Etiket: Savaş

  • İdmanda kartopu savaşı

    Bursaspor, Spor Toto Süper Lig’in 21. haftasında sahasında Çaykur Rizespor ile oynayacağı maçın hazırlıklarını bu sabah yaptığı antrenmanla sürdürürken, futbolcuların kar topu savaşı renkli görüntüler oluşturdu.

     

    Özlüce Tesisleri’nde teknik direktör Şenol Güneş yönetiminde kar altında yapılan antrenmanda eğlenceli anlar yaşandı. Isınma hareketleri ile başlayan pas ve pres idmanıyla devam eden antrenman taktik çalışmayla sona erdi.

    Yeşil-beyazlı futbolcular, antrenmanda zaman zaman kar topu oynayarak renkli görüntüler oluşturdu.

    Öte yandan Bursaspor’da sakatlığı bulunan Emre Taşdemir antrenmana katılmadı.

  • PALANDÖKEN BELEDİYESİ ÖZEL KALEM MÜDÜRÜ SAVAŞ’IN BABASI HAKKA YÜRÜDÜ

    Palandöken Belediyesi Özel Kalem Müdürü Fatih Savaş’ın babası Ekrem Savaş (55) son yolcuğuna uğurlandı. Cenazeye katılan Palandöken Belediye Başkanı Orhan Bulutlar, Özel Kalem Müdürü Fatih Savaş’a ve diğer aile fertlerine başsağlığında bulundu.

     

    SEVENLERİ SON YOLCUĞUNA UĞURLADI

     

    Geçirdiği rahatsızlık sonucu uzun bir süredir tedavi gördüğü Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi’nde hayatını kaybeden Palandöken Belediyesi Özel Kalem Müdürü Fatih Savaş’ın babası,Ekrem Savaş (55) sevenleri tarafından son yolculuğuna uğurlandı. Ekrem Savaş için Yunusemre mahallesin deki Tifnikli Faruk Efendi Camii’nde cenaze töreni düzenlendi. Törene Palandöken Belediye Başkanı Orhan Bulutlar, Başkan Yardımcıları, Belediye Meclis Üyeleri, Belediye Birim Müdürleri, Belediye çalışanları, eş, dost, akraba ve sevenleri katıldı.

     

    BAŞKAN BULUTLAR, SABIR DİLEDİ

     

    Palandöken Belediye Başkanı Orhan Bulutlar, Özel Kalem Müdürü Fatih Savaş’ın acısını paylaştı. Aile fertlerine başsağlığında bulunan Başkan Bulutlar, sabır diledi. Hakkın Rahmetine kavuşan Ekrem Savaş’ın naaşı ikindi namazına müteakiben Yunusemre mahallesi Mahallesin deki Tifnikli Faruk Efendi Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından dualar eşliğinde Aile Kabristanında toprağa verildi. Ekrem Savaş evli ve 4 çocuk babasıydı.

  • Kandil’e hava harekatının sırrı çözüldü

    Kandil’e düzenlenen son hava harekatı, PKK içindeki bazı grupların barış sürecini sabote girişimine karşı yapılmış.

     

    BDP‘lilerin çözüm sürecini baltaladığı iddiasıyla tepki gösterdiği hava harekatına ilişkin Vatan gazetesi çarpıçı bilgiyi okurlarına duyurdu. Mahteşe taşınan habere göre hava harekatı karakol baskınları için yola çıkan PKK’lılara karşı yapılmış.

     

    BDP heyetinin Abdullah Öcalan’ın mektubunu Kandil’e ulaştırmak üzere yola çıkmasından hemen önce Kandil’e yapılan hava operasyonun şifreleri ortaya çıktı. Vatan gazetesinin edindiği bilgilere göre, operasyon düğmesine, süreci sekteye uğratmak isteyen PKK içindeki bazı grupların bazı karakollara saldırı planı yaptığı istihbaratı üzerine basıldı.

     

    BETON DELİCİ MÜHİMMAT

     

    Yaklaşık 7 saat süren hava operasyonua katılan 14 savaş uçağı, beton delici mühimmat da kullandı. Çok sayıda hedefin vurulduğu Kandil operasyonunda bir ilk de yaşandı. Harekatta, 18 Aralık’ta uzaya fırlatılan Türkiye’nin yüksek çözünürlüklü yerli keşif uydusu GÖKTÜRK-2’den alınan görüntülerin de kullanıldığı öğrenildi.

     

    HAVA HAREKATININ REHBERİ GÖKTÜRK 2 OLDU

    TSK uydu sayesinde PKK’nın üst düzey dağ kadrosunun da bulunduğu Kuzey Irak’taki en büyük kampı olan Kandil’i artık 2,5 metre çözünürlükte izlemeye başladı. Özellikle TSK için keşif ve gözetleme yapan uydu, 2,5 metre çözünürlükte siyah beyaz görüntü alabiliyor. Planlaması yapılan koordinatlar uyduya sunulduktan sonra haberleşme konisine giriyor. Ve uydu olay yerinden tahmini bir günlük bir gecikmeyle 40 dakika görüntü aktarabiliyor. TSK bu sayede başta Kandil olmak üzere terörle mücadelede hassas bölgelerdeki konuşlanmaları yaklaşık 1 gün öncesi görüntülerle izleyip, operasyon planlaması yapabiliyor.

  • Kayıp Türkler ‘Dadaş’ çıktı

    Kayıp Türkler olarak gündeme gelen ve Moğolistan’ın kuzey sınırındaki Sayan Dağları yamaçlarında yaşayan, Türkçe konuşan ‘dukha’ adlı topluluğun atalarının Erzurumlu olduğu belirlendi.

     

    AHMET AKBUĞA

    Atatürk Üniversitesi Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMED) Başkanı Yrd. Doç. Dr. SavaşEğilmez, yaptıkları araştırma sonucunda Atlas Dergisi Yayın Yönetmeni Özcan Yüksek ve fotoğrafçı Selcen Küçüküstel tarafından hazırlanan “Dukha Halkı Kayıp Türkler” belgeseli sonrasında gündeme gelen kayıp Türklerin Erzurumlu olduklarını söyledi. Eğilmez, şöyle konuştu:

     

    “Belgeselin sahibi yapımcılar şu tespitlerde bulunuyorlar; Tarih öncesini yaşayan ve bizimle aynı dili konuşan bir toplumla karşı karşıyayız. Bundan 10 bin yıl önce insanların yaşadığı şekilde yaşıyorlar. Her şeyi ortaklaşa paylaşıyorlar. Aralarında eşitlikçi ilişkiler var. Suç işlemiyorlar. Kadın erkekten ya da erkek kadından üstün değil. Ren geyikleriyle birlikte onların vahşi göç yollarında onlarla birlikte dolaşıyorlar. Moğolistan’a Tuva’dan gelen, avlarını paylaşan, ormanlardan yemiş toplayan, doğayla uyumlu ortaklaşmacı bir toplum olan Dukhalar, Sayan Dağları’nda yaşayan ve nesli hızla tükenen ren geyikleriyle birlikte göçebe olarak yaşıyor. Ren geyiklerinin sütü ve peyniriyle, topladıkları yaban yemişleriyle beslenen bu topluluk Türkçe’nin lehçelerinden birini konuşuyor. Şaman inançlarını sürdüren Dukhalar, doğa ile çok özel ilişkiler içindeler. Kirlenmesin diye nehirlerde ellerini biler yıkamıyorlar.

     

    Belgeselde anlatılan yaşam tarzı, şaman toplulukların bir çoğunda var olan geleneksel yaşam biçimidir. Konuştukları lehçeden bazı örnekler şu şekildedir; Kaçan: Ne zaman. Tanardı: Yarın. Keni: Hani. Neymiş : Neden. Neçe :Ne kadar Moğolistan toprakları, gerek Türk tarihi gerekse Türk kültürü bakımından önemli bir konuma sahiptir. Bu coğrafyada Türk tarihinin ve kültürünün devam ettiğinin en önemli göstergesi, Moğolistan etnik grupları arasında yer alan Türk kökenli azınlıkların halen yaşattıkları kültür tarzıdır. Bilindiği gibi Moğolistan nüfusunu teşkil eden 24 boy içinde yer alan Kazak, Hoton, Tuva ve Duhalar (Tsaatan/Geyik Çobanları) olmak üzere dört boy eski Türk kültürünü devam ettirmektedir. Bunlardan Duhalar hem yaşam tarzı hem de kendilerine has kültür özelliği ile araştırılması gereken önemli topluluklardandır. Bunlara çekilen belgeselde söylendiği gibi kayıp Türkler demek yerine kaybolmak üzere olan Türkler demek daha doğru bir tabirdir. Zira Duhalar çok uzun yıllardan beri bilinmekte ve az da olsa üzerinde çalışmalar yapılmaktadır. Duhaların Erzurum ile bağlantısı da olabilir. Yaptığımız araştırmalarda XV. yy da Erzurum’da hakim olmuş Duharlu sülalesinin atalarından olabileceği ihtimali ortaya çıkmıştır. Moğol istilası ile bölgemize gelen Duharlu sülalesi, XV.yy da bölge tarihinde aktif bir rol oynamıştır. Akkoyunlu ve Karakoyunluların Anadolu’ya gelişleri ve bu coğrafyada faaliyet göstermeleri şüphesiz Anadolu’nun Türkleşmesi için mühim hadiselerden biridir. Bu iki devlet, birbirlerine her fırsatta zarar vermiş, birbirlerinin şehirlerini yağmalamış, birbirlerinin vatandaşlarını öldürmüşler ve birbirlerinin arazilerini işgal etmişlerdir. Bu oymak Akkoyunlu-Karakoyunlu mücadelelerinde etkin bir rol oynamıştır.Başlangıçta, Akkoyunlularla beraber olan Erzurum Duharluları,Bayburt, İspir ve Rize çevresinde de hakim unsur olmuşlardır. Duharlular, Kara Yusuf’un 1410 yılında bu bölgeleri ele geçirmesiyle Karakoyunlulara katıldılar. Duharlular, 1457 yılında Bayburt kalesini savaşmaksızın Uzun Hasan’a teslim ettiler. Safevilerin, Akkoyunluları yıkmasından ve Osmanlıların Doğu Anadolu’yu ele geçirmelerinin ardından Duharlu oymağı, kendi topraklarında, Osmanlı Tımar sistemi içinde yaşamını sürdürmüştür. Bazı kaynaklar Duharluların bilinen en eski bölgelerinin Toharistan olduğunu belirtmektedir. Göktürk Hakanlığı döneminde bu bölgeye, bugün ki Moğolistan topraklarından Türklerin geldiği de bilinmektedir. İsim benzerliği ve bunlar göz önüne alındığında, Erzurum Duharluları ile Moğolistan’da bulunan Duhalar arasında bir bağlantı olduğu söylenebilir. Tabi ki bunu kesin bir şekilde ifade edebilmek için, daha net bilgilerin ortaya çıkarılması lazım. Bu konudaki çalışmalarımıza devam edip, sonuçlarını en kısa zamanda yayınlayacağız.”

    Moğolistan’a Tuva’dan gelen, avlarını paylaşan, ormanlardan yemiş toplayan, doğayla uyumlu ortaklaşmacı bir toplum olan Dukhalar, Sayan Dağları’nda yaşayan ve nesli hızla tükenen ren geyikleriyle birlikte göçebe olarak yaşıyor. Ren geyiklerinin sütü ve peyniriyle, topladıkları yaban yemişleriyle beslenen bu topluluğun Türk dilini konuşması dikkat çekiyor. Şaman inançlarını sürdüren Dukhalar, doğa ile çok özel ilişkiler içindeler. Kirlenmesin diye nehirlerde ellerini bile yıkamıyorlar.