Etiket: Sayan

  • (Özel haber) Can güvenliğini hiçe sayan işçiler kamerada

    Çatıdaki su gider kanalını temizlemek için 5 katlı binanın tepesine çıkan işçiler birbirine ipe bağlayarak can güvenliğini tehlikeye attılar. O anlar ise bir cep telefonu kamerası tarafından kaydedildi.

    Olay, dün Bahçelievler Şirinevler Mahallesi’nde yaşandı. 5 katlı binanın çatısına yağmur ve kar sularının birikmemesi için yapılan kanal tıkandı. Tıkanan kanalı açmak için çatıya çıkan 2 kişi iş güvenliğini hiçe saydı. İşçilerden birisi beline bağladığı iple arkadaşının sözde güvenliğini sağladı. Yaşananlar bir cep telefonu kamerası tarafından kaydedilirken, görüntüyü izleyenlerinin ise yürekleri ağzına geldi.

  • Seda Sayan ve Aynur Aydın’dan muhteşem konser

    EXPO 2016 Antalya’da fantezi müziğinin sevilen ismi Seda Sayan ile pop müziğin sevilen ismi Aynur Aydın sahne aldı.

    EXPO 2016 Antalya’da Turkcell büyük amfi tiyatro iki kadın şarkıcıyı ağırladı. Best FM programcılarından Serdar Gökalp’in sunuculuğunu yaptığı gecede sahneye ilk olarak fantezi müziğin sevilen ismi Seda Sayan çıktı. Pembe elbisesiyle çıktığı konserde özellikle kadın hayranlarından büyük ilgi gören Seda Sayan, özel konserler için geldiği Antalya’da halk konserine uzun bir aradan sonra EXPO’da çıktığını belirtti. Sayan, “Sayın Cumhurbaşkanımızdan, Başbakanımızdan, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımız Menderes Türel’den, EXPO’da emeği geçenlerden Allah razı olsun. Bizi sizlerle buluşturdular” dedi.

    Ahmet Özden ve orkestrası eşliğinde sevilen şarkılarını seslendiren Seda Sayan, Ferdi Tayfur’dan, Neşet Ertaş’a kadar pek çok bestecinin sevilen eserlerini de söyledi. Sayan, sahnede hayranlarıyla günün anısına selfie de çekmeyi ihmal etmedi. Sayan, geçtiğimiz günlerde EXPO 2016’da konser veren Murat Kekilli’ye ait “Karagözlüm Ölesim Var” isimli şarkıyı ise gelen istekler doğrultusunda iki kez söyledi.

    Seda Sayan’ın ardından ise sahneye Aynur Aydın çıktı. “Günah Sevap” isimli sevilen şarkısıyla konserine başlayan Aydın’a sahnede erkek dansçılar da eşlik etti. Romantik şarkılarıyla da beğeni toplayan ünlü sarkıcı, “Bi dakika” gibi hareketli şarkılarıyla da konseri izlemeye gelen hayranlarını coşturdu.

  • (Özel Haber) Kitabı İçin Canını Hiçe Sayan O Akademisyen Şimdi Başbakan

    Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun 17 Ağustos 1999 depreminde üzerinde çalıştığı kitabı hard diske kaydetmek için canını hiçe sayarak artçı sarsıntıların yaşandığı binaya girdiği ortaya çıktı. TGRT Haber’de Mehmet Aydın’ın Gün Biterken programına konuk olan Başbakan Davutoğlu’nun kuzenleri Yrd. Doç. Dr. Mustafa Yurttadur ile Ahmet Demirbaş, Davutoğlu’nun bilinmeyen yönlerini ve anılarını anlattı.

    Gelişim Üniversitesi’nde görev yapan Yrd. Doç. Dr. Mustafa Yurttadur, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile birlikte yaşadığı ve hiç unutamadığı bir anısını ilk kez paylaştı. 17 Ağustos 1999 depreminde Davutoğlu’nun o dönem kaleme aldığı ve üzerinde yoğun olarak çalıştığı ‘Stratejik Derinlik’ adlı kitabını kurtarmak için canını hiçe sayıp, sarsıntıların sürdüğü binaya girdiğini ve bilgisayarındaki çalışmalarını harddiske kaydettiğini aktardı. Yurttadur, Davutoğlu’nun binaya girmeden önce ‘bana bir şey olursa o diski bulup kitabımı yayınlatın’ diyerek adeta vasiyette bulunduğunu da söyledi.

    Deprem gecesi yaşadıklarını anlatan Yurttadur, “17 Ağustos 1999 tarihinde İstanbul’da çok büyük bir deprem yaşandı. O gün ben dışarıda bir arkadaşım ile birlikteydim. Sonra gece 03.00 civarıydı, depremden önce uyandım. Depremin o 42 saniyelik sahnesini yaşadım. Herkes gibi Marmara depremini bizde yaşadık. Ve daha sonra deprem durunca dairemizi boşaltıp sokağa indik. Bizim evimizin önünde bir çocuk parkı var. Orası mahşer yeri gibi doldu” dedi.

    “BAŞBAKANIMIZ O DÖNEM EVDE YALNIZ KALIYORDU”

    Yurttadur, “Bizim binamızın yanında da Sayın Başbakanımızın oturmuş olduğu ki o dönem akademisyen olduğu dönemlerdi. Ve onlarda aşağı indiler. Ve biz aşağıda Sayın Başbakanımızla buluştuk. Tabi çok dehşetli bir depremdi. Nerede oluyor, nasıl oluyor, bununla ilgili haber alabilmek için Sayın Başbakanımızın arabasına geçtik. Sayın Başbakanımız şoför mahallinde ben ise yan tarafta oturuyorduk. Başbakanımızın arabasında haberleri açtık. Haberleri dinliyoruz. Başbakanımızın hanımı ve çocukları Afyon’dalar o dönemde. Yani Başbakanımız o dönem evde yalnız kalıyordu. Haberleri dinlerken İzmit’te, Kocaeli’de, Yalova’da çok büyük yaralar olduğu haberlerini almaya başlıyoruz ve hala artı depremler devam ediyor. Biliyorsunuz çok ciddi bir sarsıntıydı ve artçıları da 5-6 civarında oluyordu. Ve hala bina sallanmaya devam ediyor artçılar çok ciddi şekilde devam ediyor” diye konuştu.

    “MUSTAFA BENİM YUKARIYA ÇIKMAM GEREKİYOR”

    Başbakan Davutoğlu’nun yukarı çıkmak istediğini aktaran Yurttadur, “Sayın Başbakanımız dedi ki ‘Mustafa benim yukarıya çıkmam gerekiyor’. Dedim ki; ‘efendim yukarıya neden çıkacaksınız. İşte görüyorsunuz çok ciddi sallantılar var. Hepimiz canımızı zor kurtardık. Herkes aşağıya indi. Dedi ki ‘benim çıkmam lazım’. Dedim ki ‘efendim, lütfen yapmayın. Çıkıp ne yapacaksınız, ne edeceksiniz’. Davutoğlu ’Benim bir kitabım var, ben kitap yazıyorum. Bu kitabı muhakkak suretle benim harici diske kaydetmem gerekiyor’ dedi. Tabii bizim o kadar çok söylememize rağmen kendinden çok emin ve vakur şekilde bize dedi ki, ‘ben yukarıya çıkacağım, yukarıya çıkmam gerekiyor. O kitabı harici diske kaydedeceğim ve geri geleceğim. Eğer eğer bir Allah emri olur orada bana bir şey olursa muhakkak suretle bu harici diski buldurup onun içerisindeki kitabı yayınlatıyorsun. Çünkü bu benim bir eserim, bu benim için çok önemli. Kitabın ismi de Stratejik Derinlik’ Sene 17 Ağustos 1999, beyefendinin profesör olduğu yıllar. Ve böyle bir depremde canını hiçe sayarak yukarı çıktı, ben arabada bekledim. Ve 3-4 dakika içerisinde o bilgisayardaki verileri kaydetti” ifadelerini kullandı.

    “DEPREM OLDUĞU SIRALARDA O KİTAP ÜZERİNDE ÇALIŞIYORDU”

    Depremin yaşandığı an Davutoğlu’nun o kitap üzerinde çalıştığına dikkat çeken Yurttadur, “Ve benim şahsi kanaatim, beyefendi deprem olduğu sıralarda o kitap üzerinde çalışıyordu diye düşünüyorum. Ve o bilgisayarla çıktı, harici hard diske kaydetti ve aşağı indi. Dedi ki ‘elhamdülillah kitabımı kaydettim. Artık bir Allah emri de olsa gözüm arkada kalmaz çünkü ben eserimin kopyasını almış bulunuyorum’. Bunu beyefendi ile beraber başbaşa yaşadık ve kendini, hayatını hiçe sayarak eserin ne kadar önemli olduğunu bilerek bir akademisyen olarak vermiş olduğu emeklerin karşılığında ortaya koymuş olduğu kitabının hard disk kopyasını aldı ve aşağıya indi” şeklinde konuştu.

    “BEYEFENDİNİN İLİME, BİLİME VE ESERE VERMİŞ OLDUĞU DEĞER AÇISINDAN ÇOK CİDDİ BİR ÖRNEK”

    Yurttadur, “Tabii bu müthiş bir olay, müthiş bir olgu. Beyefendinin ilime, bilime ve esere vermiş olduğu değer açısından çok ciddi bir örnek. Ve bu yaşanılmış bir örnek. Ben bugüne kadar hiç duyulmadı. Bugün bunu katıldığımız yayında ilk kez anlattık. Ve bu gerçekten ama gerçekten literatüre geçmesi gereken, ülkeyi yöneten bir başbakanın ilme, bilime, kitaba, esere vermiş olduğu değeri ortaya koyan çok ciddi bir örnek. Ve böyle bir depremde dediğiniz gibi tamamen bir vasiyet bırakıyor. Diyor ki ‘Mustafa bana bir şey olursa, orada bir yıkılma neticesinde kendisine bir Allah’ın emri olursa biz dışarıda hemen kurtarıcılar geldiği zaman veya enkazın kaldırılması için gelindiği zaman bulacağız ve o hard diski edineceğiz. Türkiye’de bugüne kadar bu alanda yazılmış bir eser yok zaten. Ve yakın zamanda da ben yazılacağını pek tahmin etmiyorum, çünkü Başbakanımız o kitabı ruhuyla, gönlüyle, engin bilgi ve beceri birikimiyle yazmış olduğu bir kitap. Buradan da şunu ortaya çıkarabiliyoruz; hayatını hiçe sayarak kitabını alan bir başbakan” ifadelerini kullandı.

  • Basın Paneline Gazeteci Savcı Sayan Damga Vurdu

    Samsun’da, Canik Belediyesi tarafından düzenlenen “Türkiye’de Gazeteciliğin Dünü, Bugünü ve Yarını” paneline moderatör Osman Kara ile Gazeteci Savcı Sayan arasındaki tartışma damgasını vurdu.

    Canik Belediyesi, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla “Türkiye’de Gazeteciliğin Dünü, Bugünü ve Yarını” başlıklı panel düzenledi. Canik Kültür Merkezi’nde (CKM) düzenlenen ve moderatörlüğünü Gazeteci-Yazar Osman Kara’nın yaptığı panele konuşmacı olarak Gazeteci Savcı Sayan, Mehmet Aydın, Spor Yorumcusu Bülent Yavuz ve Basın İlan Kurumu (BİK) Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Canbey katıldı.

    “BASINI ŞEHRİN YARARINA KULLANMALIYIZ”

    Panelin açılış konuşmasını yapan Canik Belediye Başkanı Osman Genç, Samsun’un geçmişte önemli bir ticaret merkezi olduğu kadar basın sektörü anlamında da güçlü bir şehir olduğunu belirterek, “Basın yeni dünyada oldukça önemli bir güç. Bu gücü mutlaka şehrimizin, ülkemizin ve toplumun yararına kullanmamız gerekmektedir. Bugün yerel yöneticiler, bu şehrin dinamikleri ve basın ile birlikte şehir olarak güçlü oluruz ve şehrimizi 3. bin yılın başında güçlü kılabiliriz. Şehirlerin yarıştığı günümüzde el ele vererek birlikte şehrimizi bu yarışa dahil edebiliriz, Türkiye ve dünyanın öncü şehri yapabiliriz” dedi.

    Genç’in açılış konuşmasının ardından “Türkiye’de Gazeteciliğin Dünü, Bugünü, Yarını” paneline geçildi. Moderatörlüğünü Osman Kara’nın yaptığı panelde konuşan Gazeteci Savcı Sayan, “Şimdi buraya gelirken ilginç bir şey dikkatimi çekti. Eski bir CHP’li ile eski bir albayı yan yana koymuşlar. Acaba ayırt edemiyorlar mı, ‘halen birlikte mi hareket ediyorlar’ demek istiyorlar. Ama CHP, eski CHP değil, asker de eski asker değil. Çünkü yeni hükümet askeri sivilleştirdi, halkın ordusu yaptı. Yeni CHP de başka devletlerin CHP’si oldu. Biz Bülent Yavuz’la yine yan yanayız. Çünkü bu yeni Türkiye’de Bülent ağabey, yeni Türkiye sevdalısı, ben de yeni CHP’den kurtuldum, AK Parti’ye geçtim, Türkiye sevdalısıyım. Dolayısıyla böyle bir birliktelik askerin, sivilin, gazetecinin hepsinin birlikte olduğu Türkiye, büyük Türkiye’dir. Biz bunu hayal ediyoruz. Bunu hayal ettiğimiz için buradayız” diye konuştu.

    Basının o ülkenin birliği ve beraberliği, bölünmez yapısı için çok önemli olduğunu belirten Sayan, “Özgür basın çok önemlidir. Özgür basın hepimizin sesi, kulağı, ayağıdır. Gariban bir kişinin feryadı, zengin bir iş adamının tercümanıdır. Ama ne yazık ki son dönemlere baktığımızda biz farklı bir basınla karşı karşıyayız. Ya dışarıdan destekli bazı insanların ideolojisini Türkiye’ye yansıtmak için çalışan bir basın görürsünüz, ya paralel örgütün sesi olabilmek için değişik değişik isimlerle piyasaya çıkmış bir basını görürsünüz ya da kendi işini geliştiren bir patronun, o işlemi geliştirmek adına çıkarmış olduğu bazı yazılı ve görsel çalışmalarını görürsünüz. Bunların hiçbirisini ben vatandaşların yararına görmüyorum. Basın önce özgür olacak, bağımsız olacak ve milli olacak. Selahattin Demirtaş’ı parlatıp, Nişantaşı’nda saz çaldırıp, Diyarbakır’da tetiğe bastırmayacak ve ayakta bunu alkışlatmayacak. Böyle bir basın olmaz. Böyle bir basın Türkiye düşmanlığıdır. Seçilmişlere karşı çıkarak, Cumhurbaşkanı’na saldırarak, Türkiye’nin yararına olmayan işleri getirip Türkiye’nin insanına algı operasyonu ile parlatarak sunmak, bunlar basının hangi ilkesinde yazıyor” şeklinde konuştu.

    Paralel örgütün Türkiye’nin başında büyük bir bela olduğunun altını çizen Sayan, “Bu paralel örgüt her hücreye girmiştir. Din adına, iman adına hepimiz yardım ettik. Siz bunlara yardım yaparken ‘gidin paralel devlet kurun’ diye yardım yapmadınız ki. ‘İki tane fakiri daha okudun, üç kişiye daha fazla para verin’ diye yardım ettiniz. Ben de verdim. Biz bunlara verdik ama bunun altı ibadet, ortası ticaret, üstü ihanettir. O ibadet yapanlar bizim kardeşlerimiz. O bizim kardeşlerimizden para toplayıp ticaret yapıp, parayı ihanet şebekesine aktaranlara diyoruz ki, ‘biran önce geri dönün ve ibaret için para topladığınız o insanlardan helallik isteyin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşı olduğunuzu net bir şekilde ortaya koyun.’ İhanet şebekesi dönemez, çünkü onlar nasıl bu millete kaset kumpası kurduysa, onların da kasetleri Amerika’nın ve İsrail’in elindedir” ifadelerini kullandı.

    MODERATÖR İLE SAYAN ARASINDAKİ TARTIŞMA

    Daha sonra moderatör Osman Kara araya girerek, “Sayın Sayan, bu bir basın panelidir, siyaset paneli değildir. Toparlayalım” demesi üzerine Sayan da özür dileyerek, tekrar konuşmasına devam etti. Bir müddet sonra tekrar araya giren Osman Kara, “Sayın Sayan, temel ölçüde anlaşalım. Burada olmayan insanları yargılayacak mıyız, yoksa genel prensipleri mi konuşacağız” demesinin ardından Gazeteci Savcı Sayın, “Eğer siz birilerinin savunuculuğunu yapacaksanız, o zaman moderatörlük yapmayın, gidin yan tarafta konuşmacı olun. Moderatör tarafsız olur. Ben size göre konuşmak zorunda değilim. Siz moderatörsünüz, bana söz hakkı verirsiniz, konuşmamın çerçevesini çizemezsiniz. Hem basın özgürlüğünden bahsedeceksiniz hem de çerçeve çizeceksiniz. İşte bizim karşı olduğumuz bu. Bu olmaz, ben böyle bir moderatörlük görmedim. Hem basın özgürlüğünden bahsedeceksiniz, ‘bize baskı var, basın istediği gibi yazamıyor’ diyeceksiniz hem de bana söz hakkı verince Aydın Doğan’a dokunma, Fetullah’a dokunma ona göre konuş. Böyle bir şey olur mu? Ben herkese dokunurum. Siyasi hayatımda da kimse benim sesimi kesememiştir. Karşı çıkabilir, dediklerime karşı çıkabilir, dediklerimi beğenmeyebilir, buna saygı duyarım. Ama ‘efendim böyle konuşma, böyle konuş’ böyle olur mu? Ben Savcı Sayan’ım halkım gibi konuşurum” şeklinde tepki gösterdi.

    Bu sırada salondaki dinleyiciler de Sayan’ı alkışlayarak destek verdi.

    “KENDİMİ SAMSUNLU SAYIYORUM”

    Basın İlan Kurumu Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Canbey, basın tarihinden örnekler verdiği konuşmasında, internet medyası ve çalışanları için yeni çalışmaların yapıldığını dile getirdi. Eski FİFA Hakemi ve Merkez Hakem Kurulu Eski Başkanı Bülent Yavuz, Samsun medyasının Samsunspor’a destek olması gerektiğini belirterek, “Benim ailem Samsun’da. Kendimi Samsunlu sayıyorum. Samsun’dan bir FİFA Hakemi ve Merkez Hakem Kurulu Başkanı çıkmıştır. Samsunspor’un çok daha iyi yerlerde olması gerekiyor. Şehir ve basın olarak bu konuda Samsunspor’a destek verilmelidir” dedi.

    Soru-cevap bölümüyle tamamlanan panelin ardından Canik Belediye Başkanı Osman Genç, panelistlere kendi adlarına dikilen fidanların sertifikasını verdi.

  • BTK Başkanı Sayan, Twıtter Başkan Yardımcısı Crowell İle Görüştü

    Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan, Twitter Başkan Yardımcısı Colin Crowell ile görüştü.

    BTK Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan ile Twitter Başkan Yardımcısı Colin Crowell’ın BTK binasındaki görüşmesi yaklaşık 1 saat sürdü. Görüşmeye ilişkin BTK’nın internet sitesinden bir açıklama yapıldı. BTK Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan, Twitter Başkan Yardımcısı Crowell ile yararlı bir görüşme gerçekleştirdiklerini belirtti. Twitter’in Türkiye Temsilcisi atamasının önemli bir gelişme olduğunu belirten Sayan,Türkiye’de Twitter tarafından ofis açılmasına yönelik talebin yenilendiğini belirtti. Sayan, “Türkiye genç ve dinamik nüfus yapısıyla sosyal medya kanallarının en çok kullanıldığı ülkeler arasında yer alıyor. Evrensel hukuk kuralları ile Türk hukuk kurallarının sosyal medya mecralarında da mer’i olması gerekiyor. Görüşmede bu konudaki hassasiyetlerimizi aktardık. Özellikle Türk yargı makamları tarafından verilen kararların uygulanmasının önemine dikkati çektik. Sosyal medya kanallarında açılan sahte hesaplar ile mücadele edilmesinin önemli olduğunu vurguladık ” dedi.

    TERÖRİZMLE MÜCADELE

    Sayan, terörizmle sanal platformlarda mücadelenin önemli olduğunu vurgulayarak, “Twitter gibi sosyal paylaşım sitelerinin terör örgütlerinin propagandasının yapıldığı mecralara dönüşmemesi gerekiyor. Bu konuda bütün dünya ülkelerinin karşılıklı işbirliği ve dayanışma içinde bulunması gerekiyor. Twitter’da Türkiye’ye yönelik faaliyetlerde bulunan terör örgütlerinin ve terörizmin propagandasının yapılmaması gerektiğine yönelik hassasiyetlerimizi aktardık” ifadesini kullandı.

    Sayan, Ankara’da meydana gelen terör saldırısı sonrasında Twitter’dan atılan mesajlara yönelik işbirliğinin önemli olduğunu belirterek, Twitter ile acil durumlardaki işbirliklerinin geliştirilmesi konusunda mutabakata vardıklarını bildirdi. Fransa’daki terör saldırısı sonrasında Twitter’ın vatandaşları bilgilendirmek, uzak durmaları gereken alanlarla ilgili uyarmak için kullanıldığı bilgisinin paylaşıldığını belirten Sayan, bu konudaki işbirliklerinin Türkiye ile de yapılabileceğinin aktarıldığını ifade etti. Sayan eğitim, sağlık, afet ve acil durumlarla ilgili konularda Türkiye ile Twitter arasında işbirliklerinin görüşüldüğünü ifade etti.

    Sayan, sosyal paylaşım sitelerindeki müstehcen içeriklerin engellenmesinin önemli olduğunu vurgulayarak, “Özellikle gençlerin ve çocukların internetin ve sosyal medyanın zararlı içeriklerinden korunması konusunda duyarlı olduğumuzu, bu konuda da Twitter’den duyarlılık beklediğimizi aktardık” diye konuştu.

    Görüşmeye, BTK Uluslararası İlişkiler Dairesi Başkanı Gazali Çiçek, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı İnternet Dairesi Başkanı Ahmet Kılıç, Erişim Sağlayıcıları Birliği Genel Sekreteri Bülent Kent ve Twitter Türkiye Temsilcisi Emine Etili de katıldı.