Etiket: Sistemi

  • İçişleri Bakanlığınca sunula hizmetler, İzleme Değerlendirme Sistemi (İZDES) toplantısında değerlendirildi

    İçişleri Bakanlığınca sunula hizmetler, İZDES değerlendirme toplantısında değerlendirildi.

    İçişleri Bakanlığınca yürütülen kamu hizmetlerinin kaliteli, hızlı, verimli bir şekilde sunulması, yönetimde katılımın sağlanması ve vatandaş memnuniyetini esas alan yönetim anlayışının ortaya konulması hedefiyle uygulanan İzleme Değerlendirme Sistemi (İZDES) toplantısı yapıldı.

    Toplantı sonrası merkez Valisi Azmi Çelik Başkanlığında ki heyet Kırşehir Valisi İbrahim Akın’ı ziyaret etti.

    İçişleri Bakanlığının ilgili birimleri ile Valilik birim müdürlerinin katıldığı toplantının açılışında konuşan Merkez Valisi Azmi Çelik, “Eksiklik ve ihtiyaçların değerlendirilerek kurumların sunduğu hizmetlere yol gösterecek konular değerlendirilecek. Toplantıda İçişleri Bakanlığına bağlı kuruluşların taşra teşkilatlarının kurumsal yapılarının, yürüttükleri faaliyetlerin ve karşılaştıkları sorunların yerinde görülmesi, raporlanması ve merkez teşkilatıyla bağlarının güçlendirilmesi amacıyla hazırlanan İZDES Projesinin çalışmaları konusunda sorun ve öneriler değerlendirilecektir.” dedi. Toplantı, İZDES Projesi çalışmaları konusunda fikir alışverişinde bulunulması ile sona erdi.

  • Prof. Dr. Özgenç: “4 yıldan az cezalar için denetimli serbestlik sistemi geliştirilmeli”

    Eski YÖK Başkan Vekili ve Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İzzet Özgenç, Türkiye’nin 208 bin 790 kişilik kapasiteyle en fazla infaz kurumuna sahip ülke olduğunu belirterek, “İnfaz kurumu kapasitesinin düşürülmesi için 4 yıldan az cezalar için denetimli serbestlik sistemi geliştirilmeli” dedi.

    Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ali Fuat Başgil Hukuk Fakültesinin kuruluşunun 10. yılı sebebiyle düzenlenen kutlama töreninde, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İzzet Özgenç, “Yaptırım Teorisi ve İnfaz Siyaseti” konulu bir konferans verdi.

    “Fakültemiz gelişiyor, eğitim kadromuz güçleniyor””

    Açılış konuşmalarıyla başlayan törende Ali Fuat Başgil Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Tahsin Keçeligil, fakültenin kuruluşunda emeği geçenleri saygıyla andığını ifade etti. Keçeligil, “Fakültemiz yeni bir fakülte ve hızlı bir gelişme süreci içerisindeyiz. Bu süreç zarfında eğitim kalitemizi her yönüyle güçlendirmeye çalışıyoruz. Genç, dinamik bir eğitim kadromuz var ve sayıları her geçen gün artıyor. Önümüzdeki dönemde de aramıza yeni öğretim elemanları katılacak ve kadromuz daha da güçlenecek. Tüm gayemiz öğrencilerimize nitelikli bir eğitim ortamı ve programı sunarak onları hayata hazırlamak” diye konuştu.

    “Öğretim üyesi sıkıntımız her geçen gün giderilmekte”

    Çarşamba Belediye Başkanı Hüseyin Dündar’ın ardından konuşan Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç, “Hukuk Fakültesinin kurulma kararının alındığında rektör yardımcısı olarak senato üyesiydim. O günün üzerinden 10 yıl geçmiş. 10 yıl, bir fakülte için çok uzun bir zaman değil ama bu zaman içerisinde ne sıkıntılar yaşandığını biliyorum. Bugün gelinen noktaya bakıldığında ise fakültenin iyi bir durumda olduğunu söyleyebiliriz. Öğretim üyesi sıkıntımız her geçen gün giderilmekte ve aramıza yeni yetişmiş akademisyenler katılmakta” şeklinde konuştu.

    Açılış konuşmalarının ardından eski Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkan Vekili ve Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İzzet Özgenç, “Yaptırım Teorisi ve İnfaz Siyaseti” konulu bir konferans verdi. Aynı zamanda günümüz Türk Ceza Kanunun Redaktörlüğünü de yapan Prof. Dr. İzzet Özgenç, hangi eylemlerin ceza hukuku kapsamında suç sayılabileceği, ceza hukuku uygulamaları ve infaz sistemi hakkında bilgi vererek görüşlerini paylaştı.

    “Ceza hukukunun amacı suçluyu yeniden topluma kazandırmak”

    Her haksız eylemin ceza hukuku kapsamında suç sayılamayacağına işaret eden Prof. Dr. İzzet Özgenç, “Hangi fiilin suç sayıldığı ve ceza hukukunun sorumluluğunda olduğunun iyi tespit edilmesi lazım. Kişinin eyleminin suç sayılması için ceza hukuku kapsamında kusurlu addedilmesi gerek. Herkesin hukukun icaplarına uygun davranma imkânı ve davranışlarını buna göre belirleme zorunluluğu var. Hepimiz insan onuruna saygılı olmak ve kimseye hakaret etmemek zorundayız. Kusurluluk halinin ise iki farklı durumu var. Birincisi ceza hukukuna tabi tutulup tutulmayacağı ikincisi ise ceza hukuku sorumluluğundaysa cezanın ölçüsünü belirlemek” dedi.

    Ceza hukukunun öncelikli amacının suçlunun cezasının farkında vararak pişman olması ve topluma yeniden kazandırılması olduğuna dikkat çeken İzzet Özgenç şöyle devam etti:

    “Ceza hukukunun uyguladığı yaptırım sonucunda mağdurun mağduriyetinin giderilmesi de esastır. Kişi işlediği suç sonucunda yoksunluğa mahkum edilerek etkin pişmanlık duyması amaçlanır. Daha sonra da topluma yeniden kazandırılması sağlanmaya çalışılır. Tehlikelilik durumunda ise tehlikeyi mümkün olduğunca azaltacak yaptırımlar uygulanır.”

    “En fazla infaz kurumuna sahip ülkeyiz”

    Türkiye ve Türkiye nüfusuyla mukayese edebilecek ülkelerin infaz kurumları hakkında da bilgiler ve sayısal veriler paylaşan Prof. Dr. Özgenç şunları söyledi:

    “İnfaz kurumlarının doluluğuna ve nüfusa oranla tutuklu kişi sayısına bakıldığında ABD, Rusya, Türkiye ve İran’da veriler hayli yüksek. Japonya ve Almanya gibi ülkeler ise iyi örnekler. Örneğin Türkiye’de 347 kişiden biri infaz kurumundaysa, Japonya’da bin kişiden biri infaz kurumunda. Ayrıca Türkiye ceza infaz kurumlarında en fazla tutuklu bulunduran ülke konumunda. 208 bin 790 kişilik kapasiteyle de en fazla infaz kurumuna sahip ülkeyiz. Bizim yeni infaz kurumu inşa etmeye ihtiyacımız yok, yeni bir infaz sistemi kurmaya ihtiyacımız var. İnfaz kurumu kapasitemizi düşürmemiz lazım.”

    “İnfaz kurum kapasitesinin düşürülmesi için denetimli serbestlik sistemi geliştirilmeli”

    İnfaz kurumu kapasitelerinin düşürülmesi için 4 yıldan az cezalar için denetimli serbestlik sisteminin geliştirilmesi tavsiyesinde bulunan Özgenç konuşmasını şöyle tamamladı:

    “Denetimli serbestlikten yaralanan insanları sadece kamu gücüyle denetleyemeyiz. Bunun için dünyanın çeşitli yerlerinde de uygulanan yöntemler var. Vakıflar, dernekler gibi sivil toplum örgütlerinden yararlanılabilir ya da güvence verebilecek gönüllü bir kişiye mahkum zimmetlenebilir.”

    Konferansın sonunda katılımcıların sorularını cevaplayan Prof. Dr. İzzet Özgenç’e Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç fidan sertifikası takdim etti.

    Toplu hatıra fotoğrafının çekilmesinin ardından kutlama töreni sona erdi.

    Fakültenin Konferans Salonunda düzenlenen kutlama törenine ayrıca; Çarşamba İlçe Cumhuriyet Başsavcısı Gültekin Bülbül, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

  • OKA Coğrafi Bilgi Sistemi iş birliği toplantısı

    Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı (OKA) bünyesinde kurduğu “Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS) Laboratuvarı” imkanlarını tanıtmak amacıyla Samsun merkez hizmet binasında toplantı düzenledi.

    Samsun’daki yerel yönetimler, kamu kurumları ve üniversitelerden yaklaşık 30 temsilcinin katıldığı toplantıda Samsun AFAD Müdürlüğü ile başlayan CBS işbirliği protokollerine ilişkin usul ve esaslar ile CBS alanında kurumlar arası olası işbirliği imkanları görüşüldü.

    OKA’nın yararlanıcısı olduğu ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından “Bölgesel Rekabet Edebilirlik Operasyonel Programı” çerçevesinde desteklenen “Orta Karadeniz Bölgesi’nde Rekabetçiliğin Artırılması” projesinin uygulama sürecinin tamamlanmasıyla, söz konusu projenin tedarik bileşeni kapsamında Ajans bünyesinde Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS) oluşturulmuş ve bu kapsamda yazılım, donanım ve TR83 Bölgesi’ne (Amasya, Çorum, Samsun ve Tokat illeri) ait güncel ve yüksek çözünürlüklü uydu fotoğrafları temin edilmişti.

    Kamu kaynaklarının etkin kullanımı ilkesi çerçevesinde, uhdesinde bulunan uydu fotoğrafları ile OKA bünyesinde kurulan gerekli yazılım ve donanımları içeren CBS Laboratuvarının üniversiteler, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarına kullandırılması amaçlanıyor. Uydu fotoğrafları ile Coğrafi Bilgi Sistemleri Laboratuvarının kullanımına ilişkin talebi olan kurumlarla imzalanacak protokoller çerçevesinde söz konusu kaynaklar kullandırılabilecek. Bu amaçla daha önce bazı kurum ziyaretleri gerçekleştirilerek OKA’nın CBS imkanları tanıtılmış ve yapılabilecek ortak çalışmalar hakkında fikir alışverişinde bulunuldu. Ziyaretler sırasında Samsun İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğünün uydu fotoğraflarını kurumun CBS çalışmalarında altlık olarak kullanmak için talepleri olmuştu. Söz konusu talep üzerine Ajans tarafından uydu fotoğraflarının paylaşımına ilişkin alt yapı hazırlıkları tamamlanarak protokol imzalanmıştı.

    Samsun AFAD Müdürlüğü ile kurulan bu iş birliğinin diğer kurumlarla da başlatılması amaçlanıyor. Bu amaçla düzenlenen bugünkü toplantıda CBS çalışmaları yürüten tüm kurumların yapılabilecek ortak çalışmalara yönelik fikirleri alındı ve Ajansın CBS imkanları detaylı şekilde tanıtıldı.

    Devam eden süreçte uydu fotoğrafları ve CBS Laboratuvarının kullanımına ilişkin talebi olan Samsun, Amasya, Çorum ve Tokat illerindeki tüm kurumlarla protokoller imzalanarak, Orta Karadeniz Bölgesi’nin bu kaynaklardan en üst seviyede yararlandırılması hedefleniyor.

  • ‘Nöral terapide vücudun kendini yenileme sistemi devreye girer’

    Nöral terapinin hangi durumlarda kullanıldığını ve nasıl bir uygulama yöntemi olduğunu anlatan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Feride Ekimler Süslü, “Nöral terapide ağrıya neden olan faktörler ortadan kaldırıldığı için vücudun kendini yenileme sistemi devreye girer. Böylelikle fonksiyonlarda düzelme ve normale dönme sağlanır” dedi.

    Sinir, kas ve iskelet sisteminde pek çok nedene bağlı olarak meydana gelen bozukluklar, yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilecek ağrılara yol açabiliyor. Son zamanlarda kronikleşen ağrılar için uygulanan ’nöral terapi’, tamamlayıcı bir tıp dalı olarak Türkiye’de de giderek önem kazanıyor.

    Enjeksiyon yöntemiyle lokal anestezi uygulanarak otonom sinir sistemini etkilemek ve bu sayede vücudun kendini iyileştirme fonksiyonunu devreye sokmak anlamına gelen nöral terapi birçok hastalıkta kullanılabiliyor. Memorial Antalya Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Uzman Dr. Feride Ekimler Süslü, nöral terapinin uygulama alanları hakkında bilgi verdi.

    Yaşam boyunca geçirilen kazaların, enfeksiyonların, ameliyatların, fiziksel ve psikolojik travmalar gibi dışarıdan gelen tüm uyarıların otonom sinir sistemine kaydedildiğini ifade eden Süslü, kaydedilen bu uyarıların vücudu bir ağ gibi saran otonom sinir sisteminde elektriksel hasarlar oluşturduğunu söyledi.

    “Kronik ağrılar ortaya çıkar”

    Zaman içinde vücutta kronik ağrıların ortaya çıktığını belirten Süslü, “Bu ağrılar için uygulanan nöral terapi ile sinir sistemindeki iletim bozukluğunun elektriksel aktivitesi yükseltilir ve biyoelektriksel olarak iyileşme sağlanması hedeflenir” dedi.

    “Yenileme sistemi devreye girer”

    Nöral terapinin, lokal anestezik madde kullanılarak yapılan düzenleme tedavisi olduğunu vurgulayan Uzman Dr. Feride Ekimler Süslü şu ifadeleri kullandı:

    “Nöral terapide kesinlikle kortizonlu ilaçlar kullanılmaz. Amaç çeşitli alanlarda bozulmuş olan yapıların normale döndürülmesidir ve uzun süreli iyileşme sağlanır. Nöral terapide ağrıya neden olan faktörler ortadan kaldırıldığı için vücudun kendini yenileme sistemi devreye girer. Böylelikle fonksiyonlarda düzelme ve normale dönme sağlanır. Tedavi seanslar halinde yapılmaktadır. Haftada 1-2 seans uygulanabilir. Her iki seans arasında en az 3 gün olmalıdır. Ancak aralıklı olarak da yapılabilir. Tedavi hastaya göre değişmektedir.”

    Nöral terapinin iyi geldiği rahatsızlıklar

    Nöral terapinin iyi geldiği rahatsızlıklara da değinen Süslü, herhangi bir yan etkisi bulunmayan ve ilaç kullanımı gerektirmeyen bir yöntem olduğunu dile getirdi. Süslü, “Baş ağrıları, bölgesel kas-iskelet sistemi ağrısı, fibromiyalji sendromu, kronik pelvik ağrısı, bel-boyun-sırt ağrısı ve fıtıkları, omurga kireçlenmeleri, kronik iltihaplanmalar, karpal tunel sendromu, dirseklerde meydana gelen kronik ağrılar, diz ve omuz ağrısı, tendinit, spor yaralanmaları gibi rahatsızlıklara iyi geliyor” dedi.

    “Küçük insülin iğne uçları kullanılmaktadır”

    Nöral terapinin, refleks tedavileri içinde en etkin sonuçları olan bir regülasyon tedavisi olduğunu kaydeden Dr. Süslü, “Hastalığın nasıl, ne zaman ve neden sonra ortaya çıktığı tanı açısından çok önemlidir. Nöral terapi iki temel mekanizma ile çalışmaktadır. Birincisinde rahatsızlığın uzandığı omurga bölümüne yapılan anestezik madde enjeksiyonu esastır. İkincisi ise rahatsızlık olan bölgeye yapılan enjeksiyondur. Nöral terapide lokal anestezik uygulamalar; cilt altı, kas dokusu, vücuttaki yara ve ameliyat izleri, eklem içi ve ağrılı noktalara yapılır. Enjeksyonlar sinir içerisine yapılmaz. Uygulamalarda genellikle ince, küçük insülin iğne uçları kullanılmaktadır.” şeklinde konuştu.

    Bu rahatsızlıklarda nöral terapiye dikkat

    Nöral terapinin uygulanmaması gereken durumları açıklayan Süslü şöyle konuştu:

    “Myastenia gravis, Parkinson ve multiple skleroz hastaları, kalp yetmezliği, II. ve III. derece AV kalp bloğu olan hastalar, pıhtılaşma bozukluğu olan hastalar, maling hastalığı olanlar, ruhsal hastalığı olanlar, akut cerrahi endikasyonu olanlar, aspirin gibi kan sulandırıcı ilaç kullananlar ( İlaç1 hafta süre ile bıraktırıldıktan sonra nöralterapi uygulanabilir), troid için atom tedavisi alan hastalarda 6 ay, troid sintigrafisi çektiren hastalarda da 1.5 aydan önce uygulanmamalıdır.”

  • Mağaradaki teröristlere, ses sistemi kurarak ’teslim olun’ çağrısı

    Tunceli kırsalında bir mağarada sıkıştırılan 6 teröriste yönelik operasyon 8’inci gününde sürüyor. Mağaranın yaklaşık 1 kilometre uzunluğu olduğu ve içerisinin labirent gibi bölümlere ayrıldığı belirlenmesi üzerine, timlerin çok dikkatli bir şekilde operasyona devam ettiği öğrenildi.

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Tunceli’de 6 teröristin bir mağarada kıstırıldığını açıklamıştı. Bakan Soylu’nun açıklamasıyla gündeme gelen ve 8 gündür devam eden operasyonun Jandarma Özel Harekat Timleri’nin titiz bir şekilde sürdüğü öğrenildi. 6 teröristin kıstırıldığı mağaranın Tunceli- Ovacık arasında zor bir bölgede bulunduğu, yaklaşık 1 kilometrelik derinliği olduğu ve en az 9-10 bölümden oluştuğu alınan bilgiler arasında yer aldı. Labirent gibi mağarada kıstırılan teröristlerin ele geçirilmesi için her türlü yöntemi deneyen timler, örgüt mensuplarının teslim olması için içeriye 100 metre kadar girerek ses sistemi kurduğu ve ’Teslim Ol” çağrısı yaptığı da öğrenildi. Teröristlerin teslim olmamaları halinde, güvenlik güçlerinin riske girmeden, mağaranın imha edilmesinin de planlamalar arasında olduğu ileri sürüldü.

    İl Jandarma Komutanlığından zaman zaman kalkan helikopterlerle bölgeye takviye gönderilip, ekip değişimleri yapılırken, timlerin zarar görmemesi için her türlü planlamanın titiz bir şekilde yapıldığı bildirildi.

    Tunceli’de 117 terörist etkisiz hale getirildi

    Öte yandan, Tunceli’de bu yıl yapılan operasyonlarda şuana kadar 3’ü kırmızı listede, 106’sı ölü 117 teröristin etkisiz hale getirildi. 70 binden fazla mühimmat ele geçirilen ve 160 sığınağın imha edildiği kent kırsalında ölü olarak ele geçirilen teröristlerden 20’sinin terör arananlar listesinde kırmızı, turuncu ve gri kategoride yer aldığı, başlarına toplam 18 milyon 600 bin TL ödül konulduğu bildirildi.

    İçişler Bakanı Süleyman Soylu da daha önce Tunceli’nin terörle mücadelede başarı sıralamasında ilk sırada yer aldığını açıklamıştı. Yine Tunceli’de 2017 yılında 94’ü ölü 114 terörist etkisiz hale getirilmişti.