Etiket: şiddet

  • ABD Savunma Bakanı Austin: “Afganistan’daki şiddet derhal azaltılmalı”

    ABD Savunma Bakanı Austin: “Afganistan’daki şiddet derhal azaltılmalı”

    ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, Afganistan’da şiddetin çok yaygın olduğunu ve derhal azaltılması gerektiğini belirtirken, ABD askerlerinin ülkeden önümüzdeki Mayıs ayına kadar çekilip çekilmeyeceğine ilişkin herhangi bir açıklamada bulunmadı.

    ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, NATO Savunma Bakanları Toplantısı’nın ardından basın toplantısı düzenledi. Pentagon’da düzenlenen basın toplantısında Austin, NATO ile gerçekleştirilen toplantıda Afganistan’daki gelişmelerin de ele alındığını söyledi. Austin, Afganistan’da şiddetin hala çok yaygın olduğunu ve derhal azaltılması gerektiğini belirterek, ABD’nin Afganistan’daki savaşı kalıcı olarak sona erdirmeye kararlı olduğunu açıkladı. Austin, tarihin yaklaştığının farkında olduklarını söyledi fakat ABD askerlerinin ülkeden önümüzdeki Mayıs ayına kadar çekilip çekilmeyeceğine ilişkin herhangi bir açıklamada bulunmadı.

    ABD 29 Şubat 2020’de Taliban ile yaptığı anlaşma kapsamında Afganistan’daki asker sayısını 2 bin 500’e indirmişti. Anlaşmaya göre, ABD’nin Mayıs ayı itibariyle tüm askerlerini Afganistan’dan çekmesi planlanmıştı. Ancak 20 Ocak’ta göreve gelmesinin ardından ABD Başkanı Joe Biden, Taliban ile yapılan anlaşmanın gözden geçirilmesi kararlaştırılmıştı.

  • Vali Çelik: “Sıfır şiddet hedefiyle mücadelemizi sürdüreceğiz”

    Vali Çelik: “Sıfır şiddet hedefiyle mücadelemizi sürdüreceğiz”

    Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Toplantısı, Kütahya Valisi Ali Çelik’in başkanlığında, gerçekleştirildi.

    6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu’nun uygulanmasında koordinasyonun artırılması amacıyla yapılan toplantıya; Vali Yardımcısı Mustafa Güney, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Murat Kırbaç, İl Emniyet Müdürü Necmettin Koç, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdür Vekili Fatmaz Uz ile ilgili birimlerin temsilcileri katıldı.

    “Kadına şiddetle mücadelede başarılı bir yılı geride bırakıyoruz”

    Her hafta düzenlenen toplantılarda aile içi ve kadına karşı şiddetle mücadele kapsamında uygulanan tedbirlerin değerlendirildiğini ve çözüm istişaresinde bulunulduğunu belirten Vali Ali Çelik, “Alınan tedbirler Kütahya’da olumlu sonuçlar verdi. 2019-2020 yıllarını mukayese ettiğimizde ilimizde kadın cinayetlerinde polis sorumluluk bölgesinde yüzde 75; jandarma sorumluluk bölgesinde yüzde 100 azalma sağlandı. Fuhuş olaylarına karışan 29 kadınla görüşüldü, 6’sı ikna edilerek olası bir suça karışmalarının önüne geçildi. 2021 yılında da sıfır şiddet hedefiyle mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.

    Toplantı görüş ve önerilerin paylaşılmasının ardından sona erdi.

  • Paris’teki şiddet olaylarında gözaltı sayısı 30’a yükseldi

    Paris’teki şiddet olaylarında gözaltı sayısı 30’a yükseldi

    Fransa’nın başkenti Paris’te güvenlik güçlerinin görüntülerinin yayınlanmasının yasaklanmasını içeren güvenlik yasa tasarısına karşı gerçekleştirilen protestoların şiddet olaylarına dönüşmesinin ardından gözaltına alınanların sayısı 30’a ulaştı.

    Fransa’da hükümetin çıkarmak istediği kapsamlı güvenlik yasasına karşı tepkiler şiddetini giderek arttırıyor. Başkent Paris başta olmak üzere ülke genelinde 90 farklı yerde gerçekleştirilen güvenlik yasası karşıtı gösteriler şiddet olaylarına dönüştü. Nantes kentindeki gösterilerde çıkan olaylarda 1 polis yaralanırken, İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Paris’teki gösterinin başlamasının ardından polis ile göstericiler arasında çıkan olaylar sonrası gözaltına alınanların sayısının 30’a yükseldiği bildirildi.

    Kentte sendikaların ve alım gücünün düştüğünü savunan bazı sivil toplum örgütlerinin de destek verdiği gösteride, Hong Kong ve Şili’deki gösterilerde güvenlik güçlerine karşı kullanılan lazer de yer aldı. Göstericiler, polis müdahalesini püskürtmek için lazerleri polise doğrulttu.

    Paris’te öğleden sonra Porte des Lilas’tan başlayan gösteri, polisin verdiği güzergah izni üzerinden Republique Meydanı’nda son bulması gerekiyordu. Göstericilerin bir kısmı Republique Meydanı’na ulaşmış olmasına rağmen 2 bin kişilik bir grubun içinde bulunan yaklaşık 500 kişi şiddet olaylarına karışmış, çevredeki iş yerlerini tahrip edip arabaları ateşe vermişti. Ara sokaklara dağılan göstericiler ile polisler arasında kovalamaca yaşanırken, yakılan arabalar itfaiye tarafından söndürüldü. Bazı mağazaların ise yağmalandığı belirtildi.

  • Kireçci: “Şiddet virüsünün aşısı örgütlü mücadeledir”

    Kireçci: “Şiddet virüsünün aşısı örgütlü mücadeledir”

    Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen İl Kadın Komisyonu Başkanı Esra Kireçci, 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Şiddet virüsünün aşısı örgütlü mücadeledir” dedi.

    Şiddetin tarih boyunca insanlığın temel sorunlarında birisi ola geldiğini dile getiren Esra Kireçci, “Başta şiddete karşı koyamayacak durumda olan çocuklar, yaşlılar ve kadınlar olmak üzere şiddet bütün toplumu tehdit eden kötücül bir olgudur. Şiddet; dil, din, ırk, sınıf, etnisite, mezhep, cinsiyet ayırt etmemektedir. Bu yönüyle sadece toplumun bir kesiminin sorunu değildir, olmamıştır. Bu kadar yaygın ve yıkıcı bir sorun karşısında hem küresel düzlemde hem de çok yönlü örgütlü mücadelenin geliştirilmesi zorunludur” diye konuştu.

    Güçlünün zayıfa karşı uyguladığı, insan onurunu zedeleyen şiddet, bazen yaşam hakkını ihlaline varacak boyutta yıkıcı sonuçlar doğurduğunu anlatan Esra Kireçci, açıklamasını şöyle sürdürdü;

    “Savaşlardan, mülteci kamplarının ağır şartlarından, ücret adaletsizliğinden, çalışma ortamındaki eşitsizliklerden, iş sağlığı ve güvenliği kurallarına uyulmamasından, sosyal dejenarasyondan, yoksulluktan ve aile içinde meydana gelen şiddetten en ağır şekilde kadın ve çocuklar etkilenmektedir.

    Dünya genelinde sayıları 60 milyonu bulan sığınmacı/mülteciler insan onurunu dikkate almayan yasalar ve uygulamalar nedeniyle ağır şartlar altında yaşamlarını sürdürmekte, bu ağır koşullardan da en fazla kadınlar ve çocuklar etkilenmektedir. Türkiye’deki göçmen kadınların yaşamlarının, onurlarının ve emeklerinin korunması tüm siyasi mülahazaların üstünde insani bir görevdir. Göçmen karşıtı düşmanca söylem ve eylemlerin mülteci kadın ve çocukların şiddete maruz kalmalarına neden olduğu/olacağı unutulmamalıdır.

    Kadına şiddete karşı politikaların geliştirilmesinde ve uygulanmasında emek örgütlerinin önemi tartışmasızdır. Emek örgütleri; şiddet bakımından yüksek riskli meslek gruplarının belirlenmesi, farkındalık çalışmaları yürütülmesi, toplu sözleşme görüşmelerine bu konunun dâhil edilmesi, uygulamaların izleme ve değerlendirmelerinin yapılması, iş yaşamında kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi hususlarında kritik kurumlar ve önemli paydaşlardır.

    Kadınların karar mekanizmalarında yer alma oranının düşüklüğü ve kariyerlerinde belli bir yerden sonra yükselmelerinin önünde görünmez engellerin çıkması, hem kamuda hem özel sektörde devam etmektedir. Annelik ücret farkı tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çözülmesi gereken problemlerdendir. Kadınların kariyer yolculuklarını kısaltan ayırımcılığın ortadan kaldırılmasında, kadının analık haklarının korunması ve iş-aile hayatını uyumlaştıracak politikaların geliştirilmesi önemli ve gereklidir.

    Ayrıca, çalışma yaşamında şiddet, üzerinde ciddiyetle durulması gereken bir iş sağlığı ve güvenliği sorunudur. Çalışma hayatının her aşamasında karşılaşılan yıldırma ve tacizler bir bütün olarak mobbing bağlamında işyerinde şiddet olarak görülmelidir. Bu bağlamda 5. Dönem Toplu Sözleşme tekliflerimizin önemi gün geçtikçe artmaktadır. İş yerlerinde kreşlerin açılması, doğum izinlerinin artırılması ve kadın kamu görevlilerine yönelik mobbinge artırımlı ceza uygulanması taleplerimizin takipçisi olacağımızı yineliyoruz.

    Covid-19 pandemisi küresel ekonomik sistem üzerinde yıkıcı tesirinin yanı sıra çalışma hayatında şiddeti artıran bir etkendir. Çalışma hayatı dinamiklerinde yeni bir faktör olan pandemi bir yandan işsizlik sorununu arttırırken öte yandan kamu görevlilerinin iş yeri güvenliğini de tehdit etmektedir. Pandeminin çalışma hayatında şiddeti yaygınlaştırması başta sağlık çalışanları olmak üzere bu süreçte iş yükleri artan tüm çalışanları tehdit etmeye devam etmektedir. Bu vesile ile tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de salgınla mücadelede öncülük eden başta sağlık çalışanları olmak üzere tüm emekçilere yönelik saldırıları kınıyor ve kamu iradesini gerekli tedbirleri almaya davet ediyoruz.

    Bu süreçte Kovid-19 tedbirleri kapsamında uzaktan eğitim veren başörtülü kadın kamu görevlilerine yönelik nefret söylemleri ve ayırımcılığına da tanıklık ettik. Sendikal misyonumuzun gereği olarak, bu menfur hadiseyi Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumuna taşıdık ve nihayetinde yetkili merci olayda ayırımcılık yasağının ihlal edildiğine hükmetti. Geçmişte ülkemizde kadın kamu görevlilerinin çalışma özgürlüğünün, kitlesel düzeyde kısıtlayan bu tür yaklaşımlara her ne düzeyde olursa olsun karşı olduğumuzu yinelemekte fayda görüyoruz. Fransa’da geçen yıl gerçekleşen İslamofobik saldırıların yüzde 70’inin kadınlara karşı gerçekleştirildiği göz önünde bulundurulduğunda, islamofobiyi kadına yönelik şiddetle birlikte ele almamız gerektiği açıktır. Başörtülü kadınların kamusal alanda varlığını yasaklayan isamofobik anlayış küreselleştiği oranda, bu çarpık anlayışla emek örgütleri olarak mücadelemizin de küreselleşmesinin gerekliliğine inanıyoruz.”

    Esra Kireçci, açıklamasını şöyle sürdürdü;

    “25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü vesilesi ile Memur-Sen Kadınlar Komisyonları olarak diyoruz ki Kadına karşı şiddetin karşısında durmak hayatı savunmak. Bu savunmanın hakkıyla yapılması için şiddeti cinsiyetler arası değil zihniyetler arası bir çatışma olarak ele almak gerekir. Kadına karşı şiddete karşı çıkmak; çocuğa karşı şiddete, yaşlılara karşı şiddete, yetişkinlere karşı şiddete yani bir bütün olarak şiddet olgusuna karşı çıkmaktır ki bu şiddeti olağan gören zihniyetle mücadeleyi gerektirir. Zihinleri enfekte ederek kuşaktan kuşağa aktarılabilen şiddet virüsüne karşı mücadele bütünsel ele alınmalı ve örgütlü mücadele ile yürütülmelidir.

    Biliyoruz ki, şiddete bütüncül yaklaşımın bir diğer yansıması çalışma hayatında şiddeti ortadan kaldırmaktır. Zira İş hayatında şiddet sonlanmadan toplumsal yaşamda şiddeti azaltmak mümkün değildir. Bu yönüyle işyerlerinde şiddet ve tacizin ortadan kaldırılması için sosyal diyalog mekanizmalarının etkinliği arttırılmalıdır. Kamu hizmeti verirken şiddete uğrayan kamu görevlileri için mevzuatta gerekli düzenlemeler ivedilikle yapılmalıdır. Bu nedenle, sendikalara ve diğer paydaşlara çalışma dünyasında şiddet ve tacizle mücadele konusunda küresel ölçekte ivme kazandıracak 190 sayılı İLO sözleşmesi önemlidir ve tüm ülkeler tarafından benimsenmelidir.

    Bu önemli gün vesilesiyle; Covid-19 pandemisi sürecinde görevlerini yerine getirmeye çalışırken şiddet ve kötü muameleye maruz kalan kadın kamu görevlileri başta olmak üzere tüm emekçileri selamlıyor ve şiddetle mücadelede yanınızdayız diyoruz.

    Kapitalizmin ürettiği emek sömürüsünde kadınların ucuz iş gücü olarak kullanılmadığı, emperyalizmin ürettiği savaşlarda kadınların insan ticaretine kurban verilmediği, kadınların toplumsal yaşamda hakları ile korunduğu ve fırsatlara erişimde eşitliği yakaladığı adil bir dünyanın mümkün olduğuna inanıyoruz.”

  • Irak’taki protestolarda şiddet olayları artarak devam ediyor

    Irak’taki protestolarda şiddet olayları artarak devam ediyor

    Irak’ta geçtiğimiz yıl hükümet karşıtı protestoların şiddetlendiği 25 Ekim gösterilerinin yıl dönümünde yapılan protestolarda şiddet olayları artarak devam ediyor.

    Irak’ta 1 Ekim 2019’da başlayan ve 25 Ekim’de şiddetlenerek ülkenin diğer illerine sıçrayan protesto gösterilerinin yıl dönümü nedeniyle başta başkent Bağdat olmak ülkenin güneyinde halk sokaklara döküldü. Polis, güvenlik barikatını geçmeye çalışan ve taş atan protestoculara göz yaşartıcı gaz ve tazyikli suyla müdahale etti. Ülkenin güneyindeki Kerbela kentinde protestocular valilik binasının kapsının önünde lastikler yaktı. Valilik binasını basmaya çalışan protestocuları, güvenlik güçleri engelledi.

    Protestocuların başkentteki Yeşil Bölge’ye geçmeye çalışması üzerine güvenlik güçleri ile protestocular arasında çatışma çıktı. Çıkan olaylarda en 70 kişi yaralandı. Akşam saatleriyle birlikte protestocular Tahrir Meydanı’na geri döndü.

    Babil kentinde ise protestocular, Babil İl Meclisi Eski Başkanı Raad el-Cuburi’nin evini ateşe verdiler. Kalabalığı dağıtmak için güvenlik güçleri havaya ateş açtı.

    Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi’nin Askeri Sözcüsü Tümgeneral Yahya Resul yaptığı açıklamada, protestocuların güvenlik güçlerine el bombası attığını aktardı.

    Öte yandan, Irak’ta geçen yıl yapılan protestolarda 600’den fazla kişi hayatını kaybetmiş, 20 binden fazla kişi de yaralanmıştı.