Etiket: Selvi

  • Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Selvi:

    Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, “2016-2017 eğitim-öğretim yılı birinci kanaat dönemi, eğitim çalışanlarımızın birçok olumsuzluğa rağmen özveriyle çalıştıkları, darbe girişimi sonrası yaşanan kritik bir sürecin ardından sona ermiş bulunmaktadır” dedi.

    Selvi, 2016-2017 eğitim-öğretim yılının birinci kanaat dönemimi sonunda yazılı bir açıklama yaparak şu ifadelere yer verdi:

    “Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) hain planlarının icra edildiği bir zaman diliminde ve bunun artçı sarsıntılarının gölgesinde açılan eğitim-öğretim yılında, ihanet şebekesine mensup kişilerin kamudan tasfiye edilmesine yönelik tedbirlerin alınması nedeniyle, bazı olumsuzlar yaşanmıştır. İhraçlar, açığa almalar, özellikle valilikler ve kaymakamlıklar tarafından açığa alınanların durumlarının netleştirilmesinin gecikmesi eğitim-öğretimi etkilemiştir. Masum ve hainlerin ayrıştırılması noktasında illere göre farklılıkların olması art niyetlilere kapı aralamış, hainlerin gizlenmesine, masumların ise itibarsızlaştırılmasına zemin hazırlamıştır. Öğretmen açığı, erkek kamu görevlilerine dayatılan darbe ürünü kılık ve kıyafet yönetmeliği, ek ders esaslarındaki eşitsizlikler, ders ücretlerindeki adaletsizlikler, mülakata dayalı sözleşmeli öğretmenlik, performans, rotasyon, müfredat, alan değişikliği, kariyer basamakları gibi birçok sorun çözüme kavuşturulmayı beklemektedir.”

    “Eğitim gündeminin olağan hâle gelmesi için herkes üzerine düşeni yapmalıdır”

    Öncelikle eğitim gündeminin olağan hâle gelmesi için herkes üzerine düşeni bir an evvel yapmalıdır. Terör örgütlerinin bertaraf edilmesine, elemanlarının ve uzantılarının siyasal zeminden kamu düzenine, kamu personel sisteminden ekonomik sisteme bütün alanlardan tasfiye edilmesine yönelik faaliyetler, demokratik işleyişin, hukuk düzeninin ve insan haklarına dayanan toplumsal hayatın korunması amacıyla hukuk kurallarına bağlılık ve adaletin tesis edilmesi ekseninde hassasiyetle ve hızla yürütülmelidir.

    Çok sayıda öğretmenin halen açıkta bekletilmesinin, birçoğu hakkında hâlâ bir inceleme, soruşturma yapılmamış olmasının mesleki ve sosyal yansımaları göz önüne alınarak, suçu tespit edilenlerin cezalandırılması, masum olanların ise bir an önce görevlerine iade edilmesi gerekmektedir. Özellikle iller arasında veya kurumlar arasında farklı usullerin uygulanması, gereksiz yere ve uzun süreli görevden uzaklaştırma tedbiri uygulanması, haklarında herhangi bir adli ve idari işlem yapılmayanların görevlerine döndürülmemesi, eğitim çalışanlarını huzursuz etmekte, eğitim-öğretimi de olumsuz etkilemektedir.

    Yoğun bir değişimin yaşandığı bugünün dünyasında meraklı, öğrenmeye istekli, üretken, öz güvenli, kendini iyi ifade edebilen, sürekli yeni şeyler öğrenebilecek ve yeni fikirler bulup bunları uygulayabilecek insan kaynağına ihtiyaç vardır. Eğitim sistemimiz, Anayasa’dan başlanarak kanunlar, yönetmelikler ve diğer mevzuat çerçevesinde çağın ihtiyaçlarına cevap verebilecek, milletin beklentilerini karşılayacak şekilde yeniden ele alınmalıdır.

    Temel hak ve özgürlükleri yeterince gözetmeyen, öğrencilere ileri düzeyde düşünme becerileri kazandırmayan, mevcut kazanımları öğrenci seviyesine uygun olmayan, hayatla bağlantısı bulunmayan, öğrencileri kendi yetenekleri ve yeterlilikleri çerçevesinde geliştiremeyen; insanlığı seven, değerlerine sahip çıkan, temiz karakterli nesiller yetiştiremeyen; ezberden, taklitten ziyade analitik düşünebilen gençleri heyecanlandıramayan, sorgulayıcı ve eleştirel bakışı fertlere kazandıramayan, öğretmenlere ve okullara müfredat oluşturma ve uygulama konusunda anlamlı bir rol vermeyen, Türkiye’yi uluslararası öğrenci değerlendirme sınavlarında dereceye sokamayan mevcut eğitim programlarıyla yerimizde saymaya hatta daha da geriye gitmeye mahkûm olmaya devam ederiz.

    Ülkemizin, gençlerimizin uluslararası rekabete daha dayanıklı hale gelmesi, uluslararası alanda bilimsel başarılar elde etmesi bugünkü ihtiyaçların tümüne cevap verebilecek bir eğitim programıyla mümkündür. Bu bağlamda yeni müfredat talebimizin tartışıldığı bugünlerde, tartışmaların, demokratik şartlarda olgunlaşarak yeni bir eğitim felsefesine evrilmesini ümit ediyoruz. Tamamen özgürlükçü, eğitimde fırsat eşitliğini sağlayan, eleştirel ve evrensel değerleri esas alan, zamanın ruhuna uygun bir eğitim modelini inşa etme vaktinin geldiğini düşünüyoruz.

    İhtiyaç kadrolu öğretmenlerle karşılanmalı, mülakatlı, sözleşmeli istihdamdan vazgeçilmelidir

    Son yıllarda derslik yapımında kayda değer bir artış olmasına ve çok sayıda öğretmen ataması yapılmasına rağmen hâlâ 100 bine yakın öğretmen açığı bulunmaktadır. Eğitime ilişkin reformların kalıcı hâle gelmesi, okullarda boş ders kalmamasına ve sınıflarda sadece kadrolu öğretmenlerin bulunmasına bağlıdır. Bu nedenle, hem yeni öğretmen kadroları ihdas edecek hem de sözleşmeli öğretmen alımındaki hatayı telafi ederek sözleşmeli öğretmenleri kadroya geçirecek yasal bir düzenlemeye ihtiyaç duyulmaktadır. Kadrolu istihdam konusunda gereken adım atılmalı; öğretmen ihtiyacı tamamen karşılanmalı ve alımlar kadrolu olarak yapılmalıdır.

    İstihdamda güçlük çekilen bölgelerde görev yapan eğitimcilere ek tazminat verilmelidir

    Kalkınmada öncelikli bölgelerde kalıcı öğretmen istihdamının sağlanamaması önemli bir sorun olarak varlığını sürdürmektedir. Söz konusu yerlerde, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinde bir öğretmenin görevde kalma süresi ortalama 1,5 yıldır. Bu durum, eğitim ve öğretimde istikrar sorununa neden olmaktadır. Zorunlu hizmet bölgelerinde görev yapan eğitimcilere bölgenin mahrumiyet durumuna göre ilave özel hizmet tazminatı ödenmesi, istikrarlı bir istihdam sağlayacaktır. Bu nedenle, hükûmet cebri yöntemleri dayatarak değil, teşviki yöntemleri özendirerek istikrarlı, kalıcı ve verimli bir istihdam politikasını benimsemelidir.

    Ek ders ücretlerindeki çarpıklıklar giderilmeli, hakkaniyete uygun bir iyileştirme yapılmalıdır

    11 yıldır uygulanmakta olan ek ders esaslarında bazı adaletsizlikler yaşanmaktadır. Millî Eğitim Bakanlığı, sendikalardan da görüş alarak ek ders esaslarında yapmayı planladığı değişikliği aradan üç yıl geçmesine rağmen bir türlü hayata geçirememiştir. Öğretmenlerin branşlarına göre ek ders ücretlerindeki adaletsizliğe son verilmeli, okul türlerine göre yöneticilere verilen ek ders ücreti farklılıkları sorunu artık çözüme kavuşturulmalıdır. Maaş karşılığı ödenen ders saati sayısındaki eşitsizlik, düzenleme yapılarak giderilmeli, öğretmenlerin girebilecekleri ek ders saati üst limiti yeniden gözden geçirilmeli ve mevcut ek ders birim ücreti artırılmalıdır.

    “ Okullara bütçe verilmesi kararı hayata geçirilmelidir “

    Eğitim-Bir-Sen’in Milli Eğitim Şûrası’nda sunduğu tekliflerden olan ve şûra genel kurulunda da kabul edilen okullara bütçe verilmesi kararı bir an önce uygulanmalıdır. Okul yöneticilerinin asli görevlerini yerine getirmelerinin önündeki en büyük engel olan bütçe sorunu; öğretmeni, yöneticiyi ve veliyi karşı karşıya getirmekte, bundan en fazla zararı yine okul yönetimleri görmektedir. Bunun önüne geçmek için merkezi bütçeden, öğrenci başına ödenek uygulamasına geçilmeli, okullarda tahsildarlığa son verilmelidir.

    “Kamu görevlilerine kılık ve kıyafet dayatması yapılmamalı, darbe ürünü yönetmelik derhal kaldırılmalıdır “

    Kamu görevlilerini ilgilendiren çerçeve yönetmelikte acilen değişikliğe gidilerek, öğretmene ne giyeceğini bilemeyen kişi muamelesi yapılmamalı; mülki idare amirleri ile eğitimciler arasında tartışma konusu yapılan, eğitimcilerin moralini bozan, eğitimin niteliğini düşüren çağ dışı kılık ve kıyafet yönetmeliği derhal kaldırılmalı; insan hak ve hürriyetlerine uygun, özgürlükçü bir anlayış doğrultusunda yeni bir düzenleme yapılmalıdır.

    “ Kariyer basamakları sorununa çözüm bulunmalıdır “

    13 yıl önce kariyer basamaklarında yapılan düzenleme, hedeflenen sonuca ulaşmayı sağlamadığı gibi, yeni bir soruna yol açmış ve mağduriyetlere neden olmuştur. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği iptal kararının gereğinin yapılmaması, kariyer basamakları uygulamasındaki belirsizliği günümüze kadar devam ettirmiştir. Tezli yüksek lisans yapanların açtıkları on binlerce dava yerel mahkemelerde öğretmenlerin lehine sonuçlanmış, daha sonra ise Danıştay, kararı öğretmenlerin aleyhine olacak şekilde reddetmiştir. Bunun sonucunda yüz binlerce öğretmen mağdur olmuştur. Bakanlık, kariyer basamakları sorununu gündemine almalı ve mağduriyetleri giderecek bir çözüm yolu bulmalıdır.

    “Öğretmenlere alan değişikliği hakkı tanınmalıdır “

    Alan değişikliği konusunda verilen sözlerin tutulmaması, alan değişikliği yapmak isteyen ve alan değişikliği yapamadığı için mağdur olan çok sayıda öğretmenin kariyer planlaması yapmasına engel teşkil etmiştir. Millî Eğitim Bakanlığı bu konuda ivedi olarak adım atmalı ve alan değişikliği hakkı tanımalıdır.

    “ Karma eğitim dayatmasından vazgeçilmeli, öğrencilere seçme hakkı verilmelidir “

    Öğrencilere ve velilere seçme hakkı tanımayan karma eğitim uygulaması terk edilmelidir. 1739 sayılı Temel Eğitim Kanunu’nda yer alan, “Okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır’ ibaresi değiştirilerek, demokratik, veliye ve öğrenciye seçme hakkı tanıyan bir düzenleme yapılmalıdır.

    “Rotasyon ve performans değerlendirmesi gibi iş barışını ve çalışma motivasyonunu bozacak girişimlerden uzak durulmalıdır “

    Millî Eğitim Bakanlığı’nın sürdürülebilir ve yönetilebilir bir istihdam politikası oluşturamamasının ceremesini eğitim çalışanları çekmemelidir. Eğitim sistemimizin karma eğitim dayatması, müfredat, sosyo-ekonomik açıdan az gelişmiş yörelerdeki öğretmenlerin görev süresi, kariyer basamakları, altyapı ve donanım eksiklikleri, okul bütçesi gibi çözüm bekleyen sorunları ortada dururken, eğitim çalışanlarını huzursuz edecek, işlerine ve mesleki gelişimlerine odaklanmalarını engelleyecek, çalışma barışını ve kurumsal iş birliğini bozacak rotasyon, performans değerlendirmesi gibi zorlama tedbirlerin Bakanlığın gündeminden çıkarılması ve cebri değil teşviki alternatiflerin öne çıkarıldığı bir politikanın tesisi gereklidir.

    Kanuni bir dayanağı olmayan; sağlıklı, güvenilir ve nesnel bir değerlendirme için gerekli ortak bir zeminin öğretmenler ve eğitim hizmeti sunumu özelinde bulunmadığı, amacı ve içeriği belirlenmemiş performans değerlendirmesi sürecine karşı duruşumuz açık ve nettir. Karar alıcılar eğitimin konusunun sayılar değil, insanlar olduğu gerçeğini idrak etmeli, saik bu olmadığı müddetçe sayısal gelişmeyle kalkınma sağlanamayacağından hareketle performans değerlendirmesi türünden çalışma barışını ve iş huzurunu bozacak tasarılardan uzak durmalıdır.

    Yine aile birliği, sağlık, engellilik durumu, lisansüstü eğitim gibi temel ve anayasal hakları gözetmeyen, eğitim hizmetiyle bağlantısız, eğitimin yönetiminden ve eğitim hizmeti sunucusu asli özne olan öğretmenin hizmet sunumunu iyileştirmekten uzak olan rotasyon gibi uygulamalardan da derhal vazgeçilmelidir. Bakanlık tarafından gerekçesinin ne olduğu, eğitimin kalitesi ve öğretmen motivasyonu gibi hususlarla nasıl bir ilişkisinin olduğu izah edilemeyen, dolayısıyla eğitim hizmetinin sunumuna ve eğitim çalışanlarına hiçbir katkı sunmayacağı gibi iş barışını ve çalışma motivasyonunu da ortadan kaldıracak olan rotasyonu kabul etmeyeceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz.

    “15 günlük dönem iyi değerlendirilmeli “

    Öğrencilerimiz 15 günlük ara tatili iyi değerlendirmeli, hem dinlenmeli hem de başarısız oldukları alanlarda çalışmalı, en önemlisi de fırsat buldukça bol bol kitap okumalıdır. Velilerimiz, karne dolayısıyla öğrencilere hiçbir şekilde baskı yapmamalıdır.

    Eğitim-Bir-Sen olarak, başta öğretmenlerimiz olmak üzere, bütün eğitim çalışanlarımızı emeklerinden dolayı tebrik ediyor; 2016-2017 eğitim-öğretim yılı ikinci kanaat dönemine sorunlarından arınmış olarak girmelerini diliyoruz.

  • Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Selvi: “Öğretmen ataması, ihtiyaç kalmayacak şekilde yapılmalı”

    Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, öğretmen atamasının, ihtiyaç kalmayacak şekilde yapılması gerektiğini söyledi.

    Eğitim-Bir-Sen Sinop Şubesi tarafından düzenlenen İl Divan Toplantısına katılmak üzere Sinop’a gelen Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi Sinop İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Sinop Valiliği ve Sinop Üniversitesi Rektörlüğünü ziyaret ederek fikir alışverişinde bulundu. Sinop ve Türkiye’nin genel ahvaliyle alakalı olarak görüşmeler yapan Selvi, ardından Sinop Öğretmenevi’nde düzenlenen divan toplantısına katıldı.

    Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, “Biz Halep’te ateşkese uyulmasını istiyoruz. Halep’teki yaşanan insanlık dramına vicdanı olan hiçbir kimsenin onay vermesi mümkün değil. Bunun içinde en azından bir insani yardım koridorunun açılması, oraya yardımların ulaşması, oradan ayrılmak isteyen kadın, ihtiyar, hasta, çocuk her kim varsa bunlarında o hain saldırılarla muhatap olduğu yerden ayrılıp daha güvenli bir yere gitmelerine imkan vermesidir. Biz bu noktada kararlıyız. Buradaki insani değerlere önem veren kimsenin kabul etmeyeceği şeylerin burada sonlandırılmasını istiyoruz. Bu hususta Türkiye’nin kararlığının çok yerinde olduğu kanaatindeyim. Millet olarak da vicdansızca saldırganların yapmış oldukları şeyleri asla tasvip etmiyoruz. Halep’le ilgili genel değerlendirmemiz bu. Bu çerçevede biz Memur-Sen olarak 5 aşamalı bir yol izledik. Birisi dünyadaki bütün eğitim sendikalarını ve kamu sendikalarını mektuplar yazdık yaşanan dramı dile getirdik. İkinci önemsediğimiz insani yardım kuruluşlarıyla birlikte Kızılay başta olmak üzere ortak bir açıklama yaparak buradaki insani yardımların ulaşması için ve milletimizin de hamiyetperver duyarlılığının yansıması için bir açıklamamız oldu. Sonra İstanbul’dan bir ses vermek için İstiklal Caddesi’nde tünelden Galatasaray Lisesi’ne kadar yürüyerek ve orada kısmi miting yapmak suretiyle milletimize duyarlılığa çağırdık. Bütün şubelerimizde bir seferberlik başlattık. Cuma günü gıyabi cenaze namazı, yarın bir basın açıklaması olacak bütün şubelerimizde. Sonra da Cumartesi günü Cilvegözü Sınır Kapısı’nda hep birlikte Türkiye genelinden katılan arkadaşlarımızda yaklaşık Memur-Sen’e ait 150 tır ve bunun dışında da insani yardım kuruluşlarında katkısıyla gelecek yardımların ulaşması için de bizim bir inisiyatif alması gerektiği düşüncesinde biz de ‘Halep’e Yol Aç’ eylemine katılıyoruz” dedi.

    Ülke kaynaklarının adil paylaşım mantığıyla yönetilmesi için uğraştıklarını belirten Selvi, “Birçok sorunun adil paylaşımın olmamasından kaynaklandığına inanıyoruz. Bu nedenle, adil bir paylaşımın, hakça bölüşümün olması için mücadele ediyoruz. Biz aldığımız görev ve üstlendiğimiz sorumluluğun bilincinde olarak diyalogu elden bırakmadan, başımız dik bir şekilde, şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da doğru bildiğimiz yolda yürümeye, haksızlıklarla mücadele etmeye var gücümüzle devam edeceğiz. Sağlam temeller üzerine kurulmuş, eğitimli bir toplumun geleceği parlak olur. Birlik ve beraberliğimizin teminatı olacak bir anlayışı hakim kılmalıyız. Bu da eğitimle, eğitimcilerle mümkündür. Eğitim sistemindeki reformları kalıcı kılacak olan, okullarda boş ders kalmaması ve sınıflarda sadece kadrolu öğretmenlerin olmasıdır. Bu nedenle, öğretmen ataması, ihtiyaç kalmayacak şekilde yapılmalıdır. İstihdamda güçlük çekilen yörelerde görev yapan eğitim çalışanlarının gönüllülük ve isteklilik katsayısının ve toplumsal hayata katkı ve katılımlarının artırılması için çalışma şartları iyileştirilmeli ve kendilerine ek tazminat ödenmelidir. Eğitimde fırsat eşitliğini ve başarıyı ancak bu şekilde sağlayabiliriz” şeklinde konuştu.

    Eğitim-Bir-Sen Sinop Şube Başkanı Ramazan Çelik ise Eğitim-Bir-Sen’in Sinop’ta yürüttüğü faaliyetlerden bahsederek, üyelerini çalışmalar hakkında bilgilendirdi.

  • Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi:

    Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, Aladağ’daki kız yurdundaki yangında hayatını kaybeden öğrencileri şehit olarak gördüklerini ve ailelerine her türlü destekte bulunacaklarını kaydetti.

    Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Selvi, Adana Şube Başkanı Mehmet Sezer ve beraberindeki heyet, 11 ortaokul öğrencisi ve bir eğitmenin hayatını kaybettiği Aladağ’daki özel kız öğrenci yurdunda incelemelerde bulundu.

    Selvi, hayatını kaybeden öğrenciler ve eğitmeni şehit olarak gördüklerini belirterek şunları söyledi:

    “Her kaza olduğu zaman bir felaket tellalı gibi bir yerleri suçlayarak mahkum etmek gibi yaklaşımımız olmaz ama öte yandan da tabii ki burada yapılan incelemelerde eğer kusurlar varsa bu kusurların giderilmesi ve başka yerlerde de asla bu kusurlara fırsat verilmemesini, denetimlerin daha ciddi yapılmasını da isteriz. Bunların hepsinden daha önemlisi, küçücük yaşlarında ortaokul öğrencisi çocuklarımızın belki pek çok hayalleri vardı ama işte hayat böyle bir şey. Böyle acıklı bir tablo içerisinde yaşamları sona ermiş oldu. Yüreklerimizde bu haliyle yaşayacak ama buradan şu sonucu çıkarmamız lazım; olabildiğince, yapabildiğimiz ne varsa her şeyin tedbirini alabilmek ve gereğini yerine getirmek. Yetkililer incelemeler ve değerlendirmeler yapacaktır bu konuyla ilgili.”

    Kız öğrenci yurdu yetkililerinin de bu facia nedeniyle üzüldüklerini bildiğini kaydeden Selvi, bu süreçte evlatlarını kaybeden tüm ailelere ve yaralı öğrencilere destekte bulunacaklarını kaydetti.

    Eğitim-Bir-Sen Adana Şube Başkanı Mehmet Sezer ise sendika yetkililerinin yangından sonra aileler ve yaralı öğrencilerle sürekli iletişim halinde olduklarını, ellerinden gelen desteği verdiklerini ve vereceklerini ifade etti.

  • 340 promil alkollü sürücünün kullandığı araç 11 selvi ağacını devirerek zor durdu

    Bilecik’te, kullandığı araçla virajı alamayan alkollü sürücü, 100 metre boyunca orta refüjdeki 11 top selvi ağacı ve fidanını devirdikten sonra zor durabildi.

    Alınan bilgilere göre, Bilecik’ten Bozüyük istikametine seyir halinde olan Reşat Mumcu (47) yönetimindeki 11 DK 811 plakalı otomobil, sürücünün Akasya Altı Mevkiinde virajı alamaması sonucu orta refüje çıktı. Yaklaşık 100 metre orta refüjde ilerleyen araç, burada bulunan 11 top selvi ağacı ve fidanını devirdi. İlerlemesi sırasında tekeri patlayan otomobil ana yola inerek durabildi. Olay yerine gelen polis ekiplerinin yaptığı muayene sonucu sürücü Reşat Mumcu 340 promil alkollü çıktı. Sürücü Çarşı Polis Amirliği ekiplerince trafik ekiplerinden alınarak ifadesinin alınması üzere merkeze götürüldü. Bilecik Belediyesine bağlı ekipler olay yerine gelerek yıkılan ağaçlar için tutanak tuttular.

    Öte yandan polis ekiplerinin, tehlikeli araç kullanıyor diye durdurmak istedikleri sürücünün ihtara uymadığı öğrenildi.

  • Selvi, “Mersin’e İkinci Bir Oto Galericiler Sitesi Gerekiyor”

    Mersin Oto Galericileri Derneği (MOGDER) Başkanı Bekir Selvi, Mersin’e ikinci bir oto galericiler sitesi gerektiğini söyledi.

    Toroslar bölgesine açılan oto galericiler sitesinin ulaşım ve lokasyon olarak aykırı bir bölgede olduğunu savunan Selvi, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ın izni ile kente ikinci bir oto galericiler sitesi kazandıracaklarını belirtti. Mega kent olma yolunda ilerleyen bir şehrin ikinci bir oto galericiler sitesinin olması gerektiğine vurgu yapan Selvi, “Biliyorsunuz ki, 3-4 yıldan bu yana uğraş verdiğimiz oto galericiler sitesi kurulması hususunda bir yer sorunumuz var. Bu yer sorunu Mezitli bölgesinde veya Yenişehir bölgesinde, yani nüfusu 100 bini geçen ilçelerde, ikinci bir oto galericiler sitesi açılması valilik tarafından açıklanmasına rağmen henüz çözüme ulaşmadı. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanımız da konunun bilincinde. Mersin, mega kent olma yolunda ilerleyen bir şehirdir. Diğer illerimize baktığımızda, ikinci bir oto galericiler sitesine sahip olan birçok şehir var. Mersin’in nüfusu 2 milyona yaklaştı ve Mersin gibi bir kente ikinci bir oto galericiler sitesinin yapılması gerektiğini defalarca vurguladık ve vurgulamaya devam ediyoruz. Biz Toroslar bölgesinde açılan siteye kesinlikle karşı değiliz. Biz istiyoruz ki, Mersin gibi bir şehrin doğusunda bir oto galericiler sitesi varsa ikinci siteyi de batısına yapalım” dedi.

    Lokasyon olarak en yakın yerin Mezitli veya Davultepe bölgesi olacağını dile getiren Selvi, 138 üyeden oluşan Mersin Oto Galericiler Derneği olarak Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ın izni ile ikinci bir oto galericiler sitesini Mersin’e kazandırmak istediklerini vurguladı.

    Yerel yönetimlerin oto galericiler sitesine yaklaşımını değerlendiren Selvi, Mersin Büyükşehir Başkanı Burhanettin Kocamaz’ın ikinci bir oto galericiler sitesinin açılması hususunda vermiş olduğu söze değinerek şu ifadelere yer verdi; “Biz Mezitli Belediye Başkanımızla birlikte sürekli istişare hali içerisindeyiz ve bize Mezitli bölgesinden 200 dönümlük bir arazi ayrılmış vaziyette idi. Bunun 100 dönümü oto galericileri için, 50 dönümü mobilya sektörü için ve 50 dönümü de sanayiciler için ayrılmıştı. Biz şuanda bununla ilgili Mersin Oto Galericileri Derneği olarak Mezitli Belediyesi’ne müracaatımızı yaptık ve onlar da konu ile ilgili çalışmalarını yaptılar. Bu durumu Büyükşehir Belediye Başkanımıza da bildirdik. Fakat Sayın Başkanımızın düşüncelerini bir türlü öğrenemedik. Biz 2015 yılının Mart ayında Belediye Başkanımız Sayın Burhanettin Kocamaz ile yaptığımız görüşmede ‘Esnafların ben her zaman yanındayım, yüzde 51’i sizdeyse ben size ikinci bir yer şansını tanıyacağım’ sözünü vermişti. Sayın Kocamaz’ın sözünde duracağına sonsuz güveniyoruz. Yenişehir Belediye Başkanı Sayın İbrahim Genç’e yaklaşımlarından dolayı da çok teşekkür ediyoruz.”

    “SORUN ÇÖZÜLMEZSE BÜYÜK BİR HANDİKAP YAŞANABİLİR”

    Sorun çözülmediği taktirde oluşabilecek sıkıntıları dile getiren Selvi, “Bu sorun çözülmediği takdirde Mersin’de büyük bir handikap yaşanabilir. Ben Mersin’de 15 yıldır oto galericilik mesleğini yürütüyorum ve devletime düzenli olarak vergimi veriyorum. Buradan ekmek yiyen arkadaşlarımla beraber görüştüğümde bana söyledikleri, ‘Başkanım biz oraya gidemeyiz’ oluyor. Oto galericiler sitesinin şu anki konumu bizim ihtiyaçlarımıza cevap verecek bir konumda olmaması ile birlikte ulaşım ve lokasyon olarak bu mesleği icra edip yüzlerce kişiye istihdam sağlayanlar için çok aykırı bir bölge. O yüzden arkadaşlarımız mesleği bırakmak pahasına da olsa Toroslar’da kurulan galericiler sitesine taşınmayacaklarını her defasında dile getiriyorlar” ifadelerini kullandı.

    Oto galericilerin bir diğer sorununa değinen Selvi, şu ifadeleri kullandı; “Bazı internet sitelerinden alınan 2. el araçlar vatandaşlara sorun çıkartmakla birlikte, dolandırılmakla karşı karşıya kalabiliyorlar. Biz bu hususta vatandaşlarımıza internet üzerinden araç satın almamalarını, bu alışverişi mutlaka bir galeriden gerçekleştirmelerini öneriyoruz. Özellikle araç almak isteyen vatandaşlarımızın araçlarını yetkili galerilerden almaları daha sağlıklı olacaktır.”