Etiket: Sıra

  • Selanik- İzmir Arası Havayolu Tamam, Sıra Denizyolunda

    İzmir Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, İzmir-Selanik arasında karşılıklı havayolu seferlerinin başlamasının ardından denizyolu seferlerinin de başlamasını beklediklerini belirterek, “İki kentin işbirliği yapabileceği çok alan var. Selanik, İzmir’in Balkanlara ve Avrupa’ya açılan kapısı olabilir” dedi.

    İzmir Ticaret Odası’nın 9-10 Kasım tarihlerinde 138 kişilik heyet ile Selanik’e düzenlediği ziyaret kapsamında, İTO heyeti, Selanik Esnaf Odası Başkanı Panayotis Papadopulos, Selanik Ticaret Odası Başkanı Dimitris Bakatselos ve Selanik Belediye Başkanı Yannis Butaris ile biraraya geldi. Görüşmelerde, iki kent arasında yapılabilecek işbirlikleri görüşüldü. İTO Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, Yunanistan Havayolu şirketi Ellinair’in İzmir-Selanik arasındaki seferleri başlatması ile birlikte çok önemli bir adım atıldığını belirterek, “Bu yıllardır beklediğimiz ve istediğimiz bir olaydı. Sefer 45 dakika sürdü. Hostesler servisi zor yetiştirdi, bu da ne kadar yakın olduğumuz gösteriyor. Şimdi sıra denizyoluyla iki kent arasında seferlerin başlamasında” diye konuştu. Demirtaş, seferlerin başlaması için Türk tarafında tüm hazırlıkların yapıldığını, Yunan armatörlerin seferleri başlatmak için çalışıp her seferinde vazgeçtiğini hatırlatarak, “Cesur, fedakar ve girişimci bir Yunanlı armatör bu seferleri başlatmalı” dedi.

    “KAPIDA VİZE VERİLMELİ”

    Demirtaş, şöyle konuştu: “İzmir ile Selanik iki kardeş ve birbirine çok benzeyen kent. Ayrıca, İzmir ve çevresinde çok sayıda kökeni Selanik olan vatandaşımız var. Denizyoluyla da seferler başladıktan sonra daha da yakınlaşacağız. Selanik, İzmir’in Balkanlar ve Avrupa’ya açılan kapısı olabilir. Havayolunun ardından denizyolu seferlerinin başlamasıyla birlikte turizmin tetiklediği, ticaretle gelişerek artan bir işbirliğimiz olabilir. İzmir üzerinden denizyolu ile başlayarak Selanik’e ulaşan ve tren yoluyla Avrupa’ya ulaşan entegre bir taşımacılık geliştirmeliyiz. Ama bunun için vize sorunu konusunda daha fazlasını yapmalıyız. Nasıl Yunan Adaları’na girişte kapıda vize veriliyor ise, Selanik’e girişlerde de kapıda vize verilmeli. Bu iki kent arasındaki ilişkileri daha da geliştirir. Ayrıca Türkiye’de 600 Yunanlı firma var, Yunanistan’da ise 20 Türk firması var. Bu da kafalarda hala bazı bariyerlerin olduğunu gösteriyor. Bunların bir kısmını yıktık ama hala yıkmamız gereken bariyerler var.” İzmir Ticaret Odası Meclis Başkanı Rebii Akdurak da iki kent arasındaki entegre taşımacılığın geliştirilmesi için her türlü hazırlığı yaptıklarını belirterek, “Bu hat üzerinden sadece iki ülke malları ve turistleri değil çok daha fazlası taşınır, çok daha fazla düşünmek lazım. Balkanlara açılan kapı olur. Bu nedenle çok daha geniş kapsamlı düşünmek lazım” ifadelerini kullandı.

    SELANİK BELEDİYESİ, 8-10 ARALIK’TA İZMİR’E GELİYOR

    Selanik Belediye Başkanı Yannis Butaris ise havayolu seferlerinin başlamasının çok önemli olduğunu ve seferleri desteklediklerini söyledi. İzmir ile ilişkilere çok büyük önem verdiklerini belirten Butaris, “Selanik’in tanıtımı için özel bir grup kurduk ve komşu ülkelerdeki önemli kentlerde tanıtımımız yapıp, kent diplomasisi yürütüyoruz. 8-10 Aralık tarihlerinde de İzmir’e gelip kentimizi tanıtacağız. Bu konuda desteğinizi bekliyoruz. Vize konusunda bizim de girişimlerimiz ve çalışmalarımız var, şikayetlerinizde son derece haklısınız. Ben mesela okullar için grup vizesi istiyorum ama yine her öğrenciye tek vize veriyorlar. Bu konuyu tekrar Dışişleri Bakanımıza sunacağız. Kruvaziyer turizm ve diğer konularda her zamanki gibi Ekrem Demirtaş ve İTO’nun tecrübelerinden faydalanmak istiyoruz” diye konuştu. Demirtaş, Selanik’in İzmir’deki tanıtım toplantısına tam destek vereceklerini söyledi.

    “DEMİRTAŞ’A ÇOK ŞEY BORÇLUYUZ”

    Selanik Ticaret Odası Başkanı Dimitris Bakatselos, Demirtaş ile ilk defa 2000 yılında Selanik’te bir araya geldiklerini belirterek şunları söyledi: “O zamanki görüşmemizde Ekrem Demirtaş bana iki ülke arasındaki ticaretin 1 milyar dolara çıkartılabileceğini söylemişti. Bugün 4.5 milyar dolar rakamını telaffuz ediyoruz. Yunanistan’ın krizden çıkmasıyla birlikte 10 milyar dolar rakamını rahatlıkla konuşabiliriz. Bunun için de iki taraf olarak da Ekrem Demirtaş’a çok şey borçluyuz.” Bakatselos da vize konusunda AB’nin Schengen prosedürüne takıldıklarını ama Türk vatandaşlarına daha kolay vize verilmesi için yaptıkları girişimleri sürdüreceklerini, daha fazla Türk işadamı ve turist ağırlamak istediklerini söyledi. Selanik Esnaf Odası Başkanı Panayotis Papadopulos ise, İzmir ile çok iyi ilişkileri olduğunu ve bunu İTO Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş’a borçlu olduklarını dile getirdi. Papadopulos, yakın zamanda kalabalık bir heyetle İzmir’e geleceklerini belirterek, Selanikli ve İzmirli işadamlarını bir araya getireceklerini kaydetti. Demirtaş, Selanik Esnaf Odası’nın ziyaretini birlikte organize edeceklerini ifade etti.

  • 36 Yıllık Doktorun Sıra Dışı Koleksiyonu

    Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Melikoğlu, çocukların yuttuğu ve yemek borusundan ameliyatla çıkardığı cisimleri, aileler duyarlılık kazansın diye panoda sergiliyor. Panoda, kalemtıraş, vida, iğne, pil, bozuk para başta olmak üzere her evde bulunabilecek malzemeler dikkat çekiyor.

    Prof. Dr. Mustafa Melikoğlu, çocukların oyun oynarken, yemek ya da soluk borularına kaçan cisimleri toplumda duyarlılık kazandırmak amacıyla ilginç bir koleksiyona dönüştürdü. Aralarında kalemtıraş, vida, çivi, kolye ucu, yorgan iğnesi, mıknatıs, pil gibi çeşitli maddelerin yer aldığı rafta, özellikle bozuk para ve kuruyemişlerin fazla olması dikkat çekti. Yaklaşık 120 çeşit maddenin yer aldığı koleksiyon, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi H Blok binasındaki Çocuk Cerrahisi Ana Bilim Dalı Bölümü’nde oluşturulan, ‘Sindirim ve Solunum Yolundan Çıkarılan Cisimler’ yazılı panoda sergileniyor.

    “KOLEKSİYON İLE TOPLUMU BİLGİLENDİRMEYE ÇALIŞIYORUZ”

    Prof.Dr. Mustafa Melikoğlu, yaklaşık 36 yıldır çocukların yemek veya soluk borusundan ameliyatla çıkan cisimleri biriktirdiğini söyledi. İlk başlarda cisimleri sergilemeyi düşünmediğine değinen Prof. Dr. Melikoğlu, “Her yıl sürekli çocukların yemek ve soluk borusundan çıkan cisimlerin artması üzerine ailelerin dikkatini bu konuya çekmek istedim. Aileleri nasıl bilgilendirebilirizin hesabını yapmaya başladık. Çıkardığımız materyalleri hizmet verdiğimizi hastanede sergileyerek hastaların görmesini sağladık. Ailelerin hem kendileri bilgi sahibi olurken hem de bu durumu yakınlarına anlatır diye düşündük. Tamamen toplum eğitimini amaçlayan sosyal bir iştir. Kendi yerlerimizde saklasaydık kimse bu cisimleri göremezdi. Şimdi bir pano yaptık ve bu panoda cisimleri sergiliyoruz” dedi.

    KURUYEMİŞ SORUNU

    Servise bir yaşından ergenlik dönemine kadar olan çocukların geldiğini aktaran Prof.Dr. Melikoğulları, “Küçük çocuklarda daha çok yemek borusuna cisim kaçma ile karşılaşıyoruz. Çünkü çocuk emiyor. Bebeğin omzuna çatal iğne ile nazarlık türü şeyler takıldığı zaman çocuk dönüp emebiliyor. Çocuk bir yaşına geldiği zaman, kuruyemiş parçaları veriliyor. Soluk borusuna kuruyemişi kaçırınca ciddi bir solunum sorunu ve hayati tehlike ortaya çıkıyor. Bunun dışında çocuk eline aldığı her şeyi eline ya da ağzına alarak keşfetmeye çalışıyor. Çocuk ağzına götürdüğü objelerden bir kısmını yutuyor, bir kısmını çıkarıyor. Bizim yapmamız gereken bu objelere çocuğun ulaşmasını engellemektir. Belirli bir yaşa gelene kadar çocuklara, fındık, leblebi, fıstık, çekirdek, ceviz gibi kuruyemişleri yedirmemeliyiz” diye konuştu.

    KALEMTRAŞ BİLE VAR

    Koleksiyonda çıkan cisimlerden bilgiler veren Prof. Dr. Melikoğulları, “Yemek borusu içinde çocuklardan, iğne, kalemtıraş çıkarıyoruz. Sol akciğer bronşuna vida saplanan bir çocuk geç kalındığı için hayatını kaybetti. Soluk borusuna giden parça hastanın ileriki dönem için sakıncalıdır” ifadelerini kullandı.

    İLK 4 DAKİKANIN ÖNEMİ

    Yetişkinlerle çocukların yutak anatomisinin farklı olduğunun altını çizen Prof. Dr. Melikoğulları, çocukların cisim yuttuğunun anlaşılması halinde en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmasını istedi.

    Çocukların en çok madeni para ve çatal iğne yuttuklarını aktaran Prof. Dr. Melikoğulları, beynin yaşaması için oksijen alması gerektiğini, bu nedenle de ilk 4 dakikanın önemli olduğunun altını çizdi.

    KİREÇ VE YAĞ ÇÖZÜCÜ UYARISI

    Son dönemde çocukların yağları ve kireçleri çözündürmede kullanılan sıvıları içmeleri nedeniyle kendilerine başvurduğunu kaydeden Prof.Dr. Melikoğulları, “Yağ çözücüyü su zannederek içen çocuğun yemek borusu birkaç saniye içinde yanıyor ve geri dönüşü olmuyor. Kireç çözücülerde yemek borusu ve mide çıkışına zarar veriyor. O nedenle bu gibi tehlikeli maddeleri çocukların ulaşamayacağı yerde tutmalı ve şeffaf kutularda bulundurmamalıyız. Önemli olan çocuğu korumaktır” ifadelerine yer verdi.