Etiket: Sevince

  • (Özel) Otizmi yenen 5 yaşındaki Eylül’ün değişimi ailesini sevince boğdu

    Kocaeli’de çevresindekilerle iletişim kuramadığı şikayetiyle gittiği hastanede otizm tanısı konulduktan sonra at ve havuz terapisiyle yapılan tedavi ile rahatsızlığını yenen 5 yaşındaki Eylül Yılmaz, iletişim kurmaya başladığı ailesini sevince boğdu.

    Kocaeli’nin Körfez ilçesinde yaşayan Eylül Yılmaz, 2012 yılında dünyaya geldi. Eylül’ün büyüdükçe davranış problemleri yaşadığını ve iletişim kuramadığını fark eden ailesi kızlarını hemen doktora götürdü. Doktorlar otizm tanısı koydukları minik Eylül’ün iyi bir rehabilitasyon sürecinden geçmesi gerektiğini aileye önerdiler. Bunu üzerine arayışlara başlayan Yılmaz ailesi, minik Eylül’ü Başiskele’de bulunan Atlantis Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’ne götürdüler. Merkezde özel eğitmenlere teslim edilen minik Eylül iki yıl boyunca at ve havuz terapilerinin de içinde tedaviye alındı. Aldığı eğitimlerin ardından otizmi yenerek ailesiyle konuşmaya başlayan minik Eylül, iletişim kuramadığı çocuklar ile oynamaya başladı. Kızlarının tedavi öncesi çok hırçın olduğunu ifade eden anne Eda Yılmaz, minik Eylül’ün tekrar kendileriyle iletişim kurduğu için çok mutlu olduklarını dile getirdi.

    “Merhabalaşmayan, bir şey söylediğimizde dönüp bakmayan bir öğrenciydi”

    Eylül’ün aldığı sevgi üzerine kurulu eğitim sonrasında otizmi yendiğini söyleyen öğretmeni Fizyoterapist Esra Baran, “Atlı ve havuz terapisi ile çocuklar sınıf ortamından uzaklaşırlar. Atlı terapi ile dışarıdaki sosyallikleri artar ve kendine olan öz güvenleri gelişir. Çünkü at çok büyük bir hayvandır. Çocukların onu kontrol edebilme kuvvetine sahip olduklarını bilmeleri, onu hissetmeleri onlardaki öz güvenleri arttırır. Ayrıca etraflarında, insanlarla olan etkileşimleri artar. Çünkü atla bir etkileşim içindedirler. Eylül, 2 yıl önce otizm tanısı ile kurumumuza geldi. Merhabalaşmayan, bir şey söylediğimizde dönüp bakmayan bir öğrenciydi. Kesinlikle iletişim kurmuyordu, çok içe kapanıktı. Şimdi kendisi ‘Merhaba’ diyor, bizim bile söylememize fırsat vermeden. Derse güle oynaya gidiyoruz, her türlü etkinliği birlikte yapıyoruz. Çok mutluyuz, kendisi de ilerlemelerinin farkında” dedi.

    “Sevginin iyileştirici gücü çok önemli”

    Eğitimde sevginin iyileştirici gücünü kullandıklarını ifade eden Baran, “Sevginin iyileştirici gücü burada da çok önemli. Aramızdaki sevgi ile Eylül böyle gelişim gösterebildi. Her zaman motomot bir eğitim sistemi yoktu. Her zaman sevgi ile çocukla yaşıt olarak ve çocuğun yaşına inerek biz bunu başardık. Eğitimde şiddet ile hiçbir yere gelinemez. Şiddetle böyle de başarı yakalanamaz. Şiddetle bazı şeyler önlenebilir ama bu çocuğun bu kadar sosyal, aktif ve mutlu olarak başarıyı sağlaması kesinlikle sevgi ile alakalı” diye konuştu.

    “Çok hırçındı, dışarıya çıkamıyorduk ama artık dışarıda çok rahat gezebiliyoruz”

    Eylül’ün at ve havuz terapisi almadan önce yaşadığı iletişim sorunlarını tüm aileyi etkilediğini dile getiren Anne Eda Yılmaz, “Eylül kuruma ilk başladığında göz teması kurmayan, iletişim bozukluğu olan, iletişim başlatmayan ve belirli belirsiz hareketleri olan bir çocuktu. Kesinlikle iletişime geçmiyordu, bakmıyordu. Kendi etrafında dönmeleri vardı. Bizim buraya başlamamızın ardından hocalarımız ile öğretmenlerimizin yönlendirmeleri ile biz bunları aştık. Göz kontağımız çok güzel şu an. Konuşmaya başladı, artık iletişimi kendisi başlatıyor. Bütün her şeyimiz normal gelişim gösteren çocuklarla aynı düzeyde. Arkadaşları ile bazı çocuk gruplarına girmiyordu Eylül. Çocuklar ona yaklaşsa da o yaklaşmıyordu. Şu an tam tersi çocukların yanına kendisi gidiyor, onlara oyun oynama isteğini belirtiyor. Aile ortamlarına pek girmiyordu. Çocuklu ortamlara giremiyordum ben de, çok hırçınlaşıyordu. O öyle olunca ben de çok çıkamıyordum dışarıya. Ama şu an AVM’lerde, parklarda, dışarıda çok rahat gezebiliyoruz” şeklinde konuştu.

  • İmar müjdesi vatandaşı sevince boğdu

    Aksu’nun 30 yıldır kanayan yarası olan Altıntaş-Güzelyurt imar sorunlarının Bakanlar Kurulu’nda ele alınarak çözüm bulacak olması Altıntaş Mahallesinde yaşayan vatandaşlara adeta bayram havası yaşattı. Vatandaşlar Bakanlar Kurulu’ndan gelecek olan haberi dört gözle bekliyor.

    Aksu Altıntaş ve Güzelyurt Mahallelerinde yaşayan vatandaşların 30 yıldır hayali olan imar sorunun çözümüne ramak kaldı. Sorunun çözümü için geçen hafta önce Aksu Belediyesi ardından ise Büyükşehir Belediyesi olağanüstü toplandı. Toplantıda oy birliğiyle alınan kararla Çalkaya’nın mülkiyet problemi, Büyükşehir Belediyesi ile Maliye Bakanlığı arasında imzalanacak sulhnamenin ardından Bakanlar Kurulu’na taşındı. Yapılacak olan düzenleme ile 14 bin dönümlük Çalkaya bölgesindeki 11 bin 744 adet parselin imar sorunu çözülecek.

    “Markete gitmek için 10 kilometre yol gidiyoruz”

    Yaşanan bu gelişmeler mahallede bulunan vatandaşlar tarafından sevinçle karşılandı. Bakanlar Kurulu’ndan çıkacak olan kararı dört gözle beklediklerini kaydeden Celal Öz, “30 yıldır bunun hayalini kuruyoruz. Ne bir parkımız var, ne de bir hastanemiz. Bu imar sorunları çözülmediği için buralar yatırım almıyor. Bunun en kısa zamanda çözümünü bekliyoruz” dedi. Bölgede 30 yıldır çiftçilik yapan Teslime Gündüz ise, “İnşallah olur. Daha öncede olacak dediler, olmadı. Bizi kandırmasınlar. Artık umudumuzu kaybettik. Bu kez da olacağına inanmıyoruz. Olursa da mutlu oluruz. Hastane, park, bahçe hiçbir şey yok. Bir markete gitmek için 10 kilometre yol gidiyoruz” açıklamasını yaptı.

  • Müjdeli haber turizmcileri sevince boğdu

    Bayram tatilinin 10 gün olarak açıklanmasını büyük sevinçle karşılayan Antalya’nın Alanya ilçesindeki turizmciler, iç pazarda ciddi hareketlilik bekliyor. Alanya Turizm Tanıtma Vakfı (ALTAV) ve Alanya Turistik İşletmeciler Derneği (ALTİD) Başkan Yardımcısı Mehmet Dahaoğlu, “Dış pazarda sıkıntılar yaşıyorduk ve umutlarımızı içi pazara bağlamıştık. Herkesin Kurban Bayramı tatilinin 10 gün olmasında beklentisi vardı ve o güzel haberin gelmesi herkesi memnun etti. Rezervasyonlarımızda beklediğimiz şekilde artış gözlenecektir” dedi.

    Vatandaşlar ve özellikle turizmciler Kurban Bayramı tatilinin kaç gün olacağını merakla bekliyorlardı. Dün yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında alınan karar gereği Kurban Bayramı 28-29 Ağustos tam gün, 31 Ağustos perşembe yarım gün idari tatil oldu. Kurban Bayramı tatilinin 10 gün olarak açıklanmasının ardından müjdeli haberi büyük sevinçle karşılayan Alanyalı turizmciler, iç pazarda ciddi hareketlilik gözlemleneceğini söyledi.

    Dün Bakanlar Kurulu’nun kararından sonra Kurban Bayramı tatilinin 10 gün olarak açıklanmasının kendilerini mutlu ettiğini aktaran Alanya Turizm Tanıtma Vakfı (ALTAV) ve Alanya Turistik İşletmeciler Derneği (ALTİD) Başkan Yardımcısı Mehmet Dahaoğlu, günler öncesinden böyle bir dilek ve istekleri olduğunu söyledi.

    Dahaoğlu: “Ben inanıyorum ki bugünden sonra telefonlarımız çalacaktır”

    “Her ne kadar Sayın Cumhurbaşkanımız bu konuda olumlu sinyaller vermesine rağmen Bakanlar Kurulu’ndaki kararı bekliyorduk” diyen Dahaoğlu, şöyle konuştu:

    “Dün Bakanlar Kurulu’ndaki açıklamadan sonra bayram tatilinin 10 gün olarak uzatılması biz Alanyalıları çok sevindirdi. Dış pazarda sıkıntılar yaşıyorduk ve umutlarımızı içi pazara bağlamıştık. Bu anlamda da misafirlerimiz her gün bize telefon açıyorlar ve bir türlü rezervasyon yaptırmıyorlardı. Herkesin bu konuda beklentisi vardı ve o güzel haberin gelmesi herkesi memnun etti. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza, Dışişleri Bakanımıza ve Turizm Bakanımıza sevgilerimizi ve teşekkürlerimizi iletiyorum. Ben inanıyorum ki bugünden sonra telefonlarımız çalacaktır ve rezervasyonlarımızda beklediğimiz şekilde artış gözlenecektir.”

    “Bayrama hazırız”

    Turizmciler olarak bayrama hazır olduklarını ifade eden Dahaoğlu, “Ciddi bir yatak kapasitemiz var ve 500’ün üzerinde, bakanlık ve belediye belgeli otellerimiz mevcut. Bu anlamda iç pazarda özellikle geçen yılda ve maalesef 15 Temmuz’dan sonra sıkıntılar yaşamıştık. Bu sene yapmış olduğumuz çalışmaların hep meyvelerini almaya başladık. İç pazardan da beklediğimiz talepleri alıyoruz. Misafirlerimiz gönül rahatlığıyla Alanya’yı tercih edebilir ve tatilin keyfini çıkarabilirler” dedi.

    Çavuşoğlu: “Kurban Bayramı’nı bölgemizde yoğun bir şekilde geçireceğiz”

    Kararı değerlendiren Türkiye Seyehat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Alanya Bölgesel Yürütme Kurulu (BYK) Başkanı Suat Çavuşoğlu ise, 10 günlük tatilin turizmciler için çok güzel bir karar olduğunu söyledi. Çavuşoğlu, “Çünkü Ağustos’un ortasında Avrupa’daki okulların açılmasıyla çocuklu ailelerin, gençlerin geri dönmeleri sonucu oluşacak boşluğu, bayram tatilinin 10 gün olması kapatacak. Bu konu da bizim için artı bir durum. Kurban Bayramı’nı tahmin ediyorum ki bölgemizde yoğun bir şekilde geçireceğiz. Sadece Alanya değil, Antalya bölgesinde yoğun bir şekilde geçireceğiz. Tatilin uzatılması iyi bir karar. Şu anda satışlarımızda iç pazara yöneldik. İç pazarda yoğun bir şekilde reklam yapıyoruz” şeklinde konuştu.

  • Otizmli çocuklar galoş üretti, aileleri sevince boğuldu

    Kocaeli’de bir merkezde eğitim gören otizmli çocukların, bedensel ve ruhsal zorlukları aşarak galoş üretmesi ailelerini sevince boğdu. Otizmli çocuğuna destek veren anne Hatice Yüksek, “Çocuğumun galoş yapması tarif edilemez bir duygu” dedi.

    İzmit’te bir merkezde eğitim gören otizmli çocuklar, aldıkları eğitimler sonucu kendilerini geliştirebileceklerini ve üretimde faydalı olabileceklerini adeta kanıtladılar. İzmit’te bulunan Otizmli Çocuklar Derneği’nde eğitimlerini ve sosyal faaliyetlerini sürdüren otizmli çocuklar, aileleriyle birlikte galoş üreterek bedensel ve ruhsal koordinasyonunu geliştiriyor. Galoş üretiminin her aşamasında faaliyet gösteren otizmli çocukların gelişimi ise ailelerini sevince boğuyor. Çocuklarını galoş yaparken gören aileler çok mutlu olduklarını ve bu duygunun tarif edilemez olduğunu dile getirdiler. Galoş üretimi yapmaktan keyif aldığını belirten otizm hastası Ceren Yüksek, “Ailemle birlikte galoş yapıyorum. Yaptığım galoşlardan dolayı çok mutluyum” dedi.

    “Çocuğumun galoş yapması tarif edilemez bir duygu”

    Otizmli çocuğunun bir ürünün üretimini yapmasının kendisini mutlu ettiğini söyleyen anne Hatice Yüksek, “Burada galoş yaparak çok mutlu oluyoruz. Galoş yaparak hem çocuğumun el becerisi gelişiyor hem de kafası dağılıyor. Çocuğum ilk galoşu yaptığında çok mutlu oldum. Bu duygu tarif edilemez, imkansız, bunu yaşayan bilir. Galoş üretimi gerçekten çok zor. Ama öğrencilerimiz galoşlarını severek yapıyor. Birkaç kez gösterdikten sonra galoşları yapmaya başladılar” diye konuştu.

    “İlk galoşu yaptığında da çok duygulandım”

    Otizmli çocuğunu galoş yaparken gördüğünde çok duygulandığını dile getiren anne Fikriye Sari ise, “Galoş makinesi geldikten sonra biz çok mutlu olduk. Çünkü çocuklarımız için önemli bir uğraş ve gerçekten faydasını görüyoruz. Çocuğum ilk galoşunu yaptığında da çok duygulandım. Bir üyemizle birlikte galoşunu yapmıştı, çok mutlu olmuştum” dedi.

    “Otizmli çocuklara fırsat verilirse çok güzel işler ortaya çıkar”

    Otizmli çocuklara bu çalışmaları yaptırmanın çok zor olduğunu belirten Kocaeli Otizmli Çocuklar Dernek Başkanı İlkin Kılıçarslan, “18 yaş üzeri çocuklarımıza aileleriyle birlikte topluma kazandırmak ve üretime katkı sağlamak istiyoruz. Aslında orta ve ağır düzeydeki çocuklarımızın yerinde oturtabilmek, dikkatini toplamak çok zordur. İlk aşamalarda çok zorlandık. Ama zor dönemi aileleriyle birlikte geçtikten sonra uyum sağladılar. Bunu yaparken ailelerin mutluluğu da çok güzeldi. Otizmli çocuklarımıza fırsat verildiğinde ve sevgiyle yaklaştıklarında çocuklarımız çok güzel şeyler ortaya çıkarıyor” ifadelerini kullandı.

  • Serebral palsi hastası Emre ilk cümlesiyle ailesini sevince boğdu

    Kocaeli’de Serebral palsi (beyin felci) ile doğan Emre Çelik, refleksoloji ve atla terapi sonrasında ilk cümlelerini söyleyerek ailesine büyük bir mutluluk yaşattı.

    Serebral palsi rahatsızlığıyla doğan, tedavisi için ailesinin Kocaeli’ne yerleştiği Emre Çelik(10), refleksoloji ve atla terapi tedavileri sonrasında birçok rahatsızlığından büyük oranda kurtuldu. 4 senedir devam eden tedavi süreci sonrasında en büyük sorunu olan kabızlıktan kurtulan Emre Çelik, tedavi süresinde de ailesine sürpriz bir mutluluk yaşattı. Duymak için kullandığı işitme cihazını da tedavi sonrası çıkaran emre Çelik, kendi azmiyle kurduğu ilk cümlesi olan ‘Hadi’ sözüyle ailesine büyük mutluluk yaşattı. Çocuğunun rahatsızlıkları karşısında zor zamanlar geçiren anne Emine Çelik, Emre’nin ilk cümlelerini söylediği anların kendisi için unutulmaz olduğunu dile getirdi.

    Emre Çelik’in kendilerine geldiğine çok sayıda aşılması gereken rahatsızlığının bulunduğunu belirten Refleksoloji Terapi Uzmanı Bilal Yalçıner, “Emre doğum anı ve sonrasında rahatsızlıkları baş gösteren Serebral palsi yani beyin felci rahatsızlığıyla muzdarip olarak merkezimize geldi. Kendisine aynı zamanda refleksoloji uygulamaları ile özel eğitim rehabilitasyon merkezinde yapılan uygulamalar kendisinde icra ediliyor. Burada yaptığımız işlemin adı refleksoloji” dedi.

    Refloksoloji hakkında bilgiler de veren Yalçıner, “Refleksoloji, vücudun kendi kendini iyileştirme mekanizmasını devreye sokma amacıyla yapılan, modern tıbba destek vermek için icra edilen tamamlayıcı bir tıp uygulamasıdır. Ancak başlı başına bir tedavi uygulaması değildir. Ancak modern tıbbın en önemli yardımcılarındandır. Refloksoloji özellikle, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinde tedavi ve eğitim gören çocuklarda son derece faydalı olan bir alandır” diye konuştu.

    Refleksolojinin faydalarından da bahseden Yalçıner, “Bu uygulamaların geçtiği sinirler, beyin ve omurilik merkezinin geçtiği sinirlerdir. Refleksoloji de en fazla beyin ve omurilik merkezli fayda gösteren ve bu gösterdiği faydalar sebebiyle de Serebral palsi, hidrosefali, mikrosefali ve sipina bifidalı çocuklarında katkı verebilecek bir uygulamadır. Refleksoloji doğu ve batı olmak üzere ikiye ayrılır. Batı, klinik refleksolojidir. Hastalıklarla çalışmayı konu edinir. Doğu refleksoloji ise masaj amaçlı yapılan uygulamalardır” şeklinde konutu.

    Çocuğundaki rahatsızlıkların birçoğunu refleksoloji ve atla terapi ile giderildiğini söyleyen Emine Çelik ise, “Emre’yi 10 yıldır tedavilere götürüyoruz. Birçok tedavi aldı. En uzun aldığımız tedavi refleksoloji tedavisi oldu. Yaklaşık 4 yıl kadar bir refleksoloji tedavisi gördü. O zamanlar küçüktü Emre. Bu kadar çok rahatsızlığımız yoktu. Tedavinin faydası ne oldu, yüksek oranda bir kabızlık sorunu tamamen çözüldü. Tedaviye başladıktan kısa bir süre sonra çözüldü. Tedavi bittikten sonra hiçbir şekilde karşımıza çıkmadı. O zamanlar elleri çok aşırtı yumruk halinde ve sürekli nemliydi. Bu rahatsızlığımız da tamamen çözüldü” ifadelerini kullandı.

    Son olarak en büyük mutluluklarının Emre’nin konuştuğu an olduğunu anlatan anne Çelik şöyle konuştu:

    “Algısında ve duymasında sıkıntı vardı. Cihaz kullanıyordu. Tedavi olumlu sonuç verince duyma sıkıntısı çözülünce cihazımızı da kaldırdık. Kendini ifade etmeye başladı. İlk cümlelerini Bilal Bey’e giderken duyduk. ‘Hadi’ kelimesiydi ilk cümlesi. O ilk cümleyi duyduğumuz an da hiç unutamayacağım bir gündü. Çünkü hiç konuşamayacağını düşündüğüm psikolojideydim o zamanlar. ‘Hadi’ ile başladık ve sonra birkaç kelime daha eklendi üzerine. Sonra sonra bizim öğretmediğimiz kelimeleri söyleyemeye başladı.”

    “Refleksolojinin yanında Atlantis Özel Eğitim ve Rehabilistasyyon merkezini tercih etmemin sebebi de atla terapi. Diğer gittiğimiz merkezlerde atla terapi, havuz terapi yoktu. Tamamen bir bina içerisindeydi. Ama burası çok farklı. Kafayı dinleyebileceğimiz bir yer. Çünkü velilerin de biraz seansa ihtiyacı var. Burası hem çocuklara hem de velilere hitap ediyor.”