Etiket: şiddet

  • Erzurum’dan şiddete tepki

    E.MEHMET YILMAZ
    ERZURUM (İHA) –

     

    Erzurum Bölge Eğitim Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Fatih Albayrak, son günlerde sağlık çalışanlarına yönelik artan şiddet olaylarına tepki göstererek, bu şiddetin önüne geçilmesini istedi.
    Erzurum Bölge Eğitim Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Fatih Albayrak, son günlerde hastanelerde sağlık çalışanları yönelik artan şiddet olaylarını kınadı. Albayrak, hastaneye günde ortalama 20 bin insanın giriş yaptığını, bunların yalnızca 2-3 tanesinin problem çıkardığını söyledi. Bu insanların sağlık çalışanının çalışma motivasyonunun bozulmasına ve çalışma zevkinin dengesinin alt üst olmasına sebep olduğunu vurgulayan Albayrak, “Bunun önlenmesi için halkımızın sağlık çalışanlarının çalışma şartlarını çok iyi anlaması gerekmektedir” dedi.
    Şu anda ülkemizde belki dünyada 7/24 çalışan başka bir çalışma grubu olduğunu düşünmediğini dile getiren Albayrak, “Gecenin 2’sinde serviste yatan hastanız vardır hemşireniz arar hasta şöyle oldu dediği zaman apar topar hastaneye gelirsiniz. Kar kış demeden hastanızı görür ve hastanıza yapabileceğiniz her şeyi yapar sonra evinize döner saat 8’de tekrar mesainize gelirsiniz. Bu kadar fedakarlıkta çalışan sağlık grubuna çok az sayıdaki sorumsuz vatandaşlarımızın saldırısı sağlık çalışanlarının bütün dengesini bozuyor. Sadece o gün o kişiye yapılan hakaret ya da saldırı o kişinin çalışma zevkini veya çalışma dengesini bozuyor o hafta o arkadaştan biz verim alamıyoruz. Bu bize yansıyor ve bizim bütün motivasyonumuzu bozuyor. En son geçen hafta bir bayan doktor arkadaşımıza ölüm tehdidi oldu. Geçen Perşembe günü arkadaşımız izin aldı pazartesine kadar çalışmadı. Pazartesi günü gelince 24 saat acilde nöbet tuttu. Siz bir insana ölüm tehdidi ederseniz onun tüm dengesi bozulur. Ondan sonra o kişiden verim bekleyemezsiniz. Bu bir değil bir hafta bazen 1 ay izin alıyorlar ve çalışamıyorlar bu da vatandaşlarımıza yansıyor. Vatandaşımız hastaneye geldiğinde o doktora daha önce kontrol için gelmiştir veya muayene olmuştur ama başka bir kişi o doktoru yerinde bulamamaktadır. Bir sorumsuz vatandaşımızın hekim veya sağlık çalışanına yaptığı uygunsuz saldırılardan kaynaklanmaktadır” dedi.
    Yapılan saldırıların cezasız kalmadığını ancak ceza verilene kadar sağlık çalışanlarının mağduriyetinin devam ettiğini ifade eden Albayrak, “Sağlık çalışanlarına hakarete 4 yıl 1 ay hapis cezası verilmektedir. Yapılan bu saldırılar Sağlık Bakanlığı’mızın ‘beyaz kod’ adlı uygulamasıyla adli mercilere ulaştırılmakta ve Sağlık Bakanlığı’mızın avukatları desteği ile de davalar takip edilmektedir ve cezalarını almaktadır. Ama suçlular bu cezayı alana kadar sağlık çalışanı verimsiz çalışmaktadır. Vatandaşlarımızı lütfen sağlık çalışanlarının birer insan olduğunu ve uzaydan gelmediğini bu kişilerin sizin amcanız, teyzeniz olduğunuzu düşünmeniz lazımdır. Hiç bir insan diğer insana bile bile kötülük yapmak istemez. Eğer sizin bir hastanız hastaneye gelip ölüyorsa veya sakat kalıyorsa bu sağlık çalışanlarının suçu değildir bu hastalığın doğal bir sonucudur. Hasta öldüğü zaman sen benim annemi öldürdün babamı veya çocuğumu öldürdün diye sağlık çalışanlarına saldırmamak gerekiyor. Bu konuda vatandaşlarımızdan daha fazla hassasiyet bekliyoruz” diye konuştu.

  • Kadına şiddet uygulayan milletvekiline dokunulacak

    eni anayasada, kadına şiddet uygulayan ve cinsel istismar suçunu işleyen milletvekilleri, adam öldürme, terör ve darbe suçlarında olduğu gibi dokunulmazlık zırhından yararlanamayacak.

     

    YENİ anayasada dokunulmazlık ve yasama sorumsuzluğu yazılırken kadına şiddet uygulayan, cinsel istismar suçunu işleyen milletvekillerinin dokunulmazlığının, adam öldürme suçu gibi dokunulmazlık kapsamı dışında olması gündeme geldi. Öneriyi BDP gündeme getirirken, diğer partiler düşünme kararı aldı.

     

     

    Vekilin evinde arama izne tabi

    Anayasa Uzlaşma Yazım Komisyonu’nun son toplantısında “yasama sorumsuzluğu ve dokunulmazlığı” maddesi ele alındı. AK Partili Ahmet İyimaya, Meclis’in dokunulmazlığın yanında tutuklama, gözaltına alma, bir milletvekilinin evinde arama yapma yetkilerini bölerek kullanmasına olanak tanıyacak bir düzenleme yapılmasını önerdi. CHP, kürsü dokunulmazlığı kapsamı dışında kalan tüm suçlardan milletvekillerinin tutuksuz yargılanmasını istedi. Diğer partiler ise otomatik yargılamanın belli suçlardan yapılması yönünde tavır koydu. Yargılama konusunda bir uzlaşma sağlanamadı.

     

     

    Kadına şiddete otomatik yargılama

    Anayasa’ya göre ağır cezayı gerektiren suçlarda suçüstü hali yapılması halinde milletvekilleri dokunulmazlığının kaldırılmasına gerek kalmadan yargılanabiliyor. Bu maddenin nasıl düzenleneceği de tartışıldı. Kasten adam öldürme ve suçüstü hallerin kapsam dışında bırakılması konusunda görüş birliğine varıldı. BDP ayrıca, suçüstü haller, kadına yönelik şiddet, cinsel bütünlüğe karşı işlenen suçların dokunulmazlık kapsamı dışında olmasını önerdi. MHP’nin önerisinde, milletvekillerinin Meclis kararı olmadıkça aranamayacağı, sorgulanamayacağı, tutuklanamayacağı önerildi. Ancak MHP terör suçları ve suçüstü hallerinin dokunulmazlık kapsamı dışında kalmasını istedi.

     

     

    Kadına yönelik suç vekil seçtirmeyecek

    ALT Yazım Komisyonu, mevcut Anayasa’da vekil seçilmeye engel suçlar arasında sayılan “taksirli suçlar hariç bir yıl veya daha fazla hapis cezasına hüküm giymiş olanlar; zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık” şeklindeki suçlara, “cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, kadına ve çocuğa yönelik şiddet, işkence insanlığa karşı suçlar” hükmünü ekledi. Böylece kadına şiddet uygulayanlar bir gün dahi ceza almış olsalar milletvekili seçilemeyecekler.

     

     

    Tutuklamaya Meclis izni şart

    Komisyonda “TBMM’nin kuruluşu ve milletin temsili” başlıklı bölümde kadınların siyasete girmesini teşvik amacıyla “eşit temsil ilkesi” fıkrasının yazılmasını kararlaştırdı. Komisyon, bir milletvekili hakkında tutuklama, gözaltı, arama ve yakalama kararı verilmesinin Meclis kararı ile mümkün olması yönünde bir düzenleme yapılmasını da benimsedi. Komisyonda benimsenen bir başka görüş de milletvekillerinin yargılama sürecine ilişkin mevcut Anayasa’nın 14’üncü maddesineki ‘darbe’ suçundan yargılananların milletvekili seçildikten sonra da haklarındaki mahkeme sürecinin devam etmesini hükme bağlıyor. Madde kabul edildiğinde hangi suç olursa olsun bir milletvekilinin tutuklanması, gözaltına alınması, yakalanması ya da arama yapılması Meclis kararı ile mümkün olacak.

     

     

    Dinleme için izin istensin

    Milletvekillerinin telefonlarının dinlenebilmesi için de ‘izin’ mekanizması gündeme geldi, ancak henüz netlik kazanmadı.

    KONUKEVİNDEKİ KADINA KODLU KİMLİK

    Konuya ilişkin yönetmelik yayınlandı. Konukevinde çalışanlar kadını korumak gerekçesiyle temel hak ve özgürlüklere kısıtlama getiremeyecek. Gizlilik kararı ile konukevine kabul edilen kadınlara kodlu kimlik verilecek.

  • Kendini yaktı

    Kendini yaktı

    Adana’da ayrıldığı dini nikahlı eşinin kapısına dayanarak sürekli kendisini darp ettiğini ileri süren bir kadın üzerine benzin döküp kendisini yaktı. Polislerin müdahale ederek yanmaktan kurtardığı kadın ambulansla hastaneye kaldırıldı.

     

    FATİH KEÇE – YUSUF KOYUN
    ADANA

    Ayrıldığı dini nikahlı eşinin kapısına dayanarak sürekli kendisini tehdit edip şiddet uyguladığını söyleyen Fatma Çelik (46) adındaki kadın, pet şişeyle benzin alarak kent merkezindeki Celal Bayar Köprülü Kavşağı’na çıkarak intihar girişiminde bulundu. Köprüde üzerine benzin döken kadını gören çevreden geçenler durumu polise bildirdi. Olay yerine gelen polis ekipleri, elinde çakmak bulunan kadını ikna etmeye çalıştı.

     

    Kendisine yaklaşılmamasını isteyen Fatma Çelik, “Ben dini nikahlı kocamdan ayrıldım ama hala evime gelip beni rahatsız edip para istiyor. Savcıya gittim bir çare olmadı, polise gittim bir çare olmadı. Artık ona para vere vere bıktım. Yeter artık kendimi yakacağım” diyerek bağırdı.

     

    Polis uzun süre elinde çakmak bulunan kadını ikna etmeye çalıştı ancak bir sonuç alamadı. İkna edilemeyen kadın elindeki çakmağı çakarak kendisini ateşe verdi. Polisler kadının elindeki montu alarak yere yatırıp alevleri söndürmeye çalıştı. Bir polis ise yangın söndürme tüpü kullanarak kadını yanmaktan kurtardı.Vücudunun çeşitli yerleri yanan Fatma Çelik, olay yerine çağrılan ambulans ile Adana NumuneEğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürülerek tedavi altına alındı.

     

  • Şiddet, Eğitim, Hukuk!

    Şiddet, Eğitim, Hukuk!

    Televizyonlarda sivil toplum kuruluşları son aylarda daha bir hızlanarak “kadına şiddeti” kınamak için eylemler yapmağa başladılar.

    Yetersiz!

    Devlet ve sivil toplum kuruluşları, akademiler el ele olmalıdırlar!

    Duymayanlara, şiddet uygulayanlara şiddetin ne olduğunu anlatmıyor!

    Çünkü şiddet uygulayan, evde şiddeti bilinen zalim, kendisinin şiddet uyguladığının farkında değildir! Hayatı öyle zannediyordur; hayat onun için “zorbalık” demek, zorbalığı hayat şekli haline getirmiş; böyle besleniyor! Sadece kendisi haklı(!)

     

    Toplumda şiddet gittikçe dozunu artırıyor; ebeveynlerinden dayak yiyen çocuklar, bebekler, eşlerinden dayak yiyen, bıçaklanan, aşağılanan, kamçılanan, öldürülen kadınlar artık haber olmaktan neredeyse çıktı ki; haberleri gazeteler de bile arka sayfalara düştü.

    Affedilemeyecek başka bir şiddet ise; el alemin kızına bir şekilde musallat olup, sonunda katletmeye varan; şiddet! Ve devlet burada oldukça sağır, ağır, aksak!

    Genç kızı vurup öldürüyor; neymiş; seviyormuş(!)

    Bu şiddetlerin oluşmasında, yaygınlaşıp önlenememesinin altında birçok sebep var elbette:

    ***Eğitim sisteminin eksik ve hatalı olması!

    ***Aileden modellenerek gelen şiddetin, şiddetçilere yabancı olmaması!

    ***Sinema ve televizyon dizileriyle bilinçaltına yerleşen şiddet, acımasızlık, haksızlık ve adaletsizliğinin hayatımıza yansıması olarak tanımlanabilir!

    ***Devletin kanunlarının, cezalarının yeterli olmaması, suç işleyecekler için caydırıcı olamaması! Hatta öyle suçlardan sonra suçlunun serbest bırakıldığını duyuyoruz ki; şaka gibi geliyor!

    Suçlunun devletten /cezadan korkmadığı, bir adalet sistemine sahip olduk! Dışarıdan birisi görse; “sanki devlet tahliye ediliyor, başka bir yerlere taşınıyoruz da; haydi idare edelim diye düşünebilir! Bu derecede umursamaz, mağdur tarafı asla tatmin etmeyecek mahkeme sonuçları, suçluları cesaretlendirmektedir!

    Polisimize molotof kokteyli atarak yanmasına, ağır yaralanmasına sebep olan terörist; ertesi gün serbest kalıyor! Anlayan varsa; bana da anlatabilir!

    Şiddet, artıyor; masum, mazlum insanlar hayattan ayrılıyor, sakat kalıp hayattan kopuyor veya korku, azap içinde yaşamaya devam ediyor!

    Bence Kültür Bakanlığı’nın kontrolünde olması gereken sinema ve televizyon dizilerinin denetimleri şimdilik kontrolsüzdür. RTÜK’ün TV dizileri konusunda da yeterli bilgisi, görgüsü ve yetkisi olmadığı ise açıktır!

    Türk filmlerinde sık görmüşüzdür; bayan konuşmaya başlıyor; “pat” diye tokat suratında patlıyor! Kadın konuşmaya çalışıyor; esas oğlanın şamarıyla yere yuvarlanıyor! Bizim nesil böyle filmlerle büyüdü! Şimdiki nesil de töre cinayetleri seyrederek büyüyor! Gençlerim bunları seyrediyor!

    Tecavüz sahneleri, alıkoyma, gasp, darp, adam katletmek vakayı adiyeden!

    Eğitim sistemimizde, filmlerimizde yeteri kadar; şiddet ortamında büyüyen, kişisel bütünlüğü yerle bir, özgüveni paramparça insanların hayatta nasıl mutsuz olduklarını sergileyemedik!

    Şiddet gösteren kadının kocası olsun, aileden şiddet gören çocuk veya tanımadığı hayatına kara leke girip acılar yaşatan başkası olsun; kimin başkasına acı vermeye hakkı olabilir ki?

    Nezaket nerede, hak, adalet, din, güzel ahlak nerede? Bunlar olmadan nasıl insan olunabilir ki?

    Hz. Peygamberimiz(SAV) hayatı boyunca hiçbir hizmetçiyi dövmemiş, hiçbir hanımına tokat atmamış, hiçbir kimseye eliyle vurmamıştır.” Hz. Âişe

    Ve Peygamberimiz; (SAV) “Kadınlarını döven o kimseler, sizin hayırlınız değildir.” buyurdular

    Ölmemek ve acı hayat, şiddet, tehditle yaşamamak için devlet var olmalıdır, hissedilmelidir ve üzerine düşenleri –eğitim- caydırıcılık – cezalandırma- olarak yapmalıdır! 

  • Mağdur kadınlara buton

    Mağdur kadınlara buton

    Şiddet gören kadınların tek bir tuşla polis çağırabilecekleri “panik butonları” önümüzdeki hafta devreye giriyor. Kolye, bilezik görünümünde, hatta cep telefon-larına eklenecek Alo 155 ikonlarından oluşan panik butonları, ilk aşamada bunun eğitimi verilen 100 kadına dağıtılacak.

     

    ŞİDDETİ önlemek için hazırlanan kolye, bilezik görünümündeki panik butonları, önümüzdeki hafta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in de katılacağı bir eğitim programıyla, koruma talep eden kadınlara Bursa’da dağıtılacak. İlk etapta 100 kadına verilecek panik butonları, daha sonra koruma talep eden tüm kadınlar için hazırlanacak. Şiddet gören kadınların tek bir tuşa dokunarak polis çağırabilecekleri kolye, bilezik görünümündeki hatta cep telefonlarına eklenecek Alo 155 ikonlarından oluşan “panik butonları” önümüzdeki hafta devreye giriyor.

     

     

    Önce eğitim verilecek

    Bunun için şiddet gören kadınlara ilk eğitim Bursa’da Bakan Fatma Şahin’in de katılacağı bir programla verilecek. Eğitimlerde, butonun nasıl kullanılacağı, eksili katlarda çalışmayacağı, üzerine su gelmesinin engellenmesi gerektiği, nasıl şarj edileceği, sinyal kesici jammerların bulunduğu alanlarda kullanılamayacağı gibi konular anlatılacak. Eğitimler eş zamanlı olarak aile içi şiddetin sık yaşandığı Adana’da da verilecek. İlk etapta Bursa ve Adana’da 100 kadına dağıtılacak butonlar, daha sonra koruma talep eden tüm kadınlar için hazırlanacak. Kadınlar herhangi bir tehlike anında butonlara dokunuyor. Verilen sinyalle nerede olduğu tespit edilen kadına en yakın kolluk kuvveti yardım için gidiyor. Panik butonları, özellikle İngiltere, Almanya ve Amerika gibi ülkelerde başarıyla uygulanıyor.