Etiket: Sağlıkta

  • OMÜ’de ‘Sağlık Turizmi ve Sağlıkta Kalite Standardı’ gözden geçirildi

    OMÜ’de ‘Sağlık Turizmi ve Sağlıkta Kalite Standardı’ gözden geçirildi

    Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde (OMÜ) Samsun’un sağlık turizmi potansiyeli ve bu potansiyelin etkili ve verimli kullanılmasına yönelik atılacak adımlar, sağlık ekosistemi, kentte sağlık sektöründe kalite standardının yükseltilmesi ve iyileşmeye açık alanlar yapılan istişare toplantısıyla yakın plana alındı.

    Rektörlük Senato Salonu’nda düzenlenen ve Samsun’daki sağlık sektöründe kamuda ve özelde hizmet veren kurum ve kuruluş yetkililerinin buluştuğu ‘Sağlık Turizmi ve Sağlıkta Kalite Standardı’ adlı istişare toplantısı, Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal öncülüğünde gerçekleştirildi.

    Toplantıya; Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Recep Sancak, zamanda Tıp Fakültesi öğretim üyesi ve Samsun Sağlık Turizmi Derneği Başkanı olan Prof. Dr. Fatih Özkan, Yeşilyurt Demir Çelik Meslek Yüksekokulu (MYO) Müdürü Doç. Dr. Kemal Yıldızlı, OMÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekim Prof. Dr. Türker Yardan’ın yanı sıra Samsun İl Kültür ve Turizm Müdür Vekili Adnan İpekdal, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Orta Doğu Karadeniz Bölge Temsil Kurulu Başkanı Yılmaz Uzunlar, Medikal Sanayi İnovasyon Kümesi Derneği (MEDİKÜM) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ahmet Aydemir, Medikal Sanayi İnovasyon Kümesi Derneği (MEDİKÜM) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ahmet Aydemir ve Samsun Medikal Park Hastanesi Genel Müdür Yardımcısı Dr. Mustafa Şen, MEDİKÜM Yönetim Kurulu üyesi Turan Özfırat da katılarak görüşlerini paylaştı.

    Rektör Ünal: “İhtiyaçlarını tespit edenler bu yarışı kazanacak”

    Toplantının amacına dair bilgiler veren Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal, üniversite olarak sağlık alanındaki hizmet kalite ve politikasına odaklandıklarını, bu doğrultuda öncelikler ve stratejiler belirlediklerini vurgulayarak, “Sizlerin öneri ve bakış açılarınız; kendi hizmet kalitemiz, yanı sıra da ortak akıl ve politikalar geliştirilmesi açısından son derece önemli. Bu durumu sadece Üniversite yahut Tıp Fakültesi için düşünmemek gerekiyor zira kentimiz özelinde bu sektördeki yeniden bir dizaynı ve hizmet politikasını dikkate aldığımızda nasıl bir yol haritası çıkarılmalı, nereden başlamalı ve neler yapılmalı gibi sorularla yol almak gerekiyor. OMÜ olarak öncelikle kendi ödevimizi çıkarmak ve ortak akılla geleceğin gereksinimlerine önceden hazırlanmak niyetindeyiz. Bu sebeple sizlerin bu husustaki ‘bilgi notu’ büyük bir değer taşıyor. Dünyadaki değişimi göz önüne alırsak geleceğin ihtiyaçlarını tespit edenler bu yarışı kazanacak” dedi.

    “AR-GE olmazsa eğitim geri kalacak”

    Temel önceliklerinin eğitim olduğunu ve bu sürecin ancak araştırma geliştirme (AR-GE) çalışmalarıyla sürdürülebilirse anlamlı hâle gelebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Ünal, sağlık alanındaki hedeflerini “AR-GE olmazsa eğitim geri kalacaktır, bilgiyi güncelleyebilecek tek şey AR-GE’dir ve bunu bir döngü olarak görüyoruz. Burada ikinci ayak ise hizmet üretimi ve kalitesi, dolayısıyla bu unsurlara eğilmemiz gerekiyor. Toplantımızın temel konusu; sağlık turizmine zemin oluşturabilecek altyapının iyileştirilmesi. Sağlık turizmini de bu iyileştirmelerin bir sonucu olarak görmeliyiz. O yüzden sağlık turizmine giden süreçleri ve yolu konuşmak, tartışmak ufkumuzu açacaktır. Samsun’un sağlık alanındaki jeopolitik pozisyonu itibarıyla sağlık sektöründe faaliyet gösteren aktörlerin iş birliği, birbirlerinin sahip oldukları imkânları bilmeleri ve fırsata çevirmeleri kentimize değer katacaktır. Çünkü sağlık turizmini tek başına yürütmek mümkün değil. Bu amaçla değişen dünyada iyi bir yerde konuşlanabilmek için neler yapmamız gerekiyor? İşte bizler de bu imkânları birlikte kullanabilmenin yolunu açmak istiyoruz” sözleriyle dile getirdi.

    “Hedef gruplarına Samsun iyi anlatılıp tanıtılmalı”

    Öneri, görüş ve değerlendirmelerin sunulduğu toplantıda ilk olarak söz alan Tıp Fakültesi öğretim üyesi ve Samsun Sağlık Turizmi Derneği Başkanı Prof. Dr. Fatih Özkan, sağlık turizmi kapsamındaki medikal turizm ile ilgili Samsun’un fiziki altyapısının uygun olduğunu ve bunu daha da geliştirmenin yollarını aramak gerektiğini söyledi. Dünyada sağlık turizminde Türkiye’nin yüzde 1 civarında düşük bir paya sahip olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Özkan, devletin; 11. Kalkınma Planı ile 2019 – 2023 Stratejik Plan dâhilinde bu payı 20 milyar dolara çıkarmayı hedeflediğini belirterek sağlık turizmindeki hedef grupları için Samsun’un iyi anlatılıp tanıtılmasının gerekli olduğuna işaret etti.

    “Havza Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi Türkiye’de örnek durumda”

    Toplantıda görüşlerini aktaran Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Recep Sancak, Tıp Fakültesi olarak çok iyi doktorlara sahip olduklarını, hastane hizmetleri ve çevresel etkenlerin de revize edilmesiyle sağlık turizminde Tıp Fakültesi’nin önemli bir pozisyona geçeceğini kaydetti.

    Sağlık turizminin bir diğer alanı olan termal turizmde Tıp Fakültesi’ne bağlı Havza Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi’nin Türkiye’de örnek konumda olduğuna dikkat çeken Rektör Yardımcısı Sancak, ayrıca Tıp Fakültesi’nin, hizmetlerin az maliyetli olmasıyla da önemli artıya sahip olduğunu sözlerine ekledi.

    “Koordine hareket edilirse bir sıçrama yapacağız”

    Ardından değerlendirmelerini paylaşan Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Orta Doğu Karadeniz Bölge Temsil Kurulu Başkanı Yılmaz Uzunlar, Samsun için sağlık turizminin çok büyük potansiyel barındırdığını ancak kentte bu alanda faaliyet gösteren dernekler arasında iletişim kopukluğunun bulunduğunu söyledi. Başkan Uzunlar, koordine olarak hareket edilmesi hâlinde bu sorunun çözüleceğini ve bir sıçrama yapacaklarına vurgu yaptı.

    “Dünya pazarındaki rakipler iyi izlenmeli”

    Bir diğer konuşmacı Medikal Sanayi İnovasyon Kümesi Derneği (MEDİKÜM) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ahmet Aydemir, sağlık turizminde dünya pazarındaki rakiplerin iyi izlenmesi ve hangi yollara başvurduklarının bilinmesi gerektiğine değinerek tanıtım, dil bilen sektör çalışanı, ihtiyaç analizi gibi başlıklarla düşüncelerini paylaştı.

    “İletişim ve koordinasyonu istikrarlı bir ivmeyle devam ettirirsek güzel sonuçlar alacağız”

    Katılımcılardan Samsun Medical Park Hastanesi Genel Müdür Yardımcısı Dr. Mustafa Şen, sağlık turizminde OMÜ’nün desteğinin belirleyici olduğunun altını çizerken şu değerlendirmede bulundu: “Rektör Hocamızın bu işe gönül vermesi, çok önemli bir gelişme. Dolayısıyla bu koordinasyon ve iletişimi istikrarlı bir ivmeyle devam ettirebilirsek inanıyorum ki şehrimiz adına güzel sonuçlar alacağız. Nitekim bu yöndeki altyapımız çok müsait. Sağlık turizmi kapsamında gelen hastaların ne istediğini bilmek, büyük önem arz ediyor. Bu hastaları memnun ederek ülkelerine gönderirsek bunun Samsun’a olumlu yansımalarını zamanla görmüş oluruz. Yani en iyi reklam, hastanın kendisinin yaptığı reklamdır, bunu başarmamız lazım. Medikal Park olarak sağlık turizminin her kademesinde bulunmaya çok istekli olduğumuzu söylemek isterim.”

    Sağlık turizminde uluslararası öğrenci vurgusu

    OMÜ’lü uluslararası öğrencilerin, hasta-doktor iletişiminde görev alabileceği yönünde tavsiyede bulunan MEDİKÜM Yönetim Kurulu üyesi Turan Özfırat ise bu öğrencilerin aynı zamanda ülkelerine döndüklerinde Türkiye’deki sağlık turizminin de elçileri olacağını belirterek konuşmasında OMÜ’nün bu potansiyelini değerlendirmesi gerektiğine odaklandı.

    Toplantıda yer alan Yeşilyurt Demir Çelik Meslek Yüksekokulu (MYO) Müdürü Doç. Dr. Kemal Yıldızlı, sağlık turizminin teknik noktaları olan tıbbi cihaz üretimi ve sertifikasyonu vb. hususlardan bahsederek, bu noktada takımlar kurup birlikte hareket etmenin önemine atıfta bulundu.

    Samsun İl Kültür ve Turizm Müdürü Adnan İpekdal, sağlık sektöründe markalaşmada tanıtımın önemi ve rolü üzerinde durdu.

    Son olarak sağlık turizmi özelinde Tıp Fakültesi’nin yürüttüğü çalışmaları ve belirlediği hedefleri aktaran Başhekim Prof. Dr. Türker Yardan ise, “Ne zaman ki Tıp Fakültesi hastaları artık havaalanına inip servislerle Fakülteye ulaşabiliyorsa kendimizi hedefimize ulaşmış sayacağız. Zaten bu yönde de adımlarımız var. Ayrıca sağlıkta kalite standartlarında istediğimiz puana ulaşabilmek için de çaba gösteriyoruz, bu doğrultuda fakültemize yönelik değerlendirme süreci devam ediyor. Sonrasındaki amacımız ise fakülte olarak ‘sağlık turizmi belgesi’ne sahip olmak ve otelcilik başta olmak üzere farklı noktalarda ilerleme sağlamak. Yani ‘Artık Tıp Fakültesi de sağlık turizminde var’ mesajını vermek. Zira birçok branşta çok ciddi bir potansiyele sahibiz hatta bu konuda iddialıyız. Belki de Samsun’da bu konuda en önemli merkezlerden biri konumundayız” ifadelerine yer verdi.

    Buluşma sonunda Rektör Ünal, bundan sonraki toplantıları tematik hâle getirme kararlılığında olduklarını bildirerek sözlerini “Umuyorum, Samsun sağlık alanında kendi gücünün ve imkânlarının farkına varmış ve bu imkânları üzerinden de istikbal devşiren bir iradeye sahip olur” şeklinde tamamladı.

  • Samsun’da “sağlıkta dönüşüme” 440 milyon TL

    Samsun’da “sağlıkta dönüşüme” 440 milyon TL

    Samsun İl Sağlık Müdürlüğü tarafından “Sağlıkta Dönüşüm Programı” kapsamında Samsun’da 2003 yılından bu yana devralınıp tamamlanan ve başlanıp bitirilen sağlık yatırımları için, 2014-2020 yıllarına göre 184 milyon 228 bin 702 TL kaynak kullanıldı. Devam eden yatırımların bitirilmesi ile birlikte bu rakamın 440 milyon 857 bin 312 TL olacağı belirtiliyor.

    Program kapsamında şu ana kadar 8 yatırım tamamlandı. Yatırım programında olan ve son beş yıllık kalkınma planına göre tamamlanan bu yatırımlar: “Asarcık Devlet Hastanesi, 75 yatak Havza Devlet Hastanesi, 75 yatak Terme Devlet Hastanesi, 25 yatak Ladik Devlet Hastanesi, Eğitim Araştırma Hastanesi Atakum Ek Hizmet Binası (Onarım), Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi (200 yatak + 60 AMATEM), Çarşamba Devlet Hastanesi (250 yatak) ve Asarcık ilçesi Akyazı Sağlık Evi” oldu. Bu yatırımlar için toplamda 184 milyon 228 bin 702 TL kaynak kullanıldı.

    6 yatırımın inşaatı şu anda devam ediyor. Bu yatırımlar ise 43 milyon 242 bin TL bedelli Vezirköprü Devlet Hastanesi (150 yatak, 20 unit ADSM), 37 milyon 55 bin TL bedelli Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ek 127 Poliklinik Binası, 14 milyon 676 bin TL bedelli 25 yatak Salıpazarı Devlet Hastanesi, 126 milyon 900 bin TL bedelli 250 yatak Tekkeköy Devlet Hastanesi, 14 milyon 974 bin TL bedelli 25 yatak 19 Mayıs İlçe Devlet Hastanesi ve 14 milyon 634 bin TL bedelli 25 yatak Kavak Devlet Hastanesi. Bu projelerdeki toplam yatırım tutarı ise 251 milyon 481 bin 610 TL.

    2018 yılı yatırım programında olan Terme 1. basamak hizmet binası (TSM, 5-6 Hekimli ASM, 3 akipli A2 tipi ASHİ) projesinde de 15 Haziran 2020 tarihinde yer teslimi yapıldı. Projeye 5 milyon 147 bin TL kaynak ayrıldı. Bu projeler toplamında sağlıkta dönüşüme Samsun’a 440 milyon 857 bin TL yatırım yapıldı.

    Bu yatırımlardan Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ek 127 Poliklinik Binası projesinde 19 Haziran 2020 tarihinde geçici kabul onaylanarak 22 Haziran 2020 tarihinde hizmet sunumuna başlandı. 25 yatak Salıpazarı Devlet Hastanesi inşaatı da tamamlandı. Bakanlık tarafından 15 Haziran 2020 tarihinde geçici kabul çalışmalarına başlandı. Kabul eksikliklerinin tamamlanması için 30 günlük ek süre verildi.

    2018 yılında başlanan Vezirköprü Devlet Hastanesi (150 yatak, 20 unit ADSM)projesinde heyelanlı alanın yapımı tamamlanması işi devam ettiğinden müteahhit firma tarafından 120 günlük süre uzatımı dilekçesi verildiği bilgisi alındı. Henüz süre uzatımı ise onaylanmadı. İnşaatı devam eden yatırımda süre uzatımı ile bitiş tarihi 5 Haziran 2020’ydi. İnşaatta fiziki gerçekleşme yüzde 90 seviyesinde. 250 yataklı Tekkeköy Devlet Hastanesi projesinde fiziki gerçekleşme yüzde 6,5 seviyesinde.

    2019 yılında başlayan 25 yatak 19 Mayıs Devlet Hastanesi projesinde fiziki gerçekleşme yüzde 65 seviyesinde sorunsuz devam ediyor. Aynı yıl başlayan 25 yatak Kavak Devlet Hastanesi projesi de yüzde 68 seviyesinde sorunsuz devam ediyor.

  • Prof. Dr. Vançelik, Sağlıkta Dönüşümün Etkileri’ni anlattı

    Prof. Dr. Vançelik, Sağlıkta Dönüşümün Etkileri’ni anlattı

    Güneş Vakfı tarafından geleneksel olarak düzenlenen Cuma günü konferanslarının bu hafta ki konuğu Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serhat Vançelik, “Sağlıkta Dönüşümün Etkileri” konulu sunumu ile oldu.

    2003 yılında Türkiye sağlık tarihinde reformları ile yeni bir dönemi açan Sağlıkta Dönüşüm programı ve etkilerini anlatan Prof. Dr. Vançelik şu ifadeleri kullandı. “Prof. Dr. Recep Akdağ öncülüğünde yapılan reformlar ile Türk halkının sağlık hizmetini kolayca alabilme imkanına sahip olduk. Özellikle 2003 yılından sonraki 7 yıllık süreçte sağlık sisteminin en hızlı ve olumlu değişime uğradığını belirtmek isterim. Sosyal güvenlik kurumlarının 2006 yılında genel sağlık sigortası yasası ile birleştirmenin bu dönüşümde önemli bir bileşeni olmuştur.”

    Ayrıca Vançelik, tüm gelişmiş ülkelerde oluşturulan aile hekimliği sisteminin de 2005 yılında Düzce’de pilot uygulama olarak başladığını ve 2010’da tüm Türkiye’de uygulanmaya başladığını hatırlattı.

    Günümüzde sağlık sistemi ile ilgili yaşanan sorunlar da yer aldığı sunumun bitmesinin ardından Güneş Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Sayın Ayhan Buzlak Prof. Dr. Serhat Vançelik’e vermiş olduğu değerli bilgilerden dolayı teşekkür belgesi takdim etti.

  • Türkiye Avrupa’ya sağlıkta ders verdi

    Türkiye, savunma sanayinin ardından sağlık sektöründe de dünyada adını duyuruyor. RD Global-INVAMED’in ürettiği yerli tıbbı cihazlar Letonya’nın başkenti Riga’da Avrupalı doktorlara anlatıldı. Riga’da yerli ve milli üretim tıbbi cihazlarla yapılan uygulamalı operasyon, canlı yayınla Avrupa’nın birçok ülkesinde de takip edildi.

    Cumhurbaşkanlığı, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun (TİTCK) yerli ve milli üretime öncelik verilmesi politikaları doğrultusunda önceden dışa bağımlı olunan ürünler artık Türkiye’de İNVAMED tarafından daha ileri teknoloji ile üretiliyor. RD Global-INVAMED tarafından tamamen yerli imkanlarla üretilen tıbbi cihazlar, kalp damar cerrahisi, kardiyoloji, genel cerrahi ve beyin cerrahisi alanlarındaki hekimlerce de kullanılıyor. Milli imkanlarla üretilen ve ülke genelinde kullanılan bu cihazlar yurt dışına ithal ediliyor. RD Global-INVAMED ile birlikte Letonya’nın başkenti Riga’ya giden Türk bilim adamları, burada Avrupa’nın farklı ülkelerinden gelen hekimlere eğitim verdi. Prof. Dr. Kürşat Bozkurt eşliğinde Riga’daki bir cerrahi klinikte yerli ve milli üretim tıbbi cihazlarla yapılan operasyon, diğer Avrupalı doktorlar tarafından da canlı yayınla seyredildi. Letonya ve diğer ülkelerden gelen hekimler, başarı ile gerçekleştirilen operasyonun ardından teşekkürlerini sundu.

    “Sağlıkta millileşme asıl hedefimiz”

    Sağlık politikasının en önemli mihenk taşlarından birinin yerli ve milli üretim olduğunu belirten RD Global Yönetim Kurulu Başkanı Raşit Dinç, “Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da sıkça söylemlerinde yer alan ‘Sağlıkta millileşme, milli seferberliğe destek ve bu konunun savunma sanayi kadar kritik bir öneme sahip olması’ konusu, RD Global -İNVAMED ile birlikte özellikle Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumunun en önemli gündemini oluşturmaktadır. Biz de üzerimize düşen görevi gerek ülkemizde, gerek şu anda olduğu gibi yurt dışında büyük bir özveriyle gerçekleştiriyoruz ve gerçekleştirmeye devam edeceğiz’’ dedi.

    “Hedef dünyada ilk 5 ülke arasına girebilmek”

    Üretilen yerli ve milli ürünler üzerinde yurt dışındaki doktorlara Türk hekimleri tarafından eğitim verilmesinin aslında Türkiye’nin ulaşması gereken hedeflerinden biri olduğunu söyleyen Dinç, hedeflerinin yerli ve milli inovasyonun yurt dışına tanıtılarak dünyada ilk beş içerisinde olmak olduğunu ifade etti. Dinç, konuşmasına şöyle devam etti:

    “Bu sebepler doğrultusunda tüm enerjimizi milli ürünlerimizi daha da geliştirmek ve özgün yeni ürünler üretmek için harcıyoruz. Çalışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor. 2019 ülkemiz için sağlıkta yeni milli ürünlerin ortaya çıkacağı, sağlıkta milli devrimin gerçekleşeceği bir yıl olacak. Dışa bağımlı olunan tüm tıbbi cihazlar artık ülkemizde üretilecektir. Ülkemizin bu alanda büyümesi ayrıca geniş istihdam alanlarının ortaya çıkmasına vesile olacaktır.”

  • “Sağlıkta ’erkek olmak’ mağduriyet nedeni”

    Ürolog Hüseyin Serhat Kerman, erkeklerin “ayıplanma ve alay konusu olma” gibi nedenler yüzünden cinsel sorunlarına çözüm arayamadıklarını söyledi. Bu yüzden de kendi kendilerinin doktoru olmaya kalkıp, bilinçsiz ilaç kullandıklarını belirten Opr. Dr. Kerman, “Kadınlar daha şanslı. Örneğin; ikisi de silikondan imal edilen meme protezi normal karşılanırken, erkeklerde eksiklik giderici penis ve testis protezleri kabullenilmiyor, ayıp sayılıyor” dedi.

    Erkek cinsel sağlığının göz ardı edilmesinin önemli bir toplumsal sorun olduğunu belirten Kent Bayraklı Tıp Merkezi Üroloji Uzmanı Opr. Dr. Kerman, hemcinslerinin yaşadığı çaresizliğe dikkat çekti. Erkeklerin kısırlıktan iktidarsızlığa kadar yaşadıkları sağlık sorunlarında ya da belirli yaşlarda yaptırmaları gereken tarama testleri konusunda kadınların yanına bile yaklaşamadıklarını belirten Opr. Dr. Kerman, “Çiftler çocuk sahibi olamadığında jinekoloğa gidiyor, erkek faktörünün araştırmasını da jinekolog yapıyor” dedi.

    “Ayıplanma, alay konusu olmak korkusu var”

    Op. Dr. Kerman, “Ataerkil bir toplum olarak kabul edilen ülkemizde, kadın olmanın zorlukları ön plana çıkmasına rağmen, erkekler cinsel sağlık sorunlarını dile getirme konusunda kadınlara göre bir hayli geride kalmaktadırlar. Nedense erkeklerin cinsel sağlığı ile ilgili hastalık ve bozuklukları her zaman göz ardı edilmektedir. Ayrıca toplum bu yarayı, ayıplama, kabullenmeme gibi dürtülerle körüklemektedir. Toplumumuzda, erkek hastalıkları ve cinsel eksiklikler espri konusu yapılarak, erkek kendi doktoru yapılmakta, bu da hastalıkların ilerlemesine ve bilinçsiz ilaç kullanımına yol açmaktadır. İkisi de silikondan imal edilen, kadınlarda sadece görsel amaçlı kullanılan meme protezleri normal karşılanırken, erkeklerde görsellik dışında, eksiklik giderici penis ve testis protezleri kabullenilmemekte hatta toplum tarafından ayıplanmaktadır. Başka bir açıdan, çiftlerin çocuk sahibi olamama durumu kadın kadar erkek ile de alakalı olabileceği halde, her zaman erkek faktörü bir kenara atılıp, öncelikle, hatta sadece kadın muayene ettirilmektedir. Kadın sağlam olsa da, erkek faktörünün araştırılması, jinekoloji uzmanları tarafından yapılmakta, çoğu zaman temelde erkeğe ait olabilecek önemli hastalıklar araştırılmadan, kısırlık tedavisi ciddi mali külfet de getiren tüp bebek merkezlerinde sonuçlanmaktadır” dedi.

    Öte yandan özellikle kanserin erken tanısında tarama testlerinin önemli olduğunu ancak bu konuda uygulamaların kadından yana olduğunu kaydeden Opr. Dr. Kerman, “Kadınlarda yıllık kanser tarama testleri, devlet destekli sağlık birimleri tarafından, ciddi protokollerle yapılırken, erkekler göz ardı edilmektedir. Çoğu erkeğin 40 yaşından sonra prostat kanseri riski olduğundan ve bunun ilerleyen yıllarda yüksek oranlara ulaştığından haberi yoktur. Sonuç olarak toplum sağlığı açısından, Türkiye’ de erkeklere, kendilerini bekleyen bilinmeyen ve kabullenilmeyen hastalıkları konusunda ciddi şekilde devlet ve medya destekli eğitim ve programlar uygulanmalıdır. Özel sağlık sigortaları kadınların her türlü hormon tetkiklerini karşılarken, erkeklerde karşılamıyor. Erkeklere de aynı haklar tanınmalı” diye konuştu.