Etiket: sipariş

  • Zeynep Casalini sipariş alıp, garsonluk yapıyor

    Bodrum’da yaşamını sürdüren ünlü sanatçı Zeynep Casalini, kızı Ceren Sarp ile birlikte açtığı vegan restoranda yemek pişirip, garsonluk yapıyor. Restorana gelen müşteriler ise Casalini’yi elinde sipariş fişiyle garsonluk yaparken görünce şaşkınlıklarını gizleyemiyor.

    Uzun yıllar eski eşi Tahsin Berk ile beraber restoran işleten Zeynep Casalini, ayrıldıktan sonrada restoran işini bırakmadı. Müzik hayatına devam eden Casalini boş vakitlerinde ise yeni açtığı vegan restoranında bir yandan yemek pişirip, bir yandan ise garsonluk yapıyor. Konsere gittiği günler de tiyatro oyuncusu olan 27 yaşındaki kızı Ceren Sarp restoranla ilgileniyor.

    Şarkı söylüyor, garsonluk yapıyor

    Yıllardır vejetaryen olan Zeynep Casalini geçtiğimiz yıllarda bir karar alarak vegan olmuştu. Kızı Ceren’i de vegan yapan Casalini birlikte açtıkları kafe, restoranda vegan olmanın yollarını da insanlara anlatıyor. Oyunculuk yapan kızı Ceren ise restoranın her işi ile ilgileniyor. Market alışverişinden aşçılığa, garsonluktan bulaşıkçılığa kadar tüm restoranın yükünü taşıyan Ceren annesiyle birlikte çalışmaktan oldukça memnun.

    İHA muhabirinin sorularını yanıtlayan Casalini, müziği bırakmadığını ve restoran işletmeciliği de yaptığını belirterek şu sözlere yer verdi: “Bodrum’da Veganili diye bir vegan kafe açtım. Şarkıcılığı ise bırakmadım. Önceden evde yemek yapardım bütün arkadaşlarıma, çocuklarıma. Bunu neden böyle bir yer haline getirmeyeyim diye düşündüm. Daha sonra bu kafeyi açma kararı aldım. Eski eşim Tahsin kendi yerinde devam ediyor restoran işletmeye. Ben de böyle minik tatlı bir yer hayal ediyordum. Bir şekilde hayalimi gerçekleştirdim. Konserlere gidip geliyorum. Ben olmadığım zamanlarda kızım Ceren ilgileniyor burayla” ifadelerini kullandı.

    Vegan olmakla ilgili açıklamalarda da bulunan Casalini, “Veganlar diğer insanların yemediği şeyleri yemiyor. Diğer insanlar da vagan insanların yediği ürünlerle beslense. Aslında herkes vegan olsa ve dünya bir şekilde kurtulsa. Veganlık aslında dünyanın kurtarılması ile ilgili bir olay. Her canlının yaşamaya hakkı var. Her canlının kendi sütünü kendi bebeğine verme hakkı var. Ben veganım ve çok mutluyum. Çok besleyici ve çok güzel şeyler yiyorum” şeklinde konuştu.

    Restoranında yaptığı yemekleri de anlatan ünlü sanatçı “Restoranımda zeytinyağlı yemekler, 5 çeşit burger, 3 çeşit makarna, glütensiz yiyecekler, tatlılarımızın hepsi glütensiz. Zaman zaman ise deneysel şeyler yaparak farklı tatlar bulmaya çalışıyoruz. Sabah kahvaltı veriyoruz, meyve karışımları yapıyoruz” dedi.

    Casalini’nin kızı Ceren Sarp ise çalışmaktan çok zevk aldığını ifade ederek, “Annem ile çalışmak çok güzel bir duygu. O konserdeyken ya da burada yokken çok daha stresli oluyorum. Her şeyi tam olarak bilemiyorum. Bilemediğim yerlerde annemi arayıp bilgi alıyorum. Daha çok kız kardeşim Dafne ile zaman geçiriyorum. Anneme yardımcı olmaya çalışıyorum. İstanbul’da da tiyatro yapıyorum. Kışları İstanbul’da, yazları ise annemin yanında çalışarak zaman geçiriyorum” ifadelerini kullandı.

  • (Özel) Manisa’da yetiştirdiği tropikal meyveye sipariş yağıyor

    Manisa’nın Saruhanlı ilçesinde yaşayan bir çiftçinin 4 dönümlük serasında yetiştirdiği tropikal meyve pepinoya Türkiye’nin her yerinden sipariş yağıyor. Anavatanı Güney Amerika olan ve başta şeker hastalığı olmak üzere çok sayıda hastalığa iyi geldiği belirtilen pepino, kavun ve muza benzer tadıyla da büyük ilgi görüyor.

    Saruhanlı’da kurduğu 4 dönümlük serada çiftçilik yapan İsmail Eroğlu, daha önce yetiştirdiği meyve ve sebzelere alternatif bir ürün ararken pepino meyvesini buldu. Türkiye’de son zamanlarda yetiştirilmeye başlanan pepinoyu yakından araştıran Eroğlu, serasının bir bölümüne bu meyveyi ekti. Daha sonra hasadını yaptığı meyvenin satışını yapan Eroğlu, şimdilerde gelen talepleri yetiştirmeye çalışıyor. Pepino meyvesinin üretimi hakkında bilgi veren Eroğlu, “Bu meyvenin ilk önce fidesini köklendiriyoruz. Daha sonra da toprakla buluşturuyoruz. Dikildikten sonra bir ay içinde çiçeklenmeye başlıyor. Daha erken diktiğimiz bir fidan iyice olgunlaştı ve meyve vermeye başladı. Bir meyve yaklaşık 250 gram civarında oluyor. Bizim ülkemizde çok bilinen bir meyve değil. Anavatanı Peru’dur. Bende Saruhanlı’da örnek olsun diye seramıza ektim, şu anda meyvelerini topluyoruz” dedi.

    “Şeker hastalığına çok iyi geliyor”

    Pepinonun bir çok hastalığa da iyi geldiğini söyleyen Eroğlu, “Bu meyvenin faydaları saymakla bitmiyor. Şeker hastalığına çok iyi geliyor, kolesterolü düzenliyor, kan dolaşımını hızlandırıyor, kansere ve kalp krizine karşı koruyor. İçerdiği yüksek potasyum oranı ile kan şekerini düşüren, barındırdığı A, B ve C vitaminleri ile kansere ve kalp krizine karşı koruyan, ilaç gibi bir meyve olan tropikal kökenli egzotik meyve pepino, kavun, muz ve ananasa benzeyen tadı ile büyük ilgi görürken şeker hastalarına da yeni bir umut kapısı haline geldi” diye konuştu.

    “Türkiye’nin her yerinden siparişler geliyor”

    Türkiye’de insanların yeni keşfettiği bir meyve olduğunu sözlerine ekleyen çiftçi Eroğlu, “Bu sene fidesini yetiştirmeye başladığımız için Türkiye’nin her yerinden siparişler geliyor. Gelen siparişleri ücretsiz kargo ile gönderiyoruz. Tarlaya ekmek için isteyenler de oluyor. Onlara da ekeceği tarlaya göre hesaplayıp o şekilde veriyoruz. Bir dönüme 50 santimetre ara ile dikildiğinde 2 bin tane fide dikiliyor. Yeni ve fazla bilinmeyen bir ürün olmasına rağmen pepinoya olan talepte artış var. Bu ürünün özelliğini, faydalarını bilenler bizi arıyorlar. Kimi tarlaya ekip üretimini yapmak için kimi de şeker hastalığını yenmek için bahçesine birkaç tane dikip meyvesini topluyor. Manisa bölgesinde bu ürünü yetiştiren bulunmuyor. Ama yavaş yavaş bu ürünü insanlar tanımaya başladı. Bundan sonra talebin çoğalacağı belli oluyor. Şimdi normal de fidelerin toprakla buluşması daha yeni oluyor fakat biz serada yetiştirdiğimiz için şu anda meyvelerini topluyoruz. Pepino çok verimli bir meyve. Dalında meyve oluşmuşken bir taraftan da çiçeklenmeye devam ediyor. Meyve 250 gram kadar olduğu için bitki üstteki çiçekleri de rahatça taşıyor” ifadelerini kullandı.

  • Erdoğan: “24 Haziran sipariş milletvekillerini ortaya çıkardığı cumhurbaşkanı adaylarıyla yürümeyecek sizin istediklerinizle yürüyecek”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Tek derdimiz sizlerle olan elektrik. Sizlerle olan elektriğimizi iyi alıp verirsek inanıyorum ki 24 Haziran sipariş milletvekillerini ortaya çıkardığı cumhurbaşkanı adaylarıyla yürümeyecek sizin istediklerinizle yürüyecek” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün İstanbul’da katıldığı bir dizi programın ardından akşam saatlerinde ise Yenikapı Avrasya Gösteri Merkezi’ne geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan burada İstanbul Gençlik Festivalini ziyaret ederek gençlerin sorularını yanıtladı.

    “Biz kendi dönemimizde siyasi mücadeleyi adeta profesyonel olarak verdik”

    Gençlerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim zamanımızda 30 yaş sınır vardı. Bizde bunu indirmek için uğraştık. o zaman netice alamadık. Ne zaman iktidar olduk biz bu yaşı indirelim dedik. Hedefe kilitlenerek önce 25 e indirdik. Seçme yaşı 18 seçilme yaşı 25 niye seçme 18 de seçilme 25 diye düşündük. Zor olan seçilmek değil, seçmektir. Zamanında şimdi merhum oldu, bir siyasetçinin birisi Ben taksim meydanına 4 ayaklı koysam seçtiririm demişti. Bugünde benzer şeyler oluyor. Ben 15 milletvekilini bir partiye gönderirim. O seçti ya, ondan sonra onlar orada isterse seçilsinler ister seçilmesinler. Milletvekillerinin gözleri yaşlıydı, ağlaya ağlaya gönderdi. Demokrasi nerede, şimdi bunu görüyoruz. Bunu görmenin çok büyük faydaları var. Önümüzdeki günler birçok şeye gebe. İlginç gelişmeler var. Biz kendi dönemimizde siyasi mücadeleyi adeta profesyonel olarak verdik” dedi.

    “24 Haziran sipariş milletvekillerini ortaya çıkardığı cumhurbaşkanı adaylarıyla yürümeyecek sizin istediklerinizle yürüyecek”

    Geçmiş dönemde yaptıkları siyasi propagandayı anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz kendimizi 30’a kilitlemiştik. Biz siyaseti daha üniversite sıralarında özellikle gerçekleştirdik ve yaptık. Bizim zamanımızda propaganda öyle kalkıp da televizyonlarda filan yürütülmüyordu. Propaganda geceleri sabahlara kadar duvarlara afiş asardık. Anacağım evin balkonunda beklerdi ben afiş asmaktan gelirdim. Ömrümüz böyle geçti. Duvarlara yazılar yazardık. Yazıları da güzel yazardım. Bilirlerdi ki bu yazı reisin derlerdi. Muhalifler silerdi biz tekrar yazardık. Şimdi çok daha rahat olduğu için, megabordlarla, bilbortlarda rahatlıkla sipariş veriyorsun onlar oralar asıyorlar. Böyle olunca da tadı olmuyor. Televizyonlarda bu tür programlar yapıyoruz. Tek derdimiz sizlerle olan elektrik. Sizlerle olan elektriğimizi iyi alıp verirsek inanıyorum ki 24 Haziran sipariş milletvekillerini ortaya çıkardığı cumhurbaşkanı adaylarıyla yürümeyecek sizin istediklerinizle yürüyecek” diye konuştu.

    “Çatı gördüğünüz gibi çatarken gitti”

    24 Haziran seçimleri için hazırlıklarını tamamladıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çatı gördüğünüz gibi çatarken gitti, evvel Allah bizim çatı proje bazında hazırlıklarımı yapmış vaziyetteyim. Manifestoyla ilgili arkadaşlarımla çalışma yapacağım. Yine Pazar günü bu manifestomuzu bunun yanında özellikle yapacağımız açıklamayı burada gayet güzel toparlarken, Kore’den gelirken gerekli çalışmaları arkadaşlarla yaptık. Bu akşam nihai şeklini verip Pazar günü İstanbul İl Kongresinde manifestomu açıklayacağız. Aday tanıtım toplantısında da yapacağımız yatırımların animasyonlarla görüntülü olarak kendilerini yayınlayacağız. Hazırlıklı olmadıktan sonra bu yola çıkılmaz onların hazırlığı yok. Bunlarda Yavuz Sultan Selim Köprüsü hazırlığı var mı? Marmaray var mı? Bizim bitirmek üzere olduğumuz 29 Ekimde açılışını yapacağız havalimanı var mı? Onlar daha bu işin projesinde değiller. Bunlar daha yolun başında bile değiller. Bunların hayalleri yok ki ürünleri olsun. Söyleyeceklerim manifestonun içerisinde yer alıyor. Hazırlıklarımız tamam açıklamayı İstanbul İl Kongresinde açıklayacağım. Seçim beyannamesini de aday tanıtma toplantısında açıklayacağım” şeklinde konuştu.

    “Asrın en büyük tehdidi teknoloji bağımlılığıdır”

    Teknoloji bağımlılığının büyük bir tehdit olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerçekten madde bağımlığı konusunda şu anda yeni bir felaket geliyor. Teknoloji bağımlığıdır. Bağımlılık dediğimiz zaman sadece uyuşturucu olarak anlıyoruz, tinerdi bunları anlıyoruz. Asrın en büyük tehdidi teknoloji bağımlılığıdır. Benim torunum 2,5 yaşında eline telefonu alıyor o oyunları oynuyor. Ben oynayamıyorum o oynuyor. Aldığı zaman babası bir taraftan annesi bir taraftan sıkıştırmasına rağmen onun için umurunda değil. Bu denli kopamıyorlar. Bu da büyük bir tehlike bizim bunlara karış tedbirler geliştirmeliyiz. Üniversite ortak çalışma içindeyiz. Yeşilay’ın bu konuda güzel çalışmaları var. Bunların karşısına nasıl dikilebiliriz onun üzerinde çalışıyor. Evladın yel gidiyor, bunun çözmemiz lazım. Bunun bedeli sıradan rakamlar değil, bir neslin gitmesi bunu neyle ifade edebiliriz. Çok ciddi tedbirler almak için mücadele ediyoruz. Bununda başlı başlına en önemli adımı eğitim öğretim ve Yeşilay olmak üzere STK’lardan destek bekliyoruz. Bu iş manevi eğitim olmaksızın bunun önünü almak mümkün değil. Usul ve esaslarına göre manevi eğitim vermeliyiz” dedi.

    “Her ikisinde de İstanbul Üniversitesi logosunu kullanma söz konusu”

    İstanbul’da bölünecek olan üniversitelerle ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu konu beni ciddi manada rahatsız eden konulardan oldu. Aslında mevcut isimlerden ismi kaldırılan yok. Malum İstanbul üniversite şu andaki öğrenci kapasitesi 105 bin filan. Açık öğretim söylemiyorum. Bu 105 bine varan kapasite kaliteyi düşürüyor. Kaliteyi düşürdüğü için YÖK’le görüşme yaptık ve çalışma yapın dedik. YÖK bana bağlı bu çalışma sonrasında dediler ki biz burayı ikiye bölelim. Ve fakültelerdeki sayıları da öğrenci kapasitesi esas alınmak üzere ona göre bölünmeye gidelim. Önce ÇAPA Tıp esas alınsın, Cerrahpaşa Tıp esas alınsın. Orada farklı isimler çıktı. Dekanlarla sayın YÖK başkanımız toplantı yaptı. Bunu yaptıktan sonra da şu oluştu. İstanbul Tıp bir olsun, öbür tarafta da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa bir olsun. o ikisinde de 52 bin-50 bin civarında olsun altına düşürmeyeceğiz. İktisat işletme çapa tarafındaydı sonra oda cerrah paşa tarafına alındı. Arada öğrenci kapasitesi itibariyle pek fark kalmadı. Böyle bir noktaya geldiler YÖK bu noktada adım attı. Her ikisinde de İstanbul Üniversite adı var. Her ikisinde de İstanbul Üniversitesi logosunu kullanma söz konusu, belki Cerrahpaşa orada ilave olarak kullanılacak” diye konuştu.

  • Genç kızların umudu tekstil firması sipariş almaya başladı

    Van’ın Çaldıran Belediyesi tarafından istihdamın arttırılması için özel bir tekstil firmasına tahsis edilen hamamda üretime devam edilirken, birçok firmadan sipariş alınması ise işçi kızların yüzünü güldürdü.

    Çaldıran Belediyesi tarafından istihdamın arttırılması için yapmış olduğu çalışma ürün vermeye başladı. Üretimini sürdüren Iğdır Tekstil Firması, Türkiye’nin büyük firmalarından da sipariş almaya başladı. Belediyeye ait atıl durumdaki hamamı onararak genç kızlara ekmek kapısı olduklarını ifade eden firmanın Genel Müdürü Hikmet Güneş, “Çaldıran Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Tekin Dundar’ın daveti üzerine ilçede bizlere yer tahsisi ve makine desteğinde bulunuldu. 50 genç kızımız İş-Kur destekli yapılan 4 aylık kursun ardından iş yerimizin açılışını yaptık. Hemen ardından Türkiye’nin büyük firmalarının yetkilileri bizleri ziyaret ederek, atölyemizde incelemelerde bulunarak sipariş talebinde bulundular. Yapılan görüşmelerin ardından ilk siparişimizi aldık. Tekstil atölyemizin aldığı ilk sipariş, ayda 30 bin adet ürünün imal edilmesi ile başlayacak. Sonraki aylarda bu sayıyı 100 bin adetin üzerine taşıyacağız. Bizlere ve ilçeye bu hizmeti kazandıran Kaymakam ve Belediye Başkan Vekili Tekin Dundar’a şahsım ve burada istihdam edilen 50 çalışanım adına teşekkür ediyorum” dedi.

    Çaldıran Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Tekin Dundar ise, belediye başkan vekili olarak göreve başladıkları ilk günden bu yana hedeflerinin her zaman ilçe ekonomisine katkı sağlayacak kalıcı projeler yapmak olduğunu söyledi. Dundar, “Belediyemize ait atıl durumda olan hamamımızı onararak firma yetkilileri ile bir araya gelerek, burada iş yapmaları için bir takım önerilerde bulunduk. Teklifimizin kabul edilmesiyle zaman kaybetmeden İş-Kur yetkilileriyle gerekli görüşmelerimiz başlattık. Ardından İş-Kur destekli 4 aylık yapılan ustalık kursunun ardından 50 genç kızımıza ustalık belgesi verildi. Bu belge ile Çaldıran’da açılan tekstil atölyemizde işe başladılar. 50 aileye ekmek kapısı açılmış oldu. Kısa zamanda özveri ile çalışan 50 genç kızımız, ülkemizin büyük firmalarından birinde ilk siparişini almış bulunmaktadır. Bu bizler ve Çaldıran halkı için gurur verici bir projedir. Çaldıran’da imal edilen ürünler, ülkemizin hatta başka ülkelere ihraç edilerek ilçe ve ülke ekonomisine katkı sunacaktır. İlk ayda 30 bin adet parça imal edecek atölyemizde kaç ay içinde bu sayının 100 bine çıkması ve başka genç kızlarımıza daha iş olanağı sağlayacaktır” diye konuştu.

  • Okul alışverişinde WhatsApp’tan sipariş dönemi

    CarrefourSA, yeni başlayacak 2017-2018 eğitim ve öğretim yılı öncesinde öğrencilerle aileler için okul alışverişinde akredite laboratuvarlar tarafından test edilip Ege Üniversitesi tarafından onaylanan kaliteli ve güvenli ürünleri, en uygun fiyatlar ile satışa sunuyor.

    Sabancı Holding ve Carrefour iştiraki CarrefourSA, her yıl olduğu gibi bu yıl da okul alışverişinin adresi olmaya devam ediyor. CarrefourSA’nın okul alışverişine ilişkin basın toplantısı, CarrefourSA Genel Müdürü Z. Hakan Ergin ve CarrefourSA Gıda Dışı Kategori Direktörü Gökhan Kaplan’ın katılımıyla İstanbul’da Hasan Ali Yücel Ortaokulu’nda gerçekleştirildi.

    Türkiye’de bir ilk

    CarrefourSA, öğrencilerin tüm ihtiyaçlarının karşılanacağı yüzlerce kırtasiye ürününü özel testlerden geçirerek tüketicisiyle buluşturuyor. CarrefourSA halk sağlığını korumak ve özellikle çocukların güvenle kullanabileceği zehirli madde tehlikesi olmayan ve çocuk sağlığını tehdit etmeyen okul ürünleriyle alışverişin adresi oluyor. Kırtasiye, ayakkabı ve tekstil kategorilerinde yaklaşık 2 bin ürün, CarrefourSA Kalite Güvence Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen risk değerlendirmesi doğrultusunda kimyasal maddeler açısından akredite laboratuvarlarda test ediliyor. Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Toksikoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hilmi Orhan tarafından analiz sonuçları ve bilimsel literatür ışığında ürün kullanımlarındaki en kötü durum senaryoları da dikkate alınarak ürünlerin insan sağlığına olan toksikolojik etkisi değerlendiriliyor. Toksikolojik risk değerlendirilmesi sonucunda güvenli bulunan ürünler, Türkiye’nin en büyük kırtasiye marketi CarrefourSA’dan temin edilebiliyor.

    İki bine yakın ürün

    CarrefourSA Kalite Güvence Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen risk değerlendirmesine göre belirlenen ayakkabı, tekstil, beslenme çantaları, mataralar, silgiler, boya kalemleri, pastel boyalar, guaj boyalar, keçeli kalemler, okul çantaları ve defterlerden oluşan iki bine yakın ürünün zararlı kimyasal maddeler açısından değerlendirilmesinin yanı sıra 400 ürün ayrıca CarrefourSA tarafından uluslararası bağımsız akredite test kuruluşu Intertek’e test ettirildi. Test sonuçları çerçevesinde de uygun olmayan ürünler, satışa sunulmayarak öğrencilerin sağlıklı bir şekilde eğitim görmeleri amaçlanıyor.

    Genel Müdür Z. Hakan Ergin: “Hem sağlıklı hem de hesaplı kırtasiye alışverişinin adresiyiz”

    Kırtasiye ürünlerine metrekare olarak en fazla alanı CarrefourSA’nın ayırdığını ifade eden CarrefourSA Genel Müdürü Z. Hakan Ergin, “Çocuklarımız için kırtasiye ürünlerine ayrı önem veriyoruz. Her yıl olduğu gibi yakın zamanda başlayacak yeni eğitim öğretim yılı için tüm ihtiyaçların karşılanacağı keyifli bir alışveriş ortamı sunacağız. Türkiye’de 17 milyon öğrencinin eğitim gördüğünü düşünürsek sadece kırtasiye ürünlerinin değil bağlantılı birçok sektörün doğrudan etkilendiğini söyleyebiliriz. Kırtasiye ürünleri hızlı tüketilmesi sebebiyle perakende sektörünün en önemli kalemlerinin başında geliyor. Kırtasiye ürünlerinde ciromuz, geçen seneye oranla yüzde 40 artış gösterdi. Her yıl okul dönemi öncesinde gerek aileler gerekse öğrencilerin yoğun ilgisi oluyor. Rahat ve keyifli bir alışveriş ortamı sağlayacağımız marketlerimizde tüketicilerimize metrekare olarak en fazla alanı bizler sunuyoruz. Ürün yelpazemizi ise Ege Üniversitesi tarafından onaylanan ve akredite laboratuvarlarda testten geçen ürünlerden oluşturuyoruz. Hijyenin yanı sıra hesaplı olması adına birçok alternatifi tüketicilerimize ulaştırıyoruz. Böylelikle yeni eğitim ve öğretim yılında güvenilir, hesaplı ve bol çeşitli kırtasiye alışverişinin adresi oluyoruz” diye konuştu.

    Gıda Dışı Kategori Direktörü Gökhan Kaplan: “Kırtasiyede WhatsApp üzerinden sipariş dönemi başlattık”

    Okul öncesi tüketiciler için birçok yenilik sunduklarını ve çocukları zararlı maddelerden koruduklarını belirten CarrefourSA Gıda Dışı Kategori Direktörü Gökhan Kaplan, “Müşterilerimize keyifli alışveriş yapabilecekleri, kaliteli ürünleri en uygun fiyata satın alacakları imkanlar sunuyoruz. İletişim açısından son yılların en popüler uygulaması WhatsApp üzerinden sipariş alma dönemini başlatıyoruz. Tüketicilerimiz kolaylıkla ihtiyaçlarını karşılayacak, hiç zaman kaybetmeden ürünleri temin edecekler. Bu hizmetimizle veliler, okuldan verilen kırtasiye listesini bizimle paylaşarak tüm ürünleri 24 saat içinde alabilecekler. Böylece hem vakitten kazandıracağız hem de güvenilir ve avantajlı fiyatlarla tasarruflu okul alışverişi yaptırmış olacağız. Raflarımızda yer alan ’güvenilir’ onaylı ürünlerimiz arasında en ucuz okul çantasını 19,99 TL’den, en ucuz kurşun kalemi 1,79 TL’den, en ucuz silgiyi 1,5 TL’den, en ucuz defteri 1,29 TL’den ve yine en ucuz kalem kutusunu 5,99 TL’den tüketicilerimizle buluşturuyoruz” dedi.

    Kaplan şunları kaydetti:

    “Kırtasiye, ayakkabı ve tekstil ürünlerinde özellikle dikkat edilmesi gereken kimyasal maddeler var. Bu konu başta aileler olmak üzere çocuklarımızın güvenliği için en önemli konuların başında geliyor. Azo Boyar Maddeler, Ağır Metaller, Nikel, Fitalat Türevleri, Apeo ve Organik Kalay Bileşenler, çocuklarımızın sağlığını tehlikeye atan birçok olumsuz etkisi olan zararlı maddelerdir. Dolayısıyla raflarda yerini alan ürünleri, toksikolojik değerlendirmeden geçirip Ege Üniversitesi’nin onayıyla tüketicilerimize ulaştırıyoruz. Böylelikle çocuklarımıza eğitim – öğretim hayatlarında sağlıklarını tehdit etmeyen ürünlerle gönül rahatlığıyla kullanabilecekleri ürünler sunuyoruz.”