Etiket: Sanık

  • Helin Palandöken cinayeti davasında duruşma salonuna yanlış sanık getirildi

    Pendik’te lise öğrencisi Helin Palandöken’i okul çıkışı pompalı tüfekle öldüren sanık Mustafa Yetgin’in yargılanacağı dava, duruşma salonuna isim benzerliğinden dolayı yanlış sanığın getirilmesiyle ertelendi.

    Pendik’te lise öğrencisi Helin Palandöken’in pompalı tüfekle öldürülmesine ilişkin davada sanık Mustafa Yetgin’in yerine isim benzerliğinden dolayı aynı cezaevinde tutuklu bulunan Mustafa Yetkin’in getirilmesi nedeniyle yargılanmasına başlanamadı.

    Anadolu 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Helin Palandöken’in babası Nihat Palandöken ile olayda yaralanan müşteki Cemil Yıldız ve Deniz Morsümbül katıldı. Müşteki Nihat Palandöken’in avukatı Emrah Daylan ile sanık avukatları da salonda hazır bulundu.

    “Ben bu davanın sanığı değilim”

    Sanık avukatı Zehra Süer, duruşma salonunda hazır edilen sanığın dosyanın sanığı olmadığını söyledi. Bunun üzerine kimlik bilgileri sorulan huzurdaki sanık, “Adım Mustafa Yetkin. Gasp suçundan cezaevindeyim. Ben bu davanın sanığı değilim, benim böyle bir dosyam yok” ifadelerini kullandı.

    Asıl sanık cezaevinden çıkış yapmadı

    Mahkeme Başkanı’nın Maltepe 1 No’lu L Tipi Ceza İnfaz Kurumu ile irtibata geçilmesini istemesi sonucu yapılan görüşmede, cezaevinde Mustafa Yetkin isimli başka bir sanığın bulunduğu, bununla ilgili karışıklık yaşandığı ve gerçek sanık Mustafa Yetgin’in cezaevinden çıkışının yapılmadığı belirtildi.

    Duruşmada söz alan müşteki avukatı Emrah Daylan, “Dosyamız tasarlayarak öldürme dosyasıdır. Biz bu beyanlarımızı dosyanın asıl sanığı olan Mustafa Yetgin’in savunması üzerine kurmuştuk. Bu nedenle dosyada hazır olanların savunma ve beyanları tespit edilmeden duruşmanın ertelenmesini talep ederiz” dedi.

    Dosyanın kapsamlı oluşunu, cezaevinden sanığın hazır edilmesinin vakit alacağı nazara alındığında sağlıklı yargılama yapılmasını dikkate alan mahkeme, saatinde hazır edilmeyen sanığın bir dahaki celse hazır edilmesi için cezaevine yazı yazılmasına hükmetti. Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.

    Öte yandan mahkeme, tutuklu sanık Mustafa Yetgin’in hazır edilmemesine ilişkin yanlışlık yapan ilgililer hakkında gereğinin yapılması için Cumhuriyet Savcılığı’na yazı yazılmasına karar verdi.

    Duruşma sonrası açıklama yapan müşteki avukatı Emrah Daylan, “Biz geldik ancak Türk yargı sisteminde çok az görülen bir olayla karşılaştık. Cezaevinden yanlış sanık geldi, herkesin huzurunda ‘benim böyle bir duruşmam yok’ dedi. Biz duruşmaya ara verilmesini istedik. Heyet cezaevini aradı ve yanlış kişinin gönderildiği ortaya çıktı. Kasten öldürme suçundan yargılanan bir sanık yokken yargılamanın yapılamayacağını belirttik. Kamuoyunda bu kadar net, açık bilinen bir dosyada hata yapıldı. Biz bunu iyi niyetimizle hata olarak değerlendirmek istiyoruz” dedi.

    Baba Nihat Palandöken, “Ben bugüne hazırladım kendimi. Kamuoyu da eminim kendini bu güne hazırladı. Ama karşımıza bir sanık çıktı ki akli dengesi yerinde olmayan bir insan. Farkına vardık bizde. Avukatımın yanındayım” şeklinde konuştu.

  • Dünürünü öldüren sanık hakim karşısında

    Bursa’nın İnegöl ilçesinde aile arasında yaşanan tartışma sırasında öfkesine hakim olamayıp gelinine ve dünürüne kurşun yağdırarak dünürünün ölümüne neden olan sanık ilk kez hakim karşısına çıktı. 9 Nisan 2017 tarihinde yaşanan olayda, gelinine ve dünürüne kurşun yağdıran ve dürünü Ali Osman Ş.’nin ölümüne neden olan Niyazi B. mahkeme heyetinden beraatını istedi.

    Kemalpaşa Mahallesi Hal Sokak’ta meydana gelen olayda Niyazi B., oğlu İbrahim ve gelini Leyla B.’nin evine ziyarete geldi. Ziyaret esnasında Leyla B., iddiaya göre kayınpederi Niyazi B.’ye kayınvalidesinin eşi ile arasını bozduğu gerekçesiyle eve gidip gelmesini istemediğini söyleyince tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine taraflar polis merkezine giderek birbirlerinden şikayetçi oldu. Karakoldan çıkan taraflar evlerine döndü. Evde bulunan silahını alıp 2 saat sonra tekrar oğlunun evine gelen Niyazi B. gelini 25 yaşındaki Leyla B. ve evde bulunan dünürü 54 yaşındaki Ali Osman Ş.’yi tabancayla yaraladı. Bacaklarından yaralanan Leyla B. ile Ali Osman Ş., haber verilmesi üzerine gelen 112 sağlık ekipleri tarafından yapılan ilk müdahalenin ardından İnegöl Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Ali Osman Ş. olaydan bir hafta sonra hayatını kaybetti. Polis ekipleri Niyazi B.’yi gözaltına aldı.

    “Beraatımı talep ediyorum”

    İnegöl Ağır Ceza Mahkemesinde hakim karşısına çıkan Niyazi B. ilk kez ifade verdi. Sanık Niyazi B., “Olay günü eşim Bursa’dan gelip oğlumuz Mesut’un evine gitmiş. Gelinimiz Leyla ile tartışma yaşamışlar ve karakolluk olmuşlar. Bu nedenle maktul Osman Ş., beni arayarak küfür etti ve seni öldüreceğim dedi. Sonrasında ben eşimi almaya gittim. Evden çıkarken Osman Ş. ve gelinimiz Leyla ile karşılaştım. O sırada Osman bana küfür ederek saldırdı. Leyla da bana saldırdı. Bana saldırdıkları için üzerimdeki silahla ayaklarına 6 el ateş ettim. Beraatımı talep ediyorum” dedi.

    “Cezalandırılmasını talep ediyorum”

    Sanık Leyla B. de ifadesinde, “Olay günü arkadaşımla evde oturuyordum. Kayınvalidem Kadriye B. evime geldi. Kapıyı açınca kayınvalidem beni tutup savurdu ve kolumu kapıya sıkıştırdı. Böyle olunca kayınvalidemi evden çıkarttım. Ardından ailemi aradım. Eşyalarımı toplayıp çıkarken Niyazi B. bana yumrukla vurdu. Babam da beni kurtarmak için araya girdi. Niyazi B. bize arkamızdan ateş etti. Ben ve babam yaralandı. Daha sonra babam vefat etti. Niyazi B.’den şikayetçiyim, cezalandırılmasını talep ediyorum” diye konuştu.

    Tasarlayarak adam öldürme suçundan yargılanan Niyazi B.’nin tutukluluk halinin devamına karar verildi. Mahkeme 8 Mart 2018 tarihine ertelendi.

  • (Özel Haber) Alperen’in ölümü ile ilgili mahkemeye çıkmayan sanık ifade verdi

    İzmir’in Çiğli ilçesinde 3 yaşındaki Alperen Sakin’in serviste unutularak ölmesinin ardından görülen iki mahkemeye de gelmeyen tutuksuz sanık Ahmet S., Ayvalık’ta talimatla ifade verdi. Kimseye başka bir ifade vermesi için telkinde bulunmadığını ileri süren Ahmet S., ’’Nurcan bana ’Ağabey çocuk araçta unutuldu’ dedi. Yurdagül de bana, ’Her şeyi anlatacağız. Şu an burada anlatırsak linç ederler bizi, savaş çıkar. Çok kalabalıklar ve sinirliler’ dedi’’ diye ifade verdi.

    Geçtiğimiz 15 Ağustos günü 3 yaşındaki Alperen Sakin, İzmir’in Çiğli ilçesinde bir anaokulu servisi içerisinde unutulmuş ve saatlerce araç içerisinde kalarak hayatını kaybetmişti. Olay tüm Türkiye’yi üzüntüye boğarken, servis şoförü Tamer İ. ve kreş sahibi ve aynı zamanda servis şoförünün eşi Yurdagül İ. tutuklanmış, 4 şüpheli ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Yaşanan olay sonrasında savcı Şükran Dedeağaoğlu’nun sanıklar hakkında hazırladığı iddianame Karşıyaka 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde kabul edilerek, sanıklar hakkında dava açıldı. Servis şoförü Tamer İ. ve eşi Yurdagül İ.’nin tutuklu yargılandığı davada savcı, karı-koca hakkında “bilinçli taksirle ölüme neden olma”, “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçlamalarından 3 yıldan 14 yıla kadar hapis cezası talep etti. Tutuksuz yargılanan servis hostesi Dilara K. hakkında da 3 yıldan 9 yıla kadar hapis cezası istendi. Savcı, yine okuldaki görevlilerden Bekir G. hakkında “bilinçli taksirli ölüme sebebiyet verme” suçundan 3 yıldan 9 yıl, Arzu G. hakkında ise “taksirle ölüme sebebiyet verme” suçlarından 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istedi. Ahmet S. içinse “suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme”, “suça azmettirme” suçlarından 6 aydan 5 yıla kadar ceza talep edildi. Sanıklar, geçtiğimiz geçtiğimiz aylarda iki kez hakim karşısına çıktı.

    Anaokulu sahibi ’Her şeyi anlatırsak linç ederler bizi’ demiş

    Minik Alperen’in ölümüyle ilgili Karşıyaka 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde iki duruşma görülürken, 2 tutuklu sanık ve 3 tutuksuz sanık mahkemeye gelip savunma verdi ancak mazeret gösteren tutuksuz sanık Ahmet S. duruşmalara gelmedi. Hazırlanan iddianamede şüpheli Ahmet S.’nin, okul sahibi ve kurucusu Yurdagül İ.’nin yönlendirmesiyle usta öğretici olarak görevli bulunan şüpheli Arzu G.’yi telefonla arayarak, “Hiçbir şekilde doğruyu söylemeyeceksin. Alperen’in yatakta olduğunu, uyandırdığımızda uyanmadığını söyle. Doğruyu söylersen meslek hayatın biter” diye tehdit ettiği yer aldı. Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde ikamet eden tutuksuz sanık Ahmet S., talimatla Ayvalık 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde savunmasını yaptı. Geçtiğimiz cuma günü Ayvalık 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen talimat dosyasına tutuksuz sanık Ahmet S., sanık avukatı Ufuk Mansuroğlu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı Müjgan Bilgen Özen, Sakin ailesinin avukatı Onur Keleş katıldı.

    İfadesinde televizyonlarda yalan haber çıktığını, iş yerinin çevresinde yabancı araçların dolaştığını ileri sürüp can güvenliği nedeniyle talimatla ifade vermek istediğini söyleyen sanık Ahmet S., okulun işleyişi ile ilgili bilgisinin olmadığını, sadece cumartesi ve pazar günleri çalıştığını, 3 yaşın altındaki çocukların da anaokuluna alındığını bildiğini söyledi. Kız kardeşi söyleyince ölüm olayını duyduğunu belirten sanık Ahmet S., ’’Olayla ilgili bilgim yoktu, ne olduğunu bilmiyordum. Ben sadece Arzu ile konuştum, başka hiç kimse ile konuşup görüşmedim. Kimseye telkinde bulunmadım. Nurcan Hanım’ın eşi geldikten sonra Nurcan Hanım’la eşi kendi aralarında konuştu ve ifadelerini polise vereceklerini söylediler. Ben sadece Yurdagül’ün ’Taner’i ara, söylediğimi yaptı mı?’ dediğini sormamı istemesi üzerine üzerine Taner’i aradım. Taner bana, ’Eskisini söktüm, yenisini taktım’ dedi. Fakat eskisini söküp yenisini taktı mı bilmiyorum. Ben sadece serviste unutulduğunu biliyorum. Ayrıca bana çocuğun yatakta baygın bulunduğunu söylediler. Çocuğun ailesine de böyle bilgi vermişler. Nurcan bana ’Ağabey çocuk araçta unutuldu’ dedi. Yurdagül de bana, ’Her şeyi anlatacağız. Şu an burada anlatırsak linç ederler bizi, savaş çıkar. Çok kalabalıklar ve sinirliler’ dedi’’ diye konuştu.

    Okulda uyku odasının ceza odası olarak kullanılıp kullanılmadığını bilmediğini belirten sanık Ahmet S., ’’Ben Yurdagül’e, Taner’in kamerayı yenisi ile değiştirdiğine ilişkin beyanı söyleyemedim. Çünkü Yurdagül o esnada ifade veriyordu. Ben cinayet masasında ifademi verirken polisin kamera kayıtlarını izlerken gördüm. Nurcan Hanım, Dilara Hanım, Arzu öğretmen çocuğu servisten alıp gelirken kameradan gördüm’’ dedi.

    Alperen Sakin’in ölüm davasının üçüncü celsesi önümüzdeki Salı günü Karşıyaka 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek.

  • Eşini darp ederek ağır yaralayan sanık hakim karşısında

    İzmir’in Buca ilçesinde, eşi S.C.’yi iddiaya göre oklava ve kemerle döven “kasten ağır yaralama”, “eziyet çektirme”, “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve hakaret” suçlamasıyla toplamda 7 yıl 3 aydan 27 yıl 3 aya kadar hapis talebiyle yargılanan tutuklu sanık hakim karşısına çıktı. Tanık olarak dinlenen mağdur S.C.’nin yakınları, sanık Uğur C.’nin, S.C.’ye 14 yıldır baskı ve şiddet uyguladığını ileri sürerken, sanık tanıkları ise Uğur C.’nin eşine şiddet uygulamadığını iddia etti.

    İzmir 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Uğur C., sanık avukatları, mağdur S.C., mağdurun avukatı Erdal Benice, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı Neslihan Ersoy katıldı. Tanık olarak dinlenen çiftin 14 yaşındaki çocukları C.C., olay günü uyuduğunu, sadece tartışmalarını duyduğunu, babasının annesine olay günü şiddet uyguladığını görmediğini, babasının annesine daha önce de hiç şiddet uygulamadığını ileri sürdü. Tanık olarak dinlenen mağdur kadın S.C.’nin teyzesi G.Ö. ise, “Sanık Uğur C. nedeniyle yeğenim S.C. ile görüşemiyorduk. Uğur C. baskı yapıyordu. Bu yüzden 14 yıldır görüşemiyorduk. Olay günü yeğenim çenesi mor, alnı şiş halde benim evime geldi. Üstünü çıkardığında manzara karşısında şok oldum. S.C.’nin anne ve babası Rize’de köylerine gitmişlerdi. Haber verdim. Onlar da hemen İzmir’e geldi. Yeğenim S.C., çıplak şekilde dövüldüğünü söyledi” dedi.

    Tanık olarak dinlenen mağdur S.C.’nin annesi M.A. ise damadının kızına baskı yaptığını, bu yüzden evlendiklerinden beri kızları ile görüşemediklerini ileri sürüp, “Kızım devamlı darp ediliyordu. En son olaydan 10 gün önce evlerine gittik. Kızım yine darp edilmişti. Kolunda sigara söndürmüştü” dedi.

    Sanık tarafının gösterdiği tanıklar, sanığın mağdur S.C.’yi hiç darp etmediğini, sanığın her zaman mağdur S.C.’ye karşı iyi davrandığını ileri sürdü. Hakim, sanığın tutukluluk halinin devamın karar verip eksik dosyaların giderilmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.

    Olayın geçmişi

    Buca ilçesi Çamlıpınar Mahallesi’nde yaşayan 30 yaşındaki S.C., bir çocuğunun babası Uğur C. (36) tarafından iddiaya göre çeşitli bahanelerle uzun süredir darp ediliyordu. Eşinin darp etmesine dayanamayan S.C., iddiaya göre başka bir ev bulup evden ayrılmak için mahalledeki emlakçıdan ev bulması konusunda yardım istedi. Cumhuriyet savcısının hazırladığı iddianameye göre, geçtiğimiz 9 Ağustos günü, Uğur C. tanımadığı bir numarayla eşinin mesajlaşmasını gördü. Uğur C. eşine, ‘sen kiminle mesajlaşıyorsun, odaya gir, oklavayı al, soyun’ dediği, S.C.’nin de korkudan eşinin dediğini yaptığı belirtildi. Odaya giren Uğur C. eşine ‘mırıldanma, yoksa seni öldürürüm’ diyerek yatakta uzanan eşini önce yüz üstü ardından sırt üstü yatırarak oklava ile öldüresiye dövdü. Darp edilen S.C., eşine karşı çıkmak için elini uzattığında parmağı kırıldı. İddiaya göre Uğur C. eşini döverken oklava kırıldı. Oklavanın kırılmasının ardından cani koca Uğur C., yumrukla eşini darp etti. Yumrukla da yetinmeyen Uğur C., pantolonundaki kemerini çıkarıp kemerle eşini dövmeye devam etti. S.C.’nin bacaklarının ön ve arka bölgesi, kalçası, bileklerinde oklava ve kemer darbelerinden sonra büyük yara izleri oldu. Olayın ardından darp raporu alan S.C., yakını ile polis merkezine gidip şikayetçi oldu. Gözaltına alınan Uğur C., savcılık sorgusunun ardından serbest kaldı. S.C.’nin avukatı Erdal Benice sanığın serbest kalmasının ardından karara itiraz eden bir dilekçe yazıp S.C.’nin darp fotoğrafları ile birlikte olayı soruşturan savcıya verdi. Avukat Erdal Benice’nin itirazları ve mağdur kadına ait verdiği darp fotoğrafların ardından savcı, şüpheli Uğur C. hakkında yakalama kararı çıkardı. İlk gözaltında serbest kalan Uğur C., polis ekiplerinin emniyete daveti üzerine yine bir şey olmayacağını düşünerek emniyete geldi. Savcı sanığı tutuklama talebiyle Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine sevk etti. Şüpheli Uğur C., burada olayı hatırlamadığını, tartıştıklarını, sonra da yatıp uyuduğunu söyledi. Uğur C., mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

    Savcı, cani koca Uğur C. hakkında , “kasten ağır yaralama”, “eziyet çektirme”, “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” ve “hakaret” suçlamasıyla toplamda 27 yıl 3 ay hapis talep ederek dava açarken, dava İzmir 32. Asliye Ceza Mahkemesince kabul edildi.

  • Kan donduran cinayette sanık ilk kez hakim karşısında

    İzmir’in Çiğli ilçesinde, iddiaya göre aldatma tartışması sonrası dini nikahlı eşi Funda Gülmez’i öldürdükten sonra poşete koyup koli bandıyla bağlayan tutuklu sanık Ümit Ş. ile ona yardım ettiği ileri sürülen Gözde K. ve İbrahim Ö. ilk kez hakim karşısına çıktı. Ümit Ş., Gülmez’i banyoda bıçakla öldürdükten sonra markete gidip poşet ve koli bandı aldığını ve cesedi poşetin içerisine koyup bantladığını söyleyerek Gülmez’in ailesinden özür diledi.

    Olay, geçtiğimiz 21 Mart akşam saatlerinde Yakakent Mahallesi’nde bir apartmanın 8’inci katında meydana geldi. Ümit Ş. (24) isimli bir şahısla aynı evde yaşadığı öne sürülen 28 yaşındaki Funda Gülmez’den haber alamayan yakınları Gülmez’in yaşadığı eve gitti. Yakınları eve girdiğinde genç kadının naylon poşete sarılmış cansız bedeniyle karşılaştı. Durumun bildirilmesi üzerine olay yerine çok sayıda polis ekibi intikal etti. Cinayetle ilgili başlatılan soruşturma kapsamında, Gülmez’in cesedini bulan yakınları ifadeleri alınmak üzere emniyete götürüldü. Gülmez’in birlikte yaşadığı öne sürülen dini nikahlı eşi Ümit Ş.’nin ise telefon aramalarına cevap vermemesi üzerine durumdan şüphelenen polis ekipleri, Ümit Ş.’yi yakalamak için çalışma başlattı. Katil zanlısı olarak Ümit Ş., cinayete yardım etmekten Gözde K. ve suç delillerini yok etmek suçundan İbrahim Ö. polis ekiplerince yakalandı. Emniyetteki işlemlerinin ardından 3 şüpheli de çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Olayı soruşturan savcı, Ümit Ş. hakkında tasarlayarak kasten adam öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Gözde K. hakkıda cinayete yardım suçundan 20 yıl, İbrahim Ö. hakkında ise suç delillerini yok etmek suçundan 6 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı. Dava, Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.

    Nasıl öldürdüğünü anlattı

    Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ilk duruşmaya tutuklu sanıklar Ümit Ş., Gözde K., İbrahim Ö., sanık avukatları, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekili Müjgan Bilgen Özen, müşteki aile, Funda Gülmez’in annesi müşteki Sevim Sayılan, müşteki avukatları İpek Kul, Erdoğan Özer, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği üyeleri katıldı. İlk kez hakim karşısına çıkan sanık Ümit Ş., Funda Gülmez’in ailesinden özür dileyerek savunmasına başlayıp Gülmez’e dini nikah kıydığını, Funda için ailesini karşısına aldığını ileri sürerek, “Olaydan bir ay önce Gözde bana, ’Ağabey biz Funda ile Gamzelerin evine gittik, Gamzenin ağabeyi Ekrem ile Funda’nın arasında duygusal ilişki olduğundan şüpheleniyorum’ dedi. Ben Gözde’ye ’Funda bana öyle bir şey yapmaz’ dedim. Olay gecesi ben dışarıdan geldiğimde eve Funda telefonla biriyle konuşuyordu. Telefon konuşması bitince doğum günümü kutladı. Kendisinden bir bardak su istedim. Su getirmeye gittiğinde Funda’nın telefonuna mesaj geldi. Baktığımda isimsiz bir numaradan ’Naber, ne yapıyorsun’ mesajı vardı. Funda’ya sorduğumda Ekrem ağabey diye cevap verdi. Gözde’nin anlattığı olay aklıma gelince Funda’ya ’Ekrem’in yanından geliyorum, Ekrem bana her şeyi anlattı’ diye söyledim. Bunun üzerine Funda gerçekleri anlatmaya başladı. Funda, 4 sene önce Ekrem ile birlikte yaşadığını söyleyince bende bir kaç kez tokat attım. Daha sonra Funda bana, ’Ben seni aldattım, sen nasıl bir erkeksin, Ekrem kadar olamadın’ diye tahrik edici sözler söylemesi üzerine banyoya götürüp cebimde olan bıçakla öldürdüm. Evden çıktım, marketten koli bandı ve poşet aldım. Cesedi siyah poşete koydum ve bantladım. Daha sonra arkadaşım İbrahim’i aradım. Beni aldı Buca’ya gittik, oraya gidince İbrahim’e olayı anlattım” dedi.

    Suçlamaları kabul etmediler

    Sanık Gözde K. ise suçlamaları kabul etmediğini, suça karışmadığını ileri sürerek, “Ümit ile yakın arkadaşız hatta ağabey kardeş gibiyiz. Eşimle yaşadığımız evde Funda ile Ümit ağabey bir süredir bizle kalıyordu. O gün bir arkadaşımın yanına uğramıştım. Eve geç geldim. Eve Ümit ağabey ile ortak tanıdığımız arkadaşmız Reşat ile geldiğimde duvarda kanlar vardı. Ben bağırınca Reşat içeri girdi ve cesedi gördü. Daha sonra polisi aradık” diye konuştu.

    Bir diğer sanık İbrahim Ö. ise suçlamaları kabul etmediğini belirterek, “Ben eve hiç girmedim. Herhangi bir şekilde cesedi bantlamadım, taşıma, etrafı silme tarzında bir şey yapmadım. Ümit bana Buca’ya giderken olayı öğrendim” dedi.

    2 sanık tahliye oldu

    Duruşma savcısı, sanık ifadelerine bir diyeceklerinin olmadığını, gelmeyen tanıkların zorla getirilmesine, Sanık Ümit Ş.’nin tutukluluk halinin devam edilmesini karar verilmesine, diğer sanıklar Gözde K. ile İbrahim B.’nin suçun değişme ihtimali, tutukluluk süreleri dikkate alınarak tahliyesine karar verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, sanıklar Gözde K. ile İbrahim Ö.’nün tahliyesine, Ümit Ş.’nin tutukluluk halinin devamına, gelmeyen tanıkların zorla getirilmesine karar verip eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.