Etiket: Şeb-i

  • AÜ’de ‘Şeb-i Arus’ ile Mevlana anıldı

    Ardahan Üniversitesi (AÜ) Sağlık Kültür ve Spor Dairesi koordinatörlüğünde, Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu akademisyen ve öğrencilerinin hazırladığı, Salim Dursunoğlu Anadolu İmam Hatip Lisesi’nin katkı sunduğu, “Hz. Mevlana’nın 745. Vuslat Yıldönümü Anma Programı” etkinliği gerçekleşti.

    Hoca Ahmet Yesevi Konferans Salonu’nda gerçekleşen etkinliğe; Ardahan Valisi Mehmet Emin Bilmez, Üniversite Rektörü Prof. Dr. Mehmet Biber, Rektör Yardımcıssı Prof. Dr. Şakir Aydoğan, Genel Sekreter Hadi Gergit, akademik-idari personel ve öğrenciler katıldı. Program, İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Muammer Ayan’ın, “Sema Töreni ve Anlamı” adlı konuşması ile başladı. Dr. Öğr. Üyesi Ayan konuşmasında, Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin vefatının yıl dönümü dolayısıyla her yıl Aralık ayında gerçekleştirilen Şeb-i Arus’un, Mevlana tarafından “Hakk’a Vuslat” yani “Yaratana Kavuşma” gecesi olarak tanımlandığını ifade etti. Selim Dursunoğlu Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisinin Kuran-ı Kerim Tilaveti okumasıyla program devam etti. Kuran Tilavetinin ardından Teknik Bilimler Yüksekokulu akademisyenlerinden Öğr. Görevlisi Özkan Karadavut ile öğrencileri, sahneye çıktı. Mesnevi’den bölümler ve ilahiler okuyan Öğr. Gör. Karadavut ve sahne ekibi, daha sonra semazen gösterisi gerçekleştirdiler. Semazen gösterisi, izleyenlerden büyük beğeni aldı. Şeb-i Arus etkinliği, gösteriyi gerçekleştiren ekip ile birlikte hatıra fotoğrafı çekilmesinin ardından sona erdi. Programın bitmesiyle birlikte etkinliğe katılan tüm misafirlere aşure ikramı yapıldı.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şeb-i Arus programına katıldı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, insani hasletlerin her gün biraz daha örselendiği, değerler silsilesinde biraz daha gerilere itildiği bir dönem yaşadığımızı belirterek, “İşte komşumuz Suriye’de yaklaşık 8 yıldır devam eden zulüm her gün yeni canlar almaya devam ediyor” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Konya’da katıldığı toplu açılış töreninin ardından Mevlana Müzesi, Konya Valiliği ve Büyükşehir Belediyesini ziyaret etti. Ziyaretlerin ardından Selçuklu Kongre Merkezi’nde “Selam Vakti Buluşmaları” yemek programına katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Konya Büyükşehir Belediyesi Spor ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen Hazreti Mevlana’nın 745. Vuslat Yıldönümü Şeb-i Arus programına katıldı. Programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hazreti Mevlana’nın düğün gecesinde böylesine müstesna bir muhabbet ikliminde bir ulu zatın, bir ulu çınarın gölgesinde kalplerimizi birleştiren herkese şükranlarımı sunuyorum” diyerek konuşmasına başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hazreti Mevlana’nın ölümü bir son değil, bir yeniden doğuş, diriliş vesilesi olarak gördüğünü ifade ederek, “Hakk’ın rahmetine erdiği o gün kendisi için bir vuslat günü, kavuşma günüdür. Kendi deyimi ile Şeb-i Arus’tur. Yani düğün gecesidir. Bunun için Hazreti Mevlana, ‘Bana yazıklanmayın, bana elveda demeyin. Benim ölümüm tohumun toprağa düşmesi gibidir’ buyuruyor. Divanı Kebir’deki başka bir şiirinde ise, ‘Kişi, aşk elinden ölmüşse, asla ölmez’ diyerek kendi hakikatine ayna tutuyor. Bizler de onun vasiyetine, onun tavsiyesine uyarak 745 yıldır Hazreti Mevlana’nın vefatını hasretin son bulduğu, aşığın maşukuyla kucaklaştığı bir düğün günü olarak idrak ediyoruz. Bu vuslat gecesinde bizler de yüreklerimizi bir araya getiriyor, birbirimize şahitlik ediyor, aşkın, muhabbetin meşalesini yüceltiyoruz. Her Şeb-i Arus’ta Hazreti Mevlana’nın geride bıraktığı o engin hazinenin her bir kelimesi, her bir sahifesi, aşkla, samimiyetle yoğrulmuş o kutlu mirasın idrakine varıyoruz. Bu salonu dolduran Mevlana dostları başta olmak üzere tüm vatandaşlarımın vuslat gecesi, Şeb-i Arus’u mübarek olsun diyorum” dedi.

    “Geride dünya var oldukça eskimeyecek hak ve hakikat yolcularına rehberlik edecek bir meşale bıraktı”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

    “Hazreti Mevlana bundan tam 745 sene önce 66 yıllık hasreti nihayete erdirip, sonsuzluğun kapılarını aralayarak darül bekaya göç etti. Ancak geride dünya var oldukça eskimeyecek hak ve hakikat yolcularına rehberlik edecek bir meşale bıraktı. Hazreti Pirin insanlığa en büyük hediyesi sözlerini, mesajlarını ve öğütlerini 15 sene bir gergef gibi dokuduğu Mesnevi’sidir. Hazreti Mevlana, 66 yıllık ömrüne mektuplar ve sohbetler hariç 66 bin beyitten fazla şiiri, her biri bir sanat eseri anlamındaki 2 binden fazla rubaiyi sığdırmış bir gönül eridir. O, dönemleri, çağları, toplumsal farklılıkları aşan ve dönüştüren büyük hakikati derinlikli ve estetik bir dille söylemeyi başarmış bir söz üstadıdır. Hazreti Mevlana’nın irfan ışığı daha kendisi hayattayken Endülüs’ten Uzak Asya’ya kadar dünyanın dört bir köşesine yayılmış, İslam coğrafyasının farklı şehirlerinden bilim ve hikmet yolcuları Hazreti Mevlana’nın rahleyi tedrisinde bulunmak için Konya’ya akın etmişlerdir. Moğol istilasının bütün İslam şiirlerini yakıp yıktığı bir dönemde Hazreti Mevlana sözleri, sohbetleri ve eserleri ile karamsarlık dağlarını eritmiş, bu toprakların yeniden dirilişine vesile olmuştur. Hazreti Mevlana’nın her idrak düzeyindeki insanı kalbinden yakalamasını elbette sadece edebiyata, sanata, söz sanatlarıyla izah edemeyiz. Bunun sebebi aşktır. Aşk ise, kişinin sevdiğinde yok olmasıdır. Üzerinden asırlar geçmesine rağmen Hazreti Mevlana’yı her dem taze tutan sır aşktır, sevgidir. Sözleri, şiirleri, mesajlarıyla 7,5 asırdır çoraklaşan gönülleri yeşertebilmesinin hikmeti işte budur. O, kendi ifadesiyle Allah’a ulaşacak birçok yol varken aşkı seçmiştir. Mürşidi kamil bu hakikati Mesnevi’sinde şöyle dile getirir; ‘Sevgiden acılıklar tatlılaşır. Sevgiden bakırlar altın kesilir. Sevgiden tortulu, bulanık sular arı, duru hale gelir. Sevgiden dertler şifa bulur. Sevgiden ölüler dirilir. Sevgiden padişahlar kul olur.’ Evet, aşk ile yazıldığı, aşk ile söylendiği, her kelimesi aşkla dokunduğu için aradan geçen 7,5 asır ne Mesnevi’yi, ne Divanı Kebir’i, ne de Hazreti Mevlana’nın mesajlarını eskitememiştir. 745 yıl sonra bile milletimizle beraber tüm insanlığın ortak aklını, ruhunu, vicdanını besleyen en güzel ırmaklarından biri haline gelen halen Hazreti Mevlana’dır. Hazreti Mevlana’nın sesinin bütün dünyada yankısının devamı Mesnevi’nin neredeyse bütün dillere çevrilmesi bu gerçeğin tezahürlerinden sadece birisidir. Din, dil, ırk, coğrafya farklılıkları, Hazreti Mevlana’nın sesine susayan insanların onu arayıp bulmasına asla mani olamamıştır, olamayacaktır. Yüzyıllardır dünyadaki var oluş gayesinin sırrına ermek isteyen her ferdin yolu muhakkak bir şekilde Hazreti Mevlana ile kesişmiştir, kesişecektir. Nitekim bugün dünyanın neresine gidersek gidelim Hazreti Mevlana’nın mesajı ile buluşan, onun hikmet pınarından nasiplenen insanlarla karşılaşıyoruz. Farklı dillere, farklı dinlere, farklı karakterlere mensup milyonlarca insanın Mesnevi-i Şerif’in serin gölgesine sığındığını görüyoruz. Dünya hayatının katılaştırdığı kalplerin gerçek huzur ve sükunu Mesnevi’nin uçsuz bucaksız ummanında bulduğunu görüyoruz.”

    “Suriye’de yaklaşık 8 yıldır devam eden zulüm her gün yeni canlar almaya devam ediyor”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hazreti Mevlana’nın karamsarlık bulutlarının ufukları kapladığı bir Moğol istilasının medeniyeti tehdit ettiği bir dönemde yaşadığını ifade ederek, “Tıpkı 7,5 asır önce olduğu gibi bugün de maalesef insanlık çatışmanın, vahşetin ve doymak bilmeyen bir hırsın esiri durumundadır. İnsani hasletlerin her gün biraz daha örselendiği, değerler silsilesinde biraz daha gerilere itildiği bir dönem yaşıyoruz. İşte komşumuz Suriye’de yaklaşık 8 yıldır devam eden zulüm her gün yeni canlar almaya devam ediyor. 1 milyon Müslümanın katledildiği Suriye’de hala Suriye’nin başındaki zat yerini korumanın mücadelesini veriyor. Birileri de onun yerini korumasına destek veriyor. Yemen’de milyonlarca çocuk ihtiraslarının esiri olmuş Müslümanlar eliyle açlığa ve ölüme mahkum ediliyor. Filistin’de işgal, Libya’da kaos, Somali’de açlık, Afganistan’da terör ve istikrarsızlık bir veba gibi yayılıyor. Asırlardan beri ilim aşlıklarının mesken tuttuğu İslam şehirlerine bugün DEAŞ, PKK, FETÖ, Boko Haram, Eş Şebab gibi proje örgütler musallat olmuş. Öldürmekten, katletmekten, yakıp yıkmaktan başka hiçbir kutsalı olmayan bu modern dönem haramileri tüm çirkeflikleri ile hayat damarlarımıza hamle yapıyor. Farklılıklarımızı kaşıyarak, mezhep ve meşrep üzerinden bizi birbirimize kırdırarak birileri şeytani düzenlerini idame ettirmeye çalışıyor. Müslümanlar kardeş kavgasına tutuşurken, çıkarlarına tapan menfaatperestler ceplerini doldurmanın, karlarına kar eklemenin mücadelesini veriyor. İnsanı insanın kurdu olarak gören anlayış maalesef insanlığın hem bugün hem de geleceğini tehdit etmektedir. Oysa ki insanı düştüğü yerden kaldırabilecek, ruhundaki ağır yaraları iyileştirebilecek, ihtiraslarının esiri olmaktan kurtaracak yegane yol eşrefi mahlukat olmak üzere yürünen yoldur. Yani yaratılmışların en şereflisi insan olmaya yönelik yoldur. İslam dünyası olarak içinden geçtiğimiz bu sancılı dönemde Hazreti Pirin insanı, ilahi aşkı, ahlak ve erdemi merkeze alan kutlu tavsiyelerine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyoruz. Zira Hazreti Mevlana’nın öğretisinin özü eşyaya esir olmamak, insanı yüceltmek, çatışmayı değil dayanışmayı esas almaktadır. Onun tavsiyesinin esası kesrette vahdettir. Yani çoklukta birlik. Bütün farklılıkları birlik içinde yaşatabilmeyi başarmaktır. Hacı Bektaş-ı Veli Hazretlerinin o veciz ifadesinden ilhamla, çare bir olmak, iri olmak, diri olmak, kardeş olmaktır. Bunu başardığımızda kurulan tüm tuzakları bozacağımıza, İslam dünyasına giydirilmek istenen kefeni hep birlikte yırtıp atacağımıza inanıyorum” diye konuştu.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda Arif Nihat Asya’nın Hazreti Mevlana ile ilgili bir şiirini de okudu. Konuşmanın ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu eşliğinde Ahmet Özhan bir konser verdi. Programda Mesnevi Sohbeti’nin ardından sema töreni başladı.

  • Lokantacılar Şeb-i Arus törenlerine hazır

    Konya’da 7-17 Aralık tarihlerinde gerçekleştirilecek olan ve her yıl yurt içi ve yurt dışından 10 binlerce misafirin katıldığı Şeb-i Arus Törenleri öncesi hazırlıklar devam ediyor. Esnaflar da Hazreti Mevlana’nın 745. Vuslat yıldönümü Uluslararası Anma Törenlerini (Şeb-i Arus) izlemeye gelecek yerli ve yabancı turistleri beklerken, Mevlana Hazretlerinin Türbesi civarında bulunan lokantacı esnafını ziyaret eden Konya Lokantacılar Esnaf Odası Başkanı Ali Osman Karamercan, bir yıldır Konya’nın yöresel yemeklerinde fiyat artışı olmadığını açıkladı.

    Türkiye Lokantacılar Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ve Konya Lokantacılar Esnaf Odası Başkanı Karamercan, her yıl 7-17 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilen Hazreti Mevlana’yı Anma ve Şeb-i Arus Törenleri öncesinde Mevlana Müzesi civarındaki esnafı ziyaret etti. Lokantacı esnafı ile görüşen Başkan Karamercan, iş yerlerinin hazırlıklarını yaparak müşterilerini beklediğini söyledi. Konya denince akıllara Hazreti Mevlana, etli ekmek ve yöresel yemeklerin geldiğini ifade eden Karamercan, “Konya’daki lokantacı arkadaşlarımızı ziyaret ettik, istişarede bulunduk. Gelecek yerli ve yabancı misafirlerimizi daha güzel ağırlamak, daha güzel hizmet yapmak temennisinde bulunduk. İnşallah şu Aralık ayı küçük esnaflar için, sanatkar için güzel bir harmanımız olur, ekonomiye güzel bir katkımız olur. Biliyorsunuz 10 gün etkinlikler olacak. Bu güzel 10 günde de küçük esnafımıza küçük bir harmanımız olur inşallah. Bunun yanında da Konyamızın ekonomisini biraz kalkındırırız hep beraber” şeklinde konuştu.

    “Konyamızın milli ve yöresel yemeklerine zam yapmadık”

    Konya’ya gelecek olan yerli ve yabancı turistlere de dikkat etmeleri gereken hususlar hakkında uyarılarda bulunan Başkan Karamercan, “Müşterilerimiz şuna dikkat etsinler; masadaki menüye baksınlar, masanın yanındaki fiyat listelerine baksınlar. Hem yediklerini bilsinler, hem ödediklerini bilsinler. Menüyü ve fiyat listelerini takip etsinler. Herhangi bir şikayet unsuru olursa da Konya Lokantacılar Odasına şikayetlerini bildirsinler. Biz gereken uyarıları meslektaşlarımıza iletir, Allah’ın izniyle yardımcı oluruz her konuda. Bir yıl oldu, biz bir yıldır etli ekmeğimiz olsun, kebaplarımız olsun, sulu yemeklerimiz olsun, Konyamızın milli ve yöresel yemeklerine zaten zam yapmadık, yapmayacağız da Allah’ın izniyle. Ama bunun yanında da tabii zam yapmayacağız ama ürünlerimizin de, etin düşmesini istiyoruz, bakliyatın, sebzenin düşmesini istiyoruz, un fiyatlarının düşmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Konya Milletvekili Sorgun’dan Şeb-i Arus’a davet

    AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Sorgun, TBMM’de bir konuşma yaparak herkesi Hazreti Mevlana’nın 745. Vuslat Yıldönümü anma törenleri dolayısıyla Konya’ya davet etti.

    Milletvekili Sorgun, Hazreti Mevlana’nın 745. Vuslat Yıldönümü dolayısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisinde (TBMM) söz aldı. Sorgun, konuşmasında Anadolu topraklarının her zaman garip gurebaya, mazlumlara, mağdurlara, çaresizlere sığınak olduğunu ifade ederek, “Tarihimizde; doğudan Moğol, batıdan Haçlı istilaları sebebiyle bu coğrafyaya birçok göçler olmuştur. Bugün de, çağdaş Moğol ve Haçlıların ülkeleri istila, işgal ve talanları dolayısıyla yine milyonlar bu topraklara göç etmiş ve halen de etmektedir. Bu ve benzeri sebeplerle Anadolu’nun insan mirası çok çeşitli ve zengindir. Nice gönül erleri, Hakk ve halk dostu değerlerle dolup taşmıştır. Hiç şüphesiz bu yıldızlardan bir tanesi de yedi asırdır dünyaya ışık sunan Hazreti Mevlana’dır. Zulüm, talan, işgal ve istilanın hüküm sürdüğü, ayrılık ve gayrılıkların kol gezdiği dünyamızda ne kadar da muhtacız onun barış, birlik ve esenlik iklimine. Ölümü vuslat, yani sevgiliyle buluşma bilip, ölüm gecesini Şeb-i Arus, yani ‘Düğün Gecesi’ ilan etmek, her kişinin değil; olsa olsa er kişinin harcı olsa gerek. Hazreti Mevlana’yı Anma ve Anlama törenleri her yıl olduğu gibi bu yıl da 7-17 Aralık tarihleri arasında Konya’da icra edilecek. Törenlerin her yıl bir teması var. 2016 yılı teması ‘Birlik Vakti’, 2017 teması ‘Kardeşlik Vakti.’ Bu yıl ki teması ise ‘Selam Vakti.’ Hepinizi Konya’ya, selam ikliminde buluşmaya davet ediyorum” dedi.

  • Gelibolu Mevlevihanesi’nde Şeb-i Arus töreni

    Çanakkale’nin Gelibolu ilçesindeki Gelibolu Mevlevihanesi’nde, Mevlana Celaleddin Rumi’nin vuslatının 744’üncü yıl dönümü dolayısıyla Şeb-i Arus töreni düzenlendi.

    Törene, Çanakkale Valisi Orhan Tavlı, Gelibolu Belediye Başkanı Mustafa Özacar, Çanakkale İl Emniyet Müdürü Celal Sel, Çanakkale İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Necmi İnce, Karadağ Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Dzemo Redzematovic, İslam Birliği Gençlik Derneği Başkanı Sadmir Hadzidic, Gümülcine Müftü Yardımcısı Fehim Ahmet, Makedonya İslam Birliği Genel Sekreteri İrsal Jakubi, Slovenya Müslümanları Müftülüğünden İfet Suljic ve vatandaşlar katıldı.

    Tören de konuşan Çanakkale Valisi Orhan Tavlı, “İnsanlık tarihinde sevgi, barış, kardeşlik ve hoşgörünün sembolü olmuş, Mevlana Celaleddin-i Rumiyi vefatının 744’ncü yıldönümünde rahmetle anmak ve onun bıraktığı sevgi mirasıyla gönüllerimizi tazelemek üzere Gelibolu Mevlevihanesi’nde bir araya geldik. Bize yüzyıllar boyu hakikatin yolunu gösteren istikamet üzere yaşamak için bize rehberlik eden büyük kılavuzların, ulu zatların izinden gitmeye devam ediyoruz. Bu zatların en önemlilerinden olan 8 asır önce Anadolu’ya gelen Mevlana Celaleddin-i Rumi yaşadığı dönemde dil, din, ırk ve inanç ayrımı gözetmeksizin herkesi kucaklayan ve bütün yaratılmışları yaradanın birer emaneti kabul ederek, onlara hoşça bakan ve güzel gören düşüncesiyle çağını aşan ve evrensel değerler taşıyan önemli mesajlar vermiştir. Mevlana’nın mesajlarında çağırdığı merkez sevgi ve barıştır. Hazreti Mevlana’nın insan ve aleme Allah sevgisini temel alan bakışı akıl ile gönül arasında kopukluğu gidermiş, böylece bilgi ile gönül dünyasını bütünleştirmiştir. Bu ana esaslar çerçevesinde ortaya çıkan anlayış ise Anadolu ve Osmanlı coğrafyasında etkin olmuş. Faklılıkları kaynaştırıp, barışı, kardeşliği, tesis ederek medeniyetimizin en önemli unsurlarından arasında yerini almıştır” dedi.

    Daha sonra Konya İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdül Settar Yarar tarafından Gelibolu Mevlevihanesi’nin sancağının replikası Çanakkale Kültür ve Turizm İl Müdürü Kemal Dokuz’a verildi.

    Anma töreni semazenlerin, sema gösterisi ile son buldu.