Etiket: Sebebi

  • Samsun’daki patlamanın sebebi araştırılıyor

    Samsun’da sanayide dondurma imalathanesinde meydana patlamada 15 kişi hastanelik olurken, yangının tamamen söndürüldüğü açıklandı.

    Edinilen bilgiye göre, Canik ilçesi Gülsan Sanayi Sitesi İlkadım Bulvarı üzerinde bulunan bir dondurma imalathanesinde saat 09.45’te büyük bir patlama meydana geldi. Patlamayla birlikte yangın çıktı. Patlama sonucu bitişikteki iş yerlerinin duvarları yıkıldı. İş yerlerinin ve karşıda bulunan evlerinin camları kırıldı. Ortalığın savaş alanına döndüğü patlamada 1’i ağır 15 kişi hastaneye kaldırıldı.

    Patlamanın ardından olay yerine Samsun Büyükşehir belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ekipleri, AFAD, UMKE, polis ve çok sayıda ambulans sevk edildi. Kısa sürede olay yerine ulaşan itfaiye ekipleri yangına müdahale etti. Yangın, itfaiyenin 2 saatlik zorlu bir çalışması sonucu tamamen söndürüldü. Patlamada iş yerleri zarar gören vatandaşlar gözyaşlarına boğuldu. Patlama sonucu dondurma imalathanesinin yanındaki oto servis ve tamircilerdeki araçların üzerilerine duvarlar çöktü. Savaş alanına dönen bölgede büyük çapta maddi zarar oluştu.

    AK Parti Samsun Milletvekili Fuat Köktaş, patlamanın meydana geldiği yere giderek burada iş yerleri zarar gören vatandaşlara “Geçmiş olsun” dileğinde bulunarak teselli etti.

    “Patlamanın nedenini henüz tespit edemedik”

    Samsun İtfaiye Daire Başkanı Rıza Zengin yaptığı açıklamada, “Patlama sonrası iş yerinde çıkan yangın diğer iş yerlerine sirayet ederek büyük bir yangın meydana geldi. Patlamanın nedenini henüz tespit edemedik. Tamamen soğutma yaptıktan sonra çıkış sebebi konusunda çalışma yapacağız. Bafra, Çarşamba, Atakum, OSB, Tekkeköy ve merkezden gelen ekiplerimizle çalışmalarımız devam ediyor. Yangını kontrol altına aldık ve soğutma çalışması sürüyor” dedi.

    Valilik: “Patlamada çıkan yangın tamamen söndürüldü”

    Samsun Valili, patlamayla ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, “İlimiz Canik ilçesi Gülsan Sanayi Sitesi’nde bulunan bir iş yerinde patlama meydana gelmiştir. Olayda 15 vatandaşımız yaralanmıştır. Hayati tehlikesi olmayan yaralılarımızın tedavileri devam etmektedir. Patlama nedeniyle çıkan yangın tamamen söndürülmüştür” denildi.

  • Bursa’da su faturalarının kabarma sebebi belli oldu

    Bursa’da ilçe belediyeleri tarafından belirlenen ve su faturaları ile tahsil edilen katı atık bedellerinin 1 Temmuz 2017’den geçerli olmak üzere artırılmasının ardından su faturalarında fiyat artışı yaşanırken, artışın su fiyatlarından değil, katı atık bedellerindeki artıştan kaynaklandığı belirtildi.

    ‘Atıksu Altyapı ve Evsel Atık Bertaraf Tesisleri Tarifelerinin Belirlenmesinde Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelik’ gereği, ilçe belediyeleri tarafından belirlenen katı atık bedelleri 1 Temmuz 2017’den geçerli olmak üzere yeniden düzenlendi. İlçe belediyelerinin belirlediği tarife uyarınca katı atık bedelleri konutlar ve işyerleri için ayrı ayrı ücretlendirildi. Buna göre önceki tarifeye göre ortak belirlenen 7 lira 93 kuruşluk katı atık bedelleri, Bursa’nın 17 ilçesinde ev ve işyerleri için ayrı ayrı olmak üzere 5 lira 90 kuruştan 31 lira 86 kuruşa kadar değişen tutarlarda artırıldı. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Mayıs 2017 Olağan Meclis Toplantısı’nda onaylanan yeni fiyat tarifesi 1 Temmuz 2017’den itibaren uygulanmaya başlandı.

    Temmuz 2017 dönemine ait su faturalarının katı atık bedelindeki artıştan kaynaklanan zorunluluk nedeniyle önceki dönemlere göre daha yüksek tutarlarda abone faturalarına yansıtıldığı belirten BUSKİ yetkilileri, bu durumun suya zam yapıldığı gibi yanlış bir algıya neden olduğunu vurguladı. BUSKİ’den yapılan açıklamada, katı atık bedellerinin ücretlendirilmesini ilçe belediyelerinin belirlediğine işaret edilerek, BUSKİ’nin bu hususta herhangi bir dahlinin bulunmadığı kaydedildi.

    BUSKİ’nin katı atık bedellerini ilçe belediyeleri adına tahsil edip, buradan elde edilen geliri yine ilçe belediyelerine aktardığına değinilen açıklamada, su fiyatında herhangi bir artışın söz konusu olmadığına işaret edildi.

  • Denize dökülen suntaların sebebi belli oldu

    Bursa’nın en güzel sahillerinden Gemlik Gemsaz sahiline vuran suntaların bir gemiden döküldüğü ortaya çıktı.

    Gemsaz sahiline vuran ve nereden geldiği belli olmayan binlerce ton sunta 2 kilometrelik şeridi kapatmıştı. Bir anda 2 kilometrelik sahilin tümünü kaplayan suntalar sebebiyle vatandaşlar denizin üzerinde gezdi. Suntaların NS Spirit isimli Moldova bayraklı gemiden denize düştüğü öğrenildi.

    Gemlik Belediye Başkanı Refik Yılmaz, “Konu Gemlik Liman Başkanlığı ve Bursa Sahiller Daire Başkanlığı tarafından takip ediliyor. Gerekli inceleme ve araştırmalar başlatıldı. Temizlik çalışmaları aralıksız devam ediyor” dedi.

  • ATB Başkanı Çandır: “Tarımın enflasyon sebebi gösterilmesi haksızlık”

    Antalya Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Ali Çandır, tarım ve gıda ürünlerinin yükselen enflasyona temel sebep gösterilmesinin büyük bir haksızlık olduğunu söyledi.

    ATB Mayıs ayı Meclisi, Meclis Başkanı Hüseyin Cahit Kayan başkanlığında toplandı. ATB Toplantı salonunda yapılan meclis toplantısında yönetimin bir aylık çalışması üyelerle paylaşıldı. Kent gündemi ve ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulunan ATB Başkanı Ali Çandır, Ramazan ayının Türk milletine ve tüm insanlığa barış, huzur ve bereket getirmesini dileğinde bulundu.

    “Çevreci duyarlılığımız devam edecek”

    Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ’Hiç şüphesiz ki Antalya dünyanın en güzel yeridir’ sözlerini anımsatan Çandır, “Toprağını, suyunu, havasını, dağını ve taşını kullandığımız kentimizin eşsizliğini, hem bize bir kez daha hatırlatmış hem de torunlarımıza nasıl bir miras bırakmamız gerektiğini vasiyet etmiştir” dedi. Göreve geldikleri günden beri Antalya için söylemleri ve yaptıklarının bu anlayış çerçevesinde gerçekleştiğini kaydeden Çandır, “Tabii ki kentimiz için bu sahiplenmeyle çalışan sadece biz olmadık. Antalya’mızı bu düsturla sahiplenen kurumlar ve kişilerle de her zaman birlikte hareket ettik. Mademki bu eşsiz kentimizin doğasını, çevresini ve nimetlerini kullanmaktayız, o zaman torunlarımızın emaneti olan da bu nimetleri tahrip etmeden kendilerine ulaştırmalıyız. İşte birlikte hareket ettiğimiz tüm kurum ve kişilerin ortak vazgeçilmezi de bu prensip olmuştur” diye konuştu.

    Çevreci Büyüknohutçu’yu andı

    Çevre mücadelesi verirken öldürülen Ali Ulvi Büyüknohutçu ve eşini anan Çandır, “Öncelikle kendilerine Allah’tan rahmet, kederleri ailelerine ve tüm Antalyalılara da baş sağlığı dilerim. Finike’de komşularının ve köylülerinin Ali Baba namıyla bildiği Ali Ağabey ve eşi, Antalya’yı eşsiz yapan değerlerinden Finike’nin, meyvesinden ağacına, toprağından taşına topyekun sahip çıkmayı ve mücadele etmeyi bir yaşam tarzı haline getirmişlerdi. Kışın yaptığımız bir görüşmede rahmetli Ali Ağabey, Finike’nin asırlık sedir ormanlarını, sedir salgı ballarını, nar ve portakal ağaçlarını ve nihayet tüm doğasını korumamız gerektiğini bizlere yaşadığı örneklerle anlatmıştı” ifadelerini kaydetti.

    “Rehavete kapılmayalım”

    Ali Çandır, toplantıda ekonomiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. 2016 yılında tarım sektörünün yüzde -4.1, ilk çeyreğinde ise yüzde -4.3 küçüldüğünü belirten Ali Çandır, “Bu yıl sektörümüzün ilk çeyrekte daha fazla büyüyeceğini tahmin ediyoruz. Bunun en önemli nedenlerinden biri, geçen yılın yarattığı düşük baz etkisi olacaktır” dedi.

    Antalya tarımının da bu büyümeden nasibini alacağını söyleyen Çandır, şunları kaydetti:

    “Nitekim kriz öncesi rakamlardan uzak olsak da yılın ilk dört ayında kentimizin toplam ihracat performansı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 27 artış gösterirken, yaş meyve sebze ihracat performansımız yüzde 36 artış göstermiştir. Diğer taraftan sektörümüzü doğrudan ilgilendiren tarım kredilerinde yüzde 31’lik, toptan ticaret kredilerinde yüzde 10’luk artış yaşanmıştır. Büyümemize pozitif etkide bulunan mevduatlarımızda Türk Lirası cinsinden yüzde 12, döviz cinsinden ise yüzde 16’lık artış gerçekleşmiştir. Bu temel göstergeler Antalya ekonomisinin ve sektörümüzün 2016 yılında yaşadığı sıkıntıyı belirli ölçülerde azalttığını göstermektedir. Ancak hemen belirtmeliyim ki, gerçek potansiyelimizi göstermekten uzak bir büyüme rakamı ile karşı karşıya kalacağız. Yani önümüzdeki günlerde açıklanacak olan 2017 yılı ilk çeyrek büyüme rakamları bizi rehavete sürüklememelidir.”

    Bütün iyileşmelere rağmen hala tarımda bir seferberlik halinin geçerliliğini koruduğunu ifade eden Çandır, “Antalya Ticaret Borsası olarak bu tespiti yaptığımız günden beri üyelerimizle, çalışma gruplarımızla, tarım sohbetleri, sektörel analiz toplantılarımızla bu seferberlik halinin kapsamını ve özünü tartışıyoruz. Bu konuyu tartışmaya açmamızın sebebi, tarımsal üretim ve ticarette uzun dönemdir yaşadığımız bozulmaların yanı sıra, son dönemde ortaya çıkan ve sektörü son derece olumsuz etkileyen olaylardır” diye konuştu.

    Tarım ve gıda ürünlerindeki fiyat artışı

    Tarım ve gıda ürünlerinin yükselen enflasyona temel sebep gösterilmesini büyük bir haksızlık olduğunu kaydeden ATB Başkanı Çandır, “Hem uzun dönemli geçmiş veri analizleriyle hem de kısa vadeli veri analizleriyle defalarca enflasyonun yükselmesinde tarım ve gıda fiyatlarının diğer kalemlere oranla enflasyona daha az etkide bulunduğunu ifade ettim. Ancak, hala bu durumun gerçekmiş gibi ulusal medyada işleniyor olması, tarımı nesnel bilgilere dayalı olarak değerlendiren sektör paydaşlarını harekete geçirmelidir. Bu örnekten devam etmek gerekirse, geçen ay ulaştığı 10 TL’lik rakamlarla ülke gündemini meşgul eden domates bugün itibariyle Antalya halinde 1 TL civarında işlem görmektedir. Birkaç gün sonra açıklanacak Mayıs ayı enflasyonu hala yüksek çıkarsa bunun sorumlusu ne olacak? Domates fiyatı düşünce Gıda Komitesi’nin meşguliyeti ne olacak? Çok merak ediyorum” açıklamasında bulundu.

    “İthalat sopası kolaycılık”

    Tarımda seferberliğe ihtiyaç olduğunu vurgulayan Çandır, “Tarımda seferberlik çağrısının diğer amacının tarımsal üretim ve ticaretle uğraşan insanları ithalat sopasıyla ve zaptiye tedbirlerle terbiye etme veya fırsatçılık suçlamasıyla hizaya getirme kolaycılığından vazgeçmeyi sağlamaktır. Her sektörde olduğu gibi tarımda da kötü örnekler olabilir” diye konuştu.

    Devletten beklentilerini de sıralayan Ali Çandır, “Birincil beklentimiz, bütün sektörü töhmet altında bırakan ve sektöre hak etmediği itibar kaybı yaşatan uygulamalar yerine, bunları titizlikle ayıklayan bir uygulamaya gitmesidir. Böylece mevsimsel etkilerden kaynaklanan arz talep dengesizliğinin yarattığı doğal fiyat hareketliliğinin dışında hareket edenleri ayıklamak daha somut ve kolay olacaktır. Bu beklentimiz, hayati derecede önem taşımaktadır. Çünkü doğrudan sektörel itibarımızı zedelemektedir” dedi. Çandır, Ramazan ayında tarım ürünleri ve gıda ürünlerinin fahiş fiyatlarla satıldığı ve tüm sektörün fırsatçılık yaptığı gibi oluşturulan algıdan da rahatsız olduğunu vurguladı.

    “Rusya’nın yöntemi yasaklama olmamalı”

    Rusya ile ticari ilişkilerin yapılan üst düzey görüşmelerin ardından normalleşme yolunda ilerlediğini belirten Çandır, “Ancak domates ve benzeri tarım ürün ihracatı henüz bu iyileşmeden nasibini almamıştır. Rus yetkililerce üreticilerini korumaya yönelik bir gerekçe sunulsa da dünya ticaretinde bunun yöntemi yasaklama değil, üretim dönemine uygun olarak vergilendirmedir. Yetkililerimizden talebimiz, bu konuyu müzakere ederken iki ülke üretimindeki mevsimsel üretim dönemlerini göz önünde bulundurarak her iki ülke üreticilerini ve ihracatçılarını rahatlatacak çözümü sağlamalarıdır. Bu çözümün teknik detayları için sektör her zaman katkı vermeye hazırdır” diye konuştu.

    “Zeytinlikler imara açılmasın”

    Sanayi, Ticaret, Enerji Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nun gündeminde zeytinlik, mera ve kıyıların imara açılmasını öngören ’Üretim Reform Tasarı’ bulunduğunu anımsatan ATB Başkanı Çandır, tasarıya iktidardan muhalefete, sanatçılardan üreticilere kadar toplumun her kesiminden itirazlar geldiğini belirtti. Özellikle zeytinlikleri tehdit eden tasarının kendilerini de endişeye sevk ettiğini söyleyen Çandır, şunları söyledi:

    “Meclis gündemine defalarca getirilen ve her defasında reddedilen düzenlemeyi zeytinciliğin idam fermanı olarak görüyoruz. Bu ısrarı anlamakta zorluk çekiyoruz. Komisyon üyelerinin bu yanlıştan döneceğini düşünüyor, dönülmezse de Gazi Meclisimizin genel kurulda bu yanlışa dur diyeceğine inanıyoruz. Gerekçesi ne olursa olsun, tarım topraklarımızı ve zeytinliklerimizi tehdit eden her türlü girişimin karşısında olduğumuzu bir kere daha ifade ediyorum.”

    “Tarımı geliştirecek güzel haber”

    Hazine taşınmazlarının tıbbi ve aromatik bitkiler ve süs bitkilerini yetiştirmek üzere kiraya verilmesinin önünün açıldığını belirten Çandır, son 10 yıldır başta inşaat ve turizm sektörüne sağlanan kiralama olanağının tarım sektörüne de getirildiğini belirtti. Çandır, “Umuyorum ki son yıllarda arazi darboğazı yüzünden yatırım ve büyüme sıkıntısı çeken sektörlerimiz uzun dönemli kiralama olanağı ile sürdürülebilir yatırım imkanına kavuşacak, büyüme ivmesi kazanacak ve ihracat motivasyonunu artıracaktır. Hazineye ait olan tarım yapılacak olan arazilerin envanterlerinin sektörümüzle paylaşılması, yatırıma hız kazandıracaktır” diye konuştu.

    “Yöresel ürünlere duyarlılık devam etmeli”

    ATB Başkanı Çandır, yöresel ürünlerle ilgili son dönemde Antalya’da yaşanan sıkıntıları da Meclis gündemine taşıdı. Artık neredeyse her mahallede ya da semtte hemen hemen hergün yöresel ürünler sergisi, panayırı, pazarı veya günleri adı altında etkinlik yapıldığını belirten Çandır, şunları söyledi:

    “Artık öyle bir hale geldi ki bir taraftan nerede ve nasıl imal edildiği belli olmayan ürünler, vergi ve denetime tabi bulunmayan etkinlikler yöresel adı altında düzenlenmektedir. Bu etkinlikler çevredeki esnafın tepkisini çekmekte ve işlerini sekteye uğratmaktadır. Defalarca yerel ve merkezi mercilere bu rahatsızlığı yazılı ve sözlü olarak iletmemize rağmen, gerekli önlemlerin yeterince alınmadığını gördük. Yine yöresel adı altındaki bir etkinlikle ilgili Cumhuriyet Savcılığı, Antalya Ticaret İl Müdürlüğü ile Antalya İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğüne yazılı şikayette bulunduk. Üstelik bu kez marka tescili Borsamıza ait olan YÖREX adıyla tanıtım ve davette de bulunulmuştu. Şikayetimizin ardından hızlı ve duyarlı tepki göstererek etkinliğe son veren yetkililerimize teşekkür ediyoruz. Valiliğimiz ve belediyelerimizden bu duyarlılığın devamını talep ediyoruz.”

  • Yürüyen merdiven kazasının sebebi ’sisteme müdahale’

    Karşıyaka’da üst geçidin yürüyen merdiveninin basamaklarının kırılmasına ve bir vatandaşın yaralanmasına neden olan olayın sebebi kamera görüntüleriyle belirlendi. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamada, kazada yaralanan ve polis tutanaklarına göre alkollü olduğu belirtilen vatandaşın olaydan saniyeler önce henüz anlaşılamayan bir nedenle merdivenleri çalıştıran komuta sistemine müdahalesinin görüntülendiği duyuruldu.

    İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin asansörlü ve yürüyen merdivenli üst geçitlerdeki vandalizm eylemlerinin tespiti amacıyla kurduğu güvenlik kameraları bu kez farklı bir olayı kaydetti. Bugün sabah saat 05.34’de Anadolu Caddesi’nin Karşıyaka sınırları içinde kalan bölümündeki Dedebaşı Üstgeçidi’nde yürüyen merdivenin basamaklarının kırılması sonucu Hüseyin Beşiktaş isimli vatandaş hafif yaralandı. Olayın ardından hızlı bir şekilde inceleme başlatan Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, güvenlik kameralarında kaza anına ait ilginç görüntülere rastladı. Görüntülerden üst geçit basamaklarının önünde duran vatandaşın komuta sistemine müdahale ederek hareket yönünü değiştirdiği anlaşılıyor. Vatandaşın bu müdahalesinden birkaç saniye sonra üzerinde bulunduğu basamakların kırılmasıyla kendisinin de yaralanmasına neden olan olay yaşanıyor.

    İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamada, sensörlü güvenlik sistemleriyle donatılan yürüyen merdivenlerin sadece uzman ve yetkili personel tarafından çalıştırılması gerektiği, sisteme yapılacak bu tarz müdahalelerin olumsuz sonuçlar doğurabileceği belirtildi. Büyükşehir Belediyesi yetkilileri olayla ilgili inceleme başlatılması için resmi girişimlerde bulunulacağını da açıkladı.