Etiket: Şabi

  • Iraklı Haşdi Şabi Başkanı: “ABD askerlerinin ülken çıkması gerekiyor”

    Iraklı Haşdi Şabi Başkanı: “ABD askerlerinin ülken çıkması gerekiyor”

    Irak’ın başkenti Bağdat’ta İranlı General Kasım Süleymani ile Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis ölüm yıl dönümü münasebetiyle konuşma yapan Haşdi Şabi Başkanı Falih Feyyaz, ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin ülkeden çıkarılmasını istedi.

    Geçtiğimiz yıl ABD düzenlediği operasyonla öldürülen İran Devrim Muhafızları Ordusu’na bağlı Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis’in ölüm yıldönümünde Irak ve İran’da anılıyor. Irak’ın başkenti Bağdat’ta binlerce kişi Tahrir Meydanı’na akın etti. Binlerce Haşdi Şabi yandaşlarının katıldığı gösteride konuşma yapan Haşdi Şabi Başkanı Falih Feyyaz, Irak Meclisi tarafından yabancı askerlerin ülkeden çıkarılmasına yönelik geçen yıl Ocak ayında alınan kararın uygulanmasını istedi. Savaş ve şiddet yanlısı olmadıklarını vurgulayan Feyyaz, “Canilerden intikam almak Irak Meclisi’nin yabancı askerlerin çıkarılması kararını uygulamakla olur” ifadelerini kullandı. Feyyaz konuşmasında, Bağdat’ta toplanan 1 milyon kalabalığın amacının milli egemenliği ifade etmek olduğu söyledi.

    Şii Fetih Koalisyonu Başkanı Hadi el-Amiri ise, bedeli ne olursa olsun ABD askerlerinin ülkeden çıkarılması gerektiğini belirterek, “Bu konuda hiçbir pazarlık kabul edilemez. Mutlaka milli egemenliği gerçekleştirmek lazım” dedi.

  • Haşdi Şabi, Süleymani için Bağdat’ta gösteri düzenledi

    Haşdi Şabi, Süleymani için Bağdat’ta gösteri düzenledi

    İranlı General Kasım Süleymani ile Haşdi Şabi Örgütü Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi Mühendis’in ölüm yıldönümü yaklaşırken örgüt başkent Bağdat’ta gösteri düzenledi.

    Geçtiğimiz Ocak ayında Irak’ın başkenti Bağdat’ta ABD tarafından düzenlenen hava saldırısı ile öldürülen İranlı General Kasım Süleymani ile Haşdi Şabi Örgütü Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi Mühendis’in ölüm yıldönümü yaklaşırken, Haşdi Şabi başkentteki ünlü Tahrir Meydanı’nda gösteri düzenledi. Gösteriye Haşdi Şabi destekçileri katılırken, Tahrir Meydanı’na giden bütün yollar kapatıldı. Gösteride ABD hava saldırısında ölenler için sembolik cenaze merasimi düzenlendi.

  • Irak’ta Haşdi Şabi cephaneliğinde patlama

    Irak’ta Haşdi Şabi cephaneliğinde patlama

    Irak’ın başkenti Bağdat’ın kuzeyinde yer alan Beled Askeri Hava Üssü’nde, Haşdi Şabi’ye ait bir cephanelikte patlama meydana geldi.

    Selahattin şehrine bağlı Beled Askeri Hava Üssü’nde, Şii milis gücü Haşdi Şabi’ye ait cephanelikte bir patlama meydana geldi. Konuyla ilgili açıklama yapan Irak Sivil Savunma Müdürlüğü patlama sonucu çıkan yangını kontrol etmek için Bağdat’tan itfaiye ekibinin bölgeye gönderildiğini bildirdi.

    Can kaybı hakkında bilginin paylaşılmadığı açıklamada patlamanın Haşdi Şabi güçlerine ait bir silah ve mühimmat deposunda meydana geldiği belirtildi.

    Geçen hafta Irak’ın başkenti Bağdat’ın güneyinde bir silah ve mühimmat deposunda meydana gelen büyük patlamada 1 kişi hayatını kaybederken 29 kişi de yaralanmıştı. Patlamanın İsrail uçaklarının mühimmat deposunu bombalaması sonucu meydana geldiği iddia edilmişti.

  • Bağdat’ta Haşdi Şabi yetkilisi öldürüldü

    ERBİL (İHA) – Irak’ta Şii milis gücü Haşdi Şabi’nin maliye müdürü, Bağdat’ta uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti.

    Haşdi Şabi Basın Bürosu tarafından yapılan açıklamaya göre Maliye Müdürü Kasım el-Zübeydi, Irak’ın başkenti Bağdat’ta uğradığı silahlı saldırı soncu hayatını kaybetti. Saldırı sonrası açıklama yapan Şii Milis Gücü Haşdi Şabi Genel Komutan Yardımcısı Ebu Mehdi el -Mühendis ise saldırıyı sert dille kınayarak faillerin yakalanması için güvenlik güçlerini harekete geçmeye çağırdı.

  • (Özel Haber) Doç. Dr. Gökhan Bolat: “Haşdi Şabi, DAEŞ’in Şii versiyonudur”

    Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tarih Bölümü öğretim üyesi ve Ortadoğu Uzmanı Doç. Dr. Gökhan Bolat, yine Batı eliyle kurgulanan ve DAEŞ’in Şii versiyonu olan Haşdi Şabi eliyle, İran’ın, Ortadoğu’daki muhtemel bir mezhep savaşını kışkırttığını ifade etti.

    Musul üzerinde Ortadoğu’da günümüzde yaşanan gelişmelerin 2010 yılında başlayan sözde Arap Baharı sürecinin bir devamı olduğunu belirten Doç. Dr. Gökhan Bolat, sözde halk hareketleri şeklinde başlayan gelişmelerin daha sonra Amerika ve Rusya gibi bazı devletler arasındaki çıkar çatışmalarına dönüştüğünü ifade etti.

    “DAEŞ Sünni ise neden İsrail ve İran’da eylem yapmadı?”

    Batılı devletlerin Ortadoğu’daki çıkar çatışmalarına zemin hazırlamak için DAEŞ’i kurguladıklarını söyleyen Doç. Dr. Gökhan Bolat, “DAEŞ örgütü kendisini Sünni, Sünnilik içerisinde aşırılıkları ile bilinen Selefi/Cihatçı olarak ilan etmiştir.Kendisini bir mezhebin savunucusu olarak tanıtan ve sözde Batı Dünyası ve Şiilere savaş ilan eden bu örgütün faaliyet alanı şimdiye kadar ne kadar gariptir ki yine Sünni Müslümanların yaşadığı bölgelerden oluşmaktadır. İlginçtir, kendisini Sünni/Selefi olarak tanımlayan bu örgütün Ortadoğu’da eylem yapmadığı iki devlet var; birincisi Yahudi olan İsrail, ikincisi çoğunluğu Şii nüfusun yaşadığı İran. Buna karşılık çoğunluğu Sünni Müslüman olan Türkiye’de,Ürdün ve Libya’da onlarca eylem yapmıştır” dedi.

    Bir yanda DAEŞ, bir yanda Haşdi Şabi

    Ortadoğu’daki ikinci tehlikeli örgüt olan Haşdi Şabi’nin, kendi ülkesinde hiç eylem yapmamış olan DAEŞ’e karşı İran tarafından kurulduğunu söyleyen Doç. Dr. Gökhan Bolat, Haşdi Şabi örgütü ile ilgili şu bilgileri verdi:

    “Haşdi Şabi örgütü 2014 yılında DAEŞ’in Musul’u işgalinden 2 gün önce kurulan, İran’ın doğrudan desteklediği ve bazılarına göre İran Devrim Muhafızlarının Irak şubesi diye adlandırılan bir örgüttür. DAEŞ’in sözde Sünnilik karakterine benzer şekilde aşırıcı Şii milis güçlerinden müteşekkil örgütün. 2016 bütçesi yaklaşık 10 milyar Dolar olup çoğu Şiilerden oluşan milislerin sayısı ise 120 ila 150 bin arasında, değişmektedir. İçinde 70’i aşkın silahlı örgüt barındıran ve doğrudan Irak Başbakanına bağlı olmayan, yani bir süre sonra kontrol edilemez hale gelebilecek olan bir örgüttür. Yani bir yanda Batı eliyle kurgulanan ve sözde Sünniliği savunduğunu iddia eden DAEŞ gibi bir terör örgütü, bir yanda da daha önce Irak’ın farklı yerlerinde yaptığı gibi Sünnilere karşı katliam yapma potansiyeline sahip aşırıcı Şii milislerden oluşan Haşdi Şabi. Bu, Ortadoğu için, Türkiye’nin de sık sık vurguladığı mezhepler savaşı tehlikesini ifade eder. Bu yüzden Türkiye’nin de ısrarla vurguladığı gibi, Musul alındıktan sonra şehre bu örgütün girmemesi oldukça önemli. Çünkü DAEŞ hedefli bir süreç, daha sonra bu örgüt eliyle bütün Sünnileri hedef alan tehlikeli bir boyuta ulaşabilir ki, bu da ne Şiiler ne Sünniler ve hatta bölgedeki hiç bir İslâm ülkesinin yararına olmayacak bir kaos ve kargaşalığa neden olacaktır. Böyle bir durum ise ancak Ortadoğu’da çıkarları olan bazı Batılı devletler ile bölgedeki kargaşalıkların arkasındaki güçlerden biri olup bu bahaneyle ABD’nin sürekli Ortadoğu’da kalmasını sağlayarak böylece kendi güvenliğini de garanti altına alan İsrail’in işine gelir. Çünkü İsrail’in de DAEŞ’in arkasında olma ihtimali çok yüksektir. Ortadoğu’da yaşanan gelişmelere baktığımızda bölge adeta yanarken, İsrail sanki bu coğrafyada değil de Latin Amerika’daki bir ülke imiş gibi olaylardan hiç bir şekilde etkilenmeden varlığını devam ettirmektedir.”

    “İran rejimi kendi geleceği için mezhep odaklı bir dış politika yürütüyor”

    İran’ın mezhep odaklı dış siyaset yürütmesinin nedenini mevcut rejimin İran’daki Şiilik hissiyatını yükseltip kendi geleceğini garantiye alma isteği olarak değerlendiren Doç. Dr. Gökhan Bolat, “İran’ın mezhep odaklı dış siyaset yürütmesinin nedeni, İran’da son dönemlerde halk arasında Şiilik hissiyatının azalmış olması ve buna karşın bazı bölgelerde Milliyetçi duyguların güçlenmeye başlamasıdır. Bunun yanı sıra 2009 seçimlerinde küstürülen seküler bir kesim vardır ve bu seküler kesim mevcut rejime karşı sesini daha da fazla yükseltmeye başlamıştır. Ambargo döneminde İran halkının ekonomik bakımdan zayıflaması da, İran’daki yönetime karşı hoşnutsuzluğun bir diğer nedenini oluşturmuştur. İran, kendi iç kamuoyundaki bu olumsuz bakışı bertaraf etmek için, Ortadoğu’da; Irak, Suriye ve Yemen’de mezhep odaklı bir dış politika izlemektedir. Böylece İran toplumunu, sözde düşmanlara karşı Şiilik etrafında yeniden birleştirmek bu şekilde de kendi geleceğini güvence altına almak istemektedir” ifadelerini kulandı.