Böylece çalışanlarımız emeklilikte daha da rahat edecekler. Bunun için devlet elini taşın altına koyacak. Bu kapsamda oluşacak fon ile Türkiye’nin istihdam kalkanını sürekli hale getirmeyi hedefliyoruz. Esnafımıza, küçük işletmelerimize, yatırımcımıza, üretim ve istihdam için uygun maliyetli ve uzun vadeli kaynak sağlayacak bir sistem kuracağız. Türkiye’nin istihdam kalkanını hızlıca devreye aldıktan sonra tamamlayıcı emeklilik sistemini de 2022 de yürürlüğe sokacağız.”

    “Türkiye bütün bu alanlarda güçlenen bir ülke”

    Aynı zamanda terörle mücadelenin de eş zamanlı olarak sürdürüldüğüne dikkat çeken Erdoğan, “Cudi’de, Gabar’da bizim polisimiz, Mehmetçiğimiz, güvenlik koruyucularımız, jandarmalarımız hep birlikte buralarda terörle mücadeleyi bayram seyran demeden devam ettirdi. Bunun da bir maliyeti var. Bütün bunlar devam ederken düşünün milli ve yerli yüzde 20 gibi bir savunma sanayinde güce sahipken şu anda biz bunları da yüzde 70’e çıkarttık. Bütün bu yatırımlar aynen devam ediyor. Türkiye bütün bu alanlarda güçlenen bir ülke. Bu mücadele bu şekilde devam ettiği içindir ki bugün hamdolsun Güneydoğu’da, Doğu’da o eski sıkıntılı anlar tarih oldu. Her zaman söylediğimiz, tek terörist kalmayıncaya kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, istihdam kalkanı ile ilgili çalışmaların ayrıntılarının Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından kamuoyu ile paylaşılacağını belirterek, “Biz bu paketi dönem projesi olarak görmüyoruz. İstihdamı sürekli destekleyecek kalıcı bir atılımın ateşleyicisi haline dönüştürmek istiyoruz. Ülkemiz de çalışmak isteyen herkesi iş sahibi yapana kadar durup dinlenmeden mücadele etmeyi sürdüreceğiz. Yeni dönemde üretim ve ihracat odaklı büyüme politikamızı daha güçlü şekilde uygulamakta kararlıyız. Bunun için reel sektörümüze ve sanayicimize daha çok destek vereceğiz. Yenilikçi ve yüksek katma değerli üretimi ve istihdamı artıracağız. Yatırımların yüksek ve orta yüksek teknolojili sektörlere yönelmesini sağlayacağız” diye konuştu.

    “Önümüzdeki dönemde dünya genelinde yeni ticaret imkanlarının doğacağını düşünüyoruz”

    Salgın döneminde ülkelerin kendi kendine yetebilmesinin öneminin daha iyi anlaşıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye olarak son yıllarda yerli ve milli üretimi güçlendirecek çok önemli adımlar attık. Bunlardan biri de stratejik alanlardaki firmalar için geliştirdiğimiz 20 milyar liralık yatırım teşvik kredileridir. Böylece ertelenen yatırımların daha güçlü bir şekilde devreye alınmasını temin etmeyi hedefliyoruz. Önümüzdeki dönemde dünya genelinde yeni ticaret imkanlarının doğacağını düşünüyoruz. Salgın sürecinde yürüttüğümüz başarılı mücadele ile dünyada bu konuda en iyiler arasında yer aldığımızı gösterdik. Üretim, ticaret ve lojistik avantajlarımız ile salgın sonrasında dünya ekonomisindeki yerimizi daha da güçlendireceğiz. Birçok ekonominin ciddi daralma kaydettiği yılın ilk çeyreğinde Türkiye ekonomisinin yüzde 4,5 ile yüksek bir performans büyüme performansı gösterdiğini gerek ulusal gerekse dünya artık görüyor, biliyor. İçerdekiler hala anlamak istemiyor. Ama bakıyorsunuz OECD Türkiye’yi ilk çeyrekte 4,5 ile dünyada 1 numara olarak gösteriyor. Avrupa Birliği aynı şekilde gösteriyor, G-20 aynı şekilde gösteriyor. Belki ikince çeyrekte olumsuz bazı gelişmeler olabilir ama 3. ve 4. Çeyrekte biz bu büyümeyi yine yakalayacağız. Çünkü artık zemin sağlam. Nisan’daki kayıplarımıza rağmen Mayıs ayı öncü göstergeleri ekonomimizin hızlı bir toparlanma içinde olduğuna işaret ediyor. Bu tablo da salgın döneminde firmalarımızın kısmen de olsa üretimlerine ve ihracata devam etmelerinin büyük payı var. Bakın Amerika. Şu anda 45 milyona yakın işsizi var. Türkiye bütün bu şartlara rağmen dimdik ayakta duruyor ve şu anda da bütün gerek işsizi olsun gerekse şu andaki vatandaşlarına her türlü imkanı da sağlamanın gayreti içerisinde. Yurt içi talepteki ihracattaki ve beklentilerdeki iyileşmeye paralel olarak toparlanma yerini hızlı bir büyümeye bırakacaktır. Enflasyonun hedeflediğimiz seviyelere inmesini sağlayarak bu olumlu süreci desteklemekte kararlıyız” açıklamasında bulundu.

    “Birileri zil takıp oynuyordu. Bak Borsa İstanbul ne hale geldi”

    “Mal ve hizmet pazarlarında rekabeti ve verimliliği artıracak yapısal reformlar yanında gıda fiyatlarındaki şişkinliği giderecek tedbirleri de alacağız” diyen Erdoğan, “Ayrıca mal ve hizmet fiyatlarındaki kur geçişkenliğine karşı da gereken mekanizmaları oluşturacağız. Amacımız 2020’de yüzde 8.5 olarak belirlenen enflasyonu kademe kademe düşürerek 2021’de yüzde 6’ya ve 2022’de yüzde 5’in altına indirmektir. Borsa İstanbul endeksinin tekrar 110 bin seviyelerine çıkması bizi diğer ülkelerden pozitif yönde ayrıştıran bir başka faktördür. Birileri zil takıp oynuyordu. Bak Borsa İstanbul ne hale geldi. Büyümeyi de söyle. Niye bunları söylemiyorsun. Daha çok güzel şeyler göreceksiniz ve bunları da öğreneceksiniz. Türkiye döviz kuru gelişmeleri bakımından da diğer ülkelere kıyasla şu anda iyi bir durumdadır. Devlet tahvili faizlerinin 2 yıllıklarda yüzde 8,6 ve 5 yıllıklarda yüzde 10,1 seviyelerinde gerçekleşmesi de aşağı yönlü bir eğilimin işaretidir. Tüm bu göstergeler normalleşme dönemine Türkiye’nin ekonomik açıdan sağlam girdiğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.

    “Son teröristte etkisiz hale getirilene kadar mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz”

    Türkiye olarak, son dönemde salgınla mücadelenin yanı sıra dış politikada da pek çok başarıya imza attıklarının altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:

    “Gelişmiş ülkelerin bile aralarında maske savaşına tutuştuğu bir dönemde biz tüm dünya ile emsalsiz bir dayanışma sergiledik. Filistin’den Somali’ye, Tunus’tan Brezilya’ya, İtalya’dan Amerika, İspanya, Ukrayna’ya kadar her kıtadan her inançtan 125 farklı ülkeye tıbbi yardım malzemesi gönderdik. Ayrım yok. 128 ülkeden 80 bin vatandaşımızı salgın döneminde Türkiye’ye getirerek ailelerine kavuşturduk. Ülkemiz milyarlarca insanın can derdine düştüğü bir süreçten güçlenerek, itibarına itibar katarak çıkmıştır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin getirdiği avantajları çok iyi kullanarak içerde verdiğimiz başarılı mücadeleyi dış politika sahasına da yansıttık. İdlib’de Rusya ile 5 Mart’ta imzaladığımız muhtıra sonrasında tesis ettiğimiz sükûnet ortamının bozulmasına izin vermedik. Her ne kadar rejim güçleri son birkaç gündür provokasyonlarını artırmış olsalar da İdlib’in tekrar bir çatışma ortamına sürüklenmesine göz yummayacağız. İlgili birimlerimizle süreci yakından takip ediyor ve gereken her türlü önlemi alıyoruz.

    Yine bu süreçte bölücü terör örgütünün yeniden palazlanma girişimlerine müsaade etmedik” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak’ın kuzeyinde yuvalanan PKK’lı teröristlere yönelik operasyonlarımızı kesintisiz bir şekilde sürdürdük. Terör örgütünün ekmeğinin peşindeki işçiyi, insanımıza yardım götüren vefa sosyal destek gruplarını hedef alan kalleş eylemleri içerdeki ve dışardaki sıkışmışlığının en bariz ifadesidir. Kahraman güvenlik güçlerimizin mücadeleleri, istihbarat birimlerimizin katkıları, SİHA’larımızın desteği ile bölücü terör örgütüne nefes aldırmıyoruz. Türkiye 40 yıla yaklaşan bölücü terörle mücadelesinde tarihinin adeta altın çağını yaşıyor. Son teröristte etkisiz hale getirilene kadar mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.”

    “Darbeci Hafter ile destekçilerinin Trablus’u ve Libya’yı işgal planı hezimetle sonuçlanmıştır”

    “Geride bıraktığımız dönemde en güzel haberleri aldığımız yerlerin başında Libya vardır” diyen Erdoğan, “Darbeci Hafter ile destekçilerinin Trablus’u ve Libya’yı işgal planı hezimetle sonuçlanmıştır. Uluslararası meşruiyeti haiz milli mutabakat hükümeti darbecileri Trablus’tan tamamen söküp atmayı başarmıştır. Çöl aslanı şehit Ömer Muhtar’ın torunları sağdan soldan topladıkları lejyonerlerle Libya’yı işgale yeltenenleri Trablus kapılarında bozguna uğratmışlardır. Daha bir yıl öncesine kadar Libyalı kardeşlerimize ömür biçen darbecilerin bugün kaçacak delik aradığını görüyoruz. Her zaman dediğimiz gibi, zor oyunu bozar. Ülkemizin destekleri, milli mutabakat hükümetinin kararlı duruşu ile Libya’ya kurulan uluslararası tuzak bozulmuştur. Son dönemde sahada elde edilen neticeler inşallah çok daha büyük zaferlerin, başarıların müjdeleyicisi olacaktır” ifadelerini kullandı.

  • Aksakallı, 2020-2021 eğitim öğretim yılında başlayacak yeni eğitim sistemini ayrıntılarıyla değerlendirdi

    Aksakallı, 2020-2021 eğitim öğretim yılında başlayacak yeni eğitim sistemini ayrıntılarıyla değerlendirdi

    Bilkent Üniversitesi Erzurum Eğitim Bilimleri Enstitüsü Öğretim Görevlisi Emre Aksakallı, 2020-2021 eğitim öğretim yılında başlayacak yeni eğitim sistemini ayrıntılarıyla değerlendirdi.

    Bilkent Üniversitesi Erzurum Eğitim Bilimleri Enstitüsü Öğretim Görevlisi Emre Aksakallıyı yeni eğitim sisteminin ayrıntılarını ele alarak 2020-2021 eğitim öğretim yılında 9’uncu sınıflarda başlayacak olan yeni lise sistemini 10 maddede açıkladı.

    “İdeolojik ve siyasi değil, eğitimci kimliğiyle tanınmış saygın bir akademisyen olan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un göreve gelmesiyle birlikte ‘Ortaöğretimde yeni model’ sisteminin 2020-2021 eğitim öğretim yılında 9’uncu sınıflarla başlayacak” diyen Emre Aksakallı, Kademeli geçişte en çok dikkati çeken maddelerden birisinin, ders sayılarının azalması ve öğrencilerin istediği dersi seçmesi yönünde olduğunu söyledi. Yeni sistemde, lise türleri arasında farklılıkların kaldırılıp kaldırılmayacağı, Fen, Sosyal Bilimler, Anadolu ve Meslek lisesi türlerinde bu değişikliklerin nasıl uygulanacağının netleştirilmesi gerektiğini belirten Aksakallı 10 maddede açıkladığı yeni sistemi şu şekilde sıraladı;

    “Ders Sayısı Azalıyor: Ders sayısının azaltılması öğrenciler için sevindirici oldu. Eğitimcilerin uzun süredir üzerinde çalıştığı ve savunduğu bir çalışma bu çünkü çok fazla ders olmasına rağmen içeriğin yetersiz ve hafifletilmesi şart. Şu anda Anadolu liselerinde haftalık ders saati 40, sanırım şimdi 35 düşünülüyor, ama bunun da altına inilip kredi doldurmak için ‘Ders Geçme Kredi Sistemi’ getirilirse, liselerde çok büyük sıkıntı yaşanabilir. Normal liselerde yaklaşık 12 ders var, yeni sistemde bu sayının altına inilmesi planlanıyor.

    Liselere Kariyer Ofisleri Açılıyor: Birçok lisede rehberlik servisi var, öğrencilerin kariyer yönlendirmeleri buralarda yapılıyor. Ancak her okulda çok da etkin kullanılmıyor, kariyer eğilim testi ya da yönlendirmede zayıf kalınabiliyor. Çünkü rehber öğretmen sıkıntısı yaşanıyor. Bir öğretmen çok sayıda öğrenciyle ilgileniyor. Rehber öğretmen, öğrencilerin sorunlarıyla mı kariyer planlamalarıyla mı ilgilenecek endişesi var.

    12’nci Sınıflarda Destek Çalışmaları Yapılacak: Üniversite hazırlık çalışması, olumlu. Ama öğretmen kadrolarının öğrenciyi tutabilmesi için gerçekten üniversite hazırlık çalışması yapması gerekiyor. Öğrenci buradaki eğitimden tatmin olmazsa yine dışarıya, dershaneye ya da özel derse yönelecek. Şu anda olduğu gibi çok sayıda öğrenci rapor alıp okula devamsızlık yapabilir, lise son sınıflar boş kalabilir.

    Her Öğrenci Üniversitedeki Gibi Kendi İstediği Dersleri Seçebilecek: Öğrencilere ilgi duydukları dersleri seçme fırsatı verilirse akademik ve sosyal açıdan daha verimli olabilirler. Seçmeli dersler diye bir alan zaten var, ancak müfredatın yoğunluğu nedeniyle genellikle okullar, var olan öğretmenlerine göre öğrencileri tercihe zorluyor. Aslında öğrencilerin ders seçmesi, zaten 1991-1992 öğretim yılında uygulanmaya başlanmış, ‘Ders Geçme ve Kredi Sistemi’ pek de başarılı olmamıştı. Bu nedenle yaklaşık üç yıl sonra vazgeçilmişti. O zamanlar genel liselerde 20 ortak ders yanında öğrencilerin tercihlerine göre belirlenecek 57 çeşit seçmeli ders yer almıştı. Mezuniyet için en az 144 krediyi tamamlama şartı vardı. Ancak çok büyük sıkıntı yaşanmış, öğrenciler okul dışına çıkmıştı. Şimdi benzer bir sisteme geçilirse okullar bu dersleri nasıl verecek? Öğretmenleri nasıl ayarlayacak?

    Yeni Lise Sistemi İlk Olarak 2020-2021 Yılında 9’uncu Sınıflarda Başlayacak, Kademeli Geçiş Olacak: Olumlu bir adım. Bir yıl hazırlık yaptıktan sonra kademeli geçiş çok doğru. Okulların altyapılarını hazırlamaları, öğretmen kadrosunun buna göre yapılandırılması için iyi bir zaman. Ancak şu anda sistemin içinde olan öğrencilerin bundan etkilenip etkilenmeyeceği netleşmeli.

    Bilgi Kuramı Zorunlu Ders Haline Geliyor: Öğrencilerin yaşayarak, her konuyu sorgulayarak, araştırarak öğrenmesini sağlayan bir ders. Ağırlıklı felsefe grubu ve matematik öğretmenlerinin bu dersi vermesi düşünülüyor. Olumlu bir adım.

    Yaparak, Uygulayarak Öğrenme Ağırlık Kazanacak: MakerLab, Makerspace, Maker Atölyesi, STEM laboratuvarı gibi alanlarda ders öngörülüyor. Öğrenciler, bu gibi atölyelerde yaşayarak öğrenme imkânı bulacak. Özel okullarda bu alanlar çoğunlukta olmasına rağmen her devlet okuluna bu imkânı vermek zor olacak. Altyapı verilse de eğitmen kadrosunun oluşması zaman alacak.

    12’nci Sınıfa Yenilikçi Dersler Geliyor: Eğitimcilerin merakla beklediği en önemli konu bu. Son sınıfa yenilikçi dersler gelirse buna uyumlu sınav sistemi nasıl olacak diye soruluyor.

    Öğrencinin Her Alandan Ders Alabileceği Dengeli Bir Ders Çizelgesi Oluşacak: Her alanda öğrencinin ders alması biraz çelişkili. Çünkü bu öğrencilerin hem fen, hem Türkçe, hem de yabancı dil okuması anlamına gelebilir. Her alanda ders alan öğrenci, bir alanda nasıl uzmanlaşacak? Bir yandan kariyer planlaması yaparken bir yandan da çok sayıda alana yönlendirmesi kafa karışıklığı yaratabilir.

    Haziranda Derslerin Yerini Proje Sunumları, Portfolyo Hazırlıkları Gibi Yaşam Becerileri Etkinlikleri Alacak: Okulların tatile gireceği yaz aylarında zaten sınava hazırlanan öğrencilerin büyük kısmı okula devam etmiyordu, ara sınıflarda olanlar ise rapor alıyordu. Haziranda okula öğrencileri getirmekte bu yöntem de pek etkili olmayacak gibi. Sınavların bittiği noktada okula gelmek istemeyen, adım atmayan öğrencileri proje ya da portfolyo ile getirmek de zor olacak.”

  • Osmaneli Kaymakamı Yavuz MOBESE sistemini inceledi

    Bilecik’in Osmaneli ilçesinde geçen günlerde şehrin belli noktalarında faaliyete giren MOBESE sistemi, İlçe Kaymakamı Naif Yavuz tarafından incelendi.

    Osmaneli Kaymakamı Naif Yavuz, İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne giderek MOBESE hakkında bilgi alarak uygulamanın faaliyete girmesinin önemini vurguladı. İlçe Emniyet Müdür vekili Ali Özgan, Emniyet Müdür Yardımcısı Yalçın Avcı ile birlikte inceleme yapan Kaymakam Yavuz, “Osmaneli’de MOBESE olarak bilinen Entegre Güvenlik Kameralarıyla güvenlik sağlanmaya başlandı. Asayişte olduğu gibi trafikte de MOBESE sisteminden faydalanıyoruz. Trafik Tescil Denetleme Büro Amirliği kanunların kendilerine verdiği teknolojiyi kullanıyorlar. Buradaki amaç can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Amacımız insanlara ceza kesmek değil onların can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Trafik cezalarının yanında diğer uygulamalarımız da devam ediyor. MOBESE sistemi tüm Türkiye’ de olduğu gibi ilçemizde de faaliyete girdi. Bundan faydalanmamak olmaz. Vatandaşlarımızı bilgilendirmek açısından burada bir incelemede bulunduk. Vatandaşlarımızın sadece MOBESE olan yerlerde değil diğer yerlerde de trafik kurallarına uyması çok önemli. Bu da şehir içinde bile olsa emniyet kemerinin önemini ortaya çıkarıyor. Kısa mesafeye gideceğim diyerek emniyet kemerini takmamak bazen çok ciddi sonuçlar doğurabilir. Siz yolda giderken bir başka araç gelip size çarpabilir. Emniyet kemeriniz takılı olursa kazayı daha az yarayla atlatmanız muhtemeldir. Bir kere daha ifade edeyim ki emniyetimiz sadece MOBESE ile ilgilenip ceza kesmiyor. Eğer öyle olsaydı her gün birçok kişiye ceza kesilirdi. Gerekli zamanlarda bu uygulama yapılıyor. Bununla birlikte emniyetimizin diğer çalışmaları da devam ediyor” dedi.

    Kaymakam Yavuz, MOBESE odasında gerçekleştirdiği incelemelerin ardından ziyaretini tamamladı.

  • Damperi açık unutulan kamyon mobese sistemini parçaladı

    Muğla’nın Fethiye ilçesinde, damperi açık bir şekilde karayolunda seyreden kamyonun çarptığı plaka tanıma sistemlerinin bulunduğu mobese kameralarını parçaladı.

    Edinilen bilgiye göre; 48 JB 726 plakalı kamyonuyla taşıdığı malzemeyi boşaltan Hasan T., işini bitirdikten sonra damperi indirmeyi unuttu. Damperi açık halde hareket eden kamyon Muğla-Fethiye karayolu Çiftlik mevkisinde, üst geçit şeklinde kurulan araç plakası tanıma için kullanılan kobese kameraların monte edildiği düzeneğe çarptı. Çapmanın etkisiyle damper düzeneğe takıldı ve kameraların bağlı bulunduğu sistemin ayakları kısmen yerden söküldü. Sürücünün yara almadan atlattığı kazada araç plaka tanıma sistemi ve kamyonda hasar oluştu.

    Trafiğe kapanan kara yolu, polis ekiplerinin yönlendirmesiyle yan yollardan sağlandı. Kamyonun vinç vasıtasıyla takıldığı yerden çıkarılmasının ardından kara yolu trafiğe açıldı.