Etiket: Sağlıkta

  • MHP’li vekilden Sağlık’ta şiddete önlem çağrısı

    Milliyetçi Hareket Partisi Gaziantep Milletvekili Ali Muhittin Taşdoğan, TBMM’de yaptığı konuşmada, Mecliste günlerdir yürütülen 2019 yılı bütçe görüşmelerini değerlendirirek, sağlıkta şiddet konusunda ise gerekli önlemlerin alınması konusunda çağrıda bulundu.

    Sağlık Bakanlığının bütçesi ile ilgili MHP grubu adına açıklamalarda bulunan MHP Milletvekili Muhittin Taşdoğan, Türkiye’deki sağlık yatırımlarının durumları ve yapılması gereken hususlar hakkında değerlendirmelerde bulundu. Hastanelerdeki çalışma ortamlarının iyileştirilmesi gerektiğini söyleyen Taşdoğan, “Bu güne kadar yapılan bütün bütçe planlamaları, devlet harcamaları ve vatandaşlarımızın harcadığı paralar dahil olmak üzere, halk sağlığını istenilen düzeye ulaştıramamıştır. Planlanma ile sürekli olarak personele daha çok çalışmayı, yüksek hasta memnuniyeti, polikliniklerde daha fazla mesai ve poliklinik hizmeti beklentileri, hastanelerimizde huzurlu ve güvenli bir çalışma ortamını hala sağlayamamıştır. Bu yatırımlar sayesinde, temel sağlık göstergelerinde tabi ki önemli iyileştirmeler sağlanmıştır, fakat hala gelişmiş ülkelerin gerisindeyiz. Sağlık hizmetlerine erişim, koruyucu sağlık, kurumsal yapılanma, bulaşıcı hastalıklarla mücadele ve hasta hakları başta olmak üzere, sağlık hizmetlerine ilişkin önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Ancak fiziki altyapı ve sağlık personelinin kent-kır ve bölgeler arası dağılımı halen dengeye oturtulamamıştır” dedi.

    Sağlık sektöründe kadro sorunu yaşandığını açıklayan Taşdoğan, “Sağlık hizmetlerinin sunumundaki hemen bütün kadrolarında Türkiye ile AB – OECD ülkelerinin karşılaştırmalı sayısal analizinde aleyhimize büyük farklar vardır. Sağlık Bakanlığı’na bu yıl sonuna kadar toplam 10 bin kişi alınacağını açıklayan Bakanlığımızın bu müjdesiyle Sağlık Meslek mezunları çok heyecanlandı. Devlet eliyle açtığımız okullardan mezun olmuş bunca yetişmiş kalifiye sağlık personelinin atamalarını da bir an önce tamamlamamız gerekmektedir. Bu gençlerimizin mağduriyetlerinin de böylece giderilmesi sağlanmalıdır. Taşeron işçiler hastane içerisinde bir takım hizmetleri yaparken kadroya alındılar, fakat hastanelerde bilgi işlem HBYS personelleri bu uygulamanın dışında kaldı. 10 Temmuz 2018’de bakanlık devir teslimi sırasında Eski bakan HBYS çalışanları ile ilgili çalışmanın yeni bakanımız tarafından açıklanacağını belirtmişti. Sayın Bakanım, HBYS personeli verilen sözlerin tutulmasını bekliyorlar. Bunun dışında çeşitli bahanelerle kadro verilmeyen taşeron işçilerine bir an önce kadroya alınarak taşeron meselesi tarihe gömülmelidir. Yardımcı Hizmetler Sınıfı personel dediğimiz ve YHS personel diye bilinenler ise işyerinde memurluk yapıyor, masa başında bilgisayar kullanıyor ve Genel İdari Hizmetler sınıfındaki memurlar gibi çalışıyorlar. YHS personelleri ise, memur unvanı veya yaptığı işe göre VHKİ unvanı almayı bekliyor. Hastanelerimizde halen birçok teknik dalda kadro eksikliği var. Örneğin anestezi teknikerleri sağlık meslek liselerine ve SMYO’na en yüksek puanlarla girip zor bir eğitimin ardından maalesef çok az sayıda atama yapılması nedeniyle çok yüksek KPSS puanı almalarına rağmen atanamayarak işsizler ordusuna katılmaktadırlar. Yönetmeliğe göre çalıştırılması gereken birçok teknik dalda, mezun işsizlerimiz var. Örneğin, Perfüzyon Teknikeri, Elektro Nörofizyoloji Teknikerleri, Radyoloji Teknikerleri ve diğer birçok branş hala hastanelerde iş bulamıyor. Bu kadrolarda mevcut çalışanlar ise bir hafta gibi kısa süreli sertifika eğitimleriyle görev yapıyorlar. Oysa bu branşlarda iyi eğitilmiş, 2 veya 4 yıl teknik yüksek eğitim almış sağlık iş gücü var. Onlarda işsiz olarak burada anlatamayacağımız kadar zor şartlarda bekliyorlar” ifadelerini kullandı.

    “Kadro bekleyen kızlarımız ve oğullarımız için bu sorunun çözülmesi lazım”

    Sözlerine kadro sorunun bir an önce çözülmesi gerektiğini aktararak devam eden Milletvekili Muhittin Taşdoğan, “Başka bir pencereden bakınca sosyolojik bir durum olarak şunu hatırlamak gerekir. Anadolu’nun her ilinde olduğu gibi, Güzel memleketim Gaziantep’te de eskiden çocukları evlenecek annelerin babaların öncelikli tercihi ebe yada hemşire kızlarımız olurdu. İyi bir hemşire aynı zamanda iyi bir anne demektir. Onlar annelerimiz gibidir, elleri şifalı, yürekleri şefkatlidir. Hemşire demek bacı demektir, kız kardeş demektir. Zira tanımadığı bir hastaya hizmeti ancak bacısı yapar da ondan hemşire denmiştir. Şimdilerde işsizler ordusuna dönüşen sağlık meslek lisesi mezunu erkek ve kızlarımız, işsiz oldukları gibi, hayatlarını planlayıp yuva bile kuramıyorlar” şeklinde konuştu.

    “Sağlık çalışanlarının memnuniyeti de düşünülmeli”

    Milletvekili Taşdoğan, sağlık sektöründe hastaların olduğu kadar hastane çalışanlarının da memnuniyetinin önemli olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

    “Hastaların memnuniyetini düşündüğümüz kadar sağlık çalışanlarının da memnuniyetlerini yükseltmeyi düşünemez miyiz? Onların çalışırken yıprandıklarını, stresli, zor koşullarda, hastalıkların tedavi edildiği her an bir hastalığa bulaşabileceği zor koşullarda ve emekli olana kadar hastalık riski altında kalınan ortamlarda çalışanların özlük haklarını düzenlemek gerekmez mi. Hasta olduğumuzda kendimizi düşünüp koşa koşa gittiğimiz, hizmet aldığımız sağlık çalışanlarının sorunlarından niçin kaçarız? Döner sermaye miktarının maaş içine konulabilmesini, emekli maaşlarına da yansıtılmasını, ek göstergelerinin iyileştirilmesini niçin göz ardı ederiz.”

    Şiddete önlem çağrısı

    Sağlık personeline karşı gerçekleştirilen şiddet olaylarına da değinen Muhittin Taşdoğan, “Para kaybedince paranın kıymetini, bir can yittiğinde ölenin kıymetini, anlarız da, sağlığımızı yitirdiğimizde sağlığımızın kıymetini biliriz de, sağlık personelinin kıymetini neden bilmeyiz? Bunun için sağlıkta şiddeti kınamak yetmez, hepimizin bildiği önlemleri bir an önce almalıyız. Fizyoterapistler, Psikologlar, Çocuk Gelişimcileri, Çevre Sağlığı Teknisyenleri, Yaşlı Yakım Teknikerleri, Evde Hasta Bakım Teknikerleri ATT lervb. unvanlı personelin durumu ne olacak? Bir kısmının hala görev tanımı dahi net değil. Ve özel sektörde çalışmaları çok kısıtlı. Sağlık çalışanlarının Meclisimizden beklediği çalışanların kadrolu istihdam edilmeleridir. Sadece personelin özlük ve kadro durumu değil, sürdürülebilir bir sağlık politikası için yapmamız gereken birçok şey var” ifadelerine yer verdi.

    Eczacıların mağduriyeti

    Eczacıların mağduriyetleri hakkında da açıklamalarda bulunan Taşdoğan, “Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından eczacıların mağduriyetleri de mutlaka giderilmelidir. Son yıllarda artan ilaç tüketimine ve bilinçsiz antibiyotik kullanımına da dikkat edilmeli ve yerli ilaç ve tıbbi cihaz üretimi için kamu politikaları geliştirerek bir strateji oluşturmalıyız” dedi. Taşdoğan, sağlık turizmini destek vermeye devam edeceklerini belirterek, “Bakanlığımızın Sağlık Turizmi ile ilgili çalışmalarını dikkate takip ediyor ve destekliyoruz. Sağlık Turizmi ülkemizde sağlık sektöründe yeni kapı açacağına inandığımızın da altını çizmek isterim” ifadelerini kullandı.

    “Hasta memnuniyetinde yerinde sayma var”

    Türkiye’deki hasta memnuniyetinin bir duraksama yaşadığını vurgulayan Taşdoğan, “Hasta memnuniyeti en çok övünülen konuydu ancak yüzde 75 seviyeleri civarına geldi ve durdu. Sebepleri çok ama en önemlilerinden biri nicelik artarken niteliğin düşmesidir. Bir başka sebep ise sağlık sigortası için çalışanlar prim ödemesine rağmen çeşitli farklardan dolayı artık kasko gibi yeni bir sigortaya ihtiyaç doğmuş “Tamamlayıcı Sağlık Sigortası” kavramı maalesef yaygınlaşmaya devam etmektedir. Yine söylemeden geçemeyeceğimiz konu sağlık hizmetlerinin ücret olarak karşılığı olan “SUT” diye bilinen Sağlık Uygulamaları Tebliğine 9 yıldır iyileştirme yapılmamıştır. Yani 9 yıl önce appendektomi ameliyatı 432 liraydı hastaneye ödenen ücret bugün de 432 liradır. İnguinalherni yani Fıtık ameliyatı KDV dahil bin 231 TL idi, 5 ay önce yapılan düzenlemeyle %14 düşmüş bin 80 lira olmuştur. Hastaneler maliyet artışlarını personel ve malzeme giderinden başlamak üzere, vatandaştan fark almak veya alınan farkları arttırmak zorunda bırakmaktadır. Sektör iyileştirme beklerken birkaç ay önce bazı kalemlerde iyileştirme olmuştur. Ancak Röntgen-Laboratuvar gibi ana hizmet kalemlerinde ortalama %5 indirim yapılmıştır. Dolayısıyla hastaneler ayakta kalmak için farkları arttırmak zorunda kalmışlardır. Bu da zor şartlardaki vatandaşlarımıza doğrudan yansımaktadır. Bu SUT tekrar gözden geçirilmeli ve iyileştirilmelidir” diye konuştu.

  • Sağlıkta şiddete karşı ‘sıfır toleranslı alan’ teklifi

    Türk Sağlık-Sen Ordu Şube Başkanı Fatih Galender Zengin, sağlıkta şiddetin önüne geçebilmek için radikal bir karar alınması gerektiğini belirterek, “Sağlık kurumlarında ‘sıfır toleranslı alan’ olmalı ve bu alanlarda işlenen suçlara en sert yaptırımlar uygulanmalı ve hakimlerin bir takdir yetkisi olmamalıdır” teklifinde bulundu.

    Zengin, yaptığı açıklamada sağlıkta şiddet durumunun cinayetlere kadar uzandığını, çalışanların kafasında kaldırım taşı kırıldığı, gruplar halinde saldırıların yaşandığı bir vahşet boyutuna ulaştığını vurguladı. Sağlık görevlisine karşı şiddete başvuran kişinin bu şiddeti adeta bir tedavi yöntemi gibi kullandığına işaret eden Zengin, “Kişi şiddet uyguladığında, hastaneyi birbirine kattığında sağlık hizmetlerine daha kolay ve hızlı ulaşabileceği gibi tuhaf bir anlayışa sahip olmuştur. Şiddet uygulayanların adliyenin kapısından elini kolunu sallaya sallaya çıktığı ancak yoğun bir kamuoyu baskısı olursa tekrar gözaltına alınıp tutuklandığı tuhaf bir adalet düzeni yaşanmaktadır. Sağlık çalışanlarına karşı bir linç kültürü geliştirildiği de göze çarpmaktadır. Başkası adına ilaç yazdırma isteğini reddeden bir aile hekimi olay sonrasında yaşanan gelişmelerin suçlusu olarak gösterilmiştir. Linç kampanyasına maruz kalmış açığa bile alınmıştır. Kısacası sağlıkta şiddet ve linç sağlık çalışanlarının hizmet üretmesine engel olacak bir seviyeye gelmiştir. Acil çözümler bulunması gereklidir. Zira bugüne kadar yapılan düzenlemelerin bir faydası olduğu görülmemiştir” diye konuştu.

    Sağlıkta ‘sıfır toleranslı alan’ tavsiyesi

    Sağlıkta şiddetin durmak bir yana artarak devam etmesindeki en önemli nedenin etkin ve caydırıcı tedbirlerin hayata geçmemesi olduğunu kaydeden Zengin, şu açıklamalarda bulundu:

    “Örneğin tutuklu yargılama sadece kağıt üstündedir. Uygulamada hayata geçmeyince, şiddet uygulayan elini kolunu sallaya sallaya gezdikçe çözüm olmaz. Sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanlara, sağlık kurumlarında ortalığı birbirine katanlara bu işin sonunun tutuklu yargılanmak olduğunun idrakine varmaları sağlanmalıdır. Devletin ceza sistemi ve uygulayıcıları bunu hissettirmelidir. Bunun yanı sıra şiddetin bir tedavi biçimi olarak algısı yıkılmalı, şiddet uygulayanların acil haller dışında kamu sağlık hizmetlerinden belli bir ücret karşılığı yararlandırılması getirilmeli, kişi sağlık çalışanına şiddet uyguladığında belli bir süre ücretsiz sağlık hizmetinden faydalanamayacağını bilmeli şiddetin kendisine bir fatura çıkaracağını anlamalıdır. Türk Sağlık-Sen olarak önerimiz sağlık hizmeti veren birimlerin ve yerlerin hiçbir ayrım gözetilmeden ‘sıfır toleranslı alan’ olarak tanımlanmasıdır. Sıfır toleranslı alanlarda işlenen suçlara en sert yaptırımlar uygulanır, suçlara karşı hakimlerin bir takdir yetkisi de olmaz. Para cezasına çevrilme veya hafifletici sebepler göz önüne alınmayarak cezalar net bir biçimde verilir. Böylelikle eminiz ki sağlık kurum ve kuruluşları daha güvenli yerler olacaktır.”

  • AHEF Genel Başkanı Atakan: “Aile hekimlerinin en büyük sorunu sağlıkta şiddet”

    Aile Hekimleri Federasyonu (AHEF) tarafından Nevşehir’de 100 hekimin katıldığı Mini Tıp Akademisi Kongresi Nevşehir’de bir otelde başladı.

    Nevşehir Aile Hekimleri Derneği ev sahipliğinde düzenlenen Mini Tıp Akademisi Kongresi’ne Sağlık İl Müdürü Rahim Ünlübay, AHEF Genel Başkanı Şenol Atakan, Nevşehir aile Hekimleri Derneği Başkanı Erkut Coşkun ve sağlık personeli katıldı.

    Programın açılış konuşmasını yapan Nevşehir Aile Hekimleri Derneği Başkanı Uzman Dr. Erkut Coşkun, Nevşehir’de böylesine bir organizasyon yapmaktan dolayı son derece mutlu olduklarını ifade ederken AHEF Genel Başkanı Şenol Atakan ise Kongrenin birinci basamak sağlık kuruluşları için önemli olduğunu ifade etti.

    Sağlık İl Müdürü Dr. Rahim Ünlübay ise konuşmasında Nevşehir başta olmak üzere, Aksaray ve Kayseri’de görev yapan aile hekimlerini Nevşehir’de ağırlamaktan dolayı son derece mutlu olduklarını söyledi.

    Nevşehir Aile Hekimleri Derneği Başkanı Erkut Coşkun da, “Nevşehir’de düzenlediğimiz ilk aile hekimleri mini tıp akademisidir. Özellikle aile hekimi arkadaşlarımız hem güncel tıbbi bilgileri yeniden ulaşabilmeleri hem de sahada yaşamış oldukları sorunlarla ilgili olarak bir panel. Federasyonumuz aracılığıyla bize destek sağladılar. Aksaray ve Kayseri’den de olmak üzere yaklaşık 100 katılımcı ile bu oturumumuz bir mini kongre şeklini aldı. Bu noktada çok mutluyuz. Nevşehir’e de ayrıca bir katkı sağlayacağına inanıyoruz” dedi.

    AHEF Genel Başkanı Şenol Atakan ise, “Aile Hekimlerinin en büyük sorunlarından bir tanesi sağlıkta şiddettir. Biz buz dağının görünmeyen kısmı diyoruz. En çok vatandaşın bu anlamda sağlık okur yazarlığının az olmasına bağlı uygunsuz istekler yüzünden tartışmalar çıkabiliyor. Gerek sözlü yada fiili şiddete varabilen sonuçlar olabiliyor. Biz AHEF olarak bu konuda çok uzun süredir mücadele veriyoruz. İlk 2012 yılında kurulan mecliste sağlıkta şiddet komisyonunda ciddi bir bilimsel raporumuzu sunduk. O günden beri hatta en son bu kapsamda gene mecliste bir yasa teklifimizi de yaptık. İlk başta akut çözüm olarak bir caydırıcı yasa tasarısı oluşturulmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.

  • ’Kapak Olsun’ projesine ’Sağlıkta Sosyal Sorumluluk Ödülü’

    Gerçekleştirdiği sosyal sorumluluk projeleriyle topluma katkı sağlayan Berko İlaç, ’Kapak Olsun’ projesiyle Sağlıkta Sosyal Sorumluluk Ödülleri’nde ’Yılın En Başarılı Sosyal Sorumluluk Projesi’ ödülüne layık görüldü.

    Bu yıl 12’ncisi gerçekleştirilen Sağlıkta Sosyal Sorumluluk Ödülleri kapsamında Berko İlaç, ’Kapak Olsun’ projesiyle ’Yılın En Başarılı Sosyal Sorumluluk Projesi’ ödülü aldı. Sağlık Gönüllüleri Türkiye ve hospitalmanager Dergisi’nin düzenlediği törende, sağlık yönetimi alanında Türkiye’nin önde gelen isimlerinden oluşan jüri üyelerinin belirlediği kişi ve kuruluşlara ödülleri verildi. İlaç firması ödülünü, Berko İlaç Yönetim Kurulu Üyesi ve Kurumsal İletişim Direktörü Eylem Beran ile Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği (TODF) Genel Başkan Yardımcısı Semra Çetinkaya birlikte aldı.

    Ödül alırken konuşma yapan Eylem Beran, ’’Böyle duayen hocaların ve sağlık yöneticilerinin bir arada olduğu, ödül aldığı bir platformda bulunmak ve ödüle layık görülmek çok mutluluk verici. İlaç firması olarak gerçekleştirdiğimiz sosyal sorumluluk projeleriyle ilaç firmaları arasındaki sosyal sorumluluk algısını biraz daha yukarı taşıdığımızı düşünüyorum. Bu ödülü Türkiye Omurilik Felçlileri Derneğiyle birlikte almak ayrıca onur verici. Herkese çok teşekkür ederiz’’ şeklinde konuştu.

    ’Kapak Olsun’ kampanyasına iki yıldır destek olunuyor

    Berko İlaç’ın, TOFD’un başarıyla yürüttüğü ’Kapak Olsun’ kampanyasına iki yıldır destek olduğu belirtilirken, ilaç firmasını geçtiğimiz yıl İstanbul genelindeki hastane ve aile sağlığı merkezlerinin önemli noktalarına 350 adet plastik kapak toplama kutusu yerleştirdiği aktarıldı. Bu ise sene Türkiye genelindeki hastane ve aile sağlığı merkezlerine 150 adet plastik kapak toplama kutusu yerleştirdiği bildirildi.

    1 ton plastik kapak toplandı ve 4 manuel tekerlekli sandalye alındı

    Ortopedik engelli bireylerin sosyal yaşama tam ve etkin bir biçimde katılımlarını sağlamak amacıyla TOFD’un, 2011 yılından bu yana ’Kapak Olsun’ plastik kapak toplama kampanyasını yürüttüğü aktrıldı. Kampanya ile toplanan plastik kapaklar sayesinde, derneğe başvuruda bulunan ortopedik engelli vatandaşlara akülü ve manuel tekerlekli sandalye alındığı, İlaç firmasının, proje kapsamında bugüne kadar 1 ton plastik kapak toplanmasına ve 4 manuel tekerlekli sandalye alınmasına vesile olduğu ifade edildi.

  • Keçiören’den belediye çalışanları ve meclis üyeleri için sağlıkta işbirliği

    Keçiören Belediyesi, belediye personellerinin ve meclis üyelerinin sağlık hizmetinden daha rahat faydalanması için Özel Medisis Hastanesiyle protokol imzaladı. Protokole Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak ile Özel Medisis Hastanesi Başhekimi Dr. Medeni Yılmaz imza attı.

    Keçiören Belediyesi, “İnsan değerlidir” anlayışını kendi içinde başlatarak belediye personellerinin, belediye meclis üyelerinin ve birinci derece yakınlarının sağlık hizmetinden daha rahat yararlanmaları için Özel Medisis Hastanesiyle protokol İmzaladı. Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, makamında misafir ettiği Özel Medisis Hastanesi Başhekimi Medeni Yılmaz ile protokole imza attı.

    Sağlık hizmetlerinde indirim

    Protokole göre, SGK güvencesini kullanan veya kullanmayan Keçiören Belediyesi Meclis Üyeleri, personelleri ve birinci derece yakınları hastanenin fark ücretleri üzerinden ayakta ve yatarak tedavi hizmetlerinde yüzde 30 indirimli hizmet alacak. Belirtilen indirimden yararlanmak isteyenlerin nüfus cüzdanını, pasaportunu veya ehliyetini ibraz etmesi yeterli olacak.

    “Keçiören her geçen gün yatırım için cazibe merkezi haline geliyor”

    “Keçiören Belediyesi’nde çalışan personellerimizin ve meclis üyelerimizin sağlık hizmetinden daha rahat istifade etmesi için Özel Medisis Hastanesi ile protokol imzaladık” diyen Mustafa Ak, “Keçiören her geçen gün yatırım için cazibe merkezi haline geliyor. İnşaattan sağlığa, ticaretten sanayi yatırımlarına kadar birçok alanda yatırımın merkezi olmaya aday bir ilçe. Bu yatırımlar arttıkça Keçiörenli vatandaşlarımızın hayat standartları daha da yükseliyor. Biz de belediye çalışanlarımızdan başlayarak vatandaşlarımızın ekonomisine bir nebze de olsa katkı sunmak için sağlıkta işbirliği adı altında protokol imzaladık” dedi.