Etiket: “Sendikal

  • Yıldız, “Hak-İş sendikal hareketin belirleyici aktörüdür”

    Yıldız, “Hak-İş sendikal hareketin belirleyici aktörüdür”

    HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Dr. Osman Yıldız, HAK-İŞ’in yarım asrı geride bırakan bir Konfederasyon olduğunu belirterek, “HAK-İŞ Konfederasyonu olarak Türkiye’deki sendikal harekete damgasını vuran bir konumdayız. Sendikal hareketin önemli, vazgeçilmez ve belirleyici bir aktörüyüz” dedi.

    HAK-İŞ Kadın Komitesi tarafından “Çalışma Hayatı ve Sendikal Hayatta Kadın Eğitim Programı”nın ikincisi Erzurum’da gerçekleştirildi.

    Erzurum Öğretmenevi’nde gerçekleştirilen programa, HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Dr. Osman Yıldız, HAK-İŞ Kadın Komitesi Başkanı Fatma Zengin, HAK-İŞ Erzurum İl Başkanı Erol Aksakal, MEMUR-SEN Erzurum İl Başkanı Mustafa Karataş, HAK-İŞ Konfederasyonuna bağlı sendikaların yönetim kurulu üyeleri ve HAK-İŞ’e bağlı sendikaların kadın komitesi başkan ve üyeleri katıldı.

    “Konfederasyonlar Sendikal Harekette Kimliğin Adıdır”

    HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Dr. Osman Yıldız, “Sendikal hayatta hangi konfederasyonla birlikte mücadele ettiğinizin çok büyük bir önemi vardır. Konfederasyonlar sendikal harekette bir kimliğin, bir adresin adıdır. HAK-İŞ’in ilkeleri, prensipleri bizim için vazgeçilmezdir ve bağlayıcıdır. Mücadelemizin şeklini, şemalini veren konfederasyonumuzun ilkeleridir” dedi.

    “Sendikal Hareketin Belirleyici Aktörüyüz”

    HAK-İŞ’in yarım asrı geride bırakan bir Konfederasyon olduğunu belirten Yıldız, “HAK-İŞ Konfederasyonu olarak Türkiye’deki sendikal harekete damgasını vuran bir konumdayız. Sendikal hareketin önemli, vazgeçilmez ve belirleyici bir aktörüyüz. Bunu kuruluş ilkelerimizi her gün geliştirerek, güçlendirerek ve yenileyerek geliştirdik. Bundan sonra da aynı güç ve ivmeyle yolumuza devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

    “1976’da Yakılan Işık Katlanarak Devam Ediyor”

    1976 yılında HAK-İŞ’i kuranların mücadelesinin bugün de geçerli olduğunu vurgulayan Yıldız, “Kurucularımızın heyecanı bugün de HAK-İŞ’te hala geçerli. O gün yakılan ışık bugün katlanarak devam ediyor. Bizim temel ilkelerimiz katılımcılık, diyalog, uyum ve iş birliğidir. En temel ilkelerimiz işçi-işveren menfaat paralelliğidir. HAK-İŞ olarak diğer konfederasyonlardan farklı olarak bir ilke ortaya koyduk. Kuruluşumuzdan itibaren bir dünya vizyonumuz var” ifadelerini kullandı.

    “Sendikacılık Kolektif Bir Eylemdir”

    HAK-İŞ’in kurulduğu günden itibaren ilkelerine bağlı olarak bir mücadele gerçekleştirdiğini dile getiren Yıldız, “İlkelerimizi sadece sendikal olarak değil, aynı zamanda demokratik ilkelere de saygılı olarak gerçekleştiriyoruz. Çünkü demokrasiyi en geniş, en özgür ve en katılımcı anlamda gerçekleştiriyoruz. HAK-İŞ olarak itiraz etmekle beraber teklif, öneri ve çözüm getiren bir konfederasyonuz. Bu noktada diğer konfederasyonlardan ayrışmış bulunuyoruz. Bunun için de bugün yolumuza hızla devam ediyoruz. Konfederasyonumuz hızla büyüyor ve bu büyümeyi birlikte gerçekleştiriyoruz. Çünkü sendikacılık bir ekip işidir. Sendikacılık kolektif bir eylemdir” diye konuştu.

    HAK-İŞ’in çalışma hayatında, siyasi hayatta, Türkiye’nin kalkınması konusunda ve uluslararası konularda önemli bir sorumluluk aldığını söyleyen Yıldız, “HAK-İŞ bu konularda politika geliştirmiş, mücadele etmiş ve bunların çoğunda da başarılı olmuştur. Sadece Türkiye’de değil, dünyadaki süreçte de örnek teşkil edecek girişimlerde bulunmuştur. Kadın konusu da bunların başında gelmektedir” dedi.

    “Faaliyetlerimiz Avrupa’da Örnektir”

    HAK-İŞ’in örgütlenme modelinin Avrupa’da ve dünyada örnek olduğunu anlatan Yıldız, “Birçok faaliyetimiz Avrupa’da ve dünya sendikal hareketinde örnektir. Taşeron sistemine karşı çıkışımız, özelleştirmeye karşı verdiğimiz mücadele bütün dünyaya örnektir” şeklinde konuştu.

    “Türkiye’de ve Dünyada Zirvedeyiz”

    HAK-İŞ’in kadın konusunda önemli bir görüş ortaya koyduğunu dile getiren Yıldız, “Kadın konusunda Türkiye’de ve dünyada zirvedeyiz. Bütün benliğimizle, düşüncemizle, yüreğimizle, kalbimizle ve politikalarımızla önemli bir başarıyı ortaya koyuyoruz. Sloganımızla, ifadelerimizle, kendi kimliğimizle, anlayışımızla ve ortaya koyduğumuz politikalarımızla bugün ileri ve örnek bir noktadayız. Bunu da eylemlere dönüştürüyoruz. 1 Mayıs kutlamalarımızla, Dünya Kadınlar Günü toplantılarımızla, ulusal konulardaki eylemlerimizle örnek bir durumdayız. Bu konularda kendi modelimizi ve anlayışımızı ortaya koyuyoruz. Bunu yapmak zorundayız. Çünkü Türkiye’nin ve dünyanın buna ihtiyacı var” diye konuştu.

    HAK-İŞ’in kadın konusunda önemli bir ilkeyi gerçekleştirdiğini belirten Yıldız, “HAK-İŞ olarak ‘Fıtratta Farklılık Haklarda Eşitlik’ dedik. Bizim kültürümüze, inancımıza ait bir ifadeyi ortaya koyduk. Bu ifade Avrupa Sendikalar Konfederasyonu Genel Kurulu’nda başlık olmuştur. Avrupa tarafından sahiplenilmiş bir başlık olmuştur” dedi.

    “Kadın Konusunda Yeni Modellere ve Örneklere İhtiyaç Var”

    HAK-İŞ’in temel bakışının kapasitesini güçlendirmek olduğunu söyleyen Yıldız, “Bizim yapmaya çalıştığımız şey kendimizi geliştirmektir. Sendikal değerlerimizi ve anlayışımızı net bir şekilde ortaya koyuyoruz. Bu yüzden HAK-İŞ 14. Olağan Genel Kurulu’nda 90 tane genel kurul kararı aldık. HAK-İŞ’in her konuda söyleyeceği bir söz vardır anlayışından hareketle bu mücadeleyi verdik. HAK-İŞ olarak sadece sorunlara itiraz eden değil aynı zamanda daha iyiyi arayan bir Konfederasyon olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Her konuda olduğu gibi kadın konusunda yeni modellere ve örneklere ihtiyaç var. Kendimizi okumak ve yenilemek durumundayız. Genel kurul öncesinde geliştirdiğimiz ‘Medeniyetler ittifakından Sendikal İnşaaya’ sloganımız Avrupalı sendikacılar tarafından çok beğenildi. Kendi kültürümüzden yararlanarak sendikal harekete yeni bir şeyler katmış olmamızı çok anlamlı ve değerli bulduklarını söylediler” diye konuştu.

    HAK-İŞ Erzurum İl Başkanı Erol Aksakal, yaşadığımız toplumda kadının oldukça büyük bir yeri ve konumunun olduğunu belirterek, “Bizler için kadınlar bir bütünün ayrılmaz parçasıdır. Gerek çalışma hayatında gerekse sosyal hayatta kadın emeğini takdir etmeden geçemeyiz. Bugün Erzurum’da gerçekleştirilen eğitim programının verimli geçmesini diliyorum” dedi.

    HAK-İŞ Kadın Komitesi Başkanı Fatma Zengin, “HAK-İŞ Kadın Komitesi olarak Türkiye genelinde çeşitli illerde eğitim programları gerçekleştiriyoruz. Bugün de OLEYİS Sendikamızın ev sahipliğinde Erzurum’da gerçekleştiriyoruz” dedi.

    Zengin, HAK-İŞ Kadın Komitesi’nin Türkiye’de ve dünyada kadınların çalışma hayatında daha fazla yer alması için önemli çalışmalar yürüttüğünü söyledi.

    Zengin, HAK-İŞ Kadın Komitesi faaliyetleri hakkında bilgilendirmelerde bulunarak, eğitim programında gerçekleştirilecek eğitimler hakkında bilgi verdi.

    Programda ayrıca Konfederasyonumuza bağlı OLEYİS Genel Başkan Yardımcısı Yavuz Ulusoy ve MEMUR-SEN Erzurum İl Başkanı Mustafa Karataş birer selamlama konuşması yaptı.

    Programda, “Çalışma Yaşamında Kadın Hakları ve Hukuksal Referanslar, İş ve Aile Yaşamının Uyumu, Toplu İş Sözleşmesi, Sendikal Harekette Kadın ve HAK-İŞ Kadın Komitesi Faaliyetleri” konularında sunumlar gerçekleştirildi.

    Eğitimin sonunda katılımcılara sertifikaları takdim edildi.

  • Belediye Başkanı Saraoğlu: Sendikal faaliyetler Türk demokrasisine büyük katkı sağlamaktadır

    “Yerel Buluşmalar” toplantısı kapsamında sendika temsilcileri ile bir araya gelen Gediz Belediye Başkanı Mehmed Ali Saraoğlu, Sendikal faaliyetlerin gerçek konu ve içerikleri bakımından Türk demokrasisine büyük katkı sağlayacağı gerçeğine vurgu yaptı.

    GDZ Gediz Otel’de düzenlenen istişare toplantısına Belediye Başkanı Mehmed Ali Saraoğlu, Başkan Yardımcısı Hakan Arpacı, AK Parti İlçe Kadın Kolları Başkanı Tuba Akbulut, AK Parti İlçe Gençlik kolları Başkanı Ali Akbulut, Belediye Meclis Üyeleri, Hizmet-İş Sendikası Temsilcisi Ahmet Rasim Tırnavi, Eğitim Bir-Sen İlçe Temsilcisi Ali Arısoy, Türk Eğitim-Sen İlçe Temsilcisi Murat Kocabaş, Diyanet Sen İlçe Temsilcisi Hakan Özalp, Türk Büro-Sen İlçe Temsilcisi Yüksel Zorbozan, Türk Sağlık-Sen İlçe Temsilcisi Osman Turan Özdoğan, Türk Büro-Sen İlçe Temsilcisi Mehmet Erkan, Türk Tarım Orman-Sen İlçe Temsilcisi Yakup Öztürk, Öz Orman-İş Sen İlçe Temsilcisi Kudret Yılmaz ve yönetim kurulu üyeleri katıldı.

    Toplantıda sendika temsilcilerinin sorunlarını dinleyen Başkan Saraoğlu, “Sendika 19. Yüzyıldaki çok olumsuz işçi şartları nedeniyle ortaya çıkan ve kendilerini çalıştıran patronlara karşı bir örgütlenme biçimidir. Özellikle son yıllarda Sendikalar, kendi mesleki örgütlerini geliştirmek, sendikalara üye olan insanlara haklarını koruyarak bir hak mücadelesi sistemine doğru yol almaktadır. Sendikal faaliyetlerin gerçek konu ve içerikleri bakımından Türk Demokrasisine büyük katkı sağlayacağı bir gerçektir. Mücadelenizi bırakmayın. Her şey yasalarla sınırlıdır, yasalarla sınırlı olan hiç bir şeyi kimse engelleyemez. Yeter ki bu sınırlar içerisinde kalmayı gayret edelim. Bu özel gece de sizlerle birlikte olmaktan son derece memnun olduğumu ifade etmek isterim. Katılımlarınızdan dolayı hepinize teşekkür eder, çalışma hayatınızda başarılar dilerim” dedi.

    Sendika Temsilcileri, düzenlediği toplantı ile kendilerine ülke ve ilçe gündemini değerlendirme fırsatı sunan Başkan Mehmed Ali Saraoğlu’na teşekkür ettiler.

    Sendika temsilcilerinin Gediz’in geleceği noktasında hazırlanan ve yapılması düşünülen projeler konusunda görüş ve düşüncelerini paylaşmalarının ardından toplantı sona erdi.(EFE)

  • Selvi: “Uluslararası alanda ‘one minute’ diyecek bir sendikal harekete ihtiyaç var”

    Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, Memur-Sen’in dünyada da söz sahibi olması gerektiğini belirterek, “Uluslararası alanda çalışanlar adına ‘one minute’ diyecek bir sendikal harekete, bir emek hareketine şiddetle ihtiyaç var” dedi.

    Eğitim-Bir-Sen Bursa 2 Nolu Şubesi, Havva Aslanoba Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi konferans salonunda üyelerine yönelik eğitim programı düzenledi. Açılış konuşmasını yapan Eğitim-Bir-Sen Bursa 2 Nolu Şube Başkanı İlyas Kaya, “Ülkeyi daha müreffeh yarınlara taşıyacak anayasal değişimin yanındayız. Milletin kararına kalan anayasa değişikliği sürecinde doğru kararın verilmesi adına sorumluluğumuzun farkındayız, değişimi omuzlayacağız. Geçmişi unutmadan geleceğe emin adımlarla ilerlemek için erdemli sendikacılığın, kurumsallaşmanın ve akademik sendikacılığın gereklerini yerine getirmeye devam edeceğiz” dedi.

    Dünyadaki organize yapıların Türkiye’nin aleyhine çalıştıklarının altını çizen Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanvekili Latif Selvi, “Memur-Sen’in yalnız başına Türkiye’de büyüyerek büyük sendika olamaz. Çünkü dünyanın en organize yapıları Türkiye aleyhinde açıklamalar yapıyor. Uluslararası emperyalizm böyle baktığı için bunu yapıyorlar. Suriye, Irak’la ya da Afrika ile ilgili söyleyecekleri yok. Oradaki bir mazluma ya da mağdura yardım etme gibi dertleri de yok. Öylesiyle derdi olan birinin devreye girmesi gerekiyor. Onun için uluslararası alanda çalışanlar adına ‘one minute’ diyecek bir sendikal harekete, bir emek hareketine şiddetle ihtiyaç var” diye konuştu.

  • Memur-sen 1 Mayıs Ve Sendikal Örgütlenme Raporunu Açıkladı

    Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “1 Mayıs barışın, kardeşliğin, emeğin ve emekçinin sesinin yükseldiği bir gün olsun” dedi.

    Memur-Sen Konfederasyonu tarafından hazırlanan “1 Mayıs ve Sendikal Örgütlenme Raporu”, sendika genel merkezinde yapılan toplantı sonucu basın mensupları ile paylaşıldı. Çalışmada, 1 Mayıs’a ilişkin çalışanların algıları da yapılan anket sonucunda tespit edildi. Çalışmaya göre, 1 Mayıs’ta yaşanan çatışma görüntülerinden rahatsızlık duyanların oranı yüzde 95.2, rahatsızlık duymayanların oranı ise yüzde 4.8. Taksim alanını kutsal olarak görenlerin oranı yüzde 10.9, alanı kutsal olarak görmeyenlerin oranı ise yüzde 89.1. Yapılan araştırma, 1 Mayıs’ın Taksim dışında da kutlanabileceğini ifade eden sendikalı memurların oranının yüzde 90,4 olduğunu ortaya koydu.

    Toplantıya Memur-Sen Yönetimi, bağlı sendika başkanları, raporu hazırlayan Çalışma Hayatı Uzmanı Tarkan Zengin ve çok sayıda gazeteci katıldı. Basın Toplantısında konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın, “Ülkemizde genetiği değiştirilmiş sendikacılığın temsilcisi olan bazı konfederasyonların temsil ettiği sendikal anlayışın tersine, sendikacılığı gerçek işlevine uygun yapma çabasındayız. Kutsal olan alanlar değil, emektir” diye konuştu.

    “TAKSİM DAYATMASINDAN VAZGEÇİLMESİNİ ÖNEMSİYORUZ”

    1 Mayısları kaotik ortama dönüştürerek toplumsal barışı, dayanışmayı ve kardeşliği tüketmeye çalışanlara karşı, Memur-Sen’ in toplumsal barışı, dayanışmayı ve kardeşliği güçlendirerek yeniden üretmeye devam etmekte olduğunu vurgulayan Yalçın, “Elinizdeki bu çalışmayı yaptırarak hem yeni bilgiler üretiyoruz hem de 1 Mayıs’a ilişkin bilinmeyen birçok bilginin emek hareketinin gündemine girmesine vesile oluyoruz. Çalışmada, emek dostu imajı olan partilerin aslında 1 Mayıs’ı yasakladıkları, emeğe mesafeli olduğu söylenen partilerin ise 1 Mayıs kutlamalarını serbestleştiren ve resmi tatil yapanlar olduklarını görüyoruz. Çalışmada yapılan alan araştırmasında, ‘Taksim bizim için kutsal’, ‘Taksim dışında kutlama yapmayız’ diyenlerin kendi üyelerinin beklentilerinden ve gündemlerinden ne kadar uzak olduğunu görüyoruz. Çünkü yapılan alan araştırmasında Taksim alanını kutsal olarak görenlerin oranı sadece yüzde 10.9’dur. Ankete katılanların yüzde 89,1’i alanı kutsal olarak görmemektedir. Bu yıl tabandan yükselen bu sese kulak vererek, Taksim dayatmasından vazgeçilmesini önemli buluyoruz” şeklinde konuştu.

    “TAKSİM DIŞINDA DA KUTLAMA YAPILABİLECEĞİNİ SÖYLEYENLERİN ORANI YÜZDE 90,4”

    Taksim’de 1977’de katledilenlerin acısını paylaştıklarını ve rahmetle andıklarını ifade eden Yalçın, “Ancak uzun yıllar Taksim dışında kutlama yapanların 2006’dan sonra alanın kutsallığını hatırlamalarını da bu çalışma vesilesiyle kamuoyunun takdirine sunuyoruz. Bir de alana kutsallık atfedenlerin, orada katledilenlerin isimlerini bile hatırlamaması ise emekçilere karşı en büyük haksızlıktır. Çalışmada Taksim dışında da kutlama yapılabileceğini söyleyenlerin oranı yüzde 90,4’tür. Bu veri de bazı konfederasyonların, emekçilerin ve hatta kendi üyelerinin bile taleplerini bilmediklerini göstermektedir” dedi.

    “1 MAYIS BARIŞIN, KARDEŞLİĞİN, EMEĞİN VE EMEKÇİNİN SESİNİN YÜKSELDİĞİ BİR GÜN OLSUN”

    ‘1 Mayıs ve Sendikal Örgütlenme’ adlı çalışmada önemli teorik bilgilerin yanı sıra alan araştırmasıyla önemli veriler de bulunduğuna dikkat çeken Yalçın, “Teorik bilgiler içinde kamuoyundan gizlenen bazı gerçekler gün yüzüne çıkartılmıştır. Ayrıca alan araştırmasında ise hem 1 Mayıs hem de sendikal örgütlenmeye ilişkin ilginç veriler elde edilmiştir. Kitapları, araştırmaları, eğitimleri ve makaleleriyle çalışma hayatına önemli katkılar sunan Çalışma Hayatı Uzmanı Tarkan Zengin’e bu çalışma dolayısıyla Memur-Sen ailesi olarak teşekkür ederiz. Çalışmanın başta Memur-Sen teşkilatı olmak üzere tüm çalışanlara faydalı olmasını temenni ediyorum. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günümüz kutlu olsun. 1 Mayıs barışın, kardeşliğin, emeğin ve emekçinin sesinin yükseldiği bir gün olsun” ifadelerini kullandı.

    “TAKSİM KUTSAL DEĞİLDİR”

    Taksim’in kutsal olmadığına dikkat çeken Yalçın, “Elde edilen veriler sonucu 1 Mayıs’ın Taksim dışında da kutlanabileceğini ifade eden sendikalı memurların oranı yüzde 90,4 olarak karşımıza çıkmaktadır. Taksim dışında bir yerde kutlanamayacağını düşünenlerin oranı ise yüzde 9,6’dır. Çalışanların büyük bölümünün başka alanlarda da kutlama yapılacağını söylemesi alan üzerinden yürütülen tartışmaların çalışan için anlamsız olduğunu göstermektedir. Memur-Sen üyelerinin yüzde 93,5’i, KESK üyelerinin ise yüzde 67,5’i 1 Mayıs’ın Taksim dışında da kutlanabileceğini söylemektedir. Ankete katılan sendikalı kamu görevlilerinin yüzde 10,9’u Taksim’in çalışanlar için kutsal olduğunu söylemektedir. Diğer yandan yüzde 89,1’i ise Taksim’in çalışanlar için kutsal olmadığını ifade etmektedir. Memur-Sen üyelerinin yüzde 95,1’i, KESK üyelerinin ise yüzde 60’ı Taksim’in kutsal olmadığını düşünmektedir” diye konuştu.

  • “Türkiye Ve AB’deki Sendikal Örgütler Arasındaki Diyalog” Semineri

    ’Genç işçiler odağında Türkiye ve Avrupa Birliği’ndeki Sendikal Örgütler Arasındaki Diyalog’ konulu eğitim semineri Trabzon’un Ortahisar İlçesi’ndeki Usta Otel’de gerçekleştiriliyor.

    Seminerde konuşan Hizmet-İş Trabzon Şube Başkanı İhsan Bülbül, hükümetin taşeron işçilerin kadroya geçirilmesine yönelik yasa tasarısının beklentilerini tam olarak karşılamasa da taşeron işçilerin statüsünde ciddi bir iyileşme sağladığını söyledi. Konuşmasında Avrupalı sendikacılardan dünyanın her yerinde düzenlenen terör saldırılarına hiçbir ayrım yapmadan tepki göstermesini isteyen Bülbül, “Burada Danimarka, İspanya, Polonya işçiler ve sendikacılar var. Ülkelerinize gittiğiniz zaman bu terörü sizler de lütfen sizler de lanetleyin. Nerede olursa olsun kim olursa olsun bunu herkes lanetlemelidir. Dostlarımızın terörle mücadelede ülkemize ve dünyadaki bütün ülkelere yardımda bulunup, katkı sağlamaları gerekiyor. İslam dini terörü insan öldürmeyi lanetler, hiç kimse terörü İslâm ile bağdaştıramaz. Bakın dün Belçika’nın başkenti Brüksel’de patlama oldu. Herkes bunu lanetlemelidir” dedi.

    “EN KÖTÜ SENDİKA SENDİKASIZLIKTAN İYİDİR”

    Sendikal örgütlemenin çok zor olduğunu ancak en kötü sendikanın sendikasızlıktan çok daha iyi olduğuna dikkat çeken Bülbül, “Hak-İş olarak bölgede örgütlenmek kolay bir değil, zor bir iş. Fedakarlık, cesaret istiyor ve mücadele istiyor. Ben bir taşeron işçisiyim, bundan da iftihar ediyorum. O dönemlerde örgütlenirken bizlere ’Şirketlerin de sendikası mı olur’ deniyordu. Bizim yıllardan beri Hak-İş olarak beklediğimiz yasa meclis gündemine gelmiştir. Şu anda kamuda 680-700 bin civarında taşeron işçisi var. Ben inanıyorum ki hükümetimiz bu 700 bin işçiyi kadroya alsa bu devlete ek bir külfet getirmeyecektir. Çünkü siz bu işçilere toplu sözleşme hakkı veriyorsunuz. Toplu sözleşmelerden doğan hakları da devletin ilgili bakanlıkları ödeyecek. Örneğin kıdem tazminatını, diğer sosyal hakları ödüyorsunuz. Madem bütün bunları yapıyorsunuz. Bari bu işçileri kadroya alın. Bu işçilerin de azmi kırılmasın, stresten uzak daha verimli bir şekilde çalışsın” diye konuştu.

    “SENDİKANIZA KÜSMEYİN”

    Hak-İş olarak en öncelikli taleplerinin taşeron sisteminin kaldırılması ve kamuda çalışan bütün taşeron işçilerin kadroya alınması olduğunu belirten Bülbül “Taşeronda sizin iş akdiniz şirketin iki dudağı arasındadır. Bu nedenle stresten ayakları tutmayan arkadaşlarımız olmuştu. Hatta bir arkadaşımız stresten beyin kanaması geçirerek rahmetlik olmuştu. Bu nedenlerden dolayı o şirkette örgütlenmeye başladık. Hatta o zaman arkadaşlarımız iş yerlerine giremiyordu. O dönemde bizler arkadaşlarımıza ’Ya iş, ya Hak-İş’ tercih edeceksiniz demek zorunda kalmıştık. Çalışanların tek çaresi sendikal örgütlenmedir. Şu hakkı ya da bu hakkı alamadım diye sendikalardan kaçmayın. Hiçbir sendika üyelerinin hakları azalsın diye mücadele etmez. Böyle bir düşünce olamaz. Böyle bir düşüncesi olursa ihanet etmiş olur ve o makamda olamaz. Onun için arkadaşlar ekmeğinize önce sizler sahip çıkın. Siz sahip çıkamazsanız, o mücadeleyi veremezseniz, bizler o gücü kendimizde bulamayız. Sendikalarınıza küsmeyin, sendika yöneticilerinize sahip çıkın. Örgütlenmek zordur ama bunu yaparsanız gerçekten başarılı olursunuz. Biz Trabzon’da örgütlenme yaparken ana konumuz gençler olmuştu. Bundan sonra da siz değerli arkadaşlarımızla birlikte çalışıp sendikal mücadelemizi el ele yürüteceğiz” şeklinde konuştu.

    Üç gün sürecek seminere HAK-İŞ, TÜRK-İŞ, DİSK, Merkezi Finans ve İhale Birimi’nden (CFCU) temsilciler ve işçiler katılıyor.