Etiket: Şimdilik

  • Milli Eğitim Bakanı Selçuk: “Her ev bir okul oldu diyoruz ya geçenlerde gittiğim bir köy evinde gördüm bu kareyi… ’İçeride öğrenciler dersteyse ve evimizin bahçesi de şimdilik okul bahçesi olmuşsa bayrak direği neden olmasın?’ demiş sanki evin sahibi…”

    Milli Eğitim Bakanı Selçuk: “Her ev bir okul oldu diyoruz ya geçenlerde gittiğim bir köy evinde gördüm bu kareyi… ’İçeride öğrenciler dersteyse ve evimizin bahçesi de şimdilik okul bahçesi olmuşsa bayrak direği neden olmasın?’ demiş sanki evin sahibi…”

  • Sağlık Bakanı Koca: “Kademeli olarak şimdilik 50 milyon doz aşı gelecek”

    Sağlık Bakanı Koca: “Kademeli olarak şimdilik 50 milyon doz aşı gelecek”

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Önümüzdeki birkaç gün içinde teslimatının yapılması planlandı. Kademeli olarak şimdilik 50 milyon doz aşı gelecektir” dedi.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yeni korona virüs tedbirlerinin ele alındığı Bilim Kurulu Toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. Bir yıl boyunda dünyanın ortak gündeminin pandemi olduğunu belirten Bakan Koca, “Pandemi davranışları gözden geçirmemizi sağladı. Virüsün bulaştığı kişi sayısı dünya da 69 milyonu buldu. Halende devam ediyor. 1.5 milyonu aşkın insan Covid-19 nedeniyle hayatını yitirdi. Yeryüzünde bu hastalıktan bağımsız hiçbir ülke kalmamıştır. Aldığımız önlemler gelişini geciktirmiş ve başlangıçta başarılı bir dönem geçirmiş olsak da bu seyir de kurtulabilmiş değiliz. Pandemi mücadelesinden itibaren Bilim Kurulu yol göstericimiz olarak önemli katkı sağlamıştır. Pandeminin ülke içine yönelik alınan kararlarda ve uygulanan tedbirlerde bilim kurulumuzun çalışmaları ve önerileri yönlendirici olmaktadır” şeklinde konuştu.

    “Nisan ayına göre günlük vakasında 5 kattan fazla vefatlarda yüzde 55 artış var”

    Sağlık Bakanı Koca, Nisan ayında önemli bir artış gösteren bulaştırma hızlılığını alınan tedbirler sayesinde bir nebze kontrol altına alındığını ve yaz aylarının dalgalı bir seyirde nispeten daha kontrollü yaşandığını aktardı. Türkiye’de son birkaç ay içinde vakaların arttığını vurgulayan Bakan Koca, şu ifadelere yer verdi:

    “Havaların soğuması, insanların kapalı ortamda kalması çok hızlı bir alevlenmeyi yüz yüze getirdi. Test kapasitemizi artırdık. Bugün itibariyle toplam test sayısı 20 milyonu buldu. Pozitif vaka sayışımız 1.5 milyonu aştı. 15 bine vatandaşımızı kayıp verdik. Ülkemiz de bundan önceki nisan ayına göre günlük vakasında 5 kattan fazla vefatlarda yüzde 55 artış var. Durumu kritik illerden başlayarak valilerimiz sağlık müdürlerimiz ve halk sağlığı başkanlarımızla her gün online görüşüyor ve durumu yakından takip ediyoruz. Filyasyon ekiplerimizi artırıyor personel ve araç yönünden destekliyoruz. Bu illerin umumi hıfzıssıhha kurullarının gerekli ek tedbirlerin alınmasını sağlıyoruz. İhtiyaç gördüğümüz zamanlarda ulusal kaynaklarımız harekete geçirip test laboratuvar hastanelerimizin alt yapısını güçlendiriyor. Yoğun bakım araç ve gereçlerimizi temin ediyoruz. Sağlık çalışanlarımızın nasıl bir yükün altında olduğunu biliyorsunuz görüyorsunuz. Hastanelerimiz sağlık çalışanlarımız gittikçe artan bir yükü göğüslemenin çabalamanın içinde yoğun bakımda hastalarımız çok yoğun bir savaş veriyor.”

    “Sınırlı sayıda ilimizde yüksek risk halen devam etmektedir”

    Bakan Koca, bazı illerde vakaların arttığı uyarısında bulundu. Yatan hasta sayılarının artmakla birlikte bazı illerde bu durumun daha belirgin olduğunu ifade eden Koca, “Doğrudan müdahale ile birçok ilimizde artış kontrol sağlanmış olsa da en ufak bir gevşemeye tahammülün olmamızın gerektiğini belirtmek isterim. Sınırlı sayıda ilimizde yüksek risk halen devam etmektedir. Bu illerimizin valileri halk sağlığı müdürleri çalışanları halen online görüşmeler devam etmektedir. Hatay, Adana, Samsun, Antalya, Mersin ve Ordu’da vaka sayılarımız artmaya devam ediyor. Hastanelerimiz, yoğun bakımlarımız ciddi yük altında. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Kocaeli, Konya, Sivas, Kahramanmaraş ve Gaziantep’te vaka artışı düşmeye başladı. Bu durum yansıdı ancak yatan hasta yoğun bakım açısından devam etmektedir” açıklamasında bulundu.

    “Kapalı ortamlarda bulaşma kaçınılmaz”

    Kapalı ortamların bulaşmayı kaçınılmaz kıldığını belirten Koca, “Soğuk iklim şartların hakim olduğu bu dönemde kapalı mekanlarda bulunma zorunluğu daha çok artıyor. Kalabalık ortamlar bulaşmayı kaçınılmaz kılmaktadır. Özellikle bulunduğumuz mekanların yeterince havalandırılmasını gereğine dikkat çekmek istiyorum. Etkilin korunmanın sadece kendimize değil içinde bulunduğumuz topluma ve özellikle hayatlarını ortaya koyarak bizim için mücadele veren sağlık çalışanlarına karşı sorumlu olduğumuzu ifade etmek isterim” dedi.

    “Kademeli olarak şimdilik 50 milyonluk doz gelecektir”

    Bakan Koca, sokağa çıkma kısıtlama konusuna uyan vatandaşlara teşekkür etti. Aşı konusunda Türkiye standartlarına uygun olabileceği diğer alternatif aşılar içinde görüşmelerinde devam ettiğini vurgulayan Koca, “Etkili tedbirlerin uygulanmasında ısrarcıyız. Çünkü henüz pandemiden kurtulabilmenin başka bir yolu yok. Önümüzdeki günlerde bu tedbirlere aşıyı da eklemenin yolundayız. Daha etkili bir koruma aracı olduğu bilinen aşı geliştirme çalışmaları için bizimde içinde olduğumuz bir çok ülke kaynaklarını seferber etmiş durumdayız. Dünyada yürütülen çalışmaların pek çoğu başarısını kanıtlamış değildir. İlaç ve aşı geliştirmenin doğal seyri budur. Kendi çalışmalarımız bir yana etkisi ve güvenirliğini kanıtlamış aşılara en erken süre şekilde erişebilmenin gayreti içindeyiz. Dünya tüm aşılara odaklanmış durumdadır. Ülke olarak ekonomik yükünü dikkate alınmaksızın güvenirliği etkisi kanıtlanmış ülkemiz şartlarında en kolay en yaygın uygulanabilen aşılardan başlayarak alternatif aşıları temin etmek için yoğun bir gösterdik. Halende görüşmelerimiz devam ediyor. İnaktif aşısını sözleşmesini imzaladığımızı duyurmuştuk. Önümüzdeki günler de dağıtımın yapılması planlandı. Kademeli olarak şimdilik 50 milyonluk doz gelecektir. Yeni ve daha ucuz bir teknoloji olan ve insanda ilk defa denenen mRNA aşısı için görüşmelerimiz devam ediyor. Orta ve uzun dönem sonuçları henüz bilinmemektedir. Daha geç olarak teminatı yapılmasının ötesinde sınırlı miktarın üstünde temin garantisi verilememektedir ancak bu konuda görüşmelerimiz ve ısrarımız devam etmektedir. Türkiye standartlarına uygun olabileceği diğer alternatif aşılar içinde görüşmelerimiz devam ediyoruz” diye konuştu.

    “Aşı, korunmada diğer tedbirlerin yanında elimizi güçlendirecektir”

    Çalışmaların olumlu sonuç verirse Nisan ayında Faz-3 ve yaygın uygulama aşamasına geçebilmeyi umduklarını belirten Koca, “Kendi bilim adamlarımızca yerli aşılarımızdan en önde olan aşımızın insan uygulamalarından Faz-1 çalışmalarını tamamlamak olduğu kamuoyuna bilgisi dahilendir. Çalışmalar olumlu sonuç verirse Nisan ayında Faz-3 ve yaygın uygulama aşamasına geçebilmeyi umuyoruz. Önümüzdeki günlerde uygulamaya başlamayı umduğumuz aşı korunmadan diğer tedbirlerin yanında elimizi güçlendirecektir. Bu konuda bilimsel dayanaktan yoksun tartışmalardan uzak kalarak, halk sağlığını önceleyerek bilgisini paylaşan bilim insanlarımıza, siyasetçilerimize, toplum önderlerimize teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

    “Ülkemiz standartlarına uygun bulunduğu takdirde erken kullanım izni verilecektir”

    Aşıların teslim aldığında öncelikle uluslararası akreditasyonu olan halk sağlığı ile tıbbi cihaz ve ilaç kurum tarafından Türkiye’ye ithal edilen diğer tüm ilaçlar gibi incelemeler yapılacağının bilgisini veren Koca, “Yaptığımız sözleşme gereği önümüzdeki hafta içinde ilk kısmını beklediğimiz aşı inaktif virüs aşısıdır. Şuanda klinik çalışmalara devam eden yerli aşımızda aynı teknolojiye sahiptir. İnaktif diye tabir ettiğimiz aşı farklı hastalıklarla ilgili aynı aşı özelliğine sahiptir. Uzun önem güvenirliğe sahiptir. Bu tür. Aşıların depolanmasında gerekli lojistik imkanlarımız ve yaygın yapılmasında alt yapımız hazır durumdadır. Daha önce paylaştığımız bir bilgiyi tekrarlamak istiyorum. Aşıyı teslim aldığımızda öncelikle uluslararası akreditasyonu olan halk sağlığı ile tıbbi cihaz ve ilaç kurum tarafından ülkemize ithal edilen diğer tüm ilaçlar gibi incelemeler yapılacaktır. Bu incelemelerde aşıların güvenirliği testlerini olumlu çıkması ve sonuçlanmakta olan Faz-3 çalışmalarının erken sonuçlarının açıklanmasına takiben veriler ilaç ve tıbbi cihaz kurumu tarafından değerlendirecek. Ülkemiz standartlarına uygun bulunduğu takdirde erken kullanım izni verilecektir. Aşıların uygulanmasına bu aşamadan sonra geçilecektir” dedi.

    “Aşı 14-21 gün arayla 2 doz halinde uygulanacaktır”

    Bilim Kurulunca çeşitli nüfus grupları arasında enfeksiyon kapma, ölüm oranı riski göz önüne alınarak belirlenen önceliklere göre aşılama yapılacağı bilgisini veren Sağlık Bakanı Koca, “Bu aşamaların hızlı geçilebilmesi için elimizdeki bütün imkanları değerlendirmeye çalışacağız. Aşı 14-21 gün arayla 2 doz halinde uygulanacaktır. Aşı kampanyası kapsamında vatandaşlarımıza bedelsiz olarak verilecek ve başta aile sağlığı olmak üzere sağlık kuruluşlarımızda yapılacaktır. Aşı yaptıran vatandaşlarımızın sisteme aşıyı yapan kuruluşumuz tarafından kaydedilecektir. Böylece test sonuçları ve temaslılarda olduğu gibi aşılı olan vatandaşlarımız merkezi veri tabanından takip edilecektir” açıklamasında bulundu.

    “Gelişmeler umutlarımızı erkene çekiyor”

    Ayrışarak, rekabet ederek salgına karşı başarılı olunamayacağını ifade eden Koca, şu açıklamalarda bulundu:

    “Bu mücadeleyi aksatacak her türlü davranış, açıklama, iddia biraz daha enerji kaybına, fazla çaba harcamamıza yol açmaktadır. Bu ay başı itibariyle başlayan kısıtlayıcı tedbirlerin etkisi yakından takip edilmektedir. Henüz daha başlangıcındayız. Daha önceleri ortalama 10 yıl sürede gerçekleşen aşı çalışmaları 1 yıl gibi kısa süreye sığdırılmıştır. Bu gelişmelere milletçe ayak uydurmamıza bağlı. Gelişmeler umutlarımızı erkene çekiyor. Umutlarımızın hayata geçmesi hep birlikte hareket etmemizle mümkün olacaktır. Bir salgın hastalık döneminin içinden geçiyoruz. Sevdiklerimizi elimizden alan, aramıza mesafeler koyan salgının yönetiminde başından beri birlikte hareket etmenin önemine işaret ettim. Hiçbirimizin taraflı bir tutum sergilemeye hakkı yok. Ayrışarak, rekabet ederek salgına karşı başarılı olamayız. Salgın yönetimini etkin şekilde sürdürmek ve milletçe bu illetten kurtulmak için birlikte hareket etmeliyiz. Siyasi mülahaza ve her ne olursa olsun başka saiklerle salgının yönetimini tehlikeye atmaya hiçbirimizin hakkı yoktur. Ortak bir savaş içindeyiz, böyle tavırların, bu tür çıkar grupları dahil kimseye faydası yoktur, hele siyasi hesapla davrananlara hiç faydası yoktur. Salgının seyrini netleştikçe fırsat kollayanların, iştahı kabaranların, politik malzeme çıkarmaya çalışanların saylısı artış gösteriyor. Sizlerden ricam, kesinlikle salgının siyasi alana çekilmesine müsaade etmemenizdir. Salgın hastalıkla mücadele taraflı tarafsız herkesin destek olması, milli seferberlik halidir. Hesaplaşma kaygısı ve güdüsüyle mücadelemize halel getirmeyelim. Bu ulusal anlamda milletçe hepimizin, küresel anlamda insanlığın mücadelesidir. Mücadele ancak birlikte kazanılır.”

  • İTO üyelerine şimdilik 65.6 milyon liralık Nefes Kredisi

    Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile 6 banka arasında imzalanan protokol ile hayata geçen “Nefes Kredisi”ne katıldıklarını açıklayan İzmir Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, “Üyelerimize şimdilik 65.6 milyon liralık kredi hacmi oluşturduk. Talep getirse yeni kaynak sağlanacak. Aylık, 0.99 faizli, 6 ayı ödemesiz 18 ay vadeli krediden yararlanmak isteyen için üyelerimiz ilk önce odamıza, ardından protokoldeki bankalara başvurabilir” dedi.

    İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, geçen yıl ilk defa hayata geçen Nefes Kredisi ile üyelerin büyük fayda sağladığını belirterek, ”Geçen yıl bin 610 üyemizin 201 milyon lira kredi kullanmasını sağlamıştık. Üyelerimizden gelen talep nedeniyle nefes kredisinin bu yıl da hayata geçmesi için TOBB nezdinde defalarca girişimde bulunduk. Nefes Kredisi’nin bu yıl kentimizde Başbakanımız Binali Yıldırım tarafından açıklanmasından ayrıca mutlu olduk. Nefes Kredisi’nin tekrar hayata geçmesini sağlayan Başbakanımız Binali Yıldırım, Gümrük ve Ticaret Bakanımız Bülent Tüfenkci, Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek, TOBB Başkanımız Rifat Hisarcıklıoğlu ile bankalara teşekkür ediyoruz” diye konuştu. Demirtaş, 31 Mart Cumartesi günü İzmir’de Başbakan’ın da katıldığı tören ile TOBB, Ziraat Bankası, Denizbank, Halkbank, Vakıfbank, Ziraat Katılım ve Vakıf Katılım Bankaları ile Kredi Garanti Fonu (KGF) işbirliğinde imzalanan Nefes Kredisi Protokolüne İTO’nun da dahil olduğunu söyledi.

    130 milyon liraya çıkabilir

    Demirtaş, imzalanan protokole göre İTO üyelerinin 6 ay ödemesiz, sonrasında da 12 ay vadeli ve eşit taksitli, toplam 18 ay vadeli, aylık yüzde 0,99 ve yıllık yüzde 11,88 faiz oranlı olmak üzere Nefes Kredisi kullanabileceğini söyledi. Demirtaş şöyle konuştu: “Nefes Kredisi’ne dahil olmak için odamız bankalara mevduat olarak para yatıracak, buna karşılık, şimdilik 65,6 milyon liralık kredi hacmi sağlanmış olacak. ’Şimdilik’ diyorum çünkü üyelerimizden daha fazla talep geldiği takdirde odamız özveri de bulanarak bu kaynağın bir kat daha artırılması, 130 milyon liraya çıkması için kaynak sağlayacaktır. Üyelerimiz için kredi üst limiti 200 bin lira olacak. KGF’ye ödenecek yüzde 0,03 kefalet başvuru bedeli ve komisyonu dışında üyelerimizden başka bir masraf talep edilmeyecek. Krediye başvurmak için, üyelerimizin odamızdan ‘TOBB Nefes Kredisi Başvurusu içindir’ ibaresi yer alan faaliyet belgesi alması gerekiyor. Söz konusu belgeyi odamıza gelerek ücretsiz olarak alabilirler. Sonrasında protokole taraf olan bankaların herhangi bir şubesine giderek kredi başvurusunda bulunabilir. Finansal sorunlar ve sermaye yetersizliğinin tüccarlarımızın çözmek zorunda olduğu sorunlar arasında en başta geldiği biliyoruz ve bundan sonra da tüm imkanlarımız ile üyelerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Nefes Kredisi üyelerimize hayırlı olsun.”

    İTO üyelerinin Nefes Kredisi başvuruları için, odanın zemin katında “Nefes Kredisi Danışma Masası” kuruldu. İTO üyeleri bu masaya başvurabileceği gibi girisimcilik@izto.org.tr adresli e-postadan da bilgi alabilecek.

  • Tıbbi Mikrobiyolog Barış Ata Borsa: “Zika Virüsü Şimdilik Korkulacak Boyutlarda Değil”

    Amerika kıtasında ortaya çıkan ve hızla yayılmasından endişe edilen Zika virüsü için Dünya Sağlık Örgütü (WHO) acil durum alarmı verdi. Henüz tedavi edici bir ilacı bulunmayan virüsle ilgili konuşan Tıbbi Mikrobiyolog Barış Ata Borsa, ‘’Zika virüsü şimdilik korkulacak boyutlarda değil’’ dedi.

    Son olarak Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından acil durum alarmının verildiği Zika virüsü ile ilgili konuşan İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Barış Ata Borsa, WHO’nun bu alarmı vermesinin nedenlerine değindi. İlk olarak yakın zamanda Ebola virüsünün neden olduğu bir salgın yaşanmış olmasının, verilen alarmın nedeni olabileceğini söyleyen Borsa, “İkinci neden ise Zika virüsüyle yakın ilişkili tehlikeli virüslerin olması. Şuanda ciddi bir hastalık tablosu yok ama virüsler çok sık yapı değiştirebiliyorlar ve oluşturdukları hastalık da buna bağlı olarak değişebiliyor. Bu nedenle hızla yayılan Zika virüsünün daha ciddi hastalıklara yol açmayacağını söyleyemeyiz’’ dedi.

    ‘’ZİKA’YA YAKIN VİRÜSLERİN TEHLİKELİ OLMASI PANİK HAVASI OLUŞTURDU’’

    Zika virüsünün çok bilindik olmadığını ancak virüsün ‘ailesi’ olarak görülebilecek virüslerin varlığının, tehlikeli olarak bilindiğini dile getiren Borsa, “Son yıllarda sıtmadan sonra ciddi bir tehdit oluşturan sivrisinek ilişkili diğer bir hastalık olan virüslerden Deng ateşi, Batı Nil Hummasına sebep olan virüsler ve bunlara benzer birkaç virüs daha, Zika virüsünün akrabası olarak görülebilir. Bu virüsün diğerleri ile aynı aileden olması panik oluşmasına yol açtı diyebiliriz. Yoksa şuana kadar ciddi bir hastalık tablosu yok ve hastalığın alanı da Orta ve Güney Amerika ile sınırlı gibi görünüyor. Avrupa ve ABD’de görülen birkaç vakanın ise bu bölgelerden enfekte olarak giden hastalar biliniyor’’ diye konuştu.

    HAMİLELER RİSK ALTINDA

    Virüsten etkilenen şuandaki hastaların klinik tablosunun çok ağır olmadığını ifade eden Borsa, ‘’Hastalığın özel belirtileri yok. Baş ağrısı, kas ağrısı, eklem ağrıları, döküntü şeklinde süren ve bir hafta sonunda son bulan bir hastalık. Virüsle ilgili şuanda sıkıntı oluşturan nokta ise hastalığın ne olduğunun bilinmemesi ve yakın ilişkili olduğu virüslerin tehlikeli olması’’ diyerek konuşmasını sürdürdü. Virüsün, hamile kadınlara etki ettiğinde bebek üzerinde ciddi sorunlara yol açtığını vurgulayan Borsa, “Gebeliğin son dönemlerinde plasenta yoluyla bebeğe ulaşan virüs, bebekte doğumsal bazı anormallikler ortaya çıkarıyor. Özellikle mikrosefali dediğimiz kafatasının normalden küçük olması ve bununla ilişkili olarak bazı beyin hasarlarına sebep olması ortaya çıkan en büyük sorunlar. Bilinen en tehlikeli hasarı bu olan virüs, sağlıklı yetişkinlerde şuana kadar ölüme veya şiddetli bir hastalığa neden olmadı’’ ifadelerinde bulundu.

    “TİCARET YOLLARININ ARTMASI VE İKLİM DEĞİŞİKLİKLERİ, SİVRİSİNEKLERLE İLİŞKİLİ VİRÜSLERİN HIZLA YAYILMASINA SEBEP OLUYOR”

    Zika virüsünün şuanda spesifik bir tedavisi olmadığını ve an itibariyle buna ihtiyaç da olmadığını belirten Barış Ata Borsa, “Çoğu viral hastalıkta olduğu gibi bunun da semptomatik tedavisi var. Hastalara yatak istirahatı öneriliyor’’ dedi. Virüsün ortaya çıktıktan sonra hızla yayıldığına dikkat çeken Borsa, bunun nedenini ‘bulaşma yolu’ olarak ifade etti. Virüsün özellikle Aedes tipi sivrisineklerle bulaştığının altını çizen Borsa, ‘’Bu sivrisinekler son yıllarda dünyanın birçok yerinde görülüyor. Bunun sebepleri ise iklim değişiklikleri ve ticaret yollarının artması. Özellikle ticaret gemileriyle bu tür virüsler her yere taşınabiliyor buna Türkiye de dâhil. Daha önce bu sivrisinek türü ile taşınan ve Deng ateşi ile Batı Nil Hummasına yol açan virüsler Türkiye’de de görülen hastalıklardı. Her ne kadar Zika virüsü enfeksiyonuna şuana kadar ülkemizde rastlanmasa da bu daha sonra karşılaşılmayacağı anlamına gelmiyor’’ diye konuştu.

    “VİRÜS TÜRKİYE’DE GÖRÜLEBİLİR”

    Şu ana kadar Türkiye’de görülmeyen Zika virüsünün daha sonra ortaya çıkma ihtimalinin olabileceğini dile getiren Borsa, “Bu virüsü taşıyan sivrisineğin ülkemizde görüldüğünü biliyoruz. Bu açıdan dikkatli olmak gerek. Kas ağrıları, eklem ağrıları ile gelen ve durumu başka şekilde açıklanamayan hastalarda bu virüsü de araştırmak gerekebilir’’ diyerek konuşmasını noktaladı.

  • Karaman: “Emre Çolak Konusu Şimdilik Kapandı”

    Çaykur Rizespor Teknik Direktörü Hikmet Karaman, kupa maçlarının kendilerine yansıyan olumsuzluklarına değinerek transfer çalışmalarında eksiklikleri olduğunu itiraf etti. Karaman ayrıca, Marko Marin ve Emre Çolak transferlerinden ümitli olduğunu ancak geri dönüş yapmadıkları için konuyu şimdilik kapattıklarını ifade etti.

    Spor Toto Süper Lig’in 18. haftasında oynayacakları Gençlerbirliği maçı öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Çaykur Rizespor Teknik Direktörü Hikmet Karaman, kupa maçlarının kendilerine yansıyan olumsuzluklarına değindi. Karaman, “Yoğun bir kupa programı geçirdik. Son Aydın kupa maçında 45 dakika rötar yedikten sonra 13 saatin ardından Rize’ye ulaştık. Antrenmandan fazla yolda yoruluyoruz. Rize’den kara yolu ile Trabzon, Trabzon’dan hava yolu ile İstanbul, oradan İzmir. İzmir’den de karayolu ile Aydın ve aynı şekilde dönüş. Yolculukta sürekli oturan futbolcuların sakatlanma riski çok yüksek. Hafta içi oynadığımız Aydın 1923 kupa maçı 12.00’de başladı. Türkiye’de futbolcular zaten 10.00’da uyanıyor” dedi.

    “TRANSFERDE HATAMIZ VAR”

    Karaman, lig arasında gerekli olan transferleri gerçekleştiremediklerini belirtip, özeleştiri yaparak hatalı olduklarını söyledi. Karaman, “Keşke kamp döneminde transfer edeceğimiz oyuncu yanımızda olsaydı. Bu takımda bir orta saha, bir beyine ihtiyaç var. Bunu biz çok önceden belirleyip, kamp dönemde bizimle birlikte olmalıydı. Bu affedilecek bir şey değil. Buradan herkes mesaj alsın. Camia haklı olarak soruyor, ’hocam transfer nerede’ diye Kim bize bu konuda ne eleştiri yapıyorsa haklı. Bu teknik adamın veya yöneticinin yapacağı iş değil. Bizim bu sezon sonuna kadar dört kişilik ekibi hazırlayıp, ’takımın ihtiyacı olan oyuncular bunlar’ deyip, sezon sonu bu futbolcuları aramıza katmamız gerekiyor. Sezon sonu altı oyuncunun sözleşmesi bitiyor. Aynı şeyleri bir daha yaşayacağız. Bu transfer olayını kesinlikle düzeltmek zorundayız” diye konuştu.

    “KONU ŞİMDİLİK KAPANDI”

    ’Transferde iki oyuncudan çok ümitliydim’ diyen deneyimli çalıştırıcı, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bunlar Marko Marin ve Emre Çolak. Birinci oyuncu ile bizzat ben konuştum, ikinci oyuncu ile de görüştüm, menajeri ile de telefonda görüştüm. Bana geri dönüşü olmadığı için konu şimdilik kapandı. Aynı bölge için yurt dışından bir oyuncuya yöneldik. Adam gibi, ekonomik anlamda fedakarlık yaparak eğer biz bu oyuncuyu alacaksak, Fenerbahçe maçında o oyuncu Kadıköy’de olmalı. Transferde durum bu.”

    “GENÇLERBİRLİĞİ MAÇINI TARAFTAR ALACAK”

    Çaykur Rizespor Teknik Direktörü Hikmet Karaman, Gençlerbirliği maçının taraftarın maçı olacağını belirterek, taraftara önemli çağrılarda bulundu. Karaman, “Valisinden il müdürlerine kadar, vatandaşlardan öğrencilere kadar tüm taraftarımıza sesleniyorum. Gençlerbirliği maçı bizim için önemli bir maç. Çok iyi transferler yaptılar. Bizim için çok zor bir maç olacak. Biz küme düşmeye oynarken de böyle maçlar oynadık. Hep sıyrıldık. Onun için iç sahada oynayacağımız bu maç bizim için inanılmaz önemli bir maç. Bu karşılaşmada 12. adam büyük faktör. 90 dakikanın sonuna kadar içeride kırılma anı yaşanmadan tüm Rizeliler, 7’den 77’ye kadar tüm Rizeliler takımlarını desteklemeli. Bu maçı taraftar alacak. Özellikle bunu vurguluyorum. Bu maç taraftarın maçı. Burada 27 puanı yaptığımızda çok farklı yerlere gidebiliriz. Biz kaybeder ve rakip kazanırsa bu kez aşağıya oynarız. Aşağıdan kurtulmaya oynarız. Bunun için 12. adama ihtiyacımız var” şeklinde konuştu.