Etiket: Sene

  • Bakan Avcı: “2 Sene İçinde Kadrolu Öğretmen Açığı Kapanacak”

    Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Şubat ayında 30 binden fazla öğretmenin atanacağını belirterek, 2 sene içinde kadrolu öğretmen açığının tamamen kapanacağını söyledi.

    TGRT Haber ve İhlas Haber Ajansı (İHA) Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın TGRT Haber televizyonunda sorularına cevap veren Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Ağustos ayında 37 bin yeni öğretmen atandığını ve bu öğretmenlerin 26 bininin Doğu ve Güneydoğu bölgesindeki illere gönderildiğini ifade ederek, sosyal medyada ve bazı basın organlarında bahsedildiği gibi öğretmenlerin görev yerlerine gitmemezlik yapmadıklarını, sadece 40 öğretmenin meşru mazereti nedeniyle görevlerine gidemediklerini söyledi. Şubat ayında 30 binin üzerinde öğretmen ataması yapılacağını kaydeden Bakan Avcı, 2 sene içinde kadrolu öğretmen açığının tamamen kapanacağının altını çizdi.

    “BAHÇELİ’NİN TUTUMUNUN ÜLKÜCÜ CAMİA ÜZERİNDE BİR HAYAL KIRIKLIĞI UYANDIRDI”

    1 Kasım seçimlerine yönelik açıklamalarda bulunan ve 1 Kasım seçim sonuçlarının 7 Haziran seçim sonuçlarına göre AK Parti ve Türkiye açısından daha olumlu olacağının altını çizen Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, “Sadece Eskişehir’de değil görevlendirildiğimiz başka illerde de aynı havayı görüyorum, 7 Haziran seçimlerine göre AK Parti teşkilatlarında ve tabanında bir coşku ve gayret var. 1 Kasım seçim sonuçlarının 7 Haziran’a göre AK Parti açısından da Türkiye açısından da olumlu sonuca ulaşacağını zannediyorum” dedi.

    7 Haziran seçim sonuçlarını değerlendiren ve 7 Haziran’dan sonra bütün kamuoyunun böyle bir tablonun nelere yol açabileceğini, bir koalisyon kültürünün Türkiye’de yerleşmediğini gördüğünü ve bu sonucun 1 Kasım seçimleri için bir ikaz niteliğinde olduğunu ifade eden Bakan Avcı, “Özellikle Bahçeli’nin tutumunun Ülkücü camia üzerinde bir hayal kırıklığı uyandırdığını ve bu seçimdeki tercihlerini ciddi oranda etkilediğini hissediyorum” diye konuştu.

    Türkiye’de öteden beri mühendislik çalışması olduğunu belirten ve içeriden ve dışarıdan yapılan çabaları milletin gördüğünü ifade eden Bakan Avcı, “Sokaktaki vatandaş da Türkiye üzerinde nasıl bir oyunun oynanmak istendiğini, başta Sayın Cumhurbaşkanına, AK Parti’ye ve Türkiye’nin istikrarına yönelik provokatif eylemlerin neyi amaçladığını herkes açıkça görüyor” şeklinde konuştu.

    “ESKİŞEHİR CHP’NİN DEĞİL, MERKEZ SAĞIN KALESİDİR”

    “Eskişehir CHP’nin güçlü olduğu bir kent” söylemini kabul etmeyen ve “Eskişehir merkez sağın kalesidir aslında, tarihi olarak ta böyledir” açıklamasında bulunan Bakan Avı, “Böyle bir algı oluşturmak için böyle bir girişim var. Bu doğru değil. Eskişehir ulaşımda kavşak noktası, aynı zamanda büyük bir eğitim kenti. Eskişehir’de bu algıya yol açan ve CHP’nin de aslında bir şekilde değerlendirdiği bir Eskişehir’de kalıcı olmayan bir öğrenci kitlesi var. Bu öğrenciler üzerinde ciddi bir çalışma olduğunu görüyoruz. Eskişehir’in yerli halkı itibariyle sağlam bir Anadolu kentidir” dedi.

    Eskişehir’e günü birlik gelen ziyaretçilerin görmediği, arka mahallelerin fotoğrafının çok farklı olduğunun altını çizen Bakan Avcı, “Bu yüzden Eskişehir’in bütününü yeniden derleyip toparlayacak, Eskişehir’in tarihi kültürel birikimine uygun şehircilik anlayışına imkan verecek bir büyükşehir kampanyası yürüttük ama muvaffak olamadık. Eskişehirli bunu görüyor. Odunpazarı Belediye Başkanı ve Büyükşehir Belediye Başkanının Odunpazarı’nın arka sokaklarını dolamalarını ve oradaki vatandaşların çığlığını duymalarını isterim. Bunlar ümitsiz olmayı gerektirmiyor, biz bunları düzeltiriz. Merkezi hükümet olarak yapmamız gerekenleri yapıyoruz. Milli Eğitim’in alanına giren eğitim konularında göstergeler bakamından Türkiye ortalamalarının üzerinde. Asıl Eskişehir’in geleceğine yön vermesi gereken yerli halkının da bu konularda daha bilinçli hareket etmesi lazım” diye konuştu.

    1 Kasım seçimlerine yönelik Eskişehir’de yaptığı çalışmaları anlatan ve vatandaşlarla yüz yüze konuştuklarını kaydeden Bakan Avcı, Eskişehir’in sağlıkta da bölgenin parlayan yıldızı olduğunu söyledi Bakan Avcı, ”Sağlık alanında da Eskişehir öncü bir şehir haline geldi. Eskişehir’i 2013 yılında Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan ettik, bu çerçevede Eskişehir’e yeni eserler kazandırdık. Bütün ilçelerimizde kültür merkezleri kurduk, parklar yaptık, 72 dönümlük bir fidanlık arazisini Dede Korkut Parkı haline getirdik. Bizim stadımız miadını doldurmuştu, bu çalışmalar çerçevesinde Eskişehir’e yeni bir stat kazandırıyoruz. Eski stadın olduğu alanı rekreasyon alanı yapıyoruz, orası tam bir Türk dünyası şehir meydanı olacak, altında da 600 araçlık otopark olacak. Yeni stat Sazova’da, 35 bin kişilik stat FİFA standartlarında olacak. Bizim yeni stadımız milli maçlara da ev sahipliği yapacak. Milli birlik ruhu oraya coşkulu bir şekilde yansır. Türk Dünyası Kültür Başkenti olarak 10 binin üzerinde lise öğrencisini Atayurtlarımıza gönderdik. Sazova’da büyük bir bilim kültür merkezi yapıyoruz. Onun bahçesinde Minyatürk benzeri bütün Türk coğrafyasındaki eserlerin modellerini koyduk. Oraya bir isim vermedik ve ismini çocuklarımızın koymasını istedik” şeklinde konuştu.

    “DOĞU VE GÜNEYDOĞU’YA 26 BİN ÖĞRETMEN ATANDI”

    Ağustos ayında Türkiye genelinde 37 bin yeni öğretmen atandığını ve bu sayının 26 bininin Doğu ve Güneydoğu bölgesindeki illere gönderildiğini ifade eden Bakan Avcı, “Bazı medya organlarında ve sosyal medya organlarında atanan öğretmenlerin bölgeye gitmeyecekleri gibi söylentiler dolaştırıldı. 26 bin öğretmenin içinde sadece 40 tanesi meşru mazeretleri sebebiyle görevlerinin başına gidemediler. 25 bin 960 öğretmenimiz görevinin başına gitti. Bütün öğretmenlerimize teşekkür ediyorum. Bir kısmı bölgeyi belki ilk defa görüyorlar, görevlerini büyük bir şevk ve heyecanla yapıyorlar. Onlara sahip çıkan bölge halkına da çok teşekkür ediyorum. Oraya giden öğretmenlerimiz bölge halkının, muhtarların kendilerini nasıl bağırlarına bastıklarını, nasıl evlerinde misafir ettiklerini, yerleşme sorunlarını çözmek için nasıl çalıştıklarını gördük. Halkımız çocuklarını okutmak için bölgeye giden öğretmenleri tam anlamıyla bağrına bastı” diye konuştu.

    “ŞUBAT’TA ATANAN ÖĞRETMENLERİMİZİ ORYANTASYON EĞİTİMİNE ALACAĞIZ”

    Şubat’ta atama olup olmayacağı sorusuna cevap veren Bakan Avcı, “Bütün atamalar kanunla verilir. Bizim önümüzdeki Şubat ayı için 30 bin artı olacak. Bu sene bir değişiklik yapıyoruz, Şubat’ta yapılan atamalarda atanan öğretmenlerimiz 1 Mart itibariyle görevlerine başlamış sayılacaklar fakat hemen atandıkları illere gitmeyecekler. Biz onları ister bulundukları ilde, ister atandıkları ilde, isterse başka bir ilde hizmet içi eğitime, oryantasyon eğitimine alacağız. Her yeni atanan öğretmenimize bir danışman öğretmen atayacağız. O danışman öğretmen meslekte 10 yılını tamamlamış olacak. Bundan sonraki bütün ilk atamalarımızı bu sistemle yapacağız. Atanan her öğretmenimiz danışman öğretmen nezaretinde değişik okul türlerinde değişik derslere girecek. Bir matematik öğretmeniyse atanan öğretmenimiz, ama sadece matematik derslere girmeyecek, danışman öğretmenlerimizin yönlendirmesi ile il müdürlüğümüzün yaptığı planlama çerçevesinde tecrübeli bir öğretmenin dersine girip izleyecek. 4 ay boyunca öğretmenimiz bir gözlem stajı yapacak. Yaz tatiline gelince de normal mesleki eğitim stajına onları da alacağız, özellikle Doğu ve Güneydoğu’ya gidecek öğretmenlerimize gittikleri bölgede konuşulan mahalli dil Kürtçe ise Kürtçe, Zazaca ise Zazaca, bu dillerde öğrencileri ve velileri ile esnafla rahat iletişim kurabileceği temel cümleleri öğreteceğiz” dedi.

    “2 SENE İÇİNDE KADROLU ÖĞRETMEN AÇIĞINI TAMAMEN KAPATACAĞIZ”

    Şubat atamalarından sonra öğretmen açığının 60 bine ineceğini ifade eden Bakan Avcı, “Biz 2 sene içinde kadrolu öğretmen açığını tamamen kapatacağız” açıklamasında bulunduktan sonra Türkiye genelinde derslik başına düşen öğrenci sayısının 30’un altına düştüğünü fakat göç alan illerde kalabalık sınıflar olduğunu, onları da 30’un altına indirmek için çaba harcadıklarını ifade etti. Avcı, “Biz göreve başladığımızdan bu güne kadar derslik sayısını ikiye katladık, öğretmen sayısını ikiye katladık. Biz mevcut öğretmen sayımıza 510 bin yeni öğretmen atadık. Türkiye’de şuanda görev yapan iki öğretmenden birisini biz göreve başlattık. Son üç yılda benim imzamla atanmış öğretmen sayısı, Cumhuriyet tarihinde en büyük sayı 143 bin, şuanda ben en fazla öğretmen atamış Milli Eğitim Bakanıyım, rekor bizde şuanda. Aynı zamanda okullarımızın niteliğini artırdık. Mesleki teknik eğitimde öğrenci sayısında OECD ortalamasını geçtik. Bizim bu yıl mesleki ve teknik eğitim için ayırdığımız bütçe 8 milyar 300 milyon lira. 2002 yılında Milli Eğitim’in toplam bütçesi 7.5 milyar liraydı” şeklinde konuştu.

    “15 MİLYAR LİRALIK BİR SOYGUNA SON VERDİK”

    Milli Eğitim politikaları konusunda yapılan eleştirilerin nedenini açıklayan Bakan Avı, “Mesela FATİH Projesi, dünyanın en büyük eğitim teknolojileri projesidir. Biz dershane dönüşümünü başlatmakla dershanecilik sektöründen, bandrolsüz yardımcı kitap sektöründen kaynaklanan 15 milyar liralık bir soyguna son verdik. Gerçek eğitimciler okullara dönüştüler. Ama bu işi eğitim dışı amaçlarla yapanlar… Dönüşen sayısı bin 500’ü geçti. EVA dünyanın en büyük eğitim iletişim portalı. İçinde yüzbinlerce yardımcı ders materyali var. EVA’ya 2012 yılında 212 bin giriş vardı, son aldığım rakam 8 milyon 51 bin giriş var şuanda. Hafta sonlarında okullarımızda açtığımız takviye kursları ücretsizdir. Bu yıl 4 milyon 30 binden fazla öğrencimiz bu kurslara devam ediyor. Dershane kalitesinin üzerindedir bu takviye kursları. E-kurs’tan çocuklar tercihlerini yapıyorlar, hangi okulda, hangi öğretmenden hangi dersi almak istediğini girebiliyor” dedi.

    Öğretmen akademisi konusunda da bilgi veren Bakan Avcı, “Nasıl Silahlı Kuvvetlerin harp akademisi var, nasıl polis akademisi var, bunun gibi öğretmenlerimizin gerçek uzmanlık eğitimini alabilecekleri öğretmen akademisini önümüzdeki dönemde hayata geçireceğiz” diye konuştu.

  • 57 Sene Sonra Aynı Yerde Kılıçdaroğlunu Karşıladılar

    Gülümbeli köylüler 57 sene önce İsmet İnönü’yü karşıladıkları yerde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu karşıladılar.

    Gülümbelili 16 genç, Türkiye Cumhuriyeti’nin 2’nci Cumhurbaşkanı, CHP’nin 2’nci Genel Başkanı İsmet İnönü’yü ellerinde bir pankartla karşılarken, o yıl çekilen fotoğraf ve aynı pankart ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu karşıladılar. Pankarta, “Hasretini çekmekteydik, bu toprakların kurtarıcısı büyük İnönü hoş geldin. Gülümbe Köyü CHP 1958” yazıyor. Bu pankartı tutan 16 kişiden sadece 6’sinin hayatta olduğu bildirilirken, bunlardan sağlık durumları iyi olan 2 kişi Kılıçdaroğlu’nu karşılamaya geldi.

    O günkü fotoğrafta yer alan 78 yaşındaki Hacı Ömer Dereli, İHA muhabirine Bursa yol çatağında kurban keserek İsmet İnönü’yü karşıladıklarını belirtti. Dereli, “Biz bu resimde 16 kişiyiz. 6 kişi sağ kaldık. İnönü kurban keserek karşıladık şimdide Kemal Kılıçdaroğlu’nu karşılayacağız hayırlı olsun. Babam 72 yaşında Halk Partili öldü, bizde halk partili öleceğiz. Bu resim 57 senedir bizde ve Kılıçdaroğlu’na hediyemiz olsun” dedi.

    Seçim otobüsü ile Osmaneli mitingden gelen Kemal Kılıçdaroğlu, yol kenarında kendisini o günkü pankartın aynısı yazılmış bir şekilde karşılayan köylüleri otobüsten inerek selamladı. O günkü resimde bulunan 2 kişiyle tanışarak muhabbet eden Kemal Kılıçdaroğlu’nu kendisine hediye edilen resmi alarak otobüse koydu. İkili ile hatıra fotoğrafı çektiren Kılıçdaroğlu, İHA muhabirinin “Nasıl bir duygu” sorusuna, “Çok güzel bir duygu” diyerek cevap verdi. Kılıçdaroğlu, daha sonra yanına küçük birçoğunun elini öpmesi üzerine çocuğun kafasını okşayarak sevdi. Bayanlar ile kısa muhabbet eden Kılıçdaroğlu, Bilecik mitingi için köyden ayrıldı.

  • Bakan Kılıç: “Erdoğana Diktatör Diyen 20 Sene Öncesine Baksın”

    Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a diktatör diyenlerin 20 sene önce üniversite öğrencilerine okuma hakkını vermediğini söyledi.

    Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Samsun’da görev yapan sivil toplum kuruluşlarıyla akşam yemeğinde bir araya geldi. Büyükşehir Belediyesi Mavi Işıklar Eğitim, Dinlenme ve Rehabilitasyon Merkezi Kampı’nda düzenlenen yemeğe Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’ın yanı sıra Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.

    Yemek sonrası konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, Mavi Işıklar Eğitim, Dinlenme ve Rehabilitasyon Merkezi Kampı hakkında STK’lara bilgi verdi. Yılmaz, “Fiziksel engelli insanlar evlerine hapsoluyorlar. Bu insanlar evlerinin dışına bir tek sağlık merkezlerine geliyorlar. O da nakle müsait bir araç varsa, o da yoksa taksi ile gidiyorlar. Böyle birçok insanımızın şehirlerde yaşadığına ve bunların hastanelere öyle apar topar götürüldüğüne tanıklık ettik. İnsanlarımızın yazın deniz kenarlarında gezerken bu engelli insanlarımız da evlerindeki 4 duvar arasına mecbur ve mahkum oluyorlardı. Bizde onlar için en azından ayaklarını suya sokabilecekleri bir ortam oluşturmak için düşünmeye başladık. Sonra biz burada havuzu, terapi alanları olan tamamen engelliye yönelik bir tesis oluşturduk. Buradan çok hayır duası aldık” dedi.

    “ERDOĞAN’A ’DİKTATÖR’ DİYEN 20 SENE ÖNCESİNE BAKSIN”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bazı sıfatların yakıştırılmaya çalışıldığını belirten Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, “Ülkemizin en üst makamı, milletimizin oyları ile seçilerek ülkemizin, cumhuriyetimizin en üst makamında olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a bazı sıfatlar yakıştırılmaya çalışılıyor. Bu sıfatları yakıştırmaya çalışanlar ve onun arkasındaki zihniyet sadece çok uzak değil, 15-20 sene öncesini düşünsün. Bizim milletimiz ve devlet geleneğimiz başkalarına, bizim gibi düşünmeyenlere karşı müsemma ile anlayışla yaklaşmayı emreder. Biz peygamberimizden de böyle öğrendik. Şuanda Cumhurbaşkanımıza yakıştırılmaya çalışılan bazı sıfat, bunların içeride değil, dışarıda da uzantıları var. Ben bunları tekrarlamaktan aslında ciddi anlamda hicap duyuyor ama kelimeyi dile getirmem gerekiyor ki, ne dediğimizi anlayalım. Cumhurbaşkanımıza ‘diktatör’ diyorlar. İnsan bunu söylerken birazcık utanır. Şöyle bir geçmişe bakar. Bundan 20 sene önce özgürlük diye, demokrasi diye ortaya koyduğunuzun içerisinde bu ülkenin evlatlarını vatandaşlarına okuma hakkı vermediniz. Üniversite kapılarından geri çevirdiniz. Siz hangi özgürlüklerden bahsediyorsunuz. Siz hangi demokrasiden bahsediyorsunuz. Sizin o zaman yaptığınız zulmün adı zulümdü. Biz her zaman dik duracağız ama diklenmeyeceğiz. Cumhurbaşkanımız Başbakanlık döneminde hep dile getirdi, toplumun içerisinde böyle bir ayrışma yok. Böyle bir fikir ayrılığı yok. Böyle birbirine karşı tahammülsüzlük asla yok. Şu anda bütün ülke vatandaşlarımız, bütün gençlerimiz, evlatlarımız hür bir şekilde, istedikleri gibi gidip eğitimlerini alabiliyorlar. Bunları aynı okullarda, aynı üniversitelerde, aynı sıralarda yapıyorlar. El ele, kol kola, yan yana yapıyorlar. Birbirlerinin haklarını koruyarak yapıyorlar. Birbirlerine destek olarak yapıyorlar. Bizde başı açık, başı kapalı diye bir ayrım asla olmadı. Hiçbir zaman bu ayrımla biz yol yürümedik. İnternetten 25-30 sene önceki gazete manşetlerini bir tarayın. O kelimenin kimler için ne kadar rahat kullanıldığına bir bakın. O kelime aynı kişi, aynı zihniyet tarafından farklı farklı insanlara kullanılmak için uğraşılıyor. Çünkü sindiremiyorlar, kabullenemiyorlar. Milletin değerleri ile bir araya gelemiyorlar, sıkıntı burada. Rahat olun, bu milletin değerleri sizi de korur. Bundan hiç şüpheniz olmasın” diye konuştu.

    “PEYGAMBER EFENDİMİZİN VEDA HUTBESİ BİZİM İÇİN BİR İNSAN HAKLARI EVRENSEL BEYANNAMESİDİR”

    Her zaman demokrasinin ve insan haklarının savunucusu olduklarının altını çizen Bakan Kılıç, “Çünkü alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimizin ’Veda Hutbesi’ bizim için aslında bir insan hakları evrensel beyannamesidir. Bu kadar da seçik olarak söylüyorum. Dolayısıyla bizim medeniyetimizden, inancımızdan hiçbir çekincemiz yok. Alnımız ak, yüreğimiz ak. Biz bu yolda böyle yürüyeceğiz. Değerlerimizi ve her zaman inançlarımızı savunacağız. İstanbul, medeniyetin en önemli şehirlerinden birisidir. Kilisenin, havranın ve caminin beraber olduğu bir şehir. Caminin kiliselerle duvar paylaştığı ve Fatih Sultan Mehmet Han’ın 1453 yılında fethinden sonra bugüne kadar şehrin içerisindeki ve bu şehirde yaşayan farklı dine ve inançlara mensup insanların beraberce ve kardeşçe yaşadığı şehirdir. Geçmişimizle ilgili olarak da bazıları olumsuz şeyler söyleyip, dil uzatıyorlar. Ama bizim geçmişimizde, bizim ecdadımızda kucaklamak var. Bizim ecdadımızda İspanya’dan kovulan Yahudileri kabul etmek var. Onlara kucak açmak var. Biz bu medeniyetten geliyoruz. Dolayısıyla bundan gurur duyuyoruz. İşte bu medeniyetin, bu inançların temsili noktasında sizlerin çok büyük önemi var” şeklinde konuştu.