Etiket: Satana

  • Stokçulara ve fahiş fiyata ürün satana adli ve idari işlem

    İçişleri Bakanlığının stokçu-fahiş fiyat artıranlarla ilgili valiliklere verdiği ‘genel emir’ çıkarma yetkisinin ardından Antalya Valiliği harekete geçti. Valilik fahiş fiyat artışı yapan firmalara, işletmelere ve aynı zamanda bazı taksi şoförlerine yönelik alınan tedbirleri görüştü. Tedbirlere uymayanlara adli ve idari işlem uygulanacak.

    İçişleri Bakanlığı, stokçuluk yapan ve fahiş fiyata ürün satan işletmelere karşı harekete geçti. Bakanlık, 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 9’ncu maddesine göre fahiş fiyat uygulayanlar için valiliklere “genel emir” çıkarabilme yetkisi verdi. Bu emirlere uymayanlar hakkında Kabahatler Kanunu’na göre gerekli adli ve idari işlemlerin uygulanmasını istedi.

    Alınan tedbirlerle ilgili, Antalya Vali Yardımcısı Ali Taşkın Balaban başkanlığında basın toplantısı yapıldı. Toplantıda, bazı taksi şoförlerinin uymadığı kurallar ve bazı işletmelerin dövizdeki dalgalanmaları fırsat bilerek vatandaşa fahiş fiyata ürün satmaları konularında alınan tedbirler görüşüldü.

    Uymayanlara para cezası uygulanacak

    Kamu düzeninin korunması, vatandaşların huzur ve güvenliği için, il sınırları içinde bulunan ticari taksi şoförlerinin uyması gereken kurallar şu şekilde sıralandı.

    “Kısa mesafe ya da çok uzun mesafeye yolcu alınmaktan kaçınılması, olumsuz hava koşullarında veya trafiğin yoğun olduğu saatlerde yolcu alınmaktan kaçınılması, ödeme konusunda sorun çıkarılması, özellikle yabancı turistiler başta olmak üzere farklı şehirlerden gelen vatandaşları bilmedikleri güzergahtan dolaştırmak, araçların bakımsız ve kirli kullanılması, araç içerisinde yüksek sesle müzik dinlenilmesi, seyir halinde iken cep telefonu ile oyun oynanması, uzun süreli yüksek sesle konuşarak yolcuların rahatsız edilmesi, araç içerisinde sigara içilmesi ve uygunsuz tutum, davranışlarda bulunulması, araçta pazarlık usulü yolcu taşınması ve alkollü iken araç kullanması yasaklandı. Tedbirlere uymayan şoförler hakkında ise gerekli birim yetkilileri tarafından işlem yapılarak, idari para cezası uygulanacak.

    Stokçular ve fahiş fiyata ürün satanlara yönelik alınan tedbirler;

    Son günlerde dövizdeki dalgalanmaları fırsata çevirerek vatandaşa fahiş fiyata ürün satan, bazı ürünleri ise stoklarında bekleterek fiyat artışına neden olan esnaf, firma ve işletmeler için ise gerekli tedbirler alındı.

    Antalya’da faaliyet gösteren esnaf, firma ve her türlü işletmeler; sunulan mal ve hizmetlerin haklı bir neden olmaksızın fiyatlarının yükseltilmemesi, ürünlerin piyasaya arzlarının geciktirilmemesi ve stokçuluk yapılmaması, satılan malın üretim yeri, ayırıcı özelliği, tüm vergiler dahil satış fiyatı birim satış fiyatı ve birim fiyatının uygulanmaya başlandığı tarih, üretim yeri Türkiye olan mallar için Ticaret Bakanlığı’nca tespit edilen şekil, logo veya işaret şartlarına uyulması, ürünlerde kullanılan etiketlerin tarife ve fiyat listelerinin üzerindeki rakam ve harflerin karışıklığa sebep vermeyecek şekilde kullanılması, tarife ve fiyat listelerinin hangi mala ait olduğunun tüketiciler tarafından kolaylıkla görülebilmesi ve okunabilmesi hususlarına uyacak. Tedbirlere uymayan esnaf, firma ve işletmelere işlem yapılarak, para cezası uygulanacak.

  • Başbakan Yardımcısı Işık: “Milli duruş kendi ürünümüzü dünyaya satana kadar devam etmeli”

    Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, “Diğer ülkeler tarafından o kadar iyi takip ediliyoruz ki, tam ticarileştirileceği noktada hemen sabote ediliyor. Milli duruş kendi ürünümüzü üretip kullanana kadar, kendi ürünümüzü dünyaya satana kadar devam etmeli” dedi.

    Antalya’da Adalet ve Medeniyet Derneği’nin düzenlediği Mühendislik Buluşması’na Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, Antalya Valisi Münir Karaloğlu, mühendisler, mühendis adayları ve dernek üyeleri katıldı. Burada konuşan Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, mühendisliğin toplumun gelişmesinde sosyal birimlerle birlikte son derece önemli bir alan olduğunu aktardı. Birimle ilgili bazı cümlelerin kullanılmasında fayda olduğunu söyleye Işık, “Bizim inancımızda ilim genel anlamıyla bilim Allah’ın kainata koyduğu sırların keşfidir. Newton kafasına elma düşene kadar yeryüzünde yer çekimi yok muydu? Veya Arşimet’ten örnek verirsek hamamda hamam taşının suyun üzerinde kalması olayına kadar suyun kaldırma kuvveti yok muydu? Elbette vardı bunlar Allah’ın kainata koyduğu kurallardır. Bilim ise bu kuralların keşfidir” dedi.

    İslam’da özellikle 2’inci yüzyıldan sonraki dünya hakimiyetinin bu temele dayandığı hatırlatan Işık, “Antik Yunan’dan Çin ve Hint uygarlığına kadar pek çok bilgiyi kendi bünyelerine alıp adakta etmeyi başardıkları zaman onun için İslam dünyasında bilim çok hızla gelişmiş. Özellikle 2’inci dünya savaşından sonra Marşal yardımları bizi maalesef hazırcılığa itti. Marşal yardımları sadece Türkiye’ye yapılmadı. O zaman Sovyet tehdidine karşı Amerika’nın Avrupa’yı stabilize etmek için yaptığı bir yardım mekanizmasıydı. Almanya’ya da yaptılar. Dünya savaşında yenilmiş Almanya yerle bir olmuş ve tüm saniye tesisleri çökmüş. Almanya ise bunu kendi alt yapısını tekrar inşa etmek ve alt fabrikalarını tekrar kurmak için kullandı. Biz ne yaptık Marşal yardımını Amerika’dan silah satın aldık. Halbuki o yardımı aldığımızda bizde Türkiye’de fabrika kursaydık. Bizde üretime odaklansaydık. Ondan sonra silah almaya veya başka ihtiyaçlarımızı ithalat yoluyla gidermek zorunda kalmayacaktık” ifadelerine yer verdi.

    “Elektrikli otomobille ilgili çalışmayı başlattık”

    Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı döneminde orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerde yüzde 15’e kadar yerli üretimle ithal üretim arasında fiyat farkı varsa yerli üretimi tercih edeceksiniz diye kanun çıkardıklarını aktaran Işık, “Ne oldu uygulandı mı? Maalesef uygulamakta çok zorlanıyoruz. Arkadaşlar öyle bir güçlü hava oluşuyor ki; eğer sen bunu uygularsan ‘işte efendim senin hakkında soruşturma açarlar’ buradan sonuç alamazlarsa ‘işte efendim ben bütçeyle bunu nasıl yapacağım’ onu da çözdük. Ama bir türlü arzu ettiğimiz neticeyi alamadık. En son yerli otomobil konusunda biz projeyi başlattık. Sayın Cumhurbaşkanımız 2011 yılında bir babayiğit arıyorum diye konuyu Türkiye’nin gündemine getirdi. Daha sonra bazı çalışmalar yapıldı. Ben bakanlık görevimi devralınca yerli otomobille ne yapıldı ne edildi bir değerlendirme yaptım. Daha sonra ciddi ve güçlü çalışmalar yaptık. Artık içten yanmaları motorlarda rekabet şansı yok. Biz böyle bir projeye girersek baştan kaybettik. Gelecek nerede gelecek elektrikli otomobilde o zaman bizim otomobilimiz elektrikli olmalı. Elektrikli otomobille ilgili çalışmayı başlattık. Ancak alt yapı belli bir süre içinde hazırlanacağı için menzili uzatılmış elektrikli otomobil modelini benimsedik. Yaptığımız hesaplamalarda bin kilometrelik mesafeyi maksimum 20 litrelik benzinle alıyorsunuz. Yakıt tasarrufu iyi olan araçtan çok daha ekonomik. Bunu duyurduktan sonra bir kıyamet koptu. ’Efendim bunlar çakmaymış da Türkiye bu pazara giremezmiş de bu iş ticarileşemezmiş de şuymuş, buymuş’. 1961’de söylenenlerin aynısı tekrar söylendi. Hiç durmadık. Bakanlığı devrettiğimiz gün son dizaynları görmüştüm, çok güzel dizaynlar çıkmıştı. Şimdi biliyorsunuz 5’li bir konsorsiyum oluştu. Elektrikli araç olacağını açıkladılar. Benim önerim, menzili artırılmış elektrikli araç olması. Çünkü alt yapısının Anadolu’nun en ücra köşesine kadar yaygınlaşması ve Türkiye’nin hedef pazarında alt yapının hazır hale gelmesi epey zaman alır. Menzili artırılmış elektrikli araç çok kolay ticarileşecek bir model olur. 1961’de ne söyledilerse, ne engel çıkardılarsa aynısını bugün de karşımıza çıkartıyorlar” şeklinde konuştu.

    “Milli duruş kendi ürünümüzü üretip kullanana kadar, kendi ürünümüzü dünyaya satana kadar devam etmeli”

    Türkiye’nin yerli bilgisayar işletim sistemi olan Pardus hakkında da bilgi veren Işık, şunları söyledi:

    “Bakınız Pardus diye bir projemiz var, TUBİTAK 2003 yılında geliştirdi. Milli işletim sistemi. Milyarlarca dolar ARGE parası, ARGE maliyetine katlanmazsınız ki şuan kapalı kaynak kodu kullananlar bile artık bu işten vazgeçmek durumunda kalıyorlar çünkü ARGE için onların ödedikleri bedel, diğer tarafta herkesin gönüllü olarak ürettiği katma değerden daha maliyetli. Söylemek durumundayım; belki biraz kendimizde de hata, kusur aramak durumundayız. Bu Pardus yerli ve milli bir işletim sistemidir. Bunu kullandığınız zaman, milyonlarca liralık lisans ücreti ödemekten kurtuluyorsunuz. Şuanda Türkiye’de bütün bu işletim sisteminin kullandırılmasına lisans bedeli tahsil edilmeye kalkılsa milyarlarca dolarlık bir yük var. Diğer taraftan artık siber güvenlik en önemli konulardan. Sanayi bakanlığımda talimat vermiştim, ‘Tüm bakanlık Pardus’a geçecek’ diye. Teknolojik yenileme diye 6 aylık bir ara verilmişti. Son durum ne bilmiyorum ama muhtemelen geçmiştir arkadaşlar. Mesela Milli Savunma Bakanlığı’na geçtiğimde ilk verdiğim talimatlardan biri tüm bakanlığın Pardus’a geçmesi yönünde oldu. Size de tavsiyem Pardus’u inceleyin. Her bilgisayarda Pardus’u rahatlıkla kullanabilirsiniz, benim bilgisayarımda yüklü. Şunu biliyoruz ki, kritik teknolojilerini hiçbir ülke paylaşmak istemiyor. O zaman ne yapmak durumundayız, kendi teknolojimizi geliştirmek zorundayız. Bunun için modeli değiştirdik. Çok yetenekli mühendislerimiz var. Onları geliştiren mühendisler ile bizim mühendisler arasında beyin farkı yok ki. Onlar daha zeki de bizimkiler az zeki değil. Hatta bireysel, yaratıcı zekada bizim gerçekten iyi bir insan kaynağımız var. Diğer ülkeler tarafından o kadar iyi takip ediliyoruz ki, tam ticarileştirileceği noktada hemen sabote ediliyor. Milli duruş kendi ürünümüzü üretip kullanana kadar, kendi ürünümüzü dünyaya satana kadar devam etmeli.”

  • Kaçak fidan ve tohum satana af yok

    Yetki almadan tohum, fide, fidan satan, ticari anlamda üretimini yapan kişi ve kuruluşlara 21 bin 242,57 TL para cezası uygulanacağı kaydedildi.

    Gıda Tarım ve Hayvancılık Aydın İl Müdürlüğünden yapılan açıklamada, üreticilerin bu konuda bilinçlenerek, üzerinde etiket ve bitki pasaportu taşıyan tohum, fide ve fidanları, bakanlıkça yetki verilmiş tohumluk bayilerinden yada üretici belgesi olan üreticilerden almaları gerektiği ifade edildi.

    Yapılan açıklamada, “5553 Sayılı Tohumculuk Kanunu 8. maddesi ile 12. maddesi ve bu kanun doğrultusunda çıkarılan Tohumculuk Sektöründe Yetkilendirme ve Denetleme Yönetmeliğine göre “Tohumlukları yetiştiren, işleyen ve satışa hazırlayan, dağıtan ve satan gerçek veya tüzel kişiler, bakanlık tarafından yetkilendirilir ve denetlenir. Yetkilendirme ve denetim ile ilgili usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir. Ticarete arz edilen tohumlukların standartlara uygunluğu ile etiket ve ambalaj bilgilerinin doğruluğu Bakanlıkça denetlenir. ’Yine 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri Bitki Sağlığı Gıda ve Yem kanunu 17. maddesine göre de bakanlıkça belirlenen zararlı organizma taşıyıcısı olabilecek bitki, bitkisel ürün ve diğer maddeleri üreten, ithal eden, depolayan ve ticaretini yapanlar, kayıt ile ilgili bakanlıkça belirlenen esaslara uymak ve kayıtlarını yaptırmak zorundadır’ denmektedir. Buna göre yetkisiz kişilerin açıkta fide, fidan, tarla bitkileri tohumu ve sebze tohumu satmaları yasaklanmıştır.İlgili kanun ve yönetmeliklere göre; Bakanlıktan yetki almadan tohum, fide, fidan satan, ticari anlamda üretimini yapan kişi ve kuruluşlara 2017 yılı ceza tutarı 21.242,57 TL, para cezası, tohumlukları müsadere altına alma ve imha olmak üzere idari yaptırım uygulanmaktadır. Cadde, sokak araları gibi açık alanlarda tohum, fide, fidan satışına müsaade edilmemekte, satışlar sıkı bir şekilde denetlenmektedir. Üreticilerin de bu konuda bilinçlenmesi; üzerinde etiket ve bitki pasaportu taşıyan tohum, fide ve fidanları, Bakanlıkca yetki verilmiş Tohumluk Bayilerinden yada Üretici Belgesi olan üreticilerden almaları gerekmektedir. Üreticiler; açıkta, yetkisiz kişilerden, etiketsiz, sertifikasız ve pasaportsuz fide-fidan satın aldığında birçok sorunla karşılaşabilmekte; hastalık ve zararlılara rastlanabilmekte, bu durum fide-fidan kurumalarına, verim kaybına neden olmaktadır. Ayrıca bu hastalık ve zararlılar topraklarımıza bulaşarak, çözümü zor ve zaman alan sorunlara da sebep olmaktadır. Aşılı diye satıldığı halde bazı fidanların aşısının olmadığı, dikildiğinde tutmadığı ve belirtilenin dışında farklı tür ve çeşitte meyvelerin oluştuğu, kalitesiz ve verimi düşük ürün alındığı görülebilmektedir. Üreticiler böyle sorunlarla karşılaştığında elinde etiket, sertifika, pasaport gibi belgeleri olmadığından geriye dönük olarak hakkını arayamamakta, maddi açıdan zarara uğramakta, emeği ve zamanı boşa gitmektedir. Üreticilerimizin mağdur olmamaları için tohum, fide ve fidanları etiketli, sertifikalı ve pasaportlu olarak, yetkili tohumluk bayileri ya da yetkili üreticilerden almaları gerekmektedir” denildi.

  • Açıkta Simit Satana Af Yok

    İzmit Belediyesi Zabıta Müdürlüğü’nce açıkta simit satan bir simitçinin tezgahı 4 gün boyunca kapatıldı.

    Zabıta Yetkililerinin verdiği bilgiye göre, Alemdar caddesi üzerine bulunan ve daha önceden açıkta simit satmaması konusunda uyarılan bir simitçi, uyarıları dikkate almayınca hakkında yasal işlem yapıldı. Simitçinin 4 gün boyunca tezgah açamayacağını söyleyen yetkililer, “Hijyen ve temizlik bakımından simitlerin kapalı yerlerde satılması gerekiyor. Şehrin belirli yerlerinde faaliyet gösteren bütün simitçilerin özel araçları bulunuyor. Buna rağmen bir simitçi, özel araç içerisinde satış yapmayıp dışarıda simit satmaya devam edince 4 gün boyunca tezgah açmama cezasıyla cezalandırıldı. Bu konuda kimseye taviz vermemiz söz konusu değil. Simitçilerin bu konuya hassasiyet göstermelerini bekliyoruz” dediler.

    İlgililer, açıkta simit satmanın yanı sıra bağırarak da simit satmanın yasak olduğunu bildirdiler.