Etiket: robotun

  • Muharrem İnce: “Ben robotun beynini yapmaya talibim”

    Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, “Lastiğini yapan, kaportasını yapan mı güçlüdür, robotu yapan mı güçlüdür, robotun beynini yapan mı güçlüdür? Hangisi? Erdoğan kaportasına talip, ben robotun beynini yapmaya talibim. Neden, çünkü ben matematik biliyorum, çünkü ben fizik biliyorum. Çünkü benim diplomam var” dedi.

    Çanakkale Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen mitingde halka seslenen CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, “Ben, ’2001’de partiyi kurarken Pensilvanya’ya gidip icazet aldın mı’ dedim. Bugün demiş ki, ’Bunu demiş ispatlamazsan namertsin.’ Nereden duydun bunu diyor. Bakın açıklıyorum. Aramızda kalsın tamam mı? Değerli hemşehrim Erdoğan, 2001’de Pensilvanya’ya gidip icazet aldığını bana söyleyen kişi beraber gittiğiniz kişi. O aradı beni, ’beraber gittik’ dedi. Şimdilik ona zarar vermek istemiyorum. Allah’ın izni, milletin isteğiyle 24 Haziran’da cumhurbaşkanı olduğumda o arkadaşta rahata ereceği için onun da başına bir şey gelmeyeceği için o zaman ismini vereceğim. Yani çok merak ediyorsan, kimle beraber gittiğini bir düşün. Şimdi onlardan kimle aran bozuk onu bir düşün. Sen zaten çıkarırsın kimin söylediğini” şeklinde konuştu.

    Şeker fabrikalarına da değinen İnce, “Sattığın tekeli kim yaptı? Sattığın limanları kim yaptı? Sattığın SEKA’yı kim yaptı? Bunları kim yaptı? O sattığın şeker fabrikalarını kim yaptı? Hani soruyor ya sen hiç köprü yaptın mı? Ona soruyorum sen hiç şeker fabrikası yaptın mı? O sattıklarını kim yaptı? Önce sen bunlara bir cevap ver bakalım. Bir başka yine ben dedim ki; ’tarıma dayalı sanayi’ dedim. Yani biz zeytinyağı üretiyoruz. İtalya bizden zeytinyağını alıyor, dökme zeytinyağını alıyor, şişeliyor, markası var. Markasıyla kendi yağıymış gibi satıyor. O sattıklarını kim yaptı. Önce sen bunlara bir cevap ver bakalım. Ben dedim ki, böyle yapmayalım. Domatesi satmak yerine ketçapı satalım. Zeytinyağını dökme satmak yerine, marka olalım. Şişeleyip satalım. Ben bunları anlatmaya çalıştım. Ben ona marka diyorum. Hala arkada kaldığı için markayı anlayamıyor. Çünkü çağın gerisinden geliyor. Çağı kavrayamıyor. Yine bir başkası diyor ki, ’Seçim beyannamesini genel başkan okudu. Cumhurbaşkanı adayı okumadı’ diyor. Aramızda fitne çıkarmaya çalışıyor. Ben cumhurbaşkanı adayı olarak manifestomu okudum. Sayın Genel Başkan seçim bildirgesini okudu. Ya biz ikimiz ayrı görevlere talibiz. Ben yürütmenin başı olacağım, Bakanlar Kurulunun başı olacağım. Bakanlar Kurulunu ben atayacağım. Genel Başkan Mecliste yasamada olacak. Hala yeni sistemi, kendi getirdiği sistemi anlayamamış. Benim açıklamam yürütmeyle, cumhurbaşkanlığıyla ilgili, Sayın Genel Başkanın açıklaması yasamayla ilgili” dedi.

    Muharrem İnce, “Bu aralar Çanakkale’de bir dedikodu geziyor. Kulağım deliktir benim. Diyorlar ki, Muharrem İnce gelince Çanakkale Köprüsü’nü yapmayacakmış. Şimdi bakın anlatayım. Türkiye’de üç tane boğaz köprüsü var değil mi? Birincisini Demirel yaptı, ikincisini Özal yaptı, üçüncüsünü Erdoğan yaptı. Bende dedim ki, dördüncüsünü de İnce yapacak. Şimdi bana cevap veriyor. Diyor ki, ’Sen kim köprü yapmak kim diyor.’ Bende ona Çanakkale’den sesleniyorum. Demirden, betondan köprü yapmak ufak iş, kolay iş. Ben gönüller arasında köprü yapıyorum, gönüller arasında. Muharrem İnce Çanakkale Köprüsü’nü yapacak mısın? Yapacağım. Ama önce inceleyeceğim. Öyle kusura bakmasın, Demirel’in yaptığı köprüden 10 liraya geçiyoruz da, Erdoğan’ın yaptığı köprüden niye 100 liraya geçiyoruz. Ben bu milletin parasını sokakta bulmadım. Çanakkale Köprüsü’nü de yeniden inceleyeceğim. Kimse kusura bakmasın. Dört kuruşun hesabını sorarım. Hepsini sorarım. Köprü yapacağız ama kazık yemek yok. Köprü yapacağız ama avanta yok. Köprü yapacağız ama rüşvet yok. Öyle yapacağız. Kimi diyor ki, ’Bu diyor dolar kuruyla oynayanlar, bize tuzak hazırladılar’ diyor. Sorun çok basit. Sen köprü geçişini garantiyi dolar üzerinden anlaşmayı yaptın mı yapmadın mı?. E dolar üzerinden yaptıysan, sen Türkiye’ye kazık atanların ortağısın” şeklinde konuştu.

    Bugün dünyadaki en büyük 10 şirketten 5 tanesinin bilgi teknolojisi şirketi olduğunu ifade eden İnce, “Yani dünya bir başka yere evriliyor. Yani olay şu, burada bir otomobil fabrikası var. Bunun tamponunu yapıyor, kaportasını yapıyor, lastiğini yapıyor. Bir de otomobili yapan robot var. Artık robotlar yapıyor. Birde robotun yazılımını yapan, robotun beynini yapan var. Şimdi size soruyorum. Lastiğini yapan, kaportasını yapan mı güçlüdür, robotu yapan mı güçlüdür, robotun beynini yapan mı güçlüdür? Hangisi? Erdoğan kaportasına talip, ben robotun beynini yapmaya talibim. Neden, çünkü ben matematik biliyorum, çünkü ben fizik biliyorum. Çünkü benim diplomam var” dedi.

    Muharrem İnce, konuşmasının ardından vatandaşlara kırmızı karanfil dağıtıp, beyaz güvercinler uçurdu. İnce, 103 yaşındaki Kore gazisi Cimşir Kılavuz’un isteğini geri çevirmeyerek, hatıra fotoğrafı da çektirdi.

  • (Özel Haber) Lise öğrencisi NASA’nın kullandığı robotun benzerini geliştirdi

    Bursa’da bir lise öğrencisi, NASA’nın geliştirip Mars’a gönderdiği robotun benzerini yaptı.

    Özel bir kolejin öğrencisi Melih Öztürk, geliştirdiği Mars robotuyla dikkatlerini üzerine çekti. Şu an lise birinci sınıfta okuyan öğrencinin “Uluğbey” ismini verdiği robot, Mars’ta merdiven çıkıp, aldığı numuneleri ve görüntüleri dakikalar içinde dünyaya aktaran robotun aynısı.

    Robotunu telefonuyla yönlendiren Melih Öztürk, böyle bir projeyi gerçekleştirdiği için çok mutlu olduğunu söyledi. Araçla ilgili bilgi veren Melih Öztürk, “Amacımız Mars’ta keşif yapabilmek için bir prototip oluşturmak. Bu geliştirdiğimiz robot NASA’nın geliştirdiği tip bir robot. Bu robot merdiven çıkma özelliğine sahip 6 tekerli. Aracın öndeki 4 tekeri şaseden bağımsız olarak çalışmakta, bu sistem sayesinde devrilme ve taklaya karşı dayanıklı, üzerindeki 7 adet sensörü sayesinde robotun topladığı verileri bilgisayara aktarabiliyoruz. Kolu sayesinde yerdeki cismi alabiliyor. Güneş paneli sayesinde şarj edebiliyoruz. Gövdesinde kullandığımız sıcağa ve soğuğa dayanıklı malzemeler sayesinde Mars’ın en soğuk ve sıcak olduğu dönemlerde bile robot problemsiz bir şekilde çalışabiliyor. Kendi yazdığım arayüzle robotun aldığı numune analizlerini ve görüntülerini kısa sürede bilgisayar ve telefonumuzda görüyoruz. Nasa’nın en son Mars’a gönderdiği robotun üzerinde laboratuar var bizimkine de eklenebilir. Bizim robot Amerika’nın Mars’a yolladığı ilk robottan daha iyi durumda. Üzerindeki sensör ve kamera sayesinde veriler bize 1,5 dakikada ulaşıyor. Görüntüler ise 4-5 dakikada bize ulaşıyor. Bu robot eksi 50 ile 60 derece sıcaklıklarda çalışabiliyor” dedi.

    Melih Öztürk’ün projesi TÜBİTAK tarafından her yıl gerçekleştirilen Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması kapsamında Uludağ Üniversitesi’nde sergileniyor. Bursa Bölge Sergisi, Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde toplam 100 proje ile birlikte, bilimsel kurulun ve katılımcıların ilgisine sunuldu