Etiket: Sektörünün

  • Tarım sektörünün yeni yıldan beklentileri

    Tarım sektörünün yeni yıldan beklentileri

    Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, zor bir yılı geride bırakıp, 2021’e girerken, geçtiğimiz yılda pandemi nedeniyle önemi daha da artan tarım sektörünün beklentilerini 25 madde halinde dile getirdi.

    Başkan Mutlu Doğru, konuya ilişkin açıklamasında, tarım sektörünün yaşadığı sorunlar ve çözüm önerilerini ilgili merciler ve kamuoyunun görüşlerine sunarken, tarımın olmazsa olmaz sektör özelliğine bir kez daha vurgu yaptı. Doğru, “Pandemi sürecinde, güvenilir gıdaya sürekli ve spekülasyonlardan uzak, makul fiyatlarla ulaşımın sağlanması için ülkemizin başta stratejik tarım ürünlerinde kendi kendine yeter duruma gelebilme hedefi herkes tarafından benimsenmiştir” ifadelerine yer verdi.

    Türkiye’nin her dönemde bir numaralı gündem maddesi olan enflasyonla mücadele kapsamında, gıda enflasyonunu düşürmek için üretici fiyatları yerine üretim maliyetlerini düşürücü önlemler alınması gerektiğini savunan Başkan Mutlu Doğru, pandemi sürecinde oluşturulan bilim kurulu benzeri bir kurulun da tarım sektörü için oluşturulmasını önerdi.

    Küresel ısınmanın etkisiyle iklim değişikliği ve tatlı su kaynaklarının azalma riskinin Türk tarımının önündeki en büyük ortak sorun olduğuna vurgu yapan Doğru, “Su kaynaklarımızın yüzde 70’inin kullanıldığı tarım sektöründe geleceğimizin emaneti suyumuzu tasarruflu kullanmaya yönelik teşvikler yapılmalı. Her türlü tarım desteği, sübvansiyonlu kredi ve tarım yatırım teşviklerinde suyu doğru tekniklerle ve tasarruflu kullanma ön koşul haline getirilmeli, su ve enerji tasarrufu sağlayacak yeraltı kapalı sistem basınçlı sulamaya geçilmeli” dedi.

    Tarım istatistikleri

    Tarım istatistiklerin önemine dikkati çeken Doğru, “Tarım ve Orman Bakanlığımız bünyesinde başlatılan ürün masalarının çalışmalarını takdirle takip etmekle beraber, doğru tarım istatistiklerine ulaşmak için gelişmiş ülkelerin tarım veri toplama metotları da incelenip, her türlü teknolojiyi devreye sokarak, Türk tarımında doğru verilere ulaşmalıyız. Ölçemezsek kontrol edemeyiz, kontrol edemezsek yönetemeyiz” diye konuştu.

    Ürün deseninin oluşturulmasına ilişkin olarak, Tarım ve Orman Bakanlığı ve ilgili bürokratların çiftçiyi temsil eden kuruluşlarla daha sık ve düzenli bir araya gelmesi çağrısında bulunan Doğru, şunları kaydetti:

    “Tarım sektöründe çalışan sürekli tarım işçileri ve işverenlerin arasındaki çalışma ve sosyal güvenlik şartlarının düzenlendiği Tarım İş Kanunu, günümüz şartlarına göre yeniden tartışılarak hazırlanmalı ve hayata geçirilmelidir.

    Meclis’te 2020 yılında kabul edilen yeni taklit ve tağşişle mücadele yasası, çiftçimizin ürettiği ürünleri gıda tebliğine uygun olarak üreterek mamul hale getiren dürüst sanayicimizin ve çiftçilerimizin hakkını ve emeğini koruyan, gıda sektöründe üretilen mamul ürünlerde haksız rekabetin önüne geçecek ve halk sağlığını da koruyacak önemli bir yasal düzenlemedir. Ancak bu yasanın tarım il teşkilatları ve hatta belediyelerimiz tarafından etkili ve adil olarak uygulanması ve sonuçlarının da Tarım ve Orman Bakanlığımız tarafından aylık olarak kamuoyu ile paylaşılmasını bekliyoruz.”

    Tarım desteklemeleri

    Tarım desteklerine ilişkin, tarımın içinden gelen çiftçiler ve temsilcileriyle görüşülerek etki analizlerinin yapılmasını isteyen Doğru, bu konudaki diğer beklentilerini şöyle dile getirdi:

    “Rekolteye, üretim maliyetine, çevre ve insan sağlığına, ürünün pazarlama gücüne ve çiftçi refahına katkıları ayrıntılarıyla tek tek ele alınarak, sadeleştirilmeli, gereksiz ve etkisiz olanlar kaldırılmalı, mevcut destekleme bütçesi daha etkili kullanılmalı. Tarım destekleri yılın başında açıklanarak ekim planlamasıyla ülkenin ihtiyacı olan ürünlerin ekimi teşvik edilmeli ve bir sonraki ürün tohum tarlaya düşmeden, çiftçinin üretim maliyetleri için nakit ihtiyacının en çok olduğu zamanda ödenmelidir. Tarım desteklerinden kesilen yüzde 2 ile 4 oranındaki stopaj vergisi Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığımızın yapacağı görüşme ile kaldırılmalı ve desteklemeler çiftçilerimizin hesabına kesintisiz olarak ve bankanın açık olduğu hafta içi günlerde yatırılmalıdır.”

    Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Doğru, tarım kredilerine ilişkin beklentilerini dile getirirken, “Bu kredilerin daha da yaygınlaşarak belirlenen tarım politika ve yönlendirmelerin uygulamasında daha etkin kullanılması tarımın geleceği için yararlı olacaktır. Özellikle küçük çiftçimizin borç yapılandırma ihtiyacı artmıştır. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerinde takibe düşen borçların faizlerinin hazine tarafından ödenip, anaparanın 5 yıl vadeye bölünerek tahsil edilmesi, sadece ekonomik değil, köyde yaşayan ve kefaletle kredi kullanan küçük çiftçimiz için sosyal bir gereklilik haline gelmiştir.

    Tarım kredilerdeki geri dönüşlerde kamu ve özel bankalarda yaşanan sıkıntılar göz önüne alınarak, üretimin devamı için ödeme güçlüğü çeken çiftçimize, kredinin açıldığı faiz oranıyla yapılandırma imkanı getirilmeli, yeni açılacak tarım işletme kredilerinde BDDK’nın alacağı kararla, 6 ayda bir faiz ödenmesi şartıyla kapatma vadesi 24 aya çıkarılmalıdır” görüşüne yer verdi.

    Kredi teminatı

    Doğru, hayvancılık yapan çiftçilerin kredi teminatı olarak hayvan varlığını göstermesi BDDK tarafından da kabul görmesine rağmen, kamu ve özel bankalarımız bu uygulamadan kaçındığını, bunun da çözüm bekleyen sorunlar arasında bulunduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

    “Bunun yanı sıra Kooperatifçiliğin gelişmesi için Tarım Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı ilgili sivil toplum kuruluşlarının da görüşünü alarak, ortak bir çalışmayla tarım kooperatiflerin kuruluş ve yönetimleriyle ilgili kanunu yeniden düzenlemeli ve yöneticilerine mutlaka tüm şahsi varlıklarıyla sorumluluk getirilmelidir.

    Tarım Kredi Kooperatiflerinin yönetim organizasyonu, kooperatif, bölge birliği, hizmet büroları, depoları ve iştirakleriyle yeniden yapılandırılarak işletme maliyetlerini düşürecek tedbirler alınmalı ve ortaklarına piyasa fiyatlarının altında girdi sağlamalı ve üretilen ürünlere katma değer yaratılmalıdır. Kooperatifçiliğin esas amacı budur.”

    TMO’dan beklentiler

    Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO), piyasa düzenleyici görevi nedeniyle çiftçinin destekçisi, sanayici ve tüketicinin ise güvencesi olduğuna dikkati çeken Doğru, “TMO değişen piyasa şartları ve enflasyona göre açıkladığı müdahale alım fiyatını aylık olarak güncellemelidir. Aksi halde bu yıl olduğu gibi açıklanan buğday ve mısır fiyatı piyasanın altında kaldığından, gerekli alımı yapamayarak ithal etme durumunda kalabilmektedir. TMO, alım fiyatlarıyla birlikte aylık satış fiyatlarını da açıklamalı, sanayicinin önünü görerek piyasaya girmesini sağlamalıdır” dedi.

    Doğru, tarım ürünleri ihracatı için yeni pazarların önemine dikkati çekerek, “Cumhuriyetimizin 100. Yılında tarım ürün ihracatındaki hedeflere ulaşmak için İhraç ettiğimiz tarım ürünlerimizde tek pazara bağlılığı önlemek, yeni ve zengin pazar arayışına girmek, ihracatın artarak sürekli olması ve ürettiğimiz ürüne katma değer yaratılması önemli bir husustur. Bu konuda ihracatçılarımızın yeni pazarlara girmesinin önünü açacak ülkelerle alım protokolleri imzalanması, uzak mesafeler için gerekirse havayolu taşımasını da devreye sokarak navlun desteği verilmesi ihracatçımızın yeni pazarlarda rekabet gücünü arttıracaktır” görüşüne yer verdi.

    Yaş meyve üretiminde çok yıllık ürünlerin ekimi ve dikimi konusunda planlama eksikliğinin uzun vadede arz fazlalığına ve dolayısı ile değersiz ve hatta zararına üretime neden olduğuna dikkati çekerek, bu konuda envanter çalışması yapılarak, fazla ekimi olan ve yurt dışında rekabet şansı olmayan ürünlere destekleme kesilerek gereksiz yatırımın önüne geçilmesini önerdi.

    Çiğ süt fiyatları

    Doğru, 2020’de tarımın gündemindeki en önemli problem olan çiğ fiyatları konusundaki beklentilerini ise şöyle dile getirdi:

    “Çiğ süt fiyatlarının, açıklanan maliyetler dikkate alınmadan Gıda Komitesince belirlenip, Ulusal Süt Konseyine açıklatılması, konseyin vasfını yitirmiş olduğu anlamındadır. Serbest ekonomi şartlarıyla uyumsuz olan bu duruma açıklık getirilmeli, fiyat açıklanıyorsa Et Süt Kurumu tarafından açıklanan fiyatla çiğ süt alınarak süt tozu haline getirilmeli, fazlası ihraç edilerek piyasa düzenlenmelidir. Çiğ süt maliyeti hesaplanırken, dünyada kabul görmüş süt yem paritesine göre, dörder aylık dönemlerde en çok kullanılan yem hammaddelerinin borsa fiyatlarının baz alındığı bir formül üzerinde anlaşarak çiğ süt fiyatı belirleme bir sisteme bağlanmalı, toplama ve soğutma bedelleri ise yüzdesel olarak bu fiyata ilave edilmelidir. Çiğ süt destekleme prim miktarlarının belirlenerek aylık ödeme yapılacağının açıklanması üretici açısından olumlu bir gelişmedir.

    Süt Hayvancılığı ile uğraşan çiftçilerimizin üye oldukları birlik ve kooperatiflerin sayıca çok ve dağınık yapıda olması, sektöre zarar vermektedir. Damızlık sığır yetiştiren ve süt üreten bir çiftçinin üye olması gereken birlik tek bir çatı altında toplanarak tek seslilik sağlanmalı, birbirlerine adeta rakip hale gelen gereksiz birlik ve kooperatifler kapatılmalıdır.”

    Elektrik maliyeti

    Doğru, tarım amaçlı kullanılan elektrik birim fiyat tarifesinin, dağıtım şirketlerinin özelleşmesi ile diğer tarifelerden farksız hatta daha pahalı hale geldiğini belirterek, tarım ve hayvancılıkla ilgili elektrik faturalarının Ziraat Bankasında otomatik ödemeye alınması şartıyla hazine destekli sıfır faizli kredi ile aylık ödenerek, çiftçilerden yıl sonunda tahsil edilmesini önerdi.

    Başkan Mutlu Doğru, iklim değişikliğinin tarımın geleceği üzerindeki en büyük risk olduğuna vurgu yaparak, “Bu riskle mücadele ederken don gibi çiftçimize önemli zararlar veren doğa olaylarına karşı korunma amaçlı ülkemizde de üretimi başlayan dona karşı rüzgar pervanelerindeki yüzde 18 olan KDV oranlarının yüzde 8’e düşürülmesi bu makinaların alımında finansman maliyetini düşürecek ve yaygın kullanımına destek olacaktır” dedi.

    Doğru, açıklamasının son bölümünde, tarımın önemine bir kez daha vurgu yaparak, sözlerini şöyle tamamladı:

    “Dünyada hücresel, dijital, dikey ve hassas tarım gibi konularla geleceğin tarımı tartışılıp, çevreyi koruyan, sağlıklı ve yüksek verimli tarım üretim modelleri dizayn edilmeye çalışılırken, ülkemizde yüzde 17 olan tarım nüfusumuzun milli gelirden aldığı yüzde 7 payla çiftçimizin ayakta kalması ve geçim derdine çare bulmayı konuşuyoruz. Ülkemizin yüksek tarım potansiyeli ve lojistik avantajlarıyla, Ortadoğu, Kafkaslar, Balkanlar ve hatta Uzakdoğu’nun tarım üretim merkezi haline gelmesi hayal değildir. İhtiyacımız olan stratejik ürünleri, dışarıya bağımlı olmadan, toprak, su ve iklim koşullarımıza göre en verimli şekilde üretmek için tarım politikalarımızı ve üretim önceliklerimizi, uzun vadeli, siyaset üzeri düşünerek belirlemeliyiz. Tarım kesiminin kronikleşen sorunlarına, güçlü bir siyasal iradeyle, radikal ve kalıcı çözümler getirilmeli, tarımda aynı sorunları konuşma kısır döngüsünden kurtulup, bizler de ülkemizde geleceğin tarımını dizayn etmeliyiz.”

  • Covid-19, 2020’de iletişim sektörünün alışkanlıklarını değiştirdi

    Covid-19, 2020’de iletişim sektörünün alışkanlıklarını değiştirdi

    Markaların 2020 yılında medyaya servis ettiği basın bülteni içeriklerinin odağı Covid-19 oldu.

    Medya veritabanı ve basın bülteni dağıtımı konusunda bir hizmet sağlayıcısı olan Basinodam.com’un verilerine göre, markaların 2020 yılında medyaya servis ettiği basın bülteni içeriklerinin odağı Covid-19 oldu. Basinodam.com Genel Müdürü Burak Celep,“2020’nin ilk yarısında basın bülteni dağıtım sayısı geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 38 oranında düşüş gösterdi. Sektör ayrımı gözetmeksizin platformumuz üzerinden markaların medyaya servis ettiği basın bültenlerinin yüzde 62’si Covid-19 veya bağlantılı konular ile ilgili olurken uzaktan eğitim, temassız ödeme, online tahsilat ve uzaktan şirketi içi iletişim gibi konular öne çıktı” dedi.

    Basın bülteni gönderimi yapılan kategoriler incelendiğinde ise sağlık sektöründe faaliyet gösteren markaların medyaya gönderdiği basın bültenlerinin yüzde 78’i Covid-19 veya bağlantılı konular ile ilgili olurken, diğer sektörlerde durum ise; bilişim yüzde 67, turizm yüzde 64, perakende yüzde 54, sanayi yüzde 53, moda yüzde 41, emlak yüzde 39 ve Kamu-Belediye yüzde 18 şeklinde oldu.

    “Yurt dışı basın bülteni gönderimi arttı”

    Burak Celep, bu dönemde sayı olarak en az basın bülteninin Kültür Sanat ve Turizm kategorilerinde dağıtıldığını belirtirken en fazla artışın ise Bilişim ve Savunma kategorilerinde gerçekleştiğini ifade etti.

    Eğitim ve bilişim sektörlerinde ise, en fazla uzaktan eğitim ile ilgili basın bülteni dağıtımının yapıldığını belirten Celep, “Ekonomide ise genellikle ihracat ile ilgili içerikler öne çıktı. Firmalar bu dönemde yurtdışı tanıtımına ağırlık vererek hedef pazarlarına yönelik iletişim çalışmalarını 2019 yılına göre yüzde 40 artırdı” diye konuştu.

  • Gıda sektörünün önde gelenleri 2. Uluslararası Gıda Kalite Zirvesi’nde toplandı

    Gıda sektörünün önde gelenleri 2. Uluslararası Gıda Kalite Zirvesi’nde toplandı

    Türk gıda sektöründen ülkenin önde gelen iş adamları, sanat, siyaset ve bilim ve akademi dünyasının temsilcileri 2. Uluslararası Gıda Kalite Zirvesinde bir araya geldi.

    Zirveyi düzenleyen LOB’IN (Leaders Of Branding Intelligence Summit) Turkey tarafından yapılan açıklamada, etkinlikte gıda sektöründe kalite bilincinin yerleştirilmesi ve gıda güvenilirliğinin öneminin vurgulanmasının amaçlandığının altı çizildi.

    İstanbul Sait Halim Paşa Yalısı’nda LOB’IN (Leaders Of Branding Intelligence Summit) Turkey tarafından yapılan zirvede, açılış konuşmasını LOB Türkiye başkanı Fahri Ustaoğlu yaptı. Siyasi temsilcilerin ve ilgili bakanlıkların temsilcilerinin konuşmasında sonra Prof. Dr. H. Hüsnü Gündüz moderatörlüğünde gıdada üretici sorumluluğu başlıklı program gerçekleştirildi.

    Zirveye Kırbıyık Holding Yönetim Kurulu Başkanı Şahin Kırbıyık da katılarak deneyimlerini paylaştı. Kırbıyık “Biz etil alkol, kağıt grubu, detarjan ve kimya grubunda yer alan ürünleri üreten 5 adet fabrikamız ile sektörde önemli bir eksikliği gideren bir holdingiz. Bu zirve ülkemizde kalitenin ve gıda güvenliğinin önemini ortaya koyuyor. Bu günlerde çok ihtiyacı olduğumuz bu zirveye Kırbıyık Holding Yönetim Kurulu Başkanı olarak şahsımı davet etmeleri çok önemli işleri başardığımızı gösterir. Turizmin Başkenti Antalya’dan bir firmayı davet eden ’Leaders Of Branding Intelligence Summit’ e teşekkür ederim” dedi.

    Yapılan zirvede ’Gıda güvenilirliğinin Avrupa Birliği’ne uyum süreci kapsamında da en önemli gündem maddelerinin başında yer aldı.

  • Kdz. Ereğli TSO gıda sektörünün sorunlarını masaya yatırdı

    Kdz. Ereğli TSO gıda sektörünün sorunlarını masaya yatırdı

    Zonguldak’ın Ereğli ilçesi Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) 7 meslek komitesinin sorunları ve çözüm önerileri masaya yatırılacağı ilk toplantı gıda sektörü ile başladı.

    Kdz. Ereğli TSO’nun 7 meslek komitesi üyelerinin kendi sektörlerine yönelik sorun ve taleplerinin görüşüleceği toplantıların ilki bu sabah 1. Meslek Komitesi olan gıda sektörü ile başladı. Kdz. Ereğli TSO Yönetim Kurulu Başkanı Arslan Keleş, Meclis Başkanı İlhan Yazıcıoğlu, yönetim kurulu üyeleri ve 1. Meslek Komitesi Başkanı Şeref Arslan’ın katılımları ile gerçekleşti. Toplantı da 1. Meslek Komite Başkanı Şeref Arslan’ın açılış konuşması ile başlarken, Kdz.Eregli TSO Yönetim Kurulu Başkanı Arslan Keleş göreve geldiklerinden bu zamana kadar yaptıkları çalışmalar hakkında üyelere bilgi verdi. Keleş ayrıca güncel gelişmeler ve Kdz. Ereğli TSO olarak üstlendikleri görevleri de üyelere anlattı. Keleş’in konuşmasının ardından Akademik Danışman Dr. Öğr. Üy. Ferdi Kesikoğlu sektör hakkında sunumlar gerçekleştirdi. Toplantıda gide sektöründe faaliyet gösteren firmaların temsilcileri TSO yöneticilerine sorunlarını ve çözüme yönelik önerilerini bildirdi. Kdz. Ereğli TSO Başkanı Arslan Keleş temsil ettikleri 7 meslek komitesinin her birinin sorununun kendileri için eş değerde önem arz ettiğini belirterek, her sektörün sorununun çözümüne yönelik adımlar attıklarını ve atmaya da devam edeceğini söyledi.

    Kdz. Ereğli TSO 1. Meslek Komitesi üyesi gıda sektöründeki firmaların temsilcileri ise böyle bir toplantının ilk kez yapıldığını ve TSO yönetiminin kendilerini biraraya getirerek sorun ve çözüm önerilerini dinlemelerinden duydukları memnuniyeti dile getirdi.

  • İnşaat seramikleri sektörünün katma değer oluşturma gücü geçen yıl yüzde 36 arttı

    İnşaat seramikleri sektörünün katma değer oluşturma gücü geçen yıl yüzde 36 arttı

    İnşaat seramikleri sektörünün katma değer oluşturma gücü, geçen yıl yüzde 36’ya yükseldi. Seramik sektörünün ihracat yerli katma değer oranı yüzde 82 ile rekor seviyede oldu.

    Türkiye Seramik Federasyonu tarafından hazırlanan yerli katma değer raporu açıklandı. Rapora göre; inşaat seramikleri sektörünün katma değer oluşturma gücünü 2009 yılında yüzde 29,4 iken 2018 yılında ise yüzde 36’ya yükseldi. Seramik sektörünün ihracat yerli katma değer oranı yüzde 82 ile rekor seviyede oldu.

    Rapora göre, 2009-2018 dönemlerini kapsayan 10 yıllık süre zarfında, 7,32 milyar dolarlık inşaat seramikleri ihracatı gerçekleşti. 10 yıl içerisinde gerçekleştirilen toplam ihracat, Türkiye’ye 5,93 milyar dolarlık yerli katma değer sağladı. 2009-2018 yılları arasında, inşaat seramikleri sektörünün üretimden oluşturduğu katma değer, sürekli olarak artış eğilimi içinde. 10 yıllık dönemde, seramik kaplama malzemeleri toplam 13 milyar TL ve seramik sağlık gereçleri ise 5,5 milyar TL üretimden katma değer oluşturdu. Bu sayede inşaat seramikleri sektörü, son 10 yılda cari fiyatlarla 18,5 milyar TL üretimden katma değer oluşturmuş oldu.

    “İhracatımızın artması için ihracat odaklı enerji politikalarına ihtiyacımız var”

    Türkiye Seramik Federasyonu Başkanı Erdem Çenesiz, konu ile ilgili değerlendirmesinde, “Sektörümüz, 300 binden fazla dolaylı istihdam oluşturan büyük bir yapı. Yerli katma değer raporu, seramik sektörünün Türkiye’ye ne kadar net döviz kazandırdığını net bir şekilde ortaya koyuyor. Sektörümüzün gerçekleştirdiği her 100 dolarlık ihracatın 82 doları Türkiye’de kalıyor. Bu oran başlı başına bir rekordur. Seramik sektörü ihracatının artması cari açığın kapanmasında kıyaslanmaz oranda katkı sağlıyor. Yerli katma değer oranı çok yüksek ancak enerji yoğun bir sektörüz. İhracatımızın artması için sektöre özel, ihracat odaklı enerji politikalarına ihtiyacımız var. 2018 yılı başından bu güne 20 ayda sanayi doğalgaz fiyatına gelen yüzde 91’lik fiyat artışı uluslararası rekabet gücümüzü düşürüyor. Yüksek oranda yerli katma değer oluşturan bir sektör olarak enerji politikalarında ihracata dayalı bir bakış açısına ihtiyacımız var” dedi.

    10 yılda 56,8 milyar TL değerinde üretim yapıldı

    Açıklanan raporda, 2009-2018 yılları arasındaki 10 yıllık dönemde, seramik kaplama malzemelerinin toplam 42,1 milyar TL ve seramik sağlık gereçlerinin ise 14,7 milyar TL üretim değerine ulaştı. İnşaat seramikleri sektörünün son 10 yılda cari fiyatlarla 56,8 milyar TL değerinde üretim yaptı.