Etiket: Sektör

  • Antalya’da sektör temsilcileri komisyonculuğu kaldıracak olan yeni Hal Yasası’nı ele aldı

    Antalya Ticaret Borsasının (ATB) düzenlediği “Yaş Meyve-Sebze Sektörü Sezona Başlarken” başlıklı sektörel analiz toplantısında komisyonculuğun kaldırılmasını öngören yeni Hal Yasası tartışıldı.

    ATB’de yaş meyve sebze sektöründe yer alan aktörlerin katılımıyla sektörel sorunların, beklentilerin, taleplerin ve çözüm önerilerinin görüşüldüğü toplantı, ATB Başkanı Ali Çandır, Türkiye Halciler Federasyonu Başkanı Yüksel Tavşan, Dünya Gazetesi Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım ve Bereket TV programcısı ve Tarım Yazarı Galip Umut Özdil’in katılımıyla gerçekleşti. Toplantıya Antalya Yaş Sebze ve Meyve Komisyoncular Derneği Başkanı Nevzat Akcan, Antalya Sebze Meyve Tüccarları Derneği Başkanı Adem Özaydın, Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp, ATB 3. Meslek Komitesi Üyeleri, ATSO, ALTSO, Kumluca Ticaret Borsası, Kumluca TSO ve MATSO temsilcileri, Antalya Toptancı Haller Müdürlüğü, Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği, Antalya Semt Pazarcılar Odası, Antalya Tarım ve Orman Müdürlüğü, Antalya Zirai Karantina Müdürlüğü, Ziraat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, yerel, ulusal ve uluslararası market tedarikçileri, marketlerin satın alma temsilcileri ile üreticiler de katıldı.

    Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır, enflasyon denince akla yaş meyve sebzenin geldiğini belirterek, fiyatı yüksek olan ürünlerde her dönem bir günah keçisinin arandığını söyledi. Çandır, bu dönem yükselen fiyatlardan komisyoncunun sorumlu tutulduğunu anımsattı. Çandır, konunun taraflarını biraraya getirerek sorunu doğru ortaya koyma ve çözüm önerileri sunma çabasında olduklarını belirterek, toplantının başarılı geçmesini diledi.

    “Komisyonculuk kalkıyor”

    Türkiye Halciler Federasyonu Başkanı Yüksel Tavşan, toplantıyı organize eden Ali Çandır ve ekibine teşekkür etti. Ticaret Bakanlığının hazırladığı ve Cumhurbaşkanlığına sunulan “Hal Yasası” taslağıyla ilgili kendilerine sunum yapıldığını belirten Tavşan, tasarının ayrıntılarıyla ilgili katılımcılara bilgi verdi. Eskiden hazırlanan taslağın önce sektörün görüşüne sunulduğunu anımsatan Tavşan, yeni sistemle taslak hazırlanınca Cumhurbaşkanlığına gönderildiğini, oradan da Meclise sunulduğunu kaydetti. Tavşan, taslağa göre ülke genelinde 175 olan sebze hal sayısının 30’a indirileceğini, ihtiyaca göre de ürün toplama merkezileri oluşturulacağını bildirdi. Hal komisyonculuğunun kaldırılmasını öngören taslakta isteyen komisyonun işine tüccar olarak devam edeceğini söyleyen Tavşan, ürünün üretim bölgesinden tasniflenecek ve ambalajlanacak hale getirilmesinin öngörüldüğünü kaydetti. Tavşan, ürün fiyatının üretici ve üretici birliklerince belirlemesinin öngörüldüğünü bildirdi. Tavşan’ın aktardığı bilgiye göre, yap-işlet-devret modeliyle düzenlenecek haller, bakanlık, yerel yönetimler ve esnafın da hissedar olacağı TOBB’un koordinasyonunda bir konsorsiyuma verilecek. Konsorsiyumda kamunun payı yüzde 51 olursa ihale yapılmayacak, yüzde 51’in altında olursa ihaleye çıkılacak.

    “İsmi değişebilir ama komisyoncu kalmalı”

    “Çoğumuz aileden hal komisyoncusuyuz. Komisyonculuk tüccarlığa döndüğü zaman ne olacağız konusunda boşluk var” diyen Yüksel Tavşan, tasarının bazı noktalarını desteklediklerini ancak soru işaretine neden olan düzenlemeler olduğunu kaydetti. Sebze ve meyvenin maliyet analizi ile fiyatlandırılan bir ürün olmadığını vurgulayan Tavşan, “Haller üreticinin ürününün doğru fiyatlandırıldığı yerler. Komisyoncu, üretici adına hareket eden, üreticinin malını paraya çeviren adamdır. Komisyoncunun aldığı komisyon oranı yüzde 8’in üzerine çıkamaz. Bunun yerine bir şey koymadan bu sistemi değiştirmek çok kolay değil. Adı değişebilir, biz de komisyoncu isminden memnun değiliz. Üretici temsilcisi olabilir. Ama tamamen ortadan kaldırmak sistemi üreticinin aleyhine bozar” diye konuştu.

    “Daha iyi bir sistem kurulmadan kaldırılmamalı”

    Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp ise, girdi maliyetlerinin yüksekliğinden şikayet ederek, üreticinin ürettiği ürünü kaç liradan satacağını bilmediğini belirtti. Tasarıdan haberdar edilmemelerinden yakınan Alp, komisyonculuğun kaldırılmasına karşı çıktı. Alp, üretimin başından sonuna kadar üreticinin komisyoncunun yardımıyla üretimi gerçekleştirdiğini belirterek, daha iyi bir sistem kurulmadan komisyonculuğun kaldırılmasının sistemi tamamen tıkayacağını ileri sürdü. Alp, “Şartlar bu kadar ağırken siz çiftçiyi küstürürseniz çiftçi bir daha tarlaya dönmez. Bize sahip çıkın ki üretime devam edelim. Çiftçiyi küstürmeyin. Daha iyi bir sistem kurmadan mevcudu kaldırmak olmaz” diye konuştu.

    Sebze Meyve İthali

    Komisyoncu temsilcileri, çiftçinin hale getirdiği ürünü en iyi pazara en iyi ücretle sunmaya çalıştıklarını belirterek, “Biz çiftçinin, üreticinin dostuyuz. Eğer bizi kaldırırsanız sistem çöker. Çiftçi üretimden vazgeçer” uyarısında bulundu. Hallerin komisyoncunun değil üreticinin olduğunu söyleyen komisyoncular, “Halleri yaşatamazsanız küçük üreticiyi bitirirsiniz, yaş meyve sebzeyi bile ithal etmeye başlarsınız” dedi.

    Marketlerin satın alma temsilcileri ise, genel ciro içerisinde meyve sebze cirosunun yüzde 5-8 civarında olduğunu ifade ederek, “Marketler sanıldığı kadar kazanmıyor” dedi.

    Toplantıya katılanlar, komisyonculuğun kaldırılıp üretici birliklerinin devreye girmesiyle yüzde 8 olan komisyon oranının yüzde 15’ten aşağı olmayacağı endişesini dile getirdi.

  • Nazilli Ticaret Odası sektör buluşmasında yerini aldı

    Nazilli Ticaret Odası (NTO), reel sektör ile finans sektörü diyalog güçlendirme toplantısına katıldı.

    TOBB ile Türkiye Bankalar Birliği’nin koordinasyonunda İzmir’de yapılan toplantıya Bankalar, Genel Müdür seviyesinde katılımda bulundular. Oturum Başkanlığını M.Rifat HİSARCIKLIOĞLU’ nun yaptığı toplantının açılış konuşmasını tüm bankalar adına (TBB) Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın yaptı.

    Basına kapalı gerçekleşen toplantıya Ege Bölgesindeki Oda ve Borsa temsilcileri ve finans sektörünün üst düzey temsilcilerinin yanı sıra iş dünyasından yaklaşık 400 kişi katıldı.

    Toplantıda bir konuşma yapan Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Arslan; bankacılık sisteminin maalesef ‘güneşte şemsiye verip, yağmurda şemsiye kapatan’ bir anlayışının olduğunu, kredilerin onay aşamasında gerçek ihtiyaç sahibine değil, bankada mevduatı olan kişiye verildiğini, Nefes Kredisi sisteminde bankada kaynak olduğu halde kredi taleplerinin keyfi olarak bekletildiği veya odadan ödeme yapılması gerektiği şeklinde doğru olmayan bilgilerle üyenin mağdur edildiğini ifade etti. Nuri Arslan, banka kredilerine daha fazla ihtiyaç duyulan sıkıntılı dönemlerde, bankaların bencilce davranarak kredi vermek için değil, zorluk çıkarmak için çaba sarf ettiklerini söyledi. Arslan’ın konuşması salonda bulunanlar tarafından coşkuyla alkışlandı.

    Toplantıdan sonra açıklama yapan Hisarcıklıoğlu, bu toplantının Denizli ve Konya’dan sonra 3’üncü olduğunu ,yarın da İstanbul’da aynı toplantıyı düzenleyeceklerini, katılımcıların bütün sıkıntılarını, dertlerini samimiyetle paylaştıklarını ve bunları finans sektörünün de not aldığını dile getirdi.

    Bu anlayışı gösterdikleri için TBB’ye ve katılan tüm bankalara teşekkür eden Hisarcıklıoğlu, “Ben gelecekten umutluyum. Daha iyi olacak. Çünkü son 25 yılda yaşadığımız sıkıntılı dönemlere baktığımız zaman hepsini aştık. Bunu da aşacağız. Bu tekerlek, bu tümsekte kalmayacak. Biz bu tümseği aşacağız. Aşmak durumundayız zaten. Türkiye genç, dinamik, girişimcileriyle beraber bunları aşacak.” diye konuştu.

    TBB Başkanı Hüseyin Aydın da, toplantının çok olumlu ve güzel geçtiğini ifade etti.

    Toplantının ismine uygun olarak diyalogların geliştiğinin altını çizen Aydın, “İşler her gün daha iyiye gidiyor. Ekonomi yönetimiyle diğer bütün oyuncular arasında son derece olumlu bir koordinasyon var. Bu da onun bir parçası. Türkiye çapında devam ettirdiğimiz bu etkinliği bundan böyle de sürdüreceğiz, İletişim içinde olacağız. Türk bankacılık sisteminin güçlü ve yetkin olduğunu bir kez daha tekrar ediyorum.” şeklinde konuştu.

  • Kızıltan: “Kamu özel sektör işbirliğini görmek umut veriyor”

    Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, ekonomin zorlu bir süreçten geçtiğini belirterek, “Enflasyonla mücadele ne tek başına kamunun ne de tek başına özel sektörün üstesinden gelebileceği bir konudur. Bu bağlamda devletimizi özel sektörümüzün yanında görmekten büyük memnuniyet duyuyoruz” dedi.

    Başkan Kızıltan, Hazine ve Maliye Bakanı tarafından açıklanan 2018 yılı ÖTV ve KDV indirimlerine yönelik değerlendirmede bulundu. Ekonominin geçtiği zorlu süreci hatırlatan Kızıltan, “Geçmişteki açıklamalarımızda olduğu gibi bir kez daha vurgulamak isterim ki enflasyonla mücadele ne tek başına kamunun ne de tek başına özel sektörün üstesinden gelebileceği bir konudur. Bu bağlamda devletimizi özel sektörümüzün yanında görmekten büyük memnuniyet duyuyoruz. İllerin ticaret ve sanayi odaları olarak özellikle sektörlerin omurgası olan meslek komitelerinde alınan kararları Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne (TOBB) bildiriyoruz. TOBB’a iletilen kararların etkin şekilde kamunun ilgili kurumlarına iletilmesinden ve bunun olumlu sonuçlar vermesinden çok memnunuz” diye konuştu.

    Özellikle mobilya, beyaz eşya, otomotiv ve konut sektörlerindeki KDV indirimlerinin piyasadaki psikolojik baskıyı da kıracağına inandıklarını vurgulayan Kızıltan, “Hem iç ticaret döngüsünde ciddi bir hareketlenmeye hem de ulusal ve uluslararası anlamda iş yapan firmalarımızın eksiklerini tamamlamasına yardımcı olacağına inanıyoruz. üye ve komitelerimizden gelen bu taleplerin Hükümet nezdinde karşılık bulması bizleri daha da umutlandırmaktadır. Piyasalardaki durgunluğu gidermeye yönelik bu tip önlemlerin zor günler yaşayan sektörlerimize faydalı olacağını düşünüyoruz. Çözüm bekleyen diğer sektörlerimize yönelik de benzer önlemlerin en yakın zamanda hayata geçirilmesini diliyoruz” şeklinde konuştu.

  • TİM Halı Sektör Kurulu Başkanı Kaplan: “Yetenekli gençler halı sektörü için büyük kazanç”

    İstanbul’da düzenlenen 12. Halı Tasarım Yarışması ödül törenine katılan Türkiye Halı Sektör Kurulu Başkanı ve TİM Yönetim Kurulu üyesi Salahattin Kaplan, genç yeteneklerinin sektöre kazandırılmasının önemine dikkat çekerek, “Sürdürülebilir ihracat için yenilikler ve yenilenme şart” dedi.

    İstanbul Halı İhracatçıları Birliği tarafından düzenlenen 12. Halı Tasarım Yarışması ödül törenine, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı İsmail Gülle, Türkiye Halı Sektör Kurulu Başkanı ve TİM Yönetim Kurulu üyesi Salahattin Kaplan ile halı ihracatçıları ve jüri üyeleri katıldı. Yarışmada birinciliği Büşra Akçay, ikinciliği Ece Yüksel ve üçüncülüğü Fatma Büyüksofuoğlu kazandı. Finale kalan 8 eserin yoğun ilgi gördüğü yarışmadaki jüri üyeleri arasında Gaziantepli halıcılar da yer aldı.

    Renkli görüntülere sahne olan ödül töreninde ise TİM Başkanı İsmail Gülle törende yaptığı konuşmasında halı ihracatının önemine değinerek gençlerin dinazmini ve kreatifliği sektörlerin içerisine çekilerek, onların tasarım kabiliyetini arttırmanın sektöre önemli sinerji kazandıracağını ifade etti. İstanbul Halı İhracatçıları Birliği Başkanı Uğur Uysal ve yönetim kurulunu da kutlayan TİM Başkanı İsmail Gülle gerçekleştirilen yarışmanın olgunlaştığını ve genç insan iş gücünün sektöre kazandırılmasının büyük önem taşıdığını ifade etti.

    Sürdürülebilir ihracat için yenilenmek ve yenilikçi ürünler şart

    Türkiye Halı İhracatçıları Sektör Kurulu Başkanı Salahattin Kaplan da finale kalan tasarımları değerlendirerek, dünya makine halısının yüzde ellisinden fazlasının Türkiye’de üretildiğine dikkat çekti. Kaplan dinamik bir sektör olan halıcılığa genç yeteneklerin kazandırılması için yürütülen çalışmaları desteklediklerini ifade ederek “Halı üretiminde ülkemiz dünya sıralamalarında ilk sırada yer alıyor. Zirvedeki yerimizi koruyabilmek için sektörümüzün AR-GE ve İnovasyona önem vermesi, yenilikçi ürünler geliştirmesi ve sektöre genç dinamik yetenekli gençleri kazandırması gerekiyor. Üretimin lideri olan ülkemiz aynı zamanda halı tasarım ve modasında da belirleyici olmaya başladı. 150’nin üzerinde ülkeye gerçekleştirilen halı ihracatında ülke kültürlerine uygun halı tasarımlarının öne çıkması ve ihracat gerçekleştirilen ülkelerin kültürlerine uygun, zevklerine uygun halıların üretilmesi liderliğimizi korumamız için büyük önem taşıyor. Bugün halı üretiminin başkenti olan Gaziantep’te firmalarımızın tasarım merkezleri kurmaları ve üretimde yenilikçi ürünlere yönelmeleri sektörümüzdeki canlılığın en önemli göstergesidir. İstanbul Halı İhracatçıları Birliği tarafından bu yıl 12. Düzenlenen halı tasarım yarışmasında görüyoruz ki gençlerimiz sektörde modanın belirleyicisi konumuna gelebilmek için önemli çalışmalara imza atmış. Yarışmacılarımızı ve yarışmanın gerçekleşmesini sağlayan İHİB başkanı Uğur Uysal’ın şahsında yönetim kurulu üyelerini ve yarışmaya destek verenleri kutluyorum” diye konuştu.

    TİM Başkanı İsmail Gülle ile birlikte finale kalan tasarımları da inceleyen Başkan Kaplan tasarımcılarla da uzun uzun sektörle ilgili sohbet ederek günün anısına hatıra fotoğraf çektirdi.

  • Bakan Pakdemirli Adana’da sektör temsilcileriyle buluştu

    Adana’da tarım ve orman sektörü temsilcileri ile bir araya gelen Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, “İmamoğlu Ovası’nda 26 bin dönüm araziyi zaten sulamaya açmıştık. Bu yıl da 100 bin dönüm alanı daha sulamaya açacağız. Türkiye’de daha açmamız gereken 2 milyon hektarın üzerinde alanı da açtığımızda, Türkiye’nin sulama sorunu bitmiş olacak” dedi.

    Bir dizi ziyaret ve incelemelerde bulunmak üzere Adana’ya gelen Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, Adana’da tarım ve orman sektörü temsilcileriyle ile bir araya geldi. Kentteki bir otelde gerçekleştirilen toplantıya sivil toplum kuruluşları ile meslek odaları yöneticileri ve üreticilerinin de bulunduğu toplantıya, AK Parti Adana Milletvekilleri de katıldı.

    Toplantının açılış konuşmasını yapan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Jülide Sarıeroğlu, 24 Haziran Seçimleri’nin kampanya döneminde yaklaşık 3 bin çiftçi ve besiciyle bir araya gelerek faydalı bir toplantı gerçekleştirdiklerini belirterek, Çukurova bölgesindeki tarım ve hayvancılık sorunlarıyla ilgili bakanlığın hassasiyetine teşekkür etti. Sarıeroğlu, bugün de Adana’nın tarım ve orman sektöründeki önemli projeleri Bakan Pakdemirli ile birlikte yerinde inceleyeceklerini sözlerine ekledi.

    “Edirne’den Kars’a kadar dolaşacağız”

    Bakan Pakdemirli ise bir Tarım ve Orman Bakanı’nın ülkenin dört bir yanını dolaşarak, çiftçi ve üreticiyi baş tacı yaparak başarılı olabileceğini belirterek, Edirne’den Kars’a kadar dolaşmaya başladıklarını, ilkbahara kadar da tüm illeri ziyaret edeceklerini söyledi. Bakan Pakdemirli, daha önce tarım ve ormanın ayrı yönetildiğini, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildikten sonra toprak ve suyun birleşmesinin gerçekleştiğini belirterek, “Toprak ve suyun ayrı yönetilmesi en başında doğaya aykırıydı. Bakanlıklar birleşince devasa bir bakanlık oldu ve dolayısıyla beklenti de oldukça yükseldi. Biz canla başla toprağı ve suyu birlikte yönetmek için çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi.

    Adana’nın 2’nci Çukurova’sı olarak nitelendirdiği İmamoğlu Ovası’nda sulamaya açılan alanları ve bunların sağlayacağı gelire dikkat çeken Bakan Pakdemirli, “İmamoğlu Ovası’nda 26 bin dönüm araziyi zaten sulamaya açmıştık. Bu yıl da 100 bin dönüm alanı daha sulamaya açacağız. Sulamanın da bizim başarımızda büyük bir katalizör olduğunun farkındayız. Türkiye’de daha açmamız gereken 2 milyon hektarın üzerinde alan var. Bu alanları da sulamaya açtığımızda Türkiye’nin sulama sorunu bitmiş olacak. Kapalı Sulama Sistemi’ne de geçtiğimizi var sayarsak, bir daha sulama yatırımı yapmamıza gerek kalmayacak” şeklinde konuştu.

    AK Parti iktidarı döneminde tarım ve hayvancılığa yapılan desteklere de değinen Bakan Pakdemirli, “Son 16 yılda Adana’ya tarım ve hayvancılıkta 3 milyar lira hibe desteği verdik. Genç Çiftçi Projesi kapsamında da 606 projeye toplam 40 buçuk milyon lira destek verdik. 41 bin dekar alanda mera ıslahını tamamladık. Kırsal Kalkınma Yatırımları kapsamında da Adana’ya 60 milyon lira hibe desteği sağladık. Adana ilinin son 16 yılında büyükbaş hayvan sayısı yüzde 63’lük artışla 235 bin başa, küçük baş sayısı yüzde 75’lik artışla 770 bin başa, süt üretimi de yüzde 35’lik artışla 390 bin tona çıkmış durumdadır. Çukurova’nın topraklarından yararlanabilmek için birçok projeyi de hayata geçirdik” diye konuştu.

    “176 bin dekar alanda çalışmalarımız sürüyor”

    Adana’da kurulacak olan yeni organize sanayi bölgelerine ve sağlayacağı istihdama vurgu yapan Bakan Pakdemirli, “Tarıma Dayalı Seracılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesi, 150 milyon liralık ek katma değer, 3 bin 200 dekar ve 3 bin kişiye istihdam sağlayacak. Tarıma Dayalı Su Ürünleri İhtisas Organize Sanayi Bölgesi ve Su Dağıtım Merkezi de yavaş yavaş kapalı sisteme dönüşmesi için 176 bin dekar alanda çalışmalarımız sürüyor” diye konuştu.

    Tarımda teknolojinin önemine vurgu yapan Bakan Pakdemirli, Amerika, Hollanda ve Fransa’nın tarım teknolojileri konusundaki başarısından örnekler vererek, “Türkiye tarımsal hasılada Avrupa’da önemli bir yerde. Geçmiş başarılar gelecekteki başarıların garantisi değil. Yerli tohum konusunda gerekli gayretleri sarf ederek bundan sonra da bu gelişim devam etmeli. Hem kültürel lezzet zenginliğimizi korumamız hem de üreticimiz açısından ceplerimizi korumamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

    Yakın zamanda ‘Havza Bazlı Yönetim’e geçmek istediklerini ve bu yönetim şeklinin ülke tarımına büyük değerler kazandıracağına dikkat çeken Bakan Pakdemirli, “Bugüne kadar havza bazlı üretim yapıyoruz fakat havza bazlı yönetim gerçekleştiremiyorduk. Havzalara yetki vererek, ürün desenleri havzaların seçmelerini, optimizasyonlarını kendilerinin yapmalarını sağlayacağız. Böylelikle problemin çıktığı noktada gerekli düzeltmeleri kendileri yapacaklar. Havza bazlı yönetimde havzalar yönetim anlamında ayrışacak ancak biz toplam hasılamızı arttırmış, üreticinin işini de olduğu yerde çözmüş olacağız. Bu yöneticilerimize ormanlar, DSİ, Tarım ve Orman İl Müdürlükleri de bağlı olacak. 15 kadar suyun üzerine oturtulmuş havza bazlı yönetim olmasını planlıyoruz” şeklinde konuştu.

    Konuşmaların ardından Bakan Pakdemirli, sektörde görevli üreticilerin ve yöneticilerin sorunlarını dinledi. Soru-cevap şeklinde devam eden toplantının geri kalan kısmı basına kapalı olarak gerçekleşti.