Etiket: sıradayız”

  • Vali Ayhan: “Çiçek balı üretiminde Türkiye’de 1’nci sıradayız”

    Vali Ayhan: “Çiçek balı üretiminde Türkiye’de 1’nci sıradayız”

    Sivas’ta bal üreten firmaları ziyaret eden Vali Salih Ayhan, Türkiye genelinde çiçek balı üretiminde Sivas’ın 1’nci sırada olduğunu söyledi.

    Sivas, tarım ve hayvancılıkta her geçen gün büyümeye devam ediyor. İnsan yaşamının devam edebilmesi için önem arz eden tarım ve hayvancılık, ilde ortaya konan başarılı çalışmalar ve üretim modelleriyle adından sıkça söz ettiriyor. Sivas Valisi Salih Ayhan,1’nci Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren bal firmalarına ziyaret etti. Vali Ayhan firmaların bal işlemi, ithalat ve ihracat çalışmaları hakkında bilgi aldı.

    Ziyarette konuşan Vali Salih Ayhan, “Tozanlı Vadisi’nde başlatılan çalışmalar ile organik arıcılık da Sivas marka olacaktır. Şehrimiz arıcılık işletme sayısı bakımından Türkiye’de 2’nci bal üretiminde de 4’üncü sırada yer almaktadır. Ayrıca ilimiz, çiçek balında da ülkemizde 1’nci sırada bulunmaktadır” dedi.

  • Bakan Özhaseki: Büyüme hızında birinci sıradayız”

    Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Kuyumcukent Yönetimi ve esnafını ziyaret etti. Bakan Özhaseki, yaptığı açıklamada Türkiye’nin büyüme hızında birinci sırada olduğunu vurguladı.

    Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Kuyumcukent Yönetimi ve esnafını sorunları dinlemek için yerinde ziyaret etti. Kuyumcukent içerisindeki dükkanları gezip esnafın taleplerini dinleyen Bakan Mehmet Özhaseki, düzenlenen yemeğe katıldı. Bakan Özhaseki’ye İstanbul Valisi Vasip Şahin, Kuyumcukent İşletme A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Sudaş eşlik etti.

    Türkiye’nin büyüme hızına dikkat çeken Bakan Özhaseki, “Olaylar karşısında basiretsiz değiliz. Olayların hepsine hakimiz, cesaretimiz yerinde ve de çok çalışıyoruz. Çok çalıştığımız için de işlerimiz iyiye gidiyor. Bu belaları bertaraf edip geriye doğru atıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik olarak kalkınmasında da çok ciddi adımlar atıyoruz. Çok da güçleniyoruz, işlerimiz de iyiye gidiyor. Son çeyrekte ve daha sonraki büyüme hızlarına bakın, birinciyiz. Gelişmeler, ihracat rakamları hepsi ümit verici. Çok da büyük yatırımlar yapılıyor ve yapılmaya da devam edilecek” dedi.

    Konuşmasında FETÖ ile ilgili de konuşan Bakan Özhaseki , “FETÖ belası, burada bu konuda bilgi sahibi olmayan kimse yoktur. Herkes biliyordur bunları. Çünkü bizim en alıngan damarımız bir milliyetçilik bir de din damarıdır. İki damar hepimizde olduğumu için bu konuda hassasız. Dini duygularımızı kullandılar. ‘Lütfen çocuklarınızı verin okutalım, paralarınızı ve zekatlarınızı verin bize yardım edin’ diyerek 40 yıl boyunca herkesi sömürdüler. En sonunda anlaşıldı ki bunlar islami bir grup değil. Milli, yerli bir grup da değil. Bunlar yurtdışında başka örgütlerin emrine girmiş ve orada hocasının söylediğini din kabul eden bir anlayışın sapkın mensupları olarak 15 Temmuz’da çirkin yüzlerini açıkça gösterdiler. Müslümanlar hususunda ahkam kesenler için söylüyorum. Bu dinin temeli Kuran-ı Kerim değil mi? Buradaki anlayış hocasının anlayışı. Hoca da sapkın, ne fetvalar çıktı ortaya. Yargıtay üyelerine diyorlar ki ‘Oruç tutmayın, namaz kıldığınızı göstermeyin.’ Hangi dinde var bu? Bildiğimiz ilahi dinlerde yok da bilmediğimiz vahşi kabile dinlerinde bile yok böyle bir arsızlık” diye konuştu.

  • Kırk: “Sağlık turizminde dünyada birinci sıradayız”

    Ortadoğu Turizm ve Seyahat Acenteleri Derneği (OTSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Kırk, Karadeniz’in Arap turistlerin son yıllarda gözde destinasyonları arasında birinci sırada yer aldığını belirterek dünyada da Arap turistlerin ziyaret ettiği birinci sıradaki ülkenin Türkiye, ikincisi sırada ise Amerika Birleşik Devletleri’nin olduğunu söyledi.

    “Fuarlara en fazla Trabzon katılıyor”

    Giresun Turizm Altyapı Hizmet Birliği (GİRTAB) tarafından düzenlenen toplantıya katılan Kırk, geçen yıl Doğu Karadeniz bölgesinde 410 bin gibi rekor seviyede Arap turist geldiğini belirtti. Kırk, “Ortadoğu turizmi deyince Karadeniz ciddi anlamda yol aldı. Yol almasının nedenlerinden bir tanesi de Trabzon‘a ve özellikle Uzungöl’e fırsat verildi. Bunu çok iyi değerlendirdiler. Ortadoğu’da yapılan fuarlara Karadeniz’den en çok gelen şehir Trabzon oldu. Samsun’da artık buna dahil oldu ama bunu artık Ordu ve Giresun’da yapmayı planlıyoruz. Çünkü son 10 yılda Karadeniz turizminde Uzungöl ile Trabzon payını aldı ve 410 bin ile geçen yıl rekor bir seviyeye geldi bu sene yaklaşık 600 bin beklenmektedir. Fakat gelen Arap turistlerin farklı destinasyonları aradıklarını biliyoruz ve biz bu destinasyonun Karadeniz’den kaybolmasını istemiyoruz onun için buraya hem Giresun’u hem Ordu’yu bir de Orta Karadeniz’in en önemli ili olan Samsun’u entegre etmeye çalışıyoruz” dedi.

    “25 Milyon Arap turistten 3,5 milyonunu alabiliyoruz”

    Arapların gayrimenkul ve yatırım konusunda Karadeniz’i önemsediklerini ifade eden Kırk, “ Biz bir araştırma yaptığımız vakit Ortadoğu’daki ülkeleri dolaştığımız zaman Araplar yıllık 25 milyonun üzerinde kendi ülkelerinden çıkıp farklı ülkelerde turist olarak tatillerini geçirmekteler. Fakat bunun sadece 3.5 milyonu ülkemizde gelmektedir. Nitelikli Arapları biz sadece 800 bin ile 1, 5 milyon arasında çekebiliyoruz. Bu güne kadar bu 1,5 milyon Arap yatırımcının ülkemize yatırım yaptığı mebla 25 milyar dolar civarında. Bu yatırımları genellikle İstanbul ve Karadeniz’de görebiliriz. Karadeniz’in her bölgesinde bir Arap yatırımcının mekanı, oteli ve bir AVM’sini görme imkanımız var” şeklinde konuştu.

    “Araplar en çok saç ve bıyık ekimi için Türkiye’ye geliyor”

    “Sağlık turizmi olarak hâlihazırda 3-4 milyar dolar civarında bir pay almış durumdayız” diyen Kırk sözlerine şöyle devam etti:

    “ Dünyadaki sağlık pastasında burada OTSAD’ın üyeleri olarak günlük, haftalık 150 ve 500 saç ekimi yapılıyor. Ciddi anlamda Araplar sadece saç ekiminde değil, bıyık, kaş ekimi, estetik gibi sağlık hizmetlerinde de faydalanmaktadırlar. Arapların dünyada ülkemizi tercih etmesi birinci sırada, ikinci sırada ise Amerika var. Biz Amerika’yı sağlık turizmi anlamında geçmiş durumundayız, hem fiyat olarak hem kalite olarak.”

  • Bakan Özlü’den patent açıklaması: “Avrupa’da ilk sıradayız”

    İSTANBUL (İHA) – Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, son 7 yılda Türkiye’de yapılan patent başvuruları sayısında Türkiye’nin Avrupa’da ilk sırada yer aldığını söyledi.

    Hem buluşçular hem de yatırımcılar için büyük öneme sahip İstanbul Uluslararası Buluş Fuarı’nın (ISIF) son günü ödül töreniyle tamamlandı. T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Onursal Himayelerinde, Uluslararası Buluşçular Birliği Federasyonu (IFIA) himayeleri altında ve Türk Patent Enstitüsü (TPE) ev sahipliğinde gerçekleştirilen ödül törenine Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü de katıldı.

    “Yenilik üretmek zorundayız”

    Törende katılımcılara seslenen Bakan Özlü, buluşlar, yenilikler ve patent başvuruları hakkında açıklamalarda bulundu. Kalkınmanın temeline teknolojiyi yerleştirmeye çalıştıklarını kaydeden Özlü konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

    “Bir ülke, yenilikçi bireylerin desteklediği ve onların yenilik üretme motivasyonlarının artırıldığı ölçüde büyük bir ülkedir. Yenilik olmazsa ne ülke olarak ne de insanlık olarak ilerleyemeyiz. Biz Türkiye’nin ekonomik ve sosyal kalkınma sürecinin temelinde buluşları, yenilikleri, teknolojiyi yerleştirmek istiyoruz. Böylece hem bu ülkeyi güçlendirmeyi hem de insanlığa hizmet etmeyi hedefliyoruz. Sınırlı kaynaklarla daha fazla çıktı üretmek, daha fazla katma değer oluşturmak için yenilik üretmek zorundayız. Böyle bir dünyada teknolojiye önem vermek zorundayız, böyle bir dünyada buluş yapmak, patent üretmek ve bunu ticarileştirmek zorundayız. Böyle bir dünyada marka değeri yüksek şirketlere sahip olmak zorundayız.”

    2016’da yerli patent yüzde 16 arttı

    Bakan Özlü, Türkiye’de yapılan buluş ve patent başvurularının rakamlarını da açıkladı. Marka başvurusu alanında Türkiye’nin Avrupa’da ilk sırada yer aldığın belirten Özlü, “2011 yılından bu yana her yıl yüz binin üzerinden marka başvurusu ile Avrupa’da en fazla patent başvurusu yapılan ülkeyiz. 40 binin üzerinde tasarım başvurusu ile Avrupa’da üçüncü dünyada ise altıncı sırada yer alıyoruz. Son 14 yılda yerli patent başvurusu sayısını 16 katına, tescil sayısını 24 katına çıkarma başarısı gösterdik. 2016’da da yerli patent başvurularımız bir önceki yıla göre yüzde 17 artış göstererek 6 bin 445’e yükseldi. 3 bin 457 yerli faydalı model başvurusunu da dahil edersek, geçtiğimiz yıl ülkemizde yaklaşık 10 bin yerli buluş için patent ve faydalı model başvurusu yapıldığını görüyoruz” dedi

    “Ticarileşmeye odaklanacağız”

    Patent başvurularındaki artışta Türkiye’nin bir ivme yakaladığını da belirten Bakan Özlü, gelişmiş ülkelerle aradaki farkın hızla kapandığını ifade etti. Bu alanda ticarileşmeye önem vereceklerini belirten Özlü konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

    “Önümüzdeki ülkelerle aramızdaki farkı hızla kapatıyoruz. İnşallah başvuru sayısında gelişmiş ülke seviyelerini en kısa sürede yakalayacağımıza inanıyoruz. Ancak meselenin sadece başvuru ve tescil sayılarını artırmaktan ibaret olmadığını da biliyoruz. Raflarda kalan başvuru ve tescil belgeleri derdimize deva olmayacaktır. Bu nedenle, başvuru ve tescil sayılarını artırırken patentlerin ticarileşmesine daha büyük bir titizlikle odaklanacağız.”

  • Yüce: “Bal üretiminde Çin’den sonra dünyada 2. sıradayız”

    Türkiye’nin bal üretiminde dünyada Çin’den sonra 2. sırada olduğu belirtildi.

    Bakanlar Kurulu Kararı ile Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi (DOKAP) illeri arasında katılan Tokat için Giresun’da bir çalıştay düzenlendi. Çalıştay’a DOKAP Başkanı Ekrem Yüce, Tokat Vali Yardımcısı Dr. Mehmet Gödekmerdan ve Tokat Belediye Başkanı Eyüp Eroğlu ile çok sayıda davetli katıldı.

    Tokat’ın DOKAP illeri arasında yer almasını değerlendiren DOKAP Başkanı Ekrem Yüce, “DOKAP’ın daha önce 8 ili mevcuttu ve bu 8 il ile ilgili çalışmalarımızı bugüne kadar yoğun bir şekilde sürdürdük. Bu çalışmalarımızın başında eylem planlarımızın hazırlanması gerekiyordu. DOKAP illerinde Samsun başta olmak üzere, Ordu ilimiz, Giresun, Trabzon, Rize, Artvin, Gümüşhane ve Bayburt’taki eylem planlarını hazırladık. Tokat ilimiz dahil olunca yapmamız gereken ilk öncelikli iş oradaki eylem planını hazırlamaktı ve Tokat’ın vizyonunu ortaya koymak, Tokat’ın duran varlıklarını harekete geçirmek, buradaki insanların yaşam standartlarını yükselmesini, gelir düzeylerinin artması için çalışmalar başlatmaktı. Bunun için çalıştayımızı düzenledik” dedi.

    Konuşmasında Türkiye’deki bal üretimine dikkat çeken ve Türkiye’de yılda 107 bin ton bal üretildiğini kaydeden Yüce, “Bal üretimiyle ile ilgili ülke olarak çok önemli konumdayız. Dünyada Çin’den sonra bir numarayız. Yani 107 bin ton seviyesinde bal üretimimiz var ve bununla birlikte 7 milyon kolonimiz var ülkemizde. Çok zengin bir floramız var. Bugün Avrupa ülkelerinin tamamındaki bitki çeşidi tek başına bizim ülkemizde ve bununda 3’te birlik kısmı Doğu Karadeniz’de” ifadelerini kulandı.

    “Doğu Karadeniz’de 4 bin arıcı eğitildi”

    “Biz bu sektörü çok daha iyi noktaya nasıl getirebiliriz” diyen Yüce, “Bölgemizde sadece bal değil bal ile birlikte katma değeri yüksek olan ürünler, arı sütü, polen, propolis, arı zehiri ve anaç arı üretip kullanabiliyoruz. Bunun için biz Doğu Karadeniz’de 4 bin üreticimizi eğitimden geçirdik, 4 bin sertifika verdik ve gerekli malzeme desteği yaptık. Bölgemizde bununla ilgili çalışmamız devam ediyor. Tokat ilimizin de dahil olması ve Tokat ilimizin de çok farklı bir floraya sahip olması münasebetiyle inşallah arıcılığı çok daha iyi noktaya getirmeye çalışıyoruz. Oradaki arıcılarımızı da eğitimden geçirmek için gerekli çalışmaları başlatıyoruz” şeklinde konuştu.

    Ülke olarak bal üretiminde çok fazla modern işletmelere sahip olmadıklarını ifade eden Yüce, şöyle devam etti;

    “Bal konusunda modern işletmelere çok sahip değiliz. Modern işletmeler olmadığı için çoğu insan bu işi hobi olarak yapıyor. Yani öğretmen emeklileri ağırlıklı ve diğer memur emeklileri tarafından hobi gibi yapılıyor ama çok teknolojik yapılmıyor. Artı bal ile ilgili vatandaşımızın arzu etmediği, vatandaşımızın o güzel duygularına hitap etmeyen bir takım üretimler de olduğu görülmekte. Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız yoğun bir şekilde bunun mücadelesini veriyor ve biz artık balın mutlaka tescillenmesini, mutlaka laboratuvar tahlillerinin yapılmasını ve bu tahlillerden geçmiş baların piyasaya girmesinden yanayız.“