Etiket: Şansını

  • Çikolata kisti hamilelik şansını azaltıyor

    Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Bülent Berker, endometriozis halk arasında bilinen ismiyle çikolata kistinin, Türkiye’deki 2 milyon kadının sorunu olduğunu belirterek, “Çikolata kisti hastası kadınların üçte biri bu sorun yüzünden çocuk sahibi olamıyor” dedi.

    Çikolata kistleri ve endometriozisde yumurtalık rezervinin korunması ve bebek elde edilmesi hakkında bilgi veren Prof. Dr. Bülent Berker, “Rahim içindeki endometrium denilen dokunun, karıniçinde başka dokulara yerleşmesine endometriozis denir. Bu durumda adet kanaması sırasında bu dokudan da kanama olduğundan şiddetli adet ağrısı oluşabilir. Ayrıca bu kanamanın verdiği hasara bağlı olarak cinsel temas sırasında ve değişik zamanlarda kasık ağrısı gelişebilir. Endometriozisin neden olduğu önemli bir diğer sağlık sorunu ise infertilite yani kısırlıkdır. Endometriozis yumurtalıklara yerleştiğinde, yumurtalık içinde kistlere neden olur. Bu kistlerin içinde, çikolata (koyu kahverengi) renginde sıvı toplanır ve bu nedenle bazen çikolata kistleri olarak adlandırılmaktadır. Kist tedavi edilmeyip büyük hacimlere ulaşırsa yırtılabilir ve içindeki sıvı karınboşluğuna yayılır bu da ciddi komplikasyonlara neden olur.

    Endometriozis tahmin edilenden daha sık gözlenen bir rahatsızlıktır. Tüm kadınların %3-5’inde, çocuk sahibi olmakta güçlük çeken çiftlerde ise %40’a varan oranlarda endometriozis varlığı saptanmaktadır. Endometriozisin infertilite ile önemli bir ilişkisinin olduğu kabul edilen bir gerçektir. Endometriozisli kadınlardaki üreme fizyolojisinin neredeyse her yönü araştırılmış ve çeşitli bozukluklar olduğu gösterilmiştir. Şiddetli endometriozis varlığında, üreme organları arasındaki anatomik ilişkinin bozulması ve yapışıklıklar nedeni ile tüplerde meydana gelen tıkanıklıkların infertiliteye yol açtığı aşikardır. Ancak, minimal ve hafif endometriozisli olgularda infertilitenin nedenini tam olarak açıklamak kolay değildir. Son yıllarda elde edilen bulgular göstermektedir ki endometriozis ile ilişkili infertilitede esas olarak dört faktörün rolü vardır. Bunlar: bozulmuş yumurta hücresi gelişimi, azalmış fertilizasyon, immünolojik faktörler ve embryonun rahim iç zarına tutunma sorunu.” şeklinde konuştu.

    Prof. Dr. Bülent Berker, endometriozisin kesin tanısını sağlayan işaret veya bulgunun olmadığı kaydederek şöyle konuştu:

    “Ultrason yumurtalık da ki çikolata kistlerinin tanısında bize çok yardımcı olmaktadır. Endometriozisin kesin tanısı, laparoskopi yapılarak yani karnın içerisine milimetrik boyutlarda kanüller yerleştirilip ışıklı bir kamera yardımı ile karın içerisinin gözlenmesi ile konur. Bu girişim sırasında hastalığın yaygınlığı ve şiddeti de değerlendirilebilmektedir.

    Endometriozisde tedavi, infertilite (kısırlık) veya ağrıyı azaltmak için yapılır. Laparoskopi sırasında endometriotik odakların çıkarılması uzun süreli bir rahatlama sağlamaktadır. Eğer bebek istemi söz konusu değilse, cerrahi tedavi sonrasında hastaya ek olarak endometriotik odakları baskılayıcı ilaç tedavisi de verilmektedir. Endometriozisin neden olduğu kısırlık tedavisinde, hastanın yaşı, kısırlığın süresi, kısırlık yapan başka patolojilerin olup olmadığı ve endometriozisin yaygınlık derecesi çok önemlidir. Tedavi bu bilgilerin ışığı altında yapılmalıdır. Günümüzde endometriozis ile ilişkili infertilitede cerrahi tedavi ve özellikle de laparoskopik cerrahi yaklaşım çok büyük önem kazanmıştır. Laparoskopik cerrahi sırasında tüm endometriozis odakları ve varsa çikolata kistleri çıkarılmaktadır. Günümüzde laparoskopik cerrahi açık cerrahiye oranla daha fazla tercih edilmektedir. Operasyon süresinin, hastanede kalış ve iyileşme sürelerinin kısa olmasından dolayı laparoskopik cerrahi endometriozisin tedavisinde ilk seçenek olmalıdır. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli konu cerrahi sırasında yumurtalık dokusunun korunmasıdır. Tekrarlayan cerrahi girişimlerden kaçınılması ve laparoskopik cerrahi konusunda deneyimli olmak bu nedenle önemlidir.

    Laparoskopik cerrahi tedavi yaklaşımı endometriozisle ilişkili infertilitede gebeliği sağlayamaz ise tüp bebek tedavisi kaçınılmaz olmaktadır. Genel olarak, tüp bebek tedavisi diğer tedavi yöntemlerinin başarısız olduğu, ileri evre hastalığı, uzun süreli kısırlık öyküsü olan endometriozisli kadınlara önerilmektedir.”

  • Sıcak havalar gebelik şansını azaltıyor

    Uzmanlar, aşırı sıcak havaların erkeklerde sperm sayısını azalttığını, kadınlarda ise yumurtlama dönemini bozduğunu belirterek, bu dönemlerde gebe kalma şansının azaldığını söyledi.

    Memorial Dicle Hastanesi’nde görevli Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Uğur Değer, kısırlık ve nedenleri ile ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulundu. Kısırlığın hasta grubunun bir yıllık düzenli ilişkiye ve korunmamalarına rağmen çocuk olmaması durumuna bağlı olarak ortaya çıktığını belirten Op. Dr. Değer, hastaları 35 yaş üzerine 6 ay, 40 yaş üzerine 3 aylık dönemden sonra tedaviye aldıklarını söyledi. Kısırlığın erkek, kadın ve iki tarafta da ortaya çıkabileceğini kaydeden Op. Dr. Değer, bu oran yüzde 40 bayan, yüzde 35 erkek, yüzde 30-35 oranında ise iki taraftan da kaynaklanabildiğini dile getirdi.

    Makyaj malzemelerinde kısırlık riski

    Kısırlığın günümüzde çok fazla artmasının nedenleri arasında çevresel faktörler, teknolojinin getirdiği kimyasallar ile sigara faktörünün ilk sırada olduğunu aktaran Op. Dr. Değer, makyaj malzemelerinde de kısırlık riski olduğunu söyledi. Değer, “Çocuk olmaması nedenleri arasında en önemli faktör sigara içilmesidir. Sigara tüketimi hem sperm sayısını, hareketini azaltıyor hem yumurtanın büyümesinde, yapışmasında olan dönemi etkileyebiliyor. Bu nedenle çiftlerden çocuk istedikleri zaman en az iki ay öncesine kadar sigarayı bırakmalarını istiyoruz. Bayanlarda kullandıkları deodorant olsun, fondöten olsun makyaj malzemeleri ve diğer tüm kimyasal maddeler vücut yapısını, yumurta kalitesini de etkileyebiliyor. Beslenme koşulları, düzenli egzersiz olmaması, kilo, obezite, kısırlığın en büyük sebepleri olarak sıralayabiliriz. Özellikle spor yapmaları ve beslenmeye dikkat etmelerini istiyoruz bayanlardan. Erkeklerden de ağır sporlardan kaçınmalarını ama normal günlük sporlarını yapmalarını istiyoruz. Dar giyinmemelerini ve özellikle herhangi bir problem olduğu zaman muhakkak hekimlere gidip muayene olup gerekli tedavilerini erken yaptırmalarını istiyoruz” dedi.

    Sıcaklar gebeliği de etkiliyor

    Aşırı sıcakların sperm hareketlerini, yumurtlama dönemini bozabildiğini, buna bağlı olarak sıcak aylarda gebe kalma şansının azaldığını dile getiren Op. Dr. Değer, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Öncelikle çiftlerde sorunun ne olduğunu bulmaya çalışıyoruz. Çiftleri alıp değerlendiriyoruz. Muhakkak erkeklere test yaptırıyoruz. Bayanları da yumurtlama takibine alıyoruz. Daha sonra eğer bir yılları dolmuşsa muhakkak rahim filmi çekip bir problemleri var mı yok mu onları değerlendiriyoruz. Sonra yumurtlama tedavilerini, sonra aşılama tedavisi ve bu da çare olamıyorsa tüp bebeğe geçiyoruz. 35 yaş grubunda bunu daha kısa aralıklarla yapıp direkt tüp bebeğe geçmeyi tercih ediyoruz. 40 yaş üstünde ise daha fazla zaman kaybetmeden, hastanın yaşı geçmeden eğer tedavilere cevap vermiyorsa hemen tüp bebeğe geçmeyi tavsiye ediyoruz.”

  • Soya İçeren Gıdalar Kısırlık Tedavisinde Başarı Şansını Arttırıyor

    Kadın Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Hakan Çoksüer, soya içeren gıdaların kısırlık tedavisinde başarı şansını arttırdığını söyledi.

    Kadın Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Hakan Çoksüer, soyanın kısırlık tedavisine etkisine ilişkin açıklamalarda bulundu. Çoksüer, düzenli olarak soya içeren gıdalar tüketen kadınlarda kısırlık sorununun giderilme şansının arttığını belirterek, “Soya, testosteron ile östrojenlerin üretim, konsantrasyon, metabolizma ve atılımını değiştirip dokuları etkilediğini gösteriyor. Bitkisel östrojenler içeren soya, yüksek östrojenli ortamlarda bu hormonun etkilerini durdurabilir. Östrojeni düşük ortamda ise östrojenin etkisini artırabilir. Fitoöstrojenler hem östrojen benzeri hem de östrojene karşıt etki yaparlar. Yani vücutta aşırı östrojen varsa östrojen reseptörlerine bağlanarak östrojenin fazla etkisini giderirler, vücutta az östrojen varsa östrojen gibi etki gösterirler. Fitoöstrojenlerin en yaygın iki grubu, İzoflavonlar ve lignanlardır. İzoflavonlar özellikle soya fasulyesi, kuru fasulye, mercimek, bezelye, sebze ve çayda bulunur. Lignanlar ise, tüm tahıl ürünleri, keten tohumu, susam, ay çekirdeği, yer fıstığı, zeytin gibi yağlı yemişler, kiraz, şeftali, erik, elma, armut, havuç, brokoli, soğan, sarımsak, rezene, ahududu, böğürtlen ve şerbetçiotunda bulunur. Fitoöstrojen çok kuvvetli antioksidanlardır” dedi.

    Soya içeren gıdaların plastik maddeler içerisinde kimyasal olan Bisfenol-A’ya karşı koruyucu etkisi olduğu için kısırlık tedavisinde başarı şansını arttırdığına dikkat çeken Çoksüer, “Soya gıdası tüketen kadınlar kısırlık tedavisinden pozitif sonuç alır. Bu çalışma The journal of clinical endocrinology dergisinde yayınlanmıştır. Bisfenol-A kadınlık hormonu olan östrojeni taklit ettiği için kadınların üreme fonksiyonlarını bozmaktadır ve buna bağlı olarak da kısırlıkta tedavi şansını azaltmaktadır. Soyalı gıdalar Bisfenol-A’nın zararlı etkilerine karşı koruduğu için kısırlık tedavisinde başarı şansını arttırmaktadır” diye konuştu.

    “SOYA PEK ÇOK HASTALIKTAN KORUYOR”

    Bitkisel bazlı östrojen içeren soyanın insanları pek çok hastalıktan korumakta etkili olduğunu da vurgulayan Doç. Dr. Çoksüer, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Kısırlıkta tedavi başarısını arttıran soya, kemik erimesi, menapoz ve kanserden de koruyor. Araştırmalar soyanın meme, prostat ve kolon kanserine karşı etkili olduğunu gösteriyor. Ayrıca kalp hastalığının yanı sıra osteoporoz tedavisinde ve menopoz belirtilerinin azaltılmasında önemli rol oynuyor. Soya, lösemi, karaciğer ve akciğer kanserlerinin de tedavisinde de kullanılıyor. Bosna’da Hardward Üniversitesi’nde 239 kadın üzerinde yapılan çalışmada beslenmenin ve çevresel faktörün kısırlık tedavisinde etkisi olduğu görülmüştür. Aralarından yüksek seviyede Bisfenol-A olan kadınlarda embriyo gelişimi zayıf olduğu görülmüştür. Düzenli soya içeren gıdalar tüketmek kısırlık tedavisinde başarıyı arttırabilmektedir.”

  • Gebelik Şansını Yüzde 90’lara Taşıyan Yeni Yöntem: Ngs

    Bilim adamlarının genetik müdahale yöntemiyle gebelik şansını yüzde 90 oranında artırdığı belirtildi.

    2015 yılında ABD’yle eş zamanlı olarak Türkiye’de de uygulanmaya başlanan Gelecek Nesil Genetik Tarama (NGS) yönteminin, gebelik şansını yüzde 90 oranında artırdığı vurgulandı.

    ABD’nin New Jersey eyaletindeki Saint Barnabas Enstitüsü’nde genetik müdahale yöntemiyle 30 bebek üretimi ile eş zamanlı olarak Türkiye’de de uygulanan Gelecek Nesil Genetik Tarama (NGS) yönteminin, gebelik şansını yüzde 90 oranında artırdığı vurgulandı.

    Türkiye’de beş aile bu yöntem ile çocuk sahibi olurken, Tüp Bebek Üretim İmmünolojisi ve Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Halit Fırat Erden, NGS yöntemiyle dünyaya getirdiği bebek ve aileleri ile düzenlediği basın toplantısında, genetik taramadaki yeni gelişmelere dikkat çekti.

    HASTALARIN SAĞLIKLI BESLENMELERİ ÖNEMLİ

    Erden, “Genetik taramadaki yeni gelişmeler sayesinde bir embriyonun, bütün kromozonları hakkında bilgi sahibi olabiliyoruz. Bu bize neyi gösteriyor. Hastanın gebe kalamamasındaki ana sebepleri gösteriyor. Gördük ki gebe kalamamanın en büyük nedeni verilen embriyoların, çocuk adaylarının anormal oluşundan kaynaklanıyor. Anne ve babanın genetiği normal olsa bile. Bu durumda hastaların hayat tarzlarını değiştirmeleri, sağlıklı beslenmeleri, bir takım takviyeler almaları ile kendi döllerinde kendi değişikler yapabiliyor ve sağlıklı çocuklara sahip olabiliyorlar” dedi.

    Başvuru yapan ailelerin sağlıklı olması gerektiğine işaret eden Op. Dr. Halit Fırat Erden, “Bu sağlıklı çocukları bulduğumuz zaman mevcut gebelik şanslarını iki misli arttırdıklarını gördük. Yani iş hastada bitiyor, ne kadar sağlıklı olurlarsa sağlıklı bir döle sahip olacaklardır. Genelde uygulanan yöntemlerde embriyonun sadece şekline bakarak transfer ediliyordu. O da şansa bağlıydı” şeklinde değerlendirme yaptı.

    ARKADAŞ ÇEVRESİNDEN DUYDUKLARI ONU MUTLULUĞUA TAŞIDI

    Genetiği değişmiş bebeklerle basın mensuplarının karşısına geçerek hikayelerini paylaşan ailelerin, oldukça mutlu olduğu gözlendi.

    Bu yöntemle 4.5 aylık Ayşe Nisa adında kız bebeği olan Bedriye Uygun, arkadaş çevresi sayesinde bu tedaviden haberdar olduğunu ifade ederek, “Pek bir sağlık sorunumuz yoktu aslında, ama bebeğimiz olmuyordu. Yaşımızdan dolayı olduğu düşünülüyorduk. Sonra tedavi süreci başladı, her şey yolunda gitti. İlk denememizde bir aylık bir bebeğimizi kaybettik. İkinci denememizde genetik testi yaptırarak başarılı bir sonuç elde ettik. Genetik testten sonra her şey yolunda ve sağlıklı gittiği için çok mutluyuz şuan” şeklinde açıklama yaptı.

    Baba Hasret Uygun da “Özellikle genetik testi konusunda kararsızdık. Birazcık araştırma yaptıktan sonra bizim yaşlarımızda olanların genetik testinin gerekli olduğunu anladık. İkinci denemezde şuan kucağımızda Ayşe Nisa var, mutluyuz” dedi.

    14 YIL SONRA GELEN MUTLU HABER

    Genetiği değişmiş bebeğiyle kameraların karşısına geçen Semiha Türkoğlu ise 14 yıllık evliliği boyunca 13 yıl sonra bebek sahibi olduğunu ifade etti. Türkoğlu, “14 yıllık evliyim, 13 yıl sonra kucağımıza aldık ve sekizinci denemeden sonra. 8 tüp bebek denemesi yapıldı. 13 yıl sonra gelen mucizemiz. Türkiye’deki hemen hemen bütün doktorlara başvurduk. Burayı artık son şans olarak gördük, kapatmıştık bu defteri kendi hayatımıza bakalım demiştik. 1,5 yıl tedavi sonucunda genetik tarama da yapıldı çok şükür bebeğimize kavuştuk” ifadelerini kullandı.

  • Bayraklı’da “Şansını Dene Hediyeni Al” Çekilişi

    İzmir’in Bayraklı ilçesinde, “Şansını dene, hediyeni al” stantlarında çekilişe katılan 3 bin 853 kişiden 140’ına hediyeleri teslim edildi.

    Bayraklı Belediyesi, ilçede her yıl geleneksel hale getirdiği “Şansını dene, hediyeni al” etkinliğini bu yıl dördüncü kez düzenlendi. Etkinlik kapsamında, Bayraklı Sevgi Yolu ve Haşim İşcan Caddesi üzerinde çekiliş stantları kuruldu. Stantlara gelerek ismini hazırlanan kutulara atan 3 bin 853 kişi, çekilişlere katıldı. Birim müdürleri ve başkan yardımcılarının katılımıyla çekilişte gerçekleştirildi. Çekiliş sonucunda 140 kişi çeşitli hediyeleri kazanmaya hak kazandı. 25 bisiklet, 10 paten, 5 kaykay, 20 uzaktan kumandalı araba, 20 oyuncak bebek, 20 peluş oyuncak, 20 futbol, 20 de basketbol topu yeni yılda şanslı sahiplerine teslim edildi. Yaşı büyük olup hediye kazananlardan kimi torununa, kimi komşusunun çocuğuna vereceğini söyledi. Talihlilerin ortak dileği ise, “Hayat bize hep böyle şans getirsin” oldu.

    Etkinliği gelenekselleştirdiklerini ifade eden Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, “Etkinliğe kısa sürede 3 binin üzerinde başvuru yapıldı. Başvurular itinayla alındı. Çekilişi de bizzat müdürlerimiz ve başkan yardımcılarımız yaptı. 140 kişiyi sevindirdiysek ne mutlu bize. Hediyelerimizi vatandaşlarımızın kapılarına giderek verdik. Yeni yılın onlara şans getirdi. Bu etkinliğimizi önümüzdeki yıllarda da devam ettirmeyi düşünüyoruz” dedi.