Etiket: ruh

  • İnönü’de akıl ve ruh sağlığı konulu konferans

    İnönü Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesinde Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından “Günümüzde Akıl ve Ruh Sağlığı” konulu konferans düzenlendi.

    Süreyya Aybar Konferans Salonunda düzenlenen konferansa konuşmacı olarak Psikiyatrist Dr. Ali Güngör katıldı. Konferansa, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Neslihan Durak, Dekan yardımcısı Prof. Dr. Emin Çelebi, Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Yetkin Gök, Doç. Dr. Emine Durmuş, Doç. Dr. Didem Gökçe, Doç. Dr. Vehbi Bayhan ve öğrenciler katıldı. Psikiyatrist Dr. Ali Güngör, “Siz bir insanın iç dünyasını yani çürük ve zayıf olan kısmını desteklediğiniz zaman kişi tekrar rahatsızlanmıyor. Çünkü hepimizin kırılma zamanlarınız oluyor ve bir yerde tökezliyorsunuz. Çocukluk olur, ergenlik olur, yetişkinlik olur, ileri yaşlarda olur. O yüzden bu alan biraz ilginç ve teknoloji gelişirken eşyalarımız, arabalarımız, telefonlarımız teknolojik olarak aktif olurken ruhsal alan çok fakir kalıyor. Çünkü insanlar maddi olana ulaşıyorlar ama bir türlü ulaşamadıkları bir mutsuzluk var” dedi. Güngör, ruhsal bozukluk ile akıl bozukluğunun farklı kavramlar olduğunu belirterek, “Ruh bir engin niteliğindeki deniz gibi, akıl onun içindeki bir deniz altı gibi. Aklın bozulması ruhsal anlamda beslenmeyinceye akıl idrak etmemeye, dağılmaya başlar. Çünkü akıl, anlama yeteneği, iyiyi kötüden ayırma yeteneğidir” ifadelerini kullandı. İnsanın toparlandıkça sırra vardığını belirten Güngör, “Bu sırra varınca zaten kendi iç dünyasındaki kavgaları bitirmiş oluyor. Kendini seven sayan birey dış dünyadaki ikili ilişkiler daha düzenli hale geliyor. Çünkü bozukluk davranışlarda düşüncülerde meydana gelen tutarsızlıkla oluyor. İnsanın gözüne baktığımız zaman derinlik vardır. Sadece insanın gözünde derinlik vardır çünkü ruh vardır. Bu da bizi karmaşık bir yapıya götürüyor karmaşık yapının da karmaşasını çözmek de zorlaşıyor” diye konuştu.

    Bedensel, fiziksel rahatsızlarla ruhsal, psikiyatrik rahatsızlıkların birbirinden farklı olduğuna değinen Güngör, konuşmasının sonunda kendisine yöneltilen soruları yanıtladı.

  • “Değişen Dünyada Gençler ve Ruh Sağlığı” etkinliği

    Kilis’te, “Değişen Dünyada Gençler ve Ruh Sağlığı” etkinliği düzenlendi.

    “Değişen Dünyada Gençler ve Ruh Sağlığı” etkinlikleri çerçevesinde Kilis İl Sağlık Müdürlüğü Ruh Sağlığı Birimi tarafından Cumhuriyet Meydanında ile Kilis 7 Aralık Üniversitesinde stantlar kuruldu. Ayrıca İl ve İlçe Jandarma Komutanlıkları,İl Milli Eğitim Müdürlüğü,Gençlik Hizmetleri Spor İl Müdürlüğü ve Kültür Turizm İl Müdürlüğü personellerine ergeni anlayan aile ve psikolojik dayanıklılık konularında eğitim verildi.

    Halk kütüphanesinde ile yapılan ortak çalışmada ise ailelere Ergeni Anlayan Aile Eğitimi verildi.

  • Ruh sağlığı haftasını kutlandı

    Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde 10 Ekim Ruh Sağlığı haftası düzenlenen çeşitli etkinliklerle kutlandı.

    Kdz. Ereğli Devlet Hastanesi Toplum Ruh Sağlığı Merkezi (TRSM) ile Gençlik ve Spor Merkezi tarafından 10 Ekim Ruh Sağlığı haftası nedeniyle sahil bandında bazı etkinlikler düzenlendi. Etkinlikte TRSM’de tedavi gören hastalar ’Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur’ sloganından hareketle Kdz. Ereğli sahilinde düzenledikleri organizasyonda bir araya geldi.

    Kdz. Ereğli Devlet Hastanesi TRSM yetkilileri merkezlerine kayıtlı bireylerin tedavi süreçleri içerisinde rehabilitasyonlarını ve sosyalleşmelerini desteklemek amacıyla belirli aralıklarla çeşitli etkinlikler düzenlediklerini ifade etti. TRSM yetkilileri 10 Ekim Ruh Sağlığı Haftası nedeniyle düzenlenen etkinlikte ise etkinlikte sporcu gençler ile birlikte TRSM sakinlerine sporun faydalarını ve öneminin anlatıldığını bildirdi. Etkinlikte, badminton ve voleybol oynayan gençler, danışanlar ve hastalar gönüllerince eğlendi. Hem gençlere hem de danışanlara sporla, sanatla uğraşan bireylerin stresle daha iyi baş edebildiklerini anlatan Psikolog Esra Arslan, insanın kendini gerçekleştirmeye ihtiyaç duyduğunu açıkladı. Etkinlik toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.

  • Prof.Dr. Atmaca,”Ruh sağlığı sağlığın çok önemli pir parçası”

    Ruh sağlığının, sağlığın çok önemli bir parçası olduğuna dikkat çeken Fırat Üniversitesi (FÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murad Atmaca,” 15-29 yaş arası bireyler arasında ikinci ölüm nedeni olarak karşımıza çıkan intihar olgusu bu yaklaşımı destekleyen sayısız göstergelerden yalnızca biridir. Bununla birlikte madde bağımlılığı, yeme bozuklukları, tehlikeli araç kullanımı, öfke kontrol sorunları, geleceğe yönelik belirsizlik ve kaygı gibi çok sayıda problem yine gençler arasında yaygın olarak görülmekte ve toplum ruh sağlığı açısından önemli bir risk oluşturmaktadır”dedi.

    Dünya Ruh Sağlığı Günü nedeniyle “Gençler ve Değişen Dünyada Ruh Sağlığı” temasıyla ilgili FÜ Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türkiye Psikiyatri Derneği Elazığ Şube Prof. Dr. Murad Atmaca açıklamada bulundu.

    10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü, ülkedeki ve dünyadaki ruh sağlığı sorunlarının ve çözümüne ilişkin önerilerin kamuoyu ve politika yapıcıların gündemine taşınması ve farkındalık oluşturulması için önemli bir fırsat ortaya koymak olduğunu belirten FÜ Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murad Atmaca, Ruh sağlığının sağlığın çok önemli bir parçası olduğunu ve ruh sağlığı hizmetinin toplumun her bireyi için bir hak olduğunun altını yeniden çizmek istediklerini söyledi.

    Dünya Sağlık Örgütü tarafından 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü’nün temasını bu yıl “Gençler ve Değişen Dünyada Ruh Sağlığı” olarak belirlendikleri belirten Prof. Dr. Atmaca, “Günümüzde yaş aralığı daha ileri yaşlara doğru giden ve tanımı da zamanın koşullarına göre değişen ’gençlik dönemi” insan gelişiminin önemli bir evresi olduğu kadar ruh sağlığı açısından çok sayıda riski de beraberinde getiren bir dönemdir. Bu dönemin ilk evresine denk gelen ergenlik dönemi heyecan arayışının yüksek olduğu ve riskli davranışların da sık görüldüğü bir evredir. Bununla birlikte, gelişim dönemine bağlı olmaksızın toplumdaki her bireyi etkileme potansiyeline sahip bazı olayların ergen ve gençlerin ruh sağlığı üzerindeki etkisi, bu gelişim döneminin özellikleri bakımından önem kazanmaktadır. Henüz başa çıkma ve sosyal problem çözme becerileri yeterince gelişmemiş gençler için bu dönemin oldukça zorlayıcı olduğu ise açıktır” şeklinde konuştu.

    “Ruh sağlığı sağlığın çok önemli pir parçası”

    Ruh sağlığını korumanın, tedavide olduğu gibi, bireysel ve toplumsal dinamiklerin bir bileşkesi olduğunu, devletin her kurumunun ve tüm sosyal bileşenlerin ruh sağlığının korunmasında sorumluluğu olduğunu dile getiren Atmaca,“ Tedavi ve danışmanlık olanaklarının yetersizliği, bilgisizlik, eksik ya da yanlış yönlendirme gibi nedenlerle bu problemlerin önemli bir bölümünün tedavi edilmeksizin varlığını sürdürdüğü görülmektedir. Bireyin ileri ki yaşamında da olumsuz etkilere neden olabileceği öngörülebilmektedir. 15-29 yaş arası bireyler arasında ikinci ölüm nedeni olarak karşımıza çıkan intihar olgusu bu yaklaşımı destekleyen sayısız göstergelerden yalnızca biridir. Bununla birlikte madde bağımlılığı, yeme bozuklukları, tehlikeli araç kullanımı, öfke kontrol sorunları, geleceğe yönelik belirsizlik ve kaygı gibi çok sayıda problem yine gençler arasında yaygın olarak görülmekte ve toplum ruh sağlığı açısından önemli bir risk oluşturmaktadır. Tablo böyleyken bir yandan da ülkemizdeki eğitim sisteminde ve koruyucu ruh sağlığı hizmetlerinde gençlerin mevcut problemlerle daha etkili ve sağlıklı şekilde başa çıkmalarını sağlayacak yaklaşımların benimsenmediğini görmekteyiz. Değişen dünyada gençlerin ruh sağlığı temasını vurguladığımız bugünde, ruh sağlığının, sağlığın çok önemli bir parçası olduğunun ve ruh sağlığı hizmetinin toplumun her bireyi için bir hak olduğunun altını yeniden çizmek isteriz“ ifadelerini kullandı.

    Ülkede sağlık çalışanlarının şiddet nedeniyle büyük bir baskı altında çalıştıklarının da altını çizen Atmaca, “Her yıl olduğu gibi bu yılın da bir teması var. Ancak bir hafta önce psikiyatrist meslektaşımız öldürüldü, sağlıkta şiddetin kurbanı oldu. Maalesef zaten gündemde olan sağlıkta şiddet konusu her şeyin önüne geçti. Şiddete maruz kalan sağlık çalışanlarının olayı bildirme ve yardım alma çağrısı için beyaz kod sistemi geliştirilmiştir. Sevgi, saygı, ve adaletin hakim olduğu, karşılıklı anlayış ve uzlaşma temelinde oluşturulmuş sağlıklı yaşam ve çalışma ortamlarında geçireceğimiz 10 Ekimler dileğiyle tüm insanlığın 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Gününü Kutluyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

  • Dünya Ruh Sağlığı Günü ruhun gıdası olan ‘şiir’le kutlandı

    Gümüşhane’de 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü, ‘Şiir ruhun gıdasıdır’ ifadesinden hareketle şiir dinletisiyle kutlandı.

    İl Sağlık Müdürlüğü tarafından Gençlik Merkezi ve Gümüşhane Üniversitesinin katkılarıyla 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü nedeniyle kutlama programı düzenlendi.

    Gençlik Merkezindeki herfene salonunda yapılması planlanan fakat katılımın çok fazla olması nedeniyle spor salonuna alınan etkinlikte Gümüşhane edebiyat ve şiir dünyasının önemli kalemleri Talat Ülker ve Hışır Osman Nebioğlu ‘Şiir ruhun gıdasıdır’ söylemiyle şiir dinletisi gerçekleştirdi.

    “Yalnızlaşıyoruz”

    Programın moderatörlüğünü yapan şair ve yazar Talat Ülker, şiir ruhun gıdasıdır sözünden hareketle şiirle Dünya Ruh Sağlığı Gününü birleştirdiklerini belirterek, “Şehirleşmenin alabildiğine hızlandığı fakat insanın da gittikçe yalnızlaştığı bir dünyaya doğru evriliyoruz. Artık hayatlarımız alabildiğine kalabalıklaşıyor ama dünyalarımız alabildiğine yalnızlaşıyor. Bu yalnızlaşmanın neticesinde insanlar kendilerine sanal dünyada bir gerçekliği olmayan sanal dünya oluşturuyorlar. Bunun neticesinde psikolojik davranış bozukluklarından, madde bağımlığına kadar geleceğimizi tehlikeye atan bir yığın riskler ortaya çıkıyor” dedi.

    Daha sonra Uzman Dr. Yavuz Yılmaz ‘Psikolojik Dayanıklılık’ konulu sunum gerçekleştirdi. Sunumunda önce dünyanın en dayanıklı maddesi olan karbon ve diğerleriyle insanın dayanıklılığını kıyaslayan Yılmaz, insan dayanıklılığının nasıl artacağı, dayanıklı olunması için nelere ihtiyaç olduğu konularında salonu dolduran gençlere bilgiler aktardı.

    “Diğer maddeler ve canlılar herşeyi çekiyor ama dert çekmiyor”

    Sunumun ardından Gümüşhane’de şiir ve türkü yakıcılığı ile bilinen “Hışır” mahlaslı şair Osman Nebioğlu sahne aldı. Sosyal mesajlar veren şiirlerini seslendiren Hışır Osman “Dünyada en güçlü yaratık insanoğludur. Diğer maddeler ve canlılar herşeyi çekiyor ama dert çekmiyor. Hele de bir de dert çeksinler bakalım ne kadar dayanıklılar” ifadeleri salonda bulunanlara tebessüm ettirdi.

    Hem düşündürdü hem güldürdü

    Özellikle bir şiirindeki “Evde bir sohbet ki bitmez Şubat’ta, Baba Messenger’de, anne Whatsapp’ta, oğlan chatleşiyor öteki hatta, kızın işi kaldı yazı turaya” mısralarıyla günümüz aile içi iletişimini özetleyerek hem düşündürüp hem de güldüren Hışır Osman, daha sonra kendisinin yazdığı ve ülke genelinde en çok dinlenen türkülerden birisi olan “Yazın yağar kar başıma” adlı türküyü kendisi seslendirdi.

    Gençlere beden ve ruh sağlığı için 4 öneri

    Girişte bilgilendirici broşür, afiş, takvim ve çeşitli promosyon ürünlerinin dağıtıldığı programın finalinde konuşan İl Sağlık Müdürü Dr. Engin Pehlivan ise insanoğlunun ruh ve bedenden yaratıldığını belirterek, “Sağlık insanın bedenen, ruhen ve zihinsel olarak tam bir iyilik hali içerisinde olmasıdır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine baktığımız zaman yaklaşık 300 milyon kişi depresif rahatsızlık, 250 milyondan fazla kişinin ise tamamiyle kaygı bozukluğu yaşadığı biliniyor. Gençlik dönemi çok hassas bir dönemdir. Bireyin kimliğinin oluştuğu, hassas dönemdir. Gelişen dünyada yüzyüze iletişimin azlığı, sanal ilişkilerin yaygınlığı, madde bağımlılığı, yalnızlık, şiddet ve intihar özellikle bu dönemin hassaslığını artırmıştır. Gençlerimizin beden sağlığı kadar ruh sağlığının da önemli olduğunu vurguluyorum. Benim 4 tane önerim var.

    Öncelikle iyi bir iletişim oluşturalım. Kendimizde, ailemizle, yaratanımızla, çevremizle. İkinci olarak maneviyatımızı güçlendireceğiz ve inancımızın emirleri neyse onları yerine getireceğiz. Üçüncü olarak zararlı alışkanlıklardan uzak duralım. Dördüncü olarak ise ruhumuzun gıdalarını eksik etmeyelim” dedi.

    Program yazar ve şairler Talat Ülker ile Hışır Osman Nebioğlu’nun kitaplarını imzalamasıyla son buldu.