Etiket: Sigortası

  • Üreticilere sera sigortası uyarısı

    Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM), üreticileri sera sigortalarını zaman kaybetmeden yaptırmaları konusunda uyardı ve poliçe düzenlenmesi aşamasında dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında bilgilendirdi.

    TARSİM’den yapılan açıklamada bu yıl gerçekleşen dolu, hortum ve fırtına nedenli hasarlardan ötürü seraların büyük ölçüde zarar gördüğünün altı çizildi ve üreticiler Sera Sigortasını yaptırmaya davet edildi.

    Devlet Destekli Sera Sigortası Genel Şartlar ile Tarife ve Talimatlar doğrultusunda, standartlara ve projesine uygun olarak tesis edilmiş seraların içindeki ürünlerle birlikte sera konstrüksiyonu, örtü malzemesi ve içindeki teknik donanımı, yapılacak risk değerlendirmesi sonucuna göre dolu, fırtına, hortum, yangın, heyelan, deprem, taşıt çarpması, kar ve dolu ağırlığı ile sel ve su baskını nedeniyle meydana gelen kayıp ve zararlara karşı sigortalanabiliyor. Ayrıca üreticiye, çeşitli ödeme kolaylıklarının yanı sıra primleri için yüzde 50 devlet desteği de sunuluyor.

    Sigorta yaptırmak için tek ön koşul; seraların Örtü Altı Kayıt Sistemi’ne (ÖKS) kayıtlı olması. Sonrasında yetkili sigorta şirketlerinin acenteleri aracılığıyla poliçeler kolaylıkla düzenlenebiliyor. Poliçe düzenlenmesi aşamasında üreticilerimizin poliçesini dikkatlice okuması, teminat kapsamında yer alan riskleri öğrenmesi büyük önem arz ediyor.

    Tarım Sigortası eksperleri tarafından gerçekleştirilen risk inceleme işlemleri esnasında, belirtilen durumlardan birinin bile tespit edilmesi halinde ilgili teminat verilemiyor;

    “Sundurma çatı örtüsü, sera çatı örtüsü ile tek parça ise ve sundurmanın dört tarafı kapalı değilse”, “örtü parçalanmışsa”, “örtü uygun olmayan yamaya sahipse”, “örtüde yırtık varsa”, “plastik örtü çevre betonu bağlantısı yoksa, taş ya da toprak ise”, “plastik örtü konstrüksiyon (iskelet) bağlantısı yoksa”, “dört tarafında çevre betonu yoksa” ve “iskelet malzemesinde ahşap destek kullanıldıysa” fırtına teminatı, “plastik örtü konstrüksiyon bağlantısı yoksa” veya “örtü parçalanmışsa” HORTUM teminatı, meyilli arazilerde yer alan seralarda, “istinad duvarı, gerekli olduğu halde yoksa veya var ama harçsızsa” heyelan teminatı, seranın “dört tarafında temel duvarı (çevre betonu) yoksa”, “plastik örtü çevre betonu bağlantısı yoksa, taş ya da toprak ise”, “çevre duvarının dış toprak yüzeyinden yüksekliği 0 ise” sel ve su baskını teminatı, serada “oluk malzemesi plastikse” veya “oluk malzemesi gerekli ama yoksa” kar ve dolu ağırlığı teminatı verilemiyor.

    Verilmeyen teminatlar hakkında, belirlenen eksiklerin giderilmesi halinde tekrar poliçe başvurusunda bulunmanın mümkün olduğu belirtildi.

  • Bakan Sarıeroğlu’ndan işsizlik sigortası ile ilgili açıklama

    9. Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresinde konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, “Bu kapsamda 3 yıl boyunca ölümlü ve sürekli iş görmezlikle sonuçlanan iş kazası ve meslek hastalığı yaşanmayan iş yerlerimizde çalışanların işsizlik sigortası işveren payını bir sonraki takvim yılından geçerli olmak üzere 3 yıl boyunca yüzde 1 oranına düşürüyoruz” dedi.

    Bu yıl 9’uncusu düzenlenen Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği’ kongresinin açılışı bugün yapıldı. İş birliği konulu tematik toplantılar, sempozyumlar, iş sağlığı ve güvenliği fuarı, teknik eğitimler, iş yerlerine teknik ziyaretler gibi aktivitelerin yapılacağı kongrenin açılışına Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu ile İş Sağlığı ve Güvenliği Müdürü Orhan Koç da katıldı. Açılış konuşmasında söz alan Bakan Sarıeroğlu, önemli mesajlar verdi.

    “100 bin işçide ölümlü iş kazasını yüzde 38 oranına azaltmış durumdayız”

    Ölümlü iş kazası oranını azalttıklarını dile getiren Bakan Jülide Sarıeroğlu, “İstihdam oranımız 28 milyon 189 bine ulaştı. İş gücü piyasamızın bu denli yükselmesinin elbetteki iş sağlığı ve güvenliği açısından riskleri de beraberinde getirmesi beklenir normal şartlarda. Ancak biz bu riskleri bertaraf edecek çok güçlü adımları attık. İş sağlığı ve güvenliği mevzuatımızı gelişmiş ülkeler seviyesinde uyumlaştırdık. Denetim ve rehberlik faaliyetlerimizi etkinleştirdik ve toplumumuzdaki sağlık ve güvenlik kültürünü geliştirdik. Bu sayede 2002 yılına göre 2017 yılında iş yeri sayımız yüzde 157 oranında çalışan sayımız yüzde 177 oranında artmasına rağmen 100 bin işçide ölümlü iş kazası oranımızı yüzde 38 oranında azaltmış durumdayız” dedi.

    “Çalışanların işsizlik sigortasını, işverenin payını önümüzdeki yıl itibariyle 3 yıl boyunca yüzde 1’e düşürüyoruz”

    Önemli teşvikleri hayata geçireceklerini dile getiren Bakan Sarıeroğlu, “Çok tehlikeli sınıfta yer alan orta ve büyük ölçekli işletmelerimize de iş sağlığı ve güvenliği açısından önemli teşvikleri hayata geçiriyoruz. Bu kapsamda 3 yıl boyunca ölümlü ve sürekli iş görmezlikle sonuçlanan iş kazası ve meslek hastalığı yaşanmayan iş yerlerimizde çalışanların işsizlik sigortası işveren payını bir sonraki takvim yılından geçerli olmak üzere 3 yıl boyunca yüzde 1 oranına düşürüyoruz. İş sağlığı ve güvenliği etkinliğini arttırmak için sanal gerçeklik merkezini kurarak gelecek dönemde eğitim çalışmalarımızda yenilikçi bir bakış açısını ortaya koyacağız. 6331 sayılı kanunun yayımlanması ile birlikte iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinden faydalanan sözleşme yapan iş yeri düzeyinde yüzde binlere varan bir değişim yaşanmıştır. Kanunun uygulamaya başladığı günden bugüne 111 eğitim kurumu, 2 bin 623 ortak sağlık güvenlik birimi ve toplum sağlığı merkezi, 110 bin 815 iş sağlığı güvenliği uzmanı, 13 bin sağlık personeli, 34 bin 340 işyeri hekimi, 3 bin 87 eğitici ile toplam sertifikalı kişi sayımız 161 bin 577’yi bulmuştur” diye konuştu.

    “İş sağlığı güvenliği kuruluşlarının üst düzey yöneticileri tematik toplantı yapacaklar’’

    Düzenlenen kongrenin iş sağlığı ve güvenliği konusunda katkı sağlayacağına inanan İş Sağlığı ve Güvenliği Müdürü Orhan Koç, “4 gün devam edecek kongre programı süresince G-20 üye ülkeleri, İslam İşbirliği Teşkilatı üye ülkeleri ve uluslararası iş sağlığı güvenliği kuruluşlarının üst düzey yöneticileri ile birlikte tematik toplantılar yapılacaktır. Ayrıca yerli ve milli üreticiler ile uluslararası firmaların katıldığı 3. Türk İş Sağlığı Güvenliği Fuarı’ da eş zamanlı olarak devam edecektir. Sayın Cumhurbaşkanımızın himayeleri, sayın Başbakanımızın ve sayın Bakanımızın destekleri ile düzenlediğimiz 9. Uluslararası İş Sağlığı Güvenliği Kongremizin iş sağlığı ve güvenliği alanında hedeflerimize katkı sağlayacağına inanıyor ve kongremizin hayırlara vesile olması dileğiyle saygılarımla arz ediyorum” şeklinde konuştu.

  • Kilis’te Tarım Sigortası çağrısı

    Kilis Ziraat Odası Başkanı Genel Sekreteri Mehmet Ümit Deli, Kış aylarında aşırı yağış, don, dolu, sel gibi afetlerin daha sık ve üretim dönemlerinde gerçekleştiği için üreticilerin zararlarının daha fazla olduğunu söyledi.

    Genel Sekreter Deli, Üreticilerin bu afetlerden korunabilmesi için tarım sigortalarının yaygınlaştırılması ve üreticilerinde sigorta bilincinin artırılmasının önemli olduğunu ifade ederek, “Bilindiği üzere, ülkemizde 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanununun ilk olarak 2006 yılında uygulanmaya başlandı. Bitkisel ürünler için dolu ana riski ile birlikte fırtına, hortum, yangın, heyelan, deprem, sel ve su baskını ek risklerinin paket halinde; ayrıca, açık alanda yetiştirilen meyveler için bu risklere ilave olarak, isteğe bağlı olmak üzere don riskinin, Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı çiftçilerin arazi ve ürün bilgileri dikkate alınarak bu yıl da sigorta kapsamına alındı. Seralar için dolu ana riski ile birlikte fırtına, hortum, yangın, heyelan, deprem, taşıt çarpması, kar ve dolu ağırlığı ile sel ve su baskını ek riskleri paket halinde örtü altı kayıt sistemine kayıtlı çiftçilerin arazi, sera, işletme ve ürün bilgileri dikkate alınarak, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da sigorta kapsamında bulunuyor. Ayrıca Türkiye Ziraat Odaları Birliğimizin girişimleri ile 2017 yılı için kuru tarım arazi alanlarında kuraklık verim sigortası buğday ürününde yüzde 60 devlet desteği ile sigorta kapsamına alınmış bulunmaktadır. Bu karar kapsamında belirtilen riskler için sigorta priminin yüzde 50’si oranında prim desteği ile çiçeklenme evresinin don riski kapsamına alınması nedeniyle verilen bu prim desteğine ilave olarak sadece don riski primine üçte bir oranında ek prim desteği verilecek” diye konuştu.

  • Finans Uzmanı Ali Serim: “Alacak sigortası önemli bir adım”

    Strateji ve Finans Uzmanı Ali Serim, “Alacak sigortası önemli bir adım. Sıra teminat mektuplarının bankalardan sigorta şirketlerine geçmesine gelmeli” dedi.

    Fin-As Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı, Strateji ve Finans Uzmanı Ali Serim, Hükümetin KOBİ’lere yönelik alacak sigortası uygulamasını yaygınlaştırma kararıyla alakalı değerlendirmelerde bulundu. Serim, alacak sigortasının önemli bir adım olduğunu fakat hükümetin teminat mektuplarının bankalardan sigorta şirketlerine geçmesi yönünde çalışma başlatması gerektiğini söyledi.

    Alacak sigortası önemli bir adım olduğunun altını çizen Serim, “Sıra teminat mektuplarının bankalardan sigorta şirketlerine geçmesine gelmeli. Alacak sigortası dünyada geçmişi olan bir ürün. Ticari alacak sigorta poliçesi, alacak hesaplarınızı yönetmenize yardımcı olur ve ödeme olmaması halinde sizi tazmin eder. Ödemelerinizin alınamaması durumunda nakit akışında karşılaşacağınız kayıpların sizi zor durumda bırakmasına engel olur. Uygulamaya baktığımızda alıcılar için belirlenen kredi limitleri kapsamında, yurt içine 120 güne kadar yapılan, yurt dışına ise 180 güne kadar yapılan peşin ve banka teminatı dışında kalan açık hesap satışları kapsamaktadır. Firmaları ödemeyi yapacak tarafın geç ödeme, iflas etmesi gibi ihtimallerden korur. İhracatçıların karşılaştığı politik risklere karşı korur. Savaş veya ambargo durumunda tahsil edilemez hale gelebilecek alacakları güvence altına alır. Alıcı ile satıcı arasında anlaşmazlık çıkması durumunda, sorun çözülene dek oluşabilecek nakit yönetimi sorunlarının önüne geçebilir. Ülkemizde çok yaygın olmasa da bu tür poliçeler çeşitli sigorta şirketlerince sunulsa da gerekli analizleri yapabilecek yerel uzman ekiplerde önemli eksiklikler var. Hızlıca bu yerel ekipleri kurabilmeleri durumunda sigorta şirketlerinin KOBİ’lere sunabileceği önemli hizmetler olacaktır. Hükümetin bu konuda atacağı adımlar iş dünyasından büyük destek görmektedir ve görecektir. Konu Sayın Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in risk yönetimi konusunda ne derece ehil olduğunun yeni bir göstergesi” ifadelerini kullandı.

    “Teminat mektupları da sigorta şirketlerince verilmeli”

    Teminat mektuplarının sigorta şirketlerince kefalet senedi olarak verilmesi gerektiğini kaydeden Ali Serim, bunun kolaylaştırılması için daha daha fazla düzenleme ve teşviklere ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, “Teminat mektupları da sigorta şirketlerince verilmeli Ben buradan bu konuda muhtelif açıklamaları bulunan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’e seslenmek istiyorum. KOBİ’ler bankalar tarafından ezilmektedir. Özellikle gayri nakdi kredi temininde ve özellikle de teminat mektubu bulmakta çok zorlanmaktalar. Önemli işleri teminat mektubu sıkıntısıyla kaçırabilmektedirler. Bankaların bu noktada tutumları anlamsızca tutucudur. Adeta ekonomiyi büyütmemek için çaba sarf eden bankalar var desem abartmamış olurum.

    Çözüm ise teminat mektuplarının da sigorta şirketlerince kefalet senedi olarak verilmesidir. Bunun kolaylaştırılması için daha fazla düzenleme ve teşviklere ihtiyaç vardır. Geçen yıl bu konuda hükümet adımlar atsa da daha hızlı gelişmelere ihtiyaç var. ABD’de teminat ihtiyacının tamamının Avrupa’da yüzde 25’i sigorta şirketlerince karşılanıyor. Aralık 2017 dönemi itibarıyla gayrinakdi kredilerin büyüklüğü 658 milyar TL olarak gerçekleşti. Gayrinakdi krediler içerisinde teminat mektupları yüzde 73 ile en büyük paya sahipken akreditif kredilerin payı yüzde 14 oldu. Diliyorum teminat mektuplarının büyük bölümünün sigorta şirketlerince karşılandığı günler yakındadır. Teminat mektuplarını daha rahat ve yüksek limitlerle kullanan KOBİ’ler olmadan ekonomimizde büyük atılımları yapmamız daha zor olacaktır. Diliyorum bu öncelikli konu olarak hükümetimizin gündeminde başlıca konulardan biri olacaktır” diye konuştu.

  • Emeklilik şirketinden sağlık sigortası adımı

    Fibaemeklilik, sağlık sigortası alanına girerek Tamamlayıcı Sağlık Sigortası satışına başladığını duyurdu.

    Emeklilik sektöründe faaliyet gösteren Fibaemeklilik, sağlık sigortası alanına girerek Tamamlayıcı Sağlık Sigortası satışına başladığını duyurdu. Şirket açıklamasına göre emeklilik şirketlerinin de sağlık sigortası satabilmelerine yönelik mevzuat değişikliğinin ardından hazırlıklarını tamamlayarak rekabet kurulundan onay alan Fibaemeklilik, 2018 başından itibaren müşterilerine Özel Sağlık Sigortası da sunacak.

    “Hastalıkta ve sağlıkta müşterilerimizin yanındayız”

    Açıklamada görüşleri bulunan Fibaemeklilik Genel Müdürü Erol Öztürkoğlu, konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi: “Fibaemeklilik, yenilikçi ürün-hizmet yaklaşımıyla emeklilik sektörüne geçtiğimiz beş yılda önemli bir dinamizm getirdi. Şirket satın almaları, alanında lider kurumlar ile iş birliği anlaşmaları ve bireysel emeklilikte bir ilk olan ‘fon market’ uygulamasıyla, hem rekabet gücümüzü artırdık hem de müşterilerimize sunduğumuz hizmetin kalitesiyle sektörde çıtayı yükseltmenin gururunu yaşadık. Elde ettiğimiz deneyimi bu kez de Sağlık Sigortası alanına taşıyoruz. Mevzuattaki değişiklik ile emeklilik şirketlerine sunulan sağlık branşında satış ruhsatı alma hakkını, Fibaemeklilik için çok önemli bir fırsat olarak gördük. Bugüne dek müşterilerimize emekliliğe giden yolda eşlik ettik ve hayat sigortasıyla destek olduk, artık sağlıklarını da Fiba güvencesi altına alıyoruz, hastalıkta ve sağlıkta yanlarında olma sözü veriyoruz.”