Etiket: Sıçradı

  • Soykırım yalanı Nebraska’ya sıçradı

    Soykırım yalanı Nebraska’ya sıçradı

    Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMED) Başkanı Savaş Eğilmez, soykırım yalanının ABD’nin Nebraska eyaletine sıçradığını ifade ederek, “Ermeni diasporası, FETÖ ile ittifak içerisinde” dedi.

    Ermeni diasporası ile FETÖ’nün organizasyonu ve mali desteğiyle, Amerika Birleşik Devletleri Nebraska eyaleti yasama meclisi 9. bölge senatörü Sara Howard tarafından ilgili mecliste görüşülmek ve oylanmak üzere “Sözde Ermeni Soykırımı” ile ilgili bir yasa tasarısının sunulduğunu kaydeden ASİMED Başkanı Savaş Eğilmez, “18 Mart Pazartesi günü görüşülecek olan 640 nolu yasa tasarısı kabul edildiği taktirde sözde Ermeni soykırımı yalanları, Nebraska eyaleti sınırları içerisindeki okulların müfredatlarına alınıp, ders olarak okutulacak” diye konuştu.

    ASİMED olarak bu doğrultuda protesto kampanyası başlattıklarını belerten Eğilmez, “Tarih boyunca insanlık onuru ile yaşamış, mazluma, sıkıntıya düşene, yardım isteyene dostluk ve barış elini uzatmış Türk milletine karşı uzun zamandır dünya kamuoyu nezdinde büyük bir iftira ve karalama kampanyası yürütülmektedir. Özellikle 1. Dünya Savaşı öncesi ve sırasında birçok felakete maruz bırakılan Türk insanı, bu acı dönemden sonra ne yazık ki tamamen kasıtlı, tarihi gerçeklerle örtüşmeyen ve Türkiye Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğünü parçalamaya yönelik saldırılara maruz kalmaktadır. Uluslararası hukukun ve insan haklarının en temel prensibi olan ’kendini savunma’ hakkı bile Türkler söz konusu olunca hiçe sayılmakta ve önemsenmemektedir. Türk milleti adalet istiyor. Türk milleti olarak tüm istediğimiz, milletimize yapılan iftira ve haksızlıkların son bulmasıdır. Uluslararası hukukun ve Birleşmiş Milletler ilke ve kararlarının eşit ve adil şekilde uygulanmasıdır. Bir olayın soykırım olarak tanımlanması için hangi şartların oluşması gerektiğine dikkat etmeden, peşin hükümle hareket etmenin hukuki ve meşru dayanağı yoktur. 1915 öncesi ve sonrasında yaşananları inceleme gereği duymayanların, Türk milletinin Ermenilere soykırım yaptığına ilişkin iddia ve kararlarını, haksız, ahlaksız ve iftira olarak kabul edip şiddetle reddediyoruz. Dünya kamuoyunu ve vicdanıyla hükmeden her otoriteyi, Ermeni komitacılarının ve saplantılarının esiri olan diasporanın, bitip tükenmeyen kin ve nefretlerine alet olmamaya, hakkaniyete, adalete ve tarafsızlığa davet ediyoruz” şeklinde konuştu.

    “Yeni nesillerin beyinlerinin çarpıtılmış bilgilerle ve tarihsel gerçekliklerle bağdaşmayan iftiralarla kirletecektir”

    Ermeni diasporasının FETÖ ile ittifak içerisinde olduğunu ifade eden Eğilmez, “Ermeni diasporası, Türk devletini karalama faaliyetlerinde en büyük desteklerinden birini terör örgütleri PKK ve FETÖ’den almaktadır. Özellikle 2014 yılından itibaren FETÖ’nün Ermeni diasporasını açıktan desteklediğini takip edebiliyoruz. Şimdi de yine Ermeni diasporası ve FETÖ’nün organizasyonu ve mali desteği ile Amerika Birleşik Devletleri Nebraska eyaleti yasama meclisi 9. bölge senatörü Sara Howard tarafından ilgili mecliste görüşülmek ve oylanmak üzere ’sözde ermeni soykırımı’ ile ilgili bir yasa tasarısı sunuldu. Yasa tasarısı 18 Mart’ta görüşülecek. 18 Mart Pazartesi günü görüşülecek olan 640 nolu yasa tasarısı kabul edildiği taktirde sözde Ermeni soykırımı yalanları, Nebraska eyaleti sınırları içerisindeki okulların müfredatlarına alınıp, ders olarak okutulacak. Bu durum, ülkemizin imajı açısından vahim sonuçlar doğurabilir bir yapıya sahip olmakla beraber, yeni nesillerin beyinlerinin çarpıtılmış bilgilerle ve tarihsel gerçekliklerle bağdaşmayan iftiralarla kirletecektir. Ayrıca bu yasa tasarısı ABD’nin diğer eyaletlerine de kötü bir örnek teşkil edecektir” dedi.

    Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği olarak, Nebraska’da faaliyet gösteren Türk öğrenci topluluğunun da (Turkish Students and Scholars Association at UNL) desteği ile elektronik posta yoluyla Nebraska eyaleti meclisi üyelerine yönelik Ermeni meselesinin tarihi boyutu ile ilgili bilgilendirme ve senatör Sara Howard’a karşı da bu haksız ve adaletsiz yasa tasarısı için sarafornebraska.com adresi üzerinden protesto kampanyası başlattıklarını belirten Eğilmez, “Derneğimiz dünyanın neresinde olursa olsun, ülkemize yönelik her türlü olumsuz aktivitenin karşısında olup, elinden geldiğince bu faaliyetleri durdurmaya yönelik çalışmalarına devam edecektir” ifadelerine yer verdi.

  • Sarı Yelekliler eylemi Hollanda’ya da sıçradı

    Fransa’da başlayan Sarı Yelekliler hareketi Hollanda’ya da sıçradı. Başkent Amsterdam’da 11 ayrı noktada sarı yelek giyen eylemciler protesto gösterisi yapmaya hazırlanıyor.

    Fransa’nın başkenti Paris’te başlayan ve hala şiddetlenerek devam eden Sarı Yelekliler hareketi bugün Hollanda’ya da sıçradı. Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da 11 ayrı noktada toplanan Sarı Yelekli protestocuların eylem yapmaya hazırlandığı kaydedildi.

  • Toptan gıda deposunda başlayan yangın fabrikalara sıçradı

    Gaziantep 1. Organize bölgesinde toptan gıda deposunda başlayan yangın çevrede bulunan fabrikalara sıçradı.

    Gaziantep 1. Organize sanayi bölgesinde toptan gıda deposunda başlayan yangın kısa sürede çevredeki fabrikalara sıçradı. Yangına çok sayıda itfaiye aracı müdahale ediyor. İtfaiyenin söndürme çalışmaları devam ediyor.

  • Orta Doğu’yu hedefleyen Muddy Water Türkiye’ye de sıçradı

    İlk kez 2017 yılında Irak ve Suudi Arabistan’da görülen Muddy Water aktivitesini takip eden Kaspersky Lab araştırmacıları, söz konusu tehdidin Ürdün, Türkiye, Azerbaycan, Pakistan ve Afganistan’daki kamu kurumlarını da tehdit ettiğini açıkladı. Yayılmak için yüksek düzeyde özelleştirilmiş oltalama mesajlarını kullanan Muddy Water, içine özel makrolar yerleştirilmiş ofis dosyalarını kullanıyor.

    Yeni bir tehdit olarak görülen 2017 yılında keşfedilen Muddy Water, ilk olarak Irak ve Suudi Arabistan’daki kamu kurumlarına saldırırken tespit edilmişti. Kaspersky Lab araştırmacıları bu yılın başlarında tehtidin çok daha geniş bir coğrafyayı hedef alan oltalama mesajlarıyla yayılmaya çalıştığını keşfettiğini açıklarken, 2018 yılı Mayıs ve Haziran aylarında etkinliği doruğa çıkan tehdidin etkisi halen sürüyor.

    Yapılan bilgilendirmede; oltalama mesajlarının içeriği özellikle kamu ve askeri kurumların, telekom şirketlerinin ve eğitim kurumlarının hedeflendiğini gösteriyor. Söz konusu e-posta mesajları MS Office 97-2003 dosyalarını ekinde barındırıyor ve kullanıcıları makroları aktif hale getirmeye zorluyor. Hemen arkasından bulaşma gerçekleşiyor.

    Kaspersky Lab araştırmacılarının yaptığı açıklamada; saldırganların kullandıkları PowerShell, VBS, VBA, Python ve C# scriptleri, RAT (Remote Access Trojans-Uzaktan Erişimli Truva Atı) ve diğer araçlara dair analizler sürüyor. Enfeksiyon gerçekleştiğinde zararlı yazılım, beraberindeki listede yer alan internet adreslerinden birini seçerek komuta merkeziyle iletişime geçiyor. Sistemde güvenlik yazılımı olduğunu algılarsa bir dizi script çalıştırıyor ve son bir PowerShell paketiyle sistemde suistimale açık bir arka kapı bırakıyor. Gerçek MS dosyaları kullanması nedeniyle kara listelerden kolayca sıyrılan tehdit, beraberindeki PowerShell koduyla makro uyarılarını ve korumalı görünüm seçeneklerini devre dışı bırakabiliyor. Böylece takip eden saldırılara karşı sistemi korumasız hale getiriyor.

    Tehdidin şimdiye dek tespit edilen hedefleri arasında Türkiye, Ürdün, Azerbaycan, Irak, Suudi Arabistan, Mali, Avusturya, , Rusya, İran ve Bahreyn yer aldığı belirtilirken, Muddy Water operasyonunun arkasında kim olduğu bilinmemekle birlikte, kullanılan saldırı teknikleri jeopolitik bir amaç için saldırıların gerçekleştirildiğine dair ipuçları verdi. Yine kullanılan kodlar araştırmacıları yanıltmayı hedefleyen unsurlar barındırıyor. Örneğin; kodlarda Çince yazılar, Leo, PooPak, Vendetta ve Turk gibi isimler geçiyor.

    Kaspersky Lab GReAT Takımı Kıdemli Güvenlik Araştırmacısı Amin Hasbini, keşfedilen bulgular ile ilgili, “Geçtiğimiz yıl Muddy Water grubunun pek çok saldırıya imza attığını ve tekniklerini sürekli geliştirdiklerini gördük. Grup çağdaş güvenlik önlemlerini atlatmak için aktif bir geliştirici takımına sahip. Bu da yakın zamanda tehdidin daha ciddi boyutlara ulaşabileceğini gösteriyor. Bu nedenle konuya dair ilk bulgularımızı kamuoyuyla bir an önce paylaşmak istedik. Grubun ellerindeki araçları, stratejilerini ve olası hatalarını ortaya koymak için gözlemlerimize devam edeceğiz”.

    Kaspersky Lab, Muddy Water ve benzer tehditlere karşı korunmak için alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı:

    Hedefli tehditlerin algılanması, önlenmesi ve araştırılmasına yardımcı olacak kapsamlı süreçleri devreye alınmalı. Hedefli saldırılara karşı etkili güvenlik çözümleri ve personel eğitimi de bunun bir parçası olmalı.

    Güvenlik ekibinizin en son tehdit verilerine düzenli olarak ulaşmasını sağlanmalı, böylece YARA kurallarını uygulayabilir ve saldırıya dair izleri daha kolay tespit edebilir.

    Kurumsal nitelikte yama yönetim sürecini devreye sokulmalı.

    Tüm sistem yapılandırmalarını iki kez kontrol edilmeli ve en iyi korunma yollarını süreçlerin parçası haline getirilmeli.

    Çalışma ekibinin şüpheli e-posta mesajları tespit etme konusunda eğitilmeli ve böyle bir durumda ne yapılması gerektiğine dair bilgilendirilmeli.

  • Akdeniz sineği hastalığı Niğde’ye sıçradı

    Akdeniz sineği hastalığı Niğde’deki armut, şeftali ve elma bahçelerine yüzde 80 oranında zarar verdi.

    Kış armudu üretiminde önemli bir yere sahip Niğde’nin Bor ilçesine bağlı Bahçeli kasabasında yılda 500 ton kış armudu üreten meyve üreticileri, bu yıl Akdeniz sineği hastalığı sebebiyle üretimin 50 tona düşebileceğini belirttiler. Yıllardır meyve üreticiliği yapan Cumali İmre, “Bu yıl maalesef kayısılarda, kirazlarda ve son zamanlarda da kış armudunda büyük bir Akdeniz sineği hastalığı görüldü. Yüzde 50, yüzde 80, hatta yüzde yüze varıncaya kadar ürün kaybımız var. Bunun için İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerinin bir an önce gelip bizleri aydınlatmasını ve bilgilendirmesini istiyoruz. Bir üretici olarak yetkililere sesleniyorum. Sinekle nasıl mücadele edileceğini bilmiyoruz. İnternetten okuyoruz. Sinekle mücadele için tuzaklı önlem alınıyormuş. Nasıl bir ilaç atılacağını bilmiyoruz. Çünkü ilk defa bu yıl meydana geldi. Daha önce Akdeniz sineği diye bir hastalık yoktu” dedi.

    “Bu sezon armut yok”

    Akdeniz sineği hastalığının Ağustos ayında görülmeye başladığını belirten İmre, “Daha önceki yaz armutlarında yoktu, Ağustos ayında başladı. Bu sineklerin meyvenin kokusuna geldiği söyleniyor. Meyveyi iğnenin ucu kadar deliyor. İçine giriyor, içine yumurtluyor ve çürütüyor. İçeride çürüyor, yumuşak bir hal alıyor, kopardığımız armut olsun ya da diğer meyveler olsun hepsi yenmez halde oluyor. Şeftalilerin içerisine girmiş kurt yapmış. Topladığımız şeftalilerde bakıyoruz hiçbir delik yok ama içerisi hep kurt dolu. Bunu da satamıyoruz, depolara da koyamıyoruz. Bahçeli kasabasında her yıl en aşağı 500 ton kış armudu olurdu ama bu gidişle 50 ton anca buzhaneye koyabilirler. Çünkü kış armudu kışın yenen bir armut. Yeşil toplanır, buzhaneye konur ve çevre illere, Nevşehir, Mersin gibi illere gider. Ama bu sene buzhaneye koyacak armut yok” diye konuştu.