Etiket: Serhat

  • Oyuncu Serhat Kılıç: “Benim rolümde kurmaca yok, hepsi gerçek”

    Söz dizisinin Çolak karakteri, Seksenler dizisinin Ergun Plak karakteri Serhat Kılıç, Fatsa Belediyesinin Ramazan etkinlikleri kapsamında Fatsalılarla söyleşi yaptı.

    Fatsalılarla gerçekleştirdiği söyleşide tiyatroyu çok sevdiğini dile getiren Serhat Kılıç, rolünü oynarken hiç makyaj yaptırmadığını belirterek, “Bana sizin gibi soruyorlar. ’O bakışı nasıl yapıyorsun’ diye. Benim gözüm torbalı. O torbaları aşağıya doğru indiriyorum ve o bakış ortaya çıkıyor. Yani kurmaca bir şey yok, hepsi gerçek. Kurmaca olsa Topal karakteri oynayan birini bordo bereliler ormanda yakalayamaz mı. Bizim bordo bereliler dünyada 1 numaradır. Bir de bana ‘sen terör örgütü liderisin seni film dışında halk linç ederler’ diyorlar. Hani beni Fatsa’da linç eden var mı? Herkes biliyor kurgu olduğunu” dedi.

    Oyuncu Serhat Kılıç istek üzerine şarkılar da söyledi. Geçmişteki ünlü sanatçıların taklitlerini de yapan Serhat Kılıç, müzisyen İrsel Çivit’in sazı eşliğinde 2 türkü seslendirdi.

    Oyuncu Serhat Kılıç’a söyleşisi sonunda Fatsa Belediye Başkan Yardımcısı İbrahim Eroğlu çiçek ve plaket takdiminde bulundu.

    Serhat Kılıç sahneden ayrıldıktan sonra hayranları ile bol bol fotoğraf çektirdi.

  • Kula Er Meydanı’nın Başpehlivanı Serhat Gökmen oldu

    Kula’nın düşman işgalinden kurtuluşu etkinlikleri kapsamında bu yıl 22.’si düzenlenen Geleneksel Kula Yağlı Pehlivan Güreşleri’nde başpehlivan Serhat Gökmen oldu.

    Türkiye’de isim yapmış en iyi 27 başpehlivanın katıldığı 22. Geleneksel Kula Yağlı Pehlivan Güreşleri’nde başpehlivanlığı Serhat Gökmen göğüsledi. Hisarkapı mevkinde kurulan Er Meydanı’nda, 27 başpehlivan ve 127 pehlivanın katıldığı güreşleri, Kula Kaymakamı Osman Güven, Kula Belediye Başkanı Hüseyin Tosun, daire müdürleri, STK temsilcileri ve çok sayıda vatandaş takip etti.

    Kaymakam Güven, Başkan Tosun ve protokol üyeleri, 2017 yılı Kırkpınar Başpehlivanı İsmail Balaban, 2015 yılı Kırkpınar Başpehlivanı Orhan Okulu ile birlikte Er Meydanı’na gelerek vatandaşları selamladı. Sabah saatlerinde başlayıp gün boyu süren güreşler, renkli görüntülere ve kıyasıya mücadelelere sahne oldu. Er Meydanı’nda tüm boylarda çekişmeli müsabakaların yaşandığı güreşlerde İsmail Balaban, Orhan Okulu, Süleyman Aykırı, Serhat Gökmen, Faruk Akkoyun, Ekrem Yavuz gibi Türkiye’nin en ünlü 27 başpehlivanı, başpehlivanlık için kıspet kuşandı. Kula Belediyesi Güreş Takımı pehlivanlarının da yer aldığı müsabakalarda sporcular kıyasıya mücadele etti. Vatandaşların yoğun ilgisi eşliğinde yapılan müsabakaların sonunda başpehlivanlıkta finale adını yazdıran Serhat Gökmen ve Faruk Akkoyun mücadelesinde Serhat Gökmen finali kazanarak 22. Kula Yağlı Pehlivan Güreşleri’nin başpehlivanı oldu. Faruk Akkoyun ikinci, Ali Gökçen üçüncü, Harun Kaya da dördüncü oldu. Kulalılarla birlikte bayram dolayısıyla şehir dışından gelen izleyicilerin yoğun katılım gösterdiği müsabakalar seyirciden de tam not aldı. Yetkililerden alınan bilgiye göre 22. Kula Yağlı Pehlivan Güreşi, Ege’de bu yıl düzenlenen en büyük yağlı pehlivan güreşi oldu.

    Ata sporunun ustalarına ahde vefa

    Kula Belediye Başkanı Hüseyin Tosun, Kula’da dünden bugüne ata sporu güreşe gerek Er Meydanı’nda gerekse güreş kültürünü gelecek nesillere aktarma noktasında büyük emek ve destekleri olan usta pehlivan ve güreş öğreticisi Emir Himmet Çağılcı, geçtiğimiz günlerde elim bir trafik kazası sonucu hayatını kaybeden Mehmet Kaptan, Kula Güreşleri’nin organizatörü Zaferiye Mahallesi Muhtarı Murat Yılmaz, eski pehlivanlardan Kula Belediye Başkanı Hüseyin Tosun’un babası İbrahim Tosun ve hayırsever iş adamı Hüseyin Akhan’a onur plaketi takdim etti.

    Güreş ağası Hüseyin Akhan oldu

    Büyük bir katılımla gerçekleşen Kula Yağlı Pehlivan Güreşleri bu yıl bir ilke de sahne oldu. Kula Belediye Başkanı Hüseyin Tosun tarafından güreşlere ağalık kültürü de eklendi. Kıran kırana geçen ağalık yarışında iş adamları Cengiz Mert, Hakkı Keleşoğlu ve Hacı Hüseyin Akhan ağalık koltuğu için aday oldu. Yapılan açık arttırma sonucu 22.’si düzenlenen Geleneksel Kula Yağlı Pehlivan Güreşleri’nin güreş ağalığını Hüseyin Akhan kazandı. Akhan, diğer ağalık adayları Cengiz Mert ve Hakkı Keleşoğlu ile birlikte Er Meydanı’nı turlayarak vatandaşları selamladı. Güreş ağası Akhan, yapılan güreşler sonunda verdiği demeçle Kula için yaptığı hayır işlerinden dolayı mutluluk duyduğunu belirterek Kula Belediye Başkanı Hüseyin Tosun’a özel ilgilerinden dolayı teşekkür etti. Ağalık açık arttırmasının 3. turunda iş adamı Cengiz Mert, 10 bin Türk Lirası bağış yaparak yarıştan çekildi.

  • “Uluslararası Diplomatlar Birliği” Kuzey Kıbrıs Başkanlğına Serhat Akpınar atandı

    “Uluslararası Diplomatlar Birliği”, Kuzey Kıbrıs Başkanlığı görevine Serhat Akpınar atandı.

    BM ve AB’nin onayı ile kurulan ve yaklaşık 35 yıldır dünyanın çeşitli bölgelerinde uyuşmazlık, kriz gibi temel sorunlarda önleyici faaliyetlerde bulunan Uluslararası Diplomatlar Birliği’nin, Kuzey Kıbrıs adına temsilcisi ’Başkanlık’ görevine atanan; GAÜ Kurucu Rektörü ve Yöneticiler Kurulu Başkanı Serhat Akpınar; “Kendi insanımızı, kendi bölgemizi en doğru şekilde savunmak ya da tanıtmak için çalışacağım” dedi.

    Geçtiğimiz hafta; Uluslararası Diplomatlar Birliği Başkanı ve AB Parlamento üyesi Dr. Gunther Meinel’in, kendisine, kuruluşun ’Kuzey Kıbrıs’ için bu görevi verdiğini hatırlatan Akpınar; sosyal medyadaki kişisel hesaplarından şu cümleleri paylaştı. “Önümüzdeki nisan ayında gerçekleştirilecek resmi kabul töreninden sonra, örneğin Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nda ve bağlı organlarında; Kurucu Cumhurbaşkanımız Sayın Rauf Raif Denktaş’tan sonra, konuşmaya haiz ikinci ’Kıbrıslı Türk’ olabileceğim. Şu anda; BM platformunda, toplumlararası görüşmeler hariç maalesef ülkemizin ’net sesini’ ortaya koyabilecek bir yetkili ağzımız yok.”

    Uluslararası Diplomatlar Birliği Kuzey Kıbrıs Başkanı Serhat Akpınar, sergileyeceği tavır konusunda da “Bizim duruşumuz biraz daha farklı. Otonom bir refleks ile gerçekleşmiş bu atamanın gereklerini; Bağımsız olan bu yapının sözcülerinden biri olarak; Bu bölgede yaşayarak, hissederek ve acılarını hissederek, yerine getirmek istiyorum. Yani, kendi insanımızı, kendi bölgemizi en doğru şekilde savunmak ya da tanıtmak istiyorum” şeklindeki mesajını iletti.

  • Prof. Dr. Serhat Ünal: ’’Net söylüyorum, şuandaki mevsimsel grip aşısı içinde civa yoktur’’

    Prof. Dr. Serhat Ünal, ’’Civanın aşılar içinde kullanıyor olmasının nedeni, çoklu aşı yani içinde 10-20 doz varsa, enjektöre iğneyi sokup çıkarıp ve bir daha sokacağımız için mikrop bulaşmasın diyedir. Halbuki mevcut grip aşıları tek doz. Kullanıp atıyorsunuz. Tek doz olan ilacın içine mikrop zaten giremez. Bunun için civa koymaya gerek yok. Net söylüyorum, şuandaki mevsimsel grip aşısı içinde civa yoktur’’ dedi.

    Son zamanlarda artan şekilde medyada çeşitli kişilerin gerek grip hastalığının önemini azaltma, gerekse de aşılarla ilgili yanlış ve yanıltıcı bilgiler vererek halkı yanlış yönlendirdiğini görülmesi üzerine 14 Tıp derneği basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal, Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu Başkanı Dr. Gürsel Özer, Akademik Geriatri Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Akif Karan, Türk Kardiyoloji Derneği Gelecek Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol, Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Genel Sekreteri Doç. Dr. Süda Tekin, Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mahmut Gümüş, Türk Toraks Derneği Üyesi Prof. Dr. Çağlar Çuhadaroğlu katıldı.

    Grip, nezle ve soğuk algınlığı ile karıştırılabilir, bazı benzer belirtiler gösterir ancak grip sadece üst değil alt solunum yollarına da iner. Grip nezleye kıyasla çok ağır seyreden, ayakta atlatılması zor, zatürre, bakteriyel hastalıklar gibi çok ciddi hastalıklara neden olabilen ve hatta altta yatan kronik hastalığı olanlarda ve yaşlılarda hastaneye yatış ve ölüme sebebiyet verebilen bir hastalıktır. Grip kaynaklı ölümlerin çoğu altta yatan KOAH, diyabet, kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği gibi kronik hastalıkların tetiklenmesi sonucu gerçekleşir.

    Grip aşısında ağır metaller olduğu iddialarına cevap veren Prof. Dr. Serhat Ünal, ’’Ağır metalin aşının içinde ne iş var? Civanın vücuttan atılabilir türü kullanılıyordu. Civanın aşılar içinde kullanıyor olmasının nedeni, çoklu aşı yani içinde 10-20 doz varsa , enjektöre iğneyi sokup çıkarıp ve bir daha sokacağımız için mikrop bulaşmasın diyedir. Halbuki mevcut grip aşıları tek doz. Kullanıp atıyorsunuz. Tek doz olan ilacın içine mikrop zaten giremez. Bunun için civa koymaya gerek yok. Net söylüyorum, şuandaki mevsimsel grip aşısı içinde civa yoktur’’dedi.

    ’’Aşı denilince çocuklar akla geliyor ama erişkinlerin yaptırması gereken aşılarda var’’

    Aşı denilince çocuklar akla geliyor ama erişkinlerin yaptırması gereken aşılarda var diyen Prof. Dr. Ünal,Grip aşısı ABD’de 2 ve 6 aydan itibaren herkese yaptırılıyor. Bizde öyle değil. Biz daha çok erişkin tarafında yapılmasını öneriyoruz. 65 yaş ütündeki kişiler, 65 yaş altında olup altta yatan ciddi hastalığı olanlar. Bunlar neler? Kronik obstrüktif Akciğer hastalığı olanlar, diyabeti olanlar, kronik karaciğer yetmezliği olanlar, böbrek yetmezliği olanlar , kanser tedavisi olanlar, gebeler vb. hastalıları olan hastalarda grip daha sık görülür. Bu hastalar mutlaka yıllık grip aşısı olmalıdırlar’’ şeklinde konuştu.

    Gribin içinde bulunduğumuz mevsiminde yaygınlaştığı bilgisini veren Prof. Dr. Ünal, ’’Bu hastalıkta halsizlik, bitkinlik, öksürük, ateş, kas ağırsı durumlar ortaya çıkartır. Özellikle kas ağrısı durumda genç erişkinleri 1 hafta yatağa yatırır. Kalktıktan sonra 2 hafta kadar iş gücü verimiz düşer. Bütün bunları üst üste koyunca ve aynı anda binlerce kişi hasta olduğunda önemli bir iş gücü kaybıdır. Bu durumun ülkelere belli maliyeti var. ABD’de gribin ülkeye yıllık 8 milyar dolar yükü olduğu hesaplandı. Bu ve ölümler olmasın diye grip, aşıyla korunması gereken bir hastalık’’ diye konuştu.

    ’’Kalp ve damar hastalarına grip aşısını öneriyoruz’’

    Kalp hastalıklarında gribal enfeksiyonların getirdiği durumlara bağlı kötüleşme olabildiğini dile getiren Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol, ’’Özellikle kalp yetersizliği olan hastalar gribal enfeksiyon geçirdiklerinde durumları daha ciddileşiyor. Hastaneye yatışlar artıyor hatta bu hastalarda ölüm meydana gelebiliyor. Dolayısıyla grip aşısının yapılması bu hastaların hastaneye yatışlarını ve ölüm oranlarını azaltıyor. Kalp yetersizliği olan hastalara her ne sebepten olursa olsun, yıllık grip aşısı yaptırmalarını öneriyoruz. Yine kalp damar hastalığı mevcut olan hastalar gribal enfeksiyonlar esnasında tekrar kalp krizi geçirme oranının daha yüksek olduğunu biliyoruz. Özellikle kış aylarında bu belirgin hale geliyor. Grip aşısını yaptıran hastalarda kalp krizi geçirme risklerini, çeşitli çalışmalarda yüzde 15 ile yüzde 45 oranında azalttığı görülmüştür. Grip aşısının yapılmasını öneriyoruz’’ dedi.

    ’’Aşılamada koruyucu hekimlik uygulaması önemli’’

    65 yaş üzeri yani yaşlı popülasyonda insanların hastalıklara karşı eğilimi artmakta olduğunun vurgusunu yapan Prof. Dr. Mehmet Akif Karan,’’Koruyucu sistemleri bir miktarda zayıflamakta. Ölüm sebeplerine baktığımız zaman, akciğer enfeksiyonları önemli ölüm sebebi. Bu enfeksiyonla birlikte bu yaşta çoklu hastalıklar bir arada olmakta ve hastalıklara ilişkin ölümlerde artmakta. Yaşlılarda hastalıkların daha sıkıntılı seyretmesi ve daha kötü sonlanması nedeniyle hastalıkları önlemek ve sıkıntı ortaya çıkmadan önce hastalığın tanısını koyup tedaviye başlamak çok önem arz ediyor. Bu açıdan koruyucu hekimlik uygulamalarına önem veriyoruz. Aşılamada koruyucu hekimlik uygulaması önemli. Grip, yaşlılarda daha sıklıkla seyrediyor. Bunu önlemek için elimizde grip aşı var. Aşı yüzde 100 koruyu değil ama hastalığa yakalanmayı azaltması yanısıra hastalığın ağır geçmesini önleyebilir. Bu hastalıktan ölümleri kesinlikle azaltır’’ ifadelerini kullandı.

    Türk Toraks Derneği Üyesi Prof. Dr. Çağlar Çuhadaroğlu, ’’Özellikle 65 yas üstünde kişiler grip ölüme kadar yol açabilen sonuçlar yol açıyor. KOAH,astım gibi kronik enfeksiyon yolları hastalıkları olanlar bu enfeksiyona kolay yakalanabiliyorlar. Bütün hastalardan grip ve zatürre aşısını yaptırmalarını istiyoruz’’ dedi.

    Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu Başkanı Dr. Gürsel Özer, ’’Birinci basamak çalışanları olarak, aile hekimleri olarak erişkin ve çocuk aşılama programında daha çok eksikliklerimizin olduğunu düşünüyoruz. Bunun için Sağlık Bakanlığı ile görüşme halindeyiz. Erişkin aşılama programında var gücümüzle gayret ediyoruz’’ dedi.

    Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mahmut Gümüş, ’’Kanser hastaları özel bir grup. Özellikleri itibariyle aşı ihtiyacı olan diğer gruplarla çakışıyor. Hem yaşları hem de hastalıkları itibariyle yandaş hastalıklar dediğimiz kalp damar hasatlıkları, KOAH vb. hastalıklara sahip oluyorlar. Buda onları büyük risk altında bırakıyor. Grip ve zatürre gibi infeksiyonlara maruz kalmak, onların yaşam kalitesini düşürmekte. Biz onkologlar olarak hastalarımıza her iki aşıyı öneriyoruz’’ dedi.

    Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Genel Sekreteri Doç. Dr. Süda Tekin, ’’İnfeksiyon hastalıkları bulaşıcı hastalıklardır. Pek çok medeniyetin ortadan kaldırılmasına yol açmıştır. Yapılan incelmeler sonrası infeksiyondan korumanın başlıca 2 yolu var. Bir tanesi hijyen. Temizlik yaparak bu hastalıklardan korunabiliriz. İkincisi ise aşı. Koruyucu olarak hastalıkla karşılaşmamak için bağışıklık sağlamaktadır’’dedi.

    Toplantısı sonrası isteyen basın mensuplarına ücretsiz grip aşısı yapıldı.

    Destekleyen dernekler şöyle: “Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu, Akademik Geriatri Derneği, Halk Sağlığı Uzmanları Derneği, Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği, Türk Gastroenteroloji Derneği, Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği, Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği, Türk Kardiyoloji Derneği, Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği, Türk Nefroloji Derneği, Türk Nöroloji Derneği, Türkiye Romatoloji Derneği, Türk Tıbbi Onkoloji Derneği, Türk Toraks Derneği”.

  • Prof. Dr. Serhat Ünal: “Grip öldürür, bu kadar kesin”

    Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Serhat Ünal, gribin önemine dikkat çekerek gribin bir soğuk algınlığı olmadığını, öldürücü bir hastalık olduğunu söyledi.

    Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği(TİHUD) tarafından bu yıl 18’incisi düzenlenen 18. Ulusal İç Hastalıkları Kongresi, Antalya’nın Belek bölgesinde bir otelde yaklaşık 3 bin davetlinin katılımıyla gerçekleştirildi. Kongrede 152’si klinik araştırma, 289’u olgu sunumu olmak üzere toplam 441 bildiri başvurusunun yapıldığı bildirildi.

    Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı ve TİHUD Başkanı Prof. Dr. Serhat Ünal, ’Zika’ virüsüyle ilgili bilgiler verdi. Virüsün tropikal bir hastalık olduğuna dikkat çeken Ünal, “Brezilya’da bir salgın ortaya çıkınca, batı yarım kürede hızla yayılmaya başlamıştır. Henüz tam olarak ispatlanmamasına rağmen; doğum defektlerine sebep olduğu düşünülmektedir. ’Zika’ virüsü, yeni doğanlarda beynin yetersiz gelişimine yol açabilen mikrosefaliye (küçük kafa) neden olabilmektedir” dedi. Virüsün sivrisinekle yayıldığını da belirten Prof. Ünal, 70 ülkede bu virüsün tespit edildiğini vurguladı.

    5 kişiden birisi hasta oluyor

    ’Zika’ virüsünün aynı zamanda deng humması, sarı humma ve chikungunya virüslerini taşıyan Aedes türü sivrisineklerin insanları ısırmasıyla olduğunu da belirten Prof. Ünal, “Sivrisinekler, Zika hastalığını geçirmekte olan bir kişiyi ısırarak enfekte olurlar, daha sonra bu enfekte sinekler, diğer sağlam kişileri ısırarak onları da enfekte ederler. Ayrıca bu virüs ile enfekte olan her 5 kişiden yaklaşık 1’i hasta olmakta ve semptom geliştirmektedir. En sık görülen belirtiler; aniden başlayan ateş, döküntü, eklem ağrıları, gözlerde kızarıklıktır. Eklemlerde, özellikle el ve ayaklardaki küçük eklemlerde şişmeler olabilir. Diğer belirtiler: kas ağrısı, baş ağrısı, gözlerin arkasında ağrı ve kusma olabilir” dedi.

    Prof. Ünal, hastalığın özgün bir tedavisi bulunmadığını belirterek önleyici bir aşısının da olmadığını söyledi.

    “Grip öldürür, bu kadar kesin”

    Gribin hala etkinliğinin tartışmasının yanlış olduğunu ifade eden Prof. Ünal, “Grip aşısının etkinliğinin artık bu ülkede tartışılmaması lazım. Hatta hiçbir yerde tartışılmaması lazım. Grip aşısı hazırlanırken bir önceki yılda en çok görülen virüsler, A grubundan 2, B grubundan 1 virüsü alıp hazırlanır. Dünyada bin 500 gribin erken vakalarını tespit eden merkez var. Yüzlerce grip virüsü var. Astım, kalp yetmezliği, diyabet, kronik böbrek ve karaciğer yetmezliği ve 65 yaş üstü. Bunlar immün sistemi zayıflatır. Bunlarda hem sık görünüyor hem de öldürüyor. Grip geldi, yatağa düşürür yüksek ateş ve halsizlik yapar. Astımı alevlendirir öldürür, enfarktüse neden olur öldürür, bunların hepsinin başlangıç nedeni griptir.

    Grip soğuk algınlığı değildir. Grip öldürür. Türkiye’de geçen sene kaç kişi gripten öldü. Benden duymayın ama var ölüyor insanlar. Bu kadar kesin” dedi.

    “Türkiye’de 23-24 milyon aşı yapılması gereken insan var”

    Türkiye’de aşı yapılması gereken insan sayısına ilişkin bilgiler de veren Prof. Ünal, “Aşının yararını tartışıyorlar. Bir doktor açıklama yapıyor işte ‘Geçen sene canlı aşı yapılan Amerika’da koruculuğu yüzde 10 oldu’ doğru. Sadece çocuklara yapıldı yetişkinlere yapılmadı. Koruyuculuğu düşük oldu çünkü aşının hazırlanışında sorun vardı. Biride çıkıp diyemiyor ki canlı aşı Türkiye’ye gelmedi kullanılmıyor. Bunu bilmeden grip aşısı korumuyor diyorlar. 23- 24 milyon aşı yapılması gereken insan var. Ancak Türkiye’ye her sene gelen aşı miktarı 2.3 milyon civarında. Yüzde 10’larda kalıyor. Mevsimsel gribin ABD yıllık maliyeti 8 buçuk milyar dolar. O nedenle bütün toplumu aşılamaya çalışıyorlar. Biz çok akıllıyız da onlar mı bu işi bilmiyor? Dünya Sağlık Örgütü listesinde aşı yapılması gerekenlerin başında gebeler, 65 yaş üstü kişiler ve altta kronik hastalıkları olanlar” dedi.

    Doktorlar gözünden grip aşısı: “Koruyuculuğundan emin değilim”

    İstanbul’da 300 doktor üzerinde yapılan bir araştırmaya da değinen Prof. Ünal, sağlık personelinin aşıya bakışıyla ilgili şunları söyledi:

    “Vatandaş isteksiz doktor isteksiz aşılama oranı yüzde 5’in altında. Vatandaş istekli ama doktor ne gerek var diyor aşılama oranı yüzde 35’lerin altında. Vatandaş isteksiz doktor biliyor ve yapıyor aşılama oranı yüzde 85. İstanbul’da 300 civarı hekime soruluyor. ‘Hayatınızda hiç grip aşısı yaptırdınız mı? 180’i hayır yaptırmadım. Neden yaptırmadın? Yüzde 46 ‘Grip aşısının koruyuculuğundan emin değilim’. Yüzde 32’si aşı gribe neden olabilir diyor. İşte bunu anlamıyorum. Aşı dediğimiz virüs çoğaltılıp ayrılıyor. Hastalık yapması söz konusu değil” dedi.

    Başkent Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birol Özer, Hepatit C virüsü konusunda açıklamalarda bulundu. İnsandan insana bulaşan bir virüs olduğunu belirten Özer, “İnsandan insana kan ve kan ürünleri ile bulaşır. Ayrıca ortak iğne kullanımı ve cinsel temas yoluyla da bulaşabilir. Hepatit C’li birçok hastada bulgu ya da belirti yoktur. Ancak bazı hastalarda halsizlik, yorgunluk, bulantı, kas eklem ağrısı ve kilo kaybına neden olabilir.

    Hepatit C hastalığı tedavi edilmediğinde uzun yıllar sonra karaciğerde sertleşme, büzüşme ile kendini gösteren siroza neden olabilir. Ülkemizde hepatit C sıklığı yaklaşık yüzde 1 civarındadır. HCV bulaşan kişilerin yaklaşık yüzde 15-20’si 6 aylık bir sürenin sonunda tamamen iyileşir. Yüzde 80-85’İ ise kronik hepatit C ile infekte birey haline gelir. Bu kişilerin yüzde 20’sinde ise sonunda karaciğer kanserine dönüşme riski olan siroz gelişir” dedi.

    “Kardiyovasküler hastalıklar çığ gibi büyüyor”

    İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerim Güler ise yüksek tansiyonun önemine değindi. Hipertansiyon ve diyabetin kardiyovasküler hastalıklara neden olduğunu belirten Prof. Dr. Kerim Güler,“Türk toplumunda üç kişiden birinde kardiyovasküler hastalık var. 2005 yılında 17 milyon insan dünyada bu hastalıklardan ölmüş. Yapılan çalışmalar ve bulunan yeni moleküllere rağmen, kılavuzlarla halkı bilinçlendirme çabalarına rağmen 2020 yılında bu rakamın 20 milyona çıkması bekleniyor. Hakikaten çığ gibi toplumumuzu tehdit eden en büyük hastalıklar, kardiyovasküler hastalıklardır” dedi.