Etiket: Sermaye

  • E-ticaret girişimini düşük sermaye ile sürdürülebilir kılmanın yolları

    Zencommerce.com Ülke Müdürü Emre Gülas, e-ticarete olabildiğince az harcama yaparak işi büyütmeyi sağlayacak ipuçlarını açıkladı.

    E-ticaret, ilk adımını atmaya hazırlanan birçok girişimci için fırsatla birlikte akılları karıştırıcı bir süreç gibi görünebilir. Oysa ki e-ticarete başlangıç uzmanlık ve büyük yatırım gerektirmenin aksine son derece pratik ve kolay basamaklara indirgenmiş durumda. Zencommerce.com Ülke Müdürü Emre Gülas, e-ticarete atılan her girişimcinin öncelikli endişesinin maliyetten kaynaklandığını belirterek, temel basamakların iyi uygulanması halinde kaynak yönetiminin de başarılı olacağına dikkat çekti.

    Gülas, olabildiğince az harcama yaparak işi büyütmeyi sağlayacak ipuçlarını şöyle sıraladı:

    Altyapınızı kurma işini başkalarına bırakın

    Sanal mağazanızı hayata geçirdikten sonra hedef kitlenize ulaşmanızı sağlayacak ve müşterilerinizin alışveriş tecrübesini artıracak birçok araç ve içeriği hayata geçirmeniz gerekiyor. Eğer tasarımdan ödeme sistemlerine kadar tüm süreçlerle kendiniz uğraşmaya kalkarsanız, bir yıl sonra güncellikten uzak ve birçok eksiği bulunan bir sanal mağaza ile operasyon dışı kalabilirsiniz. Karmaşık programlama ve Ar-Ge işlemleriyle vakit kaybetmek yerine altyapınızı eksiksiz kuracak ve düzenli güncellemeler sunacak bir e-ticaret ortağı; siz ürün ve pazarlamaya odaklanırken, temel işlemlerinizin eksiksiz olmasını sağlar.

    Yatırımınızı araştırmaya odaklayın

    Sanal mağazanızı kurarken tüm ihtiyaçlarınızı dışarıdan kaynak edinme ile çözmeyin. İstediğiniz mağazayı kurmak için profesyonel ekipler ile çalışmak veya ekibinize uzman eklemek maliyeti artıracaktır. Bunun yerine araştırmaya önem vererek sizin ihtiyaçlarınızı karşılayacak en iyi yazılım paketini bulun. Sanal mağazanızın başarısını sağlayacak içerikleri de dikkatle belirleyin. Sürekli yenilenen ve kolay güncellenen içerikler seçmeniz, maliyet ve zaman tasarrufunuzu artıracak.

    Veri analizine önem verin

    ’Nasıl daha iyi satış yaparım’ ve ’Ürünlerimi nasıl daha iyi pazarlarım’ sorularının cevabını en iyi şekilde vermek için müşterilerinize ve sektöre ait bilgileri çok iyi analiz etmeniz gerekiyor. Veri analizi, size ihtiyacınız olacak cevapları verecek ve kaynaklarınızı en iyi şekilde kullanmanızı sağlayacak.

    Ekibinizi güçlendirin: Başlıkla içerik alakalı değil

    E-ticarette sadece belirli kanalların işinizi kolaylaştıracağını düşünerek kaynaklarınızı tek bir noktaya aktarmayın. Örneğin, iyi bir sosyal medya yönetimi güçlü bir pazarlamaya sahip olacağınız anlamına gelmez. Destek ve satış ekibini göz ardı etmeniz operasyonlarınızın ileri aşamasında sizi zor duruma düşürebilir. Güçlü sosyal medya kampanyaları hedef kitle nezdinde markanızın görünürlüğü artırdığı için satışınıza da destek olacaktır. Bununla birlikte hedef kitlenize erişmek ve iyi bir etkileşim kurmak için yazılımların desteğini alabilirsiniz ancak bu tasarruf amaçlı düşünülürse uzun vadede size olumsuz yansıyabilir. Bir diğer örnek ise chatbot’lar. Bu uygulama ile müşterilere cevap verme sürenizi azaltıp, 7/24 etkileşim sağlayabilirsiniz ancak müşterilerinizin tüm sorunlarını çözemezsiniz. Bu nedenle kaynaklarınızı en iyi şekilde kullanmanıza yardım edecek bir ekip ile yolunuza devam etmelisiniz.

    Müşterilerinizi ikna edin

    E-ticarette başarılı olmak için sadece iyi bir ürüne sahip olmanız yeterli değil. Ürününüzü tercih etmeleri için hedef kitlenizi ikna edebilme yeteneğiniz de olmalı. Peki tüketiciler hangi durumlarda bir ürünü daha çok tercih ediyor? Yapılan araştırmalar olumlu müşteri yorumlarının, tüketicilerin bir ürünü tercih etmesinde yüzde 70 etkili olduğunu gösteriyor. Bu nedenle geleneksel puanlama yönteminin dışında ürünlerinizle ilgili müşterilerin yorumlarını da sayfanızda paylaşmalarına imkan verin. Bunun yanı sıra ürün görsellerine özen göstererek detaylı bir açıklamada bulunmayı da unutmayın. Bedava kargo, kolay iade ve indirim kuponları gibi teşvikleri de eklerseniz, satışlarınız şüphesiz artacaktır.

    Mobilde var olun

    Mobile uyumlu bir sanal mağaza ile yola çıkmak, hedef kitlenize ulaşmanız ve daha kolay satış yapmanız için en temel unsurlardan biri. Mobil alt yapınız sayesinde müşterilere 7/24 erişim sağlayabilecek, aynı zamanda e-ticareti yönlendiren tüm teknolojileri takip edebileceksiniz. Mobil uyumlu sanal mağazanız, tüketicilerin aradığı ürüne kolayca ulaşmasını ve birkaç dakika içinde satışını tamamlamasını sağlarken siz de mobil teknolojilerin e-ticaret için sunduğu yenilikleri takip ederek, kullanıcı tecrübenizi sürekli artıracaksınız. Unutmayın, sadece bir fiziksel mağaza ile ticarette ayakta kalamazsınız.

    Sosyal medya silahınızı iyi belirleyin

    Hedef kitlenize erişmek ve dikkatini çekmek için sosyal medya kanallarını kullanmanız çok önemli. Yapılan araştırmalar Y kuşağının yüzde 62’sinin sosyal medyada tanıştığı markanın sadık bir müşterisi haline geldiğini ortaya koyuyor. Bu nedenle hedef kitlenizin yer aldığı platformları iyi belirlemeli ve hitap ettiğiniz gruba yönelik içerikler üretmelisiniz. Bu aşamada Facebook, Instagram, Pinterest ve Snapchat gibi sosyal ağları güçlü pazarlama araçları olarak kullanabilirsiniz. Tercihiniz hangi sosyal ağ olursa olsun, iki temel kuralı unutmayın: Şeffaf olun ve tüketicilerle etkileşime girin.

  • Nurolbank’a sermaye benzeri nitelikli kredi

    Nurolbank, Amerika’nın önde gelen ticari finansman kuruluşu WorldBusiness Capital’den (WBC) OPIC garantili 10 milyon dolar kredi aldı. Toplam 10 yıl vadeli olarak alınan kredi, faktöring şirketlerini desteklemek için kullanılacak.

    Nurolbank, Türkiye’de küçük ve orta ölçekli işletmelere (KOBİ) hizmet veren faktoring şirketlerini desteklemek için WorldBusiness Capital’den 10 milyon dolar kredi aldı. Toplam 10 yıl vadeli olarak Nurolbank’a verilen ve 5 milyon doları Sermaye Benzeri Kredi nitelikli olan kredinin maliyeti ise 3 aylık libor + 5.65.

    Altuntaş: “KOBİ’lerin rekabet gücünü artıracağız”

    ABD menşeli şirketlerin farklı ülkelerde yatırım yapmasına destek olan Denizaşırı Özel Yatırım Kurumu (OPIC) tarafından da onaylanan kredinin KOBİ’lerin rekabet gücünü artıracağına inandıklarını belirten Nurolbank CEO’su Özgür Altuntaş, krediyle ilgili “WorldBusiness Capital’den OPIC garantili aldığımız uzun vadeli ve Sermaye Benzeri kredinin, bankamızın uluslararası bağlarını geliştirmek ve işimizin sürekli büyümesine temel oluşturmak için atılmış önemli bir adım olduğuna inanıyoruz” dedi.

    Monyak: “Nurolbank’a güvenimiz tam”

    WBC Avrasya/Afrika Kredileri Genel Müdür Yardımcısı Rob Monyak da, Nurolbank’ın Türkiye’deki yeni ortakları olmasından ötürü mutlu olduklarını belirtti. Monyak, “Nurolbank, güçlü bir finansal kurum olarak zorlu makroekonomik koşullarda da başarılı olmayı bilmiştir. Pazar fırsatlarına hızlı cevap verebilen bir finans kurumu olarak Nurolbank’a güvenimiz tam” şeklinde konuştu.

  • May Tohum’dan uluslararası sermaye açılımı

    Türkiye’nin en önde gelen tohumculuk sektör yatırımcılarından May-Agro Tohumculuk (MAY Tohum), Güney Afrika merkezli yatırım kuruluşu Zeder’in global tohumculuk şirketi Zaad Holdings Limited’e (Zaad) MAY Tohum hisselerinin yüzde 35’inin satışı konusunda anlaştı.

    Şirketler bu ortaklık kapsamında Avrupa Birliği, Karadeniz havzası, Ortadoğu, Orta Asya ve Afrika kıtasındaki global tohumculuk faaliyetlerini geliştirmeyi, mevcut Ar-Ge yatırımlarını en güçlü şekilde rekabet edebilir seviyede tutmayı ve mevcut kurulu üretim ve dağıtım kapasitelerini en verimli şekilde kullanarak dünya tohumculuk sektöründe global pozisyonlarını güçlendirme kararı aldıklarını açıkladılar.

    Zaad, tohumculuk sektöründe sahip olduğu Agricol, Bakker Brothers, Klein Karoo Seed Marketing şirketleri ile Afrika ve Avrupa kıtalarında kurduğu tohum odaklı güçlü Ar-Ge, üretim ve dağıtım altyapısı ile tanınıyor. Zaad ayrıca, Amerika, Avrupa Birliği, Orta Doğu coğrafyalarında da yatırımlarına devam ediyor.

    MAY Tohum Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Yormazoğlu, “Bu ortaklık ile Zaad ve MAY Tohum dünya tohum pazarında daha güçlü rekabet edecek bir global yapı oluşturuyor, uluslararası piyasada daha güçlü ve rekabetçi olacak, ülkemizin tohum ihracatı potansiyelini daha da artıracağız. Türkiye’ye yabancı sermaye yatırımı getirerek şirketimize ve ülkemize uluslararası alanda gösterilen güven ve itibarın bir parçası olmaktan gururluyuz” dedi.

    Zaad Holdings Limited CEO’su Antonie Jacobs da, “Zaad’ın bu yeni pazarlara odaklanma amaçlı olarak yaptığı yatırım konusunda çok heyecanlıyız. Artık gerçek anlamda global bir tohum şirketi olduğumuzu da memnuniyetle belirtebilirim” diye konuştu.

  • Sermaye artık akılda başlıyor

    Türkiye’de sermayesi olmasına rağmen hangi işe başlayacağını bilemeyen binlerce girişimci adayı ve yeni mezun bulunurken, pek çok girişimci adayının mali yükümlülüklerden çekindiği için hayallerini gerçekleştiremediğini ifade eden Yaşar Üniversitesi Bilgi ve Teknolojileri Transfer Ofisi Müdürü Dr. Emrah Tomur, “Düşük maliyetli iş fikirlerini geliştirmek inovatif iş modellerini doğru anlamaktan geçiyor” dedi.

    Yaşar Üniversitesi Bilgi ve Teknolojileri Transfer Ofisi Müdürü Dr. Emrah Tomur, günümüzde pek çok geleneksel şirket için ekonomik sürdürülebilirliği sağlamanın zorlaştığına değindi. Dr. Emrah Tomur, eskiden Fortune 500 olarak bilinen dünyanın en büyük şirketlerinin ortalama ömrünün 75 yıldan 15 yıla düştüğünü ifade ederek, “Günümüzde artık Ar-Ge, üretim, depolama, dağıtım, pazarlama ve satış fonksiyonlarının tamamını kendi bünyesinde yürüten ve bu nedenle çok büyük maliyetlere katlanıp düşük kar payıyla çalışan geleneksel şirketlerin tamamı ekonomik sürdürülebilirliği sağlamak için oldukça zorlanıyor. Dünyanın en büyük şirketlerinin ise ortalama ömrü kısaldı. Bunun nedeni iş modelini inovasyon üzerine kurgulayan yeni dönem şirketlerinin işin en maliyetli tarafı olan tedarik kısmında değil müşteriye doğrudan ulaşılan ‘arayüz’ kısmında yer almaları” dedi.

    Başlangıçta neredeyse sıfır sermaye ile iş kurmak isteyen girişimcilerin bu ‘arayüz’ katmanını hesaba katarak iş fikirlerini kurgulamaları gerektiğini belirten Dr. Tomur, “Tom Goodwin’in, ‘Asıl Savaş Müşteri Arayüzü İçin’ isimli makalesinde yazdığı gibi; dünyanın en büyük taksi şirketi Uber, bir tane bile araç sahibi değil. Dünyanın en popüler sosyal medya sahibi olan Facebook, içerik oluşturmak için hiçbir yazara maaş ödemiyor. En değerli perakendeci olan ve milyonlarca çeşit ürün satan Alibaba’nın stokunda ya da deposunda hiçbir ürün yok. Dünyanın en büyük konaklama sağlayıcısı Airbnb’nin ise gayrimenkulü yok. Kendi fikirlerini kurgularken de bu modeli başarıyla uygulamış olan yukarıdaki şirketleri ya da ürünlerine akıllı fonksiyonlar kazandırarak rakiplerinden 10 kat pahalı olmasına rağmen çok daha fazla tercih edilen Withings tartıları, Phillips Hue aydınlatması ve Sonos müzik sistemleri gibi başarılı örnekleri inceleyebilirler.Sonuç olarak başlangıçta neredeyse sıfır sermaye ile bir iş kurmak isteyen girişimcilerin bu ‘arayüz’ katmanının, tüm değerin ve karın bulunduğu yer olduğunu unutmamaları ve iş fikirlerini buna göre kurgulamaları gerekiyor. Kendi fikirlerini kurgularken de bu modeli başarıyla uygulamış olan bu yabancı şirketleri incelemeleri gerekiyor” dedi.

  • Özgenç: “Otomotivde fahiş ÖTV sermaye ve emeğe haksızlıktır”

    KOBİDER Genel Başkanı Nurettin Özgenç, otomobillere uygulanan özel tüketim vergisine getirilen düzenleme ile ilgili açıklama yaptı.

    Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Genel Başkanı Nurettin Özgenç, otomobillere uygulanan özel tüketim vergisine getirilen düzenleme hakkında açıklama yaptı. Özgenç, “Motorlu taşıtların ÖTV oranlarını yeniden belirlemeye yönelik, Bakanlar Kuruluna yetki verilmesi, alacakların yapılandırılmasında başvuru süresinin uzatılması düzenlemelerini de içeren tasarı TBMM’de kabul edildi. Mesela lüks tüketim maddesi olan değerli ve yarı değerli taşlara uygulanan ÖTV kaldırılarak sadece yüzde 18 KDV’ye tabi tutuldu. Bir diğer önemli husus ise milyondolarlar karşılığı satılan rezidans dairelere ve konutlara ÖTV uygulanmamaktadır. Devletin lüks anlayışı sadece otomotiv üzerine midir. Bu bağlamda lüks tüketim maddesi olan 18 ayar 4,84 gram ağırlığında VS2 kalitesinde 2.00 karatlık tek taş 56.500,00 TL’lik yüzükten yüzde 18 KDV alınırken, lüks konutlar gurubunda olan ve piyasa değeri 700-800 bin TL ile satılan 150 m2 altındaki lüks konuttan ise sadece yüzde 1 KDV alınıyor ama aynı fiyatlarda satılan bir araçtan ise üç misli vergi alınmaktadır. Konut ihtiyaçta otomobil ihtiyaç değil midir? Bu durum hakkaniyete aykırıdır ve çok büyük haksızlıktır.

    “Türkiye’de ithal binek aracın vergisi fiyatının katbekat üstünde”

    Cari açık yarasına en iyi merhem olarak görülen ve ülke bütçesine en büyük katkıyı sağlayan kalemlerden olan otomobil vergilerinin Türkiye’de yüzde 18 KDV + ÖTV olarak tanımlı olduğunu belirten Özgenç, “Devlet otomotivden fahiş oranda vergi alırken ultra lüks konutları muaf tutması anlaşılır gibi değil. Lüks araçlarda ÖTV artarken milyon dolarlık konutlar lüks sayılmıyor mu? Elbette mali imkânı olan yalı, köşk, villa, malikane, konak ve rezidans dairede de oturur, buna bir diyeceğimiz yoktur. Ancak biz KOBİDER olarak üzerinde durduğumuz konu ÖTV üzerinden yüzde200’e yakın gelir elde edilmesi ve lüks olmasına rağmen 1 milyon TL tutarlarında satılan konutlardan vergi alınmayıp onların onda biri kadar ücretle satılan araçlardan fahiş oranda ÖTV+KDV adı altında vergi alınmasınadır.Örneğin; binek taşıtı olarak kullanılacak olan 1600 motor vergiler hariç liste fiyatı 92.285 TL olan ithal bir araç ÖTV+KDV eklendiğinde 159.000 TL’ye yükselmektedir” şeklinde konuştu.

    “Otomobil fiyatının neredeyse 3 katı vergi ödeniyor”

    “Yapılan vergi düzenlemesinde 2 litre üstü motor hacmine sahip araçlarda da fiyat sınırı olarak 200 bin TL belirlenmiş” diyen Özgenç, “200 bin TL ve altındaki otomobillerin ÖTV’si yüzde 145’te kalırken, 200 bin TL’nin üstü araçlarda yüzde 168 olarak belirlendi. Dahası 2000 motor üstü vergiler hariç liste fiyatı 227.390 TL olan ithal bir araç ÖTV+KDV eklendiğinde 661.000 TL’ye çıkmaktadır. Aracın neredeyse 3 katı değerinde vatandaşa satılması ticaret anlayışına göre ters bir durum teşkil etmektedir. Otomobil firmasının büyük sermayeler ile kurduğu otomobil fabrikasında mühendislerinin çizdiği, tasarımcısının tasarladığı binlerce kişilik işçinin istihdamı sonucu üretip montajını yaptığı otomobile kâr marjını ekleyerek 227.390 TL’ye satışa sunduğu arabadan belki de 30-40 bin TL kazanırken devlet sadece alt yapı hizmeti ile yani yol sağladığı için yaklaşık 430.000 TL vergi alıyor” dedi.