Etiket: ruh

  • Süleymanpaşa Belediyesi Çocuk Ruh Sağlığı Merkezi Açıldı

    TEKİRDAĞ (İHA) – Tekirdağ’da Süleymanpaşa ilçesindeki çocuklara psikolojik destek vermek amacıyla belediye tarafından yaptırılan Çocuk Ruh Sağlığı Merkezi’nin açılışı törenle yapıldı.

    Hürriyet mahallesi Okullar bölgesinde açılışı yapılan Çocuk Ruh Sağlığı Merkezi ile 0 – 14 yaş arası çocukların ruhsal, duygusal ve zihinsel gelişiminin değerlendirilmesi amaçlanıyor.

    Tekirdağlı çocuklara hizmet verecek olan Çocuk Ruh Sağlığı Merkezi’nin açılışına Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, Süleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat, Süleymanpaşa Kaymakamı Ahmet Atılkan, Şarköy Belediye Başkanı Süleyman Altınok ve Tekirdağ Halk Sağlığı Müdürü Hacı Bayram Zengin ile davetliler katıldı.

    Proje hakkında açıklamalarda bulunan Süleymanpaşa Belediye Başkanı Eşkinat, “Süleymanpaşa Belediyesi’nin Birleşmiş Milletler nezdinde çocuk dostu kent patentini almasına yönelik atılmış olan bir adım. Ruh sağlığı merkezimiz daha önce ilkel koşullarda bir konteynırda açılmıştı. Şimdi daha çağdaş bir binada Süleymanpaşa’nın çocuklarına yakışır bir binada hizmet vermeye devam edecek” dedi.

    Başkan Eşkinat, Çocuk Ruh Sağlığı Merkezi’nin yanına yapılacak parka Süleymanpaşa Belediyesi’nin kardeş kenti olan Almanya’nın Bayreuth kentinin isminin verileceğini söyledi.

    Süleymanpaşa Belediye Başkanı Eşkinat’ın yaptığı her işin güzel olduğuna dikkat çeken Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Albayrak, “Bugün 665 gündür ikimiz de belediye başkanıyız. Süleymanpaşalılık ismini, Süleymanpaşa vurgusunu tüm Türkiye’ye ve yurtdışına da götürdüğü için ben öncelikle ismi olarak ve Tekirdağ’ın yeni ismini çabuk kabullenilmesi açısından sayın başkanımızı kutluyorum. Bizim derdimiz Tekirdağ’a, Süleymanpa’ya en iyi hizmeti verebilmek” ifadelerini kullandı.

    Açılışın ardından Çocuk Ruh Sağlığı Merkezi’nde görevli Psikolog Müge Başol, çocuklara psikolojik destek verecek merkezin yapacağı faaliyetler hakkında bilgilendirme sunumu gerçekleştirdi.

  • Yunusemre Toplum Ruh Sağlığı Görüşmesine Ev Sahipliği Yaptı

    Toplumun ruh sağlığını iyileştirmek amacıyla kurulan Toplum Ruh Sağlığı Merkezi için oluşturulan ve içerisinde 14 kurumun yer aldığı konsorsiyumun gerçekleştirdiği 3’üncü toplantıya Yunusemre Belediyesi ev sahipliği yaptı.

    Her 3 ayda bir düzenlenen Toplum Ruh Sağlığı Merkezi İl Koordinasyon Kurulu toplantılarının 3.’sü Yunusemre Belediyesi Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. Başta Yunusemre Belediyesi olmak üzere Halk Sağlığı Müdürlüğü, Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü, Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, Şehzadeler Belediyesi, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü, Turgutlu Devlet Hastanesi, İl Sağlık Müdürlüğü, İl Emniyet Müdürlüğü, Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü, Büyükşehir Belediyesi ve Manisa Aile Hekimleri Derneği’nin temsilcilerinin katıldığı toplantıda Yunusemre Belediyesi’ni İnsan Kaynakları, Eğitim, İş Sağlığı ve Güvenliği Şefi İlhami Sezer temsil etti. Toplantıda merkezin amaçları ve hedefleri konusunda katılımcılar bilgilendirildi. Merkezin en önemli hedefleri ise; Düzenli ilaç kullanımını sağlamak, hastaneye yatışı azaltmak, üretkenliği arttırmak, becerileri ve yaşam kalitesini arttırmak olarak belirlendi.

  • Hamilelikte Ruh Sağlığına Dikkat

    Psikiyatrist-Psikoterapist Yrd.Doç. Dr. Rıdvan Üney, hamilelik döneminde ruh sağlığına dikkat edilmesi gerektiğini belirtti.

    Hamilelik döneminin, aileye yeni bir bireyin katılım heyecanı ile yaşanan 280 günlük özel bir süreç olduğunu anlatan Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Üney, “Bu dönemde kadının bedeninde ve iç organlarında değişiklikler olur. Bu değişiklikler; rahim içinde büyüyen minik varlığın ihtiyaçlarını karşılamak üzere olmaktadır. Çok kısa bir dönemde oluşan bu hızlı bedensel değişiklikler ve dünyaya gelecek bebekle ilgili düşünceler kadını etkileyebilecektir. Ancak birçok kadın için hamilelik güvenli, rahat ve mutlu bir şekilde geçebilir” dedi.

    İlk hamilelik döneminin kadın için oldukça stresli olduğunu kaydeden Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Üney, “Vücudunda oluşan değişikliklerin normal olup olmadığı konusunda zaman zaman kaygıya düşebilirler. Ev işlerinin hangisinin ne kadar tehlikeli olduğu konusunda kuşkulu olabilmektedir. Çalışma yaşantısında, seyahatlerinde, gezerken nelere dikkat etmesi konusunu düşünebilirler. Yedikleri yiyeceklerin ya da kullandığı vitaminlerin riskini değerlendirmek isteyebilirler. Hamilelik süresince gittiği kontroller ve yapılan testlerin sonucu endişeye neden olabilir. Doğum şeklinin ve yerinin seçimi sorun olabilir. Doğacak çocuğun sağlık yönünden sorunlu olup olmayacağı konusu sıkıntı oluşturabilir. Yeni görünümünün ne kadarının kalıcı olacağı konusunda stresli olabilirler. Hamilelikte oluşabilecek hastalık ya da durumlarda ilaç kullanımındaki kısıtlamalar korku yapabilir. Gebelik döneminde cinsellik konusunda kaygılı olabilirler. Maddi kaygılar bu dönemde daha fazla ön planda olabilir” diye konuştu.

    Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Üney, gebelikte ruh sağlığının, normal gebeliklerde yaşanan bulantı, kokudan rahatsız olma, aşerme, duygusal değişkenlikler, uyku sorunları, yorgunluk, daha önce düşük yapmış olmak, tüp bebek deneyimleri olması, ileri yaş gebelikleri, birden fazla çocuk yapmayı düşünmeyenler, daha önce kürtaj yaptırmış olanlar, gebelik döneminden önce başlayıp devam eden kronik hastalığı olanlar, eşi ve eşinin ailesiyle sorun yaşayanlar, evliliği kurtarmak amacıyla çocuk yapmak, planlanmayan gebelikler, gebelik öncesi ruhsal rahatsızlık geçirmiş olmak, hamilelik döneminde sık rastlanan psikiyatrik sorunlar, depresyon, endişe bozukluğu ve panik bozukluğu durumlarında daha fazla etkilendiğini söyledi.

    Yrd.Doç.Dr. Rıdvan Üney, hamilelik dönemini ruhsal olarak daha iyi geçirmenin yollarını ise şöyle aktardı: “Bu dönemde kaygılanılan konularda bir Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanından yardım alın. İnternette forum sitelerinde genellikle olumsuz hikayeler bulunmaktadır. Bu tip bilimsellik dışında yazılanlardan uzak durun. Dinlenmenize özen gösterin. Sigaradan uzak durun. Alkol ve uyuşturucu maddeleri hayatınızdan çıkarın. Eşinizle daha fazla zaman geçirin, ondan bu sıkıntıları atlatma ile ilgili yardım isteyin. Cinsellikten uzaklaşmayın. Hamilelikte cinsellik konusunda bilgi için doğum uzmanınıza danışın. Egzersiz yapın, bu ruh sağlınıza mutlaka olumlu yansıyacaktır. Sevdiklerinizle zaman geçirin. Ruhsal olarak zorlanmaya devam ediyorsanız psikiyatrist veya psikologdan yardım almaktan çekinmeyin.”

  • Vali Büyük’ten Ruh Sağlığı Hastalıkları Hastanesine Ziyaret

    Adana Valisi Mustafa Büyük, Dr. Ekrem Tok Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’ni ziyaret etti.

    Vali Büyük, Dr. Ekrem Tok Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’ni ziyaret etti. İlk olarak Başhekim Uzm. Dr. Sinan Özler’den brifing alan Vali Büyük, daha sonra hastaneyi gezdi. Beraberindekilerle hastane bahçesinde dolaşan Vali Büyük’e hastalar da yoğun ilgi gösterdi.

    Daha sonra AMATEM biriminde incelemelerde bulunan Vali Büyük, AMATEM görevlilerinden de ayrıca bilgi aldı. Tedavi gören hastalardan biri “AMATEM çalışanlarından çok memnunuz, ailemizden görmediğimiz ilgiyi burada görüyoruz” diyerek kendilerine çok iyi bakıldığını anlattı.

    Başka bir hasta ise Vali Büyük ile satranç tahtasında dama oynadı. Çiçekçilikle uğraştığını belirten bir hasta, Vali Büyük’e gül fidesi hediye etti.

  • Psikolog Güllüoğlu: “Ruh Hasta Olmazsa Beden Hasta Olmaz”

    Bedensel hastalıklarla ruhsal hastalıklar arasında önemli bir ilişki olduğu belirtildi. Çoğu zaman stres, üzüntü, öfke gibi durumların bedensel hastalıkları tetikleyebildiği ifade edildi.

    Medicana International İstanbul Hastanesi doktorlarından Uzman Klinik Psikolog Melis Çekiç Güllüoğlu, fiziksel ve psikolojik hastalıklar arasındaki bağlantıyı ve ruh dolayısı ile de beden sağlığımızı korumak için neler yapmamız gerektiğini yazdı.

    Sokrates’in bundan binlerce yıl önce söylediği gibi “Baş olmadan göz, beden olmadan baş tedavi edilemeyeceğine göre; beden de ruh göz önüne alınmadan tedavi edilemez” diyen Güllüoğlu, şu ifadeleri kullandı:

    “Beden ve ruhun karşılıklı etkileşimleri günümüzde ne yazık ki psikiyatri ve psikoloji alanında en dirençli hastalık grubunu oluşturuyor. Bu durumu en genel tanımıyla psikosomatik hastalıklar olarak tanımlayabiliriz. ‘Psyche’ (ruh) ve ’soma’ (beden) arasındaki uyumun bozulmasıyla psikosomatik hastalıklar ortaya çıkıyor. Bir hastalığa psikosomatik diyebilmek için ortada bedensel-organik bir hastalığın bulunması ve hastalığın psikolojik tetikleyicisinin olması gerekiyor. Psikosomatik rahatsızlıkların tanımını yapmadan önce gündelik yaşamda çok sık duyduğumuz bazı cümlelerden örnekler vermek istiyorum: ’İki gündür çok canı sıkıldı, tansiyonu yükseldi’ veya ’Annem bir ay boyunca çok üzüldü, sonunda şekeri yükseldi’ gibi cümleler. Bunun anlamı: Ruh ve beden birlikte hastalanıyor. Ama burada önemli olan ruhsal bir nedenin bedensel bir hastalığa yol açması veya tetiklemesi. Yani bir hastalığa psikosomatik diyebilmek için birtakım koşulların oluşması gerekiyor.”

    SIKILINCA, ÜZÜLÜNCE TANSİYON YÜKSELİYOR

    Öncelikle ortada bir beden hastalığı yani organik bir hastalık olması gerektiğini anlatan Güllüoğlu, şöyle konuştu:

    “Bu organik hastalık da stresle veya stres dışı bir nedenle, kişinin kendi içinde yaşadığı bir ruhsal mekanizma ile oluşmalı. Geçici olmaktan çıkıp fonksiyonel ve devamlı bir hastalık durumuna dönüşmeli. Bu tanıma uyan hastalıklara ‘psikosomatik hastalık’ diyoruz. Ülser, kolit, barsak iltihabı, sedef, yüksek tansiyon hatta kanser gibipek çok hastalık bu gruba dahil. Örneğin kişi gelir “Son zamanlarda ne olduysa çok içim sıkkın. Tansiyonum çok yükseliyor” der. Hakikaten bakarsınız günlük tansiyon değerlerinde belirgin bir artış vardır.Kişi önce kendini neşesiz ve kötü hissediyor, bir süre sonra da soruna eşlik eden beden şikayetleri başlıyor. Örneğin bir tansiyon hastası. Çok klasik, enseden başlayan bir baş ağrısı ortaya çıkıyor. Kan yağları, tansiyonu yükseliyor. Bir süre sonra bu etkiler kişide rutin bir reaksiyon haline dönüşüyor. Yani vücut aynı uyarana her seferinde aynı yanıtı veriyor. O zaman artık bu durum bir hastalık haline geliyor. Artık ne zaman heyecanlansa, ne zaman bir şeye canı sıkılsa tansiyon tıpkı tetikleyici bir düğmeye basar gibi otomatik olarak yükseliyor.”

    GEVŞEME YÖNTEMLERİNİ ÖĞRENİN

    Sonuç olarak hepimiz hayatımızın belirli dönemlerinde strese yenik düşüp rahatsızlıklar geçirebiliyoruz. Ancak bedensel rahatsızlıkların tetiklenmesinde temel unsur genetik yapı. Genetik yatkınlık ve kişilik yapısı böyle bir rahatsızlığa yatkınsa, bir takım hastalıklar ortaya çıkıyor. Zaten bu iki faktör yoksa o zaman bu stres faktörleri, filtreden geçip vücuda zarar vermeden geldikleri gibi gidiyor. Bu hastalıkla başa çıkabilmek için öncelikle kişinin gevşeme yöntemlerini öğrenip stres faktörleri arttığı dönemlerde bunları işlevsel olarak kullanması gerekiyor.