Etiket: Sirke

  • Diyetisyen ofisinin açılışında davetlilere sirke ve organik yiyecekler ikram etti

    Diyetisyen ofisinin açılışında davetlilere sirke ve organik yiyecekler ikram etti

    Erzurum’un genç diyetisyenlerinden Elif Hilal Özden’in ofisinin açılışı görkemli bir şekilde yapıldı. Özden, açılışa katılanlara kendi elleri ile hazırladığı sirke ve organik yiyecekleri ikram etti. Özden, danışmanları ile buluşacağı için heyecanlı olduğunu söyledi.

    Merkez Yakutiye ilçesi Terminal Caddesinde ofisin açılışına Elif Hilal Özden’in yakınları, danışanları ve çok sayıda davetli katıldı. Fazla kilolarla mücadelenin yanı sıra diyet yapılmasını gerektiren rahatsızlıklar konusunda da uzman olan Özden, “Çağımızda artan hastalıkların ve özellikle obezitenin sebebi şüphesiz yanlış beslenmedir. Artık çok küçük yaşlarda başlayan obezite ve beraberinde getirdiği hastalıklardan korunmak için yapılması gereken şey sağlıklı ve dengeli beslenmedir. Yıllardır eğitimini almış olduğum beslenme alanındaki bilgi birikimimi ve tecrübelerimi paylaşabilmek adına Diyetisyen Elif Hilal Özden Beslenme ve Diyet Danışmanlık Merkezi’ni açıyorum ve Terminal Caddesinde Erzurum halkı için hizmet vermeye başlıyorum. Sağlıklı beslenmeyi öğrenmek isteyen herkesi buraya bekliyorum” diye konuştu.

    Açılışta konuklara kendi elleri ile hazırladığı üzüm ve elma sirkeleri ile birbirinden lezzetli yiyecekleri ikram eden Özden, “Her gıdanın organik olanını karşılayabiliyorsanız harika, ama bu birçok insan için pek mümkün olmuyor. Eğer organik gıdaların hepsini alamıyorsanız, almanız gereken en önemli organik gruplar, bence, günlük olarak tükettiğiniz ve en yüksek pestisit kalıntılarına sahip olan şeylerdir” dedi.

  • Turşuda sirke mi yoksa limon tuzunun mu daha yararlı olduğu araştırılacak

    Balıkesir’in Gömeç ilçesinde “Sağlıklı Yaşıyorum, Turşumu Kendim Kuruyorum” sloganıyla yapılacak

    çalışmada sirke ve limon tuzu ile hazırlanan turşuların hangisinin daha yararlı olduğu araştırılacak.

    Gömeç ilçesi Karaağaç Mahallesi’ndeki Akkızhan Tesisleri’nde Sağlıklı Yaşıyoruz Danışma Kurulu tarafından kampanya kapsamında düzenlenen toplantıda sirke ve limon tuzu ile ayrı ayrı hazırlanan turşuların hangisinin daha yararlı olduğu araştırılacak. 14 kişilik Sağlıklı Yaşıyoruz ekibi 7 ayrı gruba ayrılırken, sirke ve limon tuzu ile ayrı ayrı turşular kuruldu. Turşuların bir ay sonra tahlil edilerek hangi yöntemin daha faydalı olduğu belirlenecek.

    Sağlıklı Yaşıyoruz Danışma Kurulu kurucuları Nurçin ve Okan Çağlar, “Turşu çok yararlı bir besin. Bizim çocukluğumuzda sofralardan hiç eksik olmazdı. Okula giderken mahalle turşucularından turşu suyu içerdik. Kolay kolay da hasta olmazdık. Zaman içinde ev yapımı turşu üreten mahalle turşucuları da bir bir yok oldu, hastalıklar arttı ve bağırsak mikrobiyotalarımız bozuldu. Turşunun yararı konusunda sanıyoruz herkes hemfikir ama turşu yapımı konusunda hep tartışma var. Rahmetli Adile Naşit ile Münir Özkul’un ’Turşu sirkeyle mi, yoksa limonla mı kurulur?’ tartışması beyaz perdenin unutulmazları arasındadır. Günümüzde bu tartışma daha farklı boyutlara geldi. Bir grup turşuya sirke konmasının, sirkenin anti bakteriyel etkisiyle probiyotikleri öldürdüğü iddiasındalar. Ancak bu konuda bugüne kadar bilimsel bir çalışma hiç yapılmamış. Biz de Sağlıklı Yaşıyoruz ekibi olarak bu tartışmalara son vermek ve turşunun önemini vurgulamak amacıyla Prof. Dr. Nazan Uysal Harzadın tarafından yapılacak bilimsel çalışmaya veri elde edebilmek için bugün burada çeşitli turşu yapım tekniklerini uyguladık. Yapılacak bilimsel çalışmanın sonucunda kim haklı ortaya çıkacak, hep birlikte göreceğiz” dediler.

    Bu deney ile turşunun yapım yönteminin bakteriyel içeriğe, polifenol miktarına ve mineral bileşimine etkilerini araştıracaklarını belirten Prof. Dr. Nazan Uysal Harzadın, “Bu amaçla sadece tuz ve ev sirkesi, tuz ve limon kullanarak yapılan turşuları karşılaştıracağız. Ayrıca geleneksel olarak Türk tipi turşularda bolca kullanılan sarımsak ve nohudun etkilerini de görmüş olacağız” diye konuştu.

    Fonksiyonel Tıp Enstitüsü (IFM) sertifikasına sahip ilk ve tek Türk olan Kardiyoloji Uzmanı Dr. Baybars Türel de, “Turşu kadim kültürlerin toplumsal aklının oluşturduğu bir besin saklama metodu. Üstelik, özellikle usulüne uygun yapılmış örneğin bir lahana turşusunun bağırsak sağlığımız açısından sunduğu faydalar inanılmaz. Endüstriyel besinlere karşı inadına geleneksel mutfak” dedi.

    İşletme sahibi Mehmet Özgü Manisalı, “Zeytin hasadımıza Sağlıklı Yaşıyoruz’la beraber başladık. Beraber hasat yaptık. Çok keyifliydi. Turşumu Kendim Kuruyorum etkinliğine ev sahipliği yaptık. Geldiklerini için kendilerine teşekkür ediyorum. Hem Gömeçimizi hem de ürünlerini tanıttıkları için her birisine ayrı ayrı teşekkür ederim” dedi.

  • Gömeç’te üretilen “balzamik” sirke her derde deva

    Balıkesir’in Gömeç ilçesinde imal edilen balzamik sirke rağbet görüyor.

    Kaz ve Madra dağları eteklerindeki bağlardan topladığı üzümlerle balzamik sirke üreten Mehmet Manisalı’ya Fransız Jean Ziğnani de yardımcı oluyor. Hazırlanan balzemik sirkenin 12 yıl süreyle meşe fıçılarda bekletileceğini anlatan genç iş adamı zeytin yağında olduğu gibi sirke üretiminde de iddialı olduklarını söyledi. 10’dan fazla çeşit meyveden geleneksel sirke ürettiklerini anlatan 36 yaşındaki Manisalı, “Bu yıl ki üzüm hasadını yaptık. Bağlarımızdan topladığımız üzümlerimizi üretim yerine getirdik. Sonra da Balzamik sirke yapımı için kaynattık. Ve onları yaklaşık 12 yıl beklemeye aldık. Balzamik sirke, her yıl hasat yapıldıktan sonra üzümleri birinci fermantasyon döneminde beklettikten sonra içerisindeki su miktarını azaltmak için 80 derecede yaklaşık 25-30 saat kaynattıktan sonra krom tanklarda bekletiyoruz. Dana sonra meşe fıçılarda uzun yolculuğa başlıyor. Aynı zamanda eski yöntemlerle, anne annelerimizin ve baba annelerimizin yaptığı üzüm sirkesini meyve sirkesini daha birçok meyvenin sirkesini yapıyoruz. Burhaniye bölgesinde organik Kırtık köyünden aldığımız çilek, elma ve birçok meyvenin sirkesini yapıyoruz. Bu ürettiğimiz üzüm ve meyve sirkelerini en az 6 ay meşe fıçılarda bekleterek yararlı bakterilerin değerlerini artırıyoruz. Ürettiğimiz zeytin yağları ve sirkeleri İngiltere, Almanya ve Hollanda’ya ihraç ediyoruz” dedi.

  • Antalya Barosu Hayvan Hakları Kurulundan hayvanlı sirke tepki

    Antalya Barosu Hayvan Hakları Kurulu Başkanı Alev Ersan, hayvanların yer aldığı sirklere tepki göstererek vatandaşları hayvanlı sirklere gitmemeleri konusunda uyardı.

    Antalya Barosu Hayvan Hakları Kurulu ve hayvan hakları savunucuları, gönüllülük çerçevesinde Türkiye’nin uluslararası ilk hayvansız sirki olan, ‘Türkiye Sirkini’ ziyaret etti. Hayvansız gösterilerin sunulduğu sirk hakkında konuşan Kurul Başkanı Alev Ersan, her türlü havya sömürüsüne karşı olduklarını söyledi.

    Hayvansız Türkiye Sirki’nin örnek bir sirk olduğunu dile getiren Ersan, “Bu sirk bizlere hayvanları kullanmadan insanların eğlenebileceğini kanıtlıyor. İnsanların 1 saatlik eğlencesi için sirk havyanlarına yapılan zulümlerin önüne geçmek ve dünyada yaşayan her varlığa değerli olduğunu hissettirmek için bu sirk de insan şovları dışından hiçbir eğlence bulunmuyor” dedi.

    “Sektöre destek olmayın”

    Sirklerin hayvanlar için eğlence değil şiddet olduğunun altını çizen Ersan, “Hayvanlar kafeslerde hapsedilmektedir. Sirklerdeki tutsak hayvanlar bir zamanlar doğada özgürce ve insandan uzak, insan boyunduruğu olmadan yaşamlarını sürdüren canlılardı. Acıyı, eziyeti, sömürüyü insanlarla eşit düzeyde hisseder, psikolojik baskıyı ise katbekat fazla hisseder. İnsanları eğlendirme gibi bir ihtiyaçları olmadığı gibi insan tarafından kendilerine böyle bir vazife de yüklenemez. Sirklerdeki tutsaklık, işkence, dayak, açlık gibi durumlar kendi iradelerinin dışında ve bir çıkar uğruna onlara uygulanmaktadır. Gösterilerde sergiledikleri metazori hareketleri isteyerek öğrenmez. Bu yüzden bu zalim sektöre destek olmayın” diye konuştu.

    “İşkencehane “

    Aileleri hayvanlı sirklere gitmemesi konusunda uyaran Ersan, “Mümkün olduğunca çevrenizdeki insanları sirk gerçeği konusunda bilgilendirin ki onlar da zulümden kazanç sağlayan bu işkencehanelerin ayakta kalmasına ve sirklerdeki bu zulmün devam ettirilmesine ortak olmasın. Zulme ortak olmamak için hayvansız sirkleri tercih edin” dedi.

  • Ağaç fıçılarda geleneksel sirke dönemi

    Balıkesir’in Gömeç ilçesinde, bugüne kadar katıldığı yarışmalarda pek çok ülkeden ödül alan zeytinyağı işletmecisi Mehmet Özgü Manisalı, geleneksel yöntemle sirke üretimine başladı. Üzümden elmaya kadar onlarca meyveden sirke üreten genç işletmeci, zeytinyağında olduğu gibi, sirkede de iddialı olduğunu anlattı.

    Gömeç’in Karaağaç Mahallesi’ndeki işletmede, şişelerde hazırladığı sirkeler için ağaç fıçılar yaptıran Mehmet Özgü Manisalı, ağaç fıçıların sirkenin kalitesini artırdığını söyledi. Fıçılarda bir yıl bekletilecek olan sirkeler, daha sonra satışa sunulacak. Sirkede de iddialı olduklarını anlatan Mehmet Özgü Manisalı, ”Kazdağları’nın bol oksijenli havasıyla Madra dağının meyve ve doğal kaynak sularını kullanarak sirke üretmekteyiz. Üretimini yaptığımız sirkelerin meyvelerinin büyük kısmını organik köy olan Kırtık’dan temin ediyoruz. Satışta bulunan elma ve üzüm sirkeleri haricinde, önümüzdeki dönemlerde satışını da düşündüğümüz, ARGE çalışmaları devam eden kızılcık, alıç, incir, nar, muşmula, dağ çileği gibi farklı etken maddeler taşıyan çeşitli meyvelerden de sirke üretmeye çalışıyoruz. Aynı zamanda Türk üzümlerinin gerçek probiyotiklerle fermantasyonu ile üretimi yıllar sürecek olan Türk balzamik sirkesi üretimine de başlamış bulunmaktayız. Sirkelerimizi meşe fıçılarda fermente etmemizin sebebiyle farklı tat, zengin aroma, ilaç gibi ama bir o kadar da lezzetli sirkeler elde etmenin haricinde. Kazdağları ve Madra dağının arasında bulunan eşsiz havanın içerisinden en değerli probiyotikleri çekerek fermantasyonun daha yavaş ve dengeli bir şekilde gerçekleşmesini sağlamaktır. Misyonumuz, maliyet adına kaliteden ödün vermeden geleneksel yöntemler kullanarak zeytinyağından sonra gerçek sirkeyi de insanlara tattırmak ve bu tada alıştırmaktır. Şehir hayatının keşmekeşinde köyünden ve doğadan uzak yaşayanlara doğasını veremesek de doğallığını sağlamak amacıyla babaannelerinin yaptığı gibi doğal probiyotikler içeren sirkeler üretmeye çalışıyoruz” dedi.

    İşletmenin Gıda Mühendisi Kazım Karabıyık da, ”İşletmemizde geleneksel şekilde sirke üretimine başladık. Bugün ürettiğimiz sirkelerin tadına baktık. Baktığımız sirkelerde güzel tatlar aromalar yakaladık. Geleneksek sirke tüketimi gittikçe artırılmalı. İnsanlar evlerinde sirke kullanmalı. Geleneksel sirke bin derde devadır” dedi.

    Fransız Ekonomist Jean Zignani ise ”Ben ilk sefer Türkiye’de böyle sirke tadıyorum. Arkadaşım Özgü beyle böyle bir fırsat oldu. Çok ilginç buldum. Geleneksel yöntem ile sirke yapmak için de mekan buldum. Fransa’da ve İtalya’da benim köklerimden tecrübem vardı. Böyle bir sirkeyi tadarken hoşuma gitti” dedi.