Etiket: Sektörünün

  • Perakende Günleri’nde perakende sektörünün performansını artıran çözümler tanıtılacak

    Bu yıl 18’inci kez düzenlenecek Perakende Günleri, sektörün geleceğine yön vermeye hazırlanıyor. Perakende sektörüne dijital dönüşüm yolculuğunda rehberlik edecek firmalardan Sensormatic, yenilikçi çözümlerini Perakende Günleri’nde tanıtacak.

    Bu yıl 18’inci kez düzenlenecek Perakende Günleri, sektörün geleceğine yön vermeye hazırlanıyor. 28-29 Kasım 2019 tarihleri arasında Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirilecek Perakende Günleri, bu yıl Retail Experience Exchange temasıyla düzenlenecek. Sektöre ilham veren örneklerin, başarı hikayelerinin paylaşılacağı organizasyonda hem Türkiye’den hem de dünyadan önde gelen uzmanlar ve sektör temsilcileri deneyimlerini katılımcılar ile ziyaretçilerle paylaşacak.

    Dijital dönüşümü yaşarken verimlilik odaklı olmak önemli

    Sensormatic CEO’su İsmail Uzelli konu üzerine yaptığı açıklamada, perakende sektörünün de diğer pek çok sektör gibi dijital dönüşüm içinde olduğunu ifade ederek, burada dikkat edilmesi gereken noktalardan birinin yalnızca dijitalleşme değil, verimlilik sağlayan bir dönüşüm olması gerektiğinin söyledi.

    Ekonomideki ve kurlardaki dalgalanmaların tüm sektörleri etkilediği bir dönemden geçtiklerini kaydeden Uzelli, “Bu dönemi sıkıntısız bir şekilde atlatanlar, verimlilik odaklı projeleri devreye alanlar olacak” diye konuştu. Uzelli, Perakende Günleri’nde bu verimliliği sağlayan çözüm ve uygulamaları tanıtacaklarını belirtti.

    RFID Envanter Yönetim Çözümü ile satışlarınızda yüzde 21’e varan artış sağlayacak

    Yapılan açıklamada; şirketin sektöre sunduğu çözümler arasında RFID envanter yönetim çözümü öne çıktığı kaydedilirken, perakende sektörü temsilcilerine operasyonel verimlilik anlamında katma değer sağlayan bu çözüm sayesinde işletmeler ürünlerini üretim aşamasından mağazada müşteriye satılana kadar anlık olarak takip edebilecek. Bu sayede envanter doğruluğu, reyon yönetimi, omnichannel stok yönetimi ve tedarikçi hataları gibi konular çözüme kavuşacağı belirtildi.

  • Bankacılık dışı finans sektörünün aktifleri yüzde 28 büyüdü

    Finansal Kurumlar Birliği, bankacılık dışı finans kesiminin Türkiye ekonomisindeki yerini giderek sağlamlaştırdığına işaret eden 2018 üçüncü çeyrek konsolide verilerini açıkladı. Buna göre bankacılık dışı finans sektörünün aktifleri 2018’in üçüncü çeyreğinde yüzde 28 büyüdü.

    KOBİ’lere sunduğu alternatif finansman kaynağı ile reel ekonomiyi destekleyen finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketlerini tek çatı altında temsil eden Finansal Kurumlar Birliği, bankacılık dışı finans kesiminin Türkiye ekonomisindeki yerini giderek sağlamlaştırdığına işaret eden 2018 üçüncü çeyrek konsolide verilerini açıkladı. Finansal Kurumlar Birliği Başkanı Adem Duman, Birlik çatısı altındaki sektörlerin 9 aylık verilerini açıkladı. Duman, bankacılık dışı finans kesiminin Türkiye ekonomisine sağladığı katkının artarak süreceğinin altını çizdi.

    FKB’nin temsil ettiği üç sektörün 2018 yılı üçüncü çeyrek konsolide verilerine göre; aktif toplamı yüzde 28 artışla 161 milyar TL’ye, işlem hacmi yüzde 10 artışla 151 milyar TL’ye, faaliyet konusu alacakları yüzde 23 artışla 141 milyar TL’ye, öz kaynak büyüklüğü yüzde 15,6 artışla 21 milyar TL seviyelerine ulaştı.

    Bankacılık dışı finans sektörünün aktifleri 2018’in üçüncü çeyreğinde yüzde 28 büyüyerek, Türkiye ekonomisine değer katmayı sürdürdü.

    Yakın dönemde ülke ekonomisinin önemli bir sınav verdiğinin altını çizen Finansal Kurumlar Birliği Başkanı Adem Duman; döviz kurundaki artış ve yükselen faiz ortamında yatırımların önemli ölçüde yavaşlaması ve ticaret hacmindeki daralmanın ardından dengelenme sürecine girildiğini belirtti.

    Duman sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Tüm Türkiye’nin topyekun ekonomi gündemine odaklanmasıyla, zorlu bir süreci geride bırakmamızın ve dövizde yaşanan dalgalanmaların son bulmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Kısa bir süre önce, temsil ettiğimiz faktoring sektörünün ekonomi yönetimimizin başlatmış olduğu “Enflasyonla Topyekun Mücadele” çağrısına desteğini açıklaması ve bu kapsamda şirketlerin kâr marjlarından feragat ederek, KOBİ’lerin sürdürülebilir finansmanına destek olmaya gönüllü olmalarını kıymetli bir adım olarak görüyorum. Ekonomimizin bel kemiğini oluşturan KOBİ’lerimize ve ihracatçılarımıza sağladığımız finansman desteğini daha da yüksek düzeylere çıkartmayı birincil görevimiz olarak addediyoruz. Bu görev çerçevesinde, bankacılık dışı finans kesiminin finans sektörü içindeki varlığını ve ağırlığını daha da güçlendireceğiz.”

    Finansal Kurumlar Birliği çatısı altında temsil edilen üç sektörün finansal performansına ilişkin bilgi veren Duman, şunları anlattı: “Finansal Kurumlar Birliği olarak sektörlerimizi geliştirmek, onların Türkiye ekonomisine sağladığı katkıyı sürdürülebilir kılmak bizim sorumluluğumuz. Bu sorumluluğu layıkıyla yerine getirmek üzere ve hizmet portföyümüzü her geçen gün genişletmek, KOBİ’lerimizin ve bireylerin erişebilecekleri finansman kaynaklarını çeşitlendirerek, bankalarımızın üzerindeki yükü birlikte paylaşmak istiyoruz. Bu bakımdan sektörlerimizi büyütmeye odaklanıyor; aynı zamanda “Güçlü KOBİ Güçlü Türkiye” yaklaşımını her platformda dile getiriyoruz. Bankacılık dışı finans kesimi olarak 2018 yılı üçüncü çeyrek rakamlarımız da hedeflerimizi destekler nitelikte.

    Rakamsal verilere baktığımızda, Finansal Kiralama sektörümüzün alacakları yüzde 45 artış göstererek, 71,8 milyar TL seviyelerine ulaştı. Sektörün aktif büyüklüğü de üçüncü çeyrekte yüzde 45; öz kaynakları ise yüzde 10,7 oranında büyüdü. Finansal Kiralama Sektörünün, şirketlerin sabit kıymet yatırımlarına orta ve uzun vadeli finansman sağlıyor olması nedeniyle alacaklarının yüzde 80’i döviz cinsinden olup, alacaklarındaki artış kur değerlenmesinden kaynaklanmaktadır. Aslında içinde bulunduğumuz dönemde finansal kiralama işlemlerinde ciddi oranda azalma söz konusudur. Dengelenme sürecinin tamamlanmasını takiben finansal kiralama talepleri ve işlemleri de artacaktır. Yatırım iştiyakı normale döndüğünde sektörümüze düşen görev, yurt dışı para ve sermaye piyasalarından en uygun maliyet ile uzun vadeli finansman temin ederek bu kaynakları yatırımcıların kullanımına sunmaktır.”

    Duman faktoring sektörüyle ilgili şunları kaydetti:

    “Faktoring sektörüne baktığımızda; 2018 yılının üçüncü çeyrek konsolide verilerine göre işlem hacmi 112,5 milyar TL; alacakları ise 35 milyar TL seviyelerinde. Sektörün aktif büyüklüğü 2017’nin üçüncü çeyreğine oranla yüzde 5,1’lik artışla 38,4 milyar TL; öz kaynakları ise yüzde 18,6 büyüme ile 6 milyar TL seviyelerine ulaştı. 60 faktoring şirketi ile faaliyet gösteren sektör, bugün sayıları 109 bini geçen müşterilerine hizmet veriyor.

    Finansman Şirketleri tarafında ise, 2018 yılının üçüncü çeyrek konsolide verilerini geçen yılın aynı dönemi ile karşılaştırdığımızda; sektörün büyüme ivmesinin devam ettiğini görüyoruz. Finansman şirketlerimizin işlem hacmi yüzde 10 civarında artarak 21 milyar TL seviyelerine gelmiş bulunuyor. Sektörün aktif büyüklüğü de 43 milyar TL’yi aşarken; mikro kredilerde pazara giren yeni üyelerle müşteri sayısı 4,7 milyona ulaştı. Sektörün alacak büyüklüğü ise 34,3 milyar TL olarak gerçekleşti.”

    “Bankacılık dışı finans sektörü için yeni düzenlemelere ihtiyaç duyuyoruz”

    Birlik olarak temsil ettikleri sektörlerin önünü açmak için gerekli düzenlemelerin hayata geçmesi yönünde çalıştıklarının altını çizen Duman, sözlerini şu şekilde noktaladı: “Bu noktada kamu kesiminden beklentimiz, finansmana erişimin zorlaşmakta ve vadelerin kısalmakta olduğu günümüz dünyasında, finansal kurumların borçlanma maliyetlerini daha da artıran KKDF ve BSMV gibi yükümlülüklerin hafifletilmesidir. Bu doğrultuda alınacak kararlar KOBİ’lerin finans maliyetlerine olumlu yönde yansıyacaktır.”

  • TTSO Meclis Üyesi Mengüç: “Madencilik sektörünün dünya ile entegrasyonu sağlanmalı”

    Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO) Meclis Üyesi Fatih Mengüç, Türkiye’de madencilik sektörünün yapısal anlamda sıkıntıları olduğunu belirterek, “Sektörü gelişmiş ülkelerdeki haline getirmek için yapısal reformlar uygulanmalı” dedi.

    TTSO’nun Maden, Çimento, Beton, Mermer sektörlerinin temsilcilerinden oluşan 2. Meslek Komitesi adına sektörün sorunlarıyla ilgili açıklama yapan Meclis Üyesi Fatih Mengüç, “Bugüne kadar bu işi hep devlet yapmış. Madenleri devlet aramış, devlet işletmiş. 2005 yılında çıkan 3123 sayılı Maden Kanunu’ndan sonra yüzde 15 olan özel sektör payı yüzde 70’e kadar çıkmış. Bu hızlı çıkış devlet yapılanmasından kaynaklanan birçok sorunu da beraberinde getirdi. Bu sorunlar genellikle dünyaya entegre olamamaktan kaynaklanıyor. Örneğin dünya maden fiyatları uygun olduğunda işletme için başvuruyorsunuz. Ancak bu süreç o kadar uzuyor ki fiyatlar tersine dönüyor. Bir müteşebbisimiz izin için müracaat ettiği zaman 3 seneden önce izin alamıyor. 3 senede de maden fiyatları 3 defa dip dalgası yapıyor. Madencilik sektöründeki gelişmiş ülkeler bu durumu stabil hale getirmek için kendi yapısal reformlarını oturtmuşlar” dedi.

    Mengüç, diğer sektörlerin kriz zamanlarında bankalara finansal anlamda talepte bulunabildiğini ancak madencilik sektörünün böyle bir şansının olmadığını da vurgulayarak, “Eskiden Etibank vardı. Madencilerin kendi bankasıydı. İşletmelerimiz kendi temel emtia değerleri olan madenleri ipotek ettirip buna karşılık finansman kullanabilme şansına sahipti. Bugün madencilikte gelişmiş ülkelerde sektörün temeli de bu. Oradaki firmaların dünya piyasalarındaki krizlerden çok az etkilenmelerinin yegane nedeni finansman olanakları sağlanması. Bizde böyle bir adım olmadığı için deposunda madeni olan, emtia karşılığı olan firmalar bile çok büyük zorluklarla karşılaşıyorlar” diye konuştu.

    TTSO Meclis Üyesi Fatih Mengüç, devletin madenciliğe yön veren kurum ve kuruluşlarının sektör temsilcileriyle koordinasyon içinde çalışmasının gerekliliğini belirterek “Örnek vermek gerekirse geçen sene sadece MTA Bölge Müdürlüğü Karadeniz ve Trabzon’da yaklaşık 70-80 milyon dolarlık sondaj çalışması yaptı. Bu sondaj çalışmalarındaki proje çıktılarının arşivlenmesi ve sektörle paylaşılması önemlidir. En azından beton ve agrega sanayinde kullanılabilecek endüstriyel madenlerin de olabildiği bu tür sondaj çıktıları müteşebbisimize kolaylık sağlar. Yatırımcılar öz kaynaklarıyla bu işi yapmakta çok büyük zorluklar çekiyor. Bu maliyetler de hammadde fiyatlarını etkiliyor. Piyasadaki tıkanıklığın başlangıç noktası oluyor” ifadelerini kullandı.

  • BEDAŞ elektrik dağıtım sektörünün en yeşil ikinci ofisi oldu

    ‘En Yeşil Ofis’ araştırmasına göre BEDAŞ elektrik dağıtım sektörünün en yeşil ikinci ofisi oldu.

    Elektronik Belge Yönetim Sistemi (EBYS) kullanarak ‘kağıtsız ofis’ konseptine geçen Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. (BEDAŞ), enVision tarafından hazırlanan ‘En Yeşil Ofis’ araştırmasında ilk beşte yer aldı. Şirketten yapılan açıklamaya göre 19 milyon evrakı elektronik ortamda yöneten BEDAŞ, 2 bin 324 ağacı kesilmekten kurtardı.

    Verilen ‘En Yeşil Ofis’ ödülünü alan BEDAŞ Genel Müdürü Murat Yiğit, “Daha yeşil ve yaşanılabilir bir dünya hepimizin elinde. Biz üzerimize düşeni yerine getirdiğimiz için mutluyuz. BEDAŞ olarak tüm süreçlerimizde dijitalleşme yoluna gidiyoruz. Bu sayede çevre faktörlerini en aza indirgemenin yanında zaman, maliyet ve işgücü tasarrufu sağlıyoruz” dedi.

    ‘En Yeşil Ofis’ araştırmasının elektrik sektörü sonuçları, elektrik dağıtım ve perakende satış şirketlerinin çevreye sağladığı katkıyı gözler önüne serdi. BEDAŞ, yaptığı kağıt tasarrufu ile 2 bin 324 ağacın kesilmesini önledi ve 11 bin 575 kilolitre su tasarrufu sağladı. Ayrıca, 656 ton karbondioksit salımı ile 46 ton katı atığın oluşumunu da engelleyen BEDAŞ, böylelikle genel toplamda 19 milyon adet A4 kağıdın çöpe gitmesini de önlemiş oldu.

    Araştırma sonuçlarına göre bir ağaçtan ortalama olarak 8 bin 300 adet A4 kağıt üretiliyor. 1 ton kağıt üretimi esnasında 26 bin 700 litre su tüketiliyor ve 1,3 ton karbondioksit açığa çıkıyor. Dünyada her yıl ormanlarının yüzde 1,3’ü kağıt üretiminde kullanılıyor. Bu miktar, 40 milyon hektara (İsviçre büyüklüğünde bir alana) denk geliyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de, bir ofiste kişi başına tüketilen kağıt miktarı ortalama 140-180 sayfaya kadar çıkıyor.

  • Metal sektörünün dev firmaları fuarda buluştu

    Döküm, demir-çelik ve demir dışı metaller sektörlerini bir araya getiren Avrasya’nın en büyük metalurji buluşması olduğu belirtilen Ankiros, Annofer, Turkcast fuar üçlüsü, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede’nin katılımıyla açılışı gerçekleşti.

    Metal sektörünün dev firmalarının buluştuğu fuar, Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede’nin katılımıyla açılışı gerçekleşti. Yurt içi ve yurt dışından yoğun katılımın gerçekleştiği fuarda Büyükdede firmaları ziyaret etti. Fuara katılan ulusal ve uluslararası üretici ve tedarikçi firmaların yatırımların devam ettiği, Avrasya bölgesinin döküm ve çelik sektörlerinden gelen ziyaretçiler, fuara yoğun ilgi gösterdi. 1992 yılından bu yana gerçekleştirilen, bu yıl on dördüncüsü düzenlenen demir-çelik sektörünü hedefleyen Ankiros, 1993 yılında Ankiros’a katılan bu yıl on üçüncüsü düzenlenen ve demir-dışı metaller sektörünü hedefleyen Annofer ile 2004 yılında Ankiros ve Annofer’e katılan bu yıl sekizincisi düzenlenen ve döküm sektörünü hedefleyen Turkcast, 2004 yılından bu yana bir fuar üçlüsü olarak metalürji sektörüne hizmet veriyor.

    Sektörün önde gelen ulusal ve global kuruluş ve derneklerinden de büyük destek alan fuar, bu yıl 17 binden fazla iş insanına ev sahipliği yaptı. ilk defa 1000’den fazla firma stantları ile yer aldı. Metalurji alanında Avrupa ve dünyada bilinen ve tanınan, ziyaretçi ve katılımcı sayıları ile Avrupa’nın ikinci büyük etkinliği olan fuar üçlüsü Yakın ve Orta Doğu, Rusya Bölgesi ve Kuzey Afrika coğrafyasından 46 ülkeden katılımcı kuruluşlara ve 75’den fazla ülkeden ziyaretçiyi ağırladı.

    Fuarda açıklamalarda bulunan Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede, sektörün en önemli fuarlarından birini yaşadıklarını belirterek, “Bu fuarımızın ülkemiz için sektördeki temsilcileri için hayırlı olmasını diliyorum. Hem döküm sektörümüz hem çelik sektörümüz bugün burada yerli yabancı 1100’ün üzerinde firma ile temsil ediliyor. Bütün dünyadaki firmalarında burada bulunmuş olması Türkiye’deki demir-çelik endüstrisinin gücünü gösterdiğine inanıyorum. İnşallah ülkemiz için hayırlı olur” şeklinde konuştu.

    Döküm tesislerinin arasında dolaşırken geçmişi hatırladığını söyleyen Büyükdede, ”Döküm sektörü, çelik sektörü ile Türkiye dünyada bir dev haline gelir diye umut ediyorum. Hammadde temininde yurt dışına bağlılığın azaltılması, yüksek enerji maliyetlerinin azaltılması, çevre mevzuatına uyum teşvik programlarının yapılması ve uygun üretim alanlarını tesis etmemiz halinde bu sektörün daha hızla büyüyeceğine inanıyorum” dedi.

    Ankiros fuarı ile beraber oldukları dönemde, üretimin yaklaşık dört misli artış gösterdiğini ve 9.4 milyon tondan, 37.5 milyon tona geldiğini söyleyen Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan, “Fuarla ilişkimiz yeni teknoloji çelik sektörü ile teknolojilerin Türkiye’ye getirilmesi konusunda sağladığı imkanları değerlendirmek Dolayısıyla bu beraberlik bizim için son derece önemli. Bu ilişki aynı zamanda yabancı katılımcıların Türkiye’ye daha fazla ilgi göstermesine de katkı sağlıyor” dedi.

    Fuarın dünyanın en büyük fuarlarından bir tanesi haline geldiğini söyleyen Ankiros Genel Müdürü İbrahim Anıl, “Biz 1992 yılında başladık fuarımızı organize etmeye, ön çalışmaları iki sene önceydi. Yirmi altı yıldan beri, metalurji sektöründe fuar organize ediyoruz. Fuarımızı, sıralamak gerekirse üçüncü sırada diyebiliriz. En büyük fuar bir çok sektörde olduğu gibi Almanya’da, ikincisi Çin’de, bizde yaklaşık olarak üçüncü boyuttayız. Türkiye’de iki yılda bir düzenlediğimiz fuarımızda, bu sene bir çok rekorumuz var. Katılımcı sayısında, ilk defa 1000 sayıyı geçtik; 421 yerli 619 yabancı firma temsil ediliyor. Toplam 1020 firmaya ulaştık. Bu Ankiros tarihinde ilk defa oluyor yaklaşık 22000 metrekareye yakın net stant alanımız var.bütün sektörü bir araya getiren, sadece Türkiye değil bütün sektörü kapsayan bir ziyaretçi yapımız var. Sektör açısından çok önemli çünkü Türkiye’nin çok güçlü olduğu bir sektör. Türkiye çelikte 8.sırada, dökümde ise 11.sırada. böyle baktığımız zaman sektörün gücü fuarlarımıza da yansımış durumda. İlk gün inanılmaz bir ziyaretçi akımıyla karşılaştık, bizi çok mutlu etti. Çok spesifik bir fuar olmasına rağmen bütün koridorlarımız dolu” şeklinde konuştu.