Etiket: Sayın:

  • Diyetisyen Işın Sayın: “Bayram tatlınızı şekersiz yapın”

    Uzman Diyetisyen Işın Sayın, Kurban Bayramı’nda tatlıların şekersiz yapılmasını önerdi.

    Bayramın vazgeçilmezi tatlılar konusunda uyarılarda bulunan Işın Sayın, misafirlerine tatlı ikram etmek isteyenlere “şekersiz tatlı” önerisinden bulundu.

    “Yağlı etlerin çoğunun evde pilavlarla beraber yenildiği Kurban Bayramı’nda, hamur tatlısı yerine meyveden veya sütten yapılan tatlılara ağırlık verin ya da yaptığınız hamur tatlısını iki ayrı tepsiye bölün ve 1 tepsiyi şerbetsiz servis için ayırın” diyen Uzman Diyetisyen Işın Sayın, “Bazı konuklarınıza önden sorarak baklavayı, kalburabastıyı ‘kurabiye gibi’ yani şerbetsiz isteyip istemediğini sorun. Deneyin ve görün. Mutlaka şerbetsiz yemeyi tercih edebilecek konuklar çıkacaktır. Bayram gelmeden etrafınızdakilere ‘Baklavanın üstteki çıtır kısmı ile ortadaki ceviz-fındık-fıstığını mı seviyorsunuz; yoksa alttaki şerbetli hamur kısmını mı?’ diye sorun, cevaba siz bile şaşıracaksınız. Misafirlerin büyük bir kısmı aslında şerbete fazla değmemiş, üstteki çıtır kısmı ve orta tabakadaki fındık-fıstık- cevizi seviyor.” şeklinde konuştu

    İlla şerbetli tatlı yapmak isteyenlere de daha az şeker kullanmalarını tavsiye eden Sayın “Gelin sevdiklerinize bir iyilik yapın ve tatlınıza en azından tariftekine göre çok çok daha az şeker ekleyin ve tabaklara üçer dörder servis etmeyin. porsiyonları küçültmenin de günlük yenen tatlı miktarını azaltır. Biz ‘tabakta kalmasın günahtır’ denilerek büyümüş bir toplumuz. Sevdiğimiz insanlar yiyince mutlu oluyoruz. Fakat porsiyonu küçültüp, az şekerli şerbetle yaparsanız ya da şerbetsiz yaparsanız misafirleriniz çok mutlu olacak biliyorum. Bayram bitmeden şerbetsiz tepsideki tatlı bitebilir. Benden söylemesi” ifadelerini kullandı.

  • Emel Sayın, ’Mavi Boncuk’u İlk Kez Bando Eşliğinde Söyledi

    Ünlü sanatçı Emel Sayın, Marmaris’te düzenlenen Özel Türk Koleji’nin yaza merhaba etkinliğinde sahneye çıkarak şarkı söyledi. İlk defa bando eşliğinde şarkı söylediğini belirten Sayın, bando ekibine albüm ve konser teklifinde bulundu.

    Ses kraliçesi Emel Sayın, İzmir Türk Koleji (İTK ) Marmaris Kampüsü’nün yaza merhaba konserinde sahneye çıktı. Yaklaşık 2 bin davetlinin izlediği etkinlikte ünlü sanatçı sahneye davet edildi. Güzelliği ve sesiyle yıllara meydan okuyan Yeşilçam’ın ’Mavi Boncuğu’ Emel Sayın, ilk kez bando eşliğinde Feride ve Mavi Boncuk şarkısını söyledi. Mini konser sonrası çok heyecanlandığını söyleyen ünlü sanatçı, hayatında ilk kez bando eşliğinde şarkı söylediğini ve inanılmaz keyif aldığını belirtti.

    Mini konserin hayatında unutamayacağı bir anı olarak kalacağını ifade eden Emel Sayın, birlikte şarkı söylediği koro ve bando ekibine albüm ve konser teklifinde bulundu. Müzik ekibinden “evet” cevabı alan ünlü ses sanatçısı, önümüzdeki aylarda 150 öğrenciden oluşacak bando ve koro ekibiyle Marmaris Amfi Tiyatro’da hayranlarına konser verecek.

  • Bakan Özlü: ’’Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’ın İfadesiyle Laf Üstüne Laf Değil Taş Üstüne Taş Koyacağız’’

    Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, “Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’ın ifadesiyle laf üstüne laf değil taş üstüne taş koyacağız” dedi.

    Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, Düzce Valiliği tarafından düzenlenen iftar programına katıldı. İftar programı sonunda bir konuşma yapan Bakan Faruk Özlü, dedikodu siyasetine son verilmesi gerektiğini belirterek “Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’ın ifadesiyle laf üstüne laf değil taş üstüne taş koyacağız. Milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız, muhtarlarımız kamu kurumlarımız STK’lar, bizler bir bütünüz. Ancak herkes sadece ama sadece kendi işini yapacak. Hiç kimse milli iradenin yerini yani siyasetin yerini almaya, onun önüne geçmeye, onun rolünü üstlenmeye kalkmasın. Bizler bir zincirin halkasıyız ve bu zincir en zayıf halkası kadar güçlüdür. Bu nedenle birbirimize her zaman destek olacağız. Birbirimize kızmayacağız, birbirimize küsmeyeceğiz. Şeh Edebali’nin vasiyetini başkalarından önce kendimize okuyacağız. Hepimiz önce kendimize bakacağız. Önce kendimizi düzelteceğiz. Kardeşlerimizin doğrularını, kendilerimizin yanlışlarını göreceğiz. Dedikodu siyasetine son vereceğiz. Başkalarının işini nasıl yaptığına bakmak yerine kendi sorumluluklarımızı eksiksiz yerine getirmek için odaklanmalıyız” dedi.

    TEKNOLOJİYİ TİCARİLEŞTİRECEĞİZ

    Dr. Faruk Özlü, “Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı olarak Türkiye’nin tamamında Bilim ve Sanayinin gelişmesi için çalışacağım. Türkiye’yi teknoloji üreten ilk 10 ülke arasına sokacağız. Teknoloji üretecek ve ürettiğimiz teknolojiyi ticarileştireceğiz” dedi.

    ŞEHİT AİLELERİNE ZİYARET

    Bakan Faruk Özlü, 2015 yılında Hakkari’nin Dağlıca kırsalında hain pusuda şehit olan Sözleşmeli Piyade Er Cihan Aksarı ve Şırnak, Silopi’de teröristlerin yola döşediği bombanın patlamasıyla şehit olan özel harekat polisi Sabri Altınbaş’ın ailelerini evlerinde ziyaret etti. Bakan Özlü ailelere taleplerinin olup olmadığını sordu.

    Özlü ardından Gölyaka Belediyesinin düzenlediği etkinliğe katıldı.

  • Diyetisyen Sayın: “Hastayken İçilen Çorbaların Yanına, Yoğurt Servis Edin”

    Hastalık sürecinde doğru beslenmeyle ilgili tavsiyelerde bulunan Uzman Diyetisyen Işın Sayın, “Hastayken içilen çorbaların yanına, yoğurt servis ederek protein değerini arttırın” dedi.

    Uzman Diyetisyen Işın Sayın, mevsim geçişlerinin insan sağlığı üzerindeki etkilerini, grip ve nezle gibi hastalıklardan nasıl korunması gerekiğini anlattı. Mevsim geçişlerinde hastalıkların artmasını değerlendiren Işın Sayın, “Her ne olduysa oldu, bağışıklık sistemimiz ’arıza alarmı’ vermeye başladı. Zayıf düşen bağışıklık sisteminin yarattığı sorunların en başında gelen özellikle baharda görülen alerjiler… Örneğin: Bazılarımız her ilkbaharda geçmek bilmeyen burun akıntısı ve tıkanıklıklardan şikayetçi. Kimileri döküntüler yaşıyor. Egzamalar artıyor” diye konuştu.

    Işın Sayın, burnun tıkalı olduğu zamanda daha az yemek yendiğini belirterek, “Akıntıları ve tıkanıklıkları da koku almamızı engelliyor. Tüm bu gibi durumlarda besinlerden lezzet alamıyoruz. Eğer aksine neden olan bir ilaç almıyorsanız iştah da azalabiliyor. Oysa vücudumuzun günlük ihtiyacı olan besinleri tüketebilmemiz gerekir. Direnç için elbette beslenme önemlidir. İştahsızken yeme, içme çileli de gelse; ’Doğru dozda iştah, bu açıdan baktığımızda, sağlığımızdan sorumludur’ diyebiliriz” ifadelerini kullandı.

    Hastalık sürecinde alınan yağlı ve şekerli gıdaların faydası olmadığını ifade eden Sayın, şunları söyledi:

    “Göreneklerimiz dahilinde, hasta olana ’bi’ tas çorba’ yapmaya giden biri mutlaka bulunur. Tavuk suyuna çorbanın yumuşak içecek olması dışında ekstra bir iyileştirici kimyası olmadığı ortada, ancak bazen, insaf dedirtecek ısrarlar ve besin yüklemeleri ile karşılaşabiliyoruz. Tek seferde 0,5 kg portakalı sıkıp, bunu günde 3-5 kez tekrarlayanlar mı arasınız; vıcık vıcık yağlı tavuk suyuna şehriye çorba yapıp ekstradan yağ koyanlar mı. Sınırsız çeşitlilikte ve neye yaradığına emin olmadıkları bitki çaylarını karıştıran;’Enerji olsun, direnç versin’ adı altında helva, çikolata, tatlı gibi, enerjisi yüksek gıdalar tüketenler de cabası. Oysa hasta olduktan sonra bu denli şeker, yağ yüklemenin ekstra bir yararlılığı yoktur. Hatta bu çok yağlı gıdalar mide bulantısını arttırabilir.”

    “C VİTAMİNİ VÜCUTTA DEPOLANMAZ, FAZLASI İDRARLA ATILIR”

    “C vitamini tedavi süresini kısaltmaz, günlük yemeniz gereken kadar meyve almanızda fayda var” diyen Uzman Diyetisyen Işın Sayın, “Çünkü; C vitamini vücutta depolanmaz, fazlası idrarla atılır. Tedavi edici olmasından ziyade koruyucu önleyici niteliği vardır. Her gün düzenli olarak tüketmek gerekir. Bir bireyin günlük C vitamini ihtiyacı 60 mg dır. Bunun için yaklaşık 2-3 porsiyon meyve yeter. Suyunu sıkıp içtiğinizde yalnızca 1 bardakta 4-5 porsiyon meyvenin şekerini yüklenmiş olursunuz. Üstelik C vitamininin fazlası zaten idrarla atılacaktır. Doktorunuz daha fazla C vitaminini mutlaka önerdiyse, fazla şeker almadan bunu başarmanız için, yine doktorunuza danışarak, eczaneden alınan vitamin destekleri daha güvenli olacaktır. Bu özellikle fazla kilo, insülin direnci ve reaktif hipoglisemisi olanlar için önemlidir. 1 efervesan tabletteki vitamin, kilolarca meyvedeki C vitamini dozuna eşittir. Ancak daha fazla şekerin tedavi edici değil, hastalık sonrası iştah açıcı özelliği olabilir” diye konuştu.

    “ÇORBANIN YANINA YOĞURT SERVİS EDİN”

    Hastalık sürecinde içilen çorbaların nasıl olması gerektiğini anlatan Sayın, “Kullanmanızı önerebileceğim çorbalar: Unsuz pişen sarı, kırmızı mercimek, az miktarda erişteden veya eriştesiz yeşil mercimek çorbaları, sebze çorbası, pirinçsiz ve bulgurla yapılmış ezogelin çorba, kabuklu pirinçten yayla, düğün çorbaları, sebzeli mercimek, yoğurtlu mantar çorba ve aşurelik buğdayla yapılan nohutlu, yoğurtlu çorbalar kaliteli, besin değeri yüksek çorbalardır. Vitamin, mineral, az miktarda kaliteli karbonhidrat içeren çorbaları hep tavsiye ediyoruz. ’Boş kalori, boş karbonhidrat’ diyebileceğimiz pirinç, şehriye beyaz unu hiçbir şekilde içermeyen çorbalar kalitelidir ve idealdir. Birer büyük kase hafif yoğun kıvamda çorba içmek içine biraz zeytinyağı koymak yeterli olacaktır. Hastayken içilen çorbaların yanına, yoğurt servis ederek protein değerini arttırın. Çorbayla 1 dilim esmer ekmek yemek zorunluluk değildir. 1-2 kase az yağlı kaliteli içerikte çorba yeterli olabilir” şeklinde konuştu.

    “MEVSİM HASTALIKLARI SIRASINDA SU TÜKETİMİ ÖNEMLİDİR”

    Su tüketiminin önemine değinen Diyetisyen Sayın, “Mevsim hastalıkları sırasında bol su tüketimi önemlidir. Su, dolaşımı düzenler, toksik maddelerin atılması, vücudun arındırılmasından sorumludur. Bu yüzden bol bol su içmek lazım. Alerjik öksürük ve boğaz tahrişlerinde de su kişiyi rahatlatacaktır. İçilen su iyileşme sürecini hızlandırır. İlaçların bazı olumsuz etkilerini azaltır” dedi.

    Meyve çaylarında içilmemesi gerekenleri sıralayan Sayın, “Genelde bu dönemde, herkes meyve çaylarına yöneliyor. Kişiler, başkalarının tavsiye ettiği, bilmediği çayları bile içiyor. Biz tüm meyve çaylarını öneriyoruz. Adaçayı, rezene, elma tarçın, papatya, kuşburnu, nane limon, tarçın karanfil güvenlidir. Ihlamur hafif idrar sökücüdür. Hastalık döneminde vücuttaki suyu çok fazla atmak da doğru sayılmaz. Bu nedenle ıhlamur, maydanoz, lahanayı abartmanın sakıncaları vardır. Mate çayı, ısırgan, kiraz sapı, mısır püskülü çayları da idrar söktürücüdür. Onlardan da uzak durun. Ekinezya çayı, zencefil, limon içilmesi, bağışıklığa yardımcı olabilir” diye konuştu. Grip, nezle soğuk algınlığında beslenme kurallarını anlatan Işın Sayın, şunları söyledi:

    “Kahvaltıda çiğ yumurta yemeyi bırakın. İyi pişen yumurtada avidin adlı proteinden de biotin adlı vitaminden de yararlanma imkanınız vardır. Kahvaltıda iyi pişmiş 1-2 adet yumurta içinde az yağlı çökelek, zencefilli birkaç fincan çok sıcak olmayan bitki çayı ve 1 dilim esmer ekmek yenebilir. Ara öğünlerde çok sıcak olmayan içeceklere devam… 1-2 tanesi sütlü şekersiz bir içecek olabilir. Siyah çay içiyorsanız, mutlaka çok açık olmasına ve mümkünse içine limon parçacıkları atmaya özen gösterin. Siyah demli limonsuz çay, ihtiyacınız olan mineralleri idrara karıştırıp atar. Bağışıklığı güçlendirmek için, hasta olduktan sonra yenilen içilen kulaktan dolma besinleri aşırı miktarda tüketmenin size çoğu zaman yararı olmamaktadır. Hayatın hızlı temposu içerisinde ihmal ettiğiniz mevsim sebzeleri, kuru bakliyatların unuttuğunuz meyvelerin koruyucu önleyici yöndeki yararlılığı tartışılmazdır.

    Bağışıklık sistemini güçlendirmek için tavsiyelerde bulunan Işın Sayın, “Beta Glukanlar son yıllarda çok konuşulan takviyeler epeyce işe yaramaktadır. Bağışıklık sisteminizi güçlendirmek üzere doktoru danışarak kullanılabilir. Ancak insulin direnci, reaktif hipoglisemi ve obezite, diyabet sorunu olanlar için iştah açıcı, karbonhidratlara eğilimi artırıcı olduğunu söylemeliyim” dedi.

    Uzman Diyetisyen Işın Sayın, bahar alerjisiyle ilgili bilgi vererek, “Polenler ve çilek gibi mevsimsel alerjiler, ilaç kullanılacak düzeyde ise; ilgili ilaç tedavileri, açılan iştaha neden olur. Oysa burun akıntıları ile birlikte koku ve tat duyusunun kaybolmuştur. İlaç nedeniyle açılan iştaha kapılırsanız, kontrolsüz yeme riski vardır. Biz bu hastalarda, ’ilaçla tedaviye devam edin, beslenmeniz ilaca göre düzenleriz ve kilonuzu kontrol edersiniz kilo almazsınız’ diyoruz. Tavsiyemiz, bol lifli tok tutan esmer ekmek, bulgur, leblebi gibi az işlem görmüş rafine olmayan tahıllar; büyük porsiyon az yağlı tuzsuz pişmiş bakliyatlar ve bunlara lezzet katmak için baharatlar kullanılabilir. Acıktıkça, daha yüksek kalorili ve zararlı bir şeyler yemektense; çiğ havuç yemeniz, salatalık yemeniz daha isabetli olacaktır. Yoğurt tokluk için vazgeçilmezdir. Semizotuyla karıştırıp beslenmenizde ekstra tokluk vitamin mineral ve lif yakalarsınız. Düzenli tüketilen probiyotik yoğurtlardan da destek alınabilir. İhtiyaç duyduğunuz abur cubur arzusu ise masum alternatiflerle düzenlenebilirdir” dedi.

  • Yıldız: “Sayın Bahçeli Kendini Sorgulamalı”

    1 Kasım genel seçimlerinde Ardahan Milletvekili Adayı olan Osman Nuri Yıldız, Milliyetçi Hareket Partisinde yaşanan olayları sosyal medya hesabından değerlendirdi.

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin kendisini sorgulaması gerektiğini dile getiren Yıldız, şöyle konuştu:

    “Bu satırları 1 Kasım 2015 seçimlerinde MHP Genel Merkezinden 1 lira dahi maddi destek almadan, bırakın maddi desteği Genel Merkezin manevi varlığını dahi çok gördüğü, seçim kampanyası sürecinde Genel Başkan Yardımcıları veya seçilmiş milletvekillerinin birinin bile hatırımızı sormak için aramadığı, buna rağmen 2. sıra adayı Gökhan Ağdemir, İl Başkanı Taşkın Polat, teşkilat ve yürekli 3-5 inanmış insanla yürüttüğümüz seçim kampanyasının sonunda 81 il içerisinde MHP’nin oyunu artıran tek il olan Ardahan’ın milletvekili adayı olarak yazıyorum. Yarım asra yaklaşan siyasi hayatı ile Türk siyasetinin temel taşlarından olan MHP, dinamik bir teşkilat yapısına, fedakar, cefakar, vatan sevdalısı milyonlarca ülkücü-milliyetçi seçmenine rağmen bir türlü iktidar olamamaktadır. Esas mesele iktidar olmaktan ziyade, çözülmeye ve bölünmeye bir adım kala, Türk Milletinin en çok ihtiyacı olduğu bu süreçte MHP’nin hak ettiği ve olması gereken yerde olamamasıdır. Dürüstlüğünden, vatanseverliğinden ve devlet adamlığından hiç kimsenin zerre-i miskal kuşku duymadığı Sayın Genel Başkanımız yinede bir özeleştiri yapmalı, hatanın nerede olduğunu sorgulamalı ve buna göre tedbirler almalı iken, koltuk sevdalısı bir görüntü vermeyi tercih etmektedir. Milliyetçi-Ülkücü hareket Genel Başkanın değişmesi ile yıkılacaksa varsın yıkılsın. Kişiler gelip geçici, fikirler ve ideolojiler, doğru ilkelere dayanıyor ise kalıcıdır. Bu bakımdan değişimden korkmamak, aksine bunun yolunu kolaylaştırmak gerekir.”