Etiket: Sanığa

  • Baltayla babasını ve köpeğini doğrayan sanığa ceza yok

    Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinde baltayla yaşlı babasını ve köpeğini doğrayan sanığa şizofreni hastası olduğu ortaya çıkınca ceza verilmedi. Şahıs, hastanede tedavi görecek.

    10 Şubat Çarşamba günü Mustafakemalpaşa ilçesine bağlı Tatkavaklı Mahallesi’nde meydana gelen olayda şizofreni hastası Mustafa Umutlu (44), önce baltayla köpeği, daha sonra da babası Lütfi Umutlu’yu (76) öldürdü. Olayın ardından gözaltına alınan Umutlu tutuklandı. Hakkında Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesinde ‘yakın akrabayı öldürmek’ suçundan müebbet hapis talebiyle dava açılan Umutlu, son defa hakim karşısına çıktı. Daha önceki ifadelerini tekrarlayan Umutlu, “Ben buraya neden geldiğimi bilmiyorum? Savunmamı yapacak durumda değilim. Babamı öldürdüğümü soruyorsunuz. Babam sağ. Sağ olmasa kimlikte görülmez. Rahatsızlığım olup olmadığını bilmiyorum, ama şu anda kalçamda bir ağrı var. Bir olay daha hatırlıyorum. Babama baltayla vurdum” dedi.

    Sanığın annesi de kocasını öldüren oğlundan şikayetçi olmadı. Mahkeme heyeti, İstanbul Adli Tıp Kurumundan gelen raporu okudu. Raporda, Umutlu’nun şizofreni hastası olduğu belirtildi. Bunun üzerine mahkeme heyeti sanığa ceza vermedi. Umutlu, iyileşene kadar tam teşekküllü ve yüksek güvenlikli bir hastanede tedavi görecek.

  • 17 yaşındaki engelli kıza cinsel istismar davasında üç sanığa toplam 164 yıl hapis istemi

    Zonguldak’ta 17 yaşındaki zihinsel engelli kıza cinsel istismarda bulundukları iddia edilen üç şüphelinin toplamda 164 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları talep edildi.

    Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya cinsel istismara uğradığı iddia edilen A.A. katılmazken, şüpheliler S.A. (63), S.K. (70) ve İ.Ö. (28) ile taraf avukatları katıldı. Cumhuriyet Savcısı’nın hazırladığı iddianamede “Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı”, “Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma” suçlamasıyla hakim karşısına çıkan şüpheliler suçlamaları kabul etmedi. İddialara göre, geçen yıl Eylül ayında Çaycuma ilçesinde 17 yaşındaki A.A.’nın evinden ayrılması ve bir daha dönmemesi üzerine ailesi kayıp ihbarında bulundu. Bu süreçte S.A. ile S.K.’nin evine gittiği öne sürülen zihinsel engelli genç kızın, ilçeye bağlı bir köye götürülerek burada A.Y. ile evlendirilmek istendiği ileri sürüldü. Ancak A.Y., genç kızın yaşının küçük olması üzerine evlenmeyi kabul etmedi. Bunun üzerine S.A. da aynı gün A.A.’yı ilçe merkezine geri götürdü.

    S.A., aradan geçen birkaç günün ardından yeniden A.A. ile görüşerek kendisini aynı köyden bir başkası ile görüştüreceğini söyledi. 17 yaşındaki A.A.’yı S.K.’nin evine götürerek bırakan S.A. ikametten ayrıldı. 70 yaşındaki S.K. ise biraz beklemesini söylemesine rağmen tanıştıracağı kişi eve gelmedi. S.K., akşam olduğu vakit evin kapısını kilitleyerek, genç kıza cebir ve tehdit kullanarak cinsel istismarda bulundu.

    Olayın ertesi günü S.K.’nin evinden A.A.’yı alarak ilçe merkezine götüren S.A. da aracını ormanlık bir alana park ederek, “Benimle birlikte olmazsan seni geri götürmem” diyerek tehditte bulunup, 17 yaşındaki kıza cinsel istismarda bulundu. Birkaç gün sonra da İ.Ö., aracına aldığı A.A.’ya cinsel istismarda bulundu.

    Doktor raporunda “hamile” olduğu ortaya çıktı

    Olayın yargıya intikal etmesi üzerine BEÜ Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde muayene edilen A.A.’nın 30 Aralık 2015 tarihli raporuna göre hafif derecede zeka geriliği rahatsızlığı bulunduğu, cinsel münasebet konusundaki rızasının geçersiz olduğu tespit edildi.

    19 Nisan 2016 tarihli rapora göre çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiile ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği yeterince gelişmemiş olan A.A.’nın 23 Ekim 2015 tarihinde Çaycuma ilçesinde bulunan aile sağlığı merkezi tarafından yapılan muayenesinde hamile olduğu ortaya çıktı.

    Suçlamaları kabul etmediler

    60 yıl 7.5 ay hapis cezası talep edilen 63 yaşındaki S.A., duruşmada üzerine atılı suçlamaları kabul etmedi. A.A.’yı S.K.’nin evine bırakarak olay yerinden ayrıldığını söyleyen S.A., “Üzerime atılı suçların hiçbirini kabul etmiyorum. S.K. arkadaşım olur. Beni aradı. ‘Al bunu başım belaya girecek’ dedi. Kesinlikle ben mağdurla ilişkiye girmedim” diye kendini savundu. 31 yıl 7,5 ay hapis cezası ile cezalandırılması talep edilen İ.Ö. ise “Benim hiç ilişkim olmadı. Ben arkadaşım ile birlikte mesire alanında iken kırmızı bir araçtan indiler ve yanıma geldiler. Bana, ‘ağabey eve geç kaldım. Babam bana çok kızacak. Beni evimin yakınlarında indirir misin’ dedi. Ben de getirdim. Daha sonra mağdur, benim numaramı nereden bulduysa bilmiyorum beni farklı numaralardan arayıp rahatsız ediyordu. Ben kendisine ‘seni babana şikayet edeceğim’ dedim. Bir tek babasından korkuyordu. Ailesinin de ifadesine başvurulmasını istiyorum” dedi.

    51 yıl 7,5 ay hapis cezası ile cezalandırılması talep edilen 70 yaşındaki S.K. ise suçlamaları kabul etmeyerek önceki ifadesini tekrarladı. Mahkeme 70 yaşındaki S.K.’nin cinsel istismarda bulunduğu yönündeki iddialar için rapor talep etti. S.K.’nin 10 dakika içerisinde bir ya da birden fazla cinsel ilişkiye girip giremeyeceği yönündeki raporun alınması için duruşma ileri bir tarihe ertelendi.

  • Ethem Sarısülük davasında sanığa 10 ay hapis istemi

    Ankara’da Gezi eylemleri sırasında Ethem Sarısülük’ün öldürülmesi ile ilgili polis memuru Ahmet Şahbaz’ın yargılanmasına Aksaray Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Duruşmada cumhuriyet savcısı, mütalaasında sanık Şahbaz hakkında meşru müdafaa sınırını aştığı için 10 ay hapis cezası istedi.

    Aksaray Ağır Ceza Mahkemesi’nde sabah saatlerinde başlayan davanın bugünkü duruşmasına Ethem Sarısülük’ün annesi, kardeşleri ve taraf avukatları katıldı. Tutuksuz yargılanan sanık polis memuru Ahmet Şahbaz ise duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Şahbaz, savunmasında tabancayı parkta yere düşürüldüğünde grubun üzerine atlama ihtimali üzerine kılıfından çıkardığını belirterek, “Benim parkın içinden yürüyüp çıktığımı söylüyorlar. Böyle bir şey söz konusu değil. Ben tekme atılmak suretiyle dışarı sürülmüştüm. Silahı çektiğim andan bahsediyorlar. Ben parkın içinde düşürüldüğümde o gösterici hamle yapmak istedi, ben tekme atmak suretiyle kendimden uzaklaştırdım. Onu kendimden uzaklaştırdığım anda Ethem’in de içinde bulunduğu grubu fark ettim. Öncesinde gruptan haberim yoktu. Silahı da çekme amacım parkta yere düşürüldüğümde parkın içindeki grubun üzerime atlama ihtimalini düşünüp çıkarttım ben silahımı kılıfından. Mermiyi zaten sürmemiştim. Mermiyi ilk o kaskıma taş çarptığında sürdüm” dedi.

    Göstericilerin kaldırım taşlarını ikiye bölüp attıklarını ileri süren Şahbaz, “TÜBİTAK’tan gelen raporda ’atılan taşların polise ulaşana kadar hızı kamera kayıt hızını aşmış’ diye ifade geçiyor. Saldırının şiddeti gayet ortada. Kaldırım taşlarını ikiye bölmüşler atıyorlar. Aradaki mesafe 4 metre. 40 kişi olmasın, 10 kişi olsun veya 5 kişi olsun istersen. 5 kişi, bir insanı 4 metre mesafeden taşlamak suretiyle yaralamak mümkün. Eylemci grup döndü gidiyordu deniliyor. Eğer dönüp gidiyorlarsa bu taşları bana kim attı efendim. Eş zamanlı taşlar atılıyordu bana. Benim amacım uyarı atışı yapmaktı, bunu gördüler ama taşlamaya devam ettiler. Ben bir ağaç kütüğü değilim, kaldırım taşları bana atıldığında bana işlemesin. Ben orada Allah’tan yere düşmedim” diye konuştu.

    Cumhuriyet Savcısı Halil Çığlı, “Şimdiye kadar vicdanımın hayır dediği hiçbir mütalaaya imza atmadım. Nasıl bir savcı mütalaa veriyor bilinsin istedim’’ diyerek mütalaasını okumaya başladı. Savcı mütalaasında, Ankara Adli Tıp raporu, vurulma anına ilişkin görüntüler, polisin geri çekilmede yaşadığı zorluk, maktulün 5 kez taş atarkenki görüntüsü, olay esnasında sanığın vücudunun çeşitli yerlerindeki yaralanma raporlarının incelendiğini belirtti. Mütalaada göstericilerin taş, demir ve bilyeleri atarak sanık Ahmet Şahbaz’a saldırdığı anlatıldı. Sanık Şahbaz’ın meşru müdafaada bulunduğu ve bu sınırı aştığı için 10 ay hapis cezasının istendiği mütalaada, “Sanık Ahmet Şahbaz’ın hızlı geri çekilemediği, elindeki kalkanın düştüğü, üzerine gelen göstericiyi uzaklaştırdığı, göstericiler tarafından taşlandığı sırada sanık tabancayı havaya doğru doğrulttuğu sırada göstericilerin ellerinde atmak için büyük taşlar bulunduğu, bu sırada sanığa 10’dan fazla taş isabet ettiği, Ethem Sarısülük’ün attığı taşın da sanığın kaskına isabet ettiği, polis direnişle karşılaştığında silah kullanma yetkisinin de olduğu, geri çekilmekte olan sanığın meşru savunma şartları içerisinde olduğu, Ahmet Şahbaz’ın tek başına kaldığı, 40 kişilik grubun içerisinde meşru savunma hakları çerçevesinde ateş ettiği, doğrudan ve kastın bulunmadığı, hedef almaksızın ateş ettiği, silahın namlusunu önce yere, ardından havaya doğrultması göstericilere karşı ateş etmediği, ne olursa olsun, ölürse ölsün düşüncesiyle ateş etmesinin söz konusu olmadığı, sanığın öldürme kastıyla hareket etmediği, meşru savunma hakları çerçevesinde geri geri çekildiği sırada gerçekleştiği, sanığın ilk atışlarını havaya doğru yapması, 3’üncü atışı sıçrarken bu sırada taşların isabet etmesi, yaralanması, sanığın göstericiler arasında kalması çerçevesinde bilinçli taksirin de söz konusu olmadığı göz önünde bulundurularak meşru müdafaa sınırını aşmak suretiyle taksirle ölüme neden olması suçundan cezalandırılmasını talep ve mütalaa ederim” dedi.

    Mütalaanın ardından mahkeme heyeti duruşmayı 19 Aralık 2016 tarihine erteledi.

    (YC-FM-CC-Y)

  • Otomobili kurşun yağmuruna tutan sanığa 6 yıl 3 ay hapis

    Kastamonu’da çıkan tartışma sonrası bir otomobili kurşun yağmuruna tutan sanık, adam öldürmeye teşebbüs suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.

    Olay, geçtiğimiz yılın Ağustos ayında Daday’da meydana geldi. İddialara göre, Kastamonu-Daday karayolu üzerinde gece geç saatlerde Tuncay K. (25) idaresindeki 37 DY 276 plakalı otomobil, Gölköy mevkisine geldiği esnada Eyüp Y. tarafından kurşun yağmuruna tutuldu. Kurşunların isabet ettiği otomobilde bulunan üç kişiden Tuncay K. yaralandı.

    Tartışmanın kız meselesi yüzünden çıktığı ileri sürülen olayın ardından Eyüp Y. hakkında ‘adam öldürmeye teşebbüs’ suçundan Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı. Davanın karar duruşmasında mahkeme heyeti, tutuksuz yargılanan sanık Eyüp Y.’yi 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırdı.

  • Dostu olduğu gerekçesiyle annesini bıçaklayan sanığa 5 yıl hapis cezası

    Bursa’da, annesini dostu olduğu gerekçesiyle bıçaklayarak ağır yaralayan sanık, 5 yıl 5 ay hapis cezasına çarptırıldı.

    Annesi M.Ç.’yi (41) 6 yerinden bıçaklayarak ağır yaralayan M.Ç. (22), Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde son kez hakim karşısına çıktı. ‘Üst soydan akrabayı kasten öldürmeye teşebbüs suçundan’ müebbet hapis cezası istemiyle yargılanan sanık, ilk duruşmadaki ifadelerini tekrarlayan sanık, “Babam ile annem arasında geçimsizlikler yüzünden tartışmalar çıkıyordu. Annem bizlerin bulunduğu bir ortamda kendisinin dostu olduğun artık babamla yaşayamayacağını söyledi. Aile büyükleri de bu karara olumlu baktı. Babamla ayrı yaşadıkları için ben annemin evinde kalıyordum. Olay günü annemle birlikte yaşadığımız için dostuyla görüşmemesini söyledim. Annem de ‘tamam’ dedi. Akşam eve geldiğimde annem, ‘dostum sana iş bulsun’ dedi. Bende bunu kabul etmeyeceğimi söyledim. Sonra annem telefonda dostuyla konuşmaya başladı. Daha sonra annem uyudu. Uyandıktan sonra kendisine dostuyla alakalı konuşacağımı söyledim. O tuvalete gittiği sırada ben mutfaktan bıçak aldım. Annem çıkınca vücuduna 2 kere batırdım. Daha sonra o benim elimdeki bıçağı alıp, odasının kapısını kilitledi. Ben tekrardan mutfaktan başka bir bıçak alıp, odanın kapısını açtım. Bu bıçakla da birkaç kez vurdum. Pişmanım” dedi.

    “Eşime boşanmayı kolaylaştırmak adına dostum olduğunu söyledim”

    Anne M.Ç. ise, “Eşimle devamlı geçimsizlik vardı. Eşim bana devamlı yalan söylerdi. Eşime boşanmayı kolaylaştırmak adına dostum olduğunu söyledim. Olay günü henüz eşimden boşanmamış olduğum için oğluma, ‘seni dostuma söyleyeyim de işe alsın” dedim. Sonra odamda arkadaşlarımla telefonda konuştum. 1-2 saat sonra oğlum tarafından uyandırıldım. Bana ‘konuşalım’ dedi. Bende kendisine ‘sabah konuşuruz’ dedim. Sonra, ‘bu böyle olmaz’ diyerek beni bıçakladı. Ben bu sırada odama gittim. İçeride yüz üstü yere düştüm. Oğlum ikinci kez mutfaktan bıçak aldı ve sırtıma doğru vurmaya başladı. Sonrasını hatırlamıyorum. Oğlumun psikolojik sıkıntıları vardır. Kendisinden şikayetçi değilim” diye konuştu.

    5 yıl hapis cezası

    Mahkeme heyeti kısa bir aranın ardından M.Ç.’yi ilk olarak ağırlaştırılmış müebbet, daha sonra indirim uygulayarak 13 yıl hapis cezası verdi. Mahkeme heyeti, eylemin tahrik altında kalınarak işlenmiş olması sebebiyle cezayı 6 yıl 6 aya ardından da olumlu davranışlarından dolayı 5 yıl 5 ay hapis cezası verdi. Sanık, kararla birlikte tahliye edildi.