Etiket: Sığır

  • Biga 5. Sığır Güzellik Yarışması yapıldı

    Çanakkale’nin Biga ilçesinde bölgenin hayvancılığının gelişmesine katkıda bulunmak, Biga etinin tanınırlığını arttırmak ve üreticileri teşvik etmek amacı ile ‘Biga 5. Sığır Güzellik Yarışması’ yapıldı.

    125. Yıl Mustafa Kemal Atatürk Köprüsü’nde gerçekleştirilen yarışmaya hayvan sahipleri 26 buzağı, 7 tosun (et ırkı) 3 tosun(süt ırkı) 10 düve (et ırkı) 8 düve (süt ırkı) ile 5 kategoride katıldı.

    Jüri Başkanı Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Feyzi Uğur, diğer jüri üyeleriyle hayvanları tek tek kontrol edip görünüş, güzellik, bakım ve sağlık gibi özelliklerini değerlendirdi.

    Prof. Dr. Uğur, yarışmanın Biga Kaymakamlığı, Belediye Başkanlığı, İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, Biga Ticaret ve Sanayi Odası, Ziraat Odası, Ticaret Borsası, Kırmızı Et Üreticileri Birliği, Biga Süt Üreticileri Birliği, Çanakkale Holstein Irkı Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği, Çanakkale Bölgesi Hayvancılık Kooperatifleri Birliği ve Tarım Kooperatifleri Birliği iş birliğinde düzenlendiğini söyledi.

    Törene katılan Biga Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şadan Doğan, ilçenin ticaret ve sanayi alanında olduğu kadar, hayvancılıkta da önemli bir yere sahip olduğunu belirterek, “Bunu duyurmak ve hayvancılığı teşvik etmek maksadıyla bu yıl üçüncü olarak yarışma düzenledik. İlgiden son derece memnunuz” dedi. Başkan Doğan, “Küçük aile işletmeciliği azalışı göstersin diye beslenen hayvan sayısında bir düşüş bulunmamaktadır. 2017 Biga Fuarı projesinde yer alan Biga İlçe Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünün 2016 yıl sonu verilerine baktığımız zaman sığır sayımız o zaman 57 bin iken 65 bin şuanda da İlçe Tarım Müdürlüğü net rakamları söyler, ne kadar bir artış olduğunu aynı şekilde koyun ve keçi sayımızda da artış bulunmaktadır. Bunlar Biga Hayvancılığın büyümekte olan bir sektörün olduğunu göstermektedir. Son günlerde Anadolu’nun çeşitli yönlerine gelmeye başlamanın talepleri bir buzağı ve düve merkezi olarak Biga’nın sığır sağımının düşecek gibi kaygı verse de her yıl yaşanan bu toplu çıkışa karşı büyüme rakamlarla ortadadır. Hayvansal ürünlerimiz ihracat ettiğimiz ülkeler ağırlıklı Ortadoğu ülkeleri olunca Biga lojistik faaliyetler nedeniyle hayvansal ürün sanayi yatırımlarından fark ettiği payı alamıyor. Metropol kentlerde Biga etiyle her yerin eti satılıyor. Bu da Biga eti kalite farkını tüketici nezrinde ortadan kaldırıyor. Vatandaş Biga eti yemek istiyorsa kandırılmamalı. Biga Hayvancılığın gerçek gücüne ulaşması önümüzdeki en önemli etkenlerden biri elbette kaba yem maliyeti sorunu. Mısır silajını bir yana bırakıyoruz. Hayvanlarımıza yedirecek ekonomik sorunun çözülmesi gerekmektedir” şeklinde konuştu.

    Buzağı kategorisinde birinciliği Abdullah Balcı, ikinciliği Ahmet Akgün, üçüncülüğü Refet Mutlu, düve kategorisinde ( Et Irkı), Ercan Bartav’ın düvesi birinci, Mustafa Kahraman’ın düvesi ikinci, Rafet Mutlu’nun düvesi üçüncü olurken, düve kategorisinde ( Süt Irkı), Servet Gergöz’ün düvesi birinci, Nuriye Tül’ün düvesi ikinci, İdris Çalışkan’ın düvesi de üçüncü oldu. Tosun (Et Irkı) kategorisinde ise birinciliği Ayfer Yenen, Ali İmdat Gökkaya ,üçüncülüğü İdris Çalışkan oldu. Tosun (Süt Irkı) kategorisinde ise birinciliği Cihan Kargı, ikinciliği Mustafa Güray Ergün, üçüncülüğü ise Hüseyin Türkeli elde etti.

    Dereceye girenlere altın ve yem hediye edildi.

  • Antalya yerli kara sığır sayısı arttırılacak

    Antalya Tarım ve Orman İl Müdürü Mustafa Özen, “Evcil Genetik Kaynaklarının Yerinde Korunması Projesi’’ ile Antalya’da koruma altına alınan Kara Sığır sayısının arttırılacağını söyledi.

    Tarım ve Orman İl Müdürü Mustafa Özen, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ‘’Evcil Genetik Kaynaklarının Yerinde Korunması Projesi’’ ile Evcil hayvan genetik kaynaklarının yerinde korunması ve sürdürülebilir üretimin sağlanması amacıyla Antalya’da koruma altına alınan Yerli Kara Sığırların seçiminin yapıldığını söyledi. 2017 yılında İbradı ve Korkuteli İlçelerinde 24 yetiştirici ve 177 baş hayvanla başlayan projede, 2018 yılında İbradı Ormana’da 12 yetiştiricide 119 baş hayvan, Manavgat Ballıbucak’ ta 11 yetiştiricide 60 baş hayvan ve Korkuteli İmecik’te 25 yetiştiricide 244 baş hayvan olmak üzere toplam 48 yetiştiricide 423 baş hayvan ile projeye devam edileceğini belirten Özen, Yetiştiricilerle imzalanan sözleşme gereği projenin 5 yıl süreyle uygulanıp hayvan sayısının arttırılacağını kaydetti. Projenin takip ve koordinasyonunu İl ve İlçe Tarım Orman Müdürlüğü ile Lalahan Uluslararası Hayvancılık Araştırma ve Eğitim Merkezi Müdürlüğünce yürütüldüğünü belirten İl Müdürü Özen, “Ülkemizin en büyük zenginliklerinden birisi yerli gen kaynaklarımızdır. Yerli ırkların geliştirilmesine de yerli gen kaynaklarının saf olarak saklanmasına da büyük ihtiyaç duyulmaktadır. Bu anlamda gelecekte Türk hayvancılığının ana omurgalarından birisi olan Yerli Kara Sığırı saf haliyle korumak, bilimsel çalışmalarda bu gen kaynaklarını kullanmak ve gelecek nesillere aktarmak büyük önem arz etmektedir. Projemiz kapsamında seçtiğimiz hayvanlar ile Yerli Kara Sığırı korumak ve yaşatmak arzusundayız. Antalya Bitkisel üretimin merkezi olduğu kadar önemli bir hayvancılık üretim ve gen merkezidir. Antalya olarak tarım ve hayvancılığın tüm kollarında Ülkemiz ve Antalya çiftçilerimiz için mesai mefhumu gözetmiyoruz” dedi.

  • Sığır tüberkülozundan korunmak için kesimhaneler dışında kesilen hayvanların etlerinden uzak durun

    Kastamonu Veteriner Hekimler Odası Başkanı Hacı İbrahim Maşalacı, hayvanlarda görülen tüberküloz hastalığının önlenmesi için Tarım ve Orman Bakanlığının bütün hayvanları taramadan geçirmesi gerektiğini belirterek, “Sığır tüberkülozundan korunmak için kesimhaneler dışında kesilen hayvanların etlerini tüketmekten kaçınınız” dedi.

    Geçtiğimiz hafta Müslüman Türk Milleti olarak hep birlikte Kurban Bayramını idrak ettiklerini hatırlatan Kastamonu Veteriner Hekimler Odası Başkanı Hacı İbrahim Maşalacı, “Zira Kurbanlarımızı keserek eş, dost ve akraba ziyaretinde bulunduk. Allah kabul etsin. Aynı zamanda tatil süresinin uzun olmasıyla birlikte ülke genelinde yapılan yolculuklarda geneli dikkatsizlik ve uykusuzluk nedeniyle birçok trafik kazası meydana geldi. Çok sayıda vatandaşımız hayatını kaybederken bir sürü ocak söndü ve birçok vatandaşımızda yaralandı. Buradan hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve yaralılara acil şifalar diliyorum” dedi.

    Kurban Bayramında Kastamonu’da kesilen kurbanlık hayvanlarda halk sağlığı açısından oldukça önemli olan başka bir gerçeğin daha ortaya çıktığını vurgulayan Maşalacı, “Tarım İl Müdürlüğünün resmi verilerine göre il genelinde kesilen kurbanlık hayvanlarda 15 tüberkülozlu (veremli) hayvan vakası bildirilmiştir. Bunun dışında Türkiye genelinde de birçok tüberküloz vakası tespit edilmiştir. Tüberküloz hastalığı tüm evcil hayvanlarda ve insanlarda görülen başta solunum sistemi olmak üzere birçok farklı organa yerleşebilen uzun ve sinsi seyirli bir hastalıktır. Hastalığın etkeni Mycobacterium Tuberculosis, M.bovis, M.avium olarak belirlenmiştir. Kongenital yolla, solunum yoluyla, alimenter yolla, genital yol ve deri yoluyla bulaşmaktadır” diye konuştu.

    Uygun olmayan bakım ve beslenme koşulları nedeniyle sığır tüberkülozunun görülebileceğini ifade eden Maşalacı, “Ayrıca sığır tüberkülozu, ‘insanlarda da görülebilen zoonoz bir hastalıktır.’ Hayvanlarda özellikle akciğer, diğer organ ve dokularda kazeöz (peynirleşme) karakterde tüberküllerin oluşmasıyla belirlenen kronik ve bulaşıcı enfeksiyöz bir hastalıktır. Hayvanlarda tüberküloz etkenleri vücuda genellikle solunum ve sindirim yoluyla girerek hastalık meydana getirir. Hayvanların barınaklarda çok sıkışık bulunmaları, hijyenik koşulların iyi olmaması, uygun olmayan bakım ve beslenme koşulları, temiz hava ve egzersiz yetersizliği, dışarıdan sürüye kontrolsüz hayvan girişi, enfekte hayvanların sütleriyle buzağıların beslenmesi hastalığın bulaşmasını ve yayılmasını kolaylaştırır. İnsanlara bulaşma genelde enfekte et ve sütün tüketilmesiyle gerçekleşir” şeklinde konuştu.

    Veteriner hekim kontrolü olmaksızın kesilen hayvanların etlerini tüketmekten kaçınılması gerektiğini vurgulayan Maşalacı, “Gıda güvenilirliği açısından önemi, Tüberkülozlu etlerin tüketilmesi insan sağlığını tehdit eder; ancak kesimhanelerde veteriner kontrolü altında hastalıklı etlerin gıda zincirine katılması mümkün değildir. Tüberküloz hastalığından korunmak için kesimhaneler dışında, veteriner hekim kontrolü olmaksızın kesilen hayvanların etlerini tüketmekten kaçınınız. Kırmızı eti çiğ veya az pişmiş olarak tüketilmemesi gereklidir. Isıl işlem görmemiş süt ve süt ürünlerin tüketime sunulmaması gerekir” ifadelerini kullandı.

    Tarım ve Orman Bakanlığının sığır tüberkülozu ile mücadele kapsamında ülke genelindeki tüm hayvanları tüberküloz taramasından geçirmesi gerektiğini ifade eden Maşalacı, şöyle konuştu: “Hastalıkla mücadelede Tarım ve Orman Bakanlığımız, ruhsatlı kesimhanelerde kesilen hayvanlarda kesim sonrası yapılan muayenede hastalık tespit edilmişse kesilen hayvanın bulunduğu işletme İl/İlçe Tarım Müdürlüğü ekiplerince mevcut tüm sığırlarda, tüberkülozunun varlığı yönünden hastalık taraması yapılır. Sığır tüberkülozuyla mücadele kapsamında karantina, kesim ve imha tedbirleri uygulanır. Sığır tüberkülozu tespit edilen hayvanın bulunduğu işletmede, sürüye ait altı haftalıktan büyük tüm hayvanlarda tüberkülin testi uygulanır. Pozitif sonuç veren sığırlar şarta tabi kesime sevk edilir ve işletme karantinaya alınır. Lakin bu uygulama sınırlı bir şekilde olmaktadır. Ayrıca karantina süresinden sonra işletme sahibi tekrar işletmesine aldığı hayvanları hayvan pazarından ya da hayvan ticaretiyle uğraşan kimselerden satın almakta olup aldığı hayvanların kontrolü yapılmamaktadır. Dolayısıyla yapılan tüm işlemler boşa gitmiş olmaktadır. Ülkemizde önemli ve yaygın olarak görülen tüberküloz hastalığının önlenmesi için Bakanlığımız, ülke genelinde tüm hayvanlar da tüberküloz taraması yapmalıdır. Yapılan taramada kullanılan test sadece tüberkülin testi olarak değil ELİSA yöntemi de kullanılmalıdır. Ayrıca karantina süresinden sonra işletme sahiplerinin hastalıktan ari işletmelerden hayvan alımı yapması sağlanmalıdır”

  • Genç çiftçilere sığır desteği

    Van İl Tarım Müdürlüğü tarafından ‘Genç çiftçi projesi’ kapsamında 57 kişiye 585 büyükbaş hayvan dağıtıldı.

    Konuyla ilgili açıklamada bulunan Tarım ve Orman İl Müdürü İbrahim Görentaş, ‘Genç Çiftçi Projesi’ kapsamında sığır dağıtımına başladıklarını ifade ederek, “İlimizde toplam 251 genç çiftçinin proje başvurusu, Bakanlığımızca onaylanarak desteklenmeye hak kazanmıştı. Bu kapsamda sunulan toplam 251 projenin; 117 adedini büyükbaş sığır projeleri oluşturmaktadır.

    Genç Çiftçi Projesi kapsamında Bahçesaray, Başkale, Çatak, Çaldıran, Edremit, Erciş ve Muradiye ilçelerinde hibe desteği hak kazanan 57 genç çiftçimize yurt içinden temin edilen 30 bin TL değerinde 5’er baş olmak üzere toplam 285 büyükbaş sığır yetiştiricilerin huzurunda kura usulüyle dağıtımı gerçekleştirildi” dedi.

    Açıklamalarında kırsalda hayatına devam eden ve üretime katılarak milli ekonomiye katkıda bulunmak isteyen gençleri destekleyeceklerinin altını çizen Görentaş, ’Genç Çiftçi Projesi’ ile gençlerin uğraşlarını teşvik edecek ve kırsal alandaki istihdamı artırarak ilimizde üretimi daha da geliştireceğiz. Bu projenin ülkemiz ve ilimiz hayvancılığına hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Projede emeği geçen herkese teşekkür ediyor, projenin genç çiftçilerimize hayırlı olmasını, ürünlerinin bol, kazançlarının bereketli olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.

    Konuşmalarının ardından proje kapsamında hak sahiplerine hayvanları teslim edildi.

  • Bademli’ye Avusturya’dan damızlık sığır ithalatı

    İzmir’in Ödemiş ilçesinde kurulu Bademli Fidancılık Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, süt hayvancılığı alanında faaliyet gösteren ortaklarına Avusturya’dan ithal ettiği Brownswiss ırkı damızlık sığır dağıttı.

    Gıda Tarım Hayvancılık Bakanlığı tarafından yayınlanan “Sözleşmeli Damızlık Dişi Sığır İthalatı Mevzuatı” kapsamında Avusturya’dan Brownswiss ırkı damızlık sığır ithal edildi. Bademli Fidancılık Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Selçuk Bilgi, “İtalya, Avusturya ve Almanya gibi üç farklı ülkeden ve 60 farklı işletmeden yapılan araştırmalarda düvelerin anne süt verimleri, tüm pedigri kayıtları, et ve sütte kombin ırk arayışı, beslenme alışkanlığı ve hastalıklara dayanıklılık ve dirençleri, bölgemiz iklimine uyumu parametre olarak alındı. İthalatçı firmaya karar verildikten sonra 2017 yılının ekim ayı başında ırk ve tür araştırmalarına başlandı. Ödemiş’te damızlık sığır ve sperma ithalatı alanlarında faaliyet gösteren Aka Genetik Firması ile kooperatif ortağı ve veteriner Cesur Erdoğan, Ödemiş İlçe Gıda Tarım Hayvancılık Müdürlüğü personeli bir veteriner ve zooteknistle birlikte çalışmalara hız verdi. Avusturya’da ve Türkiye’de ilgili bakanlıkların tüm mevzuatlarına uygun olarak gerçekleştirilen süreçte gerekli karantina gözlem süresinden sonra nakil aşamasına geçildi. 1. etap nakli 2017 Aralık ayında 118 baş düve olarak gerçekleştirildi. 72 saatlik kara yolculuğu sonunda Bademli’de kooperatifin hazırlamış olduğu çiftliğe nakledilen düveler, ithalatçı firmanın Bulgaristan’da anlaşmalı olduğu konaklama çiftliklerinde dinlenme molaları verilerek yurda getirildi” dedi.

    “Direnci yüksek ırk”

    Hayvanların üretici ortaklara daha karlı hayvancılık yapma imkanı sağlayacağını kaydeden Bilgi, “Bunlar hastalıklara karşı direnci yüksek, uzun ömürlü, güçlü tırnak ve meme yapısına sahip, diğer sığır ırklarıyla kıyaslandığında üreme kabiliyeti çok daha yüksek, hem etçi hem sütçü karaktere sahip kombine bir ırk. Bu ırkın yöremizde yaygınlaşmasını sağlayarak efektif tarımsal üretime katkı sağlamak istiyoruz. Brownswiss ırkı ineklerden elde edilen sütün yüksek kuru madde, yağ, protein ve kappa kasein değerlerine sahip olması nedeniyle de bu türü tercih ettik. Bu ırkın sütüyle kooperatifimiz süt ürünleri tesisinin hammadde kalitesini yükselterek, daha nitelikle ürünleri halkımızın tüketimine sunmak arzusundayız” dedi.

    Türkiye’ye özgü tür ve ırk oluşturmanın önemine vurgu yapan Kooperatif Başkanı Selçuk Bilgi, mevcut hayvanların beslenme şekillerinden ve türlerinden dolayı sütteki yağ oranının düşüklüğünün bütün süt ürünlerini etkilediğini belirterek, sadece nicelikle değil nitelik olarak da üretimlerin güçlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Ülkenin tarım açısından en verimli topraklarına sahip Küçük Menderes Havzası’nda hayvancılıktan geri adım atmanın artık çok güç olduğuna değinen Bilgi, “Üreticiler, çiftçiler yatırım yaptılar, çiftlikler kurdular. Çiftçinin iyi kötü bir istikrar yakalayabildiği tek alan et ve süt sığırcılığı. Tarımsal üretime ve değişkenliğe bel bağlamak istemiyor. Ödemiş süt üretiminde çok büyük bir kapasiteye sahip. Biz de sosyal sorumluluk duygusuyla miktarla birlikte verimi ve sağlığı da düşünmeliyiz. Mümkün olan en düşük maliyetle bu hayvanları ortaklarımıza sağladık ve bu yönde çalışmalarımız hali hazırda devam ediyor” diye konuştu.

    İkinci etapta 60 baş düve ithal edildi

    Aka Genetik Firması temsilcisi Serkan Aka ise şunları söyledi:

    “Birinci etapta 118 düve her iki ülkenin mevzuatlarına uygun şekilde ve sağlık koşullarına azami dikkat gösterilerek getirildi. Damızlık düşünüldüğü için genel olarak 8-13 ay aralığında düveler seçildi. İkinci etap için de 60 düve aynı koşul ve prosedürler izlenerek getirildi. Bu düveler 16 aylık olduklarında suni tohumlama yolu ile gebe bırakılacak ve 25 aya eriştiklerinde bölgemizin süt üretimine katkı sağlamaya başlayacaklar. Türkiye’de bir ilke imza atan Bademli Fidancılık Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, hiçbir şekilde kar amacı gütmeksizin ithalatını gerçekleştirdiği üstün genetik özelliklere sahip Brownswiss ırkı dişi sığırları ortaklarına en düşük maliyet ile satmayı, bölgenin et-süt kalitesini yükseltmeyi, özgün tür ve ırk oluşturmayı hedefleyerek sosyo-ekonomik bir çalışma içine girmiş ve biz de bunun bir parçası olmaktan memnuniyet duyuyoruz. Kooperatifle birlikte üçüncü etap için seçimlerimiz yine Avusturya’dan ve aynı ırktan olacak. Bunun için çalışmalarımızı titizlikle sürdürüyoruz.”