Etiket: Saadet

  • Saadet Partisi’nde ‘hayır’ istifası

    Besni Belediyesinin Saadet Partili meclis üyesi Ömer Aydıngüzel, referandumda partisinin ‘hayır’ oyu verme kararı alması sonrasında partisinden istifa ettiğini açıkladı.

    Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun referandumda ’hayır’ oyu kullanacaklarını açıklamasının ardından Besni Belediyesinin Saadet Partili meclis üyesi Ömer Aydıngüzel basın toplantısı düzenledi. Aydıngüzel, partisinin aldığı ‘hayır’ kararına karşı referandumda AK Parti’ye destek vereceğini açıklayarak, Saadet Partisi’nden istifa ettiğini kaydetti.

    Besni Belediyesinde basın açıklaması yapan Ömer Aydıngüzel, “Bu ülkenin bir ferdi olarak ülkemizde yaşanan 15 Temmuz darbe girişimine karşı gövdemi siper edenlerdenim. Ülkemizde sınırı bulunan komşu ülkelerdeki terör olaylarının ve darbelerin İslam alemine ve ülkemize ne kadar zarar verdiğinin farkındayım ve her türlü terör eylemini şiddetle kınıyorum. Gün birlik ve beraberlik günü olduğuna inanıyor ve bunu her konuşmamda dile getiriyorum. Saadet Partisi Genel Başkanı Sayın Temel Karamollaoğlu bir basın açıklaması yaparak anayasa ve cumhurbaşkanlığı sisteminde referandumda oyumuz ‘hayır’ olacak demiştir. Ben Ömer Aydıngüzel Saadet Partisi’nin bir üyesi olarak Sayın Genel Başkanımızın bu açıklamasını desteklemiyorum ve bu açıklamadan dolayı Saadet Partisi üyeliğinden istifa ediyorum” dedi.

    Aydıngüzel, “Yeni Türkiye’nin inşasında hep birlikte yürüyeceğimize yılmadan ve yıkılmadan mesafeler kat edeceğimize birbirimize omuz vereceğimize yürekten inanıyorum. Ben şahsım ve değerli dostlarım ile Referandumda devletimin ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında olduğumuzu ülkemizin birliği, beraberliği ve refahı için referandumda oyumuzun ‘evet’ olduğunu açıklıyorum. Anayasa değişikliğinin ve cumhurbaşkanlığı sisteminin ülkemize, ekonomiye ve milletimizin kaderini olumlu yönde nasıl değiştireceğini hep birlikte göreceğiz. Karanlıktan şikayet etmeyin karanlığa bir mumda siz yakın. Gelin ‘evet’ diyelim bir ve beraber olalım, yeni Türkiye’yi beraber kuralım. Güçlü Türkiye için ben de varım” diye konuştu.

  • Saadet Partisi Gelen Başkanı Temel Karamollaoğlu:

    Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, “Çetele tutarak terörizm dünyanın hiçbir yerinde önlenememiş. Elbette elinde silah olan teröriste karşı askerimiz de, polisimiz de silah kullanacak. Ama devlet olarak sadece silahla bunu önleriz zannedersek hata yaparız” dedi.

    Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, İl Başkanlığı tarafından organize edilen programda mahalle muhtarlarıyla bir araya geldi. Programın açılış konuşmasını yapan Saadet Partisi Kayseri İl Başkanı Mahmut Arıkan, muhtarlarla bir araya gelmenin çok önemli olduğunu vurgulayarak, “Çünkü insanlara ulaşmanın yolu sizinle irtibata geçmekten geçiyor. Sizler mahallelerin aynasısınız. Mahallelilerin dert babasısınız. O anlamda genel başkanımızla bu programa ehemmiyet gösteriyoruz” diye konuştu.

    “Çetele tutarak terör bitmez”

    Programda konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ise ülkenin en büyük sorunlarından bir tanesinin terör olduğunu kaydetti. Karamollaoğlu, “En büyük derdimiz terör. Terör, Türkiye’mizin her tarafını sardı. Bundan birkaç hafta önce de Kayseri’mizde de bir saldırı meydana geldi, birçok askerimiz şehit oldu. Bu yetmedi yılbaşında, yeni yakaladılar. Bir Müslümanı kandırıyorlar, gidip şunları katledeceksin diye, o katliamı yaptırıyor. 15 Temmuz’da ihtilal denemesi neden oldu? Birileri kandırıldığı, aldatıldığı için oldu. Bunların hepsinin arkasında onu yönlendiren kesimler var. Hükümetimiz bağırıyor, ‘Türkiye’de PKK, İŞİD ortalığı kasıp kavuruyor, siz de bunlara destek veriyorsunuz’. Doğru. Ama onun karşılığında siz onlara destek verene her şeye rağmen ‘sizinle dost kalacağız’ derseniz bu da olmaz. Biz dostluğa da itiraz etmiyoruz, münasebetlerimiz olsun, gelelim, gidelim. Ama şuna itirazımız var. Onlar bu işi kesene kadar biz sizinle niye birlik olalım? Niye biz Avrupa Birliği’nin üyesi olalım. Bizim bir düsturumuz var. Terör sadece silahla önlenmez. Hepimiz televizyonlarda dinliyoruz; ‘4 tane şehidimiz var’, arkasından da diyoruz ’14 tane de biz terörist öldürdük’. Çetele tutarak terörizm dünyanın hiçbir yerinde önlenememiş. Elbette elinde silah olan teröriste karşı askerimiz de, polisimiz de silah kullanacak. Ama devlet olarak sadece silahla bunu önleriz zannedersek hata yaparız” diye konuştu.

    Karamollaoğlu ayrıca başkanlık sistemi, 15 Temmuz darbe girişimi gibi konularda muhtarlarla görüşünü paylaştı.

  • Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu:

    Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, prensipte başkanlık sistemine karşı olmadıklarını, eksiklerin giderilmesi neticesinde onaylayacaklarını söyledi.

    Bir dizi temaslarda bulunmak üzere Kayseri’ye gelen Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Anadolu Aslanları İşadamları Derneği’nin (ASKON) kahvaltı programına katıldı. FETÖ terör örgütü tarafından yapılan 15 Temmuz darbe girişiminin topluma travma yaşattığını belirten Genel Başkan Karamollaoğlu, önlem alınmadığı takdirde, birkaç yıl sonra darbe girişiminin olumsuz toplumsal yansımalarının belireceğini ifade etti.

    15 Temmuz darbe girişiminin anlaşılamadığını kaydeden Karamollaoğlu, “Bugün bir terör belamız var. Bunu göz ardı edemeyiz. 15 Temmuz da aslında planlanmış bir terör hadisesi. Aslında nasıl kurtulduk, bu hadise nasıl meydana geldi, bu hadisenin meydana gelmesinde devletin bütün organları nasıl bihaber oldu akıl erdiremiyorum. Ordumuzun üst kademesinde 300-350 generalimiz var, 15 Temmuz’da yarısından fazlası gitti. Bu işin içine girmiş 100 binin üzerinde insan ihraç edildi, büyük bir kısmı mahkeme kararıyla cezalandırıldı. Hakimler, savcılar, emniyetin üst kademeleri, ordu, sağlık personeli. Elbette bütün kurumlarda var ama bunlar çok önemli. Nasıl görememişiz, nasıl farkına varamamışız? Göremememizin nedeni iyi bakmamaktan kaynaklandı. Bakan görür. Bu bir eksikliktir. Bu eksikliği kabul etmek çok önemli bir iştir. Bugün hükümet bunu kabullendi. Tedbir alınmaya çalışılıyor. Ancak bazı sıkıntılar var. Ülkemiz sarsılıyor, kadrolar değişiyor. Alttan gelenler eskilerin yerini tam doldurabiliyor mu bilmiyoruz ama bu terör hadisesine kalkan terörist FETÖ’cüleri 3’e ayırmışlar. ‘Altı ibadet, ortası ticaret, üstü de ihanettir’ demişler. Doğru bir tarif belki. Üst tarafı bir tarafa bırakalım, ticaretle uğraşanlar mutlaka onlar da var. Alt kademedeki insanlar aldatan, aldatılan insanlar. Sadece dışarıdan gören, aynen yetkililerin gördüğü gibi burayı ibadet vesilesi kabul eden insanlar. Şimdi onların arasında bir travma yaşanıyor, sizler de farkındasınız. Eğer devlet yetkilileri bununla ilgili bir tedbir alınmazsa yarın çok daha büyük hadiselere gebe olur ülkemiz. Alttaki insanlardan bir çocuğunun anası, babası içeri atılıyor, işinden ediliyor, malına el konuluyor, bütün aile feryat ediyor. Suçlu da feryat ediyor, bilmeyenler de ediyor. Bir de alakası olmayanlardan da işten atılanlar var. Eğer devlet bununla ilgili özel ekipler kurup hem sosyal hem psikolojik hem ekonomik çare aramazsa bundan 10 sene sonra daha da tehlikeli hadiselere şahit olabiliriz. İkincisi terör hadisesi. Terör yeni değil, 1970’lerde başladı. Önce sağ-sol kavgasıydı, sonra ASALA çıktı 1984 yılına kadar kavga devam etti. 1984 yılında bıçakla kesilir gibi kesildi ASALA, PKK başladı. O günden bugüne kadar PKK devam ediyor. Ama PKK yine bir gaflet neticesinde bugünkü seviyeye çıkarıldı. Çünkü bir barış süreci ilan edildi, bir de baktık ki şehirlerin altı dinamitlerle döşenmiş. Bugün iktidarda olan bizim arkadaşlarımız, cumhurbaşkanı da dahil. Severiz ama hatalarını da söylemeden edemeyiz” diye konuştu.

    “Başkanlık sistemi şu anda gerekli değil”

    Türkiye’nin mevcut durumunda başkanlık sistemine gereksinim duymadığına inandıklarını vurgulayan Genel Başkan Karamollaoğlu, “Biz bu konudaki kararımızı belirttik, ama tepki koymak için değil. Bu kanun gündeme geldiği andan itibaren bizi bir endişe kapladı. Prensip olarak başkanlık sistemine karşı değiliz. Ama herhangi bir başkanlık sistemine de ‘evet’ diyecek halimiz yok ki. Nasıl bir başkanlık? Demokratik bir başkanlık mı, yoksa herkesin istediği zaman ensesinde boza pişirecek, demir yumruk olacak bir başkanlık mı? Şahıslara göre de kanun çıkmaz ki? Yarın onun yerine demir yumruğu olan birisi gelir. Onun için ilk defa ben bu fikirlerimi doğrudan doğruya sayın cumhurbaşkanına ilettim. Ama kanun Plan Bütçe Komisyonu’na gelince alelacele o maddeleri getirttik, daha komisyona çıkmadan önce uzmanlarla bir çalışma yaptırdık, belli konuları tespit ettik. Arkasından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gelince başta cumhurbaşkanına olmak üzere başbakan ve parti genel başkanlarına bir mektupla bizim başkanlık sisteminde nelere ehemmiyet verdiğimizi arz ettim. Dedik ki ‘Biz prensip olarak karşı değiliz. Ama başkanlık sistemine geçildiği zaman şu noktalar dikkat edilmesi lazım, bunlar olmazsa olmaz hususlardır’. Şuanda başkanlık sistemine ihtiyaç var mı, yok. Çünkü başkanlık sistemi fiilen yürüyor. Niye yürüyor, başbakan razı olduğu için. Başbakan, cumhurbaşkanıyla uyumlu çalışıyorsa bir problem yok zaten. Ama ileride ne olur endişesi ile bu yasa çıkarılıyor. Bu da zihinlerde ya bir karışıklık meydana getiriyor veya diğer problemlerin üstünü örtüyor. Bu da bir siyasi manevra olarak kabul edilir. Endişelerimizde dedik ki ‘Kuvvetler ayrımı prensipleri mutlaka gözetilmeli’. Gözetilmezse sıkıntı çıkar. Bunların başında cumhurbaşkanı halk tarafından seçildiği ve doğrudan doğruya bakanlar kurulunu kendisi atayacağı için istikrar sağlanmış demektir. Artık güvenoyuna mecliste ihtiyaç yok, gensoru ile hükümet düşürme gibi bir mesele de yok. Kanunlar ve yetkileri anayasa ile tayin edilmelidir. Onun için dedik ki, cumhurbaşkanının yetkileri belli olmalı, meclise müdahale edememeli. Arkasından da ikinci kuvvet meclis yasaları yapmalı. Cumhurbaşkanından gelen bütçeyi onaylayabilmeli, değiştirerek de onaylayabilmeli. Değiştirme hakkı olmazsa meclisin bütçeyle bir işi kalmaz ki. Mutlaka meclis icrayı denetleyebilmeli. Meclis bunları yaptığı takdirde yüzde 10’luk baraja da ihtiyaç kalmaz. Çünkü yüzde 10’luk baraj yönetimde istikrarı sağlamak için konulmuştur. Zaten istikrar sağlandı, o halde buna ihtiyaç yok. Meclis, toplumdaki bütün düşünce kuruluşlarının temsilcisi haline gelmeli. Türkiye’nin tamamını temsil etmeli. Onun için de cumhurbaşkanı kesinlikle meclisi fesih etme veya seçime götürme yetkisi olmamalı. Bu yetki olursa meclis töhmet altında kalır. Bu istikrar getirmez, getirir zannedilir. Bu iktidarın elini güçlendirir, karşısına çıkana vurma imkanını verir. Bunun adına demokrasi denmez, yönetimde adalet sağlanmıyor da denmez. Onun için diyoruz ki eksiklikler eğer giderilmiş olsaydı biz kesinlikle ’evet’ derdik. Ama bu eksiklikler varsa neye ‘evet’ diyeceğiz ki…” ifadelerini kullandı.

  • Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu Konya’da

    Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Amerika’nın Türkiye’nin kalkınmasını istemediğini söyledi.

    SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin Konya İl Başkanlığı tarafından bir otel salonunda düzenlenen “Türkiye’nin Meseleleri ve Çözüm Yolları” konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı. Karamollaoğlu, Amerika’nın, Türkiye’nin enerji kaynaklarına hakim olmak istediğini belirterek, “Amerika, çok stratejik madenler varsa oraları ellerinde bulundurmak istiyor. Ayrıca stratejik bölgelerde hakimiyet kurmak istiyorlar. Birde bizim kalkınmamızı istemiyorlar. Batı kendi menfaati söz konusu olduğu zaman koyduğu prensiplerin tamamını çiğnemekten çekinmez. Türkiye dostmuş, ne dostu. Başbakan Cumhurbaşkanı bağırıyor, hem dostuz diyorsunuz hem de bizim memleketimizde kan döken teröristleri destekliyorsunuz” dedi.

    Karamollaoğlu, radikal İslami akımların da Amerika tarafından ortaya çıkarıldığını dile getirerek, “El-Kaide ve IŞİD’i Amerika kurdu. Amerika’da şimdi bir sürü adam var. Bunlar çıkıp televizyonlarda konuşuyor. Bunlar CIA’nın adamları. Bunlar Amerika’nın önemli diplomatları, bunu biz ürettik diyorlar ama kimse dinlemek istemiyor. Ne için Müslümanlar arasında fitne çıkarıp bu bölgeyi yok etmek onların emellerini hizmet etmek için” şeklinde konuştu.

    Konya sanayisinin Anadolu’da ilk çalışmaya başlayan sanayilerden olduğuna değinen Karamollaoğlu, “Erbakan hocamız buraya verdiği önemden dolayı kendisi bir motor profesörü olduğu için ilk motor fabrikasını İstanbul’da kurmasını rağmen büyük yatırım hamlesine kalkınma hamlesine başlarken Konya’da başladı. Hem organize sanayi bölgesi hem de TÜMOSAN’ın temelleri burada atıldı” diye konuştu.

  • Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Kahraman:

    Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Kahraman, “Terörün arkasında bu bölgelerde kendi emellerini yerine getirmek isteyen güçler var” dedi.

    Denizli’de düzenlenen Saadet Partisi 5’inci Olağan İl Kongresine katılan Genel Başkan Temel Kahraman, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bir düğün salonunda düzenlenen kongre öncesi gazetecilere açıklamalarda bulanan Kahraman, İstanbul’daki terör saldırısını lanetledi.

    Dün akşam geç saatlerde alınan acı haberin kendilerini derinden üzdüğünü belirten Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Kahraman, “Haber hepimizi derinden yaraladı. Gördüğümüz kadarıyla 38 vatandaşımız şehit oldu, bunun 30’u güvenlik kuvvetlerimizdendir. Tabi nefretle, lanetliyoruz, kınıyoruz. Ancak biz sadece kınayarak, kendi içimizde üzüntüyü, yerine göre bu hadiseler karşısında duyduğumuz nefreti dile getiriyoruz. Ama tabi ateşin düştüğü yer bir bakıma aileler, bir bakıma memleketimizdir. Bu hadiselerin bu şekilde devam etmesi ister istemez, endişelerimizi arttırıyor” dedi.

    Teröre yönelik istihbarat önlemlerinin biraz daha derine indirgenmesi gerektiğini belirten Kahraman, “Geçmişte İstanbul ve Ankara’daki terör hadiselerinin arkasından bu terör hadiseleri Güneydoğu’ya kaymıştı. Ama dün gece yaşadığımız hadise, üstelik tam da Kandil Gecesinden bir gün önce, bir menfur saldırı hepimizi derinden yaraladı. Allah ölenlere rahmet, yakınlarına başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz. İnşallah benzer bir terör hadisesi yaşanmasın ülkemizde. Terör bir hastalık gibi bir iş, ama terörün arkasında bu bölgelerde kendi emellerini yerine getirmek isteyen güçler var. Bireysel saldırılara bir şey yapamazsınız, ama organize olmuş birileri tarafından yönlendirilen terör hadiselerini, aslında ciddi bir istihbaratla bir dereceye kadar önlenmesi mümkündür, kanaatini taşıyoruz. Özellikle teröre yönelik istihbaratın biraz derinlemesine ele alınır, tabi elbette bir günde olmaz” diye konuştu.

    Başkanlık sistemini değerlendiren Kahraman, “Başkanlık sistemine yönelik bir itirazımızın olmadığını daha önce dile getirdik. Ama şunu herkes bilmeli ki, sadece başkanlık, dertlerimize derman olur, problemlerimiz öylece çözülür. Dertlere derman olması, problemlere çözüm olması, ancak isabetli politikalarla sağlanabilir. Onun için başkanlık sistemini dertlerimizin hepsine deva olarak görürsek, yarın hüsrana uğrarız. Başkanlık sisteminin Türkiye’ye kazandıracağı bir husus var. Başka da bir şey yok, sadece yönetimde istikrar olacak. Yani hükümetler parlamentodaki bazı çekişmeleri sebebiyle, kendilerini tehlikede göremeyecekler. Başkanlık sisteminin bize getireceği tek fayda budur. Ancak başkanlık sistemini faydalı olabilmesi için, Türkiye’de çok farklı kesimlerinin düşüncelerinin parlamentoya yansımasıyla, münakaşaların, müzakerelerin parlamentoda gerçekleşmesiyle mümkün olur” ifadelerini kullandı.

    Yapılan kongrede tek aday gösterilen Ahmet Eryılmaz, il başkanı olarak seçildi.