Etiket: Sektörünün

  • Türkiye aydınlatma sektörünün geleceği, IstanbulLight 2018’de şekillenecek

    UBM Turkey tarafından, AGİD ve ATMK stratejik ortaklığı ile düzenlenen IstanbulLight 11’inci Uluslararası Aydınlatma ve Elektrik Malzemeleri Fuarı ve Kongresi’nde, büyüyen pazar değişen sektörle buluştu.

    UBM Turkey tarafından organize edilen, Aydınlatma Gereçleri İmalatçıları Derneği (AGİD) ve Aydınlatma Türk Milli Komitesi (ATMK) stratejik ortaklığı ile düzenlenen IstanbulLight 11’inci Uluslarararası Aydınlatma ve Elektrik Malzemeleri Fuarı ve Kongresi, sektör temsilcilerinin geniş katılımıyla ziyaretçilerine kapılarını açtı. Sektörün içinde bulunduğu dönüşüm ve bu dönüşüme hızlı bir şekilde adapte olunması görüşleriyle açılan etkinlik, sektör içi sinerji vurgusuyla başladı.

    “Aydınlatma otomasyonu, bilimkurgu filmlerinden çıkıp telefonlarımıza geldi”

    Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren UBM Turkey IstanbulLight Marka Direktörü Mehmet Dükkancı, sektörün önemli bir değişim içinde olduğuna dikkat çekti. Aydınlatma otomasyonu uygulamalarının bilimkurgu filmlerinden çıkıp cep telefonlarımıza ve tabletlere girdiğine dikkat çeken Dükkancı, “Hem küresel anlamda hem de Türkiye’de teknolojinin ön planda olduğu bir dönüşüm yaşanıyor. Bu değişim içinde sektörün köklü ve büyük firmaları pazar payı kaybederken, yerlerine yeni oyuncuların dahil olduğunu görüyoruz. Bu durum hem eskilerde hem de yenilerde kendilerini daha güçlü bir şekilde ifade etme gereksinimi doğuruyor. IstanbulLight, bu gereksinimlerin karşılanmasına yardımcı oluyor” dedi.

    “Katma değerli gelişim oluşturmayı hedefliyoruz”

    UBM Turkey Genel Müdürü Atilla Marangozoğlu de konuşmasında katma değer oluşturmanın önemine vurgu yaptı. BDT ülkeleri ve Doğu Afrika ülkelerinin de katılımıyla uluslararası bir fuar olma misyonlarını yerine getirdiklerini ifade eden Marangozoğlu, bu yılki organizasyonun IstanbulLight Aydınlatma Forumu, IstanbulLight Aydınlatma Tasarımı Zirvesi ve Ticaret Sahnesi etkinlikleriyle farklı bir deneyim sağlayacağını kaydetti.

    “Heyecanımızı ve hayallerimizi canlı tutuyoruz”

    IstanbulLight Fuarı’nın stratejik ortakları arasında yer alan Aydınlatma Gereçleri İmalatçıları Derneği (AGİD) Başkanı Fahir Gök ise küresel pazardaki hareketliliğe dikkat çekti. Teknoloji kaynaklı hızlı bir değişim yaşandığını belirten Gök, hem küresel pazarda hem de Türkiye’de bu hıza ayak uyduramayan firmalar olduğuna işaret etti.

    Buna karşın AGİD olarak stratejik hedefleri olan, Türkiye’yi aydınlatma sektöründe üretim ve lojistik üssü haline getirmeye yönelik heyecanlarını ve hayallerini koruduklarını ifade eden AGİD Başkanı Gök, orta vadede sektörde ve ekonomideki belirsizlikleri aşarak yollarına devam edeceklerinin altını çizdi.

    “Akıllı aydınlatma pazarı 2023’te üç kat büyüyecek”

    IstanbulLight Fuarı stratejik ortaklarından Aydınlatma Türk Milli Komitesi (ATMK) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sermin Onaygil ise sektörün gelişen teknolojiyle birlikte yeni alt başlıklara sahip olduğunu kaydetti. 10 yıldır hayatımızda olan LED teknolojisi ürünlerinin artık akıllı sistemlere entegre, teknolojik ürünlere dönüştüğünü belirten Onaygil sözlerine şöyle devam etti: “LED ürünleri akıllanıyor. Akıllı aydınlatma pazarı, yapılan araştırmalara göre 2023 yılına kadar üç katlık önemli bir büyüme sergileyecek. Sektör olarak hep birlikte bu duruma uyum sağlamak, birlikte hareket etmek durumundayız. Teknolojinin getirdiği değişim ve artan rekabet üretimde dışa bağımlı hale gelmemize neden oluyor. Bu durumu yerli, kaliteli ve yüksek katma değerli ürün üreterek aşabiliriz. Ürettiğimiz ürünlerin satışı ve pazarlaması içinse düzgün regülasyonlara, standartlara ve projelere ihtiyacımız var”.

    Sektörün gündemi usta isimlerle masaya yatırılacak

    IstanbulLight Fuarı, sektördeki tüm gelişmeleri kapsayan etkinlik programlarıyla katılımcı ve ziyaretçilerini buluşturdu. Yeni yaklaşımıyla sektör profesyonellerine farklı bakış açıları kazandıran fuar; IstanbulLight Aydınlatma Forumu, IstanbulLight Aydınlatma Tasarımı Zirvesi ve Ticaret Sahnesi olmak üzere üç ayrı etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Türkiye’nin yanı sıra Orta Doğu, Afrika, Doğu Avrupa, Balkanlar ve BDT ülkelerinden 8 binin üzerinde sektör profesyoneline kapılarını açan organizasyonda ulusal ve uluslararası 224 katılımcı firma yer alıyor.

  • “Turizm sektörünün cari açığa katkısı 2018 yılında yüzde 40’ın üzerine çıkacak”

    TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, “Geçen senenin rakamlarıyla bakarsak turizm sektörünün cari açığa katkısı yüzde 35 civarında, 2018 yılında da bu katkı yüzde 40’ın üzerine çıkacak. 40 milyon turist, 32 milyar dolar gelir hedefimiz var” dedi.

    Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Firuz Bağlıkaya, Türkiye üzerinde oynanmak istenen kur oyunundan, acentaların hac organizasyonlarına ve turizm sektöründeki son gelişmelere dair önemli açıklamalarda bulundu.

    Başkan Firuz Bağlıkaya, topyekün bir mücadele verildiğini ve kur oyunun farkına varılarak püskürtüldüğünü söyledi. Bağlıkaya, “Kur inşallah beklediğimiz seviyelere çok kısa sürede inecek. Sonuç itibariyle bir şeyler yapmaya çalışıldı. Fakat hem siyasilerin hem de sivil toplum kuruluşlarının topyekün olayın farkında olmasından dolayı bence şuan püskürtülmüş vaziyette. İnşallah tekrarlamaz ve kur normal seviyelerine bayram süresince inecektir diye düşünüyorum” dedi.

    “Turizm sektörü cari açığa yüzde 40’ın üzerinde katkı sunacak”

    Turizm sektörünün cari açığın kapatılmasında başat rol oynadığına vurgu yapan TÜRSAB Başkanı Bağlıkaya, sektörün bu sene cari açığa yüzde 40’ın üzerinde bir rakamla katkı sunacağını belirterek, şu ifadeleri kullandı:

    “Geçen senenin rakamlarıyla bakarsak Turizm sektörünün cari açığa katkısı yüzde 35 civarında, 2018 yılında da bu katkı yüzde 40’ların üzerine çıkacak. 40 milyon turist, 32 milyar dolar gelir hedefimiz var. Gelir hedefi tutmaya yüz tuttukça yenileniyor. İlk başlarda 28 milyar dolar olarak başladık seneye, 35-36 milyon turist diyorduk fakat yavaş yavaş rakamlar artıkça gördük ki bu rakamların üstünde bir takım hedefler koymak gerekiyor ve hedef revizesiyle 40 milyon turist, 32 milyar dolar döviz girdisi hedefiyle devam ediyoruz. İnşallah bir aksilik olmazsa bunu tutturacağız. Cari açığa katkısı da ümit ediyorum yüzde 40’ların üstüne çıkacak.”

    “Şuanda her taraf dolu”

    Türkiye’nin hem turizm hem de huzur ve güven açısından güzel bir bayram geçireceğini kaydeden Firuz Bağlıkaya, “Şuanda her taraf dolu. Hem yurtdışı talebinin yüksek olması hem kısa süreli de olsa bir döviz dalgalanması iç turizmi biraz daha hareketlendirdi. Zaten tatil ayları dolayısıyla bütün kriterler tutuyor. Şuan dolu her taraf, hem turizm açısından hem de huzur ve güven açısından Türkiye güzel bir bayram geçiriyor. Ekonomide kurların geriye gelmesi çok ciddi bir moral kaynağı oldu dolayısıyla herkes güzel bir bayram geçirecek diye ümit ediyorum” diye konuştu.

    “Hac operasyonlarında şuana kadar bir aksilik yok”

    Seyahat acentalarının Hac operasyonlarına kota dolayısıyla yüzde 40 civarında bir katkı sunduğunu söyleyen Başkan Bağlıkaya, “Hacı adaylarımızın gidişiyle ilgili biliyorsunuz Suudi Arabistan’ın her ülkeye uyguladığı kota var. Bizim bu sene kotamız 80 bin civarında. Hac operasyonlarının yüzde 40’ı seyahat acenteleri tarafından yüzde 60’ı Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yapılıyor. Şuana kadar bir aksilik yok. Hacı adaylarımız orada inşallah hac vazifelerini tamamlayıp ülkelerine dönecekler. Şuanda bir sıkıntı görünmüyor” açıklamasında bulundu.

  • Tarsus Belediyesi ve Mersin Üniversitesi’nden ‘Fırıncılık ve Pastacılık Sektörünün İyileştirilmesi’ne yönelik eğitim

    Mersin’in Tarsus ilçe Belediyesi ve Mersin Üniversitesi ortaklaşa hareket ederek, fırıncılık ve pastacılık sektörünün iyileştirilmesine yönelik eğitimler veriyor.

    Sektör çalışanlarına yönelik verilen eğitimler, Tarsus Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü ve Mersin Üniversitesi Gıda Mühendisliği bölümü araştırma görevlilerince gerçekleştiriliyor.

    Vatandaşların temel tüketimine yönelik konularda işletme sahiplerine katkı sağlayacaklarını ifade eden Tarsus Belediye Başkanı Şevket Can, bu sayede daha kaliteli ve güvenilir gıda üretimlerini amaçladıklarını söyledi.

    Başkan Can, “T.C. AB Bakanlığı, Türkiye Ulusal Ajansı tarafından onaylanan ve Avrupa Komisyonunca 2016 -1-TR01-KA202-034815 numaralı ” Sustainable and hygienic production on the bakery sector trough good exchange of practices- BakeSus (Fırıncılık Sektöründe Sürdürülebilir ve Hijyenik Üretim İçin İyi Uygulamalar Değişimi) isimli projemiz kapsamında hazırlanan eğitim modülleri Mersin Üniversitesi ve Belediyemiz tarafından ortaklaşa gerçekleştirilmektedir. Eğitim modülleri tanıtım sunumu ile BakeSus projesi kapsamında fırın ve pastane gibi unlu mamuller sektörü için üretimde kalite yönetimi, iyi çevre ve hijyen uygulamaları konularında hazırlanan eğitimin içerikleri işletme sahiplerine yüz yüze anlatılmaktadır. Sektör çalışanlarının aynı zamanda interaktif olarak yararlanabilecekleri projenin web sitesindeki (www.bakesus.com) platformun da tanıtımı gerçekleştirildi. İşletme sahiplerine platformu uzaktan erişim için kullanıcı adı ve şifre verilerek, interaktif eğitimin avantajlarından yararlanarak sektör çalışanlarının iyi hijyen uygulamalarını sürdürülebilir bir hale getirmesi planlanmaktadır’’ dedi.

  • Emlak sektörünün kalbi İzmir’de atacak

    Bu yıl ilki düzenlenecek olan İzmir Emlak Gayrimenkul ve Yatırım Fuarı, 27 Eylül’de Fuarizmir’de başlıyor.

    Birçok organizasyona ev sahipliği yapan Fuarizmir, 27-30 Eylül tarihleri arasında ilki düzenlenecek İzmir Emlak Gayrimenkul ve Yatırım Fuarı’na ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Yerli ve yabancı birçok firma ve 15 bine yakın ziyaretçiyi ağırlaması planlanan fuarın lansmanı gerçekleşti. Lansmanda konuşan Elit Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Çiçekçi, “İzmir ve bölge illerden katılımcı firmalarımız fuarda boy gösterecek. Avrupa, Afrika ve Asya’dan da ziyaretçiler ağırlayacağız. 13 ülkeden yatırımcı ve yatırım uzmanları fuar için şehrimize gelecek” dedi.

    Fuarın turizm anlamında da İzmir’e değer katacağını söyleyen Çiçekçi, “İzmir’in tanıtımı açısından oldukça önemli bir fuar geçireceğiz. İnşaat sektörü birçok sektörü de olumlu tetikleyen bir iş kolu. Yurt dışından gelen tüm misafirlerimizin masraflarını da karşılayacağız. Bu sayede uzun yıllar sürecek ticari dostlukların temelleri atılacaktır. Hem de turizm anlamında İzmir’e katkı sağlanacak” diye konuştu.

    “Otoyol bitince ticaret artacak”

    İstanbul Emlakçılar Odası Başkanı Nizamettin Paşabey ise, yapımı devam eden İzmir-İstanbul otoyolu bittikten sonra iki şehir arasında ticaretin daha fazla gelişeceğinin altını çizerek, “İnşaat sektörü 2002 yılından bu yana ülke ekonomisinin dinamosu. Bunun dışında 200 iş kolunun artmasına da inşaat sektörü sebep oluyor. Fuarın sektör için önemli bir adım olacağına inanıyorum. Ayrıca İstanbul-İzmir karayolu tamamlandığında çok daha fazla girişimci İzmir’in yolunu tutacak” dedi.

    Daha önce İzmir’de yapılan fuarlara şehrin gösterdiği ilginin İzmir Emlak Gayrimenkul ve Yatırım Fuarı’nda da devam edeceğine inandığını belirten İzmir Emlak Komisyoncuları Odası (İZEKO) Başkanı Mesut Güleroğlu da, “Bu fuar İzmir’de çok büyük ses getirecek. İzmir olarak bir meşale yaptık. İnanıyorum ki bunun onlarcasına İzmir ev sahipliği yapacaktır. İzmir fuarları sever. Her şey İzmir için” şeklinde konuştu.

  • Perakende sektörünün kaybı 100 milyar dolara yakın

    Dünya perakende sektörünün yüzde 80’ini temsil eden işletmelerle yapılan araştırma, sektörün mağaza içindeki kayıplar sebebiyle üstlenmek zorunda kaldığı maliyetin büyüklüğünü ortaya koydu. İşletmelerle yapılan görüşmeler sonucu hazırlanan rapora göre kayıpların sektöre maliyeti 100 milyar dolar seviyesine ulaşıyor.

    Mağazalarda kötü niyetli kişiler sebebi ile yaşanan kayıplar perakende sektörü için büyük ölçekli zararlara yol açıyor. Sensormatic’in ile küresel çapta en büyük iş ortakları arasında bulunan Tyco Retail Solutions firması tarafından yaptırılan ‘Sensormatic Küresel Perakende Sektörü Kayıp Endeksi’ araştırması, perakende sektörünün karşılaştığı tabloyu ortaya koydu. PlanetRetail RNG şirketine yaptırılan araştırma, bu konuda yapılmış en kapsamlı çalışmalardan biri olma niteliği taşıyor. 14 farklı ülkede, tüm perakende sektörünün yüzde 80’ini oluşturan işletmelerle yapılan görüşmeler sonucu hazırlanan rapora göre kayıpların sektöre maliyeti 100 milyar dolar seviyesine ulaşıyor. Araştırmaya katılan işletmelerin 2016 – 2017 döneminde yaklaşık 230 bin mağazaya sahip olması ve toplamda 1,5 trilyon doların üzerindeki ciroları sonuçların doğruluğunu gösteren önemli bir detay olarak karşımıza çıkıyor.

    En yüksek kayıp ABD’de, Avrupa ikinci sırada

    Raporun detaylarına bakıldığında en yüksek kayıp oranının yüzde 1,85 ile ABD’de olduğu görülüyor. Avrupa 1,83 ile ikinci sırada yer alırken, Güney Amerika 1,81, Asya Pasifik bölgesi ise yüzde 1,75’lik oranlar ile sıralanıyor.

    Rapor, aynı zamanda ürünlere alarm etiketi uygulama oranlarına dair veriler de içeriyor. Avrupa’da kaynakta yani ürünlerin üretim aşamasında etiketlenme oranı yüzde 32,42; mağazada etiketleme oranı ise yüzde 35,33 seviyesinde. Global oranlara bakıldığındaysa kaynakta etiketleme yüzde 31,97; mağazada etiketleme ise yüzde 34,40 seviyesinde. Hem Avrupa hem de global ölçekte satılan ürünlerin yüzde 30’dan fazlasının etiketsiz olduğu görülüyor.

    En yüksek kayıp tekstil ve aksesuar mağazalarında

    Sensormatic Küresel Perakende Sektörü Kayıp Endeksi’ne göre tekstil ve aksesuar mağazaları en yüksek kaybın yaşandığı yerler. Bu alanlarda kayıp yüzde 1,98 seviyesinde. Departmanlı mağazalar, tüketici elektroniği ve yerel zincir marketlerde kayıp oranları yüzde 1,84 ile 1,79 arasında değişiyor. En düşük kayıp ise yüzde 1,73 ile hipermarketler.

    Kayıplarda çalışan faktörü önemli bir yer tutuyor

    Rapora göre mağazalarda yaşanan ürün kaybının dört önemli sebebi bulunuyor. İlk sırayı yüzde 34,34 ile dış hırsızlık alıyor. Tedarikçilerin neden olduğu kayıplar yüzde 24,28 ile ikinci sırada yer alırken, çalışan kaynaklı kayıplar yüzde 22,95’lik paya sahip. Yönetim kaynaklı sebepler ise yüzde 18,43 ile dördüncü sırada.

    Oranda İtalya, değerde ABD en fazla kaybın yaşandığı ülkeler

    Ülkeler bazındaki duruma bakıldığındaysa kayıp oranı ve kayıp değeri olarak iki farklı sıralama bulunuyor. Kayıp oranlarında en yüksek payı yüzde 2,32 ile İtalya alıyor. Hindistan ve Fransa ise küçük farklarla bu ülkeyi takip ediyor. Kayıp değeri açısından bakıldığındaysa ABD 42 milyar doların üzerinde bir tutarla açık farkla ilk sırada bulunuyor. Çin 13,5 milyar dolar ile ikinciliği, İngiltere ise yaklaşık 7,5 milyar dolar ile Çin’i izliyor. İngiltere aynı zamanda en fazla kaybın yaşandığı Avrupa ülkesi. İtalya yüzde 2,32 ile en yüksek kayıp oranına sahipken Almanya ise yüzde 1,43 ile en düşük oranla bu alanın en başarılı ülkesi unvanını taşıyor.

    Avrupa’da en yüksek risk marketlerde

    Avrupa perakende pazarındaki duruma ait detaylara bakıldığında indirim marketleri yüzde 2,24, istasyon marketleri yüzde 2,05, toptan marketler ise yüzde 2,01 ile en fazla kaybın yaşandığı mekanlar. Yine Avrupa özelindeki kayıp oranlarına bakıldığında en önemli sebep yüzde 38,02 ile dış hırsızlık. Tedarikçiler ve çalışan kaynaklı kayıpların her ikisi de yüzde 22’lik payla sıralanıyor. Yönetim kaynaklı sebeplerin yüzde 17’lik paya sahip olması ise dikkat çekici bir istatistik olarak göze çarpıyor.

    Marketlerin bu durumu toplam kayıp içindeki payda da kendini gösteriyor. Rapordaki verilere göre global ölçekte hipermarket ve süpermarketlerde yaşanan kayıp 24 milyar doların üzerinde.

    “En fazla tercih edilen güvenlik önlemleri”

    Yaşanan kayıpları önlemek için alınan önlemlerde üç başlık öne çıkıyor. Sensormatic CEO’su İsmail Uzelli, en çok tercih edilen önlemi elektronik ürün takip çözümleri olduğunu belirtiyor. İlk kez hazırlanan bu raporla perakende sektörünün farkındalığının arttığını ifade eden Uzelli, diğer çok tercih edilen yöntemlerin ise geçiş kontrol sistemleri ve video izleme çözümleri olduğunu ifade ediyor.

    “Sektör yeni teknolojileri daha fazla tercih etmeli”

    Perakende sektörünün yeni teknolojileri içeren güvenlik çözümlerini daha fazla tercih etmesi gerektiğini ifade eden Uzelli, Türkiye’deki durumun global tabloyla benzerlik gösterdiğini belirtti. Uzelli, Türkiye’de sektörün hem teknoloji hem de elektronik güvenlik konusunda önemli bir farkındalığa sahip olduğuna dikkat çekerek diğer ülkelere örnek bir yapı sergilediğinin altını çizdi.