Etiket: Sektörüne

  • Enerji sektörüne siber fırtına uyarısı

    Enerji sektörü yöneticileri, siber saldırıların sektörleri üzerinde etkisinin artmasından endişe duyuyor. Marsh tarafından Dubai’de açıklanan ’Marsh-Microsoft Global Siber Risk Algılama Anketi’ sonuçlarına göre, katılımcıların yüzde 76’sı siber saldırıların iş durmasına yol açmasından korkuyor. Ortadoğu ve Afrika Enerji Uygulamaları Lideri Andrew Herring, enerji endüstrisinin büyük ölçekli dijitalleşmenin bir sonucu olarak siber saldırılara maruz kaldığını, bunun da şirketlerin operasyonlarında ciddi aksamalara yol açtığını belirtti.

    Teknolojinin ve dijitalleşmenin gelişimi ile birlikte en büyük tehlikelerden biri haline gelen siber saldırı, enerji sektörünün en büyük risklerinden biri olmaya doğru gidiyor. Öyle ki enerji yöneticileri, siber saldırıların kendi faaliyetleri üzerindeki etkilerinden giderek daha çok kaygı duymaya başladı. Dünyanın önemli sigorta brokerliği ve risk yönetimi şirketi Marsh’ın, ’Enerji Endüstrisi Dinamikleri Yaklaşan Bir Siber Fırtına Oluşturabilir mi’ isimli raporu, Dubai’de şirket tarafından düzenlenen Enerji Endüstrisi Konferansı’nda açıklandı.

    Marsh-Microsoft Global Siber Risk Algılama Anketi’nden elde edilen bulgulara dayanılarak hazırlanan raporda, enerji yöneticileri açısından en kaygı verici siber kayıp senaryoları, sektörün siber korunmasızlıklara ilişkin anlayışı ve endüstri kuruluşlarının bu riskleri gelecekte nasıl yönetmeyi planladığı gibi konular ele alındı. Rapora göre; siber saldırı, enerji sektörünün en büyük risklerinden biri olmaya doğru gidiyor. Şirketin yaptığı ankete katılanların yüzde 76’sı siber saldırıların sektörde iş durmasına yol açmasından korkuyor. Enerji yöneticilerinin yarısından fazlasının siberi ilk beş risk arasında göstermesine rağmen, yüzde 54’ü ise tüm bunlara rağmen kendi olası en zayıf yönlerinin farkında bile değiller.

    Sibere yatırım artıyor

    Yine ankete katılan enerji yöneticilerinin yüzde 26’sı, şirketlerinin son 12 ay içinde başarılı bir siber saldırı kurbanı olduğunu, bu nedenle bundan sonraki dönemde siber risk yönetimine daha fazla yatırım yapmayı planladıklarını dile getirdiler. Ankete katılan enerji yöneticilerinin yüzde 77’si, kendi kuruluşlarının siber risk yönetimine yaptıkları yatırımları artıracaklarını belirtirken, yüzde 26’sı ise kendi siber sigortalarını satın almayı veya artırmayı planladıklarını söyledi.

    Türkiye’deki firmalar hedef alınıyor

    Konferansa konuşmacı olarak katılan Marsh Risk Danışmanlığı Siber Risk Direktörü Alper Başaran, Türkiye’de enerji sektörü kuruluşlarını etkileyen güncel siber saldırılar hakkında önemli bilgiler verdi. Türkiye’deki enerji sektörü firmalarının her geçen gün daha fazla hedef alındığını belirten Başaran, güncel güvenlik açıklıklarının ve siber tehditlerin yakından izlenmesi gerektiğini vurgularken Marsh Risk Danışmanlığı Türkiye ekibi olarak bu alanda yürüttükleri faaliyetler hakkında da katılımcılara bilgiler aktardı.

    “Harekete geçme zamanı”

    Marsh’ın Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Enerji Uygulamaları Lideri Andrew Herring ise enerji endüstrisinin büyük ölçekli dijitalleşmenin bir sonucu olarak karşılıklı bağlanabilirliğe daha fazla dayanmasından ötürü, siber saldırılar sonucunda operasyonlarında ciddi aksama riski ile karşı karşıya olduğunu söyledi.

    Bunun da yüksek mali kayıpları beraberinde getireceğinden endişelere dikkat çeken Herring, “Katılımcıların dörtte üçünün siber risk yönetimine daha fazla yatırım yapmayı planlamaları ümit verici iken, ankete katılanların yarısından fazlasının kendi korunmasızlıklarını henüz algılayamamış olmaları kaygı vericidir. Saldırıları azaltmak ve yönetmek için planlar yapmayan veya kendi siber korunmasızlıklarını henüz belirleyememiş olan firmalar için, bir saldırının kendi operasyonları ve sistemleri üzerinde sahip olabileceği etkiye hazırlanmak için harekete geçme zamanıdır” dedi.

  • Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü: “Türkiye’nin yerli otomobili, Türk otomotiv sektörüne sıçrama yaptıracaktır”

    Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, “Yerli marka otomobilimiz; yerli tedarik sanayimize de çok büyük katkı sağlayacaktır. Türkiye’nin yerli otomobili, Türk otomotiv sektörüne sıçrama yaptıracaktır” dedi.

    Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) 40. Olağan Genel Kurul Toplantısı’na katıldı. Kocaeli’nin Çayırova ilçesindeki Otomotiv Yan Sanayi İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde (TOSB) gerçekleştirilen toplantıda Bakan Özlü’nün yanı sıra Kocaeli Valisi Hüseyin Aksoy, TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kanca da hazır bulundu.

    “Teknolojiye liderlik etmek, kalkınmaya liderlik etmek demektir”

    Toplantıda konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, ”Teknolojiye liderlik etmek, kalkınmaya liderlik etmek demektir. Nitekim, Türk otomotiv sektörü; tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, kalkınmaya öncülük eden sektörlerimizin başında gelmektedir. Demir – çelik, plastik, dokuma, cam, boya, elektronik, yedek parça, tamir, sigorta gibi birçok sektör; otomotivle etkileşim halindedir. Birçok sektör, otomotiv sanayisinin yörüngesinde hayat bulmaktadır. Sanayileşmiş ülkelerin birçoğunda, otomotiv sektöründe faaliyet gösteren firmalar, ülkelerin en büyük şirketleridir. Sektör, aynı zamanda üretim ve ihracat gibi temel ekonomik göstergeler bakımından, ülkemiz için hayati öneme sahiptir” dedi.

    “Ürettiğimiz araçların yüzde 80’ini ihraç ediyoruz”

    “Ülkemizin toplam ihracatı içinde, en büyük pay otomotiv sektörüne aittir” diyen Bakan Özlü, “Türk otomotiv sektörü; 2017 yılını rekor bir ihracat rakamı ile kapatmıştır. Son 12 yıldır, ülkemizin ihracat şampiyonu, otomotiv sektörümüzdür. 2017 yılında elde edilen, yaklaşık 29 milyar dolarlık ihracat; Türk sanayisi için gurur vericidir. Bizleri son derece memnun eden bir diğer husus ise; ürettiğimiz araçların yüzde 80’ini ihraç ediyor olmamızdır. Türk Otomotiv sektörünün, 2018 yılında, yeni bir ihracat rekoruna imza atacağına, yürekten inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Türkiye’nin yerli otomobili, Türk otomotiv sektörüne sıçrama yaptıracaktır”

    Yan Sanayisi ve ana sanayisi ile birlikte; otomotiv sektöründe ‘küresel bir oyuncu, küresel bir aktör’ olmaya kararlı olduğumuzu ifade eden Bakan Özlü, “Otomotiv sanayimizin güçlü yapısı, güçlü yan sanayi tecrübemiz, kalifiye işgücümüz, gelişmekte olan pazarlara yakınlığımız gibi avantajlar; küresel oyuncu olma hedefimizde, elimizi güçlendirmektedir. Bu anlamda sizlerden, yerli otomobil projemizi, işte bu küresel aktör olma hedefimizin, önemli bir parçası, önemli bir eşiği olarak görmenizi istiyorum. Yerli marka otomobilimiz; yerli tedarik sanayimize de çok büyük katkı sağlayacaktır. Türkiye’nin yerli otomobili, Türk otomotiv sektörüne sıçrama yaptıracaktır” şeklinde konuştu.

    Konuşmanın ardından Bakan Özlü’ye günün anlam ve önemine ithafen hediye verildi.

  • Gayrimenkul sektörüne açık artırma sistemi geliyor

    İngiliz yatırımcı Tyla Angelis’in konut satışlarında yaşanılan duraklama ve güven problemlerinden yola çıkarak kurduğu İSTİHALE, müzayede sistemi ile münferit mülk alışverişine imkan tanıyacak.

    Gayrimenkul sektöründe TUİK’in verilerine göre 2016 yılında İstanbul’da 232 bin adet konut satışı gerçekleşirken bu rakam 2017 yılında 238 bin adet seviyelerinde gerçekleşti. Son yılların yükselen değeri gayrimenkul sektöründe gözlemlenen duraklamaya farklı satış kanalıyla ivme kazandırmayı hedefleyen İSTİHALE, hem alıcı hem de satıcı için önemli avantajlara sahip açık artırma sistemini Türkiye’de uygulamaya başlıyor.

    Gayrimenkul sektöründe çeşitli faaliyetler gerçekleştiren İngiliz girişimci Tyla Angelis’in 2 milyon TL yatırımla kurduğu sistem, konut satışlarında önemli avantajlar sunuyor. Türkiye’de ilk defa münferit konutların açık artırmayla satışının önünü açan sistem, rasyonel rakamlarla konut satışının gerçekleşebilmesine imkan tanıyor. Özellikle gelişmiş ülkelerde uzun yıllardır uygulanan açık artırma sistemi, gayrimenkul satış süreçlerine hız ve şeffaflık kazandırıyor.

    Gayrimenkul sektöründeki müzayedecilik deneyimlerini Türkiye’de sürdürerek İSTİHALE’yi kurmaya karar veren Tyla Angelis, “İstanbul’da gayrimenkulünü satmak isteyenlerin satış için ortalama beklemesi gereken süre yaklaşık 6 ay. Açık artırma sistemiyle gayrimenkul satışını Türkiye’de gerçekleştirmenin, son zamanlarda duraklayan gayrimenkul satışlarına önemli katkı sağlayacağına inanıyorum. Çünkü bu sistem Türkiye’de uygulandığında doğru fiyatlı tüm ürünler 1 günde satılabilir. Açık artırma sistemini Türkiye’de uygulayarak emlak sektörünü gerçekdışı vaatlerden kurtarıp şeffaf bir sistemle buluşturacağız.” dedi.

  • Samut AŞ, Enerji Sektörüne giriyor

    İşadamı Hüseyin Samut, inşaat sektörünün ardından enerji sektörüne de kapı aralayacaklarını söyledi.

    Samut İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Samut, İstanbul Lütfü Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen 1. Türkiye Enerji ve Maden Forumu’na katıldı. Formda Hüseyin Samut, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ile sohbet etti. Daha önce Bakan Albayrak’a inşaat projeleri hakkında brifng veren İşadamı Samut, bu buluşmada ise enerji sektörü hakkında konuştu. İnşaatın ülke ekonomisinin lokomotifi olduğunu her fırsatta vurgulayan Samut, yeni Dünya düzeninde Türkiye’nin özellikle enerji ve maden sektöründe kritik rol oynayacağını belirtti.

    Bakan Albayrak ise, yeni Dünya’nın en büyük maden gücü olarak gösterilen bor madeni hakkında bilgiler verdi.

  • Yazılım sektörüne ’sanayi sicil belgesi’ müjdesi

    Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın (MTSO) bilişim teknolojisi ve yazılım üreten firmalara da ’Sanayi Sicil Belgesi’ verilmesi konusunda yürüttüğü ısrarlı çalışmalar sonuç getirdi.

    MTSO 9 No’lu Bilgisayar, Elektrik, Elektronik, Telekomünikasyon ve Büro Cihazları Meslek Komitesinin talep edip, MTSO yönetiminin de konuyu ilgili bakanlıklara taşıyarak çözüm araması sonuç getirdi. Artık yazılım sektöründe faaliyet gösteren firmalar da sanayici kabul edilerek ’Sanayi Sicil Belgesi’ alabilecek.

    “Bakanlığımıza vizyonlarından dolayı teşekkür ediyoruz”

    Konunun uzun süredir takipçisi olduklarını belirten MTSO Başkanı Şerafettin Aşut, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yetkililerine gösterdikleri vizyondan ve taleplerine olumlu yanıt vermelerinden dolayı teşekkür etti. Endüstri 4.0 ile birlikte üretimin tanımının değişmesi yanında üreticinin de tanımının değiştiğini vurgulayan Aşut, “Hayatımıza her geçen gün daha fazla giren yapay zeka, nesnelerin interneti, robotik üretimle birlikte artık yazılım, sanayinin en temel parçası oldu. Bu anlamda Endüstri 4.0’ın omurgası olan yazılımı üreten yazılımcıların da sanayinin bir parçası olması, dolayısıyla sanayiye iş üreten yazılımcıların artık sanayici kabul edilmesi dünyanın bir gerçeği. Biz, MTSO Meslek Komitelerinden başlayarak bu işin büyük mücadelesini verdik. Yönetim kurulumuzla, ilgili bakanlıklarımıza bu konuları birçok kez ilettik. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yetkililerine taleplerimizi karşılıksız bırakmayıp gerçekleştirdikleri düzenlemeler ve ortaya koydukları vizyonlarından dolayı teşekkür ediyoruz. Türkiye ekonomisine büyük katkılar vereceğine inanıyoruz” dedi.

    “Dünya yazılım pazarında ciddi oyuncular arasına girebiliriz”

    Yazılımın daha önce hizmet sektörü niteliğinde görülmesi nedeniyle hiçbir destekten yararlanamadıklarını hatırlatan MTSO 9 No’lu Grup Meclis üyesi Murat Yüksekbaş ise, “Dolayısıyla destek alınamadığı için yazılım sektöründen elde edilecek ihracat geliri de minimum seviyelerde kalıyordu. Hak edilen ihracat gelirlerine ulaşılamıyor, ekonomimize istenen katkı sağlanamıyordu” diye konuştu. Yeni düzenleme ile yazılımın sanayi ürünü haline getirildiğini kaydeden Yüksekbaş, “Yazılım yapan firmalarımızın devletin sanayici teşviklerinden faydalanmasıyla dünya yazılım pazarındaki çok ciddi oyuncular arasına girebiliriz. Bundan ülke ekonomisi de büyük fayda sağlayacaktır” değerlendirmesini yaptı.

    Konuyla ilgili örnekler de veren Yüksekbaş şunları söyledi, “Örneğin Hindistan’ın yazılım ihracatından elde ettiği gelir 82 milyar dolar iken Türkiye’nin ihracatı 1 milyar dolar ile minimum düzeyde. Bu, dünya örneklerine göre çok küçük bir rakamdır. Alınan bu karar sonrası ihracat rakamları hızla yükselecektir. Türkiye’nin stratejik konum olarak Ortadoğu ve Türki Cumhuriyetlerinin yazılım merkezi olması gerekiyor. Kentimizde bulunan Teknopark içerisinde yazılım üreten firmaların global pazarda bugüne kadar çok başarılı referansları var. Alınan desteklerle Teknoparkın yazılım konusunda hızlı yükselişini daha da yukarılara taşıyacağından hiç şüphemiz yok. Komite olarak aldığımız bu kararın MTSO yönetimi olarak önce çatı kuruluşumuz TOBB’a, oradan da ilgili bakanlığa taşınması sonucunda yazılım sektörünün önü açılmıştır. Bu konuda emeği geçen herkese tüm komite üyelerimiz adına teşekkür ederiz.”