Etiket: Şiddeti

  • Anaokulunda bakıcı anne şiddeti

    Kırşehir’de anaokulunda görevli bakıcı anne tarafından dövüldüğü iddia edilen çocuk, hastanelik oldu.

    Kırşehir’de Bağbaşı Mahallesinde bulunan Denfe Kılıçözü anaokulunda görevli bakıcı anne F.A., iddiaya göre, okul öncesi eğitimi alan H.S.A.’yı (5) kıyafetlerini değiştirirken dövdü. Okuldan eve geldiğinde çocuğunun vücudundaki morluklar üzerine doktora giden ebeveyn Ç.A., bakıcı anneden şikayetçi oldu.

    Alınan bilgiye göre anaokulunda 5 yaşındaki H.S.A.’yı dövdüğü öne sürülen bakıcı anne F.A., dövdüğü çocuğa “Annene söylersen yine döverim” diye tehditte bulundu.

    Yaşanan olayın basına yansımasından sonra açıklamada bulunan İl Milli Eğitim Müdürlüğü, İş-Kur üzerinden görevlendirilen bakıcı annenin görevinden alındığını duyurdu. İl Milli Eğitim Müdürü Şevket Karadeniz, “Çocuğumuzun kol ve ayağında morluk oluşmuş böyle bir iddia var. Çocuğumuz annesine böyle bir beyanda bulunmuş. Bakıcı annenin yapıp yapmadığını henüz bilmiyoruz. Konu araştırılıyor. Okul yönetimi ile görüştüm. İnceleme başlatıldı. Olay bize intikal ettiği anda bakıcı annenin görevine son verildi” dedi.

  • Sosyal medya, kıskançlığı ve şiddeti arttırıyor

    Antalya’da düzenlenen 2. Psikiyatri Zirvesi ve 9. Ulusal Anksiyete Kongresinin Başkanı Prof.Dr. Nesrin Dilbaz, kadının eşinin bir kez tokat atmasını şiddet olarak algılamamasının yanlış olduğunu belirterek, sosyal meydanın da kadına yönelik kıskançlık ve şiddeti arttırdığını söyledi.

    2. Psikiyatri Zirvesi ve 9. Ulusal Anksiyete Kongresi Antalya’nın Serik ilçesine bağlı Belek turizm merkezindeki bir otelde başladı. Kongre kapsamında düzenlenen basın toplantısında konuşan Kongre Başkanı Üsküdar Üniversitesi Bağımlılık Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Nesrin Dilbaz, 500‘ün üzerinde ve büyük çoğunluğu psikiyatrist olan katılımcının bulunduğu kongrede kadına yönelik şiddet ve göçün tedavisinin ana konuları olduklarını kaydetti. Kongrede şizofreni, depresyon, yaşlı hastalara yaklaşım ve psikolojinin tüm alanlarının ele alındığını açıklayan Prof.Dr. Dilbaz, ayrıca yıl içinde psikolojik alandaki gelişmeleri de masaya yatırdıklarını vurguladı.

    Kadınların maruz kaldıkları şiddeti ifade edemediklerinden yakınan Prof. Dr. Dilbaz, “Ağrı, depresyon, kaygı, bayılmalar gibi belirtilerle ortaya çıkıyorlar. İç Anadolu, Orta Anadolu, Güneydoğu Anadolu’ya gidildiğinde kadının daha çok psikiyatriye başvurmasının nedenleri altında bunlar yatıyor. Biraz altına bakıldığında çoğunun altında bir travma olduğunu görüyoruz. Şiddetle flört edilmez. Şiddet göstermek aşka dair olamaz. Genç kızlarımızda zaman zaman böyle durumları görüyoruz. Fazlaca kıskanılmak, sözel şiddete maruz kalmak sanki aşkın göstergesiymiş gibi algılanıyor. Öyle bir durum yok” ifadelerine yer verdi.

    “Kadın eşinin bir kez tokat atmasını şiddet olarak algılamıyor”

    Yaptıkları bir çalışmanın sonuçları hakkında da bilgiler veren Prof. Dr. Dilbaz, “Polikliniğimize başvuran kadınlarda ne kadar şiddete maruz kaldıklarına yönelik bir çalışmamız oldu. Çok fazlaca şiddete maruz kaldıkları ortada, yüzde 60 gibi. Önemli olan nokta, eşinin bir kez tokat atmasını eşinin, hak ettiği zaman tokat vurmasını şiddet olarak algılamıyorlar. En önemli kısım bu. Şiddet algılandığında hak etmeden vurulduğunda, ağzı burunu kanayıncaya kadar dayak yediğinde sanki şiddetmiş gibi algıladıklarını görüyoruz. Kadına yönelik çalışmalarda sadece fiziksel şiddet değil, sözel şiddetin önemli olduğunu vurgulamak istiyoruz” dedi.

    “Göçle gelen şiddet”

    Göçle gelen kadınların da yüksek oranda şiddet mağduru olduğunu aktaran Prof. Dr. Dilbaz, “Var olan koşullardan dolayı şiddetten de kaçamıyorlar. Öğrenilmiş bir çaresizlik var. Dille kendilerini anlatamıyorlar. Başvuru yapacakları yerleri bilmiyorlar. O nedenle şiddetten kaçamadıklarını görüyoruz. Ülkemizdeki şiddetten mağdur olan kadınların hem tedavisi hem de eğitimlerine yönelik de psikiyatrist ve psikolog grubunu eğitime tabi tutuyoruz” açıklamasında bulundu.

    En fazla evliliğin geçen yıl Suriyelilerde olduğunu kaydeden Prof. Dr. Dilbaz, “Bunun da alt yapısına bakıldığında, 60’lı yaşlardaki erkeklerin Suriyelilerle evlendiğini görüyoruz. Kadın kendini kurtarabilmek için olur demesi başka bir şiddet konusu” ifadelerine yer verdi.

    “Katilin alacağı ceza sorgulanıyor”

    Türkiye’de kadın cinayetlerinin hem sayısının hem de görünürlülüğünün arttığını dile getiren Prof. Dr. Dilbaz, “Bir olayın medyada çok yer alması ile insanlar bir süre sonra duyarsızlaşmaya başlıyor. Ama söylemler çok önemli. Karısını öldüren kocanın ne kadar hapis cezası aldığını sorguluyoruz. Daha çok adalet sorgulanıyor. Altta yatan nedenler sosyolojik olarak sorgulanmıyor. Sosyolojik ve psikolojik ölçümlere ihtiyacımız var. Koruyucu ruh sağlığına yönelik önlemler yok” dedi.

    Sosyal medya etkisi

    Toplumda çok fazla yer almaya başlayan sosyal medya ile kıskançlıkların artmaya başladığını vurgulayan Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, “Aldatma ya da ona yönelik algıya dönelik şiddet arttı. Çünkü evinde oturduğu yerde, ilgi görmeyen bir kadının dışarıda birisiyle görüşüp, arkadaşlık başlatması mümkün değilken, internet aracılığıyla hiç tanımadığı başka bir şehirde var olan kişiyi değil de, hayalindeki bir duyguyu ve sevgiyi yazışmaya başlıyor. O da eşler arasında ciddi problem olarak algılanarak şiddete neden olabiliyor” ifadelerini kaydetti..

    “Kadınlar daha kolay şiddet mağduru olabiliyor”

    Üsküdar Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Psikiyatri Bilimleri ve Araştırmaları Derneği Başkanı Prof. Dr. Oğuz Karamustafalıoğlu, kadınların travmadan yüksek oranda etkilendiğini belirtti. Bir depremden kadınların erkeklerden daha yüksek oranda etkilendiğinin altını çizen Oğuz, “Ülkemiz sosyokültürel ortamı kadınları daha çok şiddetin kolay mağduru durumuna düşürebiliyor. Kadınların travmalara karşı sosyal programlarla korunması ve tedavi programlarında daha fazla destek alması gerekiyor” diye konuştu.

    “Kamplardaki klinisyenler de ruhsal bozuklukta”

    İngiliz Psikoterapist Kathleen O’Hara, dünyada kadına yönelik şiddete bir farkındalık oluşmasının gelecek nesiller adına önemli olduğunu vurguladı. Farkındalığın artmasıyla kadının şiddete hayır deme gücünün oluştuğunun altını çizen O’Hara, “Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 15-17 yaş arası kızların yüksek intihar grubu arasında yer aldığını görüyoruz. Ergen kızlardaki pskiyatrist nedenlerin belirlenmesi ve ortadan kaldırılması önemlidir” dedi.

    Suriye’den Türkiye’deki kamplarda çalışacak olan ve çalışmayı düşünen psikolog ve psikiyatristlere de eğitim verdiğini aktaran O,Hara, “Orada çalışıp eğitim için gelenler büyük problemler olduğunu söylüyorlar. Görünenin altında çok sorunlar varmış. Klinisyenlerin de ruhsal olarak travmaya yaşadıklarını görüyoruz. Orada çalışan klinisyenlere de ruhsal olarak yardımcı olunması gerekiyor. Bu travmayla ilgili olarak herkes mağdur kalabilir ama herkes etkilenmeyebilir. Ama en çok kadınlar ve çocuklar etkileniyor” dedi.

  • Kadına şiddeti ‘Analar hayır duasına’ sloganıyla protesto ettiler

    Tekirdağ’da bir araya gelen Kadın platformu üyeleri, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe dikkat çekmek için ‘Analar hayır duasına’ sloganıyla kadınlara şiddeti protesto etti.

    Kadın Platformu üyesi bir grup kadın Tekirdağ’ın Merkez ilçesi Süleymanpaşa’da bulunan Sahil dolgu alanda bir araya geldi. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle bir araya gelen kadınlar, ‘Analar hayır duasına’ sloganıyla kadına şiddeti protesto etti.

    ‘Analar hayır duasına’ sloganıyla ellerine çeşitli dövizler alıp sahil dolgu alanda bir araya gelen Kadın Platformu üyelerine CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, Süleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat, Tekirdağ Süleymanpaşa Kadın Platformu, Anneler Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Türk Kadınlar Birliği de eşlik etti.

    Kadınların gerçekleştirdiği ‘Analar hayır duasına’ programı çeşitli konuşmaların ardından sona erdi.

  • Sağlıkçılar şiddeti protesto etti

    Sağlık Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Özgür Yıldırım, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisinin önünde, sağlık çalışanlarının uğradığı şiddete ilişkin basın açıklaması yaptı. Başkan Yıldırım, “Hakaret ettiniz, darp ettiniz, katlettiniz. Artık yeter. Dokunma doktoruma, hemşireme, anneme, kardeşime” dedi.

    Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisinde 11 Şubat tarihinde tedavisi yapılan hastanın, yanında bir kişinin kalmasına izin verilmesine rağmen, diğer yakınlarının da hastanın yanında kalmak istemesinden dolayı çıkan tartışma sonucu bir doktor, bir hemşire ve bir güvenlik görevlisinin darp edilmesi üzerine, Sağlık Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Özgür Yıldırım bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Gerçekleştirilen basın açıklamasında Başkan Yıldırım, “Darp edilen sağlık çalışanları arkadaşlarımız darp raporlarını almış ve polis merkezine ifadelerini vermişlerdir. Başta darp edilen Dr. Gökçe Albay yenice, Hemşire Pınar Yılmaz ve güvenlik Görevlisi Hamit Ocak nezdinde, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi çalışanları ve şiddete uğrayan tüm sağlık çalışanlarına geçmiş olsun derken bu olayların son bulması için gereken caydırıcı önlemlerin alınmasını bir kez daha ilgililerden talep ediyoruz” diye konuştu.

    “Derdinizle bizler de dertleniyoruz”

    Sağlık çalışanlarının verdiği emeği görmezden gelip hakarete ve şiddete başvuran kişilere seslenen Başkan Özgür Yıldırım, “Hastayı hayatta tutabilmek için ne mücadeleler verdiğimizin farkında değilsiniz. Her gün o kaybetme korkusunu bizler fazlasıyla yaşıyor, derdinizle bizler de dertleniyoruz. Buna rağmen verdiğimiz emeği görmezden gelip, hakaret edip, şiddete ve darba başvuran hadsizlere sesleniyorum; artık yeter. Hakaret ettiniz, darp ettiniz, katlettiniz. Dokunma doktoruma, dokunma hemşireme, dokunma anneme, dokunma kardeşime” ifadelerini kullandı.

    “Yetkilileri caydırıcı önlemler almaya davet ediyoruz”

    Her geçen gün hem fiziksel, hem sözsel şiddetin giderek arttığını dile getiren Başkan Yıldırım, şöyle devam etti:

    “Sağlık Bakanlığı ve Adalet Bakanlığını sağlık çalışanını koruyan hasta ve hasta yakınlarını, şiddet uygulamaktan net bir şekilde caydıracak daha kesin önlemler almaya davet ediyoruz. Eğitimin kesinlikle şart olduğunu bir kez daha yineliyor, darp edilen arkadaşlarımızın, kendi yakınları olabileceğini düşünerek hareket etmelerini istiyoruz.”

    “Görevimizi yaparken darp edilmek istemiyoruz”

    “Sağlık çalışanları olarak görevimizi yaparken darp edilmek istemiyoruz” diyen Başkan Yıldırım, şunları söyledi:

    “Bir hakim, bir savcı, suçluya verdiği cezadan dolayı şiddete maruz kalmıyorsa, yine bir kişi vergi borcunu öderken veya bankadan kredi çekerken banka çalışanına, vergi dairesi çalışanına şiddet uygulamıyorsa, biz sağlık çalışanları olarak da görevimizi yaparken darp edilmek, hakarete uğramak kesinlikle istemiyoruz.”

    Acil servis çalışanlarına gül verdi

    Başkan Özgür Yıldırım, açıklama sonrası acil servis çalışanlarına gül vererek, geçmiş olsun dileklerini iletti. Ayrıca acil servisin çeşitli yerlerine sağlık çalışanlarına karşı sıklıkla görülen ve suç unsuru taşıyan davranışların Türk Ceza Kanunundaki karşılıklarını içeren afişler astı.

  • Kadınlar kadına yönelik şiddeti protesto etti

    Kadıköy’de bir araya gelen kadınlar, kadına yönelik şiddeti protesto etti. Kadına yönelik şiddet sırasında hayatını kaybedenlerin yakınları, yaşadıklarını anlatırken gözyaşlarını tutamadı.

    Kadıköy’de Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü nedeniyle bir araya gelen kadınlar, kadına yönelik şiddeti protesto etti. Kadıköy Beşiktaş İskelesi önünde toplanarak “Laiklik ve özgürlüğümüzden vazgeçmeyeceğiz, kadın ve çocuk düşmanlarına karşı direneceğiz” yazılı pankart açan kadınlar, yaşanan şiddet olayları sırasında hayatını kaybeden kadınların fotoğraflarını taşıdı. Türkiye’nin farklı yerlerinde hayatını kaybeden kadınların yakınları da eyleme destek verdi. Eylemde konuşan mağdur yakını Çiğdem Evcil, “Bizler kadın olarak bu ülkede varız. Var oldukça bu mücadeleye devam edeceğiz. Bugün çok kötü bir durumda geldim buraya. Ben kız kardeşimin katilinden mektup aldım. Ve aynı kaderi sende paylaşacaksın diyor. Bunu burada ilk defa açıklıyorum. Korkuyor muyum, hayır korkmuyorum. Çünkü Muhterem korkmadan öldü. Bende korkmuyorum. Bu uğurda can vereceksem vermeye hazırım” dedi.

    Eşi tarafından öldürülen Halide Özpolat’ın kızı Zekiye Kaya ise, “Annem 7 ay önce vahşi bir şekilde canice öldürüldü. Babam demek istemiyorum annemin katili diyorum. Vahşi bir şekilde öldürüldü. Annemin çene kemiklerini yerden topladım. Yüzünü darmaduman etmişti ve annem bunu hak etmiyordu. 7 aydır hapse bile girmedi. Deli raporu almak için hastanelerde yatıyor. Ben bu adaletsizliği artık durdurun diyorum. Cezasını çeksin istiyorum” şeklinde konuştu.

    Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Başkanı Gülsüm Kav ise, kadın cinayetlerini durdurmak için çalıştıkları gibi çocukların da örselenmemesi için mücadele edeceklerini dile getirdi.

    Mağdur yakınları konuşma sırasında duygulanarak gözyaşlarına hakim olamadı. Eylemin sonunda hayatını kaybeden kadınlar için gökyüzüne balon bırakıldı.