Etiket: sigara

  • Nazmi Ilıcalı’nın küllüğü hamam tasıydı

    Nazmi Ilıcalı’nın küllüğü hamam tasıydı

    Erzurum’da emekli öğretmen ve 25 yıllık sigara tiryakisi Nazmi Ilıcalı, günde 6 paket sigara içerken, iradesiyle sigarayı bıraktı. Acun Ilıcalı’nın amcası olan Nazmi Ilıcalı, şimdi kendisi gibi emekli bir arkadaşıyla öğrencilere sigaranın zararlarını anlatıyor.

     

    Acun Ilıcalı’nın amcası emekli öğretmen ve organik tarım uzmanı 62 yaşındaki Nazmi Ilıcalı 25 yıllık sigara tiryakisiydi. 1980 askeri darbesinin hemen sonrasında stresten sigaraya başlayan Ilıcalı, son 5 yıldır günlük 6 paket sigara içiyordu. O kadar ki ev içinde elinde küllük yerine hamam tası ile dolaştığını anlatan Ilıcalı, uçakta bile sigara içtiğini anlatıyor. 1991 yılında bir akrabasının cenaze törenine katılmak üzere uçakla İstanbul’a giderken içtiği sigara nedeniyle 4 bin lira para cezasına çarptırılan Ilıcalı, bunu ödemeyi de unutunca faiziyle birlikte 10 bin lira ceza ödemiş.

     

     


    Bulunduğu kapalı ortamlarda sigara içen tek kişi olması nedeniyle utanan ve küçük bir soğuk algınlığı geçirmesinin ardından, “Artık içmeyeceğim” diyerek sigarayı bırakan Ilıcalı, başkalarının, özellikle de öğrencilerin sigara içmemesi için kendisine durumdan vazife çıkartmış. Ilıcalı, sık sık dinlenmek, temiz hava almak ve rahatlamak için gittiği Erzurum Botanik Park’ta öğrencilere ve sigara içenlere ikazda bulunmayı ihmal etmiyor.

    Bir kamu kuruluşundan emekli olan 55 yıllık tiryaki 67 yaşındaki Yusuf Öztaş da 2 ay önce sigarayı bırakmış. Taksicilik yaparak geçimini temin eden Öztaş, boş zamanlarında Ilıcalı ile birlikte Botanik Park’ta dolaşıp sigara içenleri uyarıyor. Sigara içtikleri günlerle ilgili hatıralarını paylaşan Ilıcalı ile Öztaş, tütün içtikleri günleri ‘maddi ve manevi kayıp yıllar’ olarak nitelendiriyor. Öztaş, sigarayı bırakmakla kendisine iyilik yaptığını dile getirerek, “Sigaranın bir menfaatini görmedim. Aldatıcı, maddi ve manevi faydası yok, zararları çok.” diyor.

    Ilıcalı ise parkı ziyarete gelen bir grup öğrenciye kendisinin de emekli öğretmen olduğunu ve sigarayı bıraktığını söylüyor. Çocuklardan da sigara içmemelerini isteyen Ilıcalı, söz almayı ihmal etmiyor.

  • Sürücüye artık sigara da yasak

    Alkol yasası komisyonda kabul edildi. Özel aracını kullanana sigara içmek de yasaklandı. Alkollü araç kullananın ise vay haline…

     

    Sigara ve alkol konusunda yeni düzenlemeler yapılan torba yasa Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildi. Sigarada olduğu gibi alkollü içkinin de reklamı yasaklandı. Özel araçların sürücü koltuklarında da içilemeyecek. Alkollü araç kullananlar ise yandı. Alkollü araç kullanan sürücüye 700 lira ceza verilecek, ehliyetine 6 ay el konulacak. Ölçüm yaptırmayanın ehliyetine el konulacak, geriye doğru 5 yıl içinde aynı davranışta bulunursa 877 lira ceza verilecek. Sürücü belgesi 2 yıl süreyle 3 ya da daha fazla alanırsa bu tutar bin 407 lira olacak. Ehliyeti üç kez kaptıran psikiyatra gitmek zorunda kalacak. 100 promile kadar alkollü olan sürücü, kaza yaparak ölüme neden olması durumunda TCK’nın ilgili hükümleriyle yargılanacak. Çok tartışılan alkollü içkilerin satışıyla ilgili yapılan düzenlemer ise şöyle karara bağlandı:

     

     

     

    REKLAM YOK: Alkollü içkilerin reklamı yapılamayacak. Özendirici kampanya, promosyon ve etkinlikler (ulusal ve uluslararası sektörel fuarlar ve organizasyonlar hariç) yasaklandı. Logo yasağı ise yumuşatıldı. Alkollü içki satış belgesi olan lokanta, restoran, bar ve gece kulüplerinde servis amaçlı ürünlerde marka, amblem ve logo taşıyan materyaller kullanılabilecek. Ambalajların üzerine Türkçe uyarılar konulacak.

     

     

     


    100 METRE YASAĞI: İçki satan yerle okul, dershane, öğrenci yurtları ve ibadethaneler arasındaki 100 metre yasağı turizm belgeli işletmelere uygulanmayacak. Bar, restoran, meyhanelerde içkinin kaldırımdan görünmesi yasağından da vazgeçildi. Turizm belgeli yerlerde alkol açık tüketilebilecek, ancak tesis dışında tüketilmek üzere satılmayacak. İçkiler işletme dışından görülecek şekilde satılamayacak. Otoyollarda ve devlet karayollarındaki yapı ve tesislerde satış ve tüketimine izin verilmeyecek. İnternetten ise sadece işletmelere satılabilecek. Yasaya uymayanlara 500 bin TL’ye kadar çeşitli kademelerde idari para cezası öngörülüyor. 

     

     

    ‘Dayatma amacı yok’
    Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, hükümetin yaşam biçimi dayatma amacında olmadığını söyledi. Alkollü içkilerden geçen yıl 4 milyar 640 milyon lira ÖTV toplandığını anımsatan Şimşek, yasa kapsamında sektördeki markaların bundan etkilenebileceğini söyledi.

  • Kalp krizi riski yarıya düşüyor

    Türkiye’de her yıl 200 bin insan kalp krizi nedeniyle hayatını kaybediyor. Oysa alınacak bazı önlemlerle kalbi korunmak mümkün…

     

    Sigarayı bırakın, kolesterol, tansiyon ve kilonuzu kontrol altında tutun, sebze ve meyve ağırlıklı beslenin, düzenli egzersiz yapın ve stresten uzak durun..

    Kalp krizinde ise erken müdahalenin hayat kurtarıcı olduğunu aklınızdan çıkarmayın!

     

    Medical Park Bahçelievler Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Fatih Tekinerkalp krizi riskini artıran etkenleri ve korunma yollarını anlattı:

     

    Kalp krizi nedir?

    Kalbin yeteri kadar oksijen alamayarak ölmesine, kalp krizi (miyokard enfarktüsü) denir.  Oksijeni, kalbin kendi damarları, yani koroner damarlar getirir. Eğer koroner damarlarda bir tıkanıklık veya daralma söz konusu ise kalp yeteri kadar oksijen alamaz, beslenemez. Beslenemeyen kalp dokusunda gelişen metabolik değişikler, ölümcül ritim bozuklularına yol açarak erken ani ölümlere neden olabilir. Ayrıca bu durum uzun sürerse kalp işlevini yitirip, kanı pompalayamaz hale gelebilir.

     

     

    Kalp krizinin hasarları giderilebilir mi?

    Kalp krizi geçirmiş kimselerde ölen dokunun yerine yenisi gelmez. İşlevsiz bir yara tabakası oluşur. Yani kalp krizinin verdiği hasar, geri dönüşü olmayan bir hasardır. Bu nedenle; kalp krizinde erken müdahale, hem hayat kurtarıcıdır, hem de sonradan gelişebilecek kalp yetersizliğini önleyebilmektedir. Nitekim hastaneye ulaşabilen olgularda ölüm yüzde 5- yüzde 15’e kadar düşmektedir.

     

     

    ARTIK GENÇLERİ DE VURUYOR

    Kalp krizi yaşlı hastalığı mı?

    Son dönemlerde gençlerde görülen kalp krizleri pek çoğumuzu endişeye sürüklüyor. Yani bugüne kadar ‘yaşlı hastalığı’ olarak düşündüğümüz kalp rahatsızlıkları; artık gençleri de, orta yaş grubunu da tehdit etmeye başlamıştır. Avrupa Kardiyoloji Derneği’nin 22 Avrupa ülkesi arasında yaptığı araştırmada, 50 yaş altında görülen kalp krizi oranlarında birinci sırada olmamız da maalesef bu olguyu desteklemektedir.

     

     

    Artık genç insanların da kalp krizi geçirme nedenleri nelerdir?

    Sanayileşmenin getirdiği beslenme bozukluğu, rekabetçi iş ortamının getirdiği aşırı stres yükü ve gençlerdeki sigara ve bağımlılık yapan madde alışkanlığındaki artış; gençlerde kalp krizi sıklığını arttıran faktörler olarak düşünülüyor. Bununla birlikte genç ölümlerin çoğu aslında; gözden kaçmış doğumsal kalp adalesi hastalıklarına, kalp kapak hastalıklarına veya ani gelişen ritim bozukluklarına da bağlı olabilmektedir. Bu nedenle ailede genç ani ölüm hikayesi varsa, mutlaka diğer aile fertlerinin de kardiyolojik muayene ve tetkiklerle kontrol edilmeli.

     

     

    AİLEDE VARSA DİKKAT!

    Kalp krizi genetik midir?

    Kalp krizi, maalesef anne ve babadan genetik miras olarak çocuklara geçebiliyor. Eğer kalp krizi 50-60’lı veya daha erken yaşlarda olmuşsa, diğer aile fertleri için kalp krizi riski artar. Bu durum; mutlaka diğer aile fertlerinin de kalp krizi geçireceği anlamına gelmez ancak ailesinde kalp krizi hikayesi olamayanlara göre kalp krizi riskinin artması demektir. Erken yaşta kalp krizi geçirme hikayesi olan ailelerin; hayat tarzı ve beslenme alışkanlıklarına daha fazla özen göstermeleri ve periyodik kardiyolojik kontrollerini yaptırmaları önerilir.

     

     

    Kalp krizi geçirmiş biri daha sonra nelere dikkat etmeli?

    Sigara içiyorsak terk etmeliyiz, düzenli egzersiz yapmalı, sağlıklı az yağlı yiyecekleri tüketmeliyiz. Kalp krizinden sonra düzenli egzersiz olarak yürüyüş yapılabilir. Diğer egzersizleri ise hastaların doktoruyla görüştükten sonra yapması veya başlaması daha doğrudur.

     

     

    HER ÇARPINTI KRİZ DEĞİLDİR!

    Kalpteki her çarpıntı dikkate alınmalı mı?

    Hayır her çarpıntı dikkate alınmamalı. Çünkü, kalp çarpıntısı çoğunlukla sinirsel bir durumdur; kişinin ya kalp hastalığı korkusuyla ya da duygusal bozukluklar sonucu, kendi kalp etkinliğiyle aşırı ilgilenmesi sonucu ortaya çıkar. Ancak uzun süren, kalp hızının genellikle çok yüksek seyrettiği (dakikada 150 ve üzeri), bayılmanın veya tansiyon düşüklüğünün eşlik ettiği çarpıntı durumlarında, mutlaka sağlık merkezine başvurulması uygun olur.

     

     

    STRES SİNİR SİSTEMİNİ ETKİLİYOR

    Stres ve üzüntü kalp kriz geçirme nedenleri arasında mıdır?

    Kalp damar hastalıklarının oluşumunda stresin önemli bir yeri vardır. Kalp hastalığından ani ölüm vakalarının, kişilerin gerilimli dönemler yaşadığı ve depresif yakınmaların olduğu dönemlerle paralellik gösterdiği gözlenmiştir. Stresle birlikte sempatik sinir sistemi çalışmasında artış olmakta, vücutta fazla miktarda adrenalin salgılanmaktadır. Bunun salgılanması da kan basıncını, kalp atim ve solunum sayısını artırmakta ve kan seker düzeyini yükseltmektedir. Bu tablo uzun sürdüğünde; koroner damar daralmaları ile kalp dokusunda kanlanmada azalmalara, enfarktüslere, kalp yetmezlikleri, kalp atımlarında düzensizliklere, yüksek tansiyon ve beyin-damar hastalıklarına yol açmaktadır.

     

     

    TÜTTÜRMEYİ BIRAKIN KALP KRİZİ RİSKİNİ YARI YARIYA DÜŞÜRÜN

    * Sigara; kalp kasının oksijen ihtiyacının artmasına ve koroner damarlarda spazm dediğimiz büzüşmeye yola açarak kalp krizi riskini artırır. Sigarayı bıraktıktan sonraki 1 gün içinde kalp krizi geçirme riskiniz yarı yarıya azalır. Yaklaşık 4 ila 10 yıl içinde sigara içmeyen biri ile aynı seviyeye gelinir.

    * Kahve ve çay tüketimiyle hepimiz belli miktarlarda kafein almaktayız. Yapılan bir çalışmada; günlük 3 fincan tüketiminin, kalp damar hastalığı riskini azalttığı belirlendi. Ancak kahvenin bu yararlı etkisi, miktarı artınca tersine dönmekte, risk daha da yükselmektedir!

    * Kahvenin şeker hastalığı ve kalp damar hastalığı riskini azaltıcı etkisinin nedeni bilinmiyor. Kahvede ve siyah çikolatada bulunan antioksidan flavonollerin bu yararı oluşturabileceği ileri sürülüyor.

    * Fazla alkol tüketimi de damar sertliğini hızlandırıyor ve kalp krizi riskini artırıyor.

     

     

    BU BELİRTİLERE DİKKAT!

    * Göğüste tam yeri belli olmayan sıkışma hissi veren bir ağrı (sanki 100 kiloluk bir kişi göğsümüze oturmuş gibi) olur.

    * Bu ağrı sol kola ve çeneye doğru yayılır

    * Ağrı hareket etmekle artar, dinlenirken azalır, fakat geçmez. Ağrı yarım saatten uzun sürer.

    * Ağrıyla birlikte soğuk soğuk terleme ve mide bulantısı vardır.

    * Nefes darlığı olur. İç sıkıntısı eşlik eder.

    * Bazı insanlarda belirtiler gizli olabilir. Örneğin; diyabet hastaları hiç ağrı duymayabilirler ve sadece nefes darlığı ve soğuk terleme şikayetleri olabilir. Bazı hastalarda mide ülseri ve kas ağrısıyla kalp krizi ağrısı karıştırılabilir ve yanlış yorumlanabilir.

     

     

    KRİZ RİSKİNİ ARTIRAN FAKTÖRLER:

    * Sigara içmek

    * Kan lipidlerinin (kolesterol, trigliserid)  yüksek olması

    * Diyabet hastalığı

    * Obezite (aşırı şişmanlık)

    * Hipertansiyon

    * 65 yaşını geçmiş olmak

    * Stres

    * Ailesinde kalp krizi hikayesi olması kalp krizi riskini arttırır.

     

     

    KALBİNİZİ KORUMAK İÇİN BUNLARI YAPIN

    * Hayat tarzı ve beslenme alışkanlıklarınızı değiştirerek bazı risk faktörlerini risk olmaktan çıkarabilirsiniz.

    * Sigarayı bırakılabilirsiniz

    * Yüksek tansiyon ve diyabet hastalığınız varsa tedavi ettirebilir ve düzenli takibe alabilirsiniz

    * Daha çok meyve ve sebze tercih ederek, kolesterolden daha fakir bir diyet tercih edilebilirsiniz

    * Düzenli egzersiz yapılabilirsiniz

    * Ailenizde kalp hastalığı hikayesi varsa düzenli kontroller yaptırılabilirsiniz

    * Yoğun stres altındaysanız kendinizi daha mutlu edecek şeylerle meşgul olabilirsiniz.

     

     

    ETLERİN YAĞINI SIYIRIN BOL BOL SEBZE YİYİN

    * Kalp hastalarının dengeli beslenmesi özel önem taşıyor. Besinlerle aldığımız doymuş yağlarda fazla miktarda kolesterol varken; doymamış yağlarda daha az kolesterol bulunur. Öyleyse hedefimiz öğünlerimizde doymuş yağ miktarını azaltmak olmalıdır. Doymuş yağlar en çok hayvansal (katı) yağlarda bulunurken, doymamış yağlar daha çok sıvı yağlarda vardır. Buna göre; yağlı koyun sığır eti tüketiminden kaçınılmalı, tüketilecekse etlerdeki yağlar pişirilmeden önce sıyrılmalı, daha çok tavuk, hindi, balık eti tercih edilmelidir. Tahıl, sebze ve meyve tüketimi artırılmalıdır. Tam yağlı peynirler yerine az yağlı peynir, yağ oranı azaltılmış süt ve yoğurt tercih edilmelidir.

     BUGÜN GAZETESİ

  • Tiryakilere kötü haber

    Tiryakilere kötü haber

    Kapalı mekanlarda denetim sonrası ihlallerin tekrar yaşandığını tespit eden Bakanlık, kesin çözüm için yeni bir sistemi hayata geçirmeye hazırlanıyor. Bu kapsamda işletmelere, ortamdaki nikotin partiküllerini ölçen cihazlar takılacak. Cihazlar, ortamdaki tüm hava partiküllerini biriktirecek ve bunlar belli aralıklarla laboratuvarda incelenecek. Böylece işletmede bir sigara içilse dahi bu sistemle ortaya çıkacak. Cihazlar özel bir mühürle korunacak ve cihazın üzerini örtme gibi girişimler de işe yaramayacak, zira korunan cihazda hiçbir hava partikülü tespit edilmezse işletmeye ağır cezalar verilecek. Bakanlık, kapalı mekanlarda sigara içilmesi ihlalleri için cezaları da arttırıyor. İhlal yapan işletme ve işletmeciyi kapatma ve hapis cezaları gibi ağır müeyyideler bekliyor.

     

     

    İHLALE GEÇİT YOK

    Sağlık Bakanlığı, kapalı mekanlarda gpsli ekiplerin sigara denetimlerinden sonra aynı ihlallerin tekrar yaşandığını tespit ettikten sonra yeni bir sistem geliştirdi. Bu kapsamda Bakanlık, işletmelerin içine, ortamdaki nikotin partiküllerini ölçen cihazlar takacak. Cihazlar, ortamdaki tüm hava partiküllerini içinde saklayacak ve bunlar belli aralıklarla laboratuvarda incelenecek. Böylece işletmede sigara içilip içilmediği bu sistemle ortaya çıkacak. Cihazlar ayrıca özel bir mühürle korunacak ve cihazın ölçüm yapmasını engelleyecek hileler işe yaramayacak, çünkü korunan cihazda hiçbir hava partikülü tespit edilmezse işletmenin oyunu ortaya çıkacak.

     

     

     

    ÇOCUK PARKLARINA SİGARA YASAĞI

    Tütünle mücadele Daire Başkanı Sertaç Polat, sigara kullanım oranının ülkemizde yüzde 31’den 27’ye indiğini ve 4 yılda 2 millyon kişinin sigarayı bıraktığını dile getirdi. Sigara yasağının stadyum, hastane bahçeleri açık alanlarda da geçerliği olduğunu hatırlatan Polat, ilerideki zamanlarda açık alanlarda da sigara yasağı için çalışmaların devam ettiğini ve halkın talebinin bi yönde olduğunu bildirdi. Polat, yakın zamanda çocuk parklarında da sigara içmenin de yasaklar arasına gireceğini aktardı.

     

     

     

    CEZALAR AĞIRLAŞIYOR

    Bakanlık ayrıca, sigara ihlallerine verilen cezaların da ağırlaştırılması için kolları sıvadı. Bu kapsamda kapalı mekanda sigara içmeye müsaade eden işletmeciye ve işletmeyi ağır cezalar bekliyor. Bakanlık, çalışmaları gerçekleşirse ihlaller kapatma ve hapis cezaları ile karşılaşacak.

  • Dadaşlar sigaradan bıkmış

    Erzurum Halk Sağlık Müdürlüğü tarafından Yakutiye Kent Meydanı’na sigarayı bırakmak isteyenler için kurulan çadır standa 4 günde 3 bin kişi müracaat etti.

        Dumansız hava sahası kapsamında Halk Sağlığı Müdürlüğü, “Sigarayı atın, hayatı tadın” projesi  çerçevesinde Yakutiye Kent Meydanı’nda çadır stant açtı. Stantta bir doktor, bir psikolog ile bir eğitici hemşire görevlendirildi. Çadıra son 4 gün de yaklaşık 3 bin tiryaki başvuruda bulunarak sigarayı bırakmak için psikolojik destek aldı. Sigarayı bırakmak isteyenlerin çoğunu 40 yaş üzeri erkeklerin oluşturduğu belirtildi. Tiryakilere sigaranın zararlarını anlatan broşürlerin yanı sıra şapka t- shirt, anahtarlık ücretsiz dağıtıldı. Çadır standa kadınların ve gençlerin ilgisiz kalması ise dikkat çekti.

        Halk Sağlığı Müdürlüğü Tütün ve Diğer Bağımlılık Yapan Maddelerle Mücadele Şube Müdürü Dr. Feridun İlday, orta yaş ve üzeri erkek tiryakilerin sigarayı bırakmak için irade göstermesinin sevindirici olduğunu belirtti. Dr. İlday, vatandaşların sigaranın zararlarını çok iyi bildiğini ancak bırakma konusundan profesyonel destek aradıklarını ifade etti. Tiryakilere uzman psikolog desteğinin verilmesinin ardından Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nin Sigarayı Bırakma Polikliniğe yönlendirildiğine işaret eden İlday,”Dumansız hayat sağlıklı yaşama atılan ilk adımdır. Sigarayı atın hayatı tadın projesi kapsamında kurduğumuz çadır standa 3 bin kişinin gelerek sigarayı bırakma yönünde beyanda bulunmaları ve bu amaçla hekime gitme konusunda ikna olmaları sevindirici bir gelişme.” dedi. 30 yıla yakın günde bir buçuk paket sigara içtiğini belirten 53 yaşındaki Musa Erbiz, sigarayı bırakmak amacıyla çadır standa geldiğini söyledi. Erbiz, çevresindeki herkesin sigara içtiğini ve bırakmak istediği halde bu amacına ulaşamadığına işaret ederek, beni kurtarın” dedi.