Etiket: Sebebi

  • Marketler enflasyon sebebi olarak gösterilmekten rahatsız

    Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 7 No’lu Perakende Gıda ve Muhtelif Ticaret Meslek Komitesi Başkanı Mustafa Aykun, enflasyonun sebebi olarak, marketlerin gösterilmesinin haksızlık olduğunu belirterek, “Çok ciddi karlar elde edilse bu dönemde marketler kapanmak yerine çok sayıda yenisi açılırdı” dedi.

    MTSO 7 No’lu Perakende Gıda ve Muhtelif Ticaret Meslek Komitesi Başkanı Mustafa Aykun, sektöre ilişkin değerlendirmeler yaparak yaşadıkları sıkıntılar karşısında Komite olarak neler yapmayı planladıklarını bildirdi. Son dönemlerde en büyük sıkıntılarının, yükselen enflasyonla marketlerin isminin bir arada anılması olduğunu söyleyen Aykun, bu yanlış algının yıkılması yönünde çaba sarf edeceklerini söyledi.

    “Haksız yere eleştiriliyoruz”

    Haksız eleştirilere maruz kaldıklarına işaret eden Aykun, “Üzülerek izliyoruz ki enflasyon artış sebebi olarak ulusal medyada marketler öne çıkarılıyor. Hedefe marketler konuluyor. Enflasyonun büyük kısmı perakendeciden kaynaklanıyor gibi gösteriliyor. Oysa bizlerin çok yüksek kazançları yok. Yılbaşından bu yana elektriğe 3 kez zam geldi. Yakıta aynı şekilde zam geldi. Poşetler en büyük gider kalemlerimizden ve plastiğe ciddi zamlar geldi. Kiralarımız TEFE, TÜFE oranında yükseldi. Hangi girdi maliyetimize bakarsak bakalım yüzde 50-60 arasında arttı. Bizler üretici değiliz ki ürüne değer belirleyelim. Üretilen ürünü alıp masraflarımızı, maliyetimizi üzerine ilave ederek satış yapan yerleriz. Maliyetler eklendiğinde fiyatlar yükseliyor. Enflasyonun sebebi marketçi olamaz. Arkadaşlarımız ayakta kalma mücadelesi veriyor ve bir kısmı da kapatmak durumunda kalıyor.Kimse yeni şube açıp yeni istihdam sağlayamıyor” ifadelerini kullandı.

    “Marketlerin stokçulukla suçlanmasını doğru bulmuyorum”

    Deposunda ürün bulunan marketlerin ‘stokçulukla’ suçlanmasını doğru bulmadıklarına da aktaran Aykun, “Bir depo malım olduğunu düşünelim. Paramı korumak adına ürünün fiyatının düşük olduğu bir dönemde bir depo mal almışım ve bu ürünü o günün fiyatlarından satmaya başlamışım. Bu yaklaşımda nasıl bir yanlışlık olduğunu anlamakta zorlanıyorum. Üretici ürününe zam yaptıktan sonra bir perakendeci olarak düşük fiyattan satış yaparsam nasıl ayakta kalacağım? Eğer ürün fiyatı düşük olduğu dönemde ben mal almak yerine gidip döviz alsam ve ürün fiyatı yükseldiği dönemde yükselen dövizden paramı bozdursam kimse bana neden yüksekten bozduruyorsun, sen düşük fiyatla almıştın demeyecekti. Eğer ben fiyat daha da artacak diye ürünümü satmayıp depomda bekleterek piyasayı zora düşürsem o zaman hatalı davranmış olur, gerçek anlamda stokçuluk yapmış olurum. İkisi birbiriyle karıştırılmamalı” şeklinde konuştu.

    Enflasyonla mücadeleye katılıyoruz

    Perakendecilerin enflasyonla mücadele çalışmalarından da bahseden Aykun, “Bizler de toplum içinde aynı zamanda birer tüketiciyiz. Enflasyonun yükselmesinin hiçbirimize yarar sağlayacağına inanmıyoruz. Bu nedenle enflasyonla mücadelede perakendeciler olarak üzerlerine düşen görevi yerine getirmeye her zaman hazırız. Bu konuda MTSO Yönetim Kurulu Başkanımızla da yaptığımız toplantılar oldu. Bu toplantıların sonunda şu anda tüm perakendeciler iş yerlerinde enflasyonla mücadelede adına hükümetimizin belirttiği 50 adetinde üzerinde üründe yüzde 10’dan fazla indirimle elinden geleni yapmaktadır” diye konuştu.

  • Anne vahşetinin sebebi ortaya çıktı

    Adana’da 3 çocuğunun başlarını bıçakla kesip intihara kalkışan annenin tedavisi sürüyor. Genç kadının, “Ben intihar edecektim, benden sonra onlar da rezil olmasınlar diye çocukları kestim” dediği öğrenildi.

    Edinilen bilgiye göre olay, 21 Ekim’de merkez Yüreğir’e bağlı Geçitli Cumhuriyet Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre; Selma Cice (26) sabah eşi tarlaya gidince pencereleri kapatıp tüm kapıları da kilitleyerek evin koridorunda 6 yaşındaki oğlu Mahmut, 9 yaşındaki kızı Semanur ve 11 yaşındaki Mehmet Emin Cice’nin boğazını keserek kafalarını vücudundan ayırarak öldürdü.

    Çocuklarının cansız bedenine bakıp, aynı bıçakla bileklerini keserek intihara kalkışan Selma Cice, aşırı kan kaybedince bayılıp kaldı. Evdeki vahşet, tarladan dönen Cabbar Cice’nin içeriden yanıt alamayınca mutfağın demir şebekesini çıkartıp pencereyi kırdıktan sonra mutfak kapısını da kırmasıyla ortaya çıktı. Komşular da eve gelerek babayı uzaklaştırıp, sağlık ekiplerine haber verdi. Annenin yaşadığı tespit edilerek Adana Şehir Hastanesine kaldırıldı. Çocukların cenazesi ise Adli Tıp Kurumunda otopsi yapıldıktan sonra mahalle mezarlığında toprağa verildi.

    Hayati tehlikeyi atlatan ve yoğun bakımda gözetim altında tutulan Selma Cice’nin verdiği ilk ifadesinde, “Ben bu zamana kadar hiç yaşamadım. Çok rezil bir hayatım oldu. O gün de intihar edecektim ancak çocuklarımın geride kalıp, benim gibi rezil olmasın diye onları kestim” dediği öğrenildi.

    Olayla ilgili soruşturma sürerken, annenin hastanedeki tedavisi devam ediyor.

  • Termik santraldeki patlamanın sebebi gaz sıkışması

    AFAD, Çanakkele’nin Çan ilçesindeki termik santralde meydana gelen patlamanın gaz sıkışmasından kaynaklandığını açıkladı.

    Edinilen bilgiye göre, ODAŞ Elektrik Üretim A.Ş. tarafından işletilen santralde patlama meydana geldi. 330 magavat gücünde, yerli kömürle çalışan ODAS Can 2 Termik Santrali’nde patlama sonrası çıkan yangında 6 kişi zehirlenerek hastaneye kaldırıldı. Olay yerine çok sayıda itfaiye, jandarma, UMKE ve AFAD ekibi sevk edildi.

    AFAD yetkilileri, “Çan ODAŞ Termik Santrali’nde depolanan kömürler kendi kendine tutuşmuş. Gaz sıkışması dolayısı ile patlama meydana gelmiş. Ancak patlamadan kaynaklı bir zarar yok. Olaya müdahaleye giden 6 işçi gazdan etkilenerek kontrol için 112 ekiplerince hastahaneye kaldırıldı. Yangında alevli kısım sönerken, soğutma çalışmaları devam etmektedir. Diğer ekipler de tedbir maksadıyla santralde bekliyor” açıklamalarında bulundu.

  • Samsun’daki patlamanın sebebi doğalgaz çıktı

    Samsun Valisi Osman Kaymak, 5 işyerinin savaş alanına döndüğü patlamanın doğalgazdan kaynaklandığı açıkladı.

    Olay, Samsun’un İlkadım ilçesi Fevziçakmak Mahallesi Şehit Korhan Ekiz Bulvarı ile Yenidoğan Mahallesi Aziziye Caddesi’nin kesiştiği yerde gece saat 00.30 sıralarında meydana geldi. Patlamada 1 lokanta, 2 otobüs firması yazıhanesi, 1 cep telefoncu ve 1 berber dükkanı hasara uğradı ve park halindeki çok sayıda aracın camları kırıldı. Samsunluların büyük bir gürültüyle uyandığı patlamayla ilgili Samsun Valisi Osman Kaymak sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Samsun’da meydana gelen patlama doğalgaz sıkışması sonucu olmuştur. Ölü ve yaralı yoktur. Binalarda hasar meydana gelmiş olup belediye ekipleri müdahale etmişlerdir. Germiş olsun” dedi.

  • (özel) İşte soğanın benzin fiyatını sollamasının sebebi

    Son günlerde soğan kilogram fiyatının 7 liraya kadar çıkmasının en büyük sebeplerinden birinin de ekim alanlarının düşmesi olduğu belirtiliyor.

    Geçen sene çok düşük rakamlara satılan, hatta elde kalarak dökülen soğan, son zamanlarda benzininin litre fiyatını bile solladı. Soğan üreticileri, geçen sene çok zarar ettiği için de, bu yıl soğan ekim alanlarını azalttı. Hal böyle olunca da üretimi azalan soğanın fiyatları tavan yaptı. Bunun yanında iklim şartlarının da soğan üretimini etkilediği söylenirken, çözüm yolunun ise programlama ve iyi depolama şartlarından geçtiği ifade edildi.

    “Dalgalanma istikrarlı üretimi yok ediyor”

    Odunpazarı Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Şen, soğanın üretiminin istikrarlı olabilmesi ve üreticinin zarar etmemesi için iyi bir depolama alanının olması gerektiğini ifade ederek, “Ya tutarsa diye ekiyorsun. Soğanın ciddi maliyetleri var. Kilo maliyeti olarak 40 kuruşa denk geliyor. Dönüm bazında düşündüğün zaman 2 bin lirayı buluyor. Ciddi rakamlar bunlar. Çöpe attığın zaman hem milli servete yazık hem de çiftçinin belini doğrultması çok zor oluyor. Dalgalanma istikrarlı üretimi yok ediyor. İstikrarlı üretim için programlama ve iyi depolama şartları lazım. Bunları yapamadığımız zaman bu dalgalanmaları hep yaşamak zorunda kalacağız. Bunlar ne çiftçiye ne de tüketiciye fayda sağlıyor. Ekim alanları düşüyor. İklim şartları da hastalık getiriyor. Verimi ve hasatın süresini etkiliyor. Çözümü çok kolay aslında, belirli bir program yazmak. Ülkemizde her ürünü üretmek mümkündür. İstenildiği kadar da üretilir ama fiyat ve depo şartları lazım. Çiftçi ve tüketici için tarımda ciddi bir program gerekiyor. Ürettiğimiz ziyan olmamalı. Hep Hollanda örneğini söylerim. Bunlar istikrarlı üretimden dolayı böyle üretim yapabiliyorlar. Hiçbir şey ziyan olmuyor. 3 sene önce her yerde tereyağı dağları oluşmuştu. Geçen sene de dünyada en büyük fiyat artışı tereyağında yaşanmıştı. Yani bunları yapabilmek lazım” dedi.

    “Geçen sene 200 ton soğan döktüm”

    Eskişehir’de manavcılık ile uğraşan Tarçın Somun geçen sene 200 ton soğan döktüğünü ve şuanda da soğanının olmadığını ifade ederek, “Bu kadar da fiyat olmasını istemiyorum. Şu anda Adanalı 3- 5 tüccarın elinde piyasa. Düşmesi de mümkün değil çünkü ekim yok. Soğan hâl de altı lira. Sabah 2 çuval soğan aldım ve 740 lira para verdim. Bu paraya geçen sene 2 ton soğan alıyordum. Eskişehir’e günlük en az 20 kamyon soğan giriyordu. Şu an gelen 3 kamyon” şeklinde konuştu.