Etiket: sigorta

  • TARSİM 2021 yılı yeniliklerini sigorta şirketlerine tanıttı

    TARSİM 2021 yılı yeniliklerini sigorta şirketlerine tanıttı

    TARSİM, 2020 yılına ilişkin değerlendirmelerde bulunmak, 2021 yılında uygulamaya alınacak yenilikler hakkında sigorta şirketlerinin temsilcilerini bilgilendirmek ve konuya ilişkin soruları ayrıntılı bir şekilde yanıtlamak üzere 17 Aralık tarihinde toplantı düzenledi.

    TARSİM, 2020 yılına ilişkin değerlendirmelerde bulunmak, 2021 yılında uygulamaya alınacak yenilikler hakkında sigorta şirketlerinin temsilcilerini bilgilendirmek ve konuya ilişkin soruları ayrıntılı bir şekilde yanıtlamak üzere 17 Aralık tarihinde toplantı düzenledi.

    TARSİM Genel Müdür Yardımcısı Tufan Özel, TARSİM birim yöneticileri ve TARSİM adına sigorta sözleşmesi düzenlemeye yetkili sigorta şirketlerinin temsilcilerinin yüksek katılımla iştirak ettiği toplantı başarılı bir şekilde tamamlandı.

  • Sektör temsilcileri, sigorta acentelerinin komisyon oranlarını düşürmesine tepkili

    Sektör temsilcileri, sigorta acentelerinin komisyon oranlarını düşürmesine tepkili

    Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 30 No’lu Sigortacılık Hizmetleri Meslek Komitesi Meclis üyeleri, sigorta acenteleri arasında komisyon oranlarındaki kontrolsüz feragatlerin, sektörü baltaladığını savundu.

    Meslek Komitesi Meclis üyeleri, sektöre ilişkin değerlendirmeler yaptı. Pandemi süreci ile birlikte ayakta kalmak isteyen acentelerin yanlış uygulamalar içine girdiğine değinen meclis üyeleri, son dönemlerde iş alabilmek adına komisyon oranlarından feragat noktasında yarış başladığını ifade edip, bu durumun haksız rekabeti beraberinde getirdiği gibi sektördeki kazancı da tamamen ortadan kaldırdığına dikkat çektiler.

    “İndirim oranları komisyon rakamının yarısına ulaştı”

    MTSO 30 No’lu Komite Meclis üyesi Hatice Demirasal, acenteler arasındaki komisyon sorununun gün geçtikçe arttığını vurguladı. Her işin bir bedeli olduğunu, ancak son dönemlerde acentelerin müşteri komisyonundan feragat ederek sektörü zor durumda bırakmaya başladığını belirten Demirasal, “İndirim oranları komisyonun yarısına kadar ulaştı. Halen işini hakkı ile yürüten acentelerimiz var ama birçoğu bu şartlar altında direnmekte zorlanınca iş kaçırmamak adına sisteme uymaya başladı. Bu durum bugün kazanamamamızın yanında sektörün geleceği açısından da risk doğuruyor” dedi. Bununla birlikte kira ya da personel ücretleri gibi sabit giderlerin hiç azalmadığını belirten Demirasal, sektörü birlik içinde hareket etmeye, bu yanlıştan dönmeye davet etti.

    Pandeminin sektöre etkilerini de değerlendiren Demirasal, çalışmaların ofis dışına çıkmadan da yürütülebildiği sektörler arasında yer almaları nedeniyle hizmeti aralıksız sürdürebildiklerini ve bu dönemde özellikle sağlık sigortalarına talebin arttığını bildirdi. Günümüzde devlet hastanelerindeki yoğunluk nedeniyle birçok kişinin özel hastanelerden hizmet almak istediğini ifade eden Demirasal, “Geçmişte sigorta ve Bağ-Kur’u olan kişiler sağlık sigortasına çok sıcak bakmazken pandemi ile birlikte herkesin görüşü değişti. Sigorta sektörü insanlar arasında hala kasko trafik gibi düşünülüyor. Oysa insana dair birçok risk var ve müşterilerimize bu riskleri anlatarak sigortanın ne kadar önemli bir sektör olduğu konusunda bilinçlendirmeliyiz” diye konuştu. Ev ya da ofisten çalışmaya imkan tanıyan bir sektör olması nedeniyle acentelik vasfına uygun olmayan, tabelası bulunmayan kayıtsız çalışmaların arttığına da dikkat çeken Demirasal, bu konuda ciddi yaptırımlar bulunmaması nedeniyle rekabette zorlandıklarını söyledi.

    “Türkiye Sigorta sektör için önemli bir adım”

    Meclis Başkan Yardımcısı Hüseyin Dinler ise sektörde güzel gelişmeler olacağını düşündüğünü söyledi. Önemli adımlar atıldığını, yeni yapılanmalara gidildiğini ifade ederek Türkiye Sigorta’ya değinen Dinler, şu bilgileri verdi: “6 sigorta şirketi Varlık Fonu’na devredilerek Türkiye Sigorta çatısı altında birleştirildi. Bu yapılanma ile milli, büyük bir sigorta şirketi oluşturulması hedefleniyor. Böylesi büyük bir güç, sektörde yabancı menşeli sigorta şirketleri karşısında güçlü bir rakip olacak. Arkasında devlet desteği var ve teknik olarak da üzerinde ciddi çalışmalar yürütülüyor. Ben bu şirketin 2021, en geç 2022’de Türkiye’deki ilk iki sigorta şirketi arasında yer alacağına inanıyorum.”

    Ardından TOBB bünyesinde faaliyet gösteren Sigorta Acenteleri İcra Kurulu (SAİK) çalışmalarıyla ilgili değerlendirme yapan Dinler, “Geçmişte bu kurulun söyledikleri değerlendirilir ve taleplerinden olumlu sonuçlar alınırdı ancak bu yılın başlarında Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu benzeri Sigorta Denetleme Kurulu (SDK) kuruldu. Bu kurul maalesef giderek SAİK’in görevini pasifize etti” dedi. Sektör olarak bu durumdan duydukları rahatsızlığı dile getiren Dinler, SAİK aracılığıyla da acentelerin ana şirketlerin uyguladığı komisyon oranları politikalarında yaşanan sorunları bildirmelerine rağmen hiçbir sonuç alamadıklarını ifade etti. Sigortacıların aldığı komisyonların hak ettikleri rakamlar olmadığını vurgulayan Dinler, pandemi sonrasında bu konuya daha çok ağırlık vereceklerini belirtti.

    Merdiven altı olarak nitelendirilen kayıt dışı çalışan kişilerin türediğini de dile getiren Dinler, bu konuda cezai müeyyide bulunmamasının da sektörü zorladığını söyledi.

  • Azerbaycan Agrar Sigorta Fonu ilk poliçesini düzenledi

    Azerbaycan Agrar Sigorta Fonu ilk poliçesini düzenledi

    TARSİM’in kuruluşuna rehberlik ettiği Azerbaycan Tarım Sigortaları Sistemi Agrar Sigorta Fonu ilk poliçesini düzenledi.

    TARSİM, Türkiye Tarım Sigortaları Sistemi modelinin kardeş ülke Azerbaycan’da da kurulabilmesi amacıyla, 27 Şubat tarihinde Azerbaycan Cumhuriyeti Agrar Sigorta Fonu ile Bakü’de Tarım Sigortaları Alanında İş Birliği Niyet Beyanını imzalamıştı. Kurulacak yeni sisteme ilişkin iki ülke arasında sürdürülen yoğun temaslar neticesinde, Agrar Sigorta Fonu, 3 Kasım tarihinde ilk poliçesini Terter ilçesinde düzenleyerek, faaliyetlerine başladı.

    Terter ilçesine bağlı Bayimsarov köyünde düzenlenen ilk poliçe imza törenine ülkemizi temsilen, Tarım ve Orman Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdür Yardımcısı ve TARSİM Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Engürülü, TARSİM Yönetim Kurulu Üyesi ve Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi Genel Müdürü Serpil Günal, Tarım Sigortaları ve Doğal Afetler Daire Başkanı Kamil Özdemir, Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi Genel Müdür Yardımcısı Tufan Özel ve beraberindeki heyet katıldı.

    Agrar Sigorta Fonu ilk aşamada, 1-7 yaş arası süt ineklerini ve mandaları, buğday, arpa, mısır, patates, şeker pancarı, portakal, limon, mandalina, çay, pirinç, tütün, üzüm, fındık, pamuk ürünlerini ve havuz ile göletlerde yetiştirilen balıkları sigortalayacak.

    Program çerçevesinde, Azerbaycan’ın önde gelen televizyon kanallarının haber kuşakları ile programlarına konuk statüsünde katılım sağlanarak, bilgilendirmelerde bulunuldu. Tarım Reformu Genel Müdür Yardımcısı Sayın Engürülü, tarımın açık alanda yapıldığından ötürü her türlü meteorolojik olaylara açık olduğuna, bugün ekilen ürünün, yarın dolu, sel ve fırtınadan etkilenerek ziyan olabildiğine, bu nedenle tarım sigortasına ihtiyaç duyulduğuna, Agrar Sigorta’nın çiftçilerin faaliyetlerinin sürdürülebilirliği için önemli olduğuna değindi.

    Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi Genel Müdürü Sayın Günal ise, Türkiye’deki tarım sigortaları sisteminin devletin de desteğiyle her geçen gün büyüdüğüne işaret ederek, Sistem çerçevesinde %67’ye varan devlet prim desteği sunulduğunu, başlangıçtan bugüne kadar üreticilerden 5.4 milyar TL prim toplanarak bunun karşılığında 6.1 milyar TL hasar ödemesi yapıldığını, tarım sigortası ile üreticilerin emeklerinin zayi olmadığını ve üreticilerin kendilerini güvende hissettiklerine değindi. Ayrıca, Azerbaycan’la işbirliklerinin 2017 yılına uzandığını ve bunun ilerleyen dönemlerde de artarak devam edeceğini belirterek, bugün benzer sistemin Azerbaycan’da kurulmasına vesile olduklarından ötürü duyduğu memnuniyeti dile getirdi; yeni sistemin hayırlı, uğurlu ve başarılı olması temennisinde bulundu.

    Heyet, geçtiğimiz haftalarda terör saldırısının gerçekleştirildiği Gence kentini de ziyaret etti. Şehit olan tüm sivillere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar dileğinde bulunularak; Türkiye Cumhuriyeti’nin her zaman kardeş ülke Azerbaycan’ın yanında olacağı mesajı verildi.

  • Sultanlar Ligi: Galatasaray HDI Sigorta: 3 – Eczacıbaşı VitrA: 2

    Sultanlar Ligi: Galatasaray HDI Sigorta: 3 – Eczacıbaşı VitrA: 2

    Misli.com Sultanlar Ligi 11. hafta mücadelesinde Galatasaray HDI Sigorta, Eczacıbaşı VitrA’yı 3-2 mağlup etti.

    Salon: Burhan Felek Vestel Voleybol Salonu

    Hakemler: Erdal Akıncı, Aylin Turnaoğlu.

    Galatasaray: Selin, Çağla, Kosheleva, Ergül, Ryhkliuk, Güldeniz, Gizem (L), Beren, İlkin, Derya, Elifsu, Nilay.

    Eczacıbaşı VitrA: Elif, Thompson, Ogbogu, Boskovic, Hande, Beyza, Simge (L), Fatma, Mirkovic, Yasemin.

    Setler: 3-2 (22-25, 25-23, 27-25, 22-25, 15-11)

    Süre: 150 dakika (32,30,39,30,19)

  • Sigorta Tatbikatçıları Derneği 12’inci Uluslararası İstanbul Sigortacılık Konferansı başladı

    Sigorta Tatbikatçıları Derneği 12’inci Uluslararası İstanbul Sigortacılık Konferansı başladı

    Sigorta Tatbikatçıları Derneği tarafından bu yıl 12’incisi düzenlenen İstanbul Uluslararası Sigortacılık Konferansı başladı.

    Pandemi koşullarına uygun olarak dijital ortamda webinar olarak başlayan konferansın ilk iki oturumu yoğun katılımla gerçekleşti. Bin kişilik kapasitenin aşıldığı konferansın 8 Ekim’de yapılan ilk bölümünde açılış konuşmaları ve sonrasında 2 ayrı oturumda “Sigortacılıkta Büyüme Fırsatları” ve “Yeni Düzende Çalışma Hayatı” başlıkları ele alındı. Genel moderasyonunu STD Başkan Yardımcısı Menekşe Uçaroğlu’nun yaptığı 12’inci Uluslararası İstanbul Sigortacılık Konferansı’nın açılış konuşmasını yapan Sigorta Tatbikatçıları Derneği Başkanı Fahri Altıngöz, dünya ve Türkiye sigorta sektör rakamlarını karşılaştırarak Türkiye’de sigortacılığın büyüme potansiyelinden bahsetti. Sektörde milat niteliğinde bir gelişme olarak SEDDK’nın resmen faaliyete geçtiğini hatırlatan Altıngöz, “SEDDK’nın rekabet ortamını destekleyici ve kurumsallaşma sürecine olumlu katkı sağlayıcı olacağına inancımız tam” dedi.

    Pandemi sürecinin iş yapış biçimleri, müşteri ihtiyaç ve beklentilerini değiştirerek teknoloji, insan kaynağı, siber güvenlik konularını ön plana çıkarttığını ve bu alanların kritik öneme sahip olduğunu belirten Altıngöz, dijitalleşme yatırımlarını önceden yapan, süreci çevik yönetebilen, insan kaynağına yatırım yapanların ön plana çıkacağını söyledi.

    Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreteri Özgür Obalı ise, Türk sigorta sektörünün mevcut durumu ve gelecek beklentileri ve stratejileri konusunda bilgiler verdi. Obalı, Türk sigorta sektörü aktif toplamının 2020 ikinci çeyrek sonunda 272 milyar lira, 8.ay sonu rim üretimin ise 53,3 milyar lira olduğunu, BES ve OKS’de ise 12,5 milyon katılımcı ve 157,8 milyar lira fon büyüklüğünün olduğunu belirtti. 2011-2019 yılları birleşik ortalama büyümenin (CAGR) yüzde 19 olduğunu söyleyen Obalı, 2019’‘u 26.7 ile kapattıklarını, 2020 yıl sonunda ise yüzde 24 büyüme beklediklerini ifade etti. Obalı, katılım sigortacılığında da önemli bir potansiyelin varlığından bahsederek, önümüzdeki 3 yıl içerisinde yüzde 10’lara ulaşacağını beklediklerini söyledi. 2020 yılı mevcut durum itibariyle bir önceki yıla göre hasar/prim oranlarında hem hayat hem de hayat dışında daha pozitif bir seyir olduğunu belirten Obalı, şirketlerin 2020 6. ay itibarıyla 5,7 milyar TL bilanço kârı elde ettiğini ifade etti. DASK’ta ödenen tazminatın 423 milyon lira (2000-2020) TARSİM’de ödenen tazminatın 6,4 milyar lira (2006-2019) olduğunu hatırlatan Obalı, Türk sigorta sektörünün 230 milyar lira fon, 8.2 milyar lira sermaye büyüklüğü ile finansal kesim içerisinde ülke ekonomisine katkı sağladığını belirtti. Önümüzdeki beş yılda en hızlı dijitalleşecek sektörlerin başında sigortacılığın geldiğini öngören Obalı, 2000 yılında müşteri tarafında başlayan dijitale dönüşün 2025 yılında tamamlanacağını, yeni dönemde müşterinin tercihleri ve hızlı teminat alma isteği, kullandığın kadar öde, ihtiyacın kadar al ve modüler ürünler gibi trendlerin gelişiminin artacağını, ucuz olacaksa sensör taktırırım diyenlerin arttığını, dünyada müşterilerin yüzde 70’nin internetten araştırma yaparak, dörtte birinin dijitalden aldığını, Türkiye’de ise henüz dijitalden sigorta satış oranının yüzde 3 olduğunu, acenteye ise her zaman ihtiyaç duyulacağını, özellikle kompleks ürünlerde her zaman bu ihtiyacın süreceğini belirtti.

    Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği Başkanı Atilla Benli ise, yaptığı konuşmada istikrarlı ve sürdürülebilir büyümenin önemli olduğunu, bununla birlikte büyümenin niteliğinin de son derece önemli olduğunu vurguladı. Benli, “Ülkemizde sigorta sektöründe gidilecek çok yolumuz var. Sigortacılığın GSYH oranı dünyada yüzde 6 iken Türkiye’de yüzde 2 düzeyinde, ekonominin sağlıklı büyümesi için sigorta sektörü önemli bir katkı sağlayacak. Uzun dönemli fonlamada sigorta sektörü olarak en ön sıralarda bulunacağız. Bankacılık dışı finans sektörünü ve sigortacılığı büyütmek için Kamunun desteğini de arkamızda hissediyoruz. Mevduat- kredi modeli kırılganlıklar içeriyor ve dünyadaki uygulamalarda sigortacılığın büyütülerek kırılganlığın geride bırakıldığını görüyoruz. Yeni Ekonomi Programında de yer alan tasarrufların arttırılması ve bireysel tasarrufların sektörümüze gelmesi de öncelikli konularımız arasında yer alıyor” dedi.

    Benli, tarım ve doğal afet sigortalarının kapsamının genişletilmesinin hayat dışı sigortacılığın odakları arasında yer alacağını, katılım sigortacılığı alanında da önemli ödevleri olduğunu, SEDDK’ya yapılan liyakat bazlı atamaların ve Türk Re’nin kurulması ile artan kapasite ve esnek reasürans çözümlerinin oluşturduğu rekabet ortamının oldukça olumlu gelişmeler sağladığını, son olarak kamu sigorta şirketlerinin birleşmesiyle ülkemizdeki sigorta sektörünün küresel rekabette atılım yapması, ekonomideki payın arttırılması ve sektörün dinamik bir yapıya katkı sağlaması açısından önemli olacağını vurguladı.

    Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı Türker Gürsoy da konuşmasında, kurumun temel önceliğinin tüketicilerin korunması, sigorta ve emeklilik sektöründeki oyunculardan en iyi şekilde hizmet alması olduğunu vurgulayarak, dijitalleşmenin sadece sektörün değil SEDDK’nın da faaliyetlerini ve kurumsal yapısını dönüştürüp geliştirdiğini söyledi. Gürsoy, şirketlerin SBM ve EGM entegrasyonlarının çok önem taşıdığını, SEDDK denetim ve gözetim faaliyetlerinin odak noktasında teknoloji olacağını vurguladı. Denetim faaliyetlerinin öncelikli şekilde uzaktan planlandığını belirten Gürsoy, “Önemli projeler başlatıldı ve devam ediyor. SEDDK olarak sermaye yeterliliği kavramının ötesinde daha geniş bir açıyla kurumsal yeterlilik kavramını önemsiyoruz. Risk odaklı bir yaklaşım ile süreç yönetimi, gözetim ve denetim yapmayı hedefliyor olacağız. Bu noktada teknoloji önemli kaynaklarımızın başında geliyor. İş süreçleri ile bilgi teknolojilerinin uyumuna olan ihtiyaç her zamankinden daha önemli hale geldi. Kurumsal risk yönetimi, sermaye yeterliliği konusunda uluslararası standartları yakından takip ediyoruz” diye konuştu.

    IFRS’17’ye kademeli bir geçiş sağlayacaklarını, sektör kaynaklarının zayi olmaması için de çaba sarf edeceklerini belirten Gürsoy, “Acentelerimizin, brokerlerimizin dijitale uyum sağlamasına da en önemli şekilde destek vereceğiz, mesafeli satış konusunu çalışıyoruz. SEDDK olarak sigortalıları ve piyasa disiplinini korumak yönünde çalışarak sektörün destekçisi olmaya devam edeceğiz. Bunu yaparken tüm paydaşların ve TSB’nin bizim için çok kıymetli oluğunun altını çizmek isteriz” dedi.

    Sigortacılığın büyüme potansiyelini gerçekleştirmek için oto dışı alanı büyütmeye mecbur olduklarını vurgulayan Gürsoy, bu konularda mevzuat altyapısını hazırlamak için önemli projelerimiz olacak. Finansal sigortalar, tarım sigortaları, sağlık sigortaları alanında büyüme potansiyelinin olduğunu görüyoruz, Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı 137 milyon dekar tarım arazisinin 26 milyon dekarı sigortalı, yani penetrasyon yüzde 18, burada ciddi bir potansiyel var” ifadelerini kullandı.

    “Sektörümüzün önemli hedeflerinden biri finansal istikrara katkı sağlamak” diyen Gürsoy, katılım sigortacılığına dikkat çekerek, “YEP’te de yerini bulan katılım sigortacılığının uluslararası standartlara uyum sağlaması ve geliştirilmesi ön planda yer alıyor. BES altyapısı aracılığıyla emeklilik tasarruflarının tabana yayılması, gençlerin sisteme dahil edilmesi, yurt dışında yaşan vatandaşlarımızın sisteme dahil edilmesi gibi önemli çalışmalar gündemimizde olmaya devam ediyor” ifadelerine yer verdi.

    İkinci oturumunun moderatörü AXA Sigorta CEO’su Yavuz Ölken, uzun bir süredir ilk defa trafik sigortası konuşulmayan bir sempozyumda birçok yeni ve farklı ürünü, teknolojiyi, büyümeyi konuşmanın verdiği mutluluğu yaşadığını belirterek, herkesin büyüme ve sektörün gelişmesi konusunda hemfikir olduğunun görüldüğünü söyledi. Uzun zamandır ilk kez hayat tarafında yüzde 66-67 gibi büyük bir büyüme olduğunu, emeklilikte de 150 milyar lirayı geçen bir gidiş olduğunu belirten Ölken, hayat dışında da yüzde 16 büyüme olduğunu belirtti. Ölken, diğer taraftan hayat dışında girenler çıkanlar diye baktıktan sonra yaşayan müşteri bakımından neredeyse büyüme olmadığını dip not olarak düştü. Branşlar itibariyle penetrasyon ve sigortasızlık oranlarından bahseden Ölken, “Hepimizin ev ödevi olarak ‘Farkındalık, tabana yaymak, tamamlayıcı sağlık lokomotif, ucunu bırakmayacağız, unutturmayacağı, sigortacılar olarak hepimizin önünde hızlı bir süreç var” dedi. Ölken, bir soruya verdiği cevapta, “Zorunlu sigortalar sigorta büyümesinde şarttır, hepimizin sevmediği şey zorunlu tarifelerdir” dedi.

    Garanti Emeklilik Genel Müdürü Burak Ali Göçer, “Covid-19 döneminde hayat ve emeklilik tarafında iyi bir süreç geçirdik. 18 yaş altına BES’in katılması büyük bir potansiyel barındırıyor. OKS başlı başına kocaman bir pazarı ifade ediyor. Doğru satış kanalında doğru ürünlerle müşterilere dokunmak gerekiyor, yüzde 70 çıkış olsa da BES te kazanamadığımız müşteri OKS ile kazanıldı. Hayat tarafında olumlu gelişmeler var” dedi.

    Türkiye Hayat ve Emeklilik Genel Müdürü Cenk Kurt, “Kişi başı sigorta üretiminin dünyada 800 dolar, bizde ise 130 dolar olduğunu, OECD’nin özel emeklilik raporunda yurtdışında emeklilik fonları ortalama yüzde 49 paya sahip hatta yüzde 190 payı olan ülke bile var.” Diyerek, “Sektörümüzün ciddi bir potansiyele sahip olduğunu ve gelişim fırsatı olduğunu görüyoruz. Ortalama gelir dikkate alındığında çok ciddi bir gelişim alanı bulunuyor. BES tarafında reel getiriler ve devlet katkısı ile büyük bir yol kat ettik. 18 yaş altının da sisteme katılması büyüme için ciddi bir potansiyel barındırıyor, hayatın içinden ürünleri, ihtiyacı olduğu anda müşteriyle buluşturmalıyız” dedi.

    Milli Reasürans Genel Müdürü Fikret Utku Özdemir, “Türkiye’nin olması gereken yerde olmadığında hepimiz hem fikiriz, sektör adeta ekonomik aktivitenin barometresini elinde tutuyor” diyerek, “GSMH büyüdükçe primler de artıyor ama artışın yeterli olmadığı da ortada yine de karamsar olmamamız gerekiyor” dedi.

    Özdemir, “Baktığımız zaman, bankacılık sektörü de avro bölgesiyle kıyaslandığında benzer sonuçlar görüyoruz. Bizde bankacılık aktifi bizde yüzde 105’i geçmiyor ama avro bölgesinde çok daha fazla. Yani bu fark tüm finansal piyasalarda söz konusu, sadece sigortacılıkta değil. Finansal piyasalar geliştikçe sigorta da gelişecek, enseyi karartmayalım” şeklinde konuştu.

    Quick Sigorta Genel Müdürü Ahmet Yaşar, “Dünya Bankası’nın 2020 yılında dünya ekonomisinde yüzde 5,5, dünya ticaretinde de yüzde 18 daralma beklediğini, bunun 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyü, 1929 buhranından bu yana en geniş daralmanın yaşanacağı anlamına geldiğini söyleyerek, “Tüm bunlara rağmen biz bugün büyümekten bahsediyoruz. Bir kere bu son derece olumlu, ülkemiz bu yıl yüzde 0,3 lük bir büyüme tahmini yaparken, ne mutlu ki sektörümüzde yüzde 24’lük bir büyüme bekliyoruz ve ciddi manada reel büyüme yaşıyoruz” dedi.

    Yaşar, “Kredi Kartlı ödemeler verisinden de göreceğimiz gibi Mart ve Nisan aylarında aşağı doğru bir daralma varken, Haziran’dan itibaren ekonomide ve ticarette küresel anlamda daralmalar beklenirken sigortada bugün büyümeyi konuşuyoruz, başlı başına önemli bir konu. Türk sigorta sektörünün önümüzdeki dönemde büyüyeceğini düşünüyorum. Sektör SEDDK, Türk Re, Kamu birleşmeleri, konsolidasyonlar ile aslında yapısal olarak gelişimini tamamladı, bundan sonrası penetrasyon ve büyüme artık önümüzdeki dönemde penetrasyon ve büyümeyi konuşmamız gerekiyor. Büyüyoruz ama dolar olarak bakarsak, kura bağlı 10 -12 milyar dolar arasında dolaşıp duruyoruz. Sigorta sektörü ekonomik büyüklüğümüzden düşük seviyede. Ülkemiz dünya sıralamasında 17-19’larda iken Sektör olarak 39. sırada olmak bize yakışmıyor, ekonomimiz ile aynı seviyede olmamız ilk 20 ye girmemiz gerekiyor” dedi.

    Yaşar, pandeminin ve 2020’de yaşanan çok çeşitli hasarların farkındalığı artırdığını, işler kötüye giderken değerlerimizi korumanın daha zor olduğunu bu sebeple onları korumanın önemli olduğunu sigortanın öne geçmesi için gerekli farkındalığın oluşmaya başladığını düşündüğünü belirtti. Hayat dışındaki özel ürünler ile ilgili de konuşan Ahmet Yaşar, “Sigortacılık varlığında çok fark edilmiyor ama yokluğunda hayat duruyor. Artık ülke stratejisi olarak da, sigortacılığın ülke kalkınmasında doğrudan etkili olması bekleniyor. Finansal sigortalar olarak gidebileceğimiz yer açısından baktığımızda kefalet sigortalarını prim olarak büyütebiliriz. Gayri nakdi kredi olan teminat mektupları yani kefalet senetlerini sektör olarak üstlendiğimizde nakdi kredilerin de önünü açıyoruz, bu da yeni yatırımların yani yeni istihdamın, yeni vergi gelirlerinin önünü açmak demek. Bina tamamlama sigortasının da hem konut alıcıları hem konut yatırımcıları hem de müteahhitler açısından çok önemli bir ürün olduğunu belirten Yaşar, bu alanda arz problemi yaşanıyor. Çok temkinli ve çok dikkatli çalışması gereken bir alan. Pandemi döneminde dijitalleşmenin artmasıyla siber riskler konusunda gidilecek çok yol olduğu görülüyor. Kefalet sigortaları, Bina Tamamlama, Fatura Koruma, Depozito Sigortası gibi finansal sigorta türevleri önemli büyüme fırsatları taşıyor. Sigortacılığın ülkenin kalkınmasına ciddi katkılarının olması gerekiyor” dedi.

    Türkiye Sigorta Genel Müdürü Alper Karayazgan, Covid-19 sebebiyle tüm dünya ekonomisinin bir anda durma noktasına geldiğini ama sigorta sektörünün bu durgunluğa çok dahil olmadığını belirten Karayazgan, “Özellikle tamamlayıcı sağlık bir anda ön plana çıktı. Online platformlar ile birlikte sigorta sektörünün sürece ne kadar hazırlıklı olduğunu gördük. Sigortacılık artık gençlerin de konuşmaya başladığı bir konu haline geldi. Doğal afetlerin meydana getirdiği hasarlar insanlarda sigorta bilinirliğini artırıyor. Sigorta bilincinin yaygınlaşması gerekiyor ki ihtiyacı gösterelim. Korkutarak değil bu risklerin varlığını göstermemiz ve sigortayı tabana yaymamız gerekiyor. Salgınla birlikte tamamlayıcı sağlık sigortasının sigortayı konuşulur. Tamamlayıcı sağlığa olan ilgi arttı, sigortayı halka anlatmayı kolaylaştırdı” dedi.

    Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Abacı yaptığı sunumda, teknolojik değişimden en çok etkilenen sektörün sigortacılık olduğunu söyleyerek şunları söyledi:

    “Covid-19 döneminde sigorta şirketleri önceden yaptıkları dijital yatırımlar sayesinde ciddi sorunlar yaşamadı ve yıkıcı değişime hep birlikte uyum sağladık. 350 yıllık sigortacılık tarihinde benzeri bir değişim yaşanmadı. Kurumların içindeki değişim hızı teknolojiye ayak uydurmalı. Dünyada Lemonade ve Trov küçük startup’lar çok hızlı davranabiliyor ve çok etkinler. Ülkemizdekilerin çok fazla olmadığını görüyoruz, mevcutlar ise genelde kıyaslama siteleri. Insurtechler aldıkları yatırımlar ile geleceğin sigorta şirketleri haline gelebilirler. Büyük teknoloji devlerinin de sigortaya ciddi yatırımları var. Google çok sayıda insurtech’e yatırım yapıyor. Otonom araçlar kapıda. Tesla gibi şirketler araçlarla birlikte sigorta satışı da yapıyor. 75 milyar cihazın bağlı olduğu nesnelerin interneti, sektörü en çok etkileyen faktörler arasında olacak. Akıllı ev sistemleriyle evimizdeki tüm cihazlar bize bilgi verecek. Nesnelerin interneti sigortacılığı da proaktif bir yapıya çevirecek. Hasar olmadan riski önleyen konuma erişmeliyiz. Intel, Google, Amazon gibi firmalarla iş ortaklıklarıyla iş süreçlerimizi geliştirmeliyiz. Teknolojinin kullanımı tek başına yeterli değil. Bunu kurumsal dönüşümle desteklemezsek başarı kısıtlı olacak ve beklenen fayda sağlanamayacaktır. Yapay zeka kullanımı şirketleri ayrıştıracaktır.”