Etiket: Sanatçısı

  • Ahşap yakma sanatçısı ilgisizlikten yakındı

    Ahşap yakma sanatçısı ilgisizlikten yakındı

    Erzurum’da ahşap yakma ve oyma usta öğreticisi Canip Cihangir, sanata olan ilgisizlikten yakındı. Yaklaşık 40 yıldır ahşap yakma ve oyma sanatı alanında eserler verdiğini söyleyen Cihangir, “Bu sanatları öğrenmek isteyen öğrencilere ve destek olan yöneticilere ihtiyacımız var.” dedi.

    Palandöken Belediyesi’ne bağlı Recep Tayyip Erdoğan Kültür Merkezinde halk eğitim destekli kurslar veren ahşap yakma ve oyma usta öğreticisi Canip Cihangir, tarihi çok eskilere dayanan bu tür el sanatlarının günümüzde eskisi kadar rağbet görmediğini söyledi.

    Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümünden mezun olduğunu belirten Cihangir, “Yaklaşık 40 senedir resim ve ahşap yakma, ahşap oyma resimler ile naht sanatıyla ilgili çalışmalar yapıyorum.” diye konuştu.

    “Kültürümüzle yoğrulmuş çalışmaları yapmak en büyük tutkum”

    Ahşap yakma sanatının sabır işi olduğunu dile getiren Cihangir, “Özellikle kavak kontra ve atıl durumdaki tahtalar ile naht sanatı ile hat ağırlıklı kültürümüzde olan kompozisyonlar, kafesler, ahşap portre, ahşap oyma, figürler, portreler yapıyor ve flografi yağlı boya kursları veriyorum. Sanatsal değerleri olan kültürümüzle yoğrulmuş çalışmaları yapmak en büyük tutkum.” ifadelerini kullandı.

    “Eserlerimize kıymet verilmesi sanata ve sanatçıya verilen değerdir”

    En büyük sıkıntılarının sanata olan ilgisizlik, duyarsızlık olduğunu ifade eden Cihangir, şöyle devam etti:

    “Bu sanatları öğrenmek isteyen öğrencilere ve destek verecek yöneticilere ihtiyacımız var. En büyük arzum bu bayrağı bizden devralıp daha ileriye götürecek öğrenciler yetiştirmek. Gençlerimizin ve yetişkinlerimizin kahve köşelerinden uzaklaşıp el becerilerini geliştirmelerini ve meslek öğrenmelerini istiyorum. Özellikle gençlerimizi boş vakitlerini üretmeye, tarih kokan bu sanatı öğrenmeye bekliyorum. Bizleri anlayarak yapmış olduğumuz el emeği göz nuru eserlerimize kıymet verilmesi sanata ve sanatçıya verilen değerdir.”

  • Erzurum’un yeni ses sanatçısı büyük beğeni topladı

    Erzurum’un yeni ses sanatçısı büyük beğeni topladı

    Geçtiğimiz günlerde “Bitlis’te Beş Minare” türküsüne klip yaparak internet ortamında ve kimi yerel TV kanallarında yayımlatan Çağrı Sefa Tosun büyük beğeni topladı. Profesyonel müzik hayatına ilk adımı atan Tosun Erzurum’un gururu olma yolunda adım atıyor.

    Atatürk Üniversitesi Müzik Bilimleri bölümü mezunu olan ve Anadolu’nun zenginliği içinde geleceğe aktarılması gerekilen türküleri kendine has yorumuyla müzik severlerin beğenisine sunan Çağrı Sefa Tosun Erzurumlulardan büyük beğeni topladı.

    Profesyonel sanat hayatına attığı ilk adımla birlikte gelen olumlu tepkileri sevinçle karşıladığını ve hayatının vazgeçilmezi olan müziği daha da geliştirerek ilerleteceğini dile getiren Çağrı Sefa Tosun “Öncelikle bazı türkülerimizin sırf müzik olsun diye okunması kötü sonuçlar oluşturdu. Makamına ve taşıdığı değere göre, türkünün vermek istediği duyguyu kültürel yapısını bozmadan icra edilmelidir felsefi olarak bu tavrın içindeyim. Hayatım boyunca yüreğimde ilgisi hiç azalmayan sanat tutusunu müzik eşliğinde yaşatmaya devam edeceğim. Ve bunu yaparken öncelikli olarak okuyacağım şarkının hangi makamda ve hangi enstrümanlarla çalınması hususunda, eğitimini aldığım müzik desturuyla, adım atacağım” diye konuştu.

    “Önemli olan kültürü taşıyabilmektir”

    Sadece müzik yapmak için ses sanatçılığı yapmanın ciddi anlamda kültürel erozyona neden olduğunu ve sanatçı kimliği olan kişilerin geçmişle geleceği kaynaştırmaları gerektiğini dile getiren Çağrı Sefa Tosun, “Topraklarımızın binlerce yıllık birikimi olan türkülerimiz maddi kaygılar nedeniyle değiştirilemez. Bu durum beni de rahatsız ediyor. Çünkü türkülerimizin hangi makamda ve hangi duygular çerçevesinde okunması noktası oldukça önemlidir. Popüler kültürün sanatımız üzerindeki olumsuz etkisini en az seviyeye getirmemiz gerekiyor. Bu durumda yapmamız gerekenler oldukça açık. Kültürümüzü yansıtan eserleri kültürümüzün beklediği duygular içerisinde icra etmeliyiz. Benim yapmak istediğim budur ve bu yolda ilerlemeye devam edeceğim” dedi.

    Önümüzdeki günlerde Erzurum türküsü olan Huma kuşu türküsünü seslendireceğini Erzurum’un tanıtımına destek verecek şekilde okunacağını dile getiren Çağrı Sefa Tosun yeni şarkının müjdesini verdi. Farklı sesler ve simalarla birlikte Erzurum’un dört bir köşesinden görüntülerle okuyacakları Huma Kuşu türküsü için “Erzurum’un kültürünü, doğasını ve duygusunu anlatmaya çalışacağız” diyen Çağrı Sefa Tosun “Daha güzel eserler ortaya çıkarmak için ciddi adımlar atmaya başladık. Erzurum ve ülkemiz için sanatın ilerlemesi, güzellik duygusunun hissedilmesi için bizlerde elimizden geleni yapacağız” açıklamalarında bulundu.

  • Türk halk müziği sanatçısı Selahattin Alpay Hizan’da Konser verdi

    Türk Halk Müziği sanatçısı Selahattin Alpay Hizan’da konser verdi.

    Hizan’da Kültür ve Sanat günleri kapsamında çeşitli etkinlikler düzenleyen Hizan Kaymakamlığı ile Hizan Belediyesi, bu sefer Türk Halk Müziği sanatçısı Selahattin Alpay’ı Hizanlılar ile buluşturdu.

    Hizan’da olmaktan mutluluk duyduğunu söyleyen Alpay, “Bu tür etkinliklerin düzenlenmesine vesile olan Sayın Kaymakam ve Belediye Başkan Vekili Bülent Hamitoğlu’na teşekkür ederim” dedi.

    Kültür Merkezinde düzenlenen konsere Bitlis Valisi Oktay Çağatay, Hizan Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Bülent Hamitoğlu, Bitlis İl Emniyet Müdürü Yaman Ağırlar, kurum amirleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

    Birbirinden güzel türküler seslendiren Alpay’a Bitlis Valisi Oktay Çağatay tarafından plaket verildi.

  • Rap sanatçısı Joker: “Rap müziği uyuşturucu çağrıştırmamalı”

    Bir televizyon kanalında yayınlanan ses yarışmasıyla tanınan ’Joker’ mahlaslı Rapci Mete Erpek, yaptığı açıklamada “Müzik kötü örnek olmamak zorunda” dedi.

    Uzun yıllardır Rap müziği ile ilgilenen, Ceza, Ayben, Fuat, Allame, Sansar Salvo gibi büyük kitleleri olan Rap sanatçıları ile isimlerle yakın dostluğu bulunan Mete Erpek, rap müziği hakkında açıklamalarda bulundu. 2017 yılında bir ses yarışmasında boy gösteren Erpek, müziğin her zaman iyi örnek olması gerektiğini söyledi. Yeni klip çalışmalarına başlayan Eskişehirli sanatçı, çıkacak olan albümünün klibini doğup büyüdüğü yerlerde çekmek için kolları sıvadı.

    “’Kavga eden adam rap dinler’ imajı oluşmasın istiyorum”

    Rap müziğinin son yıllarda ivme kazandığını dile getiren 31 yaşındaki rapci Mete Erpek, Erpek, rap müziğinin diğer müzik kategorilerinden farklı olduğunun altını çizerek, “Rap, gerçekleri hızlı söyleme sanatıdır. Aslında söylemek istediklerimizi bir tık hızlı aktarıyoruz dinleyicilere. Günümüzde popüler kültürün kurbanı olmaktan kaçmanın tek yolu üretmek. Ben de onu yapıyorum. Yaptığımız müzik biraz hırçın, deli dolu. Fakat cümlelerimize odaklandığınızda gerçekleri, doğruları duymanız gerekiyor. En azından ben buna özen gösteriyorum. Müzik kötü örnek olmamak zorunda. Sizi dinleyen biri yanlış hal ve hareketlere yönelmemeli. Uyuşturucunun, silahın, adam öldürmenin konu alındığı dizi ve filmlerde rap müziğinin yoğunlaşması beni biraz ürkütüyor. ’Kavga eden adam rap dinler’ imajı oluşmasın istiyorum. Eskişehir’de çekimleri yapılmaya başlanılan bir internet dizisi için müziklerime talip olundu. Çoklu kişilik bozukluğunun anlatıldığı bir proje. Senaryoyu okudum. Bir hastalığa dikkati çekmek adına ricacı olundu. Elimden geleni yapacağım” şeklinde konuştu.

    “Biz modern aşık atışması yapıyoruz”

    Erpek, rap müziğinde önemli isimlerle dostluğunun bulunduğunu söyleyerek, “Aslında çoğu zaman beraberiz. Görüşür, konuşuruz. Bizler modern aşık atışması yapıyoruz. Birbirimize eksiklerimizi de yine rap yoluyla aktarıyoruz. Dostluklarımızın baki olduğu bilinciyle hareket ederek müziğimize renk katıyoruz. Eskişehir aşığıyım. Gündüz sıcağı, gece soğuğuyla, sanata olan ilgisi ve sahiplenmesiyle muazzam bir şehir. Klip çalışmamızı Eskişehir’de yapıyoruz. Geleceğe güzel izler bırakabilmek adına emek ediyoruz. Umuyorum ki başaracağız” diye konuştu.

  • Usta fotoğraf sanatçısı Ara Güler hayatını kaybetti

    Usta fotoğraf sanatçısı Ara Güler, İstanbul’da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.

    İstanbul’da kaldırıldığı hastanede kalbi duran ve yapılan müdahalelerle hayata döndürülen ünlü fotoğrafçı Ara Güler’in yoğun bakımda tekrar kalbi durarak hayatını kaybettiği öğrenildi.

    Ara Güler kimdir?

    16 Ağustos 1928’de Beyoğlu, İstanbul’da dünyaya gelen Ara Güler, lisedeyken film stüdyolarında sinemacılığın her dalında çalışırken Muhsin Ertuğrul’un tiyatro kurslarına devam etti. 1950’de Yeni İstanbul gazetesinde gazeteciliğe başlarken aynı zamanda İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesine devam etti.

    1962’de Almanya’da çok az fotoğrafçıya verilen “Master of Leica” unvanını kazandı. 1964’de Mariana Noris’in ABD’de basılan “Young Turkey” adlı yapıtında fotoğrafları kullanıldı. 1972’de Paris Ulusal Kitaplıkta sergisi açıldı.1975’de ABD’ye davet edildi ve yine aynı yıl Yavuz zırhlısının sökülmesini konu alan “Kahramanın Sonu” adlı bir belgesel film çekti. 1979’da Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin “Foto Muhabirliği” dalındaki birincilik ödülünü aldı.

    Yıllarca üstünde çalıştığı Mimar Sinan yapıtlarının fotoğrafları 1992’de Fransa’da, ABD ve İngiltere’de “Sinan, Architect of Soliman the Magnificent” adlı kitabı yayımlandı. Aynı yıl “Living in Turkey” adlı kitabı Ingiltere, ABD ve Singapur’da “Turkish Style” başlığıyla, Fransa’da “Demeures Ottomanes de Turquie” adıyla yayımlandı.1994’de “Eski İstanbul Anıları”, 1995’de “Bir Devir Böyle Geçti”, “Yitirilmiş Renkler ve Yüzlerinde Yeryüzü” fotoğraf kitapları yayımlandı. Ara Güler’in fotoğrafları Paris Ulusal Kitaplıkta, ABD’de Rochester Georg Eastman Müzesi’nde Nebraska Üniversitesi Sheldon Koleksiyonu’nda bulunuyor. Köln Mueseum Ludwing’de Das Imaginare Photo Museum’da fotoğrafları sergileniyor.