Etiket: Sektörüne

  • Maliye Bakanı Naci Ağbal’dan perakende sektörüne yazar kasa müjdesi

    Uluslararası Yerel Zincirler Buluşuyor Konferansı ve Fuarında (YZB 2017), Maliye Bakanı Naci Ağbal perakende sektörüne yeni nesil yazar kasalara geçişle ilgili müjdeyi verdi. Bakan Ağbal, perakende noktalarının yeni nesil ödeme kaydedici cihazlara geçme mecburiyetinin kaldırıldığını müjdeleyerek, “Satış noktalarında hali hazırda kullanılan standart sistemler için kurallar belirleyeceğiz. Mevcut yazar kasaları var olan sisteme entegre edeceğiz” dedi.

    Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) tarafından bu yıl 9’uncusu düzenlenen organize gıda perakende sektörünün en büyük buluşması Yerel Zincirler Buluşuyor Fuar ve Konferansı YZB 2017’de Maliye Bakanı Naci Ağbal, perakende sektörü için 1 Ocak 2018’de yeni nesil ödeme kaydedici cihazlara geçme mecburiyetinin kaldırıldığını müjdeledi. Bakan Ağbal, “Herhangi bir perakende zinciri içindeki bir işletmemizin bir ofis sistemine entegre eski nesil yazar kasası varsa, 1 Ocak 2018’den sonra da bunları kullanmaya devam edebilecek. Bu işletmelerimiz hali hazırda yazar kasaya sahip. Kullandıkları sistemler, bizim amacımıza uygun veri üretebiliyor. Perakende noktalarında var olan mevcut yazar kasaları kendi sistemimize entegre edip, yeni nesil ödeme kaydedici cihaza geçme mecburiyetini kaldırıp, ihtiyari yapacağız” dedi.

    “Sektörün omuzundaki ek yük kalktı”

    Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın dün YZB’de verdiği, bugün ise resmi olarak duyurduğu kararla ilgili sektör adına teşekkürlerini dile getiren Türkiye Perakendeciler Federasyonu Başkanı Mustafa Altunbilek, “1 Ocak 2018’e kadar her bir yazar kasa başına bin 500 dolar ek yatırım yapmamız gerekiyordu. Hükümetimizin ve bakanlığımızın almış olduğu bu önemli karar omuzlarımızdaki ek yükü aldı. Sektör adına teşekkürlerimizi sunuyorum” dedi.

    “Sadece yerel zincirlerde 15 bin yazar kasa değişecekti”

    TPF Başkanı Altunbilek yeni nesil ödeme kaydedici cihazlara iptal edilen geçişin sektöre büyük kazanım sağladığını belirterek şöyle konuştu; “Türkiye Perakendeciler Federasyonu’na bağlı 3 bin 149 noktada 15 bini aşkın yazar kasanın değişmesi gerekiyordu. Şu ana kadar üyelerimizin yüzde 20’si geçişini tamamlamıştı. Sektörün geneline bakacak olursak; Türkiye genelinde yerel, ulusal ve indirim mağazalarının 26 binin üzerinde şubesi var. Bakanımızın vermiş olduğu müjde sayesinde yeni nesil ödeme kaydedici cihazlara gerçekleştireceğimiz yatırımı işimizin gelişmesine, büyümeye, istihdama aktarıp; mağazalarımızın daha verimli hale gelmesi için çalışmalar yapacağız” dedi.

  • Bakan Ağbal: “Perakende sektörüne her türlü desteği vereceğiz”

    Maliye Bakanı Naci Ağbal, perakende sektörünün gelişmesi amacıyla hükümet olarak her türlü desteğin sonuna kadar verileceğini söyledi.

    Maliye Bakanı Naci Ağbal, Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) tarafından düzenlenen organize gıda perakende sektörünün en büyük konferans ve fuar organizasyonlarından olan Yerel Zincirler Buluşuyor (YZB) 2017’ye katıldı. Bakan Ağbal, burada yaptığı konuşmada perakende sektörüne hükümet olarak her türlü desteğin verileceğini dile getirdi. Ağbal, “Perakende sektörü son derece önemli ve stratejik sektördür. Her zaman desteklenmesi gereken geliştirilmesi gereken, büyütülmesi gereken bir sektördür. Özellikle yerel düzeyde bu sektörde büyümek isteyen yerel marketler zincirlerinin kendilerine piyasada daha büyük bir oranda Pazar payı bulabilmeleri, istihdama sağladıkları katkıyı daha da artırabilmeleri ve teknolojiye daha da fazla yatırım yapabilmeleri için biz de hükümet olarak her türlü desteği sonuna kadar vereceğiz” diye konuştu.

    2017 yılının ilk çeyreğinde gelen verilerin sevindirici olduğunu belirten Ağbal, “Yılın ilk çeyreğinde arka arkaya gelen bütün göstergelerde de olumlu trend devam ediyor. Özellikle ekonomik güven endeksinde,tüketici güven endeksinde, reel kesim güven endeksinde, hizmet sektörü ve perakende ticaret güven endeksinde açıklanan rakamlar hepimizi sevindiriyor. Ticaret canlanmaya başladı. Üretimde çarklar yeniden dönmeye başladı. İhracat tarafında bizi sevindiren çok güzel gelişmeler var. Avrupa pazarı da başta olmak üzere ihracatımız çok güzel gelişme kaydediyor. PMI endeksi uzun bir sürenin ardından 50 gösterge değerini geçti. 4 ay arka arkaya büyüme trendini gösterdikten sonra 52 seviyesine kadar çıktı” dedi.

    Bakan Ağbal, 16 Nisan’da yapılacak referandum ile ilgili olarak ise şunları söyledi: “Gerek Ar-Ge, gerek inovasyon, gerek iş gücü piyasaları, kamu maliyesi, sosyal güvenlik, üretim, yatırım gibi birçok alanda ardı ardına yasaları meclisten geçirdik. Ama diyoruz ki Türkiye’nin bu dijital ekonomi, değişen küresel jeopolitik karşısında yapması gereken çok reform var. Alması gereken çok mesafe var. Bunları kararlı bir şekilde yapmaktan başka çaremiz yok. Bunları yapabilmek için de Türkiye mutlaka ve mutlaka bu yönetim sistemi reformunu yapmalıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni 16 Nisan’da inşallah buna Türkiye için ‘reformların reformu’ diyorum hayata geçirmelidir”.

  • Sega’dan güneş enerjisi sektörüne 170 mw yatırım

    Türkiye’de temiz enerji yaygınlaşıyor.

    2023 yılına kadar Türkiye enerji sektöründe yaklaşık 100 milyar doların üzerinde bir yatırıma ihtiyaç duyulduğu tahmin ediliyor. Yerli ve yenilenebilir kaynakların kullanılarak enerjide dışa bağımlılığın azaltılması günümüzde enerji politikalarının da temelini oluşturuyor. Enerjide yenilenebilir kaynakların payını arttırmayı hedefleyen ve bu hedefler için güçlü yatırımlar yapan Sega Solar, 2014 yılında ülkemizde güneş enerjisi sektörünün gelişimi için çalışmalara başladı ve bugün Türkiye’deki kurulu gücün yüzde 15’ini oluşturan 170 MW’lık güneş enerjisi santrali kurulumu için tercih edildi.

    Sega Solar firması, 6 – 8 Nisan 2017 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde 10.’su gerçekleşen Solarex İstanbul Uluslararası Güneş Enerjisi ve Teknolojileri Fuarı’nda yerini alarak çok sayıda yerli ve yabancı ziyaretçiyi ağırladı. Fuara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Sega Solar Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Genç, ”Fuar süresince birçok Türk ve yabancı iştirakli şirketler ile temasta bulunduk. Güneş enerjisinden elektrik üretimi alanındaki deneyimimizle, müşteri odaklı hizmet anlayışımızla ve tecrübeli kadromuzla fotovoltaik enerji sektörü hakkında yerli ve yabancı müşterilerimize genel bilgiler verdik’’ dedi.

    Abdullah Genç, Türkiye’deki kurulu gücün yüzde 15’ini teşkil eden 170 MW’lık güneş enerjisi santrali kurulumunu Sega Solar tarafından gerçekleştirdiklerine dikkat çekti. Türkiye’deki mevcut kurulu gücü arttırmak için “Aydınlık Yarınlar İçin Türkiye’nin Her Yerinde” ilkesiyle çalışmaya devam edeceklerini taahhüt etti.

  • Ağaoğlu Yönetim Kurulu Başkanı Ağaoğlu: “Getirilen teşviklerin gayrimenkul sektörüne olumlu katkısı olacak”

    Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu, grubun geleneksel Uludağ buluşmasında, “Getirilen teşviklerin ve vatandaşlık hakkı gibi düzenlemelerin gayrimenkul sektörüne ve ekonomimize çok olumlu katkısı olacak ”dedi.

    Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu, hafta sonu

    Uludağ’da My Mountain Otel’de ’Geleneksel Basın Buluşması’nda gazetecilerle bir araya geldi. Turizm merkezi olarak Uludağ’ın sorunları ve grubun turizm, gayrimenkul, sanayi ve enerji alanlarındaki yatırımları hakkında bilgi veren Ağaoğlu, “Gayrimenkul sektörüne yönelik düzenlemelerde Türkiye için geç kalındı. Batıdaki ülkelerin çoğu yabancıya mülk satarak kaynak sağlıyor ve ülkeyi kalkındırıyor ”dedi.

    Londra’nın yüzde 16’sının yabancıların olduğunu söyleyen Ağaoğlu, “Buradaki malı yabancılara satarak ülkede yüzde 100 kalan bir kaynak yaratıyorsunuz. Ülkenin en büyük sorunu cari açık. Dövizin de en kalıcı olduğu alan yabancıya konut satışı. Getirilen teşviklerin ve vatandaşlık hakkı gibi düzenlemelerin gayrimenkul sektörüne ve ekonomimize çok olumlu katkısı olacak. Yabancıya KDV istisnası getirildi. Bunlar dünyada uygulanan modellerdi. Türkiye’ye gelmesi geçte olsa da son derece isabetli oldu. Önümüzdeki günlerde de daha olumlu dönüşler alacağımıza inanıyorum. Yurt dışı ziyaretlerimizde bunların yansımalarını görüyoruz. Yabancılar yatırım yapmak için istekliler ancak istikrar yatırımcılar için önemli“ diye konuştu.

    Ağaoğlu sözlerine şöyle devam etti:

    “Orta Doğu ve Körfez ülkelerine yaptıkları ziyarette 400’ün üzerinde iş adamı ile konuştuk. Türkiye’ye yatırım yapma konusunda istekli olduklarını gördük. Ben ileriki yıllarda Türkiye’ye Orta Doğu’dan gelecek sermayenin çok daha artacağına inanıyorum.”

    “Orman kanunu ile turizm yönetilemez”

    Ağaoğlu, “Türkiye’nin en iyi kayak merkezlerinden Uludağ’da sorunlar yaşanıyor. Uludağ için kayak merkezi deniliyor ancak birinci bölge Orman ve Su İşleri Bakanlığına, ikinci bölge Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı. Burası kayak merkezi ise kayak merkezi için ne gerekiyorsa o yapılmalı. Palandöken ve Erciyes’e devletin çok güzel yatırımları oldu. Biz Ağaoğlu olarak bugüne kadar Uludağ’a 100 milyon dolar yatırım yaptık. Birinci bölgede oteller boş, şimdi köpekler cirit atıyor. Uludağ’ın durumu ortada. Bu işin bir de sosyal boyutu var. Bugün gerçekten Uludağ’ın eteklerinde bir sürü köy var. Gidin o köylere doğudaki köylerden çok daha geri durumda. Otelimizde çalışan insanların yüzde 60’ı, yüzde 70’i civardaki köylerdendi. Burası civar köylerde çalışan insanlara iş ve aş kapısı. Uludağ’ı Orman ve Su İşleri Bakanlığının kanunu ile idare edersen olmaz” diye konuştu.

    “Gayrimenkul sertifikası tasarruf için önemli”

    Ağaoğlu, “Konut finansmanında ürün çeşitliliği maalesef bulunmuyor. Türkiye’nin tasarruf oranı düşük. Bu sertifika insanları tasarrufa yönlendiren, belli bir miktara gelince de yatırıma dönüşecek bir ürün. Sadece konut sektörü açısından değil, genel ekonomi açısından da son derece önemli. Tasarruf miktarını da artıracak” dedi.

    “Finans Merkezinde teşvikleri bekliyoruz”

    İstanbul Uluslararası Finans Merkezinin (İFM) son durumu hakkında bilgi veren Ağaoğlu, “Bu sene belediyedeki engelleri aşabilirsek 4 yeni projeye başlayacağız. Arazi stokumuz fazla. Aynı zamanda İstanbul Uluslararası Finans Merkezinin (İFM) yapımı devam ediyor. Şu anda Türkiye dünyanın en büyük 17’inci ekonomisi. Ancak küresel finans merkezleri endeksine göre 45’inci sıradayız. İFM bence çok stratejik ve iyi bir karar. Ancak biraz gecikti. İlk olarak hedef 2017’ydi fakat şu anda 2021. Orada alt yapıyı biz yaptık. Binalarımızın kabaları bitti. Oraya yatırımımız çok fazla. Kamu bankalarının yapımı biraz gecikti ancak son dönemde ciddi bir atağa geçildi. Kamu bankalarının yapımı hızlandı. Şimdi yasal düzenlemelerin de yapılması lazım. Bu konuda hükümette ciddi bir gayret ve istek var. Ancak araya giren referandum gibi konular nedeniyle yasal düzenlemeler gecikti ama ben yakında yapılacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

    “Yurt dışında ve Anadolu’da yatırım düşünüyoruz”

    Ağaoğlu, “Ağaoğlu markasını yurt dışına taşıma düşüncemiz var. Orta Doğu’dan ve Asya’dan gelen talepleri değerlendiriyoruz. Bu konuda ciddi araştırma yapıyoruz. Bu durumun sene sonunda netleşeceğini düşünüyorum” dedi.

    Aynı zamanda Anadolu’da yatırım yapacaklarını belirten Ağaoğlu, “Bu konuda da çalışmalarımız sürüyor. Oflu olduğum için ilk projeyi memleketim olan Trabzon’da yapmayı istiyorum” dedi.

    Üniversite projesine ilişkin arazilerinin hazır olduğunu belirten Ali Ağaoğlu, “2018’e yetiştirmeyi hedefliyoruz. Yerleşkelerin birisi Ataşehir’de, diğeri de Maslak’ta olacak” diye konuştu.

  • TÜRSAB Yurtdışı Temsilcisi Baraner: “Siyasi gerginlik turizm sektörüne zarar veriyor”

    TÜRSAB Yurtdışı Temsilcisi Hüseyin Baraner, “Türkiye ile Almanya arasında son haftalarda yaşanan siyasi kriz her iki ülkenin turizm sektörünü olumsuz bir şekilde etkiledi” dedi.

    Baraner, Türkiye ve Almanya arasında son haftalarda yaşanan bu gerginliğe bir an önce son verilmesinin her iki ülke açısından iyi olacağını söyledi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Alman mevkidaşı Sigmar Gabriel’le yarın yapacağı görüşmenin Türk Alman ilişkilerinde yeni bir dönemin başlaması için milat olmasını beklediklerini söyledi.

    “Her iki ülke arasındaki siyasi gerginlik yumuşatılmalı, Türk Alman dostluğunun yeniden filizlenmesi sağlanmalıdır”

    Açıklamalarını sürdüren Baraner, “Türkiye’ye en çok turist gönderen ülkelerin başında Almanya geliyor. Yaşanılan siyasi gerginlikler yüzünden Türkiye ile alakalı olumsuz haberler Alman medyasında yer alıyor. Dolayısıyla Türkiye’yi tercih edecek olan Almanlar tercihlerini başka bir ülkeye kaydırabiliyorlar. Bundan da her iki ülke turizmcileri etkileniyor. Dünya turizm sektörünün bir araya geleceği Uluslararası Turizm Borsası Fuarı öncesi bu gerginlik biz turizmcileri ciddi ciddi endişelendiriyor. Fuara katılacak iki yüze yakın ülke turist kapma rekabetinde olurken Türk ekonomisinin önemli bir lokomotifi olan turizm siyasi nedenlerden dolayı zarar etmesi kabul edilir bir durum değildir. Her iki ülke siyasi yetkilileri, bu gerginliği yumuşatmalı ve var olan Türk Alman dostluğunun yeniden filizlenmesini sağlamalıdır. Biz turizmciler bunu talep ederken, Almanya’da vatandaşlarıyla buluşmak isteyen Bakanlarımızın konuşma yapacağı salonların sudan bahanelerle iptal edilmesini sineye çekelim demiyoruz. Böyle bir durumda diplomasi mesleğinin incelikleri işletilerek karşı tarafa yapılanların dostluğa sığmadığı olayı yerel makamlara bırakılmayacak kadar hassas olduğu diplomatik lisanla anlatılmalıdır. Eğer bir toplantı yapılacaksa bunun için profesyonel hizmet veren şirketler üzerinden yapmış olsaydık, güvenlik yangın ve otopark sorunu gibi komik gerekçelerle bu tür iptallerle karşılaşmış olmazdık. Biz TÜRSAB olarak yurt dışında binlerce acenteye ulaşarak Türk turizminin gelişmesi için çalışıyoruz. Bu gayretlerimizin zarar görmesini istemiyoruz. Bu tartışmalar hem para kaybetmemize ve en önemlisi dost kaybetmemize neden oluyor” dedi.

    Baraner ayrıca, Alman halkının 40 yıldır Türkiye’ye gelerek tatillerini yaptıklarını hala Türkiye’ye olan sevgilerinin çok yüksek olduğunu, günlük siyasi olaylara bu sevginin feda edilmemesi gerektiğini söyledi.